[dilara]

[size=x-small]Steinmeier’den tebrik

‘Yaşamın Kıyısında’nın galası Almanya’nın Hamburg kentinde yapıldı. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Akın’ı, ‘Yaşamın Kıyısında’nın ülkesi adına Oscar’a aday gösterilmesinden dolayı tebrik etti.

Cinemax’daki galaya yönetmen Fatih Akın’ın yanı sıra oyunculardan Nurgül Yeşilçay, Nursel Köse, Patrycia Ziolkowska ve Baki Davrak katıldı.

Akın, izleyicilerin beğenisini kazanan filmin gösteriminden sonra oyuncuları tek tek sahneye davet etti ve izleyicilere teşekkür etti.

Akın, filmin ‘açık uçlu’ bittiğine ilişkin soruya, “Yaşam esasen illaki mutlu sonla bitecek diye birşey yok. Yaşamın kendisi belirsiz. Hayat o kadar da sonucu belli olmayan bir derinliğe sahip” yanıtını verdi.

Oyuncu Nurgül Yeşilçay da ‘Yaşamın Kıyısında’nın Oscar elemelerinde ilk beşe gireceğinden umutlu olduğunu belirtti.[/size]

[dilara]

Elemeler 22 Ocak’ta

Cannes Film Festivali’nde ‘En İyi Senaryo’ ve ‘Ekümenik Jüri Ödülü’nü alan Fatih Akın’ın ‘Yaşamın Kıyısında’ adlı filmi, Oscar için aday adayı oldu. Film, ‘en iyi yabancı film’ dalında Almanya’yı temsil edecek.

‘Yaşamın Kıyısında’, 22 Ocak’taki elemelerde 5 aday film arasına kalırsa, 24 Şubat’taki finalde Oscar için yarışacak.

Filmde, globalleşen dünyada siyasi ve kültürel farklılıklar çerçevesinde Türkler ve Almanlar arasındaki aşk ve aile hikayesi anlatılıyor.

Film, 27 Eylül’den itibaren Almanya’da sinemalarda gösterime girecek.

Başrollerini Nurgül Yeşilçay, Baki Davrak, Tuncel Kurtiz, Patrycia Ziolkowska ve Nursel Köse’nin paylaştığı film, 26 Ekim’de de Türkiye’de vizyona girecek.

[dilara]

[size=x-small]‘İklimler’ Hollanda’da gösterime giriyor

Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın geçtiğimiz yıl yaptığı, ulusal ve uluslararası düzeyde birçok ödül kazanan ‘İklimler’ filmi, bugünden itibaren Hollanda’da 7 ayrı kentte gösterime giriyor.

Başrollerini, Nuri Bilge Ceylan, Ebru Ceylan, Nazan Kesal ve Mehmet Eryılmaz’ın paylaştığı film, Hollanda’da alt yazıyla gösterilecek.

‘İklimler’, insanlar arasındaki ilişkileri sadakat ve dürüstlük temelinde tartışıp irdeliyor.

Türkiye’de geçtiğimiz yıl sonbaharda gösterime giren ve son olarak Cannes Film Festivali’nde uluslararası sinema eleştirmenleri ödülüne layık görülen ‘İklimler’, Hollanda’da, Amsterdam, Lahey, Rotterdam, Utrecht,Nijmegen, Groningen ve Eindhoven’daki gösteriminin ardından, daha sonra diğer kentlerde sinemaseverlerin karşısına çıkacak.

Ceylan, ‘Uzak’ filmi ile 2003 yılında Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazanmıştı.[/size]

[dilara]

[size=x-small]‘Yanlış Zaman Yolcuları’

Aren Perdeci’nin ilk uzun metrajlı filmi ‘Yanlış Zaman Yolcuları’, yarın, sınırlı sayıda kopyayla izleyiciyle buluşuyor.

Senaryo yazarlığını Aren Perdeci ve Canan Cemâli’nin yaptığı filmin başrollerini Murat Onur, Sinem Tuncer, Canan Cemâli paylaşıyor.

Yönetmen Aren Perdeci filmi değerlendirdi:

“Filmin çekimi 1.5 yılımızı aldı. Gerçi film çok daha öncelere dayanıyor. Sadece motor dediğimiz günün üzerinden 1.5 yıl geçti. Filmin senaryosunu yazmak uzunca bir zamanımızı aldı.

