1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #18457

    Ağrı ve Izdırap

    Konu Başlıkları
    Ağrının Algılanması | Ağrı, Sıkıntı ve Istırabın Tanınması | Ağrı veya ıstırabın potansiyel nedenleri | Ağrının Bulguları | Akut Ağrının Bulguları | Kronik Ağrının Bulguları | Davranış | Ağrının Tayini | Stres | Istırap | Etik Zorunluluklar | Özet |

    Tanımlar

    Konfor, hayvanın kendi çevresine adapte olduğu fizyolojik bir durum ve davranış homeostazisidir. Normal beslenme, su içme ve çeki-düzen paterni, sosyal ilişkiler, uyku-uyanıklık siklusları ve üreme aktivitesi gösterirler.

    Rahatsızlık, hayvanın çevresindeki değişikliklerin bir sonucu olarak veya biyolojik, fiziksel, sosyal veya fizyolojik değişiklikler nedeniyle homeostazis durumunda veya hayvanın adaptasyon düzeyinde minimal bir değişikliktir.

    Stres, eksternal olaylarla (ör:fiziksel ve çevresel) veya internal faktörlerle (ör:fizyolojik, psikolojik) oluşan etkidir. Bu faktörlere stresor denir ve hayvanın homeostatik veya adaptif durumunda değişiklik oluşturabilir.

    Istırap, arzu edilmeyen fiziksel ve mental strestir; ağrı, anksiyete veya korkudan kaynaklanır. Akut şekli trankilizanlarla rahatlatılır. Sürekli sıkıntı çevresel değişiklik ve davranış durumu yaratır. Ayrıca ilaç tedavisine yanıt vermezler.

    Ağrı, yaralanma, hastalık veya emosyonel huzursuzluktan kaynaklanan değişik şiddetteki akut veya kronik rahatsızlığın hissedilmesidir. Spesifik nöral yollarla (nosiseptif yollar) serebral kortekse ulaşan sinir impulslarından meydana gelen bir duyudur. Nosiseptif kelimesi Latince olup anlamı ‘zararlı uyarı’ dır. Noksiyus uyaranlar doku yıkan veya zarar veren veya böyle bir potansiyele sahip olan uyaranlardır. Noksiyus uyaranlar nosiseptörler adındaki reseptörlere etki ederek sinir impulsları başlatır. Nosiseptörler mekanik, termal veya kimyasal uyaranlara yanıt verirler.

    Ağrının Kategorileri

    Duyusal- Diskriminatif: Ağrıya neden olan bir uyaranın şiddeti, lokalizasyonu ve süresi hakkında duyusal bilgi sağlar.Başa Dön

    Motivasyonel-Affektif: Ağrıya neden olan uyarının ciddiyeti ve kalitesi hakkında affektif (duyusal) bilgi sağlar.

    Ağrının Algılanması

    Aralığı:

    Ağrıyı hissetme eşiğinden ağrının tolere edilebileceği en üst sınır arasıdır. Noksiyus uyarı esnasında ağrının ilk algılandığı nokta ağrı eşiğidir. Minimal ağrı, stres veya ıstırapla ilişkili değildir. Hayvan ve insanlarda eşik aynıdır. Fakat ağrıya tolerans, kişiler ve türler arasında değişir. Aynı şiddetteki noksiyus bir uyarıya her insan farklı cevap verir. Serebral korteks ve subkortikal yapılar fonksiyon yaptığı sürece ağrı algılanır. Bu yapılar hipoksi, ilaçlar, elektrik şoku, sersemleme gibi nedenlerle fonksiyon dışıysa ağrı algılanmaz. Noksiyus uyarılar vücutta hareket oluşturmazsa bile ağrı algılanır. Örneğin süksinil kolin verildiği zaman görülen kas paralizisinde noksiyus uyarıyı hayvan ağrı olarak algılar.

    Süresi

    Akut ağrı: Yaralanmadan, cerrahi girişimlerden ve enfeksiyondan kaynaklanır. Koruyucu rol oynar; yaralanma hakkında vücudu uyarır. Göreceli olarak kısa sürelidir ve başlangıcı anidir. Genellikle analjeziklerle teskin edilir. Beraberindeki sıkıntı trankilizanlara yanıt verebilir.

