blank
  1. Anasayfa
  2. Hayvanlar Alemi
  3. Veteriner Hekimlere Sorun
  4. acillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Yazar
    Yazılar
  • #16900
    b.o.b.b
    Üye

    #46148
    b.o.b.b
    Üye

    arkadaslar lütfen bana bu hastalık hakkında bilg verirmisiniz gercekten cok önemli:(

    #46151

    SIĞIRLARDA TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI

    Tüberküloz; hayvanlarda akciğer organ ve dokularda kazeöz ve kazekalseröz karakterde tüberküllerin oluşması ile karakterize, kronik. bulaşıcı ve zoonoz bir hastalıktır.

    Tüberküloz; insan ve hayvan için bilinen en eski hastalıklardan birisidir. İlk çağlardaki yazıtlar, hastalığın insanlığın sosyal gruplar halinde yaşamaya başlamasından itibaren varlığını sürdürdüğünü bildirmektedir. 19.yüzyıla kadar nedeni belli olmayan bu hastalık 1865 yılında willemin tarafından keşfedilmiştir. Robert Koch 1882’de tüberküloz basilini keşfederek deneysel çalışmalarına başlamış, 24 mart 1882’de tüberküloz basilinin bulunuşunu bilim dünyasına duyurmuştur. Basil 1896 yılında Lehmann ve Neumann tarafından Mycobacterium Tuberculosis olarak adlandırılmıştır. Bunu takip eden yıllarda R.Philip Edinburg’ta tüberküloz için bir dispanser kurulmasına öncülük ederek hastalarda izolasyon çalışmalarına başlamıştır. 1922 yılında Albert Callmette ve Camille GUENİN Fransa’da BCG aşısını geliştirmiştir.

    ETİYOLOJİ:

    Hastalık en fazla sığırlarda daha sonra sırasıyla domuz, kedi, köpek, koyun, keçi, at ve kanatlılarda görülür. Hastalık etkeni Mycobacterium Tuberculosis olup, insan ve hayvanlarda hastalık meydana getiren 4 tip vardır:

    1-M. Tuberculosis (insan)

    2-M. bouis (Sığır/insan)

    3-M. muris (Fare)

    4-M. avium (Kanatlı)

    M.bovis; gerek kültürlerde, gerek dokularda uzun, düz, hafifce eğri. tek tek veya koloni şeklinde ürer. Mikroorganizma, 0.2-0.6 x 1.5-4.0mm boyutlarında gram+, sporsuz, hareketsiz ve asido-rezistans özelliğe sahiptir. Kapsülsüzdür. Ancak, hücre duvarında diğer mikroorganizmaların aksine çok fazla lipoidal madde bulunur. Bu subtans, asitlere karşı direncin ve laboratuvar boyalarına karşı geçirgenliğin nedenidir. Etken en iyi Ziehl-Nielsen yöntemi ile boyanır. Optimal üreme ısısı 37-37.5 0 C.’dir. Üreyebildiği besi yerleri Loewenstein-Jensen.Stonebrink, Dorset, Petragnani’dir. Etken vücut dışında yalnızca birkaç hafta canlı kalabilir. Isıda, doğrudan güneş ışıgında veya kuru ortamlarda, çok uzun süre yaşayabilir. M.tuberculosis dayanıklı bir mikroorganizma olup, gübre ve idrarla karışık sularda 469 gün, güneşe maruz balgamda 20-30 saat, çiğ sütten yapılmış tereyağ ve peynirde 1ay, kokuşmuş maddelerde 75-150 gün, gömülü akciğer parçalarında 167 gün,kuru balgamda aylarca, toprak ve suda 5 ay yaşar. Kaynama derecesindeki suda 5 dakikada, 70-90 derecelik alkolde 10 dakika, 80 C de 5-10 dakika, 70 C de 30 dakikada aktive olur.

