- Bu konu 53 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 17 yıl 11 ay önce tweety tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
2 Şubat 2007: 16:40 #33593tweetyÜye
ARILARIN DAVRANIŞLARINDA FEROMONUN ETKİSİ
Ana arı feromonları, çiftleşme feromonları, alarm feromonları, masaof feromonu, ayak içi feromonu gibi feromonlar başta olmak üzere; bal arılarında 31 farklı feromonun mevcut olduğu tespit edilmiş olup, bunlardan sadece 13 tanesinin özellikleri bilinmektedir.
Ana arı feromonları işçi arıların yumurtalıklarının gelişmesini önler, işçi arıların düzen içerisinde çalışmalarını sağlar. Çiftleşme feromonları çiftleşme uçuşu sırasında erkek arıları etkiler, feromon yoğunluğunu izleyen erkek arılar ana arıya ulaşır ve onunla çiftleşirler.
Koloninin savunmasıyla ilgili bir işçi arı rahatsız edildiğinde veya yuvası için bir tehlike sezdiğinde abdomenini kaldırarak iğne çemberini açar, iğnesini çıkarır ve bazen iğnesinin ucunda 1 damla arı zehiri salgılar. Kanatlarını hızlı bir biçimde çırparak alarm feromonlarının çevreye yayılmasını sağlar. Böylece diğer arılar uyarılır ve tehlike kaynağı araştırılarak saldırılır.
İkinci bir alarm feramonu olan 2 heptanon adlı bileşik işçi arıların mandibular bezlerinden üretilir. Ana arılar, erkek arılar ve gözden yeni çıkmış genç işçi arılar, 2 heptanon üretmezler. Arıların 2 heptanonu niçin ve ne zaman kullandıkları henüz tam olarak bilinmemektedir. Kovan içine giren yabancı ve yağmacı arılar 2 heptanon ile işaretlenir. Çiçekler üzerine sürülen 2 heptano arıların bu çiçeklere yaklaşmasını önlemektedir. Arıların nektarı alınmış çiçekleri bu madde ile işaretleyerek diğer arıların uğramasını engelledikleri sanılmaktadır.
Nasanof, feromonu işçi arıların 7. Terpitinde bulunan salgı bezinden salgılanır tarlacı işçi arılar çok zengin bir kaynak bulduklarında nasanof feromonu ile kaynağın yerini işaretleyerek diğer arıların kaynağı kolayca bulmasını sağlarlar. Koloninin oğul vermesi sırasında ana arı feromonları venasanof feromonu oğulun hareketini yönlendirir ve birliğini sağlar. İzci arıların bulunduğu yeni yuva yerleri arılarca kolaylıkla bulunur.
Bal arıları herhangi bir yüzey üzerinde yürüdüklerinde diğer arıları da cezp eder ayak izi feromonu denen bazı kimyasal maddelerle burayı işaretleyebilirler. Dışardan gelen arılar uçuş deliğini bu ayak izi feromonuyla hemen bulurlar2 Şubat 2007: 16:49 #33595tweetyÜyeYALANCI ANA ARI OLUŞUMU
Koloni herhangi bir nedenle ana arısını yitirir ve yeni bir ana arı yetiştiremez veya koloniye yeni ana arı yetiştirmesi için müdahale edilmezse kolonide ana arı feromonlarının etkisi ortadan kalkar. Ana arı ve salgıladığı feromonlar olduğu sürece, bu feromonlar işçi arıların yumurtalıklarının gelişmesini önler. Yavru feromonlarınında işçi arıların yumurtalıklarının gelişmesini engelleyici etkisi yavru olduğu sürece işçi arıların yumurtalıkları yine gelişemez. Fakat bir süre sonra yavrular kuluçka sürelerini tamamlayarak ergin arı olur ve yavru feromonu da kesilir. Bunun sonucunda kolonideki bazı işçi arıların yumurtalıkları gelişir. Ancak bunlar anatomik vefizyolojik olarak gerçek bir dişi değildirler. Çiftleşme uçuşuna çıkmazlar ve dölsüz yumurta bırakmaya başlarlar. Yumurtlayan bu işçi arılara “yalancı ana” adı verilir.
