- Bu konu 2 yanıt içerir, 2 izleyen vardır ve en son 17 yıl 3 ay önce Mehmet AKIN tarafından güncellenmiştir.
- YazarYazılar
- 16 Ekim 2007: 21:39 #15711Mehmet AKINÜye
[align=center]
[/align]
Sayın Veterinerhekimiz.biz üyeleri,
Bilindiği gibi Dünyada yaygın uygulanan engelli terapisinde Atla Terapi faaliyeti Türkiye’de de yaygınlaşmaya başlamıştır.
Bu konudaki faaliyetleri organize etmek ve bu faaliyet alanında çalışacak uzmanları eğitmek adına
EBAT ( Engellilere Binicilik ve Atla Terapi) DERNEĞİ kurulmuştur.Derneğimiz 3 dalda sertifikal eğitim vermekte olup, bunlardan ÖZEL AT EĞİTMENİ ASİSTANI branşındaki kurslara veteriner hekimler ve veterinerlik fak.öğrencileride katılabilmektedir.
Yakında İstanbulda açılacak bu kursla ilgili bilgiler ek dosyada verilmiştir. Daha detaylı bilgiler derneğin http://www.atlaterapidernegi.com adlı web sitesinden öğrenilebileceği gibi şahsen bendende öğrenilebilir.
[size=medium]Konunun veteriner camiasına duyurulması dileği ile saygılarımı sunarım.[/size][align=right]Ebat Eğitim Direktörü
[size=medium]Asaf TANERİ[/size]
[/align]
[align=center]İletişim bilgileri:
E-posta: asaftaneri@yahoo.com
GSM : 0505 602 77 58[/align]17 Ekim 2007: 05:39 #42324Murat KUTAYÜyeHayvanlarla terapi mümkün mü?
Belki siz de örneğin yunuslarla, özürlü çocukların tedavi edildiğini duymuşsunuzdur. Yunus terapisi olarak adlandırılan bu tedavi yöntemi sayesinde çocuklarda tıbbi yöntemlerle elde edilemeyen olumlu değişimler yaşanabiliyor. Fakat ‘sıradan’ hayvanlar da hastalara yardımcı olabiliyor.Yunus terapisi, Amerikalı davranış bilimcisi Dr.David E.Nathanson tarafından geliştirildi. Nathanson, Dolphin-Human-Therapy (Yunus-İnsan Terapisi) programını yönetiyor. Yunus terapisi Amerika dışında Türkiye’de de (Antalya Ruhbilim Okulu) uygulanmakta.
Çocuklar bir terapist ve en az bir yunusla yüzüyorlar. Yunuslar, çocuklara karşı çok duyarlılar ve onlara çok dikkatli bir şekilde oynayarak yaklaşıyorlar. Çocuklar bu nedenle bu büyük deniz canlılarından korkmuyor ve yunuslarla oynayarak yeniden çevreyle ilişki kurmaya öğreniyorlar.
Yunus Mucizesi
William Sendromu’ yüzünden konuşamayan 8 yaşındaki Ilgım, Antalya’da uygulanan ‘yunus terapisi’ sayesinde şarkı bile söylediHollanda’da yaşayan Ziya ve Güneş Çiftçi’nin kızları Ilgım (, dünyada 20 bin canlıdan birinde görülen ‘William Sendromu’ ile doğdu.
Hollanda’daki doktorlar ve bir vakfın tavsiyesi üzerine Antalya’daki Yunusla Terapi Merkezi Dolphinland’a gelen Çiftçi Ailesi, kızlarına terapi uygulattı. Ilgım, 10 gün boyunca her gün yarım saat süreyle yunuslarla terapiye alındı. Sonuçta Türkçe renkleri saymaya başlayıp şarkı söylemeyi öğrenen Ilgım’ın, dikkat yeteneğinde de gelişme oldu.
