- Bu konu 46 yanıt içerir, 24 izleyen vardır ve en son 14 yıl 7 ay önce Rustem ali tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
7 Şubat 2007: 16:56 #33866Mehmet AKINÜye
[align=center]LIPIZZAN
[/align]TÜRÜN TARİHÇESİ : Lipizzan atları 400 yıldan uzun süredir uygulanan seçici bir yetiştirme programını yansıtır. Dünyanın dört bir yanından seçilen iyi kalite atlardan oluşmuştur. Güzellik ve zarafetin yanısıra cesaret, kuvvet, yetenek, iyi mizaç ve aklın nadir bulunan bir kompozisyonunu sergilemektedir. Lipizzanlar ilk olarak 1580 yılında Arşidük II.Charles’ın Lipizza’da bir hara kurarak İspanyol, Andalusian, Barb ve Berber cinsi atları ithal etmesiyle yetiştirilmeye başlanmıştır. Bu atlar yerel Karst atlarına çekilmiştir. Yerel Karst atları beyaz, küçük , yavaş ve sert atlardır. 1700’lerin sonunda Napolyon Savaşları sırasında atlar üç kere yer değiştirdiler. Bir süre atların mülkiyeti Napolyon’a geçti. Napolyon Arap aygırı Vesir’i Lipizzanlara çekti. 1807-1856 yılları arasında 7 Arap aygırı türün gelişimi için kullanıldı: Siglavy,Tadmor, Gazlan, Saydan, Samson, Hadudi ve Ben Azet. 1792-1815 yılları arasında iki Lipizzan kolu olan Maestosa ve Favory, Kladruby atları ile çiftleştirildiler. 1880 yılında Lipizza Harası’nda 341 adet Lipizzan atı bulunmaktaydı. 18. ve 19. yy.da kullanılan tüm Lipizzan damızlıklarından sadece 6 tanesi orijinal aygır kolu olmuştur: 1.Dünya Savaşı sırasında yetiştirme merkezi Viyana yakınlarındaki Laxenburg’a yerleşti. Taylar ise diğer kraliyet harası Kladrub’a yerleştirildi. 1. Dünya Savaşı sonrasında Orta Avrupa yeniden organize edilirken Avusturya- Macaristan İmparatorluğu iki yeni cumhuriyete bölündü ve her devlet bir önceki monarşinin sahip olduklarının mülkiyetini aldı. Lipizza Kraliyet Harası(1580-1916) yetiştirme programı 3 farklı ülkeye bölünmüş oldu.
Bu yıllarda sadece 208 Lipizzan’ın kaldığı bilinmekte olup büyük kısmı (109 at) Lipizza kentine sahip olan İtalya’da kalmıştır. 1913-1915 tayları ise Çekoslavakya’nın sahip olduğu Kladrub’da kaldı. Kalan atlara ve İspanyol Binicilik Okulu aygırlarına 1919’da Avusturya sahip oldu. 1. Dünya Savaşı’nı takiben İtalya, Çekoslavakya ve Avusturya’nın yanı sıra Macaristan, Romanya ve Yugoslavya’da Lipizzan atı yetiştirmeye devam ettiler. 1943’de Lipizzan cinsi soyunun tükenmesi tehdidiyle karşılaştı. Avusturya, İtalya ve Yugoslavya’daki kısrak ve taylar Çekoslavakya’daki Hostau bölgesine Alman komutası altında transfer edildi. Dönemin İspanyol Binicilik Okulu müdürünün çabaları neticesinde okul kurtarıldı fakat; 1955’e kadar damızlık aygırlar okula geri verilmedi. Dünyada 3000’den az saf kan Lipizzan’ın bulunduğu göz önüne alındığında türün seyrek olduğu söylenebilir. Her geçen yıl doğan tay sayısı da azalmaktadır. Lipizzan atlarının safkanlığının korunması için büyük çaba gösterilmektedir. At sahipleri ve yetiştiriciler türün az olması, kültürel önemi, romantik tarihi, güzelliği, uyumu, atletik yürüyüşleri nedeniyle bu atlara ayrı bir değer vermektedir.
TÜRÜN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ :
Lipizzan atları uzun olmamasına rağmen (en irisi 160cm. kadardır.) gururla kendini taşıması, kaslı ve elastik vücudu, güçlü hareketleri onların olduklarından daha uzun ve iri görünmelerini sağlar. Geç olgunlaşır ve uzun yaşarlar. (çoğu zaman 35 yıl ve fazlası) Doğdukları andan itibaren zarafet ve asalet sergilerler.
Yağız veya doru olarak doğar, 5-8 yaşlarında beyaz olurlar. Aslında demir kırdırlar ancak; koyu renk derileri beyaz tüylerle örtüldüğünden yara veya ıslaklık olmadığında beyaz görünürler. Gelişimini ancak 10 yaşına kadar tamamlayan bu atlar 1 yaşındayken aynı yaşlı bir Thoroughbred ile kıyaslandığında oldukça küçüktürler. Vücut yapıları 3 yaşında ancak kendini gösterir. 3 yaşına kadar hiçbir turistin onları göremeyeceği Alp Dağları’na gönderilir ve 3 yaşında ancak doğdukları andaki zarafeti sergilediklerinde insan önüne çıkarlar. Güçlü ve sağlam olduklarından nadiren topallık gösterirler. Yemlerindeki ve çevre koşullarındaki değişimlere anında adapte olurlar. Lipizzanlara binmek yumuşak sırtları ve canlı adımları ile bir keyiftir. Güçlü sağrıları sayesinde kendilerini doğal bir denge ile taşırlar. Doğal bir ritm duyguları vardır. Eyer vurulduğunda oldukça sakin ve tutarlıdır. Aygırlar, kısraklara göre idare edilmesi daha kolay atlardır. Aygırlar, binicilerine bir kez saygı duydu mu bu duygularını kaybetmezken kısraklar daha patroniçe tavırlı olduklarından zaman zaman onlara binicisine üstünlük sağlayamayacağı hatırlatılmalıdır. Bir Lipizzan atı ürktüğünde herhangi bir korku veya panik duygusu yoktur. Çifte atmaz, binicisini fırlatmaz; aksine kendini toplar, ardlarını vücudunun altına getirir, sırtı yükselir ve binicinin eyerde daha güvenli oturmasını sağlar. Boynu kavislenir ve binicisine dizginleri toplaması için ısrar eder. binicisinden komut bekler. Eğer binici bir parça dizgin verirse piaf birden pasaja dönüşür. Bu hareketi doğallıkla yaparlar. Lipizzan başlangıç seviyesindeki bir biniciyi bile saygı duyulan bir binicilik ustasıymış gibi hissettirir. En tecrübesiz binici bile saygıyla komut verdiğinde yürekle ve istekle tepki verir. Ancak “at attır!” diye düşünen ve Lipizzanı’ı sindirmek veya ona zorbalık etmek isteyen insanın vay haline! Gerçekten korktuklarında veya adalet duyguları vahşilikle tahrik edildiğinde karşısındakinin gözünün içine bakar ve savaşa hazırlanır. (400 yıl önce yetiştirilmelerinin gerçek amacı)
7 Şubat 2007: 17:04 #33867Mehmet AKINÜye[align=center]MORGAN ATI
[/align]Amerikan Morgan atının kökü çok ilginçtir ki sadece bir tek aygıra dayanır: Justin Morgan. Bu aygır 14 el uzunluğunda olmasına karşın ağırlık-çekme yarışlarında ağırlığını gösterir.