    BULAŞMA-EPİZOOTİYOLOJİ

    Tüberkülozis, özellikle sığır yetiştirilen ülkelerde çok yaygın olarak bulunur. Ancak ileri ve iyi bir kontrolün yapılabildiği yerlerde çok düşük düzeye kadar indirilebilmiştir.
    Hayvanların;

    – Tek yönlü amaçlar için beslenmesi,

    – Barınaklarda çok sık olarak bir arada bulundurulması,

    – Hijyenik koşulların iyi olmaması,

    – Uygun olmayan bakım ve beslenme,

    – Kirli hava ve egsersiz yeterliliği,

    – Reaktörlerin zamanında ayrılmamaları,

    – Dışarıdan sürüye kontrolsuz hayvan girişi,

    – Sığırların kanatlılarla aynı yerde barındırılması,

    – Enfekte hayvan sütleriyle buzağıların beslenmesi, bulaşma ve yayılmayı kolaylaştırır.

    Bulaşma başlıca 5 yolla gerçekleşir;

    1) KONGENİTAL YOL: Yavrular doğmadan önce hastalığı anasından ve umblikal vena (Göbek venası/v.umblicalis) aracılığı ile alabilirler. Yavrular ya ölerek atılır ya da normal olarak doğarlar. Ancak doğanlar generalize tüberculosis sonucu ölürler.

    2) ALİMENTER YOL: Buzağılar meme tuberculosisi olan veya sütleriyle mikroorganizma çıkaran analarından süt emmekle veya mikroorganizmalı sütle beslenme sonucu hastalanırlar.

    3) SOLUNUM YOLU: Aerogen bulaşmada açık akciğer tüberkülozlu hayvanların öksürüp, tıksırması sonucu dışarı çıkan mikroorganizmalı damlacıkların yanında bulunan hayvanlar tarafından solunum yolu ile alınması enfeksiyon meydana getirir.

    4) GENİTAL YOL: Testislerinde tüberküloz bulunan boğalar doğal ve yapay tohumlama suretiyle mikroorganizmalı spermaları ile sağlam dişileri bulaştırabilirler. Uterus ve vagina tüberkülozu olan hayvanlar akıntılarıyla çevreye bulaştırırlar.

    5) DERİ YOLU: İnsanlarda sık görülen kasap ya da et ile iştikal eden kişilerin derisinde bulunan yara sıyrıklar yolu ile etken alınabilir.

    Tüberküloz hastalığı insanlara;

    1)Doğrudan

    2)Dolaylı olarak bulaşır.

    -Hayvanla doğrudan teması olan bakıcılar,

    -Hayvan sahipleri,

    -Veteriner hekimler.

    Hasta hayvanların öksürük, tıksırıkları ile yaydıkları mikroorganizmayı soluyarak veya kesilen hasta hayvanların etlerine temas ederek sindirim yoluyla hastalığa yakalanırlar.
    Dolaylı olarak insanlar; hasta hayvanlardan elde edilen iyi pişmemiş et, kaynatılmadan veya pastörize edilmeden tüketilen süt ve bunlardan elde edilen krema, tereyağı, peynir, yoğurt v.b. ürünlerin yenilmesi ile tüberküloza yakalanırlar.

    PATOGENEZ:

    Hayvanlarda tüberküloz etkenleri genellikle vücuda solunum ve sindirim yolu ile girer. Duyarlı konakçının vücuduna giren virulent mikroorganizmalar girdikleri bölgede yerleşerek üremeye başlarlar ve organlarda ilk lezyonları olan (PRİMER EFEKT=GHONFOKUSU) Mikropların fagositik hücreler tarafından fagosite edilmesi ve bunları, bu organlara bağlı lenf yumrularına taşıması sonucu lenf yumrularında da dejeneratif ve yangısal bozuklukların meydana gelmesine ve şişmesine neden olur. Böylece hem etkenin ilk girdiği organ veya dokularda ve hem de bunlara ait lenf yumrularında bozuk şekilde (PRİMER KOMPLEKS) Vücudun dirençli olduğu durumlarda, primer efektler iyileşebilir veya bazen de bunlar hiç belli olmayabilirler. (TAM OLMAYAN PRİMER KOMPLEKS) Primer kompleks vücutta uzun yıllar dormant olarak kalabilir. Konakçının direncinin kırıldığı ve lezyonların aktive olduğu durumlardan kana karışan mikroorganizmalar tekrar üremeye başlar. Bu odaklardan mikroorganizmalar vücuda yayılarak generalizasyona neden olur. (ERKEN GENERALİZASYON) Çeşitli doku ve organlarda kazefiye ve kalsifiye odaklar bronş ve bronşiollere açılır ve mikroplu eksudat buralara boşalabilir. Bu eksudat öksürük veya tıksırıkla dışarı atılır ve etrafın kontaminasyonuna neden olur. (AÇIK TÜBERKÜLOZ) Kan damarlarına ulaşan mikroplar kan yoluyla vücuda yayılabilir akciğerler yanısıra diğer organ ve dokularda da lezyon meydana getirebilir. (GENERALİZE MİLİER TÜB.)

