- Bu konu 2 yanıt içerir, 3 izleyen vardır ve en son 14 yıl 11 ay önce yanug_60 tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
2 Eylül 2008: 19:16 #18487Murat KUTAYÜye
Kuzu üretimi teknikleri
10.1. Koç katımı döneminde besleme
10.2. Erken yaşta damızlıkta kullanma
10.2.1. Anaç kuzular ve damızlıkta kullanılması
10.2.1.1. Anaç kuzular ve özellikleri
10.2.1.2. Anaç kuzuların damızlıkta kullanılmasını etkileyen etmenler
10.2.2. Koç kuzular ve damızlıkta kullanılması
10.2.2.1. Koç kuzular ve özellikleri
10.2.2.2. Koç kuzuların damızlıkta kullanılmasını etkileyen etmenler
10.3. Kuzulama Aralığının Kısaltılması
10.3.1. Bir yılda iki kuzulatma
10.3.2. İki yılda üç kuzulatma
10.4. Hormon uygulama
10.4.1. Hormon uygulamanın amaçları
10.4.2. Kullanılan başlıca hormonlar
10.4.2.1. Uygulama yöntemleri
10.4.3. Hormon Uygulama Tekniği
10.5. Embriyo Aktarımı (EA)
10.5.1. Embriyo aktarımı tekniğinin kullanım alanları
10.5.2. Embriyo aktarımı tekniği
10.5.2.1. Verici ve alıcı koyunların seçimi
10.5.2.2. Verici ve alıcı koyunlarda kızgınlığın eşlendirilmesi
10.5.2.3. Vericinin çoklu yumurtlatılması (super ovulasyon) için hormon uygulama
10.5.2.4. Vericinin döllenmesi
10.5.2.5. Döllenmiş yumurtanın sağımı ve kültürü
10.5.6. Embriyoların değerlendirilmesi
10.5.2.7. Embriyo aktarımı (FA)
10.5.1.8. Alıcı bakımı10.1. Koç katımı döneminde besleme
Aşım döneminde besleme düzeyinin kuzu verimi üzerinde önemli etkileri vardır. Özellikle koç katımı öncesi ve koç katımında 2-4 hafta süreli olarak devam eden ve olağan dönemlerden daha yüksek bir besleme olarak açıklanan Flushing döl verimini arttırmaktadır. Flushing, kısırlığı azaltmakta, ikizlik oranını yükseltmekte, kızgınlığın daha belirgin olarak görülmesini sağlamakta ve toplulaştırmakta, ayrıca laktasyondan sonra kızgınlığın erken oluşmasına etki yapmaktatır.
Koyunlarda flushingi etkileyen birçok etmen vardır. Bunlar arasında başlangıç ağırlığı ya da koyunun kondisyonundaki değişmeler, flushing zamanı ve süresi, f1ushing yoğunluğu ve yemin tipi, koyunun ırkı ya da tipi, koç katım sonrası besleme gibi etmenler önem kazanır.
Genel bir formül olarak ek yemlemeye koç katımından 2-4 hafta önce başlamak ve koç katımında da 1-2 hafta süreyle devam etmek önerilebilir. Koyun başına verilecek günlük yem miktarı 1.5 kg’a değin kuru otla birlikte 250-350 gr arpaya eşdeğer yoğun yem olabilir. Koyunlar dışarda otluyorlar ise kaba yem verilmez, yalnız yoğun yem verilir. Yoğun yemin besin maddeleri oranı 1:5.5 dolayında olması öğütlenir.
Gebeliğin son dönemlerinde, çoğuz doğurma olasılığı yüksek olan koyunların beslenmeleri yararlıdır. Bu dönemde (gebeliğin son 1.5- ayı) uygulanan besleme düzeyi ile doğan kuzuların canlı ağırlıkları, yaşama güçleri ve anaların süt verimi arasında oldukça önemli ilişkiler vardır.
Aşım döneminde koçların beslenmesine de özen gösterilmelidir. Koçların ek yemlemesine aşımdan 3-4 hafta önce başlamalı ve aşımda da devam etmelidir. Ek yemleme koçların aşım isteğini sürekli durumda tutmakta, aynı zamanda spermanın niteliğini ve niceliğini yükseltmektedir. Daha ayrıntılı bilgi için bölüm 12.1.1 bakınız.
10.2. Erken yaşta damızlıkta kullanma
Genel olarak dişi yada erkek kuzuların kabul edilenden daha kısa bir süre içinde gelişmelerini tamamlamaları ve gebe kalabilecek ya da bıraktıracak bir şekilde çiftleştirilmeleri erken damızlıkta kullanma olarak tanımlanır. Erken damızlıkta kullanma, erken gelişme yeteneğine bağlıdır. Ancak kalıtsal olan bu yeteneğin ortaya çıkması için kuzulara gelişme çağında yeterli bir bakım ve beslemenin uygulanması gerekir. Bunlar sağlandığı takdirde örneğin dişi kuzuların 6-7 aylık iken başarıyla çiftleştirilerek gebe kalmaları ve bir yaşına geldiklerinde ilk yavrularını vermesi olasıdır.
Koyunlarda erken yaşta damızlıkta kullanma başlıca iki ana amaca yöneliktir. Bunlardan birincisi, birim koyundan yaşamı boyunca elde edilecek kuzu sayısını ve buna bağlı olarak verimliliği arttırmaktır. Bir başka deyişle kuzuların verimsiz geçen dönemi, en alt düzeye indirilmektedir. İkincisi ise damızlıkçı işletmelerde; özellikle damızlık üretme görevini yüklenmiş kamu yetiştirme kurumlarında, yavru denetimi (döl denetimi) işinin kısaltılmasıdır. Bir erkek kuzunun erken yaşta damızlıkta kullanılmasıyla, süt ve besi gibi özellikleri yönünden verim gücü ortalama 2.5 yaşında ortaya çıkmaktadır. Aksi durumda koçun en az 4 yaşına ulaştığı zaman verim gücü anlaşılabilecektir. Genel bir yaklaşım ile erken damızlıkta kullanmayla genetik ıslahta kuşaklar arası süre kısaltılmaktadır.
Dişi ve erkek kuzuların erken yaşta damızlıkta kullanılması yukarıda da değinildiği üzere temelde kalıtsal bir yetenek olan erken gelişme özelliğine dayanır. Böylesi uygulamalar. ileri hayvancılık ülkelerinde özellikle erken gelişen etçi koyun ırklarında yapılmaktadır.
Yurdumuz yerli koyunlarının ise ilk bakışta geç gelişen ırklar olduğu söylenebilir. Ancak bunu genelleştirmek ya da tüm yerli ırklar için geçerli saymak olası değildir. Örneğin kıvırcık ırkı erkek kuzularında yapılan bir araştırma, bu ırkın erken damızlıkta kullanma ile ilgili özellikler yönünden. kimi etçi ve yapağı verim yönlü ırklara yakın yeterli düzeyde verim gücüne sahip olduğunu göstermiştir.