Çekimleriyle birlikte yıllarımızı alan filmimiz bütün ekibin fedakârca çalışmasıyla ortaya çıktı. Filmin bütçesi çok kısıtlıydı. Birçok arkadaşımız para almadan çalıştı. Gayret ve çabalarımızın sonucunda istediğimiz kalitede bir film ortaya koyduk.”

Derin psikolojik analizleri içinde barındıran film, genç bir yazarın öyküsünü anlatıyor. Yazar, kitabını bir hafta içinde bitirmek zorundadır, fakat yaşadığı bir olay onu bitmeyecek kâbuslara, geçmişine sürükler.

Film kendi içinde dört ayrı dünya barındırıyor: Şimdi, geçmiş, roman ve rüya.
Filmin renkleri, kamera kullanımı, oyunculuk, ses, müzik, kurgu gibi bütün öğeler bu dünyaları birbirinden ayırmak için düzenlenmiş. Geçmiş yıllara da yolculuk yapan film birçok mekânda çekilmiş.

Filmin galası, Maçka G-mall’de, yarın saat 20.30’da yapılacak. Kısıtlı sayıda basılmış olan film, İstanbul dışında Anadolu’nun birkaç yerinde de izleyiciyle buluşacak.

‘Yanlış Zaman Yolcuları’, uluslararası film festivallerinden Brüksel Film Festivali’nde yarışacak tek Türk filmi olma özelliğini taşıyor.[/size]

[dilara]

[size=small]‘Garfield 3’ kasımda vizyonda

Dünyanın en tembel ve gözü açık kedisi Garfield’in üçüncü beyazperde macerası 16 Kasım’da seyirciyle buluşacak.

Senaryosunu Garfield serisinin yaratıcısı Jim Davis’in yazdığı, yönetmenliğini Mark Dippe’nin yaptığı ‘Garfield Geri Dönüyor’ (Garfield Gets Real) 1994 yılında yayınlanan ‘Garfield and Friends’ten bu yana yapılan ilk baştan sona animasyon Garfield filmi özelliğini taşıyor.

Wonderworld Animasyon Stüdyoları’nda yaratılan ‘Garfield Geri Dönüyor’, 16 Kasım’dan itibaren Türkçe seslendirilmiş olarak animasyon filmi sevenlerin karşısına çıkacak.

Filmin öyküsü:

“Çizgi bant yıldızı olmanın tekdüzeliğinden sıkılan Garfield, gazetesayfasından firar ederek ‘gerçek dünyanın’ yolunu tutar. Gerçek bir ev kedisi olarak düşük profilli hayat yaşarken, gazete baskıya girmeden geri dönmediği takdirde çizgi serinin iptal edileceğini öğrenir.

Ancak bugüne kadar gerçek dünyaya kaçan hiçbir çizgi karakter, sonradan geri dönmeyi başaramamıştır. Üstelik bir takım şeytani güçler, onun çizgi roman dünyasına geri dönüşüne engel olmaktadır.”

‘Garfield Geri Dönüyor’da, çizgi bant serisinin başkarakterleri olan Garfield, Jon Arbuckle, Odie, Nermal ve Arlene’in yanı sıra yeni karakterler de boy gösterecek.

Filmin yeni karakterleri arasında Wally, Bonita, Billy Bear ve Eli yer alıyor. Yeni bir karakter olan Sheckny adlı kedi de bu filmde üne kavuşacak.[/size]

[dilara]

[size=medium]Hamburg’da Türk filmleri haftası

Akın: ”Azınlık içinde büyüdüğüm için zaafım var”

Yönetmen Fatih Akın’ın düzenlediği ‘Türk Filmleri Haftası’, Almanya’nın Hamburg kentinin Altona semtindeki Zeise Kino adlı sinemada başladı.

Altona semtinde doğup büyüyen Akın tarafından seçilen filmler, Ocak ayı sonuna kadar çeşitli aralıklarla Zeise Kino’da gösterime girecek.

Akın, ‘Türk Filmleri Haftası’nın açılışında gösterime giren ve yönetmenliğini Uğur Yücel’in yaptığı ‘Yazı Tura’ adlı film hakkında Türk ve Alman sinemaseverlere bilgi verdi.

Akın, “Türk sinemasını çok seviyorum. Türk ve Alman seyirciler buradafikir alışverişinde bulunacak. Türk filmlerini dünyaya tanıtmak amacıyla böylesine bir Türk sineması nostaljisi yaşatmak istedim” dedi.

