blank
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #15760

    Kaplumbağalar Hakkında Genel Bilgi

    Arkadaşlar bu yazıyı hem,fikir edinmek isteyenler için hem de bilgilerine bilgi katmak isteyen arkadaşlar için buraya ekliyorum.Yardımcı olması dileğiyle.Çoğu bilmediğiniz soruya cevap bulacağınızı tahmin ediyorum…

    Reptiller boynuzumsu ve kabuğumsu derileriyle tanınırlar. Timsahlar, kaplumbağalar, kertenkeleler ve yılanlar bu gruptaki hayvanlardır.

    Kaplumbağalarda deri yapısı kabuk şeklinde gelişmiştir, çoğunda dermis primer olarak kemiktir. Bu yapı kaburga ve vertebrayla devam eder. Kabuk ağırlığı total vücut ağırlığının yarısı kadardır. Kaplumbağalarda akciğerler çok kompartmanlı ve keselidir, bronşial yapı yoktur. Burun çekme ve öksürme yetenekleri yoktur.

    Reptillerin çoğu ektotermal poikiloterm (vücut sıcaklığı çevre ısısına göre değişen) özelliğe sahip olduğundan çevre ısısına bağımlıdırlar. Bakteriyel ajanlarla enfekte olduklarında ılık yerlere giderler. Çevre ısısı tropikal tür reptiller için 27-28 derece, ılıman bölge türleri için 20-35 derecedir. Semiakuatik kaplumbağa türleri daha düşük ısı aralığını tercih ederler. Çoğu güneşlenerek ısınmak ister, direk güneş ışığı bulunmadığında ısı kaynakları, 45 cm uzaklıktan kullanılabilir. Ayrıca havalandırmanın da bulunması yararlı olur.

    Semiakuatik türler içine gömülebilecekleri miktarda suya ihtiyaç duyarlar. Bu türlerin çoğunda beslenme, üreme ve sosyal ilişkiler su içinde olur. Kullanılan suyun filtrasyonu ve havalandırılması yapılarak, toksik organik atıkların ve patojenik organizmaların birikmesi önlenmiş olur. Kaplumbağaların yaşadıkların ortamın nemi % 35 ‘den az olursa deride kuruma ve soyulma, % 75 ‘den fazla olursa mantar ve bakteriyel hastalıklar meydana gelir. Altlık olarak kaplumbağalarda, tavşan yemi olarak hazırlanmış olan alfa alfa peleti kullanılabilir. Timsah ve su kaplumbağaları için barınaklarında çimentodan yapılmış beslenme, dinlenme ve güneşlenme yerleri bulunmalıdır. su kaplumbağalarının küçük taş parçalarını yutabilecekleri unutulmamalıdır. Bulaşmayı önlemek için kafes temizliğinde kullanılan malzemeler quartener ammonium solüsyonu ile dezenfekte edilmelidir. Barınaktaki tüm malzemeler 3 ayda bir yenilenmelidir.

    Kırmızı Yanak Su Kaplumbağası

    Kuzey Amerika Orta Batı kesimlerindeki bataklıklarda oldukça yaygın olarak bulunur. Ilık ve bol yeşilli suları severler. Bu kaplumbağaların en büyük özelliği yanaklarının iki yanındaki kırmızı-oranj lekelerdir, bu lekeler olgunlaştıkça kaybolur. Cinsiyetler kolayca ayırt edilebilir. Dişiler erkeklere göre daha uzun ve ağırdır. Boyları doğal ortamlarında yaşarlarsa, 16-25cm arasında değişebilir. Erkeğin kabuğu daha içeriye dönük, dişinin ise daha düzdür ve erkeğin tırnakları dişiye oranla çok daha uzundur. Yavru kaplumbağalar için 60 cm akvaryum ideal ölçüdür. Sabit ısı 26,5 derecede tutulmalı, ideal akvaryum boyu ilerisi de düşünülerek 100x40x40 cm edinilmesi tercih sebebi olmalıdır. UV lamba sürekli güneş ışığı görmeyen kaplumbağalar için önem taşır.

