- Bu konu 4 yanıt içerir, 4 izleyen vardır ve en son 17 yıl 8 ay önce
irresistable tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
4 Ocak 2007: 14:28 #6534
Mehmet AKIN
ÜyeTutankhamon’un Sırrı:
Kimdir bu tutankhamon ?
19 yaşında ölen, 1.68 m boyu olan ,erkek,kan grubu A2 olan bir firavun. Arkadaşlar 1929 yılında tutankhamon’un mezarını bulmak için oluşturulan 22 kişilik grupdakilerin hepsi zamansız veya anlamsız şekilde öldü. Bu 22 kişiden 13’ünün doğrudan kazı ile ilgilendiği söyleniyor.Ve bu ölenlerin hepsi aynı yıl içinde ölmüş.Tutankhamon’un mezar girişindeki kapıda yazan “firavunun rahatını bozanları ölümün kanatları ezecektir” nedir bunun anlamı? Tutankhamon’un üzerinde bulunan musakadan çıkan “baygınlığından uyan, sana karşı yapılan her şeye galebe çalışıyorsun.Ptah, senindüşmanlarını yendi.Onlar düştükleri yerde kalıp varlıklarını yitirdiler” bu yazıda ne demek isteniyordu? Peki neden sağ kalıpta ölmeyen arkeologların çoğunun akli dengesini yitirmesinin sebebi neydi ?
Tutankamon’un kolyesinin esrarı
Mısır’ın efsanevi firavunlarından Tutankamon’un kolyesindeki taşların Dünya dışından kaynaklanan bir patlamayla yeryüzünde oluşmuş bir cam olduğu düşünülüyor.LONDRA – Mısır’ın başkenti Kahire’deki Mısır Medeniyetleri Müzesi’nde 1996 yılında araştırma yapan İtalyan arkeolog Vincenzo de Michele, Tutankamon’un sarı-yeşil renkli bir kolyesini incelemeye aldı. De Michele, değerli bir taş olduğu var sayılan bu kolyenin aslında camdan olduğunu ve Mısır uygarlığından dahi çok daha önce yapıldığını ortaya çıkardı. Bu tespit Mısır arkeologları arasında şaşkınlık yarattı. Mısırlı jeolog Ali Bereket de söz konusu camın, doğada Sahra Çölü’nün gözden ırak bir bölgesinde kumun içine karışmış şekilde bulunduğunu ortaya çıkardı.
Tutankamon’un kolyesini süsleyen bu taşın nereden geldiği, kimler tarafından şekillendirildiği ise bir soru işareti olarak kaldı.
Mısırlı uzman Ali Bereket Tutankamon’un kolyesindeki taşın aslında Sahra Çölü’nde bulunan bir cam olduğunu ortaya çıkardı.Dünya Dışından Kaynaklı
Avusturyalı astronom Christian Koeberl, söz konusu camın ancak çok yüksek bir sıcaklıkta meydana gelebileceğini, bu sıcaklığa ise yeryüzünde ulaşmanın mümkün olmadığını öne sürdü. Koeberl, camın uzaydan Dünya’ya geldiğini iddia etti. Ancak, camın bulunduğu bölgede meteor düşmesine kanıt sağlayacak herhangi bir bulgu yoktu.
Mısırlı uzman Ali Bereket Tutankamon’un kolyesindeki taşın aslında Sahra Çölü’nde bulunan bir cam olduğunu ortaya çıkardı.ABD’li jeofizikçi John Wasson ise camın solüsyonunun Sibirya menşeili olduğunu öne sürdü. Wasson, uzaydan gelen göktaşlarının daha önce gökyüzünde şiddetli patlamalara yol açtığını ve benzer bir patlamanın da Mısır çöllerinde gerçekleşmiş olabileceğini belirtiyor.
Atom Bombasından Daha Güçlü Olmalı
İlk atom bombası için 1945 yılında yapılan denemelerde yapılan patlamalardan sonra New Mexico Çölü kumlarında incecik bir can tabakası meydana gelmişti. Ancak Mısır Sahra Çölü’ndeki kumlardaki cam tabakasını atom bombası deneylerinin yarattığından çok daha kalın. Bilim insanları, çölde atom bombasının etkisinden daha kalın bir cam tabakası yaratacak patlamanın ne olduğunu sorguluyor.
