- Bu konu 240 yanıt içerir, 7 izleyen vardır ve en son 13 yıl 7 ay önce
FeeLinG tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
31 Ağustos 2007: 13:26 #14520
dilara
Üye[size=x-small]“Harry Potter ve Ölüm Yadigarları” 9 Ekim’de Türkiye’de
J. K. Rowling’in yazdığı Harry Potter serisinin yedinci ve son kitabı olan “Harry Potter and Deathly Hallows” İngiltere’den Çin’e dünyanın dört bir yanındaki kitabevlerinde raflardaki yerini aldı bile. 21 Temmuz tarihinde yayınlanan serinin son kitabı, İngiltere baskısında 608 sayfa, Amerikan baskısında 759 sayfa olarak basıldı. Bir ay boyunca en çok satanlar listesinin zirvesinde kaldı.Kitap ilk 24 saatte ise 11 milyon sattı. Oysa Harry Potter serisinin 6. kitabı “Harry Potter and The Half-Blood Prince”, ABD’de piyasaya çıktığı ilk 24 saatte 6,9 milyon adet satmış ve bugüne kadar en hızlı satılan kitap olmuştu. Yazar J. K. Rowling, kitabın tanıtımını İngiltere’deki Ulusal Tarih Müzesi’nde yapmıştı. Amerikan basımının kitap kapağını yine Mary GrandPré hazırladı.
Türkiye’de çevirisi, önce “Ölümcül Takdis” olarak yayılmıştı; fakat yapılan açıklamadan sonra kitabın Türkçe adı “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları” olarak belirlendi. Kitabın Türkiye’de yayın tarihi ise “9 Ekim” olarak açıklandı. Serinin bu son hikayesi, önceki kitapları gibi dünyada İngilizce’den sonra yayımlanan ilk çevirilerden biri olacak ve Yapı kredi yayınları tarafından yayınlanacak kitap 608 sayfa ve Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutluk tarafından dilimize çevrildi. Yapı Kredi Yayınları ilk baskıyı 100 bin adet olarak planladı.[/size]31 Ağustos 2007: 13:29 #38739dilara
Üye[size=small]Şrek’in Dördüncüsü Hazırlanıyor, Beşincisi Planlanıyor :
Toplam yapım bütçesi 370 milyon doları bulan Üç “Shrek” filminin dünya sinema hasılatı 2 milyar 137 milyon doları geride bıraktı. İlk iki “Shrek” filminin DVD satışları 90 milyon adete ulaştı. Türkiye sinemalarında “Shrek” filmleri 1 milyon 482 bin 512 kişi tarafından izlendi.
Yılın en iyi animasyon filmi dalında Oscar ödülü kazanan “Şrek” serisi, en iyi uyarlama senaryo ve en iyi özgün şarkı dallarında da Oscar ödülüne aday gösterildi.
“Şrek” serisinin ilk iki bölümü Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye için yarışmaya layık bulundu.
“Şrek Üç”ün gösterime girmesinin ardından “Şrek” fırtınası başka mecralarda da devam edecek. Amerika’da yayın yapan ABC televizyon kanalında Noel için hazırlanan ve “Shrek the Halls” adını taşıyan çok özel bir animasyon filmi gösterilecek. Bu animasyon filminin seslendirmesini de Mike Myers, Eddie Murphy, Cameron Diaz ve Antonio Banderas yapacak. Ayrıca önümüzdeki yıl da “Shrek: The Musical” adlı bir Broadway showu da sahnelenmeye başlayacak.
Shrek’in dördüncü bölümü için de hazırlıklar erken başladı. Ancak sinemaseverlerin “Shrek 4”ü izlemek için epeyce bir beklemesi gerekecek. DreamWorks Animation ile Paramount, yeşil dev “Shrek”in dördüncü bölümünü 10 Mayıs 2010’da vizyona çıkaracak.