Yalancı analı bir koloninin tekrar normal bir koloni durumunda getirilmesi çok zor, hatta genellikle mümkün olmamaktadır Genç (1994).BAL ARILARINDA KALITIMIN DAVRANIŞLAR ÜZERİNE ETKİSİ
Birbirinden farklı özellikle gösteren arı ırklarının davranışlarının geçiş varyasyon gösterdiği uzun yıllardan beri bilinmektedir.
Kunter ve Maekensen (1952), Rothenbuhler (1967), arıların davranış farklılıkları üzerinde çalışmalar yaparak farklı ırklara ait arıların karakterlerini izleme olanağı bulmuşlardır. Davranışın genetik analizi için kolonideki işçi arı kompozisyonunun genetik açıdan homojen olması gerekmektedir
Böylece bir homojenlik akrabalı yetiştirilmiş hattın F1 melezleri ile sağlanabilir. F1 ana arısından elde edilen parental akraba hattının ana arısına geri melezlenmesi ile koloni oluşturulur. Bu teknik bal arılarının hijyonik davranış farklılıklarının analizinde temel kural olarak kullanılmaktadır.
Bal arılarında geliştirilmesi istenen ve ekonomik önemi olan karakterler genelde bal verimi ve yumurtlama hızının arttırılması yönünde yapılan çalışmalardır. Ancak davranış ve morfolojik karakterlerinden bazılarını ölçme zorluğu, kolaylıkla saptanabilen veya görülmeyen bazı kalitatif karakterlerin kalıtsallığının ekonomik önemde olan ve üzerinde yoğun çalışmalar yapılan karakterin kalıtımları üzerinde durulacaktır Teknik Arıcılık ( 1989, Sayı 23).
Yumurtlama Hızı ve Bal Verimi
Bal arılarının akrabalarının yetiştirilmiş hatlarında onların F1 ‘lerinde ve bazı ticari anaçlarında yumurtlama hızı ve bal verimi üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmada hibrit döllerinin kendisini oluşturan en yüksek verimini anaçlardan daha üstün özellikte olacağı düşünülmüştür Cale ve Gowen ( 1956).
F1 ana arılarının yumurta üretimi, ebeveynlerin gösterdiği değerin % 105 ile % 166 ‘sı oranında olup, ortalama üretim % 35.5 ‘e yükselmiştir. F1 ‘lerin bal üretimi miktarı % 96 ile % 129 arasında değişmekte, ortalama üretim ebeveynlerinden % 14.1 yüksek bulunmuştur2 Şubat 2007: 16:50 #33596tweetyÜyeSokma Davranışı
Hijyenik davranış denemelerinde birçok karakter yanında sokma davranışının incelenmesi özel bir önem verilmiştir. Amerikan Yavru Çürüklüğüne karşı denenen Van Scoy ve Brown hatları ve bunların F1 melezlerinde sokma davranışı incelenmiştir. 7 Van Scoy kolonisinde belirli bir süre içerisinde yapılan 98 ziyarette yalnız bir sokma olayı gözlenirken, Brown kolonileri aynı günde 98 ziyarette 143 sokma olayı göstermişlerdir. Gerçekten sokma özelliği yönünden iki hat belirgin bir şekilde karakter ayrılığı ortaya koymuştur Rothenbuhler (1964).
Hastalıklara karşı direnç gösteren arılar genellikle melez döller olup, kuluçkalığın ölü larvalardan temizlenmesi ve koloninin kendini arıcıya karşı koruyabilmesi (sokma davranışı) üstün özellik gösteren döllerde genel karakterin bir göstergesi niteliğindedir. Eğer hijyenik davranış ile sokma davranışı ile sokma davranışı aynı karakter altında oluşuyorsa hijyenik kolonilerin geriye melezlenmiş dölleri de sokucu olmak durumundadır. Rothenbuhler (1968) yaptığı araştırmada bu durumun tersini ortaya koymuştur. Geriye melezlenmiş 29 kolonin sokma davranışından 1 veya 2’den çok lokusun etkili olduğunu ; geriye melezlenmiş kolonilerde sokma davranışı ile hijyenik davranışın farklı genlere bağlı kantatif bir karakter olduğu ve kalıtsallığın yüksek olduğu saptanmıştır.
Polen ve Nektar Toplama Yeteneği
Arıların davranışları ile ilgili diğer çalışmalar, özellikle yalnız bir bitki türünün polenini toplayan ve nektar kaynağından daha hızlı yararlanabilen arılar yetiştirme yönünde olmuştur.
