- Bu konu 3 yanıt içerir, 4 izleyen vardır ve en son 15 yıl önce mfdtrk tarafından güncellenmiştir.
- YazarYazılar
- 23 Kasım 2009: 06:58 #23689Murat KUTAYÜye
Bu atların bir çiftleşmesi 9 bin TL!
Bu haradaki toplam 16 aygırın, fiyatları 2-5 milyon dolar arasında değişiyor.
5 bin dönümlük büyüklüğüyle, Türkiye ve Avrupa’nın en büyük harası olan TJK Karacabey Harası’nda, Türkiye’deki hipodromlarda yarışan atların yüzde 25’i yetişiyor.
Harada, 383 tay, 217 kısrak ve 16 aygır olmak üzere, toplam 685 at yaşıyor. Aralarında dünyanın en büyük at yarışı sayılan “ABD Kentucky Derbisi”ni kazanmış atlar bile var. Haranın en değerli atı, 5 milyon dolara yaklaşan fiyatıyla, dünyaca ünlü şampiyon “Royal Abjar” Kısrağını Royal Abjar’le çiftleştirmek isteyen bir at sahibi, haraya bir koşum (dölleme) başına 9 bin TL ödemek zorunda…Bursa’yı geçip Karacabey yolundan İzmir’e giderken, sizin de uzaktan dikkatinizi çekmiştir aslında, alabildiğine geniş, yemyeşil bir alanda özgürce koşuşturan atlar… Arabayla bile bir ucundan ötekisine ancak 10 dakikada ulaşabilen, çitlerle çevrili, uçsuz bucaksız bir yeşillik düşünün… Burası TJK Karacabey Harası…
Aslında, Türkiye’deki atçılığın ilk merkezlerinden biri… Geçmişi Osmanlı’nın kuruluş günlerine kadar gidiyor. Haranın en önemli özelliği, Türkiye ve Avrupa’nın en büyük at çiftliği ünvanına sahip oluşundan geliyor. Hara, 5 bin dönümlük arazi üzerine kuruldu. Dile kolay, 5 bin dönüm yan yana dizilmiş 5 bin futbol sahası kadar büyük bir arazi demek… Tam 685 at yaşıyor bu çiftlikte… Taylar ve kısraklar, özgürce koşuyor, yağmurda ıslanıyor, çamurda yuvarlanıyor, arkadaşlarıyla şakalaşıyor…
Aygırlar ise, birbirlerine zarar vermemeleri için ayrı “boks” larda tutuluyor. Taylar yarışlara gidip de sırtında insan taşımadan önceki son “özgür” günlerini burada geçirirken; “emektar” şampiyon atlar ise, jübilelerini yaptıktan sonra, burada “krallar gibi” ağırlanıyor. Çünkü onlar aslında haranın “hazinesi” olarak kabul edilen damızlık aygırlar… Öyle ki, aralarında bir “koşum”ları (dölleme) 9 bin TL olanlar bile var.
Eskiden padişah çifliğiydi
Hara, önceleri at yetiştiriciliğinde kullanılmakla birlikte, eskiden “padişah çiftliği” olarak sarayın hayvansal besin ihtiyacını da karşıladı. Cumhuriyet’le birlikte ise, bu dev çiftlik, “Karacabey Harası” adını alarak Tarım Bakanlığı’na bağlandı.1988’de yapılan bir protokolle TJK burayı 20 yıllığına kiraladı. 2001’den itibaren ise, yetiştiriciliğe başladı. Türkiye’nin en büyük ve tek safkan İngiliz cinsi yarış atı yetiştiren harasındaki atlar, “boks” adı verilen ve yaklaşık 12 metrekare genişliğindeki localarda kalıyor. Hara’da 13 tanesi 50’lik, 1 tanesi 93’lük ve 1 tanesi de 97’lik olmak üzere toplam 790 adet kısrak boksu bulunuyor. 16 şampiyon aygırın bulunduğu aygır kompleksi ise, haranın en gözde yeri…
Taylar ve kısraklar kışın 7 yazın 17 saat padoğa çıkıyor
Karacabey Harası’ndaki atlar, “padok” ismi verilen etrafı demir borularla sınırlı otlak alanlara çıkarılıyor. Aygırlar hariç haradaki tüm atlar, Mayıs-Kasım ayları arasındaki 6 aylık yaz döneminde yaklaşık 17 saat (gece dahil) nöbetçi seyislerin nezaretinde padoklara çıkarılırken, kasım-mayıs arasındaki 6 aylık kış döneminde 17 saat bokslarında, 7 saat ise dışarıda padoklara tutuluyorlar.Kısraklar ve taylar, günde iki kez seyisler bir kez de veteriner hekimlerce kontrol ediliyorlar. Veteriner, sağlık teknikeri, nalbant, laborant, seyis dahil olmak üzere, harada toplam 170 personel görev yapıyor. Atlarla, daimi ilgilenen 64, mevsimlik ise 33 seyis bulunuyor. 7 veteriner ve 8 sağlık teknikeri ise, atların sağlık sorunları ile ilgileniyor.