    Kronik ağrı: Uzun süre devam eden fiziksel veya emosyonel sıkıntıdan kaynaklanır. Genellikle başlangıcı yavaştır, uzun süreli olup koruyucu rolü yoktur. Genellikle analjeziklerle tam rahatlama meydana gelmez. Sıklıkla manüplasyonlara ve davranış değişikliğiyle beraber trankilizanlara yanıt verebilir.

    Ağrı, Sıkıntı ve Istırabın Tanınması

    Birçok durumda hayvanın ağrı veya ıstırabını bilmek kolay değildir; bazı özel bir uygulamanın ciddiyetini belirlemede büyük zorluklara neden olur. Kullanılan yöntemlerin çoğunluğu oldukça sübjektiftir ve birçok kişi aynı hayvanı değerlendirdiği zaman sıklıkla tahminde farklılıklar olur. Bazı durumlarda objektif ölçümler (ör, yem ve su tüketimi, vücut ağırlığı, tümör büyüklüğü) bazı durumlarda da sübjektif ölçümler (ör, hayvanın dış görünüşü, davranışı gibi) gereklidir. Aşağıdaki iki nokta özel bir öneme sahiptir:

    1. Su ve yem tüketimi gibi değişkenlerin normal baseline (deney öncesi) değerlerini saptamak önemlidir. Kriter olarak ağırlık kaybı kullanılırsa deney süresinde hayvanın normal büyümesi değerlendirilmelidir.
    2. Sübjektif kriter kullanıldığı zaman normal hayvanı bilmek gereklidir. Bazı durumlarda davranışta ufak değişikliklerin belirlenmesi ancak hayvan düzenli ve sık gözlenmesiyle anlaşılır.

    Genellikle sağlıklı laboratuvar kemirgenleri, yanına yaklaşıldığı zaman uyanık, aktif ve meraklıdır. Sıçan, fare ve hamster gibi gündüz saatlerinde sıklıkla uyuyan noktürnal türler için toleranslı davranmalıdır. Herhangi bir bozukluk yanıt oluşturur. Uykunun uzaması veya kesintiye uğraması sıklıkla ağrılı veya ıstıraplı durumları gösterir.

    Hayvanlar, kas tonus muayenesinde teması sıcak hissetmelidir. Postu temiz ve iyi bakımlı olmalıdır. Tavşanların tüyleri parlak ve dökülmemiş olup dazlak yerleri yoktur. Küçük laboratuvar hayvanlarında hastalığın klasik bir bulgusu piloereksiyondur (tüylerin dikleşmesi). Postunu yalayarak temizleme fonksiyonunun azalması, fazla kaşınma veya postunun özellikle ano-genital bölgesinin kirlenmesi kondisyon kaybının kriterleridir.

    Vücut yüzeyi iyi örtünmeli ve kaslı olmalı; deri gevşek, şişmiş veya iltihabi reaksiyonlu olmamalı; oküler ve nazal akıntı bulunmamalıdır. Belirli bir yerin tekrar tekrar yalanması, ısırılması veya tırmalanması, hayvanda ağrı ve irritasyonunun güvenilir bulgusudur. Sıçan ve fareler parazitlerle enfeste olduğu zaman ve adjuvanla artirit oluştuğu zaman kronik ağrı oluşur ve hayvan anormal kaşınır. Harekette isteksizlik vardır.

