[dilara]

[size=small]Clint Eastwood, başrollerinde Angelina Jolie ile John Malkovich’in oynayacağı 1920’lerde Los Angeles’taki geçen bir hikayenin anlatıldığı bir dram çekecek.

Hollywood Reporter’daki habere göre, ‘The Changeling’ adlı filmin konusu, oğlu kaybolan bir kadının yaşadıklarını konu alıyor.

Daha önce de Eastwood ile çalışan Malkovich ise filmde bir din adamını canlandıracak.

Geçtiğimiz ay, TV Predictions’ın dördüncü kez açıkladığı listeye göre, bugünkü televizyon yayınlarının 5 kat daha fazla yüksek çözünürlükte izlenebilmesini sağlayan ve mükemmeliğin yanısıra kusurları da acımasızca gösteren HD (high definition)televizyonlarda en güzel görünen ünlü, başarılı aktris Angelina Jolie oldu.[/size]

[dilara]

[size=small]İki yıl önce yakalandığı göğüs kanserini yenen Avustralyalı pop şarkıcısı Kylie Minogue, yeni albümü ve sahnelere dönüşünü anlatan ‘White Diamond’ adlı filmle tekrar hayranlarının karşısında olacak.

‘White Diamond’ (Beyaz Elmas) adlı film, Minogue’un hastalığı sonrası çıktığı turnede sahne arkasında yaşadıklarına ve şarkıcıyla yapılan özel röportajlara yer veriyor.

Minogue, filmi izleyenlerin kendinin de diğer insanlar gibi sıradan olduğunu göreceklerini söyledi.

Minogue, “Filmde, benim de diğerleri gibi olduğumu görecekler. Bu sadece işin gönünen yüzü. Sahne ışıkları insanın gözlerini kamaştırıyor ama sizi deniyor da. Birlikte çalıştığım insanlar da benim için çok önemli. Bunu da sık sık dile getirmişimdir zaten. Herkes bu işlerin çok kolay olduğunu sanıyor. Ama aslında sahne arkasında hummalı bir çalışma oluyor hep…” dedi.

Kylie Minogue’un yeni albümü de yolda. ‘X’ adlı albümden ilk video klip de hazır.

‘2 Hearts’ adlı parçaya çekilen klipte Minogue, Marilyn Monroe’ya benzemesiyle dikkat çekiyor.

Minogue’un müzik dünyasına dönüşü hayranlarını da heyecanlandırıyor.

Şarkıcının yeni albümü de 26 Kasım’da çıkacak.[/size]

[dilara]

[size=medium]Avrupa Konseyi, Abdullah Oğuz’un yönettiği, Zülfü Livaneli’nin romanından uyarlanan, Türk-Yunan ortak yapımı ‘Mutluluk’ adlı filme insan hakları ödülü verdi.

Avrupa Konseyi’nin daime delegeler komitesindeki yedi büyükelçiden oluşan jüri, Eurimages’dan destek alan filmi, oy birliğiyle insan hakları ödülüne layık gördü.

Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Eurimages, Amerikan Hollywood sinemasının rekabetine karşı Avrupalı ortak yapım filmlere maddi destek sağlıyor.

Töre, aşk, kaçış ve farklı hayatların buluştuğu bir yolculuğu anlatan filmde Talat Bulut, Özgü Namal ve Murat Han başrolleri paylaşıyor.

Film, Meryem’in baygın halde, bir göl kenarında bulunmasıyla başlıyor.

Ailesi kızlarının bir namussuzluk yaptığını düşünerek töre gereği öldürülmesine karar veriyor. Öldürme görevi ise yakın akraba Cemal’e düşüyor. Çıktıkları ölüm yolculuğunda, Meryem ve Cemal’in yolları, Profesör İrfan Kurudal’la kesişiyor.

Bu karşılaşma üçünün de kaderlerini değiştirecek bir yolculuğun başlangıcı oluyor..[/size]

[dilara]

[size=x-small]Bu yıl 44’ncüsü düzenlenecek olan Altın Portakal Film Festivali, Jacqueline Bisset’yi ağırlayacak.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen ve bu yıl 19-28 Ekim’de gerçekleştirilecek olan festival, dünyaca ünlü yıldızların ve sinema dünyasına damgasını vuran usta yönetmenlerin buluşma noktası olacak.

