1. Anasayfa
  2. Ders Notları
  3. Klinik Öncesi Bilimler
  4. Parazitoloji
  5. VETERİNER VE TIBBİ ENTOMOLOJİ
4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23678
    mahsun04
    Üye

    VETERİNER VE TIBBİ ENTOMOLOJİ
    • Entomoloji böcek bilimidir. Entomoloji bilim dalı önceleri Artropodoloji bilim dalı altında incelenmekteydi. Artropodoloji bilim adını Artoros (Eklem), Poda (Ayak) Lopos (Bilim) kelimelerinden almıştır. Eklem bacaklılar bilimi anlamına gelmektedir. Entomoloji aslında sinekler (insekta) ve hexapoda’yı (haşereler) kapsamaktadır.
    • Ancak daha kapsamlı bir anlamda Tıbbi ve Veteriner Entomoloji bilim dalı içerisinde Acarology (Acar bilimi) de incelendiği için, entomoloji bunları da içine alır. Doğada en az 20 milyon Artropoda türü bilinmekte ve bu sayı tüm canlıların %80’nini teşkil etmektedir. Eklem bacaklıların önemli bir bölümü çeşitli hayvan türlerinde ve insanlarda parazit olarak yaşarlar.

    • Entomoloji: Serbest yaşayan zararsız eklembacaklılardan ve onların morfolojilerinden bahseder.
    • Tarım Entomolojisi: Bitkilere zarar veren eklembacaklılardan bahseder.
    • Veteriner ve Tıbbi Entomoloji: Hayvan ve İnsanlarda parazitlenen zararlı eklembacaklıların zoolojik, morfolojik ve biyolojik karakterlerini inceler ve onlarla mücadele etme yöntemlerini anlatır.
    • Bilinen Artropodların bir kısmı insan ve hayvanlarda zararlı etkiler meydana getirmektedirler (Örneğin/Kan emerler, Hastalık etkenlerini taşıyıp bulaştırırlar). Artropodalar Annelida (Halkalı solucanlar)dan türemişlerdir. Dış kısımlarında kitin denilen bir tabaka mevcut olup, bu tabaka vücut içinde dolaşan ve omurgalılardaki ve lenfin yerini alan Hemolenf adı verilen sıvının buhar haline gelip uçmasını önler.
    • Kitin tabakası dış derinin salgılarıyla şekillenir. Kitin tabakası eklem bacaklıya şekil vererek bir iskelet vazifesi görür. Bu yapıya iskelet anlamına gelecek Exoskelton denir. Kitin tabakası artropodların gelişip büyümesini engellediği için büyümenin belirli dönemlerinde bu tabaka atılabilir. Bu olaya gömlek değiştirme denir.
    Kitin tabakası üzerinde vücuda renk veren pigmentler veya kıllar tırnaklar ve dikenler mevcuttur. Vücut bazılarında baş(Caput), göğüs(Thorax), ve karın (Abdomen) olmak üzere 3 parçalıdır. Bazı artropodlarda ise baş ve göğüsün birleşmesiyle meydana gelen Cephalothorax+Abdomen şeklindedir. Eklembacaklıların vücut boşluğuna Hemocoel denir. Hemocoel’ün içini dolduran ve omurgalılardaki kan ve lenfin yerini alan sıvıya ise hemolenf denir
    • Gözler: Basit (sade) veya bileşik (petek) göz halinde bulunabildiği gibi ışığa duyarlı göz lekeleri bulunan türleri de vardır.
    • Kitin tabakası dıştan içe doğru epicüticül,exocüticül,endocitücül,şimid tabakası ve epidermis’ten oluşmuştur.
    • Başın Bölümleri:
    • 1-Vertex(Başın dorsali)
    • 2- Frons (Başın ön kısmı
    • 3-Gena (yanak)
    • 4-Clypeus(üst dudağı şekillendiren kısım)
    • 5-Gular(Başın ventral kısmı)
    • Bir böcüin vücudu ortalama 20 halkadan oluşmaktadır.