Kıvırcıklarda sağlanan düzeyler ölçüt alınırsa, yerli ırklarımızdan kimilerinde erken aşım için yeterli verim gücü göstereceği beklenmelidir. Diğer yandan özellikle melez genotiplerle çalışan yetiştiriciler, erkek kuzularını erken aşımda kullanılabilirler. Dişi kuzuların ise tamamı olmasa bile önemli bir kısmı erken aşım için ayrılabilir ve doğduktan sonraki yılın aşım mevsiminde çiftleştirilebilirler.
10.2.1. Anaç kuzular ve damızlıkta kullanılması
10.2.1.1. Anaç kuzular ve özellikleri
Bir koyun sürüsünde, dişi kuzulardan ilk aşım mevsiminde ya da ilk yaş içinde eşeysel olgunluğa erişip gebe kalabilecek gelişmeyi gösterenlere anaç kuzu denir.
Anaç kuzular, ergin koyunlara göre daha kısa çiftleşme mevsimine ve kızgınlık süresine sahiptirler. Daha düzensiz kızgınlık gösterirler. Kızgınlık döngüsü ortalama 16 gündür. Kızgınlık aranırken daha çok özen gösterilmelidir. Ortalama gebelik süreleri de anaçlara göre biraz daha kısadır.
Anaç kuzularda saptanan kısırlık oranı erginlerden yüksektir. Diğer verimleri de daha düşüktür. İlk yaş içinde doğum yapan anaç kuzulardan üretilen kuzuların daha çok kasaplık olarak değerlendirilmesi önerilir. Ancak anaç kuzuların toplam verimliliği, daha geç damızlıkta kullanılanlara göre daha yüksektir.
10.2.1.2. Anaç kuzuların damızlıkta kullanılmasını etkileyen etmenler
Anaç kuzuların damızlıkta kullanılması eşeysel olgunluğa erişmesine bağlıdır. Eşeysel olgunluğu etkileyen etmenlerin başlıcaları ırk, canlı ağırlık, besleme, yıl ve kuzulama zamanıdır.
Irk
Dişi kuzularda eşeysel olgunluğa erişme yaşı ırka bağlı olarak değişir. Erken gelişen koyun ırkları, geç gelişen koyun ırklarına göre daha önce eşeysel olgunluğa erişirler.
Melezleme yoluyla eşeysel olgunluk yaşı iyileştirilmesi kimi ırklarda açık olarak görülür. Örneğin ilk kızgınlık yaşı siyah yüzlü Iskoç koyunlarında 8 ay iken bu yaş Dorset Horn x İskoç melezlerinde 7 ay olarak saptanmıştır.
Canlı ağırlık
Dişi kuzularda eşeysel olgunluk ve kızgınlık üzerine etki eden en önemli etmenlerden biri canlı ağırlıktır. Genel olarak dişi kuzular ergin yaş ağırlığının yüzde 40-60’ına ulaştıkları zaman eşeysel etkinlik gösterirler. Canlı ağırlık arttıkça, anaç kuzularda kuzulama oranı ve doğumda kuzu sayısı yükselmektedir. Örneğin İngiliz etçi ırklarında yapılan bir araştırmada. 27. 1- 28.9 kg canlı ağırlık grubunda dişi kuzuların kuzulama oranı yüzde 54 ve doğum başına kuzu 1.03 olmasına karşılık 74.3-49.3 kg canlı ağırlık grubundaki dişi kuzuların kuzulama oranı yüzde 100, doğumda kuzu sayısı 1.50 olarak saptanmıştır.
Besleme
Anaç kuzuların üreme güçleri ve gelecekteki verimleri büyük ölçüde beslemeyle ilişkilidir. Anaç kuzularda, gelişme, çiftleştirme, ileri gebelik ve laktasyon dönemlerinde isteğe göre yapılan besleme, gelişme, üreme özellikleri ve yavru gelişmesi üzerinde olumlu bir etki yapmaktadır.
İsteğe göre yapılan beslemeyle birlikte karmaların protein düzeyi de dişi kuzuların gelişmesini etkiler. Buna göre yüzde 11-12’lik ham protein düzeyinin en uygun olduğu belirlenmiştir. Ancak üreme özellikleri ham protein düzeyinden etkilenmemektedir.
Beslenmede, enerji düzeyinin ayarlanması da önemlidir. Çalışmalarda üreme gücünü düşürmediği sürece düşük enerjili yemlerde beslemenin olası olduğu görülmektedir. Bu düzey 3370 kcal enerjiye değin düşürülebilir. Bu durum yemleme giderlerinin düşürülmesi açısından önemlidir. Yüksek enerjili besleme, vücut yağını arttırmakta, bu nedenle döl tutma oranı azalmaktadır. Bununla birlikte 6. ve 12. aylar arasında istenilenden düşük düzeyde besleme, ilk kuzulamada kısırlık oranını yükseltmekte ve ileri yaşlarda verimi azaltmaktadır.
Anaç kuzuların beslenmesinde rasyonların kaba, yoğun yem oranları da önem taşır. Bu açıdan yüzde 50 kaba yem içeren rasyonla beslenen anaç kuzular en yüksek üreme gücü elde etmişlerdir.
Yıl
Eşeysel olgunluğa erişme yaşı yıllara göre değişim gösterir. Diğer yandan aşımdan önceki canlı ağırlık dikkate alınmadığında, toplam kızgınlık oranının da yıllara göre önemli bir ayrım gösterdiği bilinir.
Kuzulama ayı
Uygulamada koşul olarak kuzuların çiftleşme mevsiminden en az 6-7 ay önce doğmuş olmaları gerekir. Aksine bu durumda, geç doğum yapan kuzuları aynı yılın çiftleşme mevsimine değin kızgınlık ve aşım isteği için yeterli gelişmeyi gösteremezler. Örneğin olağan çiftleşme mevsimi sonbahar olan ırklar için, kuzuların doğum zamanı Ocak-Şubat ayları olmalıdır.
10.2.2. Koç kuzular ve damızlıkta kullanılması
10.2.2.1. Koç kuzular ve özellikleri
İlk yaş içinde yeterli eşey ve vücut gelişmelerini tamamlayarak aşımda kullanılan erkek kuzulara koç kuzu (=ramlamh) adı verilir.
Erkek kuzuların eşeysel gelişmesi daha çok vücut gelişmesiyle ilgilidir. Çalışmalar. daha çok erken gelişen ırklarda erkek kuzuların 4-4.5 aylık olunca eşeysel organlarının geliştiğini ve spermatogenesisin (erkek üreme hücrelerinin oluşumu) ile belirlenen fizyolojik eşeysel olgunluğa eriştiğini göstermektedir. Bununla birlikte erkek kuzuların damızlıkta kullanılmaları için 7-8 aylığa ve en az 30-40 kg. canlı ağırlığa ulaşmaları gerekir. Bu durumdaki koç kuzular aşım için yeterli kalitede sperma üretmektedirler. Bunların sperma kaliteleri, ejakulat hacmi, konsantrasyonu, rezistans ve molilite özellikleri, ergin koçlar düzeyinde olması bile yapay tohumlama uygulaması için yeterli sınırdadır.