Festival kapsamında bu yıl üçüncü kez düzenlenecek olan Uluslararası Avrasya Film Festivali, 1973’te ‘Le Ceremonie’ filmindeki oyunculuk başarısıyla Cezar ödülüne aday gösterilen ünlü kadın oyuncu Jacqueline Bisset’yi ağırlayacak.

Bugüne kadar John Huston, François Truffaut, George Cukor ve Roman Polanski gibi dünyaca ünlü yönetmenlerle çalışan ve Anthony Quinn, Linda Hamilton, Paul Newman, Leelee Sobieski, Armand Assante ve Candice Bergen gibi tanınmış oyuncularla aynı filmlerde rol alan Bisset, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin bu yılki onur konuklarından biri olacak.[/size]

[dilara]

[size=medium] 63 ülkeden sadece 5 finalist kategoride yer alabilecek
Tüm Sinema Haberleri

Oscar Akademi Ödülleri’nin ‘en iyi yabancı film’ dalında yarışmak için 63 ülke aday oldu.

Töreni düzenleyenler tarafından yapılan açıklamada, bu yıl ilk kez İrlanda ve Azerbaycan’ın da birer filmle aday olduğu belirtildi.

Geçtiğimiz yıl bu dalda 61 ülkenin aday olduğu belirtilen açıklamada, bu yıl aralarında İtalyan yönetmen Giuseppe Tornatore, Polonyalı yönetmen Andrzej Wajda’nın da yer aldığı önemli yönetmenlerin filmlerinin de aday
olduğu vurgulandı.

Aday olan ülkeler arasında, Arjantin, Venezuela, Porto Riko, Mısır, Irak, İran, Lübnan ve İsrail de bulunuyor.

63 ülkeden sadece 5 finalist kategoride yer alabilecek.

Bu yıl gerçekleşen 79’uncu Oscar Akademi Ödülleri töreninde en iyi film ödülüne ‘The Departed’, en iyi yönetmen ödülüne de Martin Scorsese layık görüldü.

En iyi kadın oyuncu ödülü ‘Queen’ filmindeki rolüyle Helen Mirren’e verilirken, en iyi erkek oyuncu ödülünü ‘The Last King Of Scotland’da oynayan Forest Whitaker aldı.

‘Dreamgirls’deki rolüyle Jennifer Hudson en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü kucaklarken, Alan Arkin de en iyi yardımcı aktör kategorisinde ‘Little Miss Sunshine’daki rolüyle ödüle hak kazandı.[/size]

[dilara]

[size=medium]Tüm zamanların ‘en korkunç filmi’

Türkiye’de ‘Şeytan’ adıyla gösterime giren ‘The Exorcist’ adlı film bir araştırmada tüm zamanların en korkunç filmi seçildi.

İnternet devi MSN Movies tarafından 5 bin sinemaseveri kapsayan araştırmada her beş kişiden birinin en çok ‘Şeytan’da korktuğu belirlendi.

İkinci sırayı ‘Saw’ serisi, üçüncülüğü ise Jack Nicholson’un ‘The Shining’ adlı filmi aldı.

Gösterime girdiği zamanın şartlarında çok çarpıcı olarak görülen ve gerçek bir yaşam öyküsü üzerine kurulduğu öne sürülen ‘Şeytan’ filminde genç bir kız çocuğunun vücudu şeytanın eline geçiyor.

Filmin en korkunç sahnelerinden birinde şeytanın eline geçen kızı oynayan Linda Blair’in başı 360 derece dönüyor.

İlk 10’a giren filmler arasında ‘The Omen’, ‘Jaws’ ve ‘The Blair Witch Project’ de bulunuyor.

Ankete katılanların üçte birinden fazlası en korkunç karakter olarak ise ‘Kuzuların Sessizliği’ adlı filmde Anthony Hopkins’in oynadığı Hannibal Lecter’i gösterdi.

En korkunç ikinci karakter ise yönetmen Ridley Scott’un ‘Alien’i oldu.

‘Jaws’un müziği ise en korkunç müzik seçildi.[/size]

[dilara]

[size=medium]Avrupa Filmleri Festivali başkentte

‘Avrupa Filmleri Festivali-Gezici Festival’ Ankara’da Kızılay Büyülüfener Sineması’nda düzenlenen açılış töreniyle başladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara SinemaDerneği, Kars Belediyesi, Statoil ve Akman Holding’in katkılarıyla düzenlenen festival kapsamında 26 uzun metrajlı, yaklaşık 60 da kısa metrajlı film gösterilecek.

Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu, bu yıl gezici festival nedeniyle 5 bin 51 kilometre yol katedeceklerin belirtti.

Filmlerin, güncel konulara yönelik filmler olduğunu anlatan Boyacıoğlu, Şerif Gören’in ‘Yol’ filminin 25’inci yılını doldurduğunu anımsatarak, filmin bilinmeyen görüntülerini festival kapsamında izleyiciyle paylaşacaklarını belirtti.

Ahmet Boyacıoğlu, festivalde gösterilecek 9 yeni filmden 4’ünün Sırbistan, Hırvatistan, Estonya ve Hollanda’dan olduğunu ve bu filmlerin kendi ülkelerinin Oscar adayı olduklarını belirtti.

Açılışta, festivale katkıda bulunan kişi ve kurumlara ödül ve Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu’nun getirdiği kaşar peyniri verildi.

Açılış töreninin ardından Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 6 dalda ödül alan ve başrollerini Nejat İşler ile Saadet Işıl Aksoy’un paylaştığı ‘Yumurta’ filmi gösterildi.

Başkentte 8 Kasım’da sona erecek festival, 9-15 Kasım’da Kars’ta, 17-20 Kasım’da da Samsun’da 21-25 Kasım’da ise Saraybosna’da izleyiciyle buluşacak.[/size]

[dilara]

[size=small]Roberts ve Owen ‘Duplicity’de

ABD’li oyuncu Julia Roberts ile İngiliz oyuncu Clive Owen bir kez daha kamera karşısına geçiyor.

Variety Gazetesi’nin haberine göre, 3 yıl önce birlikte film çeviren oyuncular, bu kez ‘Duplicity’ adındaki filmde iki sevgiliyi canlandıracak.

3 çocuk sahibi olan 40 yaşındaki Julia Roberts, 3 yıl ara verdikten sonra Tom Hanks ile çevirdiği ‘Charlie Wilon’s War’ filmiyle gelecek ay beyazperdeye dönüyor.

Siyasal içerikli filmde, Sovyet işgali sırasında Afganistan’daki savaş gölgesinde bir dram anlatılıyor.[/size]

[dilara]

[size=small]Streep yeni filminde aşçı rolünde

ABD’li oyuncu Meryl Streep, komedi tarzındaki yeni filminde birçok yemek tarifi kitabı yazarı bir aşçıyı canlandıracak.

Variety Gazetesi’ndeki habere göre, Merly Streep, 1961 yılında mutfak kitapları arasında referans olarak gösterilen bir kitap yazan Julia Child’ı canlandıracak.

Bir romandan uyarlanan filmin çekimleri 2008 yılında yapılacak.

ABD’nin ünlü gastronomi isimlerinden biri olan Julia Child, 92 yaşına basmasına birkaç gün kala 2004’te ölmüştü.

14 kez Oscar’a aday gösterilen 58 yaşındaki Meryl Streep, bu sonbahar Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA’in gizli cezaevlerini konu alan bir filmin yanısıra Robert Redford ile Tom Cruise ile birlikte teröre karşı savaşta bir dramı anlatan başka bir filmle afişlerde yer alıyor.[/size]

[dilara]

[size=medium]Akbank Dördüncü Kısa Film Festivali’nde, 20 kurmaca ve 10 belgesel olmak üzere toplam 30 yarışma filmi ‘Festival Kısaları’ bölümünde izleyiciyle buluşacak.

3-13 Aralık’ta gerçekleşecek festivalin yarışmalı bölümüne bu yıl 343 film başvurdu.

Yarışmalı bölüme başvuran filmleri, Altyazı Dergisi Genel YayınYönetmeni Fırat Yücel, oyuncu Beste Bereket ile Festival Koordinatörü ve yönetmen Selim Evci’den oluşan ön eleme jüri kurulu değerlendirdi.

Ön elemeyi geçen 20 kurmaca ve 10 belgesel olmak üzere toplam 30 yarışma filmi ‘Festival Kısaları’ bölümünde izleyici ile buluşacak.