Tutankamon’un yüzü şimdiye dek bulunana heykeller ölçü alınarak bilgisayarda yeniden yaratılmıştı.
Tutankamon’un yüzü şimdiye dek bulunana heykeller ölçü alınarak bilgisayarda yeniden yaratılmıştı.Böylesine bir patlama ilk kez 1994’te, Shoemaker-Levy kuyrukluyıldızı Jüpiter’le çarpıştığında meydana geldi. Hubble Teleskobu bu çarpışmada Jüpiter’in atmosferinde oluşan şimdiye dek bilinen en büyük ateş topunu gözlemledi.
Tarihte Örneği var
John Wasson, Güneydoğu Asya’da 800.000 yıl önce gerçekleşmiş doğal bir patlamada Sahra Çölü’nde meydana geldiği düşünülen patlamadan çok daha büyük bir etki yarattığını ortaya attı. Bu patlamadan sonra da 750 kilometre kare’ye yayılan bir alan yüzeyinde cam tabaka bıraktı. Patlamada herhangi bir krater deliğinin olmaması göktaşı ihtimalini de devre dışı bırakıyor. Wasson, bu patlama esnasında bölgedeki insanlar dahil tüm canlıların da öleceğini vurguluyor.Wasson’a göre, benzer bir olay Sibirya’nın Tunguska bölgesinde de gerçekleşti; hatta Hiroşima’ya atılan bombanın da benzer bir etkisi olmuştu.
Patlamanın Kaynağı Soru İşareti
Sandia Ulusal Laboratuvarı’nda görevli Mark Boslough, Jüpiter’i etkileyen söz konusu dev patlamayı süperbilgisayarda Dünya için bir simülasyonunu yaptı. Boslough, böylesi bir patlamanın yüzeyde 1.800 santigrat derece bir sıcaklık yaratacağını vurguluyor.
Mark Boslough’a ( ßoşluk) göre Tutankamon’un kolyesindeki camın oluşması için atom bombasının on binlerce katı büyüklüğünde bir patlamanın gerçekleşmiş olması gerek.
Simülasyonda böylesi bir patlamanın Sahra Çölü’nde bulunan ve Tutankamon’un kolyesini süsleyecek kalınlıkta bir camın da meydana gelebileceği ortaya çıktı. Simülasyonla ilgili olarak Boslough şunları söyledi; “Tutankamon’un kolyesindeki camın oluşması için atom bombasının tesirinin on binlerce katı bir patlamanın meydana gelmiş olması gerekiyor. Şimdi esas soru bu şiddete ulaşacak patlamanın yeryüzündeki kaynağı nedir?”
TITANIC niye battı?
Hepimiz titanic deniz faciasını biliyoruz değilmi? Buzdağına çarpıyor ve gemi batıyor. Herşey bu kadar basitmi? O gemide 2200 yolcu, 40ton patates, 12000 şişe maden suyu, 7000 çuval kahve,35000 yumurta ve ünlü kahine ait 1 mısır mumyası vardı. Bu mumya kaptanın arkasındaki bölmede saklanıyordu. O geceki yolculukta kaptanın garip davranışları nedendi ? Oysaki filmde mumyadan hiç bahsedilmemişti.Piramitlerin Sırrı:
Bugün Mısır’da 69 büyük piramit bulunmaktadır. Bu yapılar, yalnızca firavunlara mezar işlevimi yapmaktaydılar? Yoksa dünyada eşi benzeri olmayan mimarinin ardında başka bir sırmı vardı ? Bu arada Keops piramidi karşımıza soru üzerine soru çıkarmaktadır.Bu yapının konstrüksüyonu 20 yıllık yapı süresince 3 kez değiştirilmiş.Mısır hükümeti 1925 yılında büyük piramidin o zaman artık bilinmekte olan mevkiini ilk kez modern aletlerle ölçtürdüğünde öyle şaşırtıcı sonuçlara rastlanıldıki, ölçümler tekrarlarlandı. Tabanı kare biçimindeki yapının yönlerden en büyük sapması, bir derecenin onda biri kadardı ve bu sapış piramidin kuzeyden doğuya uzanan yanıydı.Oysa eski