Koç kuzuların çiftleşme performansı bakımından durumu, ergin koçlardan ayrı değildir. Koç kuzuların çiftleştiği koyunlarda elde edilen kuzulama oranları ile ergin koçların çiftleştiği koyunlarda elde edilen kuzulama oranı benzer değerlere sahiptir. Doğum ağırlığı, sütten kesim ağırlığı ve yaşama gücü gibi özellikler açısından da koç kuzu dölleri, ergin koç dölleriyle birbirine yakın değerler gösterirler.
Erken yaşta damızlıkta kullanma, koç kuzuların ileri yaşlardaki gelişmelerine de olumsuz bir etki yapmamaktadır.
Çiftleşme mevsiminde bir koç kuzuya elde aşım uygulanacaksa ayrılacak koyun sayısı 20-30 olabilir. Bunların ergin koyun olması daha yerinde olur.
10.2.2.2. Koç kuzuların damızlıkta kullanılmasını etkileyen etmenler
Koç kuzuların damızlıkta kullanılmalarını etkileyen etmenler, anaç kuzular için anılan etmenlerin aynısıdır. Bunlar bilindiği üzere ırk, canlı ağırlık, besleme, yıl ve kuzulama zamanıdır. Bu etmenler içinde en önemlisi canlı ağırlıktır. Erkek kuzuların eşeysel gelişmesi daha çok vücut gelişmesiyle ilgilidir.
10.3. Kuzulama Aralığının Kısaltılması
Birim süreç içinde koyunlardan üretilen kuzu sayısını arttırmada seçeneklerden biri de kuzulatma aralığının kısaltılmasıdır. Geleneksel koyun yetiştiriciliğinde yılda tek kuzulatma egemendir. Bununla birlikte tarımdaki entansifleşmeye koşul olarak yılda tek kuzulatmayla sağlanan kuzu geliri yeterli olmamaktadır. Bu nedenle özellikle koyunların sağılmadığı, koyunların salt kuzu verimi için yetiştirildiği kimi ülkelerde kuzulama aralığının kısaltılması uygulaması devreye sokulmuştur. Bu ülkeler arasında öncelikle Britanya, Almanya ve Kuzey Avrupa ülkeleri sayılabilir.
Koyun sütünün iyi gelir getirdiği Akdeniz ülkelerinde ve yurdumuzda kuzulatma aralığının kısaltılması ve özellikle yılda iki kuzulatma yetiştiricilerin ilgisini çekmeyebilir. Bununla birlikte iki yılda üç kuzulatma uygulaması yurdumuzun kimi yörelerinde söz konusudur. Böylece hem daha fazla kuzu, hemde koyun sütü üretiminin mevsimlere dağıtılması olanağı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yurdumuzda yıllara göre değişen kurbanlık gereksinmesinin karşılanmasında ve mevsimlere göre kuzu eti piyasasında görülen darlığın giderilmesinde bu gibi uygulamalara başvurulabilir.
Kuzulatma aralığının kısaltılması, ya yılda iki kuzulatma, yada iki yılda üç kuzulatma yöntemleriyle sağlanabilir.
10.3.1. Bir yılda iki kuzulatma
Koyunlar kuzuladıktan sonra ilk ay içinde çiftleştirilmeleri ise gebe kalmaları koşuluyla bir yılda iki kez doğum yapabilirler. Bu amaçla şöyle bir uygulama yapılır:
* 1. Birinci doğumun arkasından koyunun kuruya çıkması için kimi işlemler yapılır.
* Kuzu, ağız sütünü emdikten sonra anasından ayrılır.
* Ana koyuna kısa bir sure besleme değeri düşük bir besleme yapılır, suca zengin yemler kesilir.
* Eksik ve aralıklı sağım uygulaması yapılır. Böylece hem meme sağlığı korunmuş, hemde koyunun kuruya çıkartılması sağlanmış olur. Koyunun kuruya çıkarılması en geç bir hafta için de gerçekleştirilmelidir.
* Koyun kuruya çıktıktan sonra yoğun bir yemleme yapılarak aşım kondisyonuna girmesi sağlanır. Kızgınlığın oluşturulmasında fluşhing dışında hormonlardan da yararlanılır.Bir yılda iki kuzulatma uygulamasının özellikleri:
1. Bu yöntem, çiftleşme mevsimi uzun ırklarda uygulanabilir.
2. Kuzuların büyütülmesinde yapay sütlerle besleme zorunludur.
3. Entansif bir bakım-besleme gereklidir.
4. Kızgınlığı oluşturulmasında yapay üreme hormonları gerekli olabilir.
5. Yetiştirici geliri, salt kuzu eti ve yapağıya dayanır.
6. Sürü yenileme payı yüksektir. Koyunlar çabuk yıpranır.10.3.2. İki yılda üç kuzulatma
Birinci yöntem
Uygulama
Sürü iki gruba ayrılır. Birinci yılda 1. grup iki kez. 2. grup ise bir kez kuzulattırılır. İkinci yıl ise, ilk yıl iki kuzulatmaya alınan grup bir, bir kuzulatmaya alınan grupda iki kez kuzulatmaya alınır. Bu şekilde bir sürüde iki yılda üç kuzulatma sağlanmış olur. Koyunların nöbetleşerek kuzulattırılması, vücutlarında oluşabilecek aksaklıkların giderilmesi içindir.
Özellikleri
1. Çiftleşme mevsimi uzun ırklarda uygulanabilir.
2. Yılda iki kez kuzulattırılan grup için
3. Kuzuların yapay sütle beslenmeleri ve kızgınlığı oluşturma için hormon uygulama gereklidir.
4. Entansif bir bakım-besleme gereklidir.İkinci yöntem
Koyunların kuzuladıktan 3 ay sonra koça verilmesi ile önceki doğumdan ortalama 8 ay sonra ikinci kuzulatmanın sağlanması şeklinde uygulanır.
Uygulama
Kuzulatmanın 8 aylık dönemlerle gerçekleştirilmesi yönteminde, doğumdan sonra koyunlar 2 ay süreyle laktasyon kondisyonunda tutulur. Bu süre içinde amaca göre üç seçenek vardır
1. Kuzular kısa bir emiştirmeden sonra anadan ayrılır ve koy unlar sağılır
2. Kuzular ağız sütünü aldıktan sonra 1-2 gün içinde anadan ayrılır, sıvı besinlerle beslenirler, analar sağılır.
3. Kuzular 2 ay boyunca analarını emerler.Üçüncü ay içinde koyunların kısa bir süre içinde aşım kondisyonuna girmesi sağlanır. Bu amaçla önce kuruya çıkarma işlemleri uygulanır (Eksik ve aralıklı sağım ve düşük düzeyde besleme). Daha sonra yoğun yeme dayanan bir besleme uygulanır. Bu şekilde koyunların kızgınlık göstermesi sağlanır ve aşım (koç katımı) gerçekleştirilir.