    • Bunlar: Caput:6 halka
    • Thorax:5 halka
    • Abdomen:9–11 halka
    • Ağız Yapıları: Ağız yapıları besin alma şekillerine göre 3’e ayrılır.
    • 1-Çiğneyici, kırıcı, kesici, parçalayıcı tip:
    • Hamam böcekleri, çekirge, mallophaga bitleri ve sert gıda maddeleri ile beslenen artropodlarda görülür. Labrum (Üst dudak), bir çift mandibula (üst çene), bir çift maxilla(alt çene) ve hypopharynx’ten oluşmuştur. Kısa ve kuvvetli bir ağız yapısıdır.
    • 2-Yalayıcı ve emici tip:
    • Sıvı gıda maddeleri ile beslenen insectlerde görülür. Uzun ve zayıf karakterli bir ağız yapısıdır. Tachnidae (Deri myiasisi etkenleri),Tabanidae(Kan emen sinekler) bu guruba girerler. Bu tip ağız yapısına sahip olan sineklerde bütün ağız organellerini içine alan ve Proboscis(hortum) olarak isimlendirdiğimiz kısım mevcuttur. Proboscis’te sıvı gıda maddelerinin ilerlemesine hizmet eden ince kanallar mevcuttur. Musca domestica yalayıcı tip ağız organeline sahiptir.
    • 3-Sokucu emici tip:
    • Kan emen insectlerin çoğunda bu tür ağız yapısı vardır. Bunların ağız yapıları hortum şeklinde olup bu hortumun alt tarafında labium, bir çift maxilla, mandibula ve hypopharynx bulunur.
    • Hypopharynx tükürük kanallarını içine alan kısımdır. Kan emen bitlerde (Anoplura) hortumun yerinde parçalayıcı stilet bulunur. Pirelerde ise ağız organeli olarak 1 çift maxilla ve epipharynx mevcut olup, maxilla kesici, epipharynx ise delici olarak işlev görür.
    • Acarların Ağız Yapıları:
    • Acarlarda ağız organelleri kesici işlev gören 1 çift CHELİCER ve hypostom’dan ibarettir. Chelicerler deriyi deler, kesilen yerden hypostom içeri girerek vücut sıvıları emilir. Kenelerde hypostomun uçlarında testere ağzı gibi digit denilen dişçikler bulunur. Bu yüzden keneler kan emip doymadıkça eğer çekilirse ağız organelleri koparlar
    Artropodların kitin tabakasının iç yüzeyinde çizgili kaslar yer almışlardır. Sindirim sistemi ağız ile başlar farenx, özefagus,ön barsak,orta barsak(mide), son barsak ve anutsan meydana gelmiştir.Kan emenlerde tükürük bezi kanalları ön barsağa açılır.Barsaklarda ayrıca ferment salgılayan bezeler vardır
    • Boşaltım son barsağa açılan malphigi kanalları ile yapılır.Solunum trachea veya stigma ile yapılır. Suda yaşayanlarda deri veya solungaçlarla karada yaşayanlarda is trakeal sistemden oluşan vücudun belirli yerlerinden dışa açılan STİGMA veya SİPRACL denilen organlarla yapılır.

    • Stigmaların etrafında bulunan kaslar bunların açılıp kapanmasını sağlar. Astigmatik akarlarda özel bir solunum organeli bulunmayıp solunum vücut yüzeyi ile olmaktadır. Dolaşım sistemi açıktır. Kan ve lenf yerini alan hemolenf kısmen kapalı, kısmen açık olarak dolaşır. Kalp dorsalde bulunurve genişlemiş delikli bir damardan ibarettir.
    • Kalbin kasılmasıyla hemolenf bütün vücuda yayılır. Sinir sistemi başta bulunan servikal ganglionlar ve bunların özofagus etrafında birleşmeleri ile oluşmuştur. Ventral’de ip merdiven şeklinde uzanan sinir sisteminde bağlantı yerlerini yine ganglionlar oluşturmaktadır.