    İNKUBASYON:

    Hastalığın kuluçka süresi 1-9 ay olmakla birlikte, hastalık meydana gelmesi için hazırlayıcı faktörlerinde mevcut olması gerekir.

    SEMPTOMLAR:

    Sığırlarda solunum yolu ile enfeksiyona ve dolayısıyla akciğer tüberkülozuna çok fazla rastlanır.

    Septomlar:

    -Kuru, kısa ve hafıf öksürük,

    -Tüylerde bozulma,

    -İştaha rağmen ilerleyen zayıflama,

    -Yorgunluk ve halsizlik,

    -İleri olgularda dyspnoea (solunum zorluğu), solunum sayısında artma,

    -Burundan gelen mukopurulent/kanlı akıntı,

    -Bronşial lenf yumrularının şişmesi ve soluk borusuna basınç yapması sonucu solunum güçlüğü.

    Barsak enfeksiyonlarında:

    -Karın bölgesinde sancı, karına bastırınca ağrı, gerginlik, sertlik,

    -İshal/kabızlık,

    -Dışkının sümüksü/kanlı olması.

    Meme enfeksiyonlarında:

    -Memede sertleşme, şişkinlik ve şekil bozukluğu,

    -İleri devrede sütte purulent ve kanlı görüntü,

    -Süt salgısının azalması/durması.

    Böyle bir durumda sütün çiğ olarak içilmesi, bu sütün suni emzirmelerde kullanılması, iyi pastörize edilmemesi veya kaynatılmaması TEHLİKELİDİR.

    Epididimis enfeksiyonlarında:

    -Testislerin üst kısımlarında şişkinlik ve ağrı,

    -Tunica vaginalis içinde fazlaca sıvı birikimi.

    Karaciğer, dalak ve böbrekteki lezyonların genellikle klinikte tanınma ve saptanma olasılıkları genellikle azdır. Ancak bu organlarda büyüme, idrarda bulanıklık, irinli ve kanlı görüntü olur. Tüberkülozlu hastanın yukarıda anlatılan belirtileri birçok enfeksiyon hastalıkları ile karışabildiğinden tanısını koymak güçtür. Ancak hayvanın gün geçtikçe zayıflaması, halsiz ve iştahsız oluşu hastalıktan şüphe edilmesine neden olur.

    Kesilen hayvanda akciğer enfeksiyonlarında burun ve civarında şişkinlik ve ülserlere, akciğer lenf yumrularında tüberküllere, sindirim sisteminde enfeksiyona, sindirim kanalında yaralara, i.b da tüberkül ve ülserlere rastlanır. Barsak lenf yumruları şişkindir. Hastalık şiddetine göre karaciğer, dalak, genital organlar, böbrek, testis ve memede de yaralar görülür.

    TEŞHİS:

    1.Klinik Teşhis: Klinik olarak kesin teşhis yapılamaz.

    2.Laboratuvar metodu ile teşhis: Hasta hayvana ait kan veya kan serumu, balgam, irin, süt, gaita, vajen akıntısı, idrar veya kesilmiş hayvandan alınan marazi maddenin laboratuvar olarak bakteriyolojik, histopatolojik ve hayvan deneyi ile yapılan muayene sonucu teşhise varılır.