    Normal hayvanlar yerler, içerler ve düzenli olarak ürinasyon ve defekasyon yaparlar. Yirmi dört saat yemeyen, içmeyen, gaitasını ve idrarını yapmayan hayvan sağlıklı değildir. Sıçanlar ve fareler kolaylıkla dehidrate olabilirler ve hayvanın arka tarafı yavaşça sıkıştırılırsa derinin gevşediği görülür. Normal hayvanlarda deri sıkıştırılınca hemen düzelirken dehidrate hayvanlarda deri eski pozisyonunu hemen almaz. Hayvanlar yerken ve içerken gözlenir, yutma ve çiğnemede zorluk olup olmadığına bakılır. Kemirgenler ve tavşan sürekli olarak kesici dişi çıkarırlar. Dişler zarar görmüş veya uygunsuz sıralanmışsa yemede zorluğa neden olur ve böylece ağırlık kaybedilir. Büyüme hızı ağırlık kaybı için dikkatlice izlenmelidir. Solunum türe bağlı hızda, düzenli ve başlıca abdominal olmalıdır. Solunumla beraber olağan olmayan sesler olmamalıdır. Endişelenme, tutulma veya aşırı sıcaklık gibi birçok durumda solunum hızı değişebilir: Hayvanları ürkütmeksizin, tutmaksızın solunum hızındaki değişmeler izlenmelidir.

    Ağrı veya ıstıraba neden olan potansiyel nedenler:

    1. Cerrahi,
    2. Freund’ün komplet adjuvanın intradermal enjeksiyonu, tekrarlanmış kullanımı ve büyük volümde verilmesi,
    3. Asit yapan hibridomaların intraperitoneal yerleştirilmesi,
    4. Fiziksel aktivite sınırlandırılmasının bir saatten daha fazla uzaması,
    5. Maliğn neoplazmalar,
    6. Su ve yiyecek yoksunluğun uzaması,
    7. Üç haftalıktan büyük hayvanlara yapılan kuyruk biyopsisi,
    8. Bilinçli hayvanlarda immobilizasyon veya paralizi,
    9. İltihabi hastalıklar,
    10. Klinik bulgu veren organ yetmezliği,
    11. İyileşmeyen deri lezyonları,
    12. Yüksek dozda tüm vücudun şualanması,
    13. Hayvanın kan volümünün %10’undan fazlasının alınması,
    14. Hayvanın kaçamadığı elektrik şoku veya diğer uyaranlar,
    15. Çalışmanın sonucu olarak ölen veya ölmek üzere duruma gelen hayvanları kapsayan araştırmalardır.

    Bu ve benzer koşullara maruz kalan hayvanlar sürekli izlenmeli ve gerekliyse ağrı ve ıstırabı önlemek için destek bakımı, analjezi veya anestezi uygulanmalıdır.

    Ağrının Bulguları

    Hayvan türüne göre aşağıdaki bulgulardan biri veya daha fazlası görülebilir:

    1. Ağrı yerine doğru büzülme,
    2. Postunun parlak ve temiz olmayışı,
    3. İskelet kas tonusunda artma veya azalma, anormal postür, sırtın kamburlaşması,
    4. Elektroansefalografik yanıtın değişmesi,
    5. Kan basıncı ve kalp atım sayısında artma,
    6. Pupillada dilatasyon,
    7. Solunum örüntüsünde değişme,
    8. Aktivitede azalma,
    9. Yiyecek ve su tüketiminin azalması,
    10. Dışkı ve idrar atılımında azalma,
    11. Dehidratasyon,
    12. Vücut sıcaklığında artma veya azalma,
    13. Dokunmaya fiziksel yanıt (geri çekilme, topallama, anormal agresyon, ses çıkarma, solunum veya dolaşımın hızlanması),
    14. Tavşanlarda görülen diş gıcırdatma,
    15. İltihap,
    16. Foto fobi,
    17. Kusma veya ishal.

    Akut Ağrının Bulguları

    1. Ağrılı kısmın sakınılması,
    2. Ses çıkarma (özellikle ağrılı kısmın palpasyonuyla veya hayvanın hareket etmesiyle),
    3. Yalama,
    4. Isırma,
    5. Hasta yerin kaşınması veya sallanması,
    6. Huzursuzluk,
    7. Adımlama,
    8. Terleme,
    9. Solunum hızında artma.

    Kronik Ağrının Bulguları

    1. Etkilenen alanın yalanması,
    2. Ağrılı kısma ulaşılamıyorsa diğer alanların yalanması,
    3. Topallama,
    4. Hareket etmede isteksizlik,
    5. İştah kaybı,
    6. Kişilikte değişiklik (depresyon, agresyon gibi),
    7. Göz parlaklığında değişiklik.

    Davranış

    Ağrının türe göre özgün davranış oluşur. Grup halinde barınan hayvanlar normal olarak toplu yaşamayı severler ve izole yaşayan herhangi bir birey, anormal olarak düşünülmelidir. Ekseri laboratuvar kemirgenleri insanlara agresyon göstermezken, ellenmemek ve yakalanmamak için kaçmaya teşebbüs edeceklerdir. Yakalanma esnasında beklenmeyen agresyon yanıtı ağrılı durumu işaret edebilir. Tutulma esnasında tam lakaytlık can çekişme döneminde görülür. Hayvanlar zapt edildiği zaman çabalama, agresyon, ses çıkarma, ürinasyon ve defekasyon gibi akut ağrı bulguları sergileyebilirler. Bu durumlarda böyle bulgular ağrıdan ziyade hayvanın yakalanması ve zapt edilmesine doğal yanıtı ve korkuyu gösterebilir. Sıklıkla hayvanları izlemek gereklidir zira ağrı veya huzursuzluk sabit değildir.

    a. Kemirgenler

    Ağrı, kemirgenlerde aktivitede azalma, piloereksiyon ve bakımsız görünüşe neden olur; aşırı yalama ve hasta yerin tırmalandığı görülür. Ataksili anormal bir duruşu benimserler fakat sıçan ve fareler ellendikleri zaman aşırı derecede agresif olabilirler. Sıçanlar karınlarına başlarını çekerek çömelmiş otururlar. Uyku peryodları bozulacak, ağrı mevcutsa artacaktır. Akut ağrı, ses çıkarmaya neden olabilir, iştahsızlık veya beslenme aktivitesinde bir değişme olabilir. Başkalarıyla aynı kafese konursa, normal grup davranışında değişme belirgin olabilir. Sıçanlarda yüzeysel, hızlı solunum; ekspirasyon hırıltılı; gözler dışarı fırlamış; göz ve burun etrafında kırmızılık; siyanoz, müköz membranlarda veya pigmente olmayan ve kılsız bölgelerde konjesyon ve sarılık görülür. Sağlıklı kobay, tutulmak ve yakalanmak istendiğinde uyanık ve endişelidir. Geçici ve az bir ağrıda gürültülü ses çıkarırlar. Ağrısı varsa sıklıkla uykuludur. Nadiren kötü, genellikle sakin, dehşete düşmüş, ajitedir. Arka bacaklarını çeker. Kobaylarda aynen sıçanda işaret edilen yerlerde konjesyon, sarılık ve siyanoz görülür. Solunum bulguları sıçandaki gibidir.

    b. Domuzlar

    Ağrıda postür ve yürüyüşünde değişiklik gösterebilir. Normalde ellendiği zaman cıyaklayarak kaçmaya çalışırken, ağrıda bu reaksiyonlar belirginleşir. Domuzlar hareket etmeye genellikle isteksizdirler ve mümkünse barınağında saklanırlar.

    c. Tavşanlar

    Tavşanın ağrısını ve ıstırabını anlamada önemli zorluklar vardır. Ağrıda endişeli, donuk, inaktif ve ‘kamburu çıkmış’ görünümündedir. Bazen agresif davranış gösterebilirler ve aktivite, aşırı yalama ve kaşınmayla artırılabilir; bazen uykulu da olabilirler Tutulmaya reaksiyonları abartılı olur. Sağlıklı tavşanlar sıklıkla hareket etmezler. Ağrı, genellikle yiyecek ve su alımında azalma yanında tavşanın bariz olarak ışığa duyarlı ve sınırlı hareketiyle tanımlanır. Akut ağrıda etkileyici bir tarzda bağırırlar. Bunun yanında yemini ve suyunu dökmezler fakat yeni doğan yavruları yerler. Tavşanda solunum bulguları sıçandaki gibidir. Solunum hızı artmış olabilir. Gözlerde ve burunda beyaz akıntı olur. Sıçanlarda işaret edilen yerlerde konjesyon, sarılık ve siyanoz görülür.