    • Duyu organı olarak başta bulunan anten ve palpler ile coxa ve trochanter üzerinde bulunan kıl veya çıkıntılar vardır. Bunlar artropodun çevreye ve uyarılara karşı verdikleri tepkileri ayarlar. Cinsiyet ayrı olup çok nadir olarak hermafrodit’tirler.(Bazı arı ve karıncalar).Bunlar partenogenetik olarak çoğalırlar.
    • Dişilerde iki ovaryum ve yumurta yolu vardır ve uterusa açılır. Kopulasyon sırasında spermayı yakalayıp yumurtaların döllenmesini sağlayan Receptaculum seminis vardır.
    • Erkek üreme organları iki testis, vesicula seminalis ve bir çift ductus spermaticus ‘tur. Bazı türlerde kılıflı bir penis bulunur.Eklem bacaklıların bazıları OVİPAR(yumurta yumurtlayarak çoğalır), bazıları VİVİPAR(Larva doğurarak çoğalır),bazıları OVOVİVİPAR(hem yumurta yumurtlayarak hem de larva doğurarak çoğalır)bir kısmı ise pupipar (pupa doğurarak) çoğalır.
    • Çoğalma esnasında yumurtadan çıkan larva ergin şekline benzerlik göstermeyebilir bu duruma METAMORFOZ denilir.Gelişme esnasında larvanın ergin şekline benzemesine PARAMETABOL gelişme, yumurtadan çıkan larvanın olgunlarına benzemeyişine ise HOLOMETABOL gelişme adı verilir.Yumurtadan çıkan larvalar kurtçuk şeklinde olabilir.

    • Larvalar ayaksız ise APOD veya MAGOT LARVA, eğer ayak taşıyorlarsa TIRTIL adı verilir.Larva veya tırtılların hareketsiz ve belirgin bir çeperle çevrildiği safhaya PUPA veya KRİZALİT adı verilir.
    • Bir insectin bacak parçaları:
    • 1-Coxa
    • 2-Trochanter
    • 3-Femur
    • 4-Tibia
    • 5-Tarsus
    • a-Pulvillum
    • b-tırnak
    • c-kıl
    • Bacak ve kanatlar thorax’tan çıkar.Bacakların her biri thorax’ın bir halkasından çıkar.Kanatlar ise iki çift olanlarda 1. çift mezothorax’tan, 2.çift metathorax’tan çıkar.Kanatlar bir çift ise mezothoraxtan çıkar.

    • Artropoda’ların konakçılarına yaptıkları etkiler
    • 1-Sömürücü etki
    • Eklem bacaklıların konakçı vücudunda bulunduğu organda besinini sağlarken konakçıya yaptıkları zarardır.
    • Örn: Sivrisinek ve kenelerin kan emmesi
    • 2-Toxic etki
    • Eklem bacaklıların konakçıdan kan emme sırasında kanın pıhtılaşmasını engelleyen toxic salgılar salgılamasıdır.Bu salgıların konakçı vücudunda kana karışması sonucunda konakçıda felçler şekillenebilir.
    • Örn:Ornithodorus lahorensis’in koyunlarda kene felcine sebep olması.
    • 3-Travmatik etki
    • Kan emme sırasında veya biyolojik göç esnasında bazı artropodların delmesi gibi yaptıkları zararlardır.
    • Örn:Hypoderma Larvaları
    • 4-Mekanik etki
    • Artropodların biyolojik siklusları esnasında içeriden geçmiş olduğu kanal ve boşlukları tıkamasını veya sinirlere baskı yapması gibi
    • Örn:Hypoderma Bovis Larvalarının kanalis vertabralisten geçerken sinirlere basınç yapması, Gastrophylus larvalarının midenin pyloris kısmını tıkaması gibi.
    • 5-Hastalık Etkenlerini Nakletme:
    • Eklem bacaklıların konakçılarına verdiği en büyük zarardır.Eklem bacaklıların bizzat kendileri hastalık etkeni olmalarının yanında insan ve hayvanlara önemli ve öldürücü hastalık etkenlerini taşırlar. Bu taşıma işinde Artropodanın yaptığı işe VEKTÖRLÜK, Artropodanın kendisine VEKTÖR denir.