Kuzulatmanın 8 aylık aralıklarla gerçekleştirilmesinde, önemli noktalardan biri kuzulamanın kısa sürmesidir. Bu durum Bilindiği üzere koç katımının kısa sürede gerçekleştirilmesiyle olasıdır. Bu sürenin en çok iki kızgınlık döngüsü uzunluğunda olması istenır. En iyisi bir kızgınlık döngüsü süresince koç katımının gerçekleştirilmesidir. Koç katımının kısa sürmesi için kızgınlığın toplulaştırılması koşuldur. Bu da iki şekilde gerçekleştirilebilir:
Birincisi yapay üreme hormonu uygulamaktır. İkincisi ise doğal önlemlerle sağlanır. Bunun için. koyunlar 2. ayın sonunda kısa sürede ve aynı zamanda kuruya çıkartılır. Aşımdan önce koyunlar arasına uyarıcı koç salınır. Elde aşım yapılıyorsa özenli bir şekilde kızgınlık aranır. Diğer aşım yöntemleri uygulanıyorsa yeterli sayıda koç, katımda kullanılır.
İki yılda üç kuzulatmada koç katım zamanını belirleyen etmenler:
1. Doğal yemlerin bulunma dönemleri.
2. En yüksek kuzu fiyatı dönemleri,
3. Irkların normal çiftleştirme mevsim ve anöstrüs dönemleri,
4. Sağılan sürülerde en yüksek süt fiyatı dönemleriSekizer aylık aralıklarla kuzulatma uygulamasının özellikleri:
1. Çiftleşme mevsimi uzun süren ırklarda uygulanabilir.
2. Kuzuların yapay sütlerle besleme zorunluluğu genelde yoktur.
3. Yurdumuzda uygulayabilme olanağı vardır.
4. Entansif bir bakım-besleme gereklidir.
5. Hem süt, hemde kuzu üretimi sağlanabilir.
6. İki sürüde uygulandığı zaman pazarlanabilen süt üretimi süre ve nicelik açısından artar.10.4. Hormon uygulama
Entansif koyunculukta artan masraflar ve işçilikle giderleri, diğer memeli evcil türlerde olduğu üzere, hayvanların doğal üreme veriminin ve sıktığını değiştirmeye ve denetim altına almaya zorlamaktadır. Bu durumda kızgınlık döngüsün ve yumurtlamanın yapay fizyolojik yollarda denetimi eksogen üreme hormonlarının kullanılmasını gündeme getirmiştir. Bu yaklaşım içinde üreme hormonlarının kullanılması, ileri ülkelerde özellikle hayvan ıslahının bir aracı olan yapay tohumlamayla ele alınarak uygulama alanı bulmuştur. Yurdumuzda üreme hormonlarının saha düzeyinde kullanımı yok denecek düzeyde sınırlıdır.
Yurdumuz koyun ıslahı çalışmalarında gündemdeki sorunların başında nitelikli damızlık sorunu vardır. Bu nedenle gerek araştırma kurumlarda oluşturulan yeni tiplerden, gerekse dışarıdan ithal edilen kültür ırklarından en yoğun şekilde yararlanma zorunluluğu vardır. Bu durum yapay tohumlamayı etkin bir şekilde ıslah çalışmalarına sokmakla çözümlenecektir. Ancak yapay tohumlamada başarıyı yükseltmede, kızgınlığın düzenlenmesi temel koşullardan biridir. Bu da hormonal işlemlerde sağlanabilecektir. Koyunlarda hormonal uygulamalar, işletme düzeyinde de iş planlamasını sağlamakta ve verimliliği arttırmaktadır.
10.4.1. Hormon uygulamanın amaçları
Koyunlarda hormon uygulamasının amaçları şöyle özetlenebilir:
1. Kızgınlık döngüsü ve yumurtlamayı denetleyerek, doğal aşım yada yapay tohumlama izleneceklerini düzenleme,
2. Çiftleştirmenin toplulaştırılması ile yapay tohumlama teknisyeninde yoğun bir şekilde yararlanma ve kuzulamanın kısa bir sürede gerçekleşmesini sağlama.
3. Başarılı ve toplulaştırılmış çiftleşmeyi izleyen dönemde sütten kesim, besi ve pazarlama için bir örnek (yaş, canlı ağırlık) kuzu özdeği sağlama.
4. Normal çiftleştirme mevsiminde ikizlik oranının arttırılması yanında mevsim dışı kuzulatmanın oluşturulması.
5. Bakım, besleme, işgücü, bina ve diğer kaynakların kullanılmasında verimliliği yükseltme
6. Aşım mevsiminin dolayısıyla kuzulatmanın işletme yada işletmeler arası düzenlenmesiyle kuzu ve süt verimini bütün yıla yayma.
7. Embriyo aktarımı tekniğini daha kolay uygulama.
8. Bilimsel çalışmalar için aynı zaman kesitinde doğmuş öz yada üvey kardeş elde etme.10.4.2. Kullanılan başlıca hormonlar
Gebe kısrak serumu hormonu (GKSH)
GKSH. FSH ve LH benzeri fizyolojik etkiye sahiptir. Bu hormon. yapıldığı andaki folliküllerin durumuna göre, ya FSH olarak graaf folliküllerin gelişmesini sağlamakta, yada LH olarak yumurtlamayı sağlamakta yada her iki işlevi göstermektedir.
GKSH, koyunlarda normal aşım mevsiminde çoklu yumurtlatma (super ovulasyon) anöstrüs dönemde kızgınlık ve yumurtlatmanın oluşturulması amacıyla kullanılır. Kas içi verilir.
GKSH. kızgınlık düzenleyici hormonlardan sonra uygulanır.
Kadın plasenta hormonu (KPH)
KPH, daha çok LH etkisi gösteren bir hormondur. Koyunlarda KPH, genellikle GKSH dan sonra uygulanır. Bununla birlikte çoklu yumurtlatıcı olarak KPH’nın kullanılması çok yaygın değildir.
KPH da, kızgınlık düzenleyici hormonlardan sonra kullanılır. Kas içi verilir.
Progesteron hormonu (PH)
PH ‘nun FSH/LH hormolarının karşıtı olması nedeniyle kızgınlığı durdurucu yada baskı altında tutma özelliğı vardır. Bu özelliğinden yararlanılarak kızgınlığın düzenlenmesinde ve toplulaştırılmasında kullanılan en yaygın hormondur. Progesteron beklenen yarar, kullanılan hormonun kısa sürede etkili ve en önemlisi kısa sürede vücuttan atılmasına bağlıdır,
10.4.2.1. Uygulama yöntemleri
Enjeksiyon yöntemi
PH’nın kas içi olarak verilmesidir. Bu yöntemde enjeksiyon sıklığı. uygulanan doz ve uygulama süresi bakımından birçok seçenek vardır, PH’nın bu şekilde verilmesinin uygulanabilir ve ekonomik olmadığı görülmektedir
Ağız (oral) yöntem
PH, yem içinde, pelet olarak yada ağızdan kapsüllerle verilir. Ağız yoluyla hormon uygulama yönteminin geviş getirenlerde sınırlı düzeyde kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Bunun nedenleri arasında; günlük yem tüketimdeki değişme, sindirim olayının karmaşık olması, yemlerin hareket hızının ayrı olması sayılabilir.