Öte yandan diğer film stüdyoları da Mayıs 2010 programlarını belirlemeye başladılar. Şu anda “Shrek 4”ün dışında Warner Bros. Pictures yapımı “Harry Potter and the Deathly Hallows” ve Sony Pictures’ın 23. James Bond filmi için de aynı ayın hedeflendiği açıklandı.
DreamWorks Animation’dan sızan ilk bilgilere göre, “Shrek” serisinin olmazsa olmazı kabul edilen dört kahramanı Shrek (Mike Myers), Eşek (Eddie Murphy), Prenses Fiona (Cameron Diaz) ve Çizmeli Kedi (Antonio Banderas) dördüncü bölümde de boy gösterecek.
Onlara üçüncü bölümün kahramanları olan Prens Artie (Justin Timberlake), Kraliçe Lillian (Julie Andrews), Kral Harold (John Cleese), Merlin (Eric Idle), Sir Lancelot (John Krasinski), Kaptan Hook (Ian McShane), Uyuyan Güzel (Cheri Oteri), Külkedisi (Amy Poehler), Rapunzel (Maya Rudolph), Cinderella (Amy Sedaris), Gingerbread (Conrad Vernon) ve Kurt’un (Aron Warner) hepsinin veya bir kısmının eklenebileceği belirtiliyor.
Dördüncü bölümün yönetmeni henüz belirlenmedi ama senaryo yazarının Tim Sullivan olacağı şimdiden açıklandı. Konu akışı hakkında hiçbir ipucu verilmeyen “Shrek 4” ile ilgili olarak DreamWorks’te geliştirme çalışmasının devam ettiği, animasyon işlemlerine ise 2007 yılı içerisinde başlanabileceği konuşuluyor.
DreamWorks Animation Başkanı Jeffrey Katzenberg, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada beşinci “Shrek”in de yapılacağını bildirdi.[/size]31 Ağustos 2007: 13:31 #38740dilara
Üye[size=small]Sweeney Todd İlk Görüntüleri :
Johnny Depp’in Fleet Caddesi’nin Şeytani Berberi Sweeney Todd’u canlandırdığı, Warner Bros. Pictures-DreamWorks Pictures ortak yapımı “Sweeney Todd”dan ilk görüntüler yayınlandı.
Stephen Sondheim’ın ödüllü müzikal-gerilimine dayanan ve Tim Burton’ın yönetmenliğinde çekilen filmde Helena Bonham Carter da kurbanlarının cesetlerini etli turtalarında kullanan ve Sweeney’nin hem suç ortağı hem de aşığı olan şeytani ruhlu Bayan Lovett rolünü üstleniyor.
Çekimlerine 2007’nin başında başlanan filmin yıl sonunda gösterime girmesi planlanıyor. ABD’de dağıtımını DreamWorks adına Paramount’un üstleneceği “Sweeney Todd”un uluslararası dağıtımını ise Warner Bros. Pictures gerçekleştirecek.
Walter Parkes ve Laurie MacDonald, John Logan’ın senaryosunu yazdığı filmin yapımcılığını Richard D. Zanuck ve Logan’la paylaşıyor.
Sondheim’ın, Christopher Bond’un oyununa dayanan Hugh Wheeler kitabından yola çıkarak müziklerini ve şarkı sözlerini yazdığı orijinal “Sweeney Todd”, 1979 yılında Broadway’de sahnelendi ve 8 dalda Tony Ödülü kazandı. Bunlardan biri de En İyi Müzik dalındaydı. Gösterinin komedi, drama ve korku unsurları Sondheim’ın film müziğini andıran çalışmalarıyla bütünlendi. Dünyada yüzlerce kez sahnelenen müzikal son olarak kısa süre önce tekrar New York tiyatro izleyicisiyle buluştu.[/size]31 Ağustos 2007: 16:38 #38756dilara
Üye[size=small]Meksika dizileri 50 yaşında
‘Zenginler de Ağlar’ gibi Türkiye’de de geniş izleyici kitlelerine ulaşan pempe diziler 50 yaşında. Bu dizilerin en büyük ihracatçısı Meksika, ‘pembe dizilerin’ 50’nci yılını kutladı.
