Hayvanlarda aşk, farklı insanlar tarafından farklı yorumlanır. Bazı insanlar hayvanların birbirlerine karşı gerçek bir sevgi duymayacağını bile düşünürler. Ancak, aşkın insanlarda evrimsel öncüleri, yani hayvan aşıklar olmaksızın birdenbire belirmiş olması pek mümkün görünmüyor.
Kuzgunlar üzerinde uzmanlaşan biyolog Bernd Heinrich kuzgunların aşık olabildiklerine inanıyor. Heinrich, “Mind of the Raven” (Kuzgun Zekası) adlı kitabında şöyle yazmış: ” Kuzgunlar partnerleriyle uzun süre birlikte olduklarından, onların da bizler gibi aşık olduklarını düşünüyorum. Zira bir çift olarak uzun bir birliktelik sürdürmek, belli bir içsel karşılık (ödül) gerektirir.” Kuzgun anne babalar, yavruları için avlanmaları gerektiğinde işbirliği yapmak zorundadırlar. Gün boyunca birbirlerinin yakınında durur, yanyana uyur ve yumuşak sesler çıkarırlar. Birbirleriyle oynar, birbirlerinin tüylerini düzeltip tımarlar ve yiyeceklerini paylaşırlar. Kur yapma sırasında birbirlerini beslerken, sakince gagalarını bitiştirip dururlar. Konrad Lorenz kendisine Nobel ödülü getiren, “ Here I Am- Where Are You? The Behavior of the Greylag Goose” (Ben Buradayım- Sen Neredesin? Yabankazlarının Davranış Biçimleri) adlı kitabında, “yabankazlarının kendilerine özgü ‘aşık olma’ süreçlerinin pekçok bakımdan insanlarınkine benzediğini” söylemektedir. Bir kez bağlandılar mı, erkek ve dişiler birbirlerine yoğun sadakat gösterirler:icon12: