1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #16808

    KOMPLEMAN ve AKTİVASYONU
    1894 te Pfeiffer ve Bordet tarafından gösterilmiştir.

    Kolera vibrioları
    + Bakteriyoliz
    Taze bağışık serum

    Kolera vibrioları
    + Bakteriyoliz olmaz
    56 0C de 30 dk. ısıtılmış
    bağışık serum

    Kolera vibrioları
    +
    Isıtılmış bağışık serum Bakteriyoliz
    +
    Taze normal serum

    Bu deneylerden çıkan sonuçlar şunlardır:
    Kolera vibriolarının erimesi için 2 madde gerekir:
    Özgül antikor
    Taze serum.
    Taze serum herhangi bir omurgalı canlıya ait olabilir.
    Taze serumda, özgül antikorun bakterileri eritmesine yardımcı olan bir faktör bulunmaktadır.
    Serum ısıtıldığında veya bayatladığında aktivitesini yitirmektedir.
    Pfeiffer ve Ehrlich, bu faktöre kompleman (tamamlayıcı) adını vermiştir.

    Kompleman;
    Omurgalıların normal serumlarında bulunan,
    Isıya dirençsiz,
    Antijen-antikor kompleksine bağlanabilen,
    Antijenin bakteri, eritrosit vb. hücre olması durumunda onların sitolizine yol açan,
    Değişik yollardan aktive olduğunda vücut savunmasında etkili olayları başlatan,
    Bazen de doku zararlanmaları sonucunda çeşitli hastalıkların oluşmasında etkili olabilen,
    Her biri 25-500 kD mol ağırlığında 30 dan fazla proteinden oluşmuş bir komplekstir.
    C1, C2, C3, … şeklinde gösterilir.

    Plazma proteinlerinin %10 u komplemandan oluşur. BOS ta çok az bulunur.
    Kompleman sisteminin asıl görevi immün cevaba ve enflamatuvar reaksiyonlara katılarak onları güçlendirmektir.
    Sistemin komponentleri normalde inaktif durumda olup belli koşullarda aktive olarak her komponent belli bir düzen içinde bir sonraki komponenti aktifleştirir ve zincirleme aktivasyonlar sonucunda değişik tipte biyolojik olaylar meydana gelir.

    Aktivatör (bağlayıcı) molekülün büyüklüğü aktivasyon için önemlidir.

    Küme yapmış maddeler, ve Ag-Ab kompleksleri iyi aktive ederler.

    Kompleman sistemin her komponenti bir bakıma bir proenzim gibi davranır.

    Aktive olamuş komponenti gösteren sayının üzerine bir çizgi çizilir. C1q gibi

    Proenzim 1 Enzim 1

    Proenzim 2 Enzim 2

    Proenzim 3 Enzim 3

    Kompleman sistemi 2 yoldan aktive olur:
    1- Klasik yol
    2- Alternatif yol

    Klasik yoldan kompleman aktivasyonu:
    Bunun için ortamda Ag-Ab kompleksi bulunmalıdır.
    Bu kompleksteki antijen eriyik veya partikül halinde olabilir.
    Antikor ise IgG1, IgG2, IgG3 veya IgM sınıfından antikorlardır.

    İlk bağlanan kompleman parçası C1q dur.
    C1r ve C1s parçaları ortamda Ca++ bulunması durumunda C1q ‘ya bağlanır ve C1qrs kompleksi oluşur.
    Bu kompleks enzimatik aktivite kazanır ve C4 ’ü etkiler.
    Kompleksteki C1s ’nin etkisi ile C4, C4a ve C4b olmak üzere 2 parçaya ayrılır.
    Bu parçalardan küçük olan C4a koparak ayrılır,
    Büyük olan C4b ise antikorun Fc ucu ile birlikte hücre membranına (yani antijene) bağlanır.

    Aktivasyonun bundan sonraki aşamasında C2, ortamda Mg++ iyonları varlığında C4b ’ye bağlanır (hücre membranına bağlanmaksızın).
    Daha sonra C1qrs kompleksindeki C1s ’nin etkisi ile C2, C2a ve C2b parçalarına ayrılır.
    Bu parçalardan küçük olan C2b koparak ayrılır,
    Diğer parça C2a ise C4b ‘nin yanında membrana bağlanarak C4b2a kompleksini oluşturur.

    C4b2a kompleksi proteolitik bir enzim olup buna C3 konvertaz denir. (C3 proenzimini aktif enzim haline dönüştürdüğü için).
    C3 konvertaz C3 ‘ü C3a ve C3b parçalarına ayırır.
    Komplekse bağlanmayan küçük parça C3a anaflatoksin etkiye sahip olup aşırı duyarlılık reaksiyonlarında rol oynar.
    Büyük parça C3b ise C4b2a kompleksine bağlanarak C4b2a3b kompleksini oluşturur ve bunlarla birlikte hücre yüzeyine yapışır.

    C3b, bağlandığı hedef hücre yüzeyinde opsonik makromolekül bir örtü oluşturur ve fagositik hücrelerin hedef hücreye hırsla yapışmasına (opsonizasyon) neden olur.
    İmmün adherans da denilen bu olay hedef hücrenin fagositozu ile sonuçlanır.
    Aynı mekanizma ile hedef hücre, Tcy lenfositlerine de yapışarak Tcy hücreleri aktif hale getirilir.
    C4b2a3b kompleksi kompleman sisteminin son proteolitik kompleksidir ve buna C5 konvertaz denilmektedir.