    Kurutulmuş karides ve balık parçaları, kurt kuruları ve ufalanmış et parçacıkları, ufak toprak solucanları, kıvırcık salata parçaları ve küçük balıklar verilebilir. Ömürleri 20-25 yıl kadardır, olası sağlık problemleri gözlerde enfeksiyon ve kabuk yumuşamasıdır. Sularına vitamin, kabuklarına zaman zaman yumuşak bir fırçalama yapılmalıdır.

    http://www.panpet.com/egzotik/sukaplumbaga.asp

    KARA KAPLUMBAĞASI

    Gözleri oldukça keskin,koku almaları gelişmiş ve duymaları bir hayli zayıftır. Boyları, 3-5 cm 1 metreye kadar farklılık gösterir. 7-180 yıl arasında yaşam süreçleri olan çeşitleri vardır. Beslenmesi %90 bitkisel olup su kaplumbağalarında olduğu gibi ağızlarında diş yoktur ve tek korunma yöntemleri kabuklarının içine sığınmaktır.

    Dağlık, ormanlık hatta çöl ortamlarında dahi yaşayabilecek yapıda değişiklik gösterirler. Tırnakları düzenli olarak kesilmeli, kabukları güneş ışığı görmeyen yerlerde UV lamba kullanılmalıdır. Bahçede serbest olarak dolaşan kara kaplumbağalarında yoğun olarak kene bulunması takibinin sıklıkla yapılmasını gerektirir.

    BESLENME(Her İki Tür İçinde)

    Tatlı su kaplumbağalarının obur yaratıklar olduğu unutulmamalı. Önlerine ne kadar yiyecek konulursa konulsun hepsini bitirmek isteyeceklerdir.En iyisi, yiyeceklerini azar azar vermek. Sevdikleri kurutulmuş karideslerden günde 4-5 tane yiyebilirler. Su kaplumbağaları için hazırlanmış pelet yemler de var. Tüm hayvanlarda olduğu gibi kaplumbağaları da tek tip besinle yaşatmaya çalışmak hata olur. Zaman zaman küçük parçalar halinde çiğ et, taze midye içi, solucan parçaları, küçük balıklar verebilirsiniz. Tabii aşırıya kaçmamak kaydıyla. Artan yemleri hemen toplarsanız, kaplumbağaların suyu daha geç kirlenecektir.Çabuk büyümelerini istiyorsanız yediklerikadar yesinler yiyemediklerini toplayın.Su kaplumbağalar üzerlerine (kalsiyum ve vitamin eklenmiş) tatlı su balıklarını çok severler, özellikle taze alabalık en sevdikleri yiyeceklerden biridir.Unkurduna da bayılırlar. kurtçuklar aslında iştahı kapalı olan veya yavru kaplumbağalar için daha çok iştah açıcı olarak kullanılır.Kaplumbağalar için özel olarak hazırlanmış minik çubuk şeklindeki yemler bağırsakları için çok uygundur. (değişik markalar var, en iyisinden alınız çünkü türkiye burası ve içinde ne olduğunu bilemiyoruz…) vitamin ekli yemlerden hafta 3-5 tane verilmesi uygundur.
    kaplumbağa çeşitlerine göre beslenme farkılığı göstermekle birlikte bütün kaplumbağalar için dana yüreği pek yararlı değildir çünkü vücuttan sindirim sırasında değerli kalsiyum alır götürür, hatta tavuk ciğeri özellikle zararlıdır!
    deniz balığı mümkün olduğu kadar az verilmelidir çünkü içlerindeki tuz oranı zaman içinde böbreklerine zarar verir ve et hem kara hem tatlı su kaplumbağaları için yine zamanla zararlıdır, kalsiyumun harcanmasına sebep olur, bunun yanında doğal yiyecekleri de değildir.
    hayvanın sürekli yeşillik yemek istemesi de normal değildir. yememe veya bir anda farklı beslenme şekli bir sorunun göstergesi olabilir.
    tüm kücük balıklar ile de beslenme sağlanabilir. akvaryumun içine çabuk çoğalan küçük balıklar bırakılabilir. böylece kaplumbağa hem arada bir onları yer hem de avlanır.