Akın, genellikle filmlerinde azınlık konusunu işlediğini belirterek, “Kendim azınlık içinde büyüdüğüm için azınlıklara karşı zaafım var. Bazı kesimler, ‘Yaşamın Kıyısında’ adlı filmi politik bulduğunu söylüyor. Oysa ben politika değil, felsefe yapmaya çalışıyorum. Realiteler üzerinden hareket ediyorum” dedi.[/size]

[dilara]

[size=medium]“Ben neysem Nurgül de o”

‘Yaşamın Kıyısında’ adlı filmin henüz Türkiye’de çok iyi tanınmadığını, Nurgül Yeşilçay’a Amerikan film şirketlerinden de teklifler geldiğini belirten Akın, “Geleceği çok parlak. Başarılı bir oyuncu. Ben neysem Nurgül de o. O neyse ben de oyum” dedi.

‘Türk Filmleri Haftası’ kapsamanda ‘İnat Hikayeleri’, ‘Uzak’, ‘DarAlanda Kısa Paslaşmalar’, ‘Gemide’, ‘Hoşçakal Yarın’, ‘Eğreti Gelin’, ‘Masumiyet’, ‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’, ‘Yol’, ‘Gönül Yarası’, ‘Sürü’, ‘Umut’, ‘Duvar’ ve ‘Takva’ filmleri gösterime girecek.[/size]

[dilara]

[size=small]‘Takva’ üç dalda ödüle aday

Yönetmenliğini Ömer Kızıltan’ın üstlendiği ‘Takva’, ilk kez bu yıl verilecek Asya-Pasifik Sineması Ödülleri ön elemesi sonucunda üç dalda ödüle aday gösterildi.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı, CNN International, UNESCO ve Uluslararası Film Yapımcıları Dernekleri Federasyonu işbirliğiyle düzenlenen Asya Pasifik Sinema Ödülleri’nin, bu bölgenin en prestijli sinema etkinliği olmaya aday olduğunu açıkladı.

Açıklamada, Türkiye’yi de içeren Asya-Pasifik bölgesinde çekilen filmlerin dünyada bir yılda çekilen tüm filmlerin yaklaşık yarısını oluşturduğuna dikkat çekildi.

2007 Asya Pasifik Sinema Ödülleri ön jürisinin başkanlığını, Uluslararası Chungmuro Film Festivali Direktörü ve Güney Kore Ulusal Sanat Akademisi Sinema-Televizyon Bölümü’nde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kim Hong-Joon üstleniyor.

24-28 Eylül’de Avustralya’nın Brisbane kentinde yapılan ön elemede, 9 kategoride 5’er aday belirlendi.

Asya Pasifik Sinema Ödülleri, Avustralya’da 13 Kasım’da yapılacak ödül töreniyle sona erecek.

Ön jüri tarafından seçilen adaylar, başkanlığını ünlü Hintli aktris ve yardımsever Shabana Azmi’nin yapacağı uluslararası bir jüri tarafından 9 farklı kategoride ödüllendirilecek.

‘Takva’, ‘En İyi Film’, senaristi Önder Çakar ‘En İyi Senaryo’ ve oyuncularından Erkan Can da ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dallarında aday gösterildi.[/size]

[dilara]

[size=medium]‘Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım’

Hamdi Alkan’ın ilk yönetmenlik denemesi olan, ilk kez gerçek mahkumlar ile gardiyanların rol aldığı ve yine ilk kez gerçek bir cezaevinin mekan olarak kullanıldığı ‘Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım’ adlı film, Antalya Film Festivali’nde ilk gösterimiyle seyirci karşısına çıkacak.

Bayrampaşa’nın gerçeklerine ve gündelik hayatına tanıklık eden filmde gardiyanlar ile mahkumlara, Vural Çelik, Doğa Rutkay, Tamer Karadağlı, Yasemin Conka ve Okan Tangücü eşlik ediyor.

Real’in ana sponsorluğunda, TÜRSAK ve Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın işbirliğinde 19-28 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek festivalin ‘Özel Gösterimi’ ilklere sahne olacak.