Vaginal yöntem
Bu yöntemde PH emdirilmiş süngerler özel spekulum aygıtıyla vaginaya sokularak serviks uteri bölgesine bırakılır. Bir süre vaginada bırakılan süngerlerle PH kana karışır. Sürenin sonunda sünger, kendine bağlı iplik yardımıyla dışarı çıkartılır. En yaygın PH uygulama yöntemidir.
İmplantasyon yöntemi
PH emdirilmiş implantlar özel bir trokar aracılığıyla koyunların ön koltuk deri altına yerleştirilir, Koç katımından yaklaşık 14 gün önce uygulanır. Her implant 5 cm boyunda ve 0.93 cm çapındadır. Uygulanabilir bir yöntemdir.
Prostaglandın F2a(PGF2a)
PGF2a korpus luteuma eriten ve giderek yok eden bir etkiye (luteolilik) sahiptır. Bunun sonucu olarak korpus luteumun salgısı olan progesteron giderek ortadan kalkar. Kızgınlık dongüsünde yeniden Folliküller evre başlar. Bu özelliğinden dolayı, yapay PGF2a, kızgınlığın denetiminde başarıyla kullanılır. Kas için uygulanır. Prostaglandinler, anöstrüs dönemde etkisizdirler.
Koyunlarda üreme hormonları yukarıda da değinildiği üzere genelde üretim amacıyla kullanılır. Sağılım amacıyla üreme hormonların kullanması çok sınırlıdır, hemen hemen hiç kullanılmazlar.
10.4.3. Hormon Uygulama Tekniği
Koyunlarda, sığırlarda olduğu üzere, kızgınlık ve yumurtlama zamanının denetimi, kızgınlık döngüsüne yapılan müdahalenin niteliniğine göre iki türlü olur. Birincisi, normal luteal evreyi kısaltmaya yönelik hormon uygulamasıdır. Bu durumda koyunlar folikülller evreye ayni anda girecekler ve gelecek kızgınlıklar büyük oranda kısa bir sürede toplanacaktır.Bu amaçla yaygın olarak F serisi prostaglandinlerin luteolitilik etkilerinden yararlanılmaktadır.
İkincisi ise, birincisinin aksine luteal evreyi uzatarak, folliküller gelişmenin baskı altında tutulmasıdır. Yeterli bir sürede yapılan bir uygulamalardan sonra, hormonal engelin ortadan kaldırılmsıyla koyunlar foliküller evreye ayni zamanda gireceklerdir. Bu amaçla progesteron etkili yapay üreme hormonlar kulanılır.
Koyunlarda kızgınlığın ve yumurtlamanın denetiminde en yaygın bir şekilde progesterondan yararlanılmaktadır. Bu hormon ise en etkin bir şekilde vaginal yöntemle koyunlara verilir. Vaginal yöntemin 3 aşaması vardır.
1. Süngerin Yerleştirilmesi
2. GKSH enjeksiyonu
3. ÇiftleştirmeSüngerin yerleştirilmesi
Süngerelere ortalama 2.5 cm uzunluğunda, 3cm çapında poliüretandan yapılmış küçük silindirlerdir. Bunlar, özel bir spekulum aygıtıyla serviks uteri bölgesine yerleştirilir. Süngere emiştirilmiş prostagenler vagina mukozası tarafından emilerek progesteron işlevi yapar. Bu işlev, bilindiği üzere hipofiz gonadotropik hormonlarının (FSH/LH) durdurulması ve GKSH’na koyunu hazırlama şeklinde özetlenebilir.
Seçilecek süngerin tipi önemlidir. Sünger tipi, yaşa (koyun yada anaç kuzu) ve mevsime (çiftleşme mevsimi yada anöstrüs mevsimi) uygun olmalıdır.
Ergin koyunlar için iki tip sünger vardır:
* 40 mg. progestagen emdirilmiş süngerler. Bunlar çiftleşme mevsiminde kullanılır ve koyunda 14 gün süreyle bırakılır.
* 30 mg. progestagen emdirilmiş süngerler. Bunlar anöstrüs mevsiminde kullanılır ve 12 gün süreyle bırakılır.Anaç-kuzular için ise 40 mg. progestagen içeren bir tip sünger vardır. Vaginada 14 gün süreyle bırakılır.
Süngerin vaginada bırakılma süresi koyunun letual süresinc eşit yada uzun olmalıdır. Bundan dolayı çiftleştirme döneminde 14 günlük bir süre uygundur. Diğer yandan. bırakıldığı süre sonuna değin progestagen salgısının sağlanması için süngere yeterli miktarda hormon emdirilmelidir (ortalama 40 mg).
Sünger, ilk aşamada özel bir spekulumun ucuna gelecek şekilde bir pistonla yerleştirilir. Sonra bu spekulum serviks uteriye ulaşıncaya değin üreme organına sokulur. Son aşamada sünger itici pistonun yardımıyla 2-3 cm itilerek serviks uterinin ağzına bırakılır ve spekulum ve itici piston geri çekilir. Süngere bağlı naylon ip hayvanın vulvasından sarkar. Bırakılma süresinin sonunda naylon ip çekilerek sünger dışarıya çıkartılır. Sünger sabahları çıkartılmalı ve GKSH derhal enjekte edilmelidir. Bu işlemler yavaş bir şekilde yapılmalıdır.
Yılda birden çok kuzulatma yapılıyorsa son kuzulama tarihi ile süngerin verilişi arasında geçen süre önemlidir. Bu süre çiftleşme mevsiminde en az 60 gün, anöstrüs mevsiminde 75 gün olmalıdır.
Yöntemde kızgınlığın toplulaştırılması ve buna bağlı olarak çiftleştirme işinin en kısa zamanda en yüksek gebelik oranının gerçekleştirilmesi amaç olduğuna göre, çiftleştirme elde aşım şeklinde yapılıyorsa ergin yada anaç kuzular gruplandırılmalıdır. Bu gruplandırma şöyle yapılır:
* Çiftleştirme mevsiminde süngerin 3-4 gün aralıklarla yerleştirilmesiyle birbirinden ayrı senkronize gruplar oluşturulur. Bu gruplandırmalarda her bir koça ayrılacak hayvan sayısı 10 ergin koyun yada 7-8 anaç kuzudur. Bu şekilde 3-4 günluk aralıklarla toplulaştırılmış kızgınlık gösteren gruplar elde edilir.
* Anöstrüs mevsiminde ise 7 günlük aralıklarla senkronize gruplar oluşturulur. Bu mevsimde bir koça ayrılacak dişi sayısı 5 ergin koyun yada 3-4 anaç kuzudur.GKSH enjeksiyonu ve dozu
GKSH. süngerin alınmasıyla birlikte kas içi verilir. Burada uygulanacak GKSH dozu için dikkate alınması gerekli noktalar şunlardır:
Sürünün döl verim düzeyi
Çiftleşme mevsiminde döl verim düzeyi düşük olan sürülerde uygulanacak GKSH dozu. verim düzeyi yüksek olan sürülerden daha yüksek olmalıdır.