    • Taşıyıp Sokarak Bulaştırma
    • Kan emme sırasında eklem bacaklının vücuduna giren etken sayısı ve şekil bakımından hiçbir bakımdan değişikliğe uğramadan başka konakçılara nakledilmesidir.
    • Örn:Tabanus sineklerinin Trypanasoma türlerini nakletmesi gibi
    • Taşıyıp Değerek Bulaştırma
    • Musca domesitca’nın kokuşmuş maddeler ve dışkılar üzerine konması sonucunda buralarda bulunan hastalık etkenlerini ayakları, kanatları ve ağız organellerine bulaştırırlar.Daha sonra aynı sinekler kondukları gıda maddeleri üzerine bu etkenleri bırakırlar. Hamam böcekleri ve diğer birçok sinek türü bu şekilde hastalık taşırlar.
    • Örn:Hamam böcekleri Oxyspirura mansoni, Ganglyonema pulchurum helmint yumurtalarını ,Entemoeba histolitica, Entemoeba coli, Giardia intestinalis kistlerini taşırlar.
    • Orbitaid acarlar Moniezia spp.

    • Üretici Vektör Bulaştırması
    • Üretici vektörde patojen etkenler çoğalır,yani sayıca değişikliğe uğrar fakat şekil değiştirmez. Veba etkeni gibi bakteriler ve çeşitli arbo-viruslar vektör vücudunda bu şekilde çoğalırlar.
    • Geliştirici Vektör Bulaştırması
    • Geliştirici vektörde etkenin sayısı artmaz, fakat şekli değişir. Wuchereria bancrofti sivrisineklerde bu şekilde gelişir ve taşınır.
    • Geliştirip-Üretici Vektör Bulaştırması
    • Bu vektör çeşidinde parazit hem çoğalır, hem de şekil değiştirir. İnsan sıtması etkeni olan Plasmodium’lar sivrisinek (Anopheles spp.) vücudunda gelişip ve ürerler. Zehirli hayvan sıtması etkeni olan Thelaria spp., ise İxodidae kenelerinin vücudunda bu şekilde gelişir ve taşınır.

    • Yutulan Vektör Bulaştırması
    • Vektörün yutulması veya konakçı tarafından yenilmesi sonucunda taşıdığı hastalık etkenlerini de almasıdır.Dipyllidium caninum’un vektörü olan pirelerin köpekler tarafından yenilmesi sonucu parazitin larva şekli olan Cystcercoid’ler köpekler tarafından alınmış olur. Hepatozoon canis’i taşıyan Rhipicehalus sanguineus’ların köpekler tarafından yenilmesi yutulan vektöre örnektir.
    • ARTROPODA’DA PARASİTİSMUS

    • 1-Obligatör(Zorunlu) Parazitizm:
    • Parazit artropodanın bir kısmı, ya tüm hayatı boyunca yada hayatının bir kısmını parazit olarak geçirir. Her iki durumda da artropoda muhakkak bir konakçıya ihtiyaç duyuyorsa ve bütün hayatını konakçı üzerinde geçiriyorsa stationer (durucu) parazit denir.
    • Örn: Bitler,uyuz etkenleri. Artropoda hayatının belirli bir döneminde konakçı üzerine gelirse temporer(geçici) parazit denir.Örn:Pire tahtakurusu gibi. Mecburi ve durdurucu olanlar konakçıdan ayrıldıktan kısa bir süre sonra ölürler. Örn: Bitler
    • 2-Rastlantısal (Tesadüfi) Parazitizm
    • Normalde serbest yaşayan fakat tesadüfen bir konağa girip orada belirli bir süre kalan canlılardır. Örn:Un ve peynirde yaşayan Tyroglyphus türleri ve bu gıdaların yenilmesiyle insanların sindirim sisteminde görülebilir.

    • 3-Fakültatif (İstemli) Parazitizim
    • Yaşamlarını kendi isteklerine göre hem serbest, hem de parazit olarak geçirebilen canlılardır.
    • Örn: Bazı insect larvaları hem kokuşmuş et üzerinde, hem de hayvanların derisi üzerindeki yaralar, ya da vücut boşluklarında gelişebilirler. Örn: Srcophaga, wohlfartia,Lucilia türleri.
    • Devri Parazitizm
    • Ergin dönemlerinde parazit olmadığı halde larva dönemlerinde parazit olan artropodlardır.
    • Örn:Hypoderma ve Gastrophylus türleri