Justin Morgan 1789 yılında Figure adlı bir tay olarak dünyaya geldi ve daha sonra kayıtlı ilk sahibinin adıyla anılmaya başladı. Bu kişi Vermont’taki bir çiftlik sahibi ve aynı zamanda müzik öğretmeni ve kilise yöneticisiydi. Kayıtlı belge olmamasından dolayı Justin Morgan’ın nasıl üretilip yetiştirildiği konusunda kesin bilgiler yoktur. Olası iddialara göre bu aygır Thoroughbred, Arap, Welsh Cob ve Hollandez ırklarının atasıydı. Ufak yapısına karşın (400kg.dan daha hafifti.) Justin Morgan’ın oldukça kuvvetli bir iş atı olarak tanınması ve sahiplerinin başarısı için çok fazla çalıştırılması tartışma yaratmıştır. Ağır iş atı gibi saban çekmekte ve kereste işlerinde kullanılırdı ve kütük çekmek konusunda ağırlığının neredeyse iki katı olan rakiplerine rağmen yenilmezdi. Müthiş dayanıklı, güçlü ve dinç bir babaydı. Güç, dayanıklılık, hız ve sakin mizacı yavrularına da geçmiştir. Erkek taylarından 3 tanesi cinsin gelişiminde oldukça etkili olmuştur: Sherman Morgan(1808), Woodbury Morgan( 1816) ve Bulrush Morgan( 1812)
Sherman Morgan kanından gelen atlar mükemmel koşum atları olmalarıyla dikkat çekmişlerdir ve Amerika’daki diğer cinslerin ( Quarter, Saddlebred, Standardbred, Tennessee) üretiminde önemli etkileri olmuştur.
Woodbury Morgan kanından gelenlere ise binek ve tören atı olarak talep olmuştur. Bulrush Morganları da süratlideki hızlarıyla dikkat çekmişlerdir.
Diğer cinslerde olduğu gibi Morgan atı da motorlu ulaşımın yaygınlaşmasıyla önemini yitirmiştir. Ancak 1999’da kurulan Morgan At Klübü’nün istekli üyeleri sayesinde bu tür kurtulmuştur. Günümüzde ABD’ye ek olarak Kanada, İngiltere, Avustralya, İspanya, Yeni Zellanda, Almanya, İtalya ve İsveç’te Morgan Klüpleri görülür. Bu klüpler sayesinde Morgan atı sayısı da giderek artmaktadır. Bu atlar gösteri atı olarak bulundurulmasının yanı sıra sürek avı, dresaj ve atlı araba yarışları gibi disiplinlerde de kullanılır.
Türün Özellikleri
14,1-15,2 el uzunluğunda genellikle doru, kestane doru, yağız renklerindedir. Baş haricinde diz veya tırnakta beyaz işaretlere olmamalıdır. Profilden bakıldığında düz veya hafif eğimli başı, öne doğru geniştir. Büyük gözleri, kısa ve dik kulakları, hafif açılı boynu, eğimli omuzları vardır. Sırt uzunluğu kısadır. Sağrısı kaslıdır ve kuyruğu yukarıdadır. Düz ve kuvvetli bacakları kısa ve ince kemik yapısına sahiptir. Uzun ve eğimli inciği hafif ve elastik bir yürüyüş sağlar. Yumuşak ve gür kuyruk ve yeleye sahiptir.
İlginç Olaylar
Yüzbaşı Myles Keogh’un bindiği “Comanche” adında bir Morgan atı 1876 yılında yapılan Little Big Horn savaşından Kızılderililer haricinde sağ çıkmayı başaran tek canlıdır. Çok fazla yara almış olmasına karşın yaşamayı başarmış ve 29 yaşında yaşlı bir at olarak hayata veda etmiştir.
7 Şubat 2007: 17:08 #33868Mehmet AKINÜye[align=center]QUARTER (ÇEYREK) ATI
[/align]
Bu tür adından da anlaşılacağı gibi kısa mesafe(çeyrek mil) yarışlarında ustadır. Kökeni İspanyol akıncılar tarafından Amerika’ya getirilen atlara dayanır. 17. ve 185.yy boyunca doğu bölgelere yerleşen kişiler yerel İspanya kökenli atları kendi ithal ettikleri atlarla çiftleştirerek her tür iş için uygun olan ağır çalışabilecek bir tür üretmek istediler. Bu atlar buradaki kişilerin sağ kolu haline geldi. Batıya doğru yayılım olmasıyla sığır çobanlığı günlerinde oldukça gerekli oldular. En gerekli özellik sığırların arkasında atletik ve cesurca çalışabilecek atlar olmalarıydı. Zamanla bu atlar “sığır hissi” geliştirerek bir sığırın hareketlerini taklit eder oldular.( durup aynı hızla geri dönebilmek…)
İngilizlerin yarışlara olan artan merakı sonucu bu atlar emprovizasyon müsabakalarında yarışmaya başladı: düzlükte bir çift atın birkaç yüz yard boyunca hızla koşabileceği müsabakalar. Quıarter atı sağrısını oldukça kuvvetlendirdi. Durduğu yerden kısa mesafede en yüksek hıza ulaşabildiler. Thoroughbred yarışları başlayınca Quarter at yarışlarına ilgi azaldı. Sonraları sanayileşme ile çiftçilikte atın önemi azaldı ve bu tür de iş atı olmaktan çıkmış hobi atı haline geldi.
Günümüzde Quarter atı Western tarzı müsabakalarda oldukça popülerdir: varil yarışı, rodeolar ve kısa mesafe yarışları. Bu spordaki büyük ilgi sayesinde bu atlar büyük amaçlar için çeşitli dallarda yarışmaktadırlar.
Türün Özellikleri:14,3-16 el uzunluğundadırlar ve her renkte olabilirler. Kısa ve geniş bir baş yapısı, ufak burnu, büyük ve zeki bakışlı gözleri, orta uzunlukta ve kalkık kulakları, uzun ve elastik boynu, yuvarlak omuzları vardır. Göğsü ve karnı geniş, sırtı kısadır. Büyük, derin, ağır ve kaslı bir sağrıya sahiptir. Bacakları kuvvetlidir. Diz Eklemleri geniş ve yere yakındır. İncik kemiği orta uzunluktadır. Tırnakları dikdörtgen biçimli, derin ve geniştir.
