1. Anasayfa
  2. Ders Notları
  3. Ders Notları ve Faydalı Bilgiler
  4. Tarİhte İbret Verİcİ İlgİnÇ Olaylar
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #7962
    Hakan ARI
    Üye

    ÇAGDASLASMA YOLUNDA
    l930’lu yillarin Türkiyesi’nin Urla gibi bir Ege sehrinde dahi açliktan insanlar ölmüstür.
    Ortalama bir memurun aylik maasinin 50 lira oldugu bu dönemde, çagdaslasma yolunda(!) 75 000 lira gibi
    büyük paralar ödeyerek heykel yaptirilmistir.

    KENDINIZI TÜRKLERE EMANET EDIN
    16. yüzyilda Osmanli Devleti’nin gelisme yolu üzerinde direnmis ve Türk ordulari ile savasa tutusmus
    olmasindan dolay Katolik Avrupa tarafindan kendisine “Hiristiyanligin sövalyesi” ünvani verilen Bogdan
    Beyi Büyük Stefan, ölüm döseginde, evlatlarina gayet ibretli bir sekilde söyle nasihat
    etmistir:
    “Belki de yakinda himayeye muhtaç olacaksiniz. Asla Rus’a yanasmayin. Haindir, sizi yok eder.
    Fakat kendinizi Türklere emanet edin. Adil ve merhametlidirler.”

    TALAN EDILEN MIRASIMIZ
    Sanli Osmanli Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin anasi Hayme Hatunun Domaniç’teki türbesi ulu hakan
    Abdülhamid Han tarafindan, ecdadina hürmetinin ifadesi olarak büyük bir itina ile tamir ettirilmis,
    pencereleri atlas perdelerle kaplatilmis ve zeminini de Hereke dokumasi muhtesem bir hali ile
    dösenmistir.
    Ancak, Cumhuriyet döneminde is basina gelen Halk Partisi yönitimi, o muhtesem haliyi türbeden
    gasbederek, partinin Inegöl ilçe yöneticilerinin kapilarina paspas yaptirmis ve atlas perdeler ise
    kaymakamlik binasinda kullanilmistir.

    ECDADIMIZIN SILINMEZ IZLERI
    1976 yilinda Suudi Arabistan’in Cidde sehrinde, deniz suyunu tatli suya çeviren bir tesisin açilisindan
    sonra meslektaslari ile sohbete girisen dönemin Türkiye Büyükelçisi Necdet Özmen’in
    bir ara söze “bu Suudi Arabistan’in ilk tuzdan aritma tesisidir” diye baslamasi üzerine, Fransiz
    Büyükelçisi hayretler içinde kalarak söyle itiraz etmistir:
    “No, Sör… Bu Suudi Arabistan’in ilk tuzdan aritma tesisi degildir. Ilki Osmanlilar’in
    1800’lü yillarin sonunda yaptigidir.”

    BITMEYEN OSMANLI SEVGISI
    Balkanlar’dan Orta Dogu’ya kadar büyük bir cografya 1. Cihan Savasindan sonra elimizden çikmasina
    ragmen, o topraklarda yasayan halk hala büyük bir hasretle “Osmanli, Osmanli ” diye sayiklamaktadir.
    Budapeste’den gelen bir yazarimiza bir Bosnak, “Madem ki Istanbul’a gidiyorsun, Allah askina o sehrin
    topragini benim için öp. Allah benim canimi Istanbul’u görmeden almasi!” demiistir.
    Trablusgarp’daki ihtiyar Cezayirliler , boyunlarina muska diye Osmanli parasi takmaktadirlar.

    AVRUPA’DA AKINCI KORKUSU
    1534 yilinda Viyana’daki St. Stephen Katedrali’nde, Osmanli akincilarinin yaklastigini görüp
    çan çalarak haber vermekle vazifeli bir memuriyet ihdas edilmis ve bu memuriyet, ancak 1956 yilinda,
    Viyana Belediye Meclisince, “artik bir Osmanli tehlikesi kalmadigindan, bu vazifenin lüzumu yoktur”
    diye bir karar alinarak iptal edilmistir.

    BATISIN REMZI
    Yükselis dönemimizin ruhunu yansitan mütevazi Topkapi Sarayina karsilik, yikilisimizi remzeden Versay
    taklidi Dolmabahçe Sarayi, Avrupa’dan borç alinan para ile, 9 ton altin ve 41 ton gümüs
    kullanilarak insa edilmistir.

    SEFZADE’NIN DOLMABAHÇE SEFASI
    Ismet Inönü’nün Cumhurbaskanligi yaptigi dönemde, oglu Ömer Inönü gerek talebelik, gerekse
    daha sonraki yillarda koskoca Dolmabahçe Sarayi’ni ikametgah olarak kullanmis, yattigi bir oda için
    bütün sarayin kaloriferlerini yaktirmis ve ayrica bu “sefzade” sarayda kadinli kizli gece alemleri
    düzenlemistir.
    Bütün bu olanlar dönemin Millet Meclisi’nde ciddi tartismalara yol açmis ve o gün
    Meclis’te bulunan baba Inönü, kulakligi takili oldugu halde müzakereleri isitmemezlikten gelmiistir.

    AGACA ASILAN ZEKAT PARASI
    Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir müslüman, günlerce arastirdigi halde, yillik zekatini
    verebilecegi fakir birini bulamamistir. Bunun üzerine zekatinin tutari olan parayi bir keseye
    koyarak Cagaloglu’ndaki bir agaca asip, üzerine de söyle yazmistir:
    “Müslüman kardesim, bütün aramalarima ragmen memleketimizde zekatimi verecek kimse bulamadim.
    Eger muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al.”
    Ancak bu kese, üç ay kadar o agaçta asili kalmistir.

