- Bu konu 4 yanıt içerir, 5 izleyen vardır ve en son 13 yıl 9 ay önce nesip celik tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
12 Ağustos 2008: 15:53 #18148Murat KUTAYÜye
NEONATAL BAKIR YETERSİZLİĞİ
* Ömer Can GÜRCANBakır bitkiler ve hayvanlarda oksidaz tip reaksiyonları katalize eden en az on enzimin yapısında bulunan esansiyel bir iz elementtir. Hayvanlar bitkilere göre bakıra daha fazla ihtiyaç duyduklarından bitkilerin gelişimini etkilemeyen bakır düzeyleri bitkilerin bakırca düşük seviyede olmasına ve dolayısı ile hayvanlar tarafından alındığında yetersizliğe neden olmaktadır.
Bakır bakımından fakir topraklarda yetişen otlarda bahar aylarında 2.5 ppm den daha az bakır bulunur ki bu miktar hayvanlar için yetersiz kalmaktadır. Erişkin bir dişi koyunun günlük bakır ihtiyacı yaklaşık 3.7 mg/gün’dür, fakat gebeliğin son dönemlerinde bu miktar yaklaşık üç kat artarak 10.5 mg/gün’e çıkar. Günde 3 kg. süt veren koyunun bakır ihtiyacı ise iki kat artarak 20.7 mg/gün’e çıkar. Yüksek miktarda molibden ve sülfür içeren otlaklar günlük ihtiyacın sadece %2 veya daha azını karşılar.
Bakır embriyo ve fötusun gelişimi için gerekli en önemli elementlerden biridir. Bu elementin gebe hayvanlardaki yetersizliği fötüsta da yetersizliğe neden olur. Bu nedenle bakırca yetersiz otlaklarda otlayan gebe koyunlardan doğan yavrularda enzootik ataksi şekillenir. Rumende bulunan sülfat üreten bakteriler bakır iyonlarına karşı yüksek affinite gösteren thiomolybdate kompleksleri oluştururlar. Bakır miktarı bakımından fakir bitkilerle beslenen hayvanlar, thiomolybdate komplekslerinin bu az miktarda alınan bakırla kolayca emilemeyen super-kompleksler oluşturmasına bağlı olarak zaten az olan bakırı absorbe edemezler. Bunun sonucunda embriyonik ve fötal bakır yetersizliğine bağlı olarak embriyonik ölüm veya yeni doğanlarda gelişim bozuklukları, iskelet ve merkezi sinir sisteminde patolojik bozukluklar şekillenir
Toprak, dietteki molibden, sülfat, demir ve çinko bakır metabolizmasında oldukça önemli bir role sahiptir. Molibden yeterli sülfat olduğunda bakırın primer antagonistidir. Demir ise bir başka antagonistidir.………………………………………………………………………………………………………………………. Veteriner Hekim, Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü
Maternal/fötal bakır yetersizliğinin kuzu, oğlak ve domuz yavrularında nörolojik bulgularla karakterize bir hastalığa neden olduğu bilinmektedir.
Ülkemizde Samsun, Konya ve Denizli yöresinde görülen hastalık halk arasında çarpık olarak adlandırılır. Kan, karaciğer ve beyinde bakır düzeyleri düşüktür. Serumda bakır düzeyi kritik nokta olan % 50 µg’ın altına düşer. Bakır yetersizliğinde ayrıca osteoporozis, sert yapılı kıl oluşumu ve siyah yapağılı ırklarda kıl örtüsünde hipopigmentasyon görülür.
Bakır, sitokrom oksidaz ve süperoksit dismutaz enzimleri ile seruloplazmin proteinin ana kompenentidir. Bunların sentezlenmesi engellendiğinde adı geçen bulgular ortaya çıkar.
Bakır yetersizliği koyun ve keçilerde iki klinik nörolojik hastalık sendromuna neden olur.
1. Konjenital form (swayback) : Bu form uterusta şekillenir ve yeni doğan yavruda ayağa kalkamama,veya şiddetli ataksi , durgunluk, kafa sallama, titreme, körlük gibi klinik belirtiler görülür ve bu hayvanların çoğu doğumdan sora ölürler. Makroskobik olarak serebral hemisferlerde bilateral jelatinöz yumşama odakları veya kavitasyonlar dikkati çeker. Bu lezyonlar genellikle oksipital lob ve korpus medullare’dedir. Jelatinöz lezyonların histolojik incelemesinde hafif fibriler astrogliozisle karakterize belirgin ödem ve myelin azlığı dikkati çeker. Az miktarlarda miyelin yıkımlanmasıda gözlenir. Gitter hücreleri az sayıdadır. Hipomyelinasyon ve demiyelinasyonun her ikisinin de olduğu düşünülürken doku lizisinin temeli açıklanamamıştır.