Dizilerin üreticisi Televisa yapım şirketinin başkanı, düzenlenen törende önümüzdeki yıllarda yüzlerce pembe dizi daha üretileceği haberini verdi.
Pembe diziler sadece Meksikalıları değil, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkeden milyonlarca kişiyi yıllar boyunca ekrana kilitledi.
Bu milyonlarca kişi Meksika’nın bir zengin mahallesindeki malikanede hizmetçilik yapan Marianna’nın dramına birlikte ağladı. Luis Alberto ve Marianna arasındaki ‘aşk çıkmazı’ sohbetlerin ana gündem maddesi oldu.
Meksika dizileri bazılarına göre modern zamanlarda kaybolan insani değerleri yeniden hatırlattı. Bazıları ise toplumu pasifize ettiği gerekçesiyle sertçe eleştirdi bu yapımları.
Dünya Latin patentli pembe dizilerle 1980’lerde tanıştı ancak Meksika’daki yapımcı şirket bu alanda 50’nci yılını kutladı. Televisa çatısı altında 50 yılda tam 720 dizi çekildi.
Şirketin Başkanı Emilio Azkaraga, “Pembe diziler bugün her zamankinden daha çok gündemde.. Bütün dünya sadece bu müthiş yapımları değil, aynı zamanda siz yönetmen ve oyuncuların harika performansını izleme şansına sahip…” dedi.
Azkaraga, önümüzdeki 50 yıl boyunca en az 720 dizi daha üretileceği sözü verdi.[/size]
31 Ağustos 2007: 16:52 #38757dilara
Üye[size=small]”Takva” 13’üncü Saraybosna Film Festivali’nde en iyi film seçildi.
İngiliz aktör Jeremy Irons’ın başkanlığını yaptığı jüri, Özer Kızıltan’ın yönettiği filmi, 25 bin euroluk “Saraybosna’nın Kalbi” ödülüne layık buldu.
Filmin yapımcılarından Fatih Akın, dün gece yapılan törende ödülü alırken, “Bu ödülü beklemiyorduk” dedi.
Yönetmenliğini Özer Kızıltan’ın üstlendiği “Takva” kendi küçük dünyasında yaşayan, günahtan korkan bir adamın güçlü bir tarikatın kira toplayıcısı olduktan sonra yaşadığı değişimi anlatıyor.
Semih Kaptanoğlu’nun yönettiği “Yumurta” adlı filmde oynayan Saadet Işıl Aksoy da en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.
Makedonya filmi “I’m from Titov Veles” de jüri özel ödülüne layık görüldü.
Amerikalı aktör Steve Buscemi de “Sinema sanatına katkıları ve Saraybosna
Film Festivali’nin gelişmesine verdiği destekten” dolayı ödüllendirildi.Bir hafta süren ve Özgü Namal’ın da jüri üyeliği yaptığı festivalde, 170 film gösterildi.
Festival, bir grup sinemasever tarafından direniş eylemi olarak, 1992-95’teki savaşın sonlarına doğru düzenlenmeye başlanmıştı.[/size]
31 Ağustos 2007: 16:59 #38758dilara
Üye[size=small]Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl yaklaşık 700 bin YTL’lik rekor ödül veriyor.
TÜRSAK ile Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın birlikte düzenlediği ve Türkiye’nin en büyük festivali olan 44’üncü Antalya Altın Portakal Film Festivali, 19-28 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek.
Festivalin ‘Uzun Metraj Ulusal Film Yarışması’ bölümüne 1 Ekim 2006’dan sonra tamamlanmış eserler başvurabilecek.
Katılan eserlerde, daha önce ulusal ya da uluslararası herhangi bir yarışmaya katılmama şartı aranmayacak.Bu yarışmalardan ‘En İyi Film’ haricinde ödül almış olmak da Altın Portakal’a başvuruya engel değil.