    kaplumbağalara bir saat içerisinde tüketebilecekleri kadar yem verilmelidir. yemekdikleri suda kalır. bunların temizlenmesi önemlidir.

    hazır yemlerin tek başına verilmesi doğru değildir.

    forumda çiğ et ve tavuk eti ile ilgili çok başlık ve soru gelmektedir, bu sorulara tam bir cevap vermek anlamında:

    azı karar fazlası zarar prensibi itibariyle hareket ediniz. cüssesine göre ne kadar yiyecebileceğini anlayabilirsiniz.

    genç kaplumbağalar etçil ağırlıklı bir beslenme tercih ederler, yaşlandıkça sebze ağırlıklı yemleri sevmeye başlayacaktır.

    unutmayınız ki kaplumbağalar sağlıklı yaşayabilmek için bizlerin verdikleri yiyeceklere muhtaçtırlar. beslenmelerinin aksatılması veya dengesiz olması ileride hastalıklara ve ölümlere yol açabilir.

    Peynir vermemenizi öneririm…

    Daha detaylı bilgi isterseniz:

    Yavrular hergün günlük olarak beslenirken,erişkin kaplumbağalar 2-3 günde bir beslenmelidir. Kırmızı yanaklı kaplumbağaların beslenmesinede dikkat edilmelidir.Eğer yanlış bir beslenme uygulanıyorsa her türlü hastalığa açık bir duruma gelebilir.Bu yüzden aşağıda bir rasyon örneği veriyorum.

    Kırmızı yanaklı kaplumbağa rasyonu :

    % 25 dana eti (yağsız ve kemiksiz)

    % 25 hazır kaplumbağa yemi

    % 50 meyva-sebze-ot ( havuç,çilek,elma,yonca,marul vb)

    Not: burada verilecek besinler ufak parçalara bölünerek verilmelidir

    Ayrıca alacağınız toz vitaminleri bu küçük parçaların üzerine serperek vermeniz uygun olacaktır.

    Ayrıca kırmızı yanaklı kaplumbağalarda yaşa göre beslenme tipi değişmektedir.Burada genç kırmızı yanaklı kaplumbağalar hem et hemde ot yeme özelliğinde yani hepçil bir beslenme karekterindedirler.Yetişkin kaplumbağalarda bu et yeme davranışı azalarak,daha çok otçul bir beslenme özelliği gösterirler ama tam olarak et yemeyi bırakmazlar.yani kaplumbağalarda yaş ilerledikçe verilen et miktarı azaltılırken,ot miktarı arttırılmalıdır.

    Reptillerin çoğu ektothermal poiklotherm (vücut sıcaklığı çevre ısısına göre değişen) özelliğe sahip olduklarından, çevre ısısına bağımlıdırlar. Bakteriyel ajanlarla enfekte olduklarında ılık yerlere giderler. Semiakuatik kaplumbağa türleri 20 – 30 dereceleri tercih ederler. Direk güneş ışığı alamayanlarda ısı kaynakları (infrared lambaları) kullanılır. Isı kaynakları da canlıdan 45 cm uzakta bulunmalıdır. Ayrıca havalandırmanın da bulunması yararlı olur.Aşırı ısı farklılıkları oluşmasından kaçınmak gerekir.Ortamın nemi % 35′ den az olursa deride kurumalar ve soyulmalar, nem u’ den fazla olursa da mantar ve bakteriyel hastalıklar meydana gelir. Kaplumbağalar için, tavşan yemi olarak hazırlanmış olan alfa alfa peleti, kum veya ağaç yaprakları altlık olarak kullanılabilir. Su kaplumbağaları içinse, barınaklarında çimentodan yapılmış beslenme ve güneşlenme, dinlenme alanları olmalıdır.Akvaryumlar bu yönden çok elverişlidir. Kaçma ihtimali de olmaz böylece.

