- Bu konu 1 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 16 yıl 9 ay önce
dilara tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
26 Ağustos 2008: 10:37 #7550
dilara
ÜyeHÜCRENİN YAPISI
Hücrenin tanımı ilk defa 1665’lerde Robert Hooke yapmıştır.
Hücre sayısı, yetişkin bir insan organizmasında kan hücreleri hariç 1013-14 arasında değişir.Sıvı-mozaik hücre zarı, 75-80 Aº kalınlığındadır. (Aº=angstom=milimetrenin onbinde biri)
Ayda bir kereden daha az sıklıkla yapılan bir harekette lipid molekülü lipid çift tabakanın bir yüzünden diğer yüzüne göç etmesine flip-flop adı verilir.
Lipid çift tabakanın bir yüzünde yer alan bir molekülün kolayca kendi yanındaki komşusuyla yer değiştirmesine lateral difüzyon denir.
Tek tip lipid molekülünün çok hızlı olarak kendi uzun ekseni boyunca dönmesine rotation denir.
Lipi çift tabakanın ortalarında özellikle oldukça büyük açılarla bükülme olayı görülür. Bu hareket tarzına da fleksiyon adı verilir.
Glikokaliksi, hücre zarına antijen özellik veren, virüs reseptörü olarak iş gören ve hücrelerin birbirini tanımasını sağlayan yapıdır. Hücre zarının dış yüzeyinde bulunur.
İki hücre birbirine yapışık değildir. Aralarında 80-200 Aº ‘lık bir açıklık bulunur. Bu alana interselüler alan adı verilir. (Kodluyoruz hücreler siyam ikizi değildir)
Serbest yüzey farklılaşmaları : Mikrovilluslar, Titrek tüyler(Kinocilia), Sabit tüyler(Sterocilia), Kamçı(Flagel).
Yan yüzey farklılaşmaları : Terminal tıkaç, Desmosom, Gap junction (neksus).
Hücre zarı ile nukleus arasında yer alan viskoz kısma sitoplazma adı verilir. Stoplazma çeşitli protein, enzim, karbonhidrat, mineral v.b. ihtiva eden ve sitozol adı verilen sıvı kısım ile bunun içine dağılmış, bir zar ile kuşatılmış, organel adı verilen, şekilli şekilli elemanlardan meydana gelmiştir.
Endoplazmik Retikulum (E.R) : Kanal ve keseciklerden yapılmış zar sistemidir. İki çeşidi vardır. Protein sentezi yapabilen Granüllü E.R. ve enzim salgılaması yapan Granülsüz E.R (Düz).Ribozomlar : %60’ı rRNA, %40’ı proteinden oluşur. Tek takılan ribozomlara monomer, grup halinde gezenlere ise polizom ya da poliribozom adı verilir.
Golgi kompleksi : Granüllü E.R. ribozomlarında paketlenen proteinlerler E.R.’nin kuryeliğiyle Golgi’ye getirilirler. Bu arada son hallerini alırlar (bir nevi son rutüşlar), salgılanacak proteinler, veziküller halinde sitoplazmaya geçerler.
Lizozomlar : Hücre içinde bir sindirim sistemi oluştururlar. Golgide son rutüşları verilen proteinlerle çıkar bunlar ilk. Primer lizozom denir bu ilk çıkanlara. Sonra fagositoz(hücre dışından içeri madde alma) ile içeri alından maddelerin oluşturduğu fagozomlarla birleşirler, bu son oluşuma da heterolizozom(sekonder lizozom) adı verilir.
Mitokondriler : Memeli eritrositi, bakteri ve mavi-yeşil algler haricinde her hücrede bulunur bu elemanlar.Endoplazmik retikulumle beraber en ünlü organeldir. Mitokondri matriksi çift zarla sarılıdır. Dış zar düzdür fakat iç zar krista adı verilen çıkıntılar taşır. Hücrenin enerji deposudur.
Mitokondri yapısında %60 protein, %40 lipid, çok az da olsa RNA ve DNA bulunur. DNA taşıdıklarından nükleuse bağlı olmadan anında üreyebilirler.Sentriol : Hücre bölünmesinde görev yaparlar.
Koful (VAKUOL) : Zarla çevrili içi boş birimler daha çok bitki hücrelerinde görülürler. Koful (vakuol) zarına tonoplast, koful (vakuol) sıvısına da tonoplasma denir. Genç bitki hücrelerinde sayıca az ve küçük, yaşlılarda ise hem çok, hem büyüktürler.
+ Plastitler : Kloroplastlar renklidirler ve fotosentez olayını yürütürler. Leukoplastlar renksizdirler ve bitkinin depo organlarında şekerin nişastaya çevrilip depolanmasını sağlarlar.
Nükleus : Hücre çoğalmasını ve hücrede geçen kimyasal reaksiyonları yöneten merkezdir. Genelde her hücrede bir tane nükleus bulunur. karaciğer, böbrek üstü bezi, kabuk (korteks) veya testis(leydig) 2 veya daha fazla nükleus bulunabilir. Nükleusun yapısı bazen yan çizip interfaz ve döllenme durumlaında farklılık gösterebilir.
İnterfaz durumundaki hücre nükleusu
Bu durumda 4 alan ayırt edilir.
– Çekirdek Zarı (Karyoteka) : Çekirdek çift zarlı olup, yapısı hücre zarında olduğu gibidir. Zarlar arasında 400-700 Aº kadar bir aralık bulunur. Buna perinuklear aralık denir.
– Çekirdek Sıvısı (Karyoplazma) : Sitoplazmadan daha yoğun kıvamdadır.