    OSMANLI ARMASI
    Merhum Necip Fazil Kisakürek, 1954’lü yillarda çikardigi Büyük Dogu mecmuasinin bir sayisinin
    kapaginda, Osmanli armasi islemeli sanat eseri bir kumas resmini yayinlayinca, “padisahlik
    propagandasi yapmak” gerekçesi ile derginin o sayisi toplatilmis ve kendisi de suçlanarak mahkemeye
    sevkedilmistir.
    Necip Fazil, mahkemede kendisini suçlayan savciya gayet ibretli bir sekilde söyle demistir:
    “Içinde adalet islerine bakilan bu binanin tepesinde ayni Osmanli armasi var. Siz de mi
    padisahlik propagandasi yapiyorsunuz?”

    PASAPORT FARKI

    Sanli Osmanli Devleti’nin yikilmasindan sonra, son derece üzgün ihtiyar bir Ürdünlü, elindeki
    yeni Ürdün pasaportuyla Isviçre sefaretine giderek; “herkes bu pasaportla alay ediyor. Eskiden Osmanli
    pasaportum varken selam dururlardi. Ben Osmanli teb’asiyim, ne olur bunu degistirin” diye sefaret
    yetkililerine yalvarmistir.

    TÜRK KÖSESI
    Devlet i Aliyey-i Osmaniye’nin üç kitada at oynatip buyruk yürüttügü ihtisamli dönemlerinde,
    Avrupa’da Türk hayat tarzi ve modasi çok tesirli hale gelmis, evlerinde “Türk kösesi” bulundurmayan
    sosyete mensuplari ayiplanir olmustur.

    BIRINCI DÜNYA SAVASININ VAHSET YILLARI
    Birinci Dünya savasi siralarinda Musul’da halk açliktan perisan durumlara düsmüs, her gün sokaklarda
    kadin-erkek, çocuk-ihtiyar birçok insan inleye inleye ölüme gitmislerdir; ancak buna bir çare
    bulunamamistir.
    Açliktan ölen bu zavalli çocuklarin etlerini kasap dükkanlarinda koyun ve kuzu eti diye satan veya
    asçi dükkanlarinda pisirip halka yedirme vahsetini gösteren on-oniki kisi idam edilmistir.

    AMERIKAN YARDIMI(!)
    Truman doktrini çerçevesinde Amerika Birlesik Devletleri’nden alinan 69 milyon dolar
    askeri yardim ile elde edilen askeri techizatin bakimi için ABD’ye her yil 400 milyon dolarlik bakim ve
    ithalat parasi harcamasi yapilmaktadir.

    HAYAL MÜESSESESI
    Teb’asini “Emanetullah” olarak gören Osmanli Devleti’nde, akil hastalarina son derece sefkatle
    muamele edilmis, ceviz karyolalarda, ipekli çamasir ve çarsaflarda yatirilip musiki ile tedavi
    edilmistir.
    Ayni dönemde Avrupa’da ise, akil hastalarinin ruhuna seytan girmis denilerek diri diri yakilmaktaydi.
    Istanbul’daki tedavi merkezlerini gören Mongeri Pere, sunu itiraf etmek durumunda
    kalmistir:
    “Burasi, Avrupa’nin asirlar sonra tahayyül edecegi bir hayal müessesidir.”
    Osmanli’nin uyguladigi bu musiki ile tedavi metodu, ABD’de ancak 1956 yilinda uygulanmaya baslahmistir.

    ÜÇÜNCÜ DÜNYANIN KOBAYLARI
    Batida ilaç üretmekle ilgili yönetmelikler son derece agir olup, bir ilacin piyasaya çikarilmadan önce
    kobaylar üzerinde yeterince deneme yapilmasi gerekmektedir. Bu ise uzun ve pahali bir süreçtir.
    Buna çare bulan batili hümanistler(!), yeni gelistirdikleri denenmemis ilaçlari üçüncü dünya
    ülkelerine pazarlayarak hem para kazanmakta, hem de milyonlarca gönüllü(!) kobay üzerinde ilaçlarini
    denemektedirler. Ilaç iyi çiktigi takdirde mallarini batida pazarlamaktalar, kötü
    çiktiginda ise foyasi çikana kadar üçüncü dünya ülkelerine satmaya devam etmekteler.

    IÇI YIVLI TOPLARIN ICADI
    Yavuz Sultan Selim Han, Ridaniye Savasi’nda, ileri görüslü babasi Sultan II Bayezid’ in icadi olan
    “içi yivli toplar”i kullanarak büyük basarilar elde etmistir.
    Bugün ise II. Bayezid’in bu büyük icadi gözardi edilmekte, tarih kitaplarinda; “yivli top 1868’de
    Almanlar tarafindan icad edildi” diye ders olarak okutulmaktadir.

    TANZIMAT DÖNEMI ORDUSU
    II. Mahmut döneminde Osmanli ordusunun modernlestirilmesi için danismanlikta bulunan Alman komutani
    Helmuth von Moltke, Tanzimat dönemi ordusunun halini söyle izah etmektedir:
    “Bu ordu; kaputlari Rus, talimatnameleri Fransiz, tüfekleri Belçika, sariklari Türk, egerleri Macar,
    kiliçlari Ingiliz ve ögretmenleri her milletten, Avrupa sisteminde bir ordudur.”

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.