mısırlıların elinde pusula bulunmamaktaydı.Piramidin yapımı sırasında ağırlığı 16 tona yakın granit bloklar, 230 metre uzunluğundaki alt kenarların açıları arasında ancak milimetrenin kesri kadar fark olacak şekilde yerleştirilmiş, hiç harç kullanılmamış olmasına rağmen bloklar arasında bir insan saçının sığabileceği kadar bile aralık kalmamıştır.Bunun nasıl yapıldığını kimse bilmemektedir.22 yıl süreyle piramitlerin mimarisi üzerinde çalışan İngiliz bilim adamı Dr.Brown Landone, güneş ile piramitler arasında bir ilişkinin varlığını kanıtlamıştır. Keops piramidininalt kenarı, 365,24 piramit arşını uzunluğundadır.Bir güneş yılındaki günlerin sayısıda aynıdır. Yani 365,24’dür.Bu durum sayı oyunu, rastlantımıdır.Firavun güneş tanrısı Ra’nın oğlunu simgelerdi.Uranyumun Gücü:
Ünlü atom bilimci Prof.Luta Bulgarini, 1949 yılında yaptığı şu açıklama ile bütün dünyadaki arkeologları şaşırtmıştı : “Kanımca, eski mısırlılar atom parçalanmasına ilişkin yasaları bilmekteydiler. Bilgeler ve rahipler,uranyumun varlığını biliyorlardı.Bundan ötürü kutsal saydıklarını korumak için ışınlardan yararlanmış olmaları kuvvetle muhtemeldir. Mezarların tabanının uranyumla kaplanmış, ya da mezarların uranyumlu taştan yapılmış olması düşünülebilir.Bu tür bir ışınlanma, bugün bile bir insanı öldürebilecek, hiç değilse sağlığına önemli ölçüde zarar verebilecekse nitelikte olurdu”
Yoksa röntgen ışınlarını bulan Wilhelm Conrad Rontgen Ve Henrı Becquard daha önce bulunmuş bir şeyimi tekrar buldular ?Philipp Vandenberg
20 Ekim 1941 yılında Breslaw’da doğan Philipp Vandenberg, Almanya’nın Münih kentinde Alman Dili ve Edebiyatı ve Sanat Tarihi eğitimi gördükten sonra, çeşitli gazete ve dergilerin haber-edebiyat düzeltmenliğinin yanında serbest yazar olarak çalıştı.
Yazarlık kariyerinin dönüm noktasına; 1973 yılında 30 arkeologun ölümüne neden olarak gösterilen “Firavunların Laneti”ni araştırmak için çıktığı geziden sonra yayımladığı romanıyla ulaştı. Bu tarihten sonra yazar, yazdığı tarihi araştırma içerikli kitaplarıyla yazarlık yaşamını taçlandırdı. 1999 yılında yazarın kitapları 31 dile çevrilerek baskı sayısı 16 milyonun üzerinde çıktı.Philipp Vandenberg’in Türkçe’ye kazandırılan Firavunların Laneti, Kopernik’in Laneti’den sonra üçüncü kitabı olan Beşinci İncil adlı romanı da; meraklısına, bir bilmece çözer gibi tarihin derinliklerine sürükleyerek, hermetik, gnostik ve hıristiyanlık inançlarını sorgulatıyor.
10 Ocak 2007: 19:30 #32762Hakan ARI
Üyearkadaşımbu bilgiler süper haaaa..
gerçekten iii oldu
ama kısmet olsada bi tane olsun piramit görebilsem ne güsel olurdu:)26 Ağustos 2007: 18:01 #38102Mehmet AKIN
Üyemısır’a gitmek de aklımda ama hayırlısı..
gercektende güzel yerler, güzel bilgiler26 Ağustos 2007: 18:52 #38124Murat KUTAY
Üyemumyanın laneti..,
inanmaya başladım iyice
6 Eylül 2007: 09:47 #39063irresistable
Üye[size=x-large]gerçektende güzel bir paylaşım olmuş sırlar insanı içine çekiyor adeta bende çok merak ediyorum piramitleri..[/size]
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.