- Bu konu 0 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 13 yıl 3 ay önce Malevolance tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
2 Eylül 2011: 17:26 #27629MalevolanceÜye
Bir Alman Çoban Köpeğinde Dış Kulak Yolunda Sebaceous Adenoma Olgusu
Enis KARABULUT1, Ali Said DURMUŞ1, İhsan YAMAN 2
1Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı, Elazığ-TÜRKİYE
2Fırat Üniversitesi, Sivrice Meslek Yüksekokulu, Elazığ, TÜRKİYEÖzet
Sol dış kulak yolunda tümöral kitleler ve akıntı bulunan 5 yaşlı, dişi Alman Çoban Köpeği bu çalışmaya konu edildi. Yapılan muayenede dış kulak yolunun kahverengimsi irili ufaklı nodüllerle kapanmış olduğu ve koyu renkli akıntı geldiği saptandı. Köpek genel anesteziye alındıktan sonra bölgeye Hinz yöntemi ile yaklaşılarak kitleler ekstirpe edildi. Daha sonra elektrokoter yardımıyla tümör yatakları koterize edildi. Tümöral kitlelerin vertical kanalın 2/3 kısmında bulunduğu, kulak zarına kadar ulaşmadığı saptandı. Yapılan otoskopik muayenede orta kulağın yangılı olmadığı gözlendi. Postoperatif olarak lokal ve parenteral antibiyotik uygulamaları yapıldı. Postoperatif onuncu günde dikişler alınırken dış kulak yolundaki yangının kaybolduğu gözlendi. Mikroskobik olarak, epidermisden dermise doğru hafif girinti yapan yüzlek ülserlere rastlandı. Özellikle dermisdeki bu ülserli bölgelerde damarlarda hiperemi, ayrıca perivasküler mononükleer ve polimorfonükleer lökositlerden oluşan hücresel infiltrasyonların olduğu saptandı. Yine dermisde çok sayıda yağ lobüllerine rastlandı. Bu lobüller değişik büyüklüklerde olup, fibröz bağ dokudan oluşan ince bir kapsül ile sınırlandırılmıştı. İki tip hücreden oluştuğu belirlenen bu yağ lobüllerinin periferinde basaloid hücreler, merkezinde ise olgun sebaceous hücreler mevcuttu. Ayrıca yağ lobüllerinin etrafındaki squamous epitelin yer yer keratinizasyona uğradığı gözlendi. Yapılan klinik ve histopatolojik muayeneler sonucunda kitlenin sebaceous adenoma olduğu kanısına varıldı. Postoperatif iki aylık gözlem süresi içinde herhangi bir nükse rastlanmadı.Giriş
Genellikle yaşlı köpeklerde (8-13 yaş) yaygın olarak gözlenen yağ bezi tümörlerine (sebaceous gland tumor) kedilerde ve diğer evcil hayvanlarda da rastlanabilmektedir1-8. Hastalığın cinsiyet predispozisyonu yoktur. Özellikle Cocker Spaniel’ler predispozedirler2,6. Bununla birlikte başta Poodle olmak üzere Miniature Schnauzer, Beagle, Kerry Blue, Boston Terrier, Dachshund ve Basset ırklarında da yaygın olarak görülmektedir2-5. Yağ bezi tümörlerinin etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir1,6. Yağ bezi tümörleri sebaceous hücrelerin diferensiasyonuna göre; sebaceous hyperplasia, sebaceous epithelioma, sebaceous adenoma, sebaceous carcinoma ve sebaceous adenocarcinoma olarak sınıflandırılabilir4,6,9.Yağ bezi tümörleri özellikle gövde, baş, göz kapakları ve dudaklarda gözlenmektedir. Sebaceous hyperplasia ve sebaceous adenoma ise vücudun herhangi bir bölgesinde saptanabilir3,10,11. Kulak tümörleri köpeklerde yaygın olmamakla birlikte ortalama %0,8 oranında görülmektedir12,13. Köpeklerde dış kulak yolunda ceruminous gland carcinoma, squamous cell carsinoma, plazmositoma, sebaceous epithelioma ve sebacous adenoma gibi tümörlerin saptandığı yapılan çalışmalardan anlaşılmaktadır.6,14-16.
Bu olgu sunumunda beş yaşında dişi bir Alman Çoban Köpeğinde gözlenen dış kulak yolundaki sebaceous adenoma olgusunun tanımlanması ve operatif sağaltımının rapor edilmesi amaçlanmıştır.