    Barınaklarının temizliği ise, 3 ayda bir yapılabilir. Kaplumbağalar klorlanmış suyu tolare edebiliirler yalnız geçici göz irkiltisi meydana gelebilir. Tatlı su kaplumbağaları esas olarak hayvansal gıda tüketirler. Pelet hazır gıdaları bulunmakta, bunların yanında brokoli, yeşil fasülye, lahana, havuç eklenebilir. Özellikle A vitamini eksikliği kaplumbağalarda, sorunlara neden olmaktadır.

    Tatlı su kaplumbağaları esas olarak hayvansal gıda tüketirler. Bazen bitkisel gıda da yerler. Ticari, hazır gıdalar % 30- 50 protein içerirler. Omnivor olan türler (Hem etcil, hem otcul), proteinin yanında meyve ve sebze de yerler. Örnek bir diyet olarak ;

    Su : 272 gr

    Jelatin : 34 gr

    Mısır Yağı : 11 gr

    Ispanak : 23 gr

    Pişmiş tatlı Patates : 23 gr

    Vitamin-mineral : 5 gr

    Kaplumbağa Peleti : 50 gr

    Yukarıda verdiğim karışımda, G protein, %1.5 kalsiyum ve kalan miktarda, fosfor A D E C vitaminleri bulunuyor. Bu karışımı sağlamak, oldukça zor olduğundan, hazır kaplumbağa yemleri kullanmalısınız. Bu hazır yemlerin üzerinde, günlük, verilebilecek miktarlar yazılıdır. Bunun dışında, ayrı olarak, günlük olarak, brokoli, havuç, yeşil fasülye, lahana vb. verilebilir. Sürekli yiyorlar dememeli, bu besinleri az miktarlarda vermelisiniz. Yani miktarı kendiniz ayarlamalısınız. Hazır mamalarda bile, belirlenen bir miktar yoktur. Ancak, özellikle, yaz aylarında, verdiğiniz mama miktarı düşük olmalıdır.

    Kısaca:

    Hazır mamalarda, normal günlük miktar, günde 2 öğün olarak, kaplumbağalarınızın 1 dk. süre içinde tüketebileceği mama kadar olmalıdır. 1 dk. içinde tükettikleri mama miktarını belirleyerek, günde 2 kez, bu miktarda mama vermelisiniz. Yaz aylarında ise, günde 1 kez vermelisiniz. Yaz aylarında, tek öğün beslemeye dikkat ediniz.

    Akvaryumda, kalsiyum ve mineral içeren taşların bulunması yararlı olur. Suyun sıcaklığı, yaklaşık 23 derece ve dışarınınki de 25-26 derece olmalıdır. Tabiki kış aylarında bu şart sağlanamayacağı için, sıcak odalarda ve ısıtıcı kullanarak, hayvanı doğal ortamından ayırmamaya çalışmalısınız.

    KAPLUMBAĞALARIN DUYULARI

    KOKU ALMA

    Kaplumbağaların koku alma organları iyi gelişmiştir. Yiyeceklerin kokusunu iyi alırlar, su kaplumbağaları su içinde yiyeceklerinin kokularını alırlar ve yiyecekleri çok kolay bulurlar, ayrıca erkekler dişilerini koku ile tanırlar.

    GÖRME

    Gözleri çok keskindir. Göz kapakları hareketlidir. Üçüncü göz kapağı mevcuttur.Uzaktaki gıdaları iyi görürler. Özellikle sarı rengi iyi algılarlar.

    İŞİTME

    Zaman zaman zor işitirler. Kulak kepçeleri yoktur. Deri kulaklarını örter. Kulak zarı hemen derinin altındadır.

    Kaplumbağalarda Kış Uykusu

    200 milyon yıldan bu yana yaşamayı başarmış olan kaplumbağalar adaptasyona örnek verilebilecek birçok değişikliğe uğramışlardır. Kara yaşamından suya geçmişlerdir. Parmaklar arasında perde şekillenmiş; deniz kaplumbağalarında ise ayaklar palet şeklini almıştır.

