blank
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24329
    Malivet
    Üye

    Ülkemizde zoonoz hastalıkları ile mücadele ederken zaman zaman insan sağlığı ve hayvan sağlığını tehdit eden hastalıklar ile de karşılaşılmaktadır.

    2002 yılının MAYIS, HAZİRAN VE TEMMUZ aylarında başta Tokat İli olmak üzere diğer bir çok ilimizde de etiyolojisi belli olmayan ve insanlarda gribal enfeksiyona benzer belirtiler gösteren hastalık için TOKAT Sağlık Müdürlüğü’nce bildirimde bulunulmuştur.

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ilk olarak 1944 yılında Kırım’da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 1956 yılında KONGO’da görülen hastalığın 1969 yılında Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğunun farkına varılmıştır.

    Hastalık etkeni Bunyaviridae ailesine ait Nairovirüs soyundan olup artrapotların vektörlüğünde şiddetli seyir gösteren bir hastalıktır.

    HASTALIK NASIL BULAŞIR?

    Hastalığın bulaşmasında Hyalomma soyuna ait keneler daha büyük bir yer tutmaktadır.Virüs kenelere yabani hayvanlardan kan emme sırasında bulaşmaktadır.

    Ergin olmamış Hyalomma soyuna ait keneler bu yabani omurgalılardan kan emme sırasında virüsü alır ve gelişme evrelerine kadar virüsü muhafaza ederler. Ergin hale geldiğinde ise hayvanlardan ve insanlardan kan emerken virüsü bulaştırırlar.

    Bu soya ait keneler içinde bulunduğumuz çok geniş bir coğrafik alanda yerleşmişlerdir. Ülkemiz de kenelerin yaşaması açısından oldukça uygun bir yapıya sahiptir.

    Kenelerin türlere göre değişmekle beraber küçük kemiricilerden, evcil memeli hayvanlardan ve kuşlara kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur.

    Hastalık insanlara ve hayvanlara kenelerin ısırması ile bulaşır.

    Bir önemli husus ise hastalık hayvanlarda fazla belirti göstermezken insanlarda öldürücü olabilmektedir.

    Kuşların ise hastalığa dayanıklı olduğu söyleniyor. Yabani hayvanlar ve kuşlar hastalığın doğadaki saklayıcısıdırlar. Keneler beslenmek istediklerinde bu hayvanlara saldırırlar ve aldıkları virüsü daha sonra insanlardan ve hayvanlardan kan emerken bulaştırırlar.

    Hastalık kene ısırmasının yanı sıra, hasta hayvanların kan ve diğer dokularına temas ile de veya bu hastalığa yakalanmış kişilerin kan veya vücut sıvılarına temas ile de bulaşmaktadır.

    Hastalık daha çok hayvancılıkla uğraşanlarda ,mezbaha çalışanlarında ve kırsal alanda yaşayanlarda görülmektedir.

    Hastalığın geçirilmesi sırasında bağışıklık süresi için dün (Kasım 2005) hekimlerce ömür boyu denildi, ama ben 1 yıl kadar olduğunu biliyorum ve bunun daha sonra araştırılmasının doğru olacağı kanaatindeyim.

    Kene tarafından ısırıldıktan sonra virüsün alınmasını takiben hasalık belirtileri 1 – 3 ve en fazla 9 güne kadar ortaya çıkmaktadır. Diğer yollarla bulaşmada ise 5 – 6 gün, en fazla 13 güne kadar hastalık belirtileri kendini gösterir.

    Eğer kene sizi ısırdı ve 10 gün geçti ve bir hastalık belirtisi göstermedinizse içinizde hiç şüpheniz olmasın.. hastalığa yakalanmamış oluyorsunuz.

    Virüsün insan ve hayvan vücudunda kan hücrelerinin temel elemanı olan eritrosit ve trombositleri parçalayarak kan hücre sayısında azalmaya sebep olur. Teşhis de çoğunlukta kan örneği alınarak yapılan hücre sayısından sonra belli olmaktadır.

    Tedavi olarak henüz bilinen bir ilâç mevcut değildir, fakat bağışıklık sistemini güçlendirip ve parçalanan kan hücrelerine takviye edilerek hastalıktan kurtulma şansı vardır.

    Bizim yapacağımız tek şey şüphelendiğimiz taktirde, zaman kaybetmeden en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna gidip yetkili kişiye durumu izah etmek olmalıdır.

    korunmayı zaten biliyoruz

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.