    3.Allerjik Teşhis: Bu metod kesin teşhiste en emin yöntemlerden biridir. Tüberkülin testi olarak bilinir. Ülkemizde tüberkülozisin saptanmasında deri içi tüberkülin uygulanır.

    TÜBERKÜLİN UYGULAMASI:

    Sığırlarda en iyi uygulama yeri boynun iki yanının orta kısmıdır. Boyunun orta kısmında 6×12 cm. genişliğinde bir alan derisi zedelenmeyecek şekilde dikkatlice kırpılır. Derinin kalınlığı kompasla ölçülür ve kayıt edilir. Deri alkolle iyice dezenfekte edilir ve kuruması beklenir. Kırpılan yerin üst kısmına avian PPD ve bundan 8cm kadar alt kısmına da mammalian PPD tüberkülinlerden 0,1ml. kadar şırınga edilir. Testlerin sonucu 72 saat sonra değerlendirilir. Bu sürenin sonunda derideki lokal reaksiyonlar (ağrı, duyarlılık, sıcaklşık, şişkinlik) dikkatle tetkik edilir ve derinin kalınlığı kompasla ölçülür. Her iki tüberkülin uygulama yerinde veya birisinde meydana gelen deri kalınlaşması:

    1) 3mm.ye kadar (3mm.hariç) NEGATİF

    2) 3-4mm.arası (4mm.hariç) ŞÜPHELİ

    3) 4mm. Ve daha fazla; POZİTİF olarak değerlendirilir.

    OTOPSİ:

    Otopside; enfeksiyonun yerleştiği organlarda ve bunlara ait lenf yumrularında hastalığa özgü lezyonlar göze çarpar. Akciğerlerde çeşitli büyüklükte kazeöz ve kalsifiye nodüller bulunur. Mediastinal lenf yumruları şişmiş ve kalsifiye bir görünüş almıştır. Barsak tüberkülozunda ise i.b larda oval/yuvarlak tüberküloz ülserleri görülür. Etkenlerin kan yoluyla yayılması sonucu ol.olaylarda birçok küçük nodül dikkati çeker. Bunlar peritonda çok sayıda bulunabilir ki böyle olaylara “[size=large]İNCİLİ TÜBERKÜLOZ’[/size]’adı verilir. Göğüs boşluğunda eksudat toplanır. Uterus tüberkülozunda organın çeşitli yerlerinde değişik büyüklüklerde nodüller görülür.

    TEDAVİ:

    Tüberkülin testi ile (+) reaksiyon veren sığırlar sağaltılmazlar ve mecburi kesime tabi tutulurlar. Kemoproflaktik ve kemoterapotik olarak izoniazidin 100mg/kg dozda 6-12 ay süre ile kullanılır. İnsanlarda streptomisin. pas, isoniazid kullanılır. Tüberküloz ile en etkili mücadele hastalıktan korunma ve sağlık tedbirlerine riayetle mümkündür. Ayrıca hayvanlar yıllık tüberkülin testine tabi tutulmalı, vektörlerin tecridi ve kesimi gerekmektedir.

    Tüberkülozlu hayvanlar çevreye devamlı mikrop saçarak diğer hayvanlara hastalığı bulaştırır. Tüberküloz hastalığı 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’na göre ihbarı mecburi bir hastalık olup aynı zamanda tazminatlı hastalıklar kapsamındadır. Bu nedenle hastalık tespit edilen hayvanlar mahalli raice göre kıymet takdiri yapılarak, mecburi kesime sevkedilir. Ve hayvan sahibine takdir edilen kıymetin ¾’ü oranında tazminat ödenir. Etler veteriner hekimce kontrol edilir. Tüberkülozun organ ve dokularda yaygın olmadığı etler kavurma olarak değerlendirilir. Yaygın ise tüm gövde imha edilir.

    KORUNMA:

    Hastalıktan korunma ve etrafa yayılmasına mani olmada alınması gereken önlemler özetle şunlardır:

    1. Hastalık kaynaklarının bilinmesi ve ortadan kaldırılması.

    2. Gençlerle yaşlıların bir arada barındırılmaması ve otlatılmaması.

    3. Buzağıların sağlam ve kontrollü hayvanlardan sağlanan sütlerle beslenmesi, bilinmeyen veya kontrolsüz yerlerden süt alınmaması ve böyle yerlerden alınan sütlerin kaynatılması veya pastörize edilmesi.

