- Bu konu 7 yanıt içerir, 8 izleyen vardır ve en son 14 yıl 11 ay önce
nokia 6131 tarafından güncellenmiştir.
- YazarYazılar
- 16 Haziran 2009: 06:06 #22555
Murat KUTAY
ÜyeÇABUK MU UNUTUYORUZ?
Geçtiğimiz ay elektronik ileti adresime Almanya’dan Mehmet YILDIZ adlı gurbetçimiz tarafından bir ileti gönderildi. İletisi ve isteği şöyleydi;“Ben 73 senesinden beri bir işçi ailesinin çocuğu olarak Almanya’nın Wuppertal Kentinde yasamaktayım. Biyolojik tedavi metotları kullanan bir Alman Doktorun yazdığı bir kitapta hocamızın ismi ve başarılarından bahis ediliyor (ilginç değimli? Türkiye deki medya ve kitaplarda değil). Bunun üzerine internette biraz araştırma yaptım ve sizin Dr.ÇETİNER’e gönderdiğiniz yazıyı buldum “ diyor ve daha fazla bilgi istiyordu
Bende fırsat bu fırsat deyip; Okuduğu kitabın hocamızdan (okuyucuları merakta bırakmak için kendisine hocamız diye hitap ediyorum) bahseden kısımlarının çevirisini yapıp bana göndermesini istedim. Alman Prof. Dr. Fritz Wiedemann Biologisch Leben- Biologisch Heilen adlı kitabının 1985 yılındaki üçüncü baskısında hocamızla ilgili olarak;
“ 40 sene evvelinden hücre nakli ile araştırmalar yaptığını ve ilk olarak insan ve hayvan embiryolarinin hücre ve organ kültürlerinin besleyici sıvı madde içersinde çoğaltıp hastalara enjekte ettiğini yazıyor, Bu çalışmalarla bilhassa mongoloid çocuklarda basarî gösterdikten sonra, hükümetin bütün mongoloid çocukları tedavi etme görevi verdiği ve 3000 kadar çocuğu tedavi etiği, bu başarılarından sonra “Deutsche Gesellschaft für Human-Zellkultur-Therapi” Örgütü tarafından Almanya a davet edildiğini ve onun dondurulmuş embiryonal insan hücreleriyle buraya gelip mongoloid çocukları basarîli bir şekilde tedavi ettiğini” söylüyordu.
Evet, yanlış okumadınız kök hücre ile ilgili bilimsel çalışmalarını yapan tedavi edici özelliklerini ortaya koyan ve tedavi amaçlı uygulayan bilim adamı Türk ve aynı zamanda Veteriner Hekimdi.
Hocamızın çalışmaları sadece kök hücre üzerine yoğunlaşmamış; 1960 lı yıllardaki talidamit adlı ilacın yol açtığı sorunları bilen çoktur. Bilmeyenler için bir açıklama yapmak istiyorum; o yıllarda mucize ilaç diye tanıtılan ve hamile bayanlarda kusma refleksini ortanda kaldırdığı gerekçesiyle mucize ilaç diye dünyaya empoze ediliyordu.
Hocamız ise bu ilacın bilimsel olarak sakıncalarını ortaya koyup ülkemize girmesini ve satılmasını ciddi bir duruşla engelleyen dünyadaki tek insandı ve bu savunmalarından dolayı ülkende kendine çirkin yakıştırmalar yapılan bir bilim adamıydı.
İlacın ruhsatlandırıldığı ülkelerde ilacı kullanan hamile bayanların doğan çocuklarında ilacın ilk etkileri görülmeye başlanmış ve dünyada faciaya sebep olduğu görülmüştü. İlacı kullanan bayanların doğan çocuklarının hemen hepsinde anomaliler görülmüş, Türkiye ise hocamız sayesinde ilacın kullanılmadığı tek ülkeydi ve hiçbir sıkıntı yaşanmamıştı.
Amerika da talidamit ilacına bağlı 17 anormal doğum olduktan sonra ilacın satılmaması yönünde karar alınmasını klinik deneyleri yeterli olmadığını gerekçe göstererek sağlayan Dr. Kelsey’i ülkesinde herkes bilir. Çünkü Amerikan medyası onun kıymetini bilmiş, yıldızlaştırmıştır. Washington Post, 15 Mayıs 1962’de onu Ulusal kahraman ilan etmiştir. (ilaç ABD’de ruhsatlandırılmış bir süre piyasada satılmış sonradan piyasadan çekilmiştir.)
Çalışmalarıyla dünyanın takdirini kazanan hocamız bu çalışmaları karşısında neyle ödüllendirildi dersiniz? Hocamız Kök hücre ile ilgili çalışmaları yaparken Veteriner Hekim insanları tedavi edemez diye mahkemelere veriliyor, çalışmaları engellenmeye çalışılıyor. Bu tür çalışmalar yaptığı için kendisine söylemeye dilimin varmadığı sıfatlar yakıştırılıyordu. Bu hocamızı halen çevremizde meslektaşlarına sorduğumuzda; Fakültede Veteriner Tarihi ve deontoloji dersini okumasına rağmen hocamızı hatırlamıyor, hatırlasa da hocamızın dünyaca tanınmasını sağlayan çalışmaları hakkında bilgileri olmuyordu.Bizde bu köşemizde ülkemiz bilimine unutulmaz hizmetler yapan ve 1895 yılında İstanbul’da doğan, Kuleli Askeri Lisesi Haydarpaşa İdadisi ve Haydarpaşa Askeri Baytar Mektebi Âlisi (1910–1914). Kurtuluş Savaşında Etlik Serum darülistihzarı ve Bakteriyoloji-hanesindeki çalışmaları sonucunda İstiklal Madalyası almış. Kazandığı sınav sonucunda 10 Eylül 1924’te Almanya’ya gönderilmiş ve Berlin’de bakteriyoloji, seroloji ve bulaşıcı hastalıklar ihtisası yapmış, Almanya’da doktorasını tamamlamış, Pasteur Enstitüsü, Robert Koch Enstitüsü ve Mödling Enstitüsü’nde çalışmış. Veteriner Fakültesi’nde Profesörlüğe yükseltilmiş, Cornell, Columbus-Chio gibi dünyanın çeşitli üniversitelerine davet edilmiş, dersler vermiş ve laboratuarlar kurmuştur. Dünyaca ünlü olan ama maalesef ülkemizde bilinmeyen hocamız Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin AYGÜN’ü kelimelerle kısıtlı köşemde dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım.
Ülkemizde Ord. Prof DR. Süreyya Tahsin AYGÜN hocamız gibi kaç tane bilim insanı yetiştirdik ki bu değerlerimizi bu kadar kolay unutuyoruz diye de sormadan geçemiyorum.
Unutmamak ve unutturmamak dileğiyle…
Erol KABİL
7 Aralık 2009: 09:51 #86055cldcld
Üyesaol………………………………………..
4 Ocak 2010: 12:35 #88352vetzonti
Üyeteşekkürler..
4 Ocak 2010: 18:02 #88367Akıllarına sokmuyorlar ki unutsunlar…
26 Ocak 2010: 11:42 #90211korkutata
ÜyeTOPLUM OLARAK ÇABUK UNUTUYORUZ
27 Ocak 2010: 01:12 #90294nukuca
Üyesanırım öyle
4 Şubat 2010: 19:55 #90818buttt
ÜyeThe PROFESSOR wrote:Akıllarına sokmuyorlar ki unutsunlar…KESİNLİKLE HAKLISIN
11 Şubat 2010: 16:28 #91223nokia 6131
Üyeevt öyle çabuk unutuyorz
- YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.