Burada ata binmek yasak
TJK Karacabey Harası’nın Müdürü Fikret Yıldırım, haradaki at sayısının yıl içinde sürekli değiştiğini söylüyor. Harada doğan taylar, 1.5 yaşını geçtikten sonra sahipleri tarafından alınıp yarış sahasına gidiyor. Şu anda harada 685 at varken, bu rakam nisan-mart aylarında 1100’lere kadar çıkıyor. Bunun dışında, harada 300 civarında at sahibinin atlarına pansiyonerlik hizmeti veriliyor.Karacabey Harası’ndaki tayların hiçbirinin üzerine binilmiyor. 18 ayını doldurmamış bir tay, henüz kemik gelişimini tamamlamadığından üzerine eğer vurulmuyor. Eğer, taylara genelde 20-22 aylıkken vuruluyor: “İlk başta hiçbir at üzerine binilmesinden hoşlanmaz. Bir alışma süreci yaşanır. Bu süreç kimi atlarda 3-5 günde, kimi atlarda 3-5 ayda aşılır. Kısraklar doğum yaptıkları müddetçe harada kalabiliyor. Ama 2 sene üst üste boş kalmış bir kısrak, eğer tercihli bir kısrak değilse haradan çıkarılır.”
Arap atı alsaydık, İngiliz atlarımız ‘yarım kan’ damgası yerdi
Karacabey Harası’nda sadece İngiliz atları var. Haranın müdürü Fikret Yıldırım, bunun sebebini şöyle anlatıyor: “İngiliz atı yetiştirilen bir harada, Arap atı yetiştirmek, yarışçılık camiasının haleti ruhiyesi içerisinde doğru değildir. Arap atı yetiştirilen yerlerde, sadece Arap atı vardır. Sizin bir Arap atınız varsa ve siz bunu İngilizlerle yetiştirdiyseniz, o Arap atı iyi koştuğu anda hemen ona ‘yarım kan damgası’ vurulur. ‘Başka bir ata çiftleştirmiş’, ‘İngilize çekmiş’ derler. Yarışta en kötü koşan İngiliz, en iyi koşan bir Arap atıyla yarışır. Fiziksel açıdan da atlar arasında fark var. İngiliz atı 500-600 kilo ağırlığa, Arap atı ise, 450-500 kiloya ulaşır. İngiliz atının beli daha uzundur, bir bel omuru daha fazladır. Daha bir ‘spor atı’ görüntüsü vardır.”Atın gelişmesi için büyük padok lazım
Yüzde 90’lık bir doluluk oranıyla çalıştıklarını söyleyen Hara Müdürü Yıldırım, bu kadar büyük bir alana ihtiyaç duyulmasını şöyle değerlendiriyor: “Atın fiziksel gelişimini yarış atına uygun oluşturması için bir defa kesinlikle yeterli büyüklükte padok (atların koştuğu ve otladığı alan) alanına ihtiyaç vardır. Koşmadan sporcu olunmaz. Biz burada neticede sporcu yetiştiriyoruz.” Harada 3 bin 700 dönüm civarında padok alanı bulunuyor. Bunun aşağı yukarı 3 bin 200 dönümü çim, 500 dönümü ise kum padok… Atlar, kuma da ihtiyaç duyuyor. Çünkü gerek tedavi zamanlarında, gerekse de aşırı yağışlı zamanlarda atların çime çıkması gerekiyor.Atın kemik yapısı çok önemli
Veteriner hekim olan Yıldırım, bir atın iyi bir yarış atı olması için, çok sağlam bir ayak ve kemik yapısına ve kapasitesi maksimumda olan bir akciğer yapısına ihtiyaç olduğunu vurguluyor: “Zaten padokların büyüklüğü, tayların özellikle gelişme döneminde hareketli olarak gelişmelerinin sağlanmasında önem taşıyor. Hareket etmeden gelişen bir ayak olmamalı. Aksiyonun en yüksek derecede olacağı duruma göre, atın ayaklarındaki o esneme payını alması lazım… Bu da, hareket ederek gelişirse olur. Özellikle ‘tendo’ ve ‘kas’ yapısının hareket ederek gelişmesi lazım.”Atların ilk 24 ayı, insanların 24 yaşı gibi