Laktasyon durumu
GKSH dozu emziren, sağılan ve sağılmayanlara göre ayrım gösterir. Laktasyon durumundaki hayvanlara uygulanacak GKSH dozu daha yüksek olacaktır.
Son kuzulamadan sonra geçen zaman (süre)
Bu zamana göre GKSH dozu azaltılır.
Irkın performansı ve sürünün fizyolojik durumu
Genel olarak prolifik ırklarda uygulanan doz daha düşüktür. Diğer yandan sürünün içinde bulunduğu fizyolojik durum da GKSH dozunu etkiler. Örneğin mevsimsel anöstrüs doruğunda bulunan bir ırk, diğer dönemlere göre daha yüksek düzeyde GKSH dozuna gereksinme duyarlar.
(e) Çiftleşme mevsimi aşaması
GKSH, çiftleşme mevsimi aşamasına göre değişir. Çiftleşme mevsiminin ortalarına doğru, anöstrüs durumundaki hayvanların sayısı azalacağından ve hayvanlar GKSH’na daha duyarlı olacağından doz giderek azalır.
Amaçlanan kuzu verimi düzeyi
GKSH dozu arttıkça doğal olarak kuzu verimi artar ve kısırlık düşer. Ancak kuzu verimi yükseldikçe daha çok barınak, iş gücü ve yeme gereksinme duyulur. Amaç artan kuzu verimine koşut olarak pazarlanabilen kuzu sayısını arttırmak olduğuna göre her işletmenin amaçladığı kuzu verimi önceden belirlenmeli ve GKSH dozu buna göre ayarlanmalıdır.
Bütün bu etmenler gözönüne alındığında optimum GKSH dozu ergin koyunlar için anöstrüs mevsiminde 400-700 U.B, çiftleşme mevsiminde 300-600 U.B (Uluslararası Birim) arasında değişir.
Çiftleştirme
Kızgınlığın çıkışı
Progesteronlu süngerin belirlenen süre sonunda çıkarılışı ve GKSH enjeksiyonundan 1-2 gün sonra koyunların yüzde 95-100’ünde kızgınlık görülür.
Çiftleştirme
Koyunlarda kızgınlık süresinin sonunda yumurtlama olmasından dolayı gebelik oranının yükseltilmesi için çiftleştirmenin buna göre ayarlanması gerekir. Bu nedenle en uygun çiftleştirme zamanı GKSH enjeksiyonu sonrasındaki 48. ve 60. saatlerdir. Çiftleştirme, elde aşım yada yapay tohumlama şeklinde uygulanır.
Elde aşım
Dişiler, kızgınlık aramaksızın GKSH enjeksiyondan 48 ve 60 saat sonra iki kez aştırılır. Bir koça ayrılacak dişi sayısı ve iki aşım arası süre, mevsime, koça ve besleme durumuna göre değişim gösterir. Aşımlar arasında koçlara 10 dakikalık bir dinlenme sağlanmalıdır.
Aşım grupları arasındaki süre ve bir koça ayrılacak dişi sayısı mevsime ve dişilerin yaşına göre ayrı olacaktır. Bu amaçla hayvanların gruplandırıldığı daha önce anlatılmıştı.
Yapay tohumlama
Kızgınlığın üreme hormonlarıyla toplulaştırılması yapay tohumlamayı zorunlu duruma getirir. Çünkü çok kısa süre içinde kızgınlık gösteren koyunların döllenmesi genelde yapay tohumlama ile olasıdır. Aslında bu durum, yapay tohumlamanın etkinliğini de artırır.
Yapay tohumlama şeklinde yapılan çiftleştirme de kızgınlık gözlenmeksizin
GKSH enjeksiyonundan 48 ve 60 saat sonra yapılır. Bir kez tohumlamada yeterli olabilir.
Taze spermayla tohumlama yeğlenir. Bir ejakula taze sperma (yaklaşık 1-1.5 cm3 ) ile 10 tohumlama (1 tohumlama için 0.1 cm3 taze sperma yeterlidir) yapılabilir. Taze sperma birkaç saatten fazla saklanamaz.
Tekrarlanan kızgınlıklarda çiftleştirme
Normal dönemde yapılan çiftleştirmelerde çeşitli nedenlerden dolayı koyunların bir kısmı gebe kalmayabilir. Bunların kimilerinde de kızgınlıklar tekrarlanır. İşle bu koyunların gebe kalmalarını sağlamak amacıyla birinci çiftleştirmeden 15 gün sonra koyunlar arasına koç bırakılır. Mevsimsel anöstrüs sırasında üreme hormonlarıyla oluşturulan kızgınlıkta, koyunlar gebe kalmazsa bunlar normal aşım mevsimine değin tekrar kızgınlık göstermezler.
Gebeliğin son döneminde hormon uygulama
Koyunlarda kuzulamayı çok daha kısa bir sürede toplamak amacıyla gebelik süresinin son günlerinde de hormonal etkilerden yararlanılabilir. Bu amaçla gebeliğin 144-146 günlerinde bütün dişilere (kuzulamamışsa) beta yada deksamethason gibi bir preparat enjekte edilir. Bu şekilde kuzulama 1-2 gün gibi çok kısa bir süreye toplanabilmektedir.
10.5. Embriyo Aktarımı (EA)
Embriyo aktarımı (Embriyo Nakli, Embriyo Transferi) yöntemi, döllenmiş ve normal olarak gelişmesine devam eden zigotun ana (verici. donor) hayvanın yumurtalık yolu yada uterusundan alınarak aynı türden diğer bir hayvana aktarımı ve gebelik süresini doğuma değin burada tamamlaması olarak tanımlanabilir.
EA tekniğinde, embriyonun alındığı yada sağıldığı dişiye verici (donor) denir. Verici, üstün verim yeteneğine sahip, zor bulunan ve kendisinden çok kısa süreçler içinde çok döl alınması istenen bir hayvandır. Embriyonun aktarıldığı ve doğuma değin taşıyıcılık, bir başka deyişle analık görevini üstlenen dişiye alıcı, taşıyıcı yada kuluçkalık ana (Rccipient, foster mother) adı verilir. Alıcılar, sağlıklı ancak ucuza bulunabilen dişilerdir. Bunların dışında birde konukçu hayvan etmekte olarak adlandırılan dişiler bulunabilir. Bunlar embriyo dondurulması tekniğinin devreye girmesinden önce embriyoların bir yerden bir yere taşınmasında kullanılmışlardır.
EA’la ilgili çalışmalar geçen yüzyılın sonlarında tavşanlarda başlamıştır. Daha sonra 1940’ lı yıllarda Amerika ‘da koyunlar üzerinde 1950’lerde koyun, keçi, domuz ve sığırlarda yapılan diğer araştırmalar izlemiştir. Araştırmaların uygulamaya aktarılması, Britanya, Kanada ve Amerika’da yapılan ortak çalışmalarla olası olmuştur. Örneğin 1965 yılında Britanya’da bir şarole ineğinden alınan embriyolar yerli sığırlara aktarılmış ve bir yılda 4-6 arasında buzağının elde edilebileceği görülmüştür.