    4. Enfekte analardan doğan sağlam buzağıların hemen ortamdan uzaklaştırılması.

    5. Sürüye dışarıdan bilinmeyen, kontrolsüz ve karantinaya alınmamış hayvan sokulmaması.

    6. Sürüdeki hayvanlara tüberkülin tatbik edilmesi, müspet olanların kesime sevk edilmesi ve testin 2 ay sonra tekrar edilmesi.

    7. Sağlamların dezenfekte edilmiş ahıra alınması, sağlamlar ve hastaların ayrı bakıcılar tarafından bakılması.

    8. Reaktör grupta klinik olarak tüberküloz alameti gösterenlerin kesime sevk edilmesi.

    9. Sütten kesilen buzağılara tüberkülin tatbik edilmesi ve reaktörlerin ayrılması.

    *Süt sığırcılığı yapanlar her yıl ineklerini tüberküloz bakımından muayeneye ve tüberküloz testi yaptırmaya mecburdur.

    HASTALIK ÇIKAN BARINAKLARDA TEMİZLİK VE DEZENFEKSİYON

    -Tüberküloz tespit edilmiş ahırdan çıkan gübreler yakılır.

    – Bina zeminine etkili dezenfektan maddeler püskürtülür.

    -Bina zeminindeki atıklar dezenfektan maddeler ile birlikte imha edilir. Toprak zeminlerin 20,25 cm. toprağı kazınarak atılır. İyice temizlenmiş ahır zeminleri tekrar etkili dezenfekte edilir.

    -Su yalakları, yemlik ve diğer yerler dezenfekte edilir.

    ETKİLİ DEZENFEKTAN MADDELER:

    -%1 Kreasol – %5 NaoH

    -%2 Fenol – %1 İyot/İyodür

    -%3 Formalin

    SIĞIR TÜBERKÜLOZUNUN ERADİKASYONUNA İLİŞKİN METODLAR:

    1. Test ve reaktörlerin ayrımı: Bu metod sürüler için kullanılır. Genellikle tüberkülin testi ile yapılır. Reaktörler ayrılır ve bir yerde tutulur. Şüpheliler genelde yeniden test edilir. Reaktör sütleri diğerlerinden ayrılır. Enfekte hayvanların yavruları ayrılır.

    2. Test ve reaktörlerin kesimi.

    3. Test ve popülasyon dışına çıkarma: Bu maddede bir sürüde sığır tüberkülozu reaktörü tesbit edilirse, hastalık bulunan sürü kesime gönderilir.

    4. Kesimlerin kontrolü ve enfekte sürülerin geriye dönüşümlü izlenmesi.

    5. Gönüllü/zorunlu eradikasyon.

    6. Sürü sağlığı takibi.

    7. Bölgesel ve ülkesel eradikasyon.

    SONUÇ VE ÖNERİLER:

    Sığır tüberkülozunda eradikasyon için öncelikle sığır popülasyonlarının sayısı, bölgelere göre dağılımı, hayvan hareketleri ve en önemlisi parasal kaynakların temini göz önünde bulundurulmalıdır. Ülkemiz koşulları göz önüne alındığında gerek sığır popülasyonunun çokluğu gerekse coğrafi koşulları ve hayvan hareketlerinin kontrol altına alınamaması, yapılacak proje ve programların uzun vadeli ve bölgesel yapılması zorunluluğunu doğurmaktadır.

    Tüberküloz Milli Ekonomimizi etkileyen zoonoz bir enfeksiyon olup epidemiyolojisini inceleyebilmek için enfeksiyon zincirini ve bu zinciri etkileyen faktörleri bilmek gerekir. Yani hayvan popülasyonundaki dağılım, zaman, bölge iklim, hayvanın cinsi, yaşı, ırkı ile bulundukları çevre şartlarını tespit etmek gerekir. Bunlara bağlı olarak, prevalans ve insidans hızı, mortalite, morbidite oranları ile değerlendirmeye gitmek mümkündür.