    C5 konvertaz, enzimatik etki ile C5 ‘i 2 parçaya ayırır (C5a ve C5b).
    C5a, C3a gibi anaflatoksin etkiye sahip olup komplekse bağlanmaz.
    C5b ise aktive olarak hücre membranına yapışır.
    C5b ‘nin hücre membranına bağlanması, sistemin diğer 4 parçasının da (C6, C7, C8, C9) peş peşe aktive olarak hücreye yapışmasına neden olur.
    Bu komponentlerin tümünün aktivasyonuyla sistemin hücum kompleksi oluşur (Membrane Attack Complex = MAC).

    C5b, C6 ve C7 ile birleşerek C5b67 kompleksini oluşturur.
    Bu kompleks serbest halde iken dayanıksız olup 0.1 saniye gibi kısa bir süre içinde parçalanır.
    Ancak hücre zarına bağlı olursa uzun süre aktif kalır.
    Bu nedenle hidrofobik özelliği olan C5b, kompleksin hücre zarına bağlanmasına neden olur.

    C5b67 lipofilik karakterde olup kompleks, hücre zarına bağlandıktan sonra zardaki çift katlı hidrofobik yapıdaki lipid tabaka içine girer.
    Hücre zarına bağlanan bu komplekse daha sonra C8 ve C9 bağlanır.
    C8 ve C9 komponentlerinin C5b67 kompleksine bağlanmasını takiben zarda 10 nm çap ve 15 nm boyunda borucuklar oluşur.
    Membranı delinen hücre lizis sonucu ölür.

    Bakteri (veya bir başka antijenik yapı) yüzeyine yapışan C3b serumda bulunan Faktör B ile birleşir ve C3bB kompleksi oluşur.
    Faktör B, C3b ile birleşince serumda bulunan bir başka protein Faktör D proteaz ’a duyarlı hale gelir.
    Sonuçta C3bB kompleksindeki Faktör B, Faktör D ‘nin etkisiyle Ba ve Bb parçalarına ayrılır.
    Ba parçası kompleksten kopar ve ayrılır.
    Bb ise C3bBb kompleksi şeklinde C3b ‘ye bağlı kalır.

    C3bBb proteolitik bir enzim olup C3 konvertaz diye de bilinir.
    Bu madde C3 ‘ü parçalayarak daha fazla C3b oluşumuna, bu da Faktör B ve Faktör D etkisiyle daha fazla C3bBb oluşumuna yol açar.
    Alternatif yoldan kompleman aktivasyonunda etkili olan bir başka faktör properdin adı ile de bilinen Faktör P ‘dir.
    C3bBb normalde stabil yapıda olmayıp hemen kendiliğinden parçalanır. Ancak P faktörü, C3bBb ile birleşince onu stabil hale getirir ve parçalanmasını önler.

    C3 konvertaz etkisi gösteren C3bBb, C3 ‘ü C3a ve C3b parçalarına ayırır.
    Bunlardan C3b, C3bBb ‘ye bağlanarak C3bBb3b kompleksini oluşturur.
    Bu madde C5 konvertaz olup C5 ‘i C5a ve C5b ‘ye parçalar (klasik yoldaki C4b2a3b gibi)
    Aktivasyonun bundan sonraki aşamaları klasik yoldan aktivasyonda olduğu gibi devam eder ve C6789 (MAC) oluşumuyla, sonrasında da hedef hücre membranının bozulmasıyla sona erer.

    Komplemanın biyolojik aktiviteleri:
    Hücre lizisi (Bakteriyoliz): MAC etkisiyle.
    İmmün adherans ve opsonizasyon aracılığı ile fagositozu güçlendirme: C4b2a3b kompleksindeki C3b aracılığı ile.
    Kemotaktik etki: C5a parçasının nötrofillere bağlanması ile.
    Nötrofilleri aktive edici etki: C5a etkisi ile.
    Anaflatoksik etki: C3a, C5a ve kısmen C4a parçaları etkisi ile.

    Kompleman aktivasyon ürünlerinin biyolojik özellikleri:

    C3a (anaphylatoxin):
    Mast hücrelerinde degranülasyon
    Vascular permeabilitede artış,
    Anaflaksi.
    C3b (opsonin):
    Opsonizasyon
    Fagosit aktivasyonu
    C4a (anaphylatoxin):
    C3a gibi, fakat daha zayıf etkili

    C4b (opsonin):
    Opsonizasyon
    Fagositoz
    C5a (chemotactic factor):
    C3a gibi anaflaktik etkili, fakat ondan daha
    güçlü.
    Nötrofilleri olay yerine çeker ve aktive eder.
    Oksidatif metabolizmayı ve Lökotrien
    salınmasını stimüle eder.
    C5b67:
    Kemotaksi,
    Hücre membranına yapışma.

    Kompleman yetmezliklerinde görülen hastalıklar:

    C1q Klasik yol aktivasyonunda bozukluk
    C1r Glomerulonefrit
    C1s Sistemik lupus eritematosus (SLE)
    C4 Piyojenik enfeksiyonlar

    C2: Eksikliği en fazla görülen komponenttir.
    Yukarıdakilere ilaveten vaskulit

    C3: Ciddi, öldürücü piyojenik bakteri enfeksiyonları,
    Glomerulonefrit.

    C5-C9: MAC oluşumunda bozukluk
    Ağır seyirli, yaygın Neisseria enfeksiyonları

    C8, C9: SLE,
    Glomerulonefrit.

    Properdin: Alternatif yoldan aktivasyonda bozukluk
    Piyojenik enfeksiyonlar

    Faktör D: Properdin gibi.
    :bravo::bravo::bravo::bravo:

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.