    d. Köpekler

    Sessizdirler ve sert vücut hareketleriyle daha az uyanıktır, hareket etmeye isteksizdirler. Şiddetli ağrıda köpek sessiz yatabilir ve çömelme tutumunu benimseyebilir. Daha az şiddetli ağrıda huzursuz olabilir. İştahsız, titreme ve soluma tarzında artmış solunum olabilir. Spontan havlama olanaksızdır, köpek özellikle ihmal edilmişse daha muhtemel olarak inler veya ulur ve belirgin bir provokasyon olmaksızın havlar. Soğuk yüzle bakar, kuyruğu bacaklarının arasındadır. Agresif yada sakin veya aşırı derecede uysaldır ya da kaçar. Köpek ağrılı bölgeleri ısırabilir veya kaşıyabilir ve ellendiği zaman daha huysuzdur. Penisin dışarı çıkması, sık sık idrar yapma görülebilir. Köpeklerde sıçanda görülen solunumsal bulgulara ilaveten salivasyon ve soluma; vücut sıcaklığında artma; idrar volümünde azalma; pupillada dilatasyon; gözlerde cam gibi parlak ve patilerinde terleme vardır.

    e. Koyun ve Keçiler

    Postür ve hareketindeki değişiklikler barizdir ve yüz ifadesindeki bir değişme ağrının göstergesi olabilir. Keçiler ağrıya yanıt olarak ses çıkarırlar. Diş bilemesi ve homurtu da işitilebilir.

    Ağrının Tayini

    Anksiyete ve korkuyu gösteren anormal davranış ve fizyolojik yanıtların gözlemlenmesine dayanmalıdır (ör: ıstırap sesi, kaçmaya teşebbüs, agresyon veya donup kalma, kas tremorları, pupilla dilatasyonu, salya, refleks ürinasyon ve defekasyon, soluma, terleme, taşikardi). Bilinçli hayvanda ağrı yanıtı oluşturan uyarılar bilinçsiz hayvanda sadece refleks bir yanıt oluşturur. Bundan böyle maksatsız hareketler, ağrı algılandığına dair güvenilir göstergeler değildir.

    StresStres

    1. Adaptif bir proses olarak stres

    a- Stres, iyilikte daima zararlı veya anormal değildir. Zararlı olmayan çevresel değişikliklerden olabilir ve faydalı etkilere yol açan yanıtları başlatabilir. Stres oluşturanlar doğal ortamda yaygındır; bazı streslere deneyimi olmayan tutsak bir hayvanın strese yanıtı, türünün diğer örneklerinden davranış ve fizyolojik olarak tamamen farklıdır.

    b- Kısa süreli strese yanıtta hayvanlar davranış biçimiyle ve/veya fizyolojik olarak adapte olmaya teşebbüs ederler. Genellikle uzun süreli etkileri yoktur. Laboratuvar hayvanının çevresine yeni uyarıların olmasına (ör: yeni teknisyenin ellemesine maruz kalması) nadir görülen değişikliklere göre daha kolay alışabilir.

    c- Akut strese yanıt, genellikle maladaptif stres (ıstırap) yanıtlarına göre daha kısa sürelidir. Şartlar altında (ör: adapte olmayan bir maymunun sandalyede oturtulması) atipik fakat maladaptif olmayan davranışa neden olur

    2. Maladaptif bir proses olarak stres

    1. Hayvan strese adapte olmadığı zaman stres zararlı olur. Maladaptif davranış ve ıstıraba neden olan stres nedenleri:
    2. Rahatlatılamayan ağrı (ör: yaralanma, cerrahi. deneysel),
    3. Anksiyete ve korku,
    4. Sosyal yoksunluk,
    5. Sıkıntı,
    6. Uygunsuz barınma ve çiftleşme deneyimleri ve
    7. Deneysel planlamadır.

    Istırap

    Uzamış strese yanıt iki gruba ayrılır:

    1. Maladaptif davranışlar: Anormal yeme ve yemek sonrası bakım şekli, arkadaşları ve bakıcılarına uygunsuz davranış (ör: agresyon, pasiflik, geri çekilme gibi), yetersiz üreme, stereotipik davranış.

    * Hayvanın davranış repertuvarının sürekli kısmı olabilir.
    * Istırap fazla artarken veya daha aşırı olurken daha maladaptif olabilir.