İlginç Olaylar: Amerikan Quarter Atı Derneği 1940 yılında kurulmuştur ve kayıtlı olarak dünyadaki en çok sayıda at bu cinstendir. Listede 2 milyondan fazla at bulunmaktadır
7 Şubat 2007: 17:10 #33869Mehmet AKINÜye[align=center]OLDENBURG
[img]http://img.blogcu.com/uploads/horseatlardunyasi_oldenburg.JPG[/img]
[/align]TÜRÜN TARİHÇESİ VE ORİJİNİ
Oldenburg atları Almanya’nın kuzey bölgesinde yetiştirilmektedir. Bu bölgede eski Oldenburg Krallığı bulunmaktaydı. Oldenburg atı Avrupa’nın en eski ılıkkan türlerinden biridir. Oldenburg atlarının gelişimi Herzog Anton Günther Von Oldenburg’un çalışmaları sayesinde olmuştur. Çalışmalarını 16. yüzyılda yapmıştır. Friesian türü kısraklar ile İspanya ve İtalya’dan seçkin aygırlar kullanılarak yeni bir cins ortaya çıkmıştır. 1960’lı yılların başlarında Alman Oldenburg yetiştirme birliği modern bir binek atı cinsi üretme kararı almış ve detaylı bir çiftleştirme programı uygulamıştır. Temel amaç spor atı yetiştirmek olmuştur. Yeni yetiştirme programının ilk aşamasında Oldenburg kısrakları en iyi Avrupa Thoroughbred aygırları ile çiftleştirilerek cinsin rafineliği sağlanmıştır. Bu çiftleşmeden oluşan kısraklar Avrupa’nın en iyi binek atları olan Anglo-Norman , Trakehner ve Anglo-Arab’lar ile Hanoverian , Holsteiner , Westphalian ve Hollandez aygırları ile çiftleştirilmiştir. Bu üretimin sonucu oluşan Oldenburg’lar dünyanın en modern , başarılı spor atlarındandır. Günümüzün atlarından Weihaiwej (Franke Sloothak binmiştir) ,Lady Weingard (Marcus Beerbaum binmiştir), Bonfire (Anky van Grunsven binmiştir) Oldenburg spor atlarının başarısını sergilemiştir.TÜRÜN ÖZELLİKLERİ
Yetiştirmenin amacı asil, dinamik, elastik hareketleri olan ve karakter olarak çok amaçlı biniş (dresaj, engel atlama, konkur komple, avcılık sınıfları ) için uygun bir tür oluşturmaktı. Aynı şekilde tüm dünyada spor atı yetiştiriciliğinin ortak hedefi de budur. Oldenburg atının başı büyük ve asil, boynu uzundur. İyi bir baş-boyun bağlantısı vardır. Omuzları uzun ve doğru bir açı ile iyi bir pozisyondadır. Eyeri ve biniciyi doğru pozisyonda tutabilmek için cidagonun iyi gelişmiş ve yeterince uzun olması gereklidir. Oldenburg atlarının cidago boyu 160-163 cm.dir. Güçlü bir sırt yapısı vardır. Bacakların iyi bir kas yapısı , gelişmiş eklemleri , iyi yapılanmış tırnak ve kemikleri bulunmaktadır. Ön bacakların önden ve yandan bakıldığında düz olmalıdır. Aynı zamanda arka bacaklar da arkadan bakıldığında düz olmalıdır. At kendini taşır ve sağrısı ile arka dirseklerinden destek alır. Esnek ve enerjik ileri hareketleri, uzun fuleleri, kavisli ve yaylanan sırtı bulunmaktadır.
7 Şubat 2007: 17:14 #33870Mehmet AKINÜye[align=center]RUS BİNEK ATLARI
[/align]TÜRÜN TARİHÇESİ ve ORİJİNİ: Rus binek atı özellikle dresaj için geliştirilmiş yeni bir cinstir. İngilizce yayınlarda bu cinse aynı zamanda Rus sıcakkanlısı veya yanlış bir deyimle Orlov – Rostopchın atı da denilir. Rus atı resmi olarak at cinsi statüsünü 1998’de almıştır. Ancak kökleri Rus binek atlarından 3 saygın cinse dayanır: Orlov atı Rostopchın atı , ve Orlov – Rostopchın atı. Bu 3 cinsin de soyu tükenmiştir. Bu önceki cinslerin Rus atı üzerindeki rolleri bir tartışma konusu olmuştur. Bu anlaşmazlığın çözümü için 200 yıldan daha fazla öncesine dönüp ilk geniş kapsamlı ve iyi belgelenmiş çiftlik bazlı üretim programına bakmalıyız.
ORLOV ATI : Kont Orlov ; Orlov rahvan atının yetiştiricisi olarak tanınır. Aynı zamanda Orlov binek atını da geliştirmiştir. Amacı güçlü , güzel ve çok yönlü bir binek atı oluşturmaktı. Eğlence (zevk binişi ) için uygun , fiziksel ve doğası itibarıyla şiddetli çarpışmalara karşı koyabilecek , resmi geçit törenleri için yeterli zarafete sahip ve şimdi dresaj dediğimiz süvari atlarına yaptırılan jimnastik hareketlerini yapabilecek özelliklere sahip bir attı. Başlangıçta Kont Orlov , bir atın kendi iri vücudunu rahatlıkla taşıyabilecek büyüklüğü ve yapıyı oluşturmakla ilgilendi. Kendi adını alan bu binek atı Arap ve Asya ( Pers , Türkmen ve Türk ) atlarının safkan ve sıcakkanlı (en çok ; Lipizen ,İspanyol , İtalyan Danimarka ) atlarıyla komplike bir şekilde melezleşmesinin bir ürünüdür.
[img]http://www.atkolik.com/rusat.htm[/img]
Ünlü binicilik tarihçisi V. O. Vitt Orlov binek atının tam tarihini yazmıştır. Üretimin ilk kuşağında 2 aygır kullanıldı ; Sultan ll. Ve Felkerzam l. Sultan ll. (1777 doğumlu) ; 1775’ de bir Türk padişahı tarafından Büyük Catherin’e hediye edilmiş Saltan l. den üretilmiş bir Arap – Asya kırmasıydı. Saltan ll. doru renkte güzel başlı , 153-155 cm boyunda , güçlü ve dayanıklı ancak hızlı olmayan ve manej binişinde yetenekli olmayan bir attı. Bu kusurları gidermek için Sultan ll İngiliz kısraklarla hız kazandırmak için , Danimarka ve İspanyol kısraklarla da dresaj amacıyla çiftleştirildi. Sultan ll nin binek atı üretim programında kullanılan 11 kısrak ve 4 doru aygırda katkısı vardır. Kır olan Felkerzam l (1778 doğumlu) efsanevi arap Smethanka’nın ve bir safkan İngiliz kısrağının oğludur.Bu aygırın binek atı için üretilen 16 kısrak ve 6 aygırda katkısı vardır. En iyi aygırları Anglo – Arap kanının İspanyol – Pers , Asya – Danimarka , Anglo – Asya – Arap ve Lipizen – İngiliz – Arap – Türk kısraklarıyla özenle karıştırılmasını temsil eder. Böylece Orlov binek atı , değişik cinslerin karmaşık bir karışımıdır. Arapların zarif görünüm ile narin mizacının , Araplarla akraba olan Asya atlarının daha büyük boyut ve dayanıklılığının , safkan İngiliz’in hızının İspanyol ve Lipizen Danimarka atlarının dresaj için uygun olan çevik güçlülüğünün bileşimi olan bir at doğmuştur.
Orlov atı Rusya da en üstün biniş atlarından biri haline gelmiştir. Diğer cinslerin geliştirilmesinde de kullanılmıştır. Belki de bu atın başarısının çöküşünde katkısı vardır. 1820 – 1832 yılları arasındaki satış kayıtları en az 66 kaliteli damızlık aygırın satıldığını ve Rusya ile Ukrayna boyunca dağıldığını gösterir. Çok fazla sayıda satılmış olan kısrakların kayıtları da korunmuştur. Kont Orlov’un ölümünden sonra , onun temel takipçisi olan Vasılly Shishkin , yakın akraba olanları üretmeye başladı. 1840’larda Orlov atlarının zengin genetik derinliği ( 10 ayrı çizgi ) 2’ye indi. Bununla birlikte , 1867’de Paris teki uluslararası bir sergide bu cinsin temsilcileri büyük ödüller kazandılar.
