[size=large]Üç Ay Sonra
Kanguru hâlâ çok garip ve şaşırtıcı bir biçimde büyümeye devam ediyor. Büyümesi bu denli uzun süren başka bir kanguru hiç görmemiştim. Başı tüylü ama kanguru tüyü gibi değil. Tam tersine bizim başımızdaki tüyler gibi daha ince ve daha yumuşak; ayrıca siyah değil kızıl. Bu sınıflandırılamayan zoolojik hilkat garibesinin sonu kestirilemeyen ve can sıkıcı gelişimi beni deli ediyor. Keşke bir başkasını yakalayabilseydim. Ama bu konuda hiç umudum yok. Anlaşılıyor ki bu; yeni bir türün yer yüzündeki yegane örneği. Fakat ben gidip gerçek bir kanguru yakalayıp eve getirdim. Hiçbir akrabası olmayan yaratığın kanguruyla arkadaşlık edeceğini ya da en azından, kendisinin adet ve alışkanlıklarını ve ona dostlar arasında bulunduğunu nasıl hissettirebileceğini bilmeyen bizim gibi yabancılar arasında yalnızlığını unutturabilecek bir hayvan arkadaşa yakınlık duyabileceğini düşünmüştüm. Ama yanılmışım. Kanguruyu ilk gördüğü anda kriz geçirmeye başladı. O zaman, daha hiç kanguru görmediğini anladım. Zavallı, yaygaracı küçük hayvana pek acıdım ancak onu mutlu edebilmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. Keşke onu evcilleştirebilseydim lakin bu pek mümkün görünmüyor. Ne kadar çok uğraşırsam o kadar kötü oluyor. Yaratığı o küçük üzüntü ve öfke nöbetleri içinde izlemek beni bir hayli kederlendiriyor. Havva’ya ‘Bırakalım gitsin’ diyorum; küplere biniyor. Ona çok zalimce bir şeymiş gibi geliyor. Belki de haklıdır. Bırakırsak belki de yalnızlığı daha da derinleşecek. Ben bir başkasını bulamadım da o nasıl bulsun?
Beş Ay Sonra
O bir kanguru değil. Havva’nın parmağını tutup arka ayakları üzerinde birkaç adım atabiliyor;sonra da düşüyor. Muhtemelen bir cins ayı. Ama kuyruğu ve başındakiler dışında tüyleri yok. Hâlâ büyüyor. Bu çok tuhaf çünkü ayıların büyümesi daha kısa sürer. Ayrıca ayılar -başımıza gelen felaketten beri- tehlikeli hayvanlar. Bu yaratığın evin içinde ağzını kapalı tutacak bir şey olmadan dolaşmasına uzun süre müsaade edecek değilim. Havva’ya bunu bırakırsa kendisine bir kanguru getireceğimi söyledim ama bir yararı olmadı. Sanırım bizi hertürlü aptalca tehlikeye sokmaya kararlı. Aklını kaçırmadan önce böyle değildi o[/size]