Yarışmanın şartname ve başvuru formları Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin altinportakal.org adresli internet sitesinde yayınlanıyor.
Başvuru formlarının en geç 14 Eylül 2007’ye kadar TÜRSAK Vakfı’na ulaştırılması gerekiyor.
Festivalin yarışma bölümünde ‘En İyi Film’ ödülüne layık görülecek yapım, 300 bin YTL para ödülü ve ‘Altın Portakal Heykeli’ ile ödüllendirilecek.
‘Uzun Metraj Ulusal Film Yarışması’ bölümünde ise en iyi yönetmen 30 bin YTL ile ödüllendirilecek.
Festivalde, geçtiğimiz yıl Türkiye’de ilk kez verilen ‘En İyi Müzik’ ve ‘En İyi Senaryo’ ödülleri de bu yıl 20’şer bin YTL ile desteklenecek.
Ulusal Kısa Film Yarışması ve Ulusal Belgesel Film Yarışmasına başvurular 31 Ağustos’ta sona erecek.
Kısa film ve belgesel film yarışmalarına Ocak 2006 tarihinden sonra tamamlanmış eserler başvurabilecek.
Kısa ve belgesel film yarışmalarına katılan eserler ön elemeden geçirilmesinden sonra sonuçlar 15 Eylül’de web sayfası ve medya aracılığıyla duyurulacak.[/size]
31 Ağustos 2007: 17:12 #38759dilara
Üye[size=small]Bosna’nın en büyük festivallerinden biri olan Saraybosna Film Festivali 13’üncü kez izleyicisiyle buluşuyor. Bu yıl festivale çeşitli kategorilerden 6 Türk filmi birden katılıyor.
Cuma günü açılışı yapılan festivalde büyük film yapımcıları biraraya geliyor. Festivalde Müfit Samik, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz, Özer Kiziltan, Fatih Akin ve Semih Kaplanoglu’nun filmleri yer alıyor.
ABD’nin sağlık endüstrisi hakkındaki belgeseli tartışmalara yol açan ünlü ABD’li yönetmen Michael Moore ‘Sicko’ ile festivale katılırken, Steve Buscemi ise hem yönetmenliğini yaptığı hem de Sienna Miller ile başrolü paylaştığı ‘Görüşme’ adlı filmiyle festivale katılanlar arasında.
‘Lolita’ ve ‘Inland Empire’ gibi filmlerden de tanıdığımız ünlü aktör Jeremy Irons ise bu yıl festivalin juri başkanlığını yapıyor.
Festival geçtiğimiz yıl 120 uzun metrajlı ve 50 kısa filmle 100 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapmıştı.[/size]
3 Eylül 2007: 11:26 #32726dilara
Üye[size=x-small]İsveçli şövalye ölümle oynadığı satranç oyununu kaybetti:sm_cry:
Ünlü İsveçli Film yönetmeni İngmar Bergman vefat etti .
Yedinci Mühür,Yaban Çilekleri ve Sihirli Flüt’ gibi eserleri sinema dünyasına kazandıran Ingmar Bergman, 89 yaşında yaşadığı Gotland adasındaki evinde yaşamını yitirdi. Ünlü yönetmen, 2005’te Time dergisi tarafından, dünyanın yaşayan en büyük yönetmeni olarak nitelendirilmişti.
Sanatçının ünlü eseri ‘Yedinci Mühür’ 10 yıl süren Haçlı Seferinden ülkesine dönen bir şövalyenin öyküsüdür.Yolda vebanın her yeri sardığını gören şövalyenin yolu azrail tarafından kesilir . Şövalye azrail ‘i bir satranç oyununa davet eder.Kazanırsa yoluna devam edebilecektir.
İşte azrail, yıllar sonra bu ünlü sanatçıyı da satranç oyununda mağlup etti.