[img]http://www.atkolik.com/rusat.htm[/img]
ROSTOPCHIN ATI : Leo Tolstoy , Kont Rostopchin’e “Savaş ve Barış” isimli yapıtında yer vermiş olsa da , tarih Kont Rostopchin’i (1763 – 1826) Napolyon’un Rus saldırısında aşırı bağnaz Fransız karşıtı Moskova Valisi olarak tanır. Kamu hizmetindeki kariyerine ek olarak , kont Rostopchin aynı zamanda meşhur bir at yetiştiricisiydi. Kont Orlov un bağımsızlığı ve ondan sonraki 25 yılda Rostopchin, kendi adını koyduğu kendi binek atı cinsini geliştirmiştir. Kendisinden önceki Orlov gibi Rostopchin de yurt dışından değerli aygır stoku edinmiştir. Getirttiği aygırlar içerisinde en etkili olanlar; Kaimak (1800 doğumlu) Kadi ( 1798 doğumlu ) ve Rishan ( 1798 doğumlu ) Arap aygırları vardı ki hepsi de kırdı. Bu atlar ithal safkan İngiliz kısraklara çekildi. Anglo – Arap çekimleri sonucu , sonraki nesillerde bağımsız genetik çizgilerden çok yakın akraba ilişkilerinden doğma taylar oldu. Görünüşte Rostopchin atı ; Arap’a benzeyen , yaklaşık 154 cm yükseklikte zarif görünüşlü ve nazik hareketleriyle hayranlık uyandırıcı bir at oldu. Rostopchin atlarını manej binişi için yetiştirmedi. Gerek İngiliz kanı nedeniyle, gerekse Rostopchin’in çalıştırdığı kişilerin at besleme ve çalıştırma biçimlerinde izledikleri İngiliz stili nedeniyle Rostopchin atı doğal kapasitesini hız için geliştirdi. Rostopchin’in en favori yarış atı Anibus , 5/8 safkandı ve safkan İngiliz atlarına karşı yarışıyordu. Kısa sürede Rostopchin atı şaşılacak derecede başarılı oldu. Uzun vadede Vitt’inde belirttiği gibi Rostopchin atı o kadar yakın akraba ilişkileri sonucu oluşmuştu ki , 20 yıl içinde yeni kan olmadan güçlü kalmayı başaramadı. 1840’larda Orlov atı da tehlikedeydi ve bu 2 at cinsi uygun bir anda silindi.ORLOV – ROSTOPCHİN ATI : 1845’de Rus hükümeti Kont Orlov’un Khrenovoe deki çiftliğini ve buradaki 1003 rahvan biniş ve İngiliz yarış atını satın aldı. Aynı yıl eyalet Kont Rostopchin’in de çiftliğini ve 240 atını aldı. Bu atlar başlangıçta ayrı yetiştirildiler. Zamanla her ne kadar Orlov kanının karışık atlar üzerindeki etkisinin olmadığı kabul edilmiş olsa da , damızlıklar iç içe karıştılar. Yüzyıl sonunda Orlov – Rostopchin aygırlarının ortalama boyunun 157 cm olduğu görüldü.Aygırların uluslararası müsabakalarda sürekli aldıkları yüksek derecelerden edinilen belgeler aracılığıyla edindiğimiz bilgilerden yüzyıl sonunda Orlov – Rostopchin atının Rusya ötesindeki ününün hızla yayıldığını anlıyoruz. Örneğin 1893 yılında Priyatel isimli bir aygır Chicago’da en iyi binek atı ödülünü almış ve Mr. Lagoon adında bir at yetiştiricisine 5000 $ gibi yüksek bir fiyata satılmıştı. Fakat Orlov – Rostopchin cinsinin kendini bu işe adamış takipçileri memnun olamadılar ; Priyatel sadece yarım kan Orlov – Rostopchin’ di. 1903’de muhtemelen Rus aygırlarında görülen ve melezleşme sonucu oluşan salgın hastalık nedeniyle yerli Rus atlarının nesli tehdit edilmeye başladı. Bu gereklilikler Prens S.P. Urusov’ un muhteşem kitabı “ Kniga o Loshadi” ( Atın kitabı ) da detaylı olarak yazılmıştır. Kont Orlov ve Rostopchin’in karışık sürülerine ek olarak başka 9 çiftlikte üretilen atlar Orlov – Rostopchin aygır kitabı için uygun olarak ilan edildiler. Görünüş itibarıyla bu cinsin genel anlayışına da uyuyorlardı. Ayrıca bu kitap , çok detaylı ayrıntıları içeren kriterlere uygun karışık kanlı atlara da açıktı. İngiliz , Arap , Streletsky veya Asya kanı taşıyan bir at ¾ , Orlov – Rostopchin için uygun görülüyordu. Diğer cinslerin kanını taşıyan bir at ise 5. kuşak pedigree temelli olarak en az 31/32 saf kan olması gerekiyordu. Bu cins çok dikkatli bir şekilde çekim yapılarak korunmasına karşın birkaç yıl içerisinde Orlov – Rostopchin atı soyunun tükenmesi sınırına geldi. Savaşın sert çarpışmaları , süresince damızlık sürülerin büyük bir çoğunluğu , Ukrayna’ya yerleştirildi veya tamamen yok oldu yada başı boş gezen yarı vahşi atlar arasında kayboldular..
MODERN RUS BİNEK ATI : Yeni Sovyetler Birliği’nde , spesifik at cinslerinin korunmaya alınması acil bir öncelikti. Bu korumanın çoğu soylu mirasını gösteren bir cinse uygulanıyordu. Devrimi izleyen emekçi hareketinde, Orlov – Rostopchin atı Rus binek atı olarak anılmaya başladı. Ancak bu cinsin sorunlarını çözmeye yetmedi. Orlov–Rostopchin atlarından yaşamlarını devam ettirmeyi başarabilenler, özelliklerine bakılmaksızın mevcut atlarla gelişigüzel çiftleştirildiler. 1930’da 5 safkan aygırı ve 30 kısrağı içeren Orlov – Rostopchin atlarının toplanmasına karar verildi. Böylece cinsin yeniden oluşturulması sağlanacaktı. Bu cesur girişimin ilk yılları korkunçtu. 1931 – 1932 yıları bulaşıcı düşükler,1933’de ise ciddi yiyecek sıkıntısı baş gösterdi. 1933 sonlarında istenilen cinse benzerlikler taşıyan 28 yarım kan kısrak, 9 Anglo – Arap kısrak ve 45 başka cins kısrak sürüye eklendi. Mucize eseri 10 yılın sonunda üretim programındaki başarılar , ortaya çıkan cinsin en iyi fertlerinin Moskova da kutlanacak bir şenlikte sergilenmesini sağladı. Çok kısa bir zaman sonra ll. Dünya savaşı Sovyet sınırlarına dayandı. Moskova daki bu birkaç gösteri atı dışındaki sürünün geri kalan atları Ukrayna’daki Alman işgali süresince kaybedildi. Bir kez daha tüm üretim süreci başlamadan bitti. Sevindirici bir durum vardı ki , korunan atların hepsinin birbiri ile akrabalığı vardı. Buket ve Braslet isimli aygırlar tamamen kardeşti.