TÜRSAK açıklamasında, Senaryo Yazarları Derneği’nin 2006 yılı Haziranayında Bayrampaşa ve Paşakapısı tutuk evlerinde başlattığı “Hayal Kurmak Serbest Film Atölyesi” projesi kapsamında Adalet ile Kültür ve Turizm bakanlıklarının desteğiyle çekilen ‘Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım’ adlı filmin senaryosunun, Birol Güven Senaryo Atölyesi yönetiminde çalışan mahkumlar tarafından yazıldığı ve müziklerinin de yine mahkumlar tarafından yapıldığı belirtildi.

Dijitürk’ün sponsorluğunda, yapımcılığını Birol Güven’in üstlendiği filmin afiş fotoğrafını cezaevi tabur komutanı çekti.[/size]

[dilara]

[size=medium]Yönetmenliğini Süreyya Sırrı Önder ile Muharrem Gülmez’in yaptığı ‘Beynelmilel’, Barcelona’da düzenlenen ‘Uluslararası Politik Filmler Festivali’nden iki ödülle döndü.

Festival jürisi yazar Murathan Mungan, İsyanyol yönetmen Jo Sol,Fransız oyuncu Maryline Canto, İspanyol yapımcı Yolanda Olmos ve İtalyan akademisyen Daniela Aronica’dan oluştu.

Yönetmen Sırrı Süreyya Önder, ‘Beynelmilel’in jüri özel ödülünü aldığını açıkladı.

Jürinin, özel ödül gerekçesini, “filmin özgürlüklerin gasp edilmesi üzerine, kültürel simgeler ve halkın günlük yaşantısı aracılığıyla geliştirdiği şiirsel, orijinal ve evrensel metafordaki sinemasal başarısı” olarak açıkladığını anlatan Önder, filmin ‘Halk jürisi özel ödülü’nü de aldığını belirtti.

Yönetmen Önder, filmin, iki gün boyunca, Barcelona’nın ‘Casablanca’ sinema salonlarında gösterildiğini, halkın filme büyük ilgi gösterdiğini ve çok etkilendiğini dile getirdi.

Önder, ‘Beynelmilel’in, başta ABD ve Fransa olmak üzere birçok festivalden davet aldığını da belirtti.

Yönetmenliğini Sırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez’in yaptığı ‘Beynelmilel’in başrollerini Özgü Namal ile Cezmi Baskın paylaştı.

Meral Okay, Oktay Kaynarca, Nazmi Kırık, Bahri Berat, Dilber Ay ve Umut Kurt’un da rol aldığı filmde, yöre halkının katılımıyla yaklaşık 3 bin figüran görev aldı.

Müzisyen baba Abuzer ile kızı Gülendam’ın öyküsü çevresinde 1980 sonrası bir kasabada yaşananları işleyen filmin çekimleri, Tarsus, Adana ve Mersin’de gerçekleştirildi.[/size]

[dilara]

[size=medium]3 Türk filmi Sevilla Film Festivali’nde

Yönetmen Fatih Akın’ın ‘Yaşamın Kıyısında’, Özer Kızıltan’ın ‘Takva’ ve Semih Kaptanoğlu’nun ‘Yumurta’ filmleri 2-10 Kasım tarihleri arasında yapılacak Sevilla Film Festivali’ne katılacak.

Cannes Film Festivali’nde ‘en iyi senaryo’ ödülünü kazanan ‘Yaşamın Kıyısında’, festivalin 60 bin euroluk ana yarışma bölümünde 15 film ile birlikte yarışacak.

‘Takva’ ve ‘Yumurta’ filmleri ise Sevilla Üniversitesi öğrencilerinden oluşan jürinin değerlendireceği, 30 bin euro ödüllü Eurimages bölümüne katılacak. Bu yarışmada toplam 8 film yer alacak.

İspanya’nın güneyindeki Endülüs bölgesinde Sevilla kentinde düzenlenen festivalde 33 ülkeden toplam 150 film gösterilecek.

Çek Cumhuriyeti’nin konuk ülke olduğu festivalde ayrıca, hayatta olmayan ünlü yönetmenler Michelangelo Antonioni ve Ingmar Bergman anılarına özel gösterimler yapılacak.[/size]

[dilara]

[size=medium]Müslüm Gürses’in hayatı film oluyor

“Beynelmilel” filmiyle birçok festivalden ödülle dönen yönetmen Süreyya Sırrı Önder, ‘arabesk müziğin babası” olarak tanınan Müslüm Gürses’in hayatını beyazperdeye aktaracak.