Olgu Sunusu
Olguyu sol dış kulak yolunda tümöral kitleler ve akıntı bulunan 5 yaşlı, dişi Alman Çoban Köpeği oluşturdu. Hayvanda tümöral kitlelerin oluşumundan önce, uzun süreli otitis eksterna belirtilerinin bulunduğu buna yönelik sağaltım girişimlerinin yapıldığı alınan anemnezle anlaşılmıştır. Yapılan muayenede dış kulak yolunun kahverengimsi, çapları 1-1,5 cm arasında değişen yarı katı esnek kıvamda nodüllerle kapanmış olduğu ve dış kulak yolundan koyu renkli akıntının geldiği saptandı (Şekil 1). Olguda; başın hasta kulağa doğru eğik tutulması, hayvanın yürürken hasta kulağı yönünde dönmesi, denge kaybı sonucu düşmesi, nystagmus ve torticollis gibi semptomlar gözlenmedi. Bölgenin tıraş ve dezenfeksiyonu yapıldıktan sonra köpek xylazine HCL 2 mg/kg (Rompun, Bayer, 23, 32 mg/ml) ve ketamine HCL 15 mg/kg (Ketalar, Parke-Davis, 50mg/ml) ile genel anesteziye alındıktan sonra operasyon masasına hasta kulak üst tarafa gelecek şekilde yan yatırıldı. Bölgeye Hinz yöntemi ile yaklaşılarak kitleler usulüne uygun olarak ekstirpe edildi. Daha sonra elektrokoter yardımıyla tümör yatakları koterize edildi. Ekstirpe edilen kitleler %10’luk formalin içerisinde tespit edildi. Tümöral kitlelerin vertikal kanalın üst 2/3 kısmında bulunduğu, kulak zarına kadar ulaşmadığı saptandı. Yapılan otoskopik muayenede orta kulağın yangılı olmadığı gözlendi. Postoperatif olarak lokal ve parenteral antibiyotik uygulamaları yapıldı. Postoperatif onuncu günde (Şekil 2) dış kulak yolundaki yangının kaybolduğu gözlendi. Mikroskobik olarak, epidermisden dermise doğru hafif girinti yapan yüzlek ülserlere rastlandı. Özellikle dermisdeki bu ülserli bölgelerde damarlarda hiperemi, ayrıca perivasküler yerleşimli mononükleer ve polimorfonükleer lökositlerden oluşan hücresel infiltrasyonların olduğu saptandı. Yine dermisde çok sayıda yağ lobüllerine rastlandı (Şekil 3). Bu lobüller değişik büyüklüklerde olup, fibröz bağ dokudan oluşan ince bir kapsül ile sınırlandırılmıştı. İki tip hücreden oluştuğu belirlenen bu yağ lobüllerinin periferinde basaloid hücreler, merkezinde ise olgun sebaceous hücreler mevcuttu (Şekil 4). Ayrıca yağ lobüllerinin etrafındaki squamous epitelin yer yer keratinizasyona uğradığı gözlendi. Yapılan klinik ve histopatolojik muayeneler sonucunda kitlenin sebaceous adenoma olduğu kanısına varıldı. Postoperatif iki aylık gözlem süresi içinde herhangi bir nükse rastlanmadı.Tartışma
Sebaceous adenoma yağ bezlerinin en yaygın tümörü olup, iyi huyludur ve genellikle yaşlı köpeklerde gözlenmekle1,2,5,9,17 birlikte 4 yaşlı bir köpekte de saptandığı bildirilmiştir2. Sunulan bu olgunun 5 yaşında olması tümörün orta yaşlarda da oluşabileceğini göstermektedir. Kulak tümörlerin çoğunluğunu ceruminous gland adenoma veya adenocarcinoma, sebaceous gland tumor ve basal cell tumor oluşturmaktadır8. Dış kulak yolunda ise ceruminous gland carcinoma, squamous cell carsinoma, plazmositoma, sebaceous epithelioma, sebaceous adenoma saptandığı yapılan çalışmalardan anlaşılmaktadır6,14-16.Vücudun değişik bölgelerinde bulunabilen Sebaceous adenoma’nın2 ülkemizde dış kulak yolunda tek bir olguda gözlenmesi6 kulak kanalı tümörlerinin köpeklerde yaygın olmadığını göstermektedir. Sebaceous adenoma’nın özellikle Cocker Spaniel’lerde gözlendiği bildirilmektedir2,6. Sunulan bu olgu ile dış kulak yolunda sebaceous adenoma’nın Alman Çoban Köpeklerinde de rastlanabileceği gösterilmiştir.