[img]http://www.atkolik.com/rusat.htm[/img]
1978 yılında Rus binek atının yeniden oluşturulmasını sağlamak için Timuryazev çalışmalar başlatmıştır. Rus binek atının kan çizgilerinin yerleştirilmesi için gayretli bir çaba gösterildi. Pedigree’lerinde binek atı ifadesi geçen 40 kadar kısrağı da içeren bir sürü Starozhilov çiftliğinde toplatıldı. 1988 de bu çiftlikte yapılan çalışmanın raporunda ; bu atların kanlarını ortalama % 6,9 Rus binek atı , % 44,1 Trakehner , ve % 5,5 Macar olduğu gösterildi. Sonradan gelen atlarda ise bir şekilde Rus kanının yüzdesinin arttığı görüldü. 1979 – 1988 periyodunda kullanılan 19 aygırın 3’ü Akhal – Teke , 3’ü Arap , 5’i safkan , % 8’i de kısmen Rus binek atıydı. Bu sürüdeki hiçbir at binek atı kanının daha çok olmasını sağlayamadı.[img]http://www.atkolik.com/rusat.htm[/img]
TÜRÜN ÖZELLİKLERİ: Modern Rus atı dresaj için yetiştirilmiştir. Lekesiz koyu renk veya yağız olması idealdir. İnce başı , doğal kavisli bir boyunla birleşir. Yüksek ve uzun omuzu , iyi açılanmış vücut yapısı ile adaleli ince ve uzun bacakları vardır. 1988’de yapılan çalışmalar da boyları ; 158 cm dır. Son uygun ölçümlerde ise ( 2000 yılında ) 163 cm dir. Temel üretim merkezi Starozhilov çiftliğidir. Amerika da FEI derecesinde yarışan Rus atları içinde 11 yaşında yağız aygır ABRİKOS ( Tina Kanyot’un bindiği) grand – prix lerde çok iyi dereceler kazanmıştır.
7 Şubat 2007: 17:18 #33871Mehmet AKINÜye[align=center]THOROUGHBRED
[/align]Thoroughbred terimi atalarının izlerinin 3 aygıra dayandığı bir at cinsini anlatır.Bu aygırlar Arap Darley,Arap Godolphin ve Türk Byerly’dir.Saygın sahiplerinden sonra(Thomas Darley,Lord Godolphin ve Kaptan Robert Byerly) isimlendirilmiş bu 3 aygır 17.yy.da Ortadoğu Akdeniz’den İngiltere’ye getirilmiş ve daha güçlü ancak daha az gelişmiş yerel atlara çekilmişlerdir. Sonuç; uzun mesafede hızını uzun süre koruyarak ağırlık taşıyabilen,at yarışlarına yeni bir boyut getiren özellikte bir hayvan olmuştur.
Böylece 300 yıldan uzun sürecek bir seçici üretim süreci başladı. Mükemmellik ve üstünlüklerini yarış pistinde kanıtlamış en iyi aygırlarla en iyi kısraklar birleştirildi. Bu seçici üretim sürecinin anahtarı bu cinsi kayıtlarının güvenilirliğidir. İlk başlarda Thoroughbred kayıtları az ve eksikti.Bu at diğerlerinden daha iyi yetenekleri olduğunu kanıtlamadıkça isimlendirilmezdi. Genel Damızlık Kitabının ilk sayısının yayınlanma işi James Weatherby’a kalmıştı. Kendi araştırmaları ve özel pedigreeleri birleştirmesi sonucu bu kitabı oluşturmuştu.
Bunu 1791’de 387 kısrağın pedigreeleri’ni listeleyerek yaptı.Her bir atın soyu Eclipse(Arap Darley’in doğrudan soyundan gelen),Matchem(Arap Godolphin’in torunu) ve Herod(Türk Byerly’nin büyük büyük büyük torunu) isimli atlara dayanıyordu. Genel Damızlık Kitabı hala İngiltere’de Weatherby ve Oğulları(İngiliz Jokey Kulübü Sekreterliği) tarafından yayınlanmaktadır.
Birkaç yıl sonra ,hızla gelişen kıta Kuzey Amerika’da yarışlar arttıkça Amerikan Thoroughbred’ lerinin pedigree sicillerine olan ihtiyaç Genel Damızlık Kitabı’nda olduğu gibi belirgin oldu.1873’te Amerikan Damızlık Kitabı’nın ilk cildi hayatını Amerikan Thoroughbred’ lerinin pedigreelerini aramaya adamış bir Kentucky’li olan Col.Sanders D.Bruce tarafından yayınlandı.Bruce,ilk Genel Damızlık Kitabı’non örneğini yakınen takip etti ve projenin Jokey Kulübü tarafından devralındığı tarih olan 1896’ya kadar kayıtların 6 cildini çıkarttı.
Amerikan Damızlık Kitabı’nın güvenilirliği Kuzey Amerika’daki bütün Thoroughbred yarışları üzerindeki kurumdur.Garanti olmadan ,yarışan veya cinsin devamı için çiftleştirilen her Thoroughbred’in kimliği hakkında oluşan kuşkular arkasında günümüzde bilinen yarış sporu varolamaz.Veya Thoroughbred’i düzeltmek için yüzyılların aramalarının ölçülebilir bir sonucuna ulaşmak mümkün değildir.
Jokey Kulübü damızlık kitabının ilk cildini yayınladığında 3000 tane tay vardır. 1986’da ise bu sayı 51000’i geçiyordu. Jokey Kulübü bu kadar büyük sayılar sonucu kayıtlarda ortaya çıkan zorluklara karşı yeni bilgisayar teknolojisi getirdi.Günümüzde Jokey Klübü ülkedeki en gelişmiş bilgisayar operasyonlarından birini idare eder. Veritabanında izleri 1800lere kadar uzanan isimlerin de yer aldığı 3 milyondan fazla atın ismi temel pedigree dosyasında bulunur.Bu sistem aynı zamanda Kuzey Amerika’da koşulan Thoroughbred yarışlarının günlük sonuçlarını da tutar ve pedigree ve yarış verileri İngiltere ,İrlanda, Fransa, Avustralya, Japonya ve dünyada Thoroughbred yarışlarına liderlik eden diğer ülkelerde aynı anda yayınlanır.
Damızlık Kitabı’nın güvenilirliği konusundaki daha ileri dev adımlar 1977’de Jokey Kulübü’nün tıbbi gelişmelerin avantajını da almasıyla atılmıştır. Bu da kapsamlı kan-sınıflandırmasının ilk adımıdır. 1970lerden 2000lere kadar Amerikan Damızlık Kitabına kaydedilmiş olan her Thorouhbred tayının yavrularında soylarının doğrulanmasının garantilenmesi için kan-sınıflandırması yapılmıştır. 2001 ‘den itibaren Jokey Kulübü geleneksel kan-sınıflandırmasına yele kıllarının DNA’sını da eklemiştir.DNA tabanlı soy doğrulaması %99,9 luk verim sağlamıştır.Bu oran kan-sınıflandırmasında ise %97dir.
Amerika’nın dolayısıyla da Thoroughbred yarışlarının gelişmesiyle sınırdan sınıra ülke içindeki yayılımla Amerika’daki yarışların büyüklüğü dünyadaki diğer ülkelere göre daha ağır basmaktadır. Amerikan kanları dünyanın dört bir köşesinde saygın hale gelmiştir.