Ilgım’ın hastalığının aortta darlık, öğrenme ve dikkat güçlükleri gibi birtakım belirtiler gösterdiğini dile getiren merkezin sahibi Dr. Murat Kemaloğlu, “Ilgım, her gün müzik eşliğinde yunuslarla yüzdü” dedi.En mutlu anne
Hollanda’ya mutlu döneceklerini belirten Ziya Çiftçi, aldıkları CD’lerle müzikli tedaviyi sürdüreceklerini dile getirdi. Güneş Çiftçi de, “Bu gelişmeler en güzel ‘Anneler Günü’ armağanı. Dünyanın en mutlu annesiyim” diye konuştu.‘William Sendromu’ nedir?
Nadir görülen bu genetik ve kalıtsal hastalık, kalp rahatsızlıkları, kanda kalsiyum yüksekliği ve bazı organlarda bozukluklara neden oluyor. Çocukların yüzünden de anlaşılabilen hastalığın tipik belirtisi, kalp sorunları ile zekâ geriliği.
http://www.yunuslaterapi.com18 Ekim 2007: 17:05 #42475Mehmet AKINÜyeTürkiye’de hem hippoterapi (atla terapi), hem de yunuslarla terapi konusunda ciddi adımlar atılıyor. Antalya’da Yunus Terapisi Merkezi açıldı bile.
Onlar doktorların sevimli yardımcılarıYunuslar, atlar ve köpekler… Bu sevimli ve sadık dostlarımız aynı zamanda doktorumuz, psikoloğumuz ve terapistimiz olabiliyor. Dünyada çok yaygın olan bu terapiler, ülkemizde yeni yeni tanınıyor. Özellikle hipoterapi (atla terapi) uygulamaları dikkat çekiyor. Yunus terapisi konusunda da Antalya’daYunus Terapisi Merkezi hizmet vermeye başladı. Ancak pet hayvanlarının terapi konusunda kullanımı yok denilecek kadar az.
İNSANCIL BİR TEDAVİ ORTAMI İÇİN
Öğrenme yeteneğinin artırılması, adaptasyon ve sosyalleşme, çeşitli psikiyatrik hastalıklar ve hatta AIDS hastaları için düzenlenen birçok terapi programında hayvanlar kullanılabiliyor. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer Dodurka, hayvanlarla rehabilitasyonun okul, hapishane, bakım ve huzurevi gibi yerlerde uygulanabileceğini söylüyor. Dodurka, bu uygulamaların 1792 yılında başladığını vurguluyor: “Ev hayvanlarının, psikiyatrik hastaların motivasyonunu yükselttiği; bir köşeye çekilmiş ve tedaviyi reddeden hastaların ilgisini çektiği ve terapiye katılımını artırmada yarar sağladığı gözlenmiştir. Amerika’da, şuurunu kaybedip cinayet işleyenlere hayvan terapi programı uygulanmıştır. Belli bir deneme periyodundan sonra, suçluların kafesteki kuşlara bakmalarına izin verilmiştir. Bu girişim, enstitüdeki şiddeti azaltmış, çalışanların dahi hastalarla ilgilenmesini artırmış ve hastaların terapiye cevap vermesini sağlamıştır. Bu tür tedavilerden beklenen en büyük etki, hastaneler, cezaevleri veya yaşlı bakım evlerinde daha insancıl bir tedavi ortamı yaratmaktır.” 1966’da Norveç’te özürlüler için bir rehabilitasyon merkezi kurulduğunu söyleyen Dodurka, at ve köpeklerin, uygulanan tedavi rejimlerinin önemli unsurları olduğunun altını çiziyor: “Maalesef ülkemizde bu uygulamalar hemen hemen hiç yapılmamakta. Türkiye’de Sosyal Hizmetler Müdürlüğü veya birkaç ilgili araştırmacının dışında yapılan girişimler hemen hemen yok gibi. Bunun üzerine gidilmeli.” - YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.