    Tüberküloz mücadelesinde amaç; HASTALIK-TEMAS-YENİ ENFEKSİYON epidemiyolojik zincirinin kırılmasıdır. Bu nedenle enfeksiyoz vakaların tespit edilerek non-enfeksiyöz hale getirilmesi ve ortadan kaldırılması temel çözümdür.

    Sığır tüberkülozunun insanlara doğrudan bulaşabildiği gibi et, süt gibi hayvansal ürünlerden de geçebildiği düşünüldüğünde öncelikle;

    1. Tüberkülin testi ile pörtörlerin saptanarak imhası.

    2. Sağlamlara sağlık sertifikası verilmesi ve bu sertifikaların alım-satımda mutlak aranması.

    3. Mezbahalarda kesimden sonra tüberkülozlu hayvanların saptanması ve bunların geldiği sürülerin öncelikle izlenerek başka portörlerin varlığının araştırılması.

    4. Sütlerin uygun pastörizasyon ve sterilizasyona tabi tutulup tutulmadığının izlenmesi ve sokak sütçülüğünün engellenmesi.

    5. Yurt dışından kaçak hayvan girişinin önlenmesi hayvvan ithallerinin tüberkülozdan ari ülke ve bölgelerden seçilmesi.

    6. İthal edilecek hayvanların 12 aydan beri tüberküloz mihrakı görülmemiş sürülerden gelmiş olması.

    7. İthal edilecek hayvanlara ithalden sonra 30 gün önce Boxine PPD Tuberculin’le intra dermal coudol fold test yapılması ve sonucun negatif olması.

    8. Tüberkülin testi (+) çıkan hayvanların kavurmalık kullanımı için E.B.K. ile anlaşma sağlanması.

    9. Sığır tüberkülozunu yok etmek için ülkesel proje ve programların kar/zarar hesabına göre değil insan sağlığı ön planda tutularak yapılması.

    10. Yabani hayvan portörlüğü ile mücadele edilmesi.

    11. Saha personelinin yeterli ve sürekli eğitime tabi tutulması.

    Bugün ülkemizde lab’da üretilen ucuz ve tüm dünyada kull. Tüberkülin testi ile sığırlardaki tb.portorlüğününü tesbit edebilmekteyiz eradikasyon kampanyalarında esas alınan intradermik tüberkülin testi yanında bütün dünyada eradikasyonla birlikte hayv.korunmasına yönelik çalışmalar devam etmaktedir.Özellikle sığırların reenfekasyonunu önlemek için yabani hay.da başlatılan aşı çalışmaları başarıya ulaşmıştır.

    Ülkemizde sığır tüberkülozunun eradikasyonu güç ve ekonomik açıdan pahalıdır. Ancak hastalığın zoonoz oluşu ve hayvanlarda neden olduğu ekonomik kayıplar düşünüldüğünde acil ve sürekli olarak mücadelesinin yapılması gerekmektedir.

    #46181
    b.o.b.b
    Üye

    saolasın kardes ellerine saglık peqi bu resimlerle nereye şikayet edebiliriiz satan kurumu yha ?

    #46186

    bağlı bulunduğun belediyenin veteriner hekimine

    yoksa zabıta amirliğine..

    #46194

    Merhabalar. Bizimki de aynen böyle çıktı. Biz de belediyeye haber verdik, aldılar götürdüler. Şimdi merak ettiğim acaba bu hastalık bize de bulaşmış olabiir mi? Çünkü sonuçta etten yemedik ama kesilirken oradaydık, etlere dokunduk. Acaba bize de bulaşmış mıdır?

    #46309
    vetekin
    Üye

    bulasıcıdır ama sen yukarııyı oku orda arkldas cok ıı acıklamıs…….

    #46550
    docxin
    Üye

    Bulaşmış olsa da korkmayın…Artık tüberküloz insanlarda rahatlıkla tedavi edilebiliyor…1-2 ay sürekli ilaç kullandıktan sonra hastalık kalmıyor artık…

8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.