Kronik kulak kanalı irritasyonlarının sekonder sonucu olarak hem iyi huylu ve hem de kötü huylu tümörlerin oluşabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca kulak kanalının obstruksiyonu sonucu normal kulak drenajının önlenmesine bağlı olarak şiddetli bakteriyel enfeksiyonların gelişebileceği bildirilmektedir8,12,16,18-20. Ceruminous bezlerden salgılanan cerumen’in dış kulak yolunun derisini yaralanmaya karşı koruduğunu, enfeksiyonların gelişmesine karşı önemli bir bariyer oluşturduğunu, fakat dış kulak yolunda cerumen’in toplanması durumunda dış kulak yolunun enfeksiyonuna neden olabileceği bildirilmektedir21. Daha çok yaşlı hayvanlarda gözlenme nedeninin tümörün dış kulak kanalının kronik irritasyonları sonucu oluşmasından kaynaklandığı düşünülmektedir16. Sürekli irritasyona bağlı olarak sebaceous hyperplasie’nin oluşacağı ve bunun sebaceous adenoma’ ya dönüşebileceği vurgulanmaktadır9. Bu olguda da daha önce uzun süreli otitis eksterna probleminin olması ve devam etmesi bu görüşleri desteklemektedir. Sunulan olgunun 5 yaşlı olması nedeniyle tümörün oluşumunda irritasyon süresinin de büyük rol oynadığı düşünülmektedir.
Dış kulak kanalının tümörlerinde cerrahi ekstirpasyon, krioşirurji, hipertermi ve radyasyon terapisinin (büyük ve tamamen uzaklaştırılamayan tümörlerde) uygulanabileceği bildirilmektedir. Cerrahi girişimin en radikal yol olduğu ve dış kulak yolunun derin bölgelerindeki tümörlerin ekstirpasyonun Hinz yöntemi aracılığı ile yapılması önerilmektedir5,13. Kötü huylu tümörlerin sağaltımında ise total kulak kanalı ablasyonu’nun uygun olacağı bildirilmektedir20. Bu olguda bazı araştırmacıların5,13 bildirdikleri ile uyumlu olarak Hinz yöntemi ile vertikal dış kulak yolunun lateral drenajı gerçekleştirilerek tümöral kitleler usulüne uygun olarak ekstirpe edildi. Ayrıca tümör yatağına elektrokoter ile hipertermi uygulandı. Operasyon sırasında herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmadı.
Kulak tümörlerinde kulakta deri değişimleri, kabuklanmalar, ülserler, proliferatif doku, kanama, koku, akıntı, vestibular belirtiler, nodüler kitleler, nodüler kitleler tarafından kulak kanalının kapanması ve bundan dolayı işitmede kayıp gözlenebilmektedir6,8. Sunulan bu olguda klinik muayenede vestibular belirtiler ve kanama dışında benzer bulgular saptandı.
Deri tümörlerinin %6-21’i yağ bezi tümörlerinin oluşturduğu, bunun %50’sini sebaceous hyperplasia, %30-40’ını sebaceous epithelioma, %8’ini sebaceous adenoma ve %1-2’sinin ise sebaceous carcinoma olduğu bildirilmektedir3. Sebaceous hyperplasia ve sebaceous epithelioma’ya diğer yağ bezi tümörlerine göre daha fazla rastlanıldığı, sebaceous adenoma’nın ise pek yaygın olmadığı savunulmaktadır1,17. Diğer çalışmalarda ise sebaceous adenoma’nın daha yaygın olduğu vurgulanmaktadır2,5.
Sebaceous hyperplasia’lerin çapının 1 cm den küçük olduğu, genellikle 2-5 mm arasında olduğu bildirilmektedir4,6. Sebaceous adenoma’lar tek veya multiple olabilirler. Çapları ise 1-2 cm kadardır ve 3 cm çapına kadar büyüyebilir1. Bir olguda ise 3,5 cm olduğu vurgulanmaktadır6. Diğer bir çalışmada ise sebaceous adenoma’nın genellikle 1 cm’den küçük olduğu ve kistik formasyonların bu tümörlerin çapını artırdığı savunulmaktadır5. Bu olguda kitleler multiple idi ve 1-1,5 cm çapında değiştikleri saptandı. Klinik muayenede sebaceous hyperplasia ile sebaceous adenoma’nın ayırt edilmesi büyüklüğüne göre yapılabileceği bildirilmekte, mikroskopik bakıda ise bunun zor olacağı savunulmaktadır6. Mikroskopik olarak; ülserasyonlu epidermisin alt kısımlarında değişik büyüklüklerde yağ lobüllerinin bulunduğu, bu lobüllerin periferinde basaloid hücreler, merkezinde ise sebaceous hücreler olmak üzere iki tip hücreden oluştuğu, ülserasyonlu epidermisin altında mononükleer ve polimorfonükleer lökositler saptandığı, bazı yağ lobüllerinin merkezinin kistleştiği ve içinin pembemsi nekrotik materyal ile dolu olduğu6, yağ lobüllerinin etrafındaki squamous epitelin keratinizasyona uğradığı bildirilmektedir10,11. Bu olguda yağ lobüllerinin kistik formasyonu dışında benzer bulgular saptanmıştır. Bu çalışmada elde edilen bulgular literatür bilgilerle karşılaştırıldığında kesin tanının ancak makroskopik ve mikroskopik bulguların birlikte değerlendirilmesi sonucu konulabileceği kanısına varıldı.