    • Hyperparazitizm
    • Bazı artropodların başka artropodlar üzerinde yaşamasıdır.
    • Örn: Rhipicephalus sanguineus’un üzerinde Hunterellus hookeri’nin bulunması, Dermacentor Andersoni’nin üzerinde Ixodophogus caurteri adlı parazitlerin bulunması ve yaşamasıdır.
    • Artropodanın Geliştiği ve Yaşadığı Yerler
    • Bazı artropodlar hayat süresini sadece bir konakçıda geçirirler. Buna MONOXEN artropoda denir. Örn: Bit ve Pire etkenleri
    • Bazıları ise larva ve nimf dönemlerini 2. veya 3. bir konakçıda tamamlar. Bunlara HETEROXEN artropod adı verilir. Örn: Keneler
    • Parazit artropodların bazıları sadece bir konakçı türüne adapte olmuşlardır. Buna spesifik konakçı denilir. Örn: Notoederes cati sadece kedilerin uyuz etkenidir.

    • Bazı artropodalar konakçı ayrımı yapmaz birçok konakçıda yaşayabilir ve kan emebilir.
    • Örn: İnsan Piresi Pulex irritans
    • İnsanın omadığı yerde her çeşit hayvandan kan emerek yaşamını sürdürebilir. Parazit artropoda organizmaya deri ve tabii boşluklardan girer. Çoğu deriye yerleştiği için EKTOPARAZİT denir. Artropodaların meydana getirdiği hastalığa ENFESTASYON denir. Konaklarına ağız yoluyla giren artropodlarda vardır. Örn: Gastrophylus türlerinin larvaları.
    • Parazit Artropodanın Etkisine Karşı Konakçı Tepkisi
    • Hücresel Reaksiyonlar
    • Kan enem artropodalar tükürük salgısını deriye bulaştırdığı zaman deride alerjik reaksiyonlar şekillenir ve hücresel reaksiyonlar görülür. Örn: lenfositler artar ve yangı görülür
    • Sivrisinek, kene ve acarların sokması ve bazı kınkanatlılar zehirlenmelere sebep olabilirler. Örn: Cleoptera’lar kantaridin salgılayarak deriyi tahrip ederler. Hücresel bağışıklıktan T-lenfositler sorumludur.
    • Humoral reaksiyonlar
    • Artropodalar konakçıda humoral bir bağışıklık geliştirebilirler. Konakçıda humoral bağışıklığın gelişmesinden B-lenfositler sorumludur. Artropodalarda bağışıklık önce kısmi ve yerel olduğu halde daha sonra vücuda yayılabilir. Humoral bağışıklıkta önce Ig-M’ler, daha sonra kronik hale geçince Ig-G’ler şekillenir. B-lenfositler plazma hücrelerine dönüşür ve bu hücreler antikor sentezler. Humoral bağışıklık enfestasyonlarda şekillenmesine rağmen yeterli olmayıp hayvanları reenfeksiyonlara karşı koruyamaz.
    • ARTROPODA’NIN NOMENKÜLATÖRÜ
    • İki nomenkülatör uygulanır.
    • İsim soyadı à Baş harfi büyük
    • İsim tür adı à Baş harfi küçük
    • Eğer tür adı olarak türü bulan şahsın adı verilirse tür adının da baş harfi büyük olur. Dermasnetor Andersoni gibi. Tür adından sonra bu türü tanımlayan kişinin adı ve tanımladığı tarih yazılır. Örn: Pulex irritans Linneus,1758 gibi.
    • Soy adının sonuna –idae takısı getirilirse aile, Soy adının sonuna –inae takısı getirilirse aile bölümü olur. Örn: Pulex soyuà Pulicidae ailesi,Pulicinae aile bölümü.
    • Hastalık isimleri ise soy adının sonuna ose,osis,iase,iasis takılarının getirilmesi ile isimlendirilir.Hypodermose,Ascariasis gibi.
    • Soy adının sonuna –idae takısı getirilirse aile, Soy adının sonuna –inae takısı getirilirse aile bölümü olur. Örn: Pulex soyuà Pulicidae ailesi,Pulicinae aile bölümü.
    • Hastalık isimleri ise soy adının sonuna ose,osis,iase,iasis takılarının getirilmesi ile