Bal arısı, bir çok bitkinin tozlaşması yönünden tarımsal alanda bir yer almaktadır. Bu nedenle bal arısı, yetiştirilmesi istenen bitkinin polenlerini çok iyi bir şekilde toplayabiliyorsa ve ondan yararlanabiliyorsa gerek bitki tozlaşması gerekse kendi besinini sağlama yönünde olsun önemli rol oynamaktadır. Bu yönde ilk çalışmalar Mackensen ve Nye (1965, 1968, 1970), tarafından belli bir bitkinin polenini toplama yönünden yapılmıştır. Araştırmacılar kolonilerin polen toplama aktifliğini saptamaktan sonra bu karakterlerin bir katılım faktörü olduğunu öne sürerek programlarını bu yönde geliştirmişlerdir. Mackensen ve Nye (1965), işaretli 356 koloninin tarlacı işçi arılarının yonca (Medicago sativa) polenini toplama eğilimi açısından 5. Generasyonda çok yüksek varyasyon saptamışlardır. Bal arılarının yonca poleni toplama eğilimi açısından gösterdikleri bu varyasyonunu birçok genin determine ettiğini ve eklemeli gen etkisini gösterdiğini vurgulamışlardır. Daha sonraları Cale (1971), bal arılarının diğer bitkilerine oranla yonca poleni toplama özelliklerini tek taraflı (Recurrent) seleksiyon kullanarak ortaya koymuştur. 3. jenerasyon sonunda, bal arılarının yonca bitkisine özel eğilim göstererek, yüksek derecede çalıştıklarını saptamıştır. Bu sonuçlar bal arılarının polen toplama eğilimi açısından geliştirilecekleri ve kalıtsallığının yüksek olduğunu göstermektedir.
Bal arılarının nektar toplama yeteneklerinin farklılığını ortaya koymak amacı ile bir laboratuar çalışması yapılmıştır. Aynı koloniden alınan arı grupları, şeker şurubunu toplam yönünden aynı sonuçları vermesine karşılık, değişik kolonilerden alınan arılar toplama eğilimi bakımından performansı gösterememişlerdir. Bu nedenle toplama hızları birbirinden ayrıcalık gösteren hızlı ve yavaş istifçi koloniler iki yönlü seleksiyonla geliştirilmişlerdir. 3. jenerasyon sonunda hızlı istifçi hatlar 20 ml.’lik şeker şurubunu 3.8 günde, yavaş istifçi hatlar ise aynı miktarı 10.3 günde tüketmişlerdir. Kontrol kafeslerinde farklı toplama eğilimi gösteren arılar, arılıklarda nektar akımında aynı özelliklerini korumuşlar, hızlı istifçi koloniler, yavaş istifçi kolonilerden daha çok nektar getirmişlerdir2 Şubat 2007: 16:50 #33597tweetyÜyeOğul Verme Eğilimi
Oğul verme eğilimi açısından koloniler farklı özellikler göstermektedir. Haydak (1960), oğul eğiliminin oluşumunda koloninin karşılaştığı iç ve dış etmenlerin, bireylerin fizyolojik yapıları ve kalıtımları ile birlikte olduğunu bildirmektedir. Morris (1981) ‘ e göre oğul verme % 85 genetik, % 15 koloni idaresine bağlıdır. Ancak yetiştiricilikte oğul vermeyi önlemek olasıdır. Gary ve Morse (1962), Morris (1981), oğul vermenin kalıtsallığının yüksek olan ırklarda ana arı memelerinin bozulabileceğini ve ana arı memesi yapımının sonunda bunun mutlaka oğul verme ile sonuçlanmayacağını bildirmektedir
SONUÇ
Bal arılarında oldukça geniş bir varyasyon bulunmaktadır. Bu nedenle çeşitli ırklarda veya hatlarda morfolojik ve davranış özellikleriyle ilgili farklılıklar bulunmaktadır. Bal arılarında ekonomik önemi bulunan bir çok karakteri aynı hatta toplamak ancak ıslah yoluyla olasıdır. Bu konu üzerinde çalışan araştırmacı ve ıslahçılara bu özellikler açısından çok büyük araştırma olanakları doğmaktadır.