2. Geçikmiş form (enzootik ataksi) :Doğumda normal olan kuzularda, bir hafta ile 6 ay içinde aniden bulgular gelişir. İnkoordinasyon, ataksi ve arka kısımda felç gibi klinik belirtiler görülür. Koyu renkli yünlerin dip kısımlarında renk açılması tipik bir belirtidir. Bu hayvanlarda serebral beyaz maddede litik lezyonlar bulunmamasına rağmen sinir sisteminin diğer bölgelerinde hem gri hem de beyaz maddede değişiklikler vardır. Omuriliğin dorsoventral ve ventromediyal traktusları boyunca yoğun waller dejenerasyonu gözlenir. Bu dejenerasyon distal aksonopati olarak adlandırılır. İlave olarak belirgin lezyonlar, lateral vestibular, medullar retiküler ve dorsal spinoserebellar nukleuslar ile özellikle intumesensler bölgesindeki spinal motor nöronlardadır. Nöronların çoğunda santral kromatolizis vardır, kimilerinde nüklear reksis ve lizis dikkati çeker. Kaybolan nöronun çevresinde fibröz astrositozis belirgindir.
Periferal sinirlerde ve ventral spinal sinirlerin çıkış bölgelerinde Waller dejenerasyonu görülebilir. Bu bulgu kuzularda oğlaklardaki kadar yüksek oranda görülmez. Nöronu dejenere olan aksonda gözlenen aksonal değişiklikler oldukça sabit bir bulgudur. Myelinde gözlenen lezyonlar sekonder myelin kayıplı bir primer nöroaksonal dejenerasyondur.
Çok az sayıda kuzuda serebellar lezyon, oğlaklarda ise serebrokortikal nekroz görülür. Gecikmiş tip bakır yetersizliği görülen kuzularda gözlenen diğer bir bulgu da akut serebral ödemdir. Bazen unilateral olan bu durum hem gri hem de beyaz maddeyi içerir. Küçük jelatinöz ya da kistik odaklar, kortikomedullar bölgede bulunabilir. Patogenezisi açıklanmamıştır.
Oğlaklarda enzootik atakside serebellar dejenerasyon/displazi ve periferal motor aksonal dejenerasyona yüksek oranda rastlanmaktadır. Serebellar değişiklikler; nekroz, Purkinje hücrelerinin distopisi, internal granüler hücrelerin kaybı ve folial beyaz maddede Waller dejenerasyonudur. Lezyonlar multifokal olup daha çok vermis’te sınırlıdır. Çok az olarakta oğlaklarda konjenital swayback’te serebral jelatinöz kavitasyonlar bildirilmiştir. Hem kuzu hem de oğlaklarda bildirilen ilave bulgu diffuz serebrokortikal nekrozun varlığıdır.
Domuz’larda lezyonlar enzootik atakside tanımlanan Waller dejenerasyonları olup benzer karakterleri gösterir. Ancak krokatolitik nekrozlar yoktur. Swayback benzeri lezyonlar çiftlik ve hayvanat bahçesi gibi yerlerde beslenen erişkin kızıl geyiklerde bildirilmiştir. Burada bakırın rolü bilinmemektedir.Karaciğer bakır konsantrasyonunun tespiti bakır miktarını tepit etmede en iyi yöntemlerden biridir.
Karaciğer Bakır seviyesi (ppm) Koyun
0 – 4 Yetersiz
4 – 8 Çoğunlukla yetersiz
8 – 10 Oldukça düşük, kolaylıkla yetersizlik gelişebilir.
16 – 32 Düşük/Normal.
32 – 600 NormalEnzootik atakside her ne kadar ağızdan bakır verilerek küratif tedavi yapılabilirsede proflaktik amaçla en iyi önlem olarak gebe koyunlara gebelik süresinin ortasında 140mg. CuSO4 5H2O4, 4 cc dimetilsülfoksit (DMSO) ile birlikte deri altına enjekte edilirki bu enjeksiyonun enzootik ataksili kuzu doğumlarını önlediği saptanmıştır.
10 Kasım 2009: 16:05 #84112k.gokceÜyeemegınıze saglık
11 Kasım 2009: 20:34 #84262desrodoÜyeteşekkür
15 Kasım 2009: 14:03 #84578karakule36Üyemurat kutay shov
5 Mart 2011: 09:12 #98452nesip celikÜyeçok güzel bir paylaşım ellerinize sağlık
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.