Önder, senaryosunu da kendisinin yazdığı Müslüm Gürses’in biyografisini çekmeye 2008 yılında başlayacağını belirtti. Begüm Birgören’in Muhterem Nur’u, Serkan Genç’in Müslüm Gürses’in gençliğini canlandıracağını bildiren Önder, Müslüm Gürses’in de filmin son sahnelerinde rol alacağını kaydetti.[/size]

[dilara]

[size=small]9’uncu New York Türk Film Festivali’nde gösterilen ”Eve Dönüş” filminin senaristi ve yönetmeni Ömer Uğur, ABD’ye gitti.

Yönetmen Uğur, başrollerini Mehmet Ali Alabora ile Sibel Kekilli’nin paylaştığı, 12 Eylül ihtilali sırasında geçen bir olayın anlatıldığı filmin senaryosunu dört yılda tamamladığını belirterek, senaryonun hem Yunus Nadi senaryo ödülünü hem de Fransa’da en iyi film projesi ödülünü aldığını söyledi.

Uğur, senaryonun film haline getirilmesinin oldukça uzun sürdüğünü ve zor olduğunu, filmin üç kez çekilme aşamasına geldiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle ertelendiğini, nihayet 2006 yılında filmin çekilmesine başlanıldığını kaydetti.

Filmin ilk kez New York’ta gösterildiğini belirten Uğur, “Türkiye’de gelen tepkiler olumlu ya da olumsuz normal olmadı, sert oldu. Beğenen çok beğendi, sinirlenen çok sinirlendi. Buradaki tepki daha çok filme yönelik. Çünkü filmi izleyen ABD’liler 12 Eylül’ü yaşamadı. Dolayısıyla onların düşünceleri benim için çok önemli” dedi.

“Kekilli’nin performansından çok memnunum”

Yönetmen Ömer Uğur, filminin festivalin yapıldığı Manhattan’daki Anthology Film Archives’te gösterilmesinden sonra seyircilerin filmle ilgili sorularını da yanıtladı.

Uğur, Sibel Kekilli’nin Türkçesinin aksanlı olmasına rağmen neden başrolde oynadığıyla ilgili bir soru üzerine, Kekilli’nin oyunculuğunu çok beğendiğini, kendisiyle filmi çekmeden önce iki ay kadar çalıştıklarını ve sonuçta Kekilli’nin filmdeki performansından son derece memnun olduğunu belirtti.

Uğur, filminin içerik açısından biraz problem yarattığını, “ülkelerin, halkların pek çok yüzü olduğunu, bu filmin de ülkenin başka bir yüzünü anlattığını” söyledi.

1980 dönemine pencere açmaya çalıştığını anlatan yönetmen Uğur, sinemacıların bu anlamda sorumlulukları olduğuna inandığını vurguladı.

Kahramanların başından geçen olayın bir kolaj ya da mix olduğunu söyleyen Uğur, vermek istediği mesajın ve temenninin bir daha o günlere dönülmemesi olduğunu belirtti.[/size]

[dilara]

[size=medium]Roger Moore’un da artık yıldızı var

James Bond filmlerinin aktörü Roger Moore, Hollywood’un Şöhretler Kaldırımı’nda yıldızı olan ünlüler arasına katıldı.

Moore’un, Hollywood Bulvarı’ndaki evinin önündeki kaldırıma yıldızının konulması nedeniyle yapılan küçük törene, ünlü aktörün ailesi ve arkadaşları katıldı.

69 yaşındaki Moore, artık Bond filmlerinden emekli olduğunu ve kızların gençleri tercih ettiğini belirtti.

Toplam 7 Bond filminde 12 yıl boyunca oynayan Moore, birçok televizyon ve sinema filminde de yer almıştı.

Moore, ayrıca İngiliz hükümeti tarafından BM Çocuk Fonu UNICEF için yaptığı çalışmalar nedeniyle şövalye unvanına layık görülmüştü.[/size]

[dilara]

[size=medium]“Yaşamın Kıyısında”ya Almanya’da ödül

Yönetmenliğini Fatih Akın’ın yaptığı ve Almanya adına Oscar ödülüne aday gösterilen ”Auf der anderen Seite” (Yaşamın Kıyısında) adlı film, Kuzey Almanya Film Ödülü’ne de layık görüldü.

Kuzey Almanya Film Ödülü, 3 Kasım’da Lübeck kentinde düzenlenecek
törenle sahiplerine verilecek.

102 filmin katıldığı yarışmada 12 film dereceye girdi.

[/size]

[Yazar]

Yazılar