Bugün, ileri ülkelerde EA. özellikle sığır yetiştiriciliğinde hayvancılık endüstrisinin önemli bir kolu durumuna gelmiş bulunmaktadır. Embriyolar dondurularak saklanmakta ve istenildiği zaman kullanılmaktadır. Ülkeler arasında da dondurulmuş sığır embriyosu dış ticaret ürünleri arasına girmiştir. Koyunda ise embriyo ticareti sığıra göre gelişme aşamasında sayılabilir.
10.5.1. Embriyo aktarımı tekniğinin kullanım alanları
EA tekniğinin hayvan ıslahında ve bilimsel çalışmalarda kullanım alanları şöyle sıralanabilir:
1. Yüksek verimli dişilerden yılda birden çok yavru üretmek.
2. Üstün genetik özelliklere sahip embriyoların (döllerin) dışalım ve satımını kolaylaştırmak.
3. İkizlik oranının arttırılması ve sütçü hayvanlardan elçi yavruların alınması.
4. Üreme kanalları kusurlu kimi yüksek verimli hayvanlardan yavru elde edilmesi.
5. Araştırma amacıyla tek yumurta ikizlerinin elde edilmesi.
6. Embriyoların dondurularak uzun yıllar saklanabilmesi ve kolaylıkla nakli.Bunlar arasında özellikle yurdumuz açısından şimdilik en önemli konu, üstün kalıtsal yeteneğe sahip olan embriyoların (özellikle erkek), bir boğaya göre çok ucuza, dışarıdan sağlanabileceğidir. Yurdumuz yapay tohumlama uygulamasında kullanılan boğalar genelde yavru denetiminden (progeny testing) geçmemiş boğalardır. Yapay tohumlamanın başarısını etkileyen konulardan biri de budur. Ancak dışarıdan denenmiş tosunların yada boğaların getirilmesi de ekonomik değildir. Bunların kimi zamanlar değerleri milyarları bulur. Bu nedenle dışarıdan yüksek verimli hayvanların embriyoları getirerek bunları yurdumuzda üretmek ve ıslah edici olarak yararlanmak en ekonomik ve doğru bir yol olarak gözükmektedir. EA tekniği bu açıdan güncelleştirilebilir. Benzer öneri, koyun ıslahında kullanılacak erkek özdeğin kısa sürede üretilmesi içinde söz konusudur.
10.5.2. Embriyo aktarımı tekniği
Evcil memeli hayvanlarda EA. operatif yada operatif olmayan yöntemlerle yapılır. Ancak bugün için koyunlarda sadece operatif yöntemle çalışma olanağı vardır.
Koyunlarda embriyo aktarımı tekniğinin aşamaları şunlardır:
1. Verici ve alıcı koyunların seçimi.
2. Verici ve alıcı koyunlarda kızgınlığın eşlendirilmesi.
3. Vericinin çoklu yumurtlatılması (superovulasyonı) için hormon uygulama.
4. Vericinin döllenmesi.
5. Döllenmiş yumurtanın sağımı ve kültürü.
6. Embriyonun değerlendirilmesi.
7. Embriyonun aktarımı,
8. Alıcı koyunun bakımı.10.5.2.1. Verici ve alıcı koyunların seçimi
Verici hayvanların yüksek verimli olmaları yanısıra üreme özelliklerinin normal ve sağlıklı olması islenir. Bu nedenle en az bir kez kuzulamış ve düzenli döngü göstermeleri istenir.
Alıcı koyunlar verim düzeyleri düşük yerli ırklardır. Ancak dış yapı özellikleri bakımından sağlıklı, iyi gelişmiş, üreme özellikleri iyi ve döngüleri düzenli ve belirgin olmalıdır. Diğer yandan verici koyun ile alıcı koyun arasında vücut büyüklüğü farkı önemlidir. Bu durum iki yada daha çok embriyonun aktarımında ortaya çıkar. Yapılan çalışmalarda alıcıların vericilerden daha küçük yapıda olmasının embriyonun yaşama gücünü etkilemediği, ancak doğum güçlüğünün ortaya çıkabileceği görülmüştür. Normal koşullarda her verici için on başa değin verici hazırlanabilir.
Verici ve alıcı özdek seçimi yapıldıktan sonra bunlarda en az iki kızgınlık döngüsü izlenmelidir. Bu izleme, dış belirtilere göre yapılacağı gibi laparoskopi yada kan örnekleri alınacak üreme hormonları (progesteron ve östrogen gibi) düzeylerine göre de yapılabilir.
10.5.2.2. Verici ve alıcı koyunlarda kızgınlığın eşlendirilmesi
Bu teknikte önemli konulardan biri, aktarımı yapılan embriyonun yüksek yaşama gücüne sahip olup olmayacağıdır. Bu da verici ile alıcı koyun arasındaki kızgınlık döngüsü evrelerinin eşlendirilmesiyle olasıdır. Aksi durumda embriyo yaşayamamaktadır. Bu durum ya genel olarak alıcı koyunda uterus dokusunun evre dışında olması nedeniyle embriyonun yaşamasına uygun olmaması, ya da alıcı koyunda korpus luteumun oluşamaması nedeniyle nidasyon ve implantasyonun gerçekleşmemesinden kaynaklanır.
Verici ve alıcı koyunlarda kızgınlığın eşlendirilmesi için, özellikle az sayıda özdek ile çalışıldığında yapay üreme hormonlarından yararlanılır. Kızgınlığın eşlendirilmesinde progestagenter yada prostaglandinlerden yararlanılır. Alıcı olarak çok sayıda koyun bulunabilirse bunlar arasında doğal olarak aynı günde kızgınlık gösterenler seçilir.
Yapılan çalışmalarda en yüksek düzeyde gebelik oranı, alıcı ve vericilerde kızgınlığın eş zamanlı olduğu durumlarda ve aktarılan embriyonun morula aşamasında yapılmasıyla elde edilmiştir.
Verici ve alıcı koyunlarda kızgınlığın eşlendirilmesi için, özellikle az sayıda özdek ile çalışıldığında yapay üreme hormonlarından yararlanılır.
10.5.2.3. Vericinin çoklu yumurtlatılması (super ovulasyon) için hormon uygulama
EA tekniğinin amaçlarından birisi birim aktarımda çok sayıda embriyo üretmek ve yaşatmaktır. Bu durum ayrıca ekonomik açıdan da zorunludur. Bu nedenle yumurtalıklarda çok sayıda follikül geliştirilmesi ile olgunlaşan yumurta sayısının arttırılması istenir. Bu da çoklu yumurtlama hormonlarının enjeksiyonuyla sağlanır. Bunların başlıcaları GKSH, KPH (LH etkili hormon) ve FSH’dır.