Ekonomik değeri olan ve yetiştirmesi arzulanan karakterler, yöresel koşullara uyum gösteren, iyi huylu, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı ve yüksek verim veren arı hatlarının geliştirilmesi yönünde yapılmalıdır. Günümüzde bölge koşullarına uyum gösteren arı ırk veya tiplerinin geliştirilmesi, ekolojik yönden son derece uygun ülkemizin arıcılık potansiyeline yeni boyutlar kazandıracaktır.
Arıyı tanımadan, arıların hangi şartlarda nasıl bir davranış içinde olacaklarını ve neler istediklerini bilmeden başarılı bir arıcılık yapışması imkansızdır. Arıcılıkta üstün bir verime ulaşmak için modern arıcılık tekniklerini öğrenmek ve uygulamak şarttır. Bunun içinde sürekli olarak yeni gelişmeleri ve yeni teknikleri takip etmek, araştırmak ve öğrenmek gayreti içinde olmak gerekmektedir.2 Şubat 2007: 16:52 #33598tweetyÜyeARICILIKTA MEVSİMSEL BAKIM İŞLERİ
Arıcının Takvimi
İlkbahar bakımı ve beslemesi, Türkiye genelinde 15 Şubat-30 Nisan tarihleri arasında bölgenin iklim koşullarına bağlı olarak yapılır (Bakınız 3. Bölüm). İlkbahar beslemesine yörede bulunan badem, erik vb. ağaçların çiçek açması ile başlanır.
Narenciye balı hasadı
Üçgül balı hasadı
Yayla, ayçiçek balı hasadı
Çam balı hasadı
Sonbahar bakımı ve beslemesi Türkiye genelinde 15 Ağustos-31 Ekim tarihleri arasında bölgenin iklim koşullarına bağlı olarak yapılır ). Sonbahar bakımı için en uygun dönem bal hasadının yapılmasından sonraki dönemdir.
2 Şubat 2007: 16:53 #33599tweetyÜyeİLKBAHAR BAKIMI
Koloni Kartı
Kovan No: VERİLEN ALINAN
Ana Arının Yaşı:
Kontrol Tarihi Ana Yavru Arılı Ballı Polenli Hastalık Şurup Kek İlaç Mumlu Bal Yavrulu Oğul
Açık/Kapalı Çer. Çer. Çer. Durumu Çıta (kg) Çer.Arıların ilkbahar muayenesinden maksat, arıların kışı nasıl geçirdiklerini, kovanda mevcut gıda miktarını, ana arının var olup olmadığını, var ise yumurtlama durumunu, işçi arı miktarını, kovanda küflü petek olup olmadığını, kovanlara arız olan hastalık ve zararlıların bulunup bulunmadığını kontrol etmek için kovanı açıp çerçeveleri teker teker çıkarıp muayene etmektir.
İlk Kontrol ve Zamanı
Eğer kovanlarımız kapalı arılıklarda ise, koloniler bölgedeki son don tehlikesinden sonra kapalı arılıklardan dışarı çıkarılır. Kovanların kapalı arılıklardan dışarı alınma zamanı bölgelere göre değişim gösterir. Genel bir tabir olarak sahil kesimlerde kovanlar kapalı arılıklara alınmazken diğer bölgelerde kovanlar söğüt ağacı yapraklarının açmaya başlamasıyla dışarı alınır. Akabinde havaların yeteri derecede ısındığı, erik ağaçlarının çiçek açtığı andan itibaren, güneşli, açık sakin bir günde sıcaklığın gölgede 16-20 derece olması halinde saat 11 ile 14 arası kovanlarda ilk muayene yapılabilir.
Kovanları kışlıktan çıkardığımızda veya kış mevsimini dış ortamda geçiren arılarımız ilkbaharda ilk uçuşa çıktığında; uçuşun kalabalık oluşu ailenin kuvvetli olduğunu ve bu ilk uçuştan sonra arılar arka bacaklarındaki sepetçiklerde çiçek tozu ( polen ) ile kovana dönüyorlarsa ailenin sağlının yerinde olduğu anlaşılır. Ama yinede kovanı uygun bir zamanda açıp koloniyi incelemek gerekir. Kolonilerin kontrolleri sırasında koloniyi üşütmemeye özellikle dikkat edilmelidir.2 Şubat 2007: 16:53 #33600tweetyÜyeDip Tahtası Kontrolü Ve Temizliği
Arıların ilk uçuşa çıktıkları görülünce kovan dip tahtasının temizlenmesi gerekir. Bu tahtada görülen durum incelenerek petek ve arıların durumu hakkında bilgi edinilmeğe çalışılır. Bazen hava şartları kovanın dışarıda tamamen açılmasına elverişli olmaz. Hava sıcaklığının yeterli olmadığı bu günlerde petek gözleri içerisinde bulunan larvaların( kurtçukların ) üşüyüp ölmesini engellemek için ilkbahar başlarında sadece dip tahtası üzerinden incelemeler yapılır. Ayrıca üzerinde nem ve su biriken dip tahtalarının acil olarak değiştirilmesi gerekir.