Sonuç olarak; dış kulak yolu tümörlerinin önlenmesi zor olmakla birlikte8, koruyucu olarak otitis eksterna’nın sağaltımının ihmal edilmemesi gerekir. Dış kulak yolu tümörlerinde vakit geçirmeden tümörün uzaklaştırılması oluşabilecek dış ve orta kulak yangılarının önüne geçecektir.
Kliniğimizde ilk kez saptanan ve operatif sağaltımından olumlu sonuç alınan bir Alman Çoban Köpeğindeki sebaceous adenoma olgusunun küçük hayvan pratiğine katkı sağlayacağı düşünülerek sunulmasının uygun olacağı kanısına varıldı.
Kaynaklar
1) Anonymous. “Selected skin issues” http://www.newmanveterinary.com/Skin.html 20.04.2006
2) Atasever A, Beyaz L, Çam Y, ve ark. Sebaceous gland adenoma in two dogs. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 2005; 52:131-134.
3) British Veterinary Oncology Study. Surgical oncology. Association of Veterinary Soft Tissue Surgeons Joint Meeting with British Veterinary Oncology Study Group. 17-18 October, Cambridge 2003.
4) McEntee MC. “Evaluation of superficial masses: diagnostic and treatment considerations”. http://www.vin.com/VINDBPub/SearchPB/Proceedings/PR05000/PR00486.htm 21.04.2006
5) Miller MA. “Selected skin tumors in domestic mammals”. http://www.afip.org/ CLDavis/syllabi/skintum.txt 12.04.2006
6) Özyiğit MÖ, Akkoç A, Yılmaz R. Sebaceous gland adenoma in a dog.Turk J Vet Anim Sci 2005; 29:1213-1216.
7) Sozmen M, Brown PJ, Eveson JW. Sebaceous carcinoma of the salivary gland in a cat. J Vet Med A 2002; 49:425-427.
8) Spielman B. “Ear tumors in dogs”. http://www.petplace.com/dogs/ear-tumors-in-dogs/page1.aspx 20.05.2006
9) Anonymous.”Sebaceous gland tumors”. http://www.marivistavet.com/html/body_ sebaceous_gland_tumors.htm 12.04.2006
10) Meuten DJ. Tumors in domestic animals. In: Tumors of the skin and soft tissues. 4th Edition. Ames. Iowa: Iowa State Pres. 2002: 64-67
11) Strafuss AC. Sebaceous gland adenomas in dogs. JAVMA 1976; 169: 640-642
12) Rosser EJ. Cause of otitis externa. Veterinary Clinics of North America:Small Animal Practice 2004; 34: 459-468.
13) Samsar E, Akın F. Özel Cerrahi, Ankara: Medipres, 2002.
14) Erer H, Kıran MM. 1985-1992 yılları arasında köpeklerde görülen tümörler. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 1993; 9:87-89.
15) Gülçubuk A, Gürel A. 1995-2000 yılları arasında İstanbul’da saptanan köpek tümörleri. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 2003; 29(1): 83-91.
16) Zur G. Bilateral ear canal neoplasia in three dogs.Veterinary Dermatology 2005; 16: 276-280.
17) Anonymous.Tumor of the skin & subcutaneous tissues, http://maxhouse.com/ tumors_of_the_skin.htm 12.04.2006
18) Rogers KS. Tumors of the ear canal. Veterinary Clinics of North America: Small Animal Practice 1988, 18: 859-867.
19) London CA, Dubilzeig RR, Vail DM, et al. Evaluation of dogs and cats with tumors of the ear canal: 145 cases (1978-1992). J Am Vet Med Assoc 1996; 208: 1413-1418.
20) Haar GT. Diseases of the outer ear.30th World Congress of the World Small Animal Veterinary Association. May 11-14 Mexico City, Mexico 2005.
21) Özcan Z. Some histochemical properties of the ceruminous glands in the meatus acusticus externus in cats and dogs. Turk J Vet Anim Sci 2005; 29: 917-921.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.