Bir zengin uğraşı ve eğlence sporu halinde başlayan bu yarışlar günümüzde dünya çapında multi-milyon dolarlık bir endüstri haline gelmiş ve ekonomik etkileri bölgesel ve ülkesel bazda geniş olarak hissedilmiştir. Thoroughbred yarışlarındaki lisans ücretleri ve doğrudan vergiler her yıl devlete 500 milyon$lık bir gelir sağlamaktadır. Fakat bu miktar yarış ve üretim endüstrisinin geniş ve çeşitli altyapı sistemleri tarafından yapılan kırsal ve kentsel ekonomik yardımla kıyaslandığında oldukça önemsizdir. Bir örnek vermek gerekirse endüstrinin sadece New York eyaletine yaptığı yardım her yıl 1.8 milyar $dır.
1980lerin ortalarında Avrupa ve Orta Doğu yarış karlarının etkisiyle astronomik hale gelen 1 yaşlı tay fiyatlarına yanıt olarak yıllık Kuzey Amerika Thoroughbred taylarının sayısı 1986’da 51293 gibi bir rakama ulaşarak doruk noktaya geldi.Bu onyıl ,1970lerde görülen toplam tayların sayısında %65’lik bir üretim artışının gösterildiği bir dönem olmuştur.Fakat düzenlemeler kaçınılmazdı ve tay sürüleri 1995’e kadar her yıl azaldı.Bu mecburi düzenlemeler amaçtan fazla bir hizmet verdi ve makul ve sürekli bir üretim endüstrisi kontrollü bir büyüme ile devam etti.
Thoroughbred dünyadaki en görkemli ve çok yönlü at cinslerinden biridir.Uzun mesafeler boyunca hızını koruyabilme yeteneği sayesinde Thoroughbred aynı zamanda değişik binicilik dallarıyla ilgilenenlerin popüler seçimi olmuştur.At yarışı dışında avcılık,engel atlama,eventing ve poloda da favori at cinslerinden biridir.Thoroughbred,yeni at cinslerinin yaratılmasında ve diğer cinslerin geliştirilmesinde de kullanılmıştır.Thoroughbred’in mükemmelliğinin anahtarı hızı ve dayanıklılığıdır ki bu da 300 yıldan uzun bir zamandır üretilmesinin nedenidir.
THOROUGHBRED TEMEL AYGIRLARI:
Thoroughbred Büyük Britanya’dan çıkmıştır ve genetik orijini Arap’tır. Cinsin temelindeki aygırlar:Byerly Türkü;Darley Arabı ve Godolphin Arabıdır.Bu aygırlar yerli hız koşucuları olan kısraklara çekildi—özellikle İskoç Galloway lere ve bunun sonucu doğan taylar da ilk Thoroughbredler oldu.
Byerly Türk:Buda kuşatmasında Kaptan Byerly ,Türklerden adını tarihe yazdıracak bir atı ganimet olarak aldı.Bu at Byerly Türkü olarak anılmaya başladı ve İngiltere’ye gelen 3 temel aygırdan biri oldu.Dediklerine göre 1960’da Boyne Savaşı’nda Kaptan Byerly tarafından binilen bu at ; daha kısraklara çekilmeden kendini bir aygır olarak göstermiş.Adının aksine bu at büyük bir ihtimalle Arap atıydı.Byerly Türk bir dizi Thoroughbredin temeli oldu.Bunların en tanını 1758’de üretilen Herod oldu ki bu at da kendini oldukça başarılı bir aygır olarak kanıtladı.
Darley Arap:İngiltere’ye ithal edilen 2. temel aygır Darley Arap idi.1700’de doğan bu at Thomas Darley tarafından 1704 yılında Suriye’den alındı.Daha sonra İngiltere’ye getirilerek sayısız kısrağa çekildi.En başarılı çiftleşmeler 2 önemli tayı üreten Betty Leeds isimli bir kısrakla oldu.Bu taylar Flying Childers ve Bartlet’s Childers idi.Childers dizisi boyunca Darley Arap, ‘Eclipse birinci,geri kalanlar görünürde yok!’ tanımlamasını kazanan Eclipse isimli atın büyük büyük büyük babası idi.Thoroughbred cinsi üzerindeki etkileri bakımından Darley Arap 3 temel aygırın en önemlisi oldu.
Godolphin Arap:İngiltere’ye gelen son temel aygır Yemen doğumlu Godolphin Arap idi.Suriye’ye sonra da Tunus’a götürüldğkten sonra Fransız kralına bir hediye olarak verildi.Bir rivayete göre Paris’te küçük bir su arabasını çektiği söylenir.Bu at hayranlık uyandırıyordu ve Edward Coke isimli bir İngiliz tarafından satın alınarak İngiltere’ye getirildi.2.Godolphin Kontu bu ayı kazandı ve bir çok seçkin kısrağa çekti.Roxana ile çiftleşmesi sonucu Lath doğdu ki bu tay Flying Childers’dan sonra İngiltere’deki en müthiş attı.Bir başka çiftleşme sonucu doğan Cade,büyük Matchem’ın babası,Godolphin Arap’ın soyundandı.1850’de ‘İngiltere’deki her ahırda Godolphin Arap’ın kanı var’ deyimi söyleniyordu
TEMEL AYGIRLARIN YAVRULARI:
Temel aygırların Doğulu olduğu akılda tutulursa bu aygırların torunlarının da ilk asıl Thoroughbred’ ler olduğuna dikkat edilmelidir.Bunlar günümüzde bilinen cinsin üreticileridir.Temel aygırlar Thoroughbred kanının başlangıcında bulunurlar;ancak Thorouhbredin ayırt edici karakteristiklerini sürekli olarak taşıyan atların yaratılması için jenerasyonların bir sayısı gerekiyordu.1660-1750 yılları arasında İngiltere’ye ,ithal edilen 200 Doğulu attan sadece bu 3 temel aygırın doğrudan soyundan gelenler cinsin büyüklüğüne katkıda bulundu.
*Herod:Byerly Türk’ün etkisini temel aygır olarak sağlamlaştıran yavru 1758 doğumlu Herod isimli taydır.Kral 2.George’un 3. oğlu Cumberland Dükü’nün atı idi.Bu kişi Newmarket ve Hanover’de önemli bir at yetiştiricisiydi.Herod göze çarpan bir yarış atı olmamasına karşın eşsiz bir baba olarak kendini kanıtladı.Soyundan gelenler Amerika ve Avrupa’da Thoroughbred cinsinin gelişiminde son derece önemli atlar oldular.Herod’un soyundan gelen en önemli taylar Diomed(1780 1.Epsom Derbisinin galibi),Sir Archie,Flying Dutchman ve Epinard.
*Eclipse:1764 müthiş bir tutulmanın olduğu bir yıldı ve bu astronomik olay Thoroughbred tarihinin bir yıldızı olan bir atın ismi oldu.Eclipse Marske ile Spiletta tarafından üretilmiş ve Cumberland Dükü için yetiştirilmişti.1769’da 5 yaşındayken yarışmaya başladı ve Epsom’da ilk yarışında rakiplerine büyük bir fark attı.Ünlü Denis O’Kelly bu yarışta şu sözü söylemiştir:’Eclipse birinci geri kalanlar görünürde yok!’Eclipse kariyerinde 18 yarış kazandı ve hiçbir zaman kamçı veya mahmuz kullanmayı gerektirmedi.Harada göze çarpan bir kariyeri oldu.Amerikan Eclipse, Hyperion,Kelso ve Sea Bird gibi Eclipse soyundan gelen taylar Eclipse’in etkisini taşıyordu.Bu atın farkedilen yavrularının sonsuz bir listesi vardır ve Darley Arap’ın diğer 2 aygıra karşı olan üstünlüğünün nedeni Eclipse’dir.