    Kaplumbağalarda görülen kış uykusu ise içgüdüsel bir davranıştır. Bu davranış da dölden döle geçer. Davranış, gerekli uyarılar alındığında ortaya çıkar.

    Kara ve su kaplumbağaları doğada bulundukları iklim kuşağına göre kış uykusuna yatarlar. Deniz kaplumbağaları ise göçmen hayvanlar oldukları için kış uykusuna yatmazlar. Tabii ki bu iç güdünün ortaya çıkışına sebep olan faktörlerin başında, iklim (havaların soğuması) yiyeceklerin azalması gelmektedir. Kış uykusu davranışı: Hayvanlar, kendilerini korumaya almaktadır. Doğada orta, orta ve kuzey yarım küre, Anadolu, Balkanlar, Orta ve Kuzey Avrupa vb. yerlerde yaşayan kaplumbağalar EKİM-MART ayları arasındaki 5-6 aylık sürede kış uykusuna yattıkları görülmektedir. Kış uykusuna yatan hayvanlardaki belirtiler: Doğal ortamda kuytu ve karanlık yerlere gizlenme ve su ve yiyecek tüketmeme, hareket etmeme şeklinde ortaya çıkar.

    Günümüzde kaplumbağalar evde beslenen hayvanlar arasına girmiştir:

    ***Ev ortamında kaplumbağa besleyenlerin ise karşılaştıkları en önemli sorunlardan biri kış uykusu dönemidir. Çünkü bu dönemde kaplumbağalarda sıkça ölüm olaylarına rastlanmaktadır. Yukarıda söz edildiği gibi, kaplumbağa beslemekteki başarı onun doğasını çok iyi bilmek ve mümkün olduğu kadar doğal yaşam ortamına benzer ortamlar hazırlamakla artabilir. Doğal ortamda soğuk hava, az veya çok güneş ışığı, yağmur, toprak vb. aklımıza gelebilecek birçok şey mevcuttur.

    Evde veya işyerimizde ise bunların hiçbiri yoktur. Sadece soba veya kaloriferle ısıtılmış bir oda ve birbirine çok benzeyen küçük, içinde birkaç taş parçası ve su olan bir kap veya akvaryum.

    Kaplumbağalar poikliotermik vücut ısısına sahip hayvanlardır. Yani vücut ısılarını ortama göre ayarlayan hayvanlardır. Kaplumbağaların sindirim enzimlerinin aktiviteleri, çevre ısısı 22ºC altına düştüğünde azalmaktadır. Bu durumda hayvanın yemeden kesildiği ve hareketsizleştiği gözlenir. Bu durumda evde beslenen kaplumbağaları dikkate alırsak bunların çoğu tropikal bölge hayvanlarıdır. kendi doğalarında böyle bir ısı ve güneş ışığı eksikliği yaşamamaktadırlar.

    Bu tür kaplumbağaları yarı aktif ve pasif durumdan kurtarmak gerekmektedir. Ya tam aktif tutmak; bunun için bulunduğu yerin ısısını 22°C’ nin üzerinde tutmak , güneş ışığından direkt yararlanmadığı için bir ültraviyole lamba koymak gerekir. Ya da hayvanı içinde az miktarda su bulunan bir kapla üzerine örtü örterek 10°C’ lik, evin en karanlık ve serin yerinde mart ayına kadar bekletmek gerekir.Hücresindeki sıcaklık kışın ılık geçmesi veya baharın gelmesiyle birlikte 5-7 °C’nin epey üstüne çıktığında kaplumbağanız uyanacak ve onu gördüğünüzde teraryuma geri götürmeniz gerekecektir. 3-5 gün içinde teraryum koşullarını yavaş yavaş eski haline getirerek normal bakım sürecine dönmelisiniz.

    #101821
    gozdee
    Üye

    Gerçekten çok teşekkürler her konuda bilginiz o kadar çok ki ilerde sizin gibi bi veteriner olmak istiyorum kesinlikle….!

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.