– Kromatin Ağı
– Çekirdekçik (Nükleolus)27 Ağustos 2008: 16:47 #51173dilara
ÜyeHÜCRENİN KİMYASAL YAPISI
**Hücrede bulunan inorganik maddeler su ve elektrolitlerdir.
SU : Hayatsal faaliyetlerin devamı için çok önemlidir. Çünkü en iyi çözücü sudur. Hücreye madde alımında ve vücut ısısının kontrolünde rol oynar. Genel olarak hücrede su oranı %85-90’dır.
Erişkin bir insan vücudunda 40 litre civarında olan toplam suyun %70’i hücre içinde(intraselüler), %30’u hücre dışında(ekstraselüler) sıvı olarak bulunur. Ekstraselüler sıvı da bütün bunlar yetmezmiş gibi ikiye ayrılır. Hücreler arası olanına interselüler, damar içi olanına intravasküler sıvı adı verilir.ELEKTROLİTLER : Serbest iyon taşıdıklarından elektrik akımını geçiren sıvılara elektrolit sıvılar denir. Osmotik basıncı sağlamadan, sinir hücrelerindeki impuls iletimine kadar bir çok yerde görev alırlar.
**Hücrede bulunan organik maddeler:
KARBONHİDRATLAR : Karbonhidratlar C,H,O atomlarından oluşan ve birçok karboksil grubu kapsayan, kısa karbon zincirine bir aldehit ve keto grubu eklenmesiyle oluşan yapılardır. Aldehit grubunu kapsayan şekerlere aldoz, keto grubunu kapsayanlara ise ketoz adı verilir.Monosakkaritler : Hidroliz sonucu daha küçük parçalara ayrılmayan en küçük moleküllü şekerlerdir. En önemlileri pentoz ve heksozlardır.
Pentozlar : 5 Karbonlu(C) monosakkaritlerdir.
İki çeşidi vardır.
-Riboz : C5H10O5 kapalı formülüyle RNA’nın yapısında bulunurlar.
-Deoksiriboz : C5H10O4 şeklinde DNA’nın yapısına katılırlar.Hekzoslar : 6 karbonlu monosakkaritler olup genel formülü : C6H12O6 ‘dır.
Örneğin : Glukoz, Fruktoz, GalaktozOligosakkaritler
Disakkaritler : Genel formülü C12H22O11 ‘dir. En önemli disakkaritler sakkaroz, laktoz ve maltoz’dur.Polisakkaritler : Özellikle hekzosların dehidrasyonuyla meydana gelen çok karbonlu şekerlerdir. Genel formülü C6H10O5 ‘dir. En önemlileri selüloz, nişasta ve glikojendir.[hr]
LİPİDLER
Yağ ve benzeri molekkülleri içine alan, suda çözünmeyen fakat benzen, kloroform, eter gibi organik çözücülerde çözünen organik moleküllerdir. Lipidlerin hemen hepsinde 16-20 karbon atamo uzunluğunda yağ asidi bileşeni bulunur. Bu yağ asitleri alkollerle esterleşerek lipidleri oluştururlar.– Basit Lipidler : Bunlar 3 mol yağ asidinin 1 mol gliserolle esterleşmesiyle oluşur. Nötral yağlar ve mumlar buna birer örnektir.
– Bileşik Lipidler : Basit yağlarda olduğu gibi gliserol ve 3 yağ asidi ihtiva ederler fakat bunun yanı sıra ilave grupları da formüllerinde bulundururlar. Fosfolipidler, Glikolipidler bunlara birer örnektir.
– Diğer Lipidler : Örneğin steroidlerdir. Steroidlerin çok küçük miktarları kuvvetli biyolojik aktiviteye sahiptirler. Östrojen, progesteron, androjen hormonları, Kolesterol ve vitamin-D ve safra asitleri gibi steroidlere örnektir.
Proteinlerin en küçük yapı taşları aminoasitlerdir. Hücrede 20 çeşit aminoasit bulunur. Bunların 10 tanesi eksojen olup vücutta üretilemez ve ancak dışardan besinlerle alınabilir.
(Lösin, İzolösin, Fenilalanin, Valin, Methionin, Tryptofan, Treonin, Lizin, Histidin, Arjinin)+ ve – yüklerinin birbirine eşit olduğu pH noktasına aminoasidin izoelektrik noktası denir.
Aminoasitler birleşerek proteinleri oluştururlar. Birleşme esnasında oluşan bağa peptid bağı adı verilir.
Proteinlerin bazı görevleri ;
– Hücre sistemi ve dokuların oluşmasında,
– Hemoglobin halinde karbondioksit ve oksijen taşınmasında,
– İmmunglobülinler halinde, bakteri, virus gibi antijenlerin yok edilmesinde rol oynarlar.Proteinler yapı ve fonksiyonlarına göre ikiye ayrılırlar.
– Basit proteinler : Albumin, globulin, histon, protamin ve glutenin gibi.
– Bileşik proteinler : Basit proteinlerin başka maddelerle birleşmeleriyle oluşurlar.NÜKLEİK ASİTLER (HER SINAVDA ÇIKAR GENELDE)
– DNA : Yapısında Adenin, Guanin, Sitozin, Timin bulunur. Çift zincirlidir. Hücre çoğalması ve protein sentezini yönetir.
– RNA : Yapısında Adenin, Guanin, Sitozin ve Urasil bulunur. Tek zincirlidir. Üç çeşidi vardır. rRNA ribozomun yapısını oluşturur. mRNA kalıp ödevi görmek üzere ribozomun altbirimine bağlanır. tRNA sitoplazmada kalarak poretin sentezi sırasında girecek amino asitleri bağlarayak ribozama taşır. Sadece tRNA yonca yaprağı gibi kıvrılma gösterir. -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.