*Matchem:Birçok yarış atı hızlarıyla dikkat çekerler ;fakat hız çoğu zaman heyecanlı bir yapının ve saldırganlığın sonucu gelir.Matchem 1748 yılında doğdu ve Godolphin Arap’ın torunuydu.Hızın yanında bu at yavrularına mükemmel bir karakter bıraktı.Snap isimli at Matchem ile karşılaştırılırken şu terim kullanılırdı:’Hız için Snap ve doğruluk ve günışığı için Matchem.’ (Snap,Darley Arap’ın torunuydu) Matchem’ın kan varislerine baktığımızda birçok iyi huylu aynı zamanda hızlı at görürüz.Matchem’ın etkileri ünlü emsalleri kadar yaygın değildir ;ancak yavrularının Amerikan atları üzerinde önemli etkileri vardır.At sahibinin oğlu Edward Fenwick,1755 yılında Güney Carolina’ya göç etmiş ve Amerika’ya Matchem soyundan gelen 10 tane at getirmiştir.Matchem’ın oğullarından Brutus,bir süre Güney Carolina’da yarış hayatında en önemli yeri tuttu.
CİNSİN ÖZELLİKLERİ:
Thoroughbred, ortalama 16 karış uzunluğundadır ve görünümü Arap atalarını andırır.İnce bir baş,geniş ve zeki bakışlı gözler,diğer cinslere nazaran daha ince ve uzun bir boyun vardır. Omuzlar derin,adaleli ve oldukça eğimlidir.Öyle ki kolon derin ve dardır.Güçlü tendonlar’la beraber düzgün ve uzun bacakları vardır ve bir düzlükte yumuşak ve ahenkle yürür.Arka bacakların üst kısmındaki kemik yapısı uzun ve güçlü bir kas yapısına yer oluşturur.Uyluk kemiği uzun ve kalça kemiği ile yaptığı açı geniştir.Kalça ve uyluğun güçlü kas yapısı mevcuttur. Thoroughbred donları doru, koyu doru, kestane ,yağız veya kır olabilir. Farklı renkler nadiren görülür. Beyazlıklar sıklıkla hem yüzde hem de ayaklarda görülür.
DEĞERLİ AMERİKAN THOROUGHBREDLERİ:
*Bulle Rock:Amerikan atyarışı tarihinde temel bir önemi olan olay Bulle Rock’ın 1730’da Samuel Gist tarafından Virjinya’ya ithal edilmesidir.Darley Arap’ın bir oğlu olan Bulle Rock Amerika sahillerine ulaşmış ilk Thoroughbred olarak hatırlanır. Geldiğinde 21 yaşındaydı ve gençliğinde İngiltere’de oldukça başarılı bir yarış atı olmuştu.1800lerde Bulle Rock’ı diğer 338 önemli Thoroughbredin başarıyla ithal edilmesi takip etmiştir
*Monkey,Janus ve Fearnought:Reform öncesi tanımlanabilmiş 63 Thoroughbred ithalinin en önemlisi Monkey,Janus ve Fearnought’un ithali olmuştur.Monkey, 1747’de 22 yaşındayken getirilmiş ve Virjinya’da 300 tayın babası olmuştur. Janus,Mordecai Booth tarafından 1756’da 10 yaşındayken getirilmiş ve Quarter atı üzerinde derin etkisi olmuştur.John Baylor, Fearnought’u 9 yaşındayken 1764’te getirmiştir.Fearnought’un aygırlık fiyatı diğer iyi aygırlarınkinden 5 kat daha fazlaydı ve Amerika’daki Thoroughbred aygırları içinde en önemli olanıydı ta ki Reform sonrası Diomed ithal edilinceye kadar.
*Diomed:1777 doğumlu Diomed Reform sonrası ithal edilmiş atların en önemlisiydi.1780’de İngiltere birinci Epson Derbisi’nin galibiydi.Gençliğinde büyük bir şampiyonken Diomed’in kariyeri sonraları bocalamıştır.Bir Amerikalı olan Kolonel John Hoomes onu 1798’de Amerika’ya getirmiştir. Diomed’in aygırlık konusunda İngiltere’de kötü bir ünü olmasına karşın John Tayloe, birkaç kısrağını Diomed’e çekmiş ve sonuçlardan memnun kalmıştır.Diomed Amerika at yarışı tarihindeki en ünlü atlardan bir kısmının babası olmuştur.Bunların birkaçı:Haynie’s Marie,yenilmez Ball’s Florizel, Potomac, Duroc, ve en büyüğü Sir Archie (Amerikan Thoroughbred tarihinde en önemli etkiyi gösteren at) Ayrıca Timolean , Boston ve Lexington’a varan bir dizi tayın babası olmuştur.
*Sir Archie: ’Kahramanların kahramanı’ olarak tanımlanan Sir Archie, Amerika’nın en büyük yerel Thoroughbred’ lerinden biridir.Orijinal adı Robert Burns’tür ;fakat 3.John Tayloe adını tayda yarı kara sahip olan arkadaşı Kaptan Archibald Randolph onuruna Sir Archie olarak değiştirmiştir.William Ransom Johnson ‘At yarışlarının Napolyon’u’ bir zamanlar Sir Archie’nin sahibi idi ve kendisini ‘gördüğüm en iyi at’ olarak anlatıyordu.Meydan okuyan kimsenin bulunamamasından sonra Sir Archie’nin yarış hayatı bitti ve haraya gitti.Haradaki 23 yılda (1810-1833) Timolean,Sir Charles, Henry ve Lady Lightfoot gibi bir çok görkemli atın babası oldu.Aynı zamanda Sir Archie Lexington’ın da büyük , büyük babası idi. Bir uzman Sir Archie’nin yarıküreyi kendi kanıyla doldurduğunu iddia etmiştir.
*Messenger:1788 Mayısında İngiltere’den bir başka Thoroughbred ithal edildi ki bu at da Amerika at yarışı tarihine damgasını vurdu.Bu at ilk Philadelphia’da aygırlık yapan Messenger idi.New York’taki Henry Astor’ a sonra da Cornelius Van Ranst’a satıldıktan sonra yüksek kaliteli birçok yarış atının babası olmuştu.Soyundan gelen en büyük tay Standart aygırların temeli haline gelen büyük , büyük torunu Rysdyk’s Hambeltonian olmuştur.
20.YÜZYILIN ŞAMPİYONLARI
*Colin: Yarış hayatında nadir bulunan bir gerçek,yenilmez bir at,Colin 1907 ve 1908 yıllarında start aldığı 15 yarışın (Belmont Ödülü dahil) hepsini kazanmıştır.
*Exterminator: ’Old Bones’ lakabıyla anılan aziz Exterminator Sun Brior’ın antrenman partneri olarak satın alınmış ,ancak 1917’de Kentucky Derbisinde diğer atları yenerken sakatlanmıştır.Exterminator 8 sezonda 100 yarışının 50sini kazanmıştır.