GKSH, kızgınlık döngüsünün prostagenlerle düzenlenmesi durumunda uygulamanın bitiminde enjekte edilir. Kızgınlık prostaglandinler ile ayarlanıyorsa GKSH son enjeksiyondan 24 saat önce yapılır.
GKSH dozu, genelde Koyunun vücut ağırlığına göre belirlenir. Bu doz, Merinos ırkında 1200-1 300 U.B’dır. Daha iri etçi ırklarda ise 1500- 1700 U.B. kullanılır. GKSH, tek bir enjeksiyonda deri altı verilir.
Çoklu yumurtlatma için FSH kullanılıyorsa, hormonun yarı ömrünün kısa olması nedeniyle 2-3 günlük bir sürede uygulanır. Bu amaçla son progesteron yada proslaglandin uygulamasından bir gün önce başlanarak 3 günde FSH enjekte edilir. Toplam FSH dozu olarak 2000 U.B. yeterlidir.
Kızgınlık sırasında yumurtlamayı kesin güvence altına almak için ayrıca LH’da yapılabilir. Bunun için 1500 U.B’lık bir dozluk uygulama gereksinmeyi karşılar. Çoklu yumurtlamayla sağlanan oluşturulan yumurta sayısı ortalama 4-18 arasında değişim göstermektedir.
10.5.2.4. Vericinin döllenmesi
Verici koyunlar, doğal aşım, yapay tohumlama yada operatif olarak spermanın doğrudan kornu uterilere verilmesiyle döllenebilirler.
Doğal aşım (elde aşım), kızgınlığın başlamasından sonra sonuna değin 12 saat aralıklarla fertilitesi yüksek koçlarla yapılır.
Yapay tohumlama ise 0.1-0.2 ml. taze spermanın spekulum yöntemiyle serviks uterinin ağzına yada çok az derisine bırakılmasıyla yapılır. Bu yöntemde tohumlama, kızgınlığın başında ve onu izleyen 18-20. saatlerde olmak üzere iki kez uygulanır.
Operatif tohumlama yöntemi, EA tekniğinde, fertilizasyonun en yüksek düzeyde sağlanması açısından kimi araştırıcılarca en çok yeğlenen bir uygulama olarak görülür. Operatif tohumlama progesteron uygulaması bitiminden 2 gün sonra yapılır. Bu amaçla lokal anestezi yardımı ile koyunlarda median çizgiden laparatomi yapılır, uterus dışarı çıkartılır. Daha sonra taze sperma her iki kornu uteriye doğrudan enjekte edilir.
10.5.2.5. Döllenmiş yumurtanın sağımı ve kültürü
Koyunlarda döllenmiş yumurta, yumurtalık yolundaki yolculuğunu 3 günde tamamlayarak kornu uteriye ulaşır. Bu nedenle yumurtalar 3. günde yada daha erken dönemde yumurtalık yolundan toplanabilir. Dört günlük yada daha yaşlı emhriyolar ise uterustan toplanabilir. Araştırıcıların birçoğu, embriyoların uterusdan sağımının daha kolay ve de bu dönemde toplanan embriyoların yaşama gücünün daha yüksek olduğunu bildirmektedirler.
Embriyoların elde edilmesi, uterus ortamına uygun bır yıkama sıvısının uterusa enjekte edilmesiyle olur. Bu amaçla sırasıyla şunlar yapılır: Genel anestezi altındaki koyunun median çizgisinde bir yarma yapılarak uterus dışarı atılır. Yumurtalık yolunun serbest ucuna bir kanül yerleştirilir. Daha sonra uterusa küt bir iğneyle girilir ve 10 ml.’lik yıkama sıvısı enjekte edilir. Uterus duvarına, kornu uterilerinin uç tarafına doğru düzenli masajlar yapılır. Bu şekilde yıkama sıvısının akışı yönlendirilir. Bu sıvı, yumurtalık kanalına yerleştirilmiş kanüller ile küçük petrilerde toplanır. Aynı işlem diğer kornu uteride de uygulanır.
Yıkama suyu ve embriyonun kısa sürede saklanması için, -30 saklanan, kullanırken 37’C ısıtılan koyun serumu kullanılabilir. Bunun dışında son zamanlarda daha çok zenginleştirilmiş fosfat-buffer saline adlı bir bileşimden yararlanılmaktadır.
Yıkama ve sağım sonucu cam petri kutularda toplanan sıvı, 30 dakika kadar dinlenmeye bırakılır ve bu arada embriyolar ağırlıkları nedeniyle dibe çöker.
10.5.6. Embriyoların değerlendirilmesi
Petri kutularda toplanmış uterus yıkantıları 3.3x-160 x büyütmede stereomikroskopla incelenir. Mikroskopla saptanan embriyolar teker teker, ucuna tüberkulin şırıngası ilişik pastör pipetleriyle alınır ve aynı kaptaki taze sıvı ortamı içinde toplanırlar. Yıkantı içinde embriyoların tamamı toplandıktan sonra değerlendirmeye geçilir. Değerlendirme embriyoların yapılarına göre yapılır. Burada embriyolar normal, dejenerasyon sürecinde ve dejenere olmak üzere üç grupda sınıflandırılır.
Normal embriyo, döllenmiş ve bölünmesini normal olarak sürdüren embriyodur. Bunlar embriyo aktarımında kullanılabilirler.
10.5.2.7. Embriyo aktarımı (FA)
Koyunlarda embriyonunun alıcıya aktarımı bugün için en başarılı olarak operatif yöntemle yapılmaktadır. Bu amaç için önce alıcı koyuna genel bir anestezi uygulanır. Median çizgiden karın boşlığuna girilir ve uterus dışarı alınır. Pastör pipetine çekilen embriyo korpus luteumun yer aldığı yumurtalık tarafındaki kornu uterinin uç kısmına enjekte edilir. Her embriyo 0.01 ml sıvı ile birlikte, 3 günlüğe kadar olanlar yumurtalık yoluna, 4 günlük ve daha büyük olan embriyolar ise kornu uteriye aktarılır.
Alıcı başına belirlenen embriyo sayısı, koyunların vücut yapısına ve kalıtsal olarak birden çok yavru taşıma gücüne bağlıdır. İki yada daha çok embriyo aktarılacak ise bunlar her iki kornu uteriye eşit olarak dağıtılır.
10.5.1.8. Alıcı bakımı
Genellikle alıcılara doğal olarak gebe koyunlara yapılan yemleme ve bakım yapılır. EA’nın 10. gününde laparatomi dikişleri alınır. Aktarımı izleyen 10- 16. günler arasında koyunlar arasına arama koçları katılır, kızgınlık gösterip göstermedikleri araştırılır. Kızgınlığın yinelenmemesi gebelik için bir kanıt sayılabilir, dışında radioimmunose ultrases ve vaginal biyopsi yönteminden de yararlanılarak gebelik denetimi yapılır. EA ile sağlanan gebelik oranı yüzde 50-80 arasında değişim gösterir.
9 Kasım 2009: 20:27 #84084ramcotrÜyeEline koluna saglık
6 Ocak 2010: 12:56 #88489yanug_60Üyegüzell…
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.