    2. Patolojik koşullar (ör: mide ve barsak lezyonları, hipertansiyon, immunosüpresyon).

    Etik Zorunluluklar

    Gerekmedikçe ağrı ve ıstıraba neden olmamalı; olabildiğince sevecen olmalıdır. Araştırma planlanırken üstesinden gelinebilecek işlemlere dayandırılmalıdır.

    Yasal Zorunluluklar

    Bilimsel işlemler, ıstırap ve ağrıyı en aza indirmeli veya kaçınılmalıdır. Sorumlu araştırmacı, bir anlık hafif ağrıdan veya ıstıraptan daha fazlasına neden olan işlemlere alternatif düşünülmelidir. Uygun sedasyon, analjezi veya anestezi hayvanlarda ağrı ve ıstıraba neden olan işlemler için kullanılmalıdır. Potansiyel ağrılı veya ıstıraplı işlemler, bir veterinere danışılarak planlanmalıdır. Nöromüsküler blokan ilaçlar (paralitik), ağrılı ve ıstıraplı uygulama yapıldığı zaman anestezisiz kullanılmamalıdır. Ötanazi, deneyin bitiminde yapılmalıdır; şayet hayvanın tedavi edilemeyen şiddetli veya kronik ağrısı veya ıstırabı varsa deney esnasında da ötanazi uygulanmalıdır.

    Uygun Veteriner Bakımı

    Veteriner ekibi, hayvanın ıstırap veya ağrısı olduğunu bilmeli ve araştırma grubuna tavsiyede bulunabilmelidir. Ağrı ve ıstıraptan kurtarma için uygun olan girişimler benzer olmalı ve araştırma grubuna önerilmelidir:

    1. Farmakolojik girişimler (ağrı ve ağrıyla oluşan ıstırapta uygulanır)

    * Kimyasal girişimler türler arasında, dozla ve verilme yoluyla oldukça değişir.
    * Analjezikler bilinci kaybettirmeksizin ağrının farkedilmesini ortadan kaldırır. Hayvanlarda etki mekanizması henüz kesin olarak tanımlanmamıştır.
    * Trankilizanlar ve sedatifler ıstırabı azaltmak veya önlemek için kullanılabilir.
    * Anestezikler, ağrı algılanmasını yok ederler.
    * Nörocerrahi lezyonlar, ağrı algılanmasını bloke ederler.

    2. Farmakolojik olmayan girişimler (ağrıyla oluşmayan ıstırapta uygulanır)

    * Sosyal gruplarda yeniden düzenlenmeye gidilmesi stresli koşulları hafifletebilir.
    * Yatağın materyal eklenmesi, fiziksel konforu sağlayabilir.
    * Sevecen muamele ıstırabı azaltabilir.
    * Çalışmaya başlamadan önce deneysel koşullara adaptasyon, stresi azaltabilir.

    Özet

    a. Sağlıklı bir hayvan genel olarak:

    * Aktif ve uyanık olmalıdır.
    * Barındırılan hayvanlar grubunda, normal topluluğunu seven bir üye olmalıdır.
    * Yaklaşıldığı zaman meraklı olmalıdır.
    * İyi eğitilmedikçe yakalanmamak için mücadele etmelidir.
    * İyi kaslanmış vücuda sahip olmalı, anormal şişlik olmamalıdır.
    * Dokununca sıcak olmalıdır.
    * Temiz, iyi bakımlı, parlak tüye sahip olmalıdır.

    b. Hastalığın veya ağrının göstergeleri:

    * Grupta diğer üyelerden izolasyon.
    * Yememe ve/veya içmeme. Diyare/feçesin olmaması.
    * Korunma tüylerinin dikleşmesi nedeniyle piloereksiyon.
    * Bakım azalması, kirli post.
    * Burundan, gözlerden ve diğer orifislerden akıntı(bazı sekresyonlar anormal değildir)
    * Fazla kilo kaybı.
    * Hareket etmede isteksizlik, bir veya daha fazla ekstremiteyi kullanmama, sendeleme, etrafında dönme. Ellendiğinde beklenmeyen agresyon veya ses çıkarma.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.