Festival günlerinde toplanarak ‘En İyi Kurmaca Filmi’ni belirleyecek Kurmaca Kategorisi Jüri Kurulu, bu yıl sinema yazarı Atilla Dorsay, yönetmen Ezel Akay, yönetmen Derviş Zaim, oyuncu Fikret Kuşkan ve Akbank Sanat yöneticisi Derya Bigalı’dan oluşacak.

‘En İyi Belgesel Film’i belirleyecek jüride ise belgesel yönetmenleri Nebil Özgentürk ve Tolga Örnek, fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar, yolöykücüsü Tayfun Talipoğlu ve Akbank Sanat yöneticisi Derya Bigalı yer alıyor.

Kurmaca ve belgesel kategorilerindeki ana jürinin değerlendirmesinin ardından ‘En İyi Kurmaca Film’ ve ‘En İyi Belgesel Film’ 5 biner YTL ile ödüllendirilecek.

‘Yarışma Dışı Gösterim’ bölümü başvuruları da sonuçlandı. Bu bölümdede süre, ülke ve tür sınırlaması gözetmeksizin ulusal ve uluslararası filmler festival süresince izleyici ile buluşacak.

Festival gösterimleri, Akbank Sanat dışında İstanbul Cervantes Enstitüsü’nden de takip edilebilecek.

Film gösterimleri, Akbank Sanat’ın cafesinde de eş zamanlı olarak gerçekleşecek.

Festival programı Kasım ayında açıklanacak.[/size]

[dilara]

[size=medium]‘Maradona: Tanrı’nın Eli’

Dünyanın en ünlü futbolcularından Diego Armando Maradona’nın hayatını beyazperdeye aktaran ‘Maradona: Tanrı’nın Eli’ adlı film, 30 Kasım’da vizyona girecek.

İtalya ve İspanya ortak yapımı olan filmi, Marco Risi yönetti.

Maradona’nın çocukluğunu Gonzalo Alarcon, gençliğini Abel Ayala ve yetişkinliğini Marco Leonardi’nin oynadığı filmde, Julieta Diaz, Eliana Gonzalez, Norma Argentina, Roly Serrano, Ricardo D. Mourelle ve Emiliano Kazka kamera önüne geçti.

Arjantinli futbolcunun futbola olan aşkını ve hayatını beyazperdeye aktaran ‘Maradona: La Mano De Dios’ adlı film, 30 Kasım Cuma günü vizyona girecek.
[/size]

[dilara]

[size=medium]‘Yaşamın Kıyısında’ Avrupa’ya aday

Yönetmen Fatih Akın’ın son filmi ”Yaşamın Kıyısında”, Avrupa Film Ödülleri’nde üç dalda aday gösterildi.

“Yaşamın Kıyısında” filmi, bu yıl 20’ncisi düzenlenen Sevilla Film Festivali’nde gösterildi.

Festivalde, filmin Avrupa Film Akademisi’nin düzenlediği Avrupa Film Ödülleri’nde üç dalda aday gösterildiği duyuruldu.

Avrupa Film Ödülleri 1 Aralık 2007 tarihinde Berlin’de düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. Fatih Akın’ın “Duvara Karşı” filmi bu yarışmada 2004 Avrupa En İyi Film Ödülü’nü kazanmıştı.

Fatih Akın’ın, filminin aday gösterilmesine ilişkin olarak,”Tabii ki aday olmak ve ödül alabilmek gurur verici. ‘Duvara Karşı’ ile aynı akademiden ödül almıştık. Şu anda Roma’dayım, İtalya’da filmimiz vizyona girdi. Sırada Yunanistan ve İngiltere var. Filmimizin, tüm Avrupa ve Türkiye’de aynı anda seyirci ile buluşması beni en az aldığımız ödüller kadar heyecanlandırıyor” dedi.

44’üncü Altın Portakal Film Festivali’nden “En İyi Yönetmen”, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülleri ile dönen film Türkiye’de 26 Ekim’de vizyona girdi ve filmi ilk 10 günde 152 bin kişi izledi.
[/size]

[dilara]

[size=medium]‘3 Dakika 50 Saniye’ birinci

Bu yıl beşincisi düzenlenen ‘Metro Group Kısa Film Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri törenle verildi. Gamze Hakverdi, ‘3 Dakika 50 Saniye’ isimli filmiyle birinciliğe değer görüldü.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ndaki ödül töreninde konuşan METRO Group Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek Tekeoğlu, genç yönetmen adaylarının eğitimine katkıda bulunmak, kısa film üretimini özendirerek Türk sinemasının gelişimini desteklemek amacıyla başlattıkları projenin bugün artık ‘Kısa Film Oscarı’ diye tanımlanmaya başlandığını belirtti.