Bazı kovanlarda dip tahtası kovan gövdesinden ayrı bir parça halindedir. Bu çeşit kovanların temizliği sırasında temiz bir dip tahtası bulundurularak dip tahtası temizlenecek olan kuluçkalık bunun üzerine oturtulur. Dip tahtası ayrı olmayan kovanların temizliği ise hava şartlarına göre 16-20 derece civarında ise yerinde, havalar soğuk ise kapalı bir yerde açılıp arılı ve ballı çerçevelerin temiz başka bir kovana aktarılması ile gerçekleştirilir. Dip tahtası temizliğinde el demiri kullanılmalı, temizlik esnasında kullanılan körük dumanı bol ancak kızgın olmamalıdır. Kızgın duman arıları saldırgan hale getirir. El demiri yardımıyla dip tahtası üzerindeki mum kırıntıları ve diğer artıklar temizlenir ve kovan dışına alınır. Ancak alınan mum kırıntılar sağa sola atılmamalı, içinde su bulunan bir kapta biriktirilir veya kısa zamanda yakılır. Aksi halde yağmacılığa ve hastalıklara davetiye çıkartılmış olunur.
Çerçeve Kontrolü
Çerçeve kontrolünde küflü, aşırı esmerleşmiş, kırık, çatlak çerçeveler kovandan çıkartılarak yerine önceki yıldan kalan balı süzülmüş, temiz çerçeveler yerleştirilir. İşlenmiş petek yoksa verilecek çerçeve en sona yerleştirilir. Kırık çerçeveler kovanda bırakılırsa arılar burada yapacakları onarım sırasında erkek arı gözü yaparak kolonide erkek arı mevcudunun artmasına sebep olurlar. Esmerleşmiş ve küflü çerçevelere ana arı istekli yumurta bırakmaz bu da koloninin zayıflamasına ve ürün kaybına neden olur. Eğer kovan içindeki mevcut arı miktarı çerçeveleri dolduramıyorsa boş çerçeveler alınarak alan daraltılır ve kovan iç sıcaklığı temin edilir.
Çerçeve kontrolü sırasında çerçeveler kovan üzerinde tutulmalı, fazla yükseğe kaldırılmamalı. Aksi halde ana arının bulunması durumunda ananın dışarı düşmesine neden olunur. Ayrıca kovan uzun süreli açık tutulmamalı aksi halde yavrular üşütülerek kovan iç düzeni bozulur ve sırlı bala yağma başlar.
Ana Arının Kontrolü
Kolonide ananı olup olmaması doğrudan koloninin sürekliliği ile ilgilidir. Eğer kontrollerde ana arı görülemez ise günlük yavru durumuna bakılır. Eğer kovanda günlük yavru mevcut ise ana arı büyük ihtimalle mevcuttur. Hem ana arı hem de günlük yavru görülemez ise hazır bulunan ana arı usulüne uygun kovana verilir. Hazırda ana arı yoksa, bu koloni başka bir koloni ile birleştirilir veya analı bir kovandan açık yavrulu bir çerçeve alınarak anasız kovana verilip ana memesi yapması sağlanarak kovan analandırılır.2 Şubat 2007: 16:56 #33601tweetyÜyeGıda-Besin Varlığının Kontrolü
Gıda kontrolünden amaç kovan içerisindeki bal ve polen durumudur. Erken ilkbaharda yapılan kontrolde besin stokunun yetersiz olduğu durumlarda bal, kek veya koyu şurupla besleme yapılmalıdır. Koyu şurup; bir ölçü suya 2 ve 3 ölçü şeker katılarak yapılan şuruptur. Daha sonra 1ölçü su 1 ölçü şeker oranında şurup hazırlanarak besleme yapılmalıdır. Yapılacak olan bu şuruplama koloninin gelişimini hızlandırarak bal sezonuna güçlü olarak girilecektir. Kolonilerde yemlemeye (şurupla besleme) nektar kaynaklarının başlamasından 5-6 hafta önceden başlanmalı, hızlı nektar akışının başlamasına kadar devam edilmelidir.