Atların ilk 24 ayı, insanların ilk 24 yaşına benziyor. Nasıl 24 yaşından sonra insanlarda pek gelişme olmazsa, atlarda da 18 ile 24 aylık dönem, gelişmenin yavaşladığı bir süreç… Yıldırım, “Atlar, özellikle ilk 18 aylık dönemlerinde ergin kondüsyonunun yüzde 85’lik kısmını alır. Geriye kalan yüzde 15’lik kısmı da, 18-24 aylık dönemlerinde ve idmana başlayarak alırlar. Burada kritik nokta, tayın ilk 18 aylık dönemini uygun padok şartlarında hareketli olarak, koşarak ve düzgün beslenerek geçirmiş olmasıdır” diyor.Senede 70 kısrağa aşım yapıyorlar
Atçılık faaliyetinin özü, esasında bir seleksiyonun bütünü… Seleksiyonun ana gayesi de daha hızlı ve sağlam atı elde etmek… Daha hızlıyı elde etmek için mutlaka hız olarak kendisini ispat etmiş atların damızlıkta kullanılması gerekiyor. Hız da genetik faktörlerin etkisiyle ortaya çıkıyor. Bir kısrak sadece kendi doğurduğu taya genetiğini verebilirken, bir aygır, bir senede 70 kısrağa aşım (dölleme) yapabiliyor. Bu da haradaki damızlık aygırların neden bu kadar pahalı olduğunun bir kanıtı… Yıldırım, atların kalıtım derecesinin “Yüzde 35” kabul edildiğini belirterek, “Yarışta rüştünü ispat etmiş erkek atların damızlıkta önceliği vardır. Ancak, ‘Yarışta çok iyi olmuş bir atın tayları hep çok iyi olacak’ diye bir garanti yok. Ama hiçbir tohumlama da öylesine yapılmaz.” diyor.Always Classic, haranın maskotu
4 buçuk milyon dolara alınan, “Always a Classic” adlı aygır, haranın bir anlamda maskotu gibi… Haradaki en şakacı aygır belki de o, fotoğraf çektirirken bir anda “şaha kalkıveriyor”. Ancak, 3 milyon dolara alınan “Always a Classic”, 2 bin dolara aşım yaparken, 900 bine alınan “Royal Abjar”, 9 bin TL’ye aşım yaptırıyor. Bu farkın sebebini Yıldırım şöyle anlatıyor:“Always, yurt dışında çok başarılı olmuş olabilir ama Türkiye’de çıkardığı taylar o kadar başarı kazanamamış. Belki de, bizde ona uygun kan uyumu çıkmamıştır. Ama ‘Royal Abjar’ bugün Türkiye şartlarına göre çok daha üst derecede başarılı olmuş bir aygırdır.” Dünyadaki en üstte tutulan yarışın ABD’deki Kentucky Derbi olduğunu söyleyen Yıldırım, gururla bu yarışı kazanan iki aygırın kendilerinde olduğunu belirtiyor: “Strike the Gold” ve “Seahero”…
Royal Abjar’in değeri 5 milyon dolar
Haradaki toplam 16 aygırın, fiyatları 2-5 milyon dolar arasında değişiyor. Harada bugün en yüksek aşım rakamlarına ulaşan aygır ise Royal Abjar… Çünkü tayları çok başarılı. Yıldırım, Abjer’in tek aşımının 9 bin TL olduğunu anlatıyor. Üstelik alındığında fiyatı da diğer aygırlardan oldukça ucuzmuş, 800-900 bin dolara mal olmuş. Ama şimdiki fiyatı birkaç milyondan aşağı değil…Tuğrul Tunalıgil/Akşam
12 Aralık 2009: 22:41 #86609vetEranÜyegerçekten çok büyük para atlarla ilgilenen hekimler gerçekten çok ince çalışmalı
20 Aralık 2009: 00:12 #87177sewketÜyeewet haklısınızzzzzz
18 Ocak 2010: 13:20 #89564mfdtrkÜyevay beeeeeeeeeeee
- YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.