1918 yılında Uppsala’da doğan Bergman, 1940’larda tiyatroyla başladığı meslek yaşamı boyunca, aralarında başta “Yedinci Mühür” olmak üzere “Yaban Çilekleri”, “Çığlıklar ve Fısıltılar”, “Persona”, “Evlilik Yaşamından Sahneler”, “Sonbahar Sonatı” ve “Fanny ve Alexandre” gibi baş yapıtlarının da bulunduğu 54 filme, ayrıca 126 tiyatro eserine ve 39 radyo oyunu,kitapları ve yazıları olan üretken bir sanatçı.
1955’de “Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri” adlı filmiyle uluslararası çapta ilk başarısını yakalayan ve bazı eleştirmenlere göre kadınların yönetmeni olarak nitelenen sanatçı, filmlerinde, Britt Nilsson, Harriett Andersson, Eva Dahlbeck, Ulla Jacobsson ve Liv Ullmann gibi dünyaca ünlü İsveçli aktrisleri tercih etti.
Bergman sinemaya büyük yenilikler getirmiş bir isim. Sinema ve psikolojinin ilişkisini en iyi izleyebileceğimiz yönetmenlerden biri olarak kabul edilebilir . Filmlerinde psikolojik ve sosyal bozuklukları, olan insanları özellikle de kadınları derinlemesine inceleyen ilk film ve tiyatro yönetmenlerden biri.
Yaptığı filmlerin ilk bakışta anlaşılmayacak psikanalitik öğeler taşıyor olması da onu özgün kılıyor . İnsan ruhunun derinlerine kadar girip orada karanlıklar ve gizemler arasında dolaşmayı göze alan Bergman’ın sineması izleyiciden çok şey bekliyor . Onun sinema anlayışı günümüz populist sinema anlayışından çok farklı.[/size]
18 Eylül 2007: 12:27 #39599dilara
Üye[size=small]Şehir kadınının yaşamına farklı bir pencereden bakan ve bir dönem televizyonlarda fırtına gibi esen ”Sex and the City” beyazperdeye geliyor.
Dizinin dört ünlü oyuncusu Sarah Jessica Parker, Kim Cattrall, Kristin Davis ile Cynthia Nixon’ın kamera karşısına geçeceği film, 30 Mayıs 2008 tarihinde gösterime girecek.
Bir dönem Türk televizyonlarında da seyirciyle buluşan “Sex and the City” dizisinin beyazperde versiyonuyla ilgili ayrıntılar duyuruldu.
Ekranlarda 1998-2004 yılları arasında 94 bölüm boyunca seyirciyle buluşan dizinin sinema versiyonunun çekimlerine sonbahar aylarında başlanması planlanıyor.
Uzun süredir bu film için görüşmeleri sürdüren ve dizinin orijinal kadrosunda bulunan dört yıldız da film için kamera karşısına geçecek.
Filmde, Sarah Jessica Parker (Carrie Bradshaw), Kim Cattrall (Samantha Jones), Kristin Davis (Charlotte York) ve Cynthia Nixon’ın (Miranda Hobbes) aynı rollerde izleyici karşısına çıkacağı filmde, Carrie’nin büyük aşkı “Mr.Big” rolündeki Chris Noth da yer alacak.
Filmde, ayrıca ünlü aktris Jennifer Hudson da Carrie’nin asistanı rolünde seyirciyle buluşacak.
“Sex and the City” dizisinin, 2 yıl önce de beyazperdeye uyarlanması düşünülmüş, ancak filmin başrol oyuncularından Kim Cattrall, projede Parker’ın ağırlıklı olmasını ve daha fazla ücret almasının öngörülmesini gerekçe göstererek projede yer almak istememişti.[/size]
18 Eylül 2007: 13:02 #39612dilara
Üye[size=medium]Harry Potter film serisi, James Bond ve Yıldız Savaşları filmlerini geride bırakarak, tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapan seri oldu.