Konuşmanın ardından ödüller verildi. Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Gamze Hakverdi, ‘3 Dakika 50 Saniye’ isimli filmiyle birinciliğe değer görüldü.

Metro Group ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) işbirliğiyle gerçekleşen yarışmada, Selçuk Üniversitesi öğrencisi Güven Çelik ‘Hangi Savaş’ filmiyle ikinci, Can Kılcıoğlu ‘Yoldaki Kedi’ filmiyle üçüncü oldu.

Yarışmanın birincisi Londra’daki New York Film Akademisi’nde burslu sinema eğitimi ve 2 bin 500 euro kazanırken, ikinciye 3 bin euro, üçüncüye 2 bin euro ödül verildi.
[/size]

[dilara]

[size=medium]Polanski’den siyasal cinayet filmi

Polonya kökenli ünlü yönetmen Roman Polanski, eski bir İngiliz Başbakanı’nın öyküsünden yola çıkan siyasal bir film çekmeye hazırlanıyor.

İngiliz yazar Robert Harris’in ‘Hayalet’ (Ghost) adlı romanından esinlenen filmin konusu, savaş suçu işlemekle suçlandığı için görevinden ayrılan eski İngiliz Başbakanı Adam Lang’in anılarını kaleme almak için tuttuğu bir siyahinin öyküsü çevresinde dönüyor.

İtiraf edilmesi zor birtakım sırları ortaya çıkarması dolayısıyla ‘Gölge yazar’ olarak adlandırılan Harris’in Ekim ayında piyasaya çıkardığı kitap, basının “İngiltere’nin istifa eden başbakanı Tony Blair ile benzerlikler bulunduğu” biçimindeki yorumlarına yol açmıştı.

Polanski, filmin senaryosunun yazımı sırasında Harris ile birlikte çalışacağını söyledi.

Çekimlerin ise gelecek yıl başlaması planlanıyor.
[/size]

[dilara]

[size=small]Yönetmen Semih Kaplanoğlu, ”Yumurta” isimli filmiyle Bangkok World Film Festivali’nde ”En İyi Yönetmen” ödülünü aldı.

44’üncü Antalya Film Festivali’nden 6 ödülle dönen “Yumurta”, bu yıl 5’incisi düzenlenen Bangkok World Film Festivali’nde Dünya Sineması bölümünde yarıştı.

Festivalde, “Yumurta”, yönetmeni Semih Kaplanoğlu’na “En İyi Yönetmen” ödülünü getirdi.

Yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun, senaryosunu Orçun Köksal ile birlikte yazdığı “Yusuf Üçlemesi”nin son filmi “Yumurta”nın başrollerini Nejat İşler ile Saadet Işıl Aksoy üstlendi.

Ufuk Bayraktar, Tülin Özen, Gülçin Santırcıoğlu ve Kaan Karabacak’ın da rol aldığı filmde, annesinin vefatının ardından doğduğu kasabaya dönen Şair Yusuf’un yaşadıkları anlatılıyor.

Her yarışmadan ödülle döndü

Katıldığı her uluslararası yarışmadan ödülle dönen “Yumurta”, 44’üncü Altın Portakal Film Festivali’nde “En iyi Film”, oyuncu Saadet Işıl Aksoy “Behlül Dal Digitürk Genç Yetenek Jüri Özel Ödülü”, Semih Kaptanoğlu ve Orçun Köksal “En İyi Senaryo”, sanat yönetmeni Naz Erayda “En İyi Sanat Yönetmeni” ve “En İyi Kostüm”, Özgür Eken de “En İyi Görüntü Yönetmeni” ödüllerine değer görüldü.

14’üncü Valdivia Uluslararası Film Festivali’ne de katılan filmin yönetmeni Semih Kaplanoğlu “En İyi Yönetmen”, Saadet Işıl Aksoy da “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerine layık bulundu.

13’üncü Uluslararası Saraybosna Film Festivali’nde gösterilen filmin oyuncularından Saadet Işıl Aksoy, yine “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldı.
[/size]

[Yazar]

Yazılar