*Man o’War: En son 1920’de yarışmasına rağmen Man o’War hala
7 Şubat 2007: 17:20 #33872Mehmet AKINÜye[align=center]TRAKEHNER
[/align]TÜRÜN TARİHÇESİ : Trakehner Almanya’nın en eski ılıkkan cinslerinden biridir. Arkadaş canlısı, akıllı ve atletik yeteneği yüksek bir cinstir. Prusya kralı Frederick Wilhelm I askerlerinin daha hızlı, sağlam ve dayanıklı bir şekilde sevkiyatını sağlamak üzere bu cinsi 1732 yılında oluşturmuştur. Bu amaçla Doğu Prusya’da Trakehnen Kraliyet Harası kurulmuştur. Schwaike denilen küçük yerli kısraklar ile İngiliz Thoroughbred atlarının ve safkan Arap atlarının aygırlarını çiftleştirmiştir. Yıllar boyu kraliyet harası yöneticileri bir çok farklı cinsi denemişlerse de Thoroughbred ve Arap atlarında karar kılmışlardır. Bu çiftleştirmelerin sonucu kralı tatmin etmiştir. Sadece en iyi at çiftleştirmede kullanılırken diğerleri binek atı olarak satılmıştır. Bir süre sonra ayrıcalıklı yeni bir cins ortaya çıkmıştır. Trakehnen Harası’nda doğan atlara Trakehner adı verildi. Bunun yanısıra Doğu Prusya adıyla bilinen bir diğer at türü de özel yetiştiriciler tarafından Trakehnen’den alınan kısrakların Trakehner cinsi aygırlarla çiftleştirilmesi sonucu oluşturulmuştur. 2. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar hem Trakehner kanı atlara hem de Doğu Prusya kanı atlara Trakehner denildi. 1945’de Doğu Prusya’nın bazı atları oldukça ağır işlere koşuldu. Sovyet ordusunun batıya göç etmeye zorladığı dönemlerde bu atlar sahiplerinin ve tüm eşyalarının içinde bulunduğu vagonları çektiler. Tek kaçış rotaları ise Baltık Denizi’nin bir körfezi olan Kurische Haff idi. Bu bölgede deniz tamamen donardı. Bir çok at bu zorlu koşullara dayanamadı ve kırılan buzların arasında can verdi. Atların %10’undan azı Batı Almanya’ya kadar ulaşabildi. Birçoğu ise Sovyet ordusu ve Polonya Hükümeti tarafından savaş ganimeti olarak ele geçirildi. Bu atlar yerli ılıkkan türlerinin oluşumunu etkilediler. Batı Almanya’da bulunan Doğu Prusya atları Dr. Fritz Schlike tarafından bir araya toplandı ve yetiştirilmeye devam edildi. Birçok Batı Alman jenerasyonu Trakehner atının üretilmesinden sonra iklimin ve doğal koşulların değişimine rağmen cinsin özelliklerinin aynı kaldığı görüşmüştür.
Atların bu özellikleri günümüz için de geçerliliklerini korumakta ve Trakehner atları halen dünyanın farklı bölgelerinde yetiştirilmektedir. 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda Trakehner aygırları diğer Alman ılıkkan türlerine çekilerek farklı cinsler ortaya çıkmıştır. Örneğin; Abglanz isimli bir Trakehner aygırı Hanoverian cinsinin oluşturulmasında kullanılmıştır. 1950’li yıllarda Kuzey Amerika’da bulunan Gerda Friedrichs 3 aygır ve bir düzine kadar kısrak ithal ederek Amerikan Trakehnerlerinin oluşumlarını sağlamıştır.
TÜRÜN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ :
160-170cm. boylarında iri bir attır. İyi bir kemik yapısı mevcuttur ancak; buna rağmen bir çok diğer Avrupa ılıkkan atlarına göre daha zariftir. Doğal zarafeti ve dengesi ile süper bir performans atıdır. Derin, kavisli omuz yapısı ve uzun sırtının imkan sağladığı yumuşak, dengeli dörtnalı; hafif, esnek süratlisiyle dresajda başarılı olmasının yanısıra, karakteristik kuvvetli sağrısı, güçlü eklem ve kas yapısı ile mükemmel bir atlama atıdır. En çarpıcı özelliği ise dikkatli, akıllı, yetenekli, sakin, itaatkar mizacıdır.
7 Şubat 2007: 17:21 #33873Mehmet AKINÜye[align=center]WESTPHALIEN
[/align]TÜRÜN TARİHÇESİ ve ORİJİNİ : Westphalien binicilikte ve müsabakalarda kullanılan bir çok ılık kan türünde olduğu gibi resmi hara kayıtları olmadığından bir safkan değildir. Almanya’daki Warrendorf Eyalet Harası’nda Thoroughbred ve Hanoverian atlarının yanısıra Westphalien aygırları da bulunmaktadır. Bu bölgede doğan ve kayıtlı bir kısraktan olan atlara Westphalien denir. 1970’li yıllarda dünyadaki en iyi yarışma atlarından biri olarak tanınmaya başlandı. Türün oldukça uzak bir geçmişi vardır. Westphalien yetiştiricileri birliği 1826’da kuruldu. Bu yüzyılda Westphalien stoku başarılı komşusu Hanoverian ile çiftleştirildi. Bu iki tür birbirlerine oldukça benzer özellikler taşısa da Westphalien daha ağır ve iri bir cinstir. Batı Almanya Tarım Bakanlığı’nın sahip olduğu harada türü iyileştirmek için çalışmalar yapıldı. Aygırlar pedigree, anatomi, karakter ve biniş testlerinden geçtikten sonra çekilebilirdi. Potansiyel Westphalien aygırları 3,5 yaşında kuvvet testine, 4 yaşında ise biniş yetenekleri ve binicisiz engel atlama testine, 4,5 yaşında ise binicili engel atlama, dresaj ve veteriner testine tabi tutulmaktadır. Bu testler esnasında mizaç, karakter, yapılanma, çalışma hevesi, binicilik yetenekleri, atlama yetenekleri, çalışma stili ve genel verimlilik puanlanmakta ve her ata eğitim puanı verilmektedir. Çoğunlukla 152-162 cm. uzunluğunda olup ayrık gözleri, vücuda uyumlu güzel biçimli boynu vardır. Sağrıları kuvvetlidir, bazıları inanılmaz birer engel atlama ve dresaj atıdır. Biniciliğin diğer alanlarında da kullanılmaktadır.
9 Şubat 2007: 08:38 #33957TazmaniaÜyebilgiler için teşekkürler themem.
süper bi arşiiv olmus :bravo:9 Şubat 2007: 09:11 #33960KUNTÜyeİşte benim favori konum budur abicim.
Teşekkürler themem:bravo:
+rep2 Mayıs 2007: 08:24 #35165irresistableÜye[size=x-large]ellerine sağlık themem gerçekten çok hoş olmuş:bravo:[/size]
22 Nisan 2008: 08:01 #48175tebrikler… çok lazımdı… sağolasın…
25 Ağustos 2008: 08:44 #50871vet.gulcanÜyekesinlikle çok güzel bir çalışma ellerine sağlık
27 Ağustos 2008: 18:21 #51229Sessiz_CeÜyeAtları bende cok seviyorum.
Paylasımız için teşekkürler11 Eylül 2008: 17:58 #52681la-tu-suÜyesüper bir konu atlar benim için çok ayrıdır . çok asil ,havallı gelirler bana . inş. ilerde birgün kendime böyle bir dost bulmak istiyorum teşekkürler
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.