Harry Potter filmlerinin yapımcısı Warner Bros şirketinin açıkladığı rakamlara göre, beş film tüm dünyada 4.47 milyar dolar (5.81 milyar YTL) gişe hasılatı yaptı ve 22 Bond ile 6 Yıldız Savaşları filmini geride bıraktı.
Serinin son filmi ‘Order of the Phoenix’ (Zümrüdü Anka Kardeşliği) birçok ülkede hala gösterimde bulunurken, gelecek üç yıl içinde iki Potter filminin daha çekilmesi öngörülüyor.
İlki 1962’de gösterime giren Bond filmleri tüm dünyada 4.4 milyar dolar (yaklaşık 5.72 YTL), yine ilki 1977’de gösterime giren Yıldız Savaşları 4.23 milyar dolar (yaklaşık 5.49 milyar YTL) gişe geliri bırakırken, Yüzüklerin Efendisi üçlemesi sadece 2.9 milyar dolar (yaklaşık 3.77 milyar YTL) gişe hasılatı getirdi.
ABD’deki gişe hasılatı bakımından ise 2.18 milyar dolar (yaklaşık 2.834 milyar YTL) olan Yıldız Savaşları, 1.41 milyar dolar (yaklaşık 1.82 milyar YTL) olan Potter’ın önünde bulunuyor.
Yazarı JK Rowling’i de İngiltere’nin en zengin kadını yapan Harry Potter kitapları da tüm dünyada 65 dile çevrilerek, 325 milyondan fazla sattı.[/size]
18 Eylül 2007: 13:10 #39613dilara
Üye[size=medium]Ali Erkazan, İdil Fırat, Mahir İpek’in başrollerini paylaştığı ‘Münferit’ adlı filmin çekimleri tamamlandı.
Daha önce çektiği kısa filmlerle çeşitli ödüller alan Dersu Yavuz Altun, ‘Münferit’ ile Türkiye’de pek de denenmeyen bir tür “Kara Film” üzerine sinema dilini kurmaya çalıştı.
Filmin görüntü yönetmeni ise ‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ filminden de tanınan İlker Berke.
Müzik sektöründe sessiz sedasız kendi dilini yaratmış Tolga Burkay ise film müziklerine imzasını atmış.
Kendi hayatı konusunda karar verme şansını büsbütün yitirmiş bireyin tarihsel sıkışmışlığı filmin temel duygusunu oluşturuyor.[/size]
18 Eylül 2007: 13:11 #39614dilara
ÜyeSinema dünyasının üç ünlü oyuncusu Nicole Kidman, Jennifer Jason Leigh ve Jack Black, ‘uyumsuz bir ailenin’ fertlerini en iyi biçimde canlandırmak için aynı eve taşındı.
Imdb sitesinin haberine göre, Noah Baumbach’ın yönettiği ‘Margot at the Wedding’ adlı filmde buluşan Kidman, Black ile Leigh, bu yapımda uyumsuz bir ailenin üyeleri olarak izleyici karşısına çıkacak.
Film için New York’ta Hamptons civarında bir evde birarada yaşayan üçlü, burada rollerine hazırlanma fırsatını buldu.
Nicole Kidman, bu evdeki günlerinin güzel geçtiğini belirterek, “Jennifer pazarları kahvaltı hazırlar, Jack gitar çalardı. Hepimiz hafta içi birlikte sete gittik” sözleriyle bu ilginç deneyimi aktardı.
Bu yaptıklarının bugünlerin sinema sektörü için eskilerde kalmış bir yöntem olduğunu da dile getiren aktris, “Bugün böyle filmler yapamazsınız. Bu daha çok 70’lerde kaldı” dedi.
Üç ünlü oyuncuyu buluşturan ‘Margot at the Wedding’ adlı komedi filmi, Kasım ayında gösterime girecek.
Nicole Kidman, kendisine Oscar getiren ‘Saatler’ adlı bu filmde ünlü yazar Virginia Woolf’u canlandırmak için takma burun ve ağır bir makyajla kamera karşısına geçmişti.