Hastalık ve Parazit Tespiti
Arılıkta yıl boyunca görülebilecek nosema, yavru çürüklüğü ve paraziter hastalıklara karşı önlem alınmalıdır. Herhangi bir hastalık veya parazit görüldüğünde-şüphe edildiğinde, hastalığın kontrolü ve mücadelesi için mutlaka bir uzmana danışılmalı ve uzmanın görüş ve önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir.
Kış aylarında arıların faaliyetleri çok sınırlıdır. Arılarda aktif dönem kışın sona ermesiyle yeniden başlar. İşçi arılar temizlik uçuşu yaparak dışkılarını kovan dışına bırakırlar. Soğuk ve şiddetli geçen kış aylarında bazı kolonilerde ağır kış kayıpları meydana gelebilir, ana arı kayıpları olabilir ve bunun sonucunda koloni düzeni bozulur. Bu nedenle arıcılar erken ilkbaharda, hava koşullarının uygun olduğu öğle saatlerinde koloni kontrolleri yapmalı, anasız ve zayıf kovanları gözden geçirerek önlem almalıdır. Arıların doğal koşullardan en iyi şekilde yararlanması ve bal üretmesi için iyi bir bakım, yeterli besleme ve koloninin bilinçli biçimde yönetimi şarttır.
İlkbahar Bakımında Nelere Dikkat Edilmelidir?
Arılığın Düzenlenmesi
Arıların kovanlarını şaşırmamaları için kovanların farklı renklerde boyanması yararlıdır. Rutubeti önlemek için kovanların taş, tuğla gibi takozlar üzerine alınarak yerden 20-25 cm kadar yükseltilmesi gerekir. Uçuş başladıktan sonra kovanların yerleri kesinlikle değiştirilmemelidir.2 m 2 m 2 m
3 m 3 m 3 m 3 m
2 m 2 m
Koloniler aralarında yan yana en az 2 metre, arka arkaya en az 3 metre kalacak ve birbirinin tam arkasına gelmeyecek şekilde yerleştirilmelidi2 Şubat 2007: 16:58 #33602tweetyÜyeKoloni Kontrolü
Temizlik uçuşları tamamlandıktan sonra çevre ısısı 15°C’ye yükseldiğinde koloniler kontrol edilir.
Kovan kontrolü için körük yakılır ve kovanın uçuş deliğinden hafif duman verildikten sonra kovanın üst kapağı açılır. Örtü bezi veya tahtası kaldırılır. İçten yapılmış olan dolgu ve örtü bezlerinden gereksiz olanlar alınır. Temizlik sırasında arılı ve ballı çerçeveler, temizlenmiş kovanlara yerleştirilir. Boşalan kovan temizlenir ve yeniden kullanılmaya hazır hale getirilir.
Yapılan ilk kontrollerde, kovan iç tabanı temizliğine ağırlık verilir ve buradan çıkan atıklar etrafa dökülmeyip toprağa gömülür. Kontrollerde, ana arının varlığı, besin stokunun durumu, hastalık ve genel davranışlar gözden geçirilir.
Arılı çerçeveler incelenirken kovan üzerinde tutulmalıdır. Çünkü ana arı ve genç arılar kovan dışına düşebilir.
Bu aşamada, üzerinde arı bulunmayan kırık ve kullanışsız, siyah petekli çerçeveler alınır, eritilerek mum yapılır. Her yıl kuluçkalıktaki peteklerin yarısı yenilenir.
Kovan içi kontrollerde ana arının yumurtlama durumu, yavrulu çerçeve bal stok miktarı ile arı mevcudu incelenir. Böylece ballı ve boş çerçeveler tespit edilir. Sonraki kontrollerde koloni gelişme hızı takip edilir. Bu notlar her koloni için ayrı bir karta işlenir. Kovan içi kontrolleri 12 günde bir yapılmalıdır. Yapılan kontrol sonunda, her koloninin genel durumu kayıt defterine (bakınız koloni kartı) yazılmalıdır.
Boş Kovanların Temizliği
Tecritli kovanlar çamaşır sodası ile yıkanarak, durulanır ve iki gün süre ile güneşte bırakılır. -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.