Kidman, ‘Tatlı Cadı’ dizisinden beyazperdeye uyarlanan ‘Bewitched’ adlı film için ise uzun uğraşlar sonucu burnunu oynatmayı öğrenmişti.
18 Eylül 2007: 18:20 #39541Mahmut BABUR
Üyesaol emegine saglık
20 Eylül 2007: 16:07 #39804dilara
Üye[size=small]Perdeci’den ‘Yanlış Zaman Yolcuları’
Aren Perdeci’nin ilk uzun metrajlı filmi ‘Yanlış Zaman Yolcuları’, yarın, sınırlı sayıda kopyayla izleyiciyle buluşuyor.
Senaryo yazarlığını Aren Perdeci ve Canan Cemâli’nin yaptığı filmin başrollerini Murat Onur, Sinem Tuncer, Canan Cemâli paylaşıyor.
Yönetmen Aren Perdeci filmi değerlendirdi:
“Filmin çekimi 1.5 yılımızı aldı. Gerçi film çok daha öncelere dayanıyor. Sadece motor dediğimiz günün üzerinden 1.5 yıl geçti. Filmin senaryosunu yazmak uzunca bir zamanımızı aldı.
Çekimleriyle birlikte yıllarımızı alan filmimiz bütün ekibin fedakârca çalışmasıyla ortaya çıktı. Filmin bütçesi çok kısıtlıydı. Birçok arkadaşımız para almadan çalıştı. Gayret ve çabalarımızın sonucunda istediğimiz kalitede bir film ortaya koyduk.”
Derin psikolojik analizleri içinde barındıran film, genç bir yazarın öyküsünü anlatıyor. Yazar, kitabını bir hafta içinde bitirmek zorundadır, fakat yaşadığı bir olay onu bitmeyecek kâbuslara, geçmişine sürükler.
Film kendi içinde dört ayrı dünya barındırıyor: Şimdi, geçmiş, roman ve rüya.
Filmin renkleri, kamera kullanımı, oyunculuk, ses, müzik, kurgu gibi bütün öğeler bu dünyaları birbirinden ayırmak için düzenlenmiş. Geçmiş yıllara da yolculuk yapan film birçok mekânda çekilmiş.Filmin galası, Maçka G-mall’de, yarın saat 20.30’da yapılacak. Kısıtlı sayıda basılmış olan film, İstanbul dışında Anadolu’nun birkaç yerinde de izleyiciyle buluşacak.
‘Yanlış Zaman Yolcuları’, uluslararası film festivallerinden Brüksel Film Festivali’nde yarışacak tek Türk filmi olma özelliğini taşıyor.[/size]
20 Eylül 2007: 16:11 #39805dilara
Üye[size=x-small]Akın: “Yeni şeyler denemek istiyorum”
Almanya Dışişleri Bakanı, Fatih Akın’ı tebrik etti.
Yönetmen Fatih Akın, ”iyi filmler yapmak, yeni şeyler denemek istediğini, başarıda boğulmak istemediğini” söyledi.
Akın, Alman Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, son filminde üzerinde baskı hissettiğini, ‘Duvara Karşı’ (Gegen die Wand) filminin gündemde olmasından dolayı kendisine ve izleyicilerine bunun bir kez yapılmış birşey olmadığını ispatlamak istediğini belirtti.
‘Yaşamın Kıyısında’ (Auf der anderen Seite) filminin Almanya’da Oscar için aday gösterilmesinden dolayı memnuniyetini dile getiren Akın, “Ancak şunu unutmamak lazım. Bu daha adaylığa adaylık” dedi.
Berlin Film Festivali Berlinale’de ‘Altın Ayı’ ödülünü alan ‘Duvara Karşı’nın Oscar’a aday gösterilecek film olarak görüldüğünü söyleyen Akın, ‘Yaşamın Kıyısında’nın adaylık için daha doğru bir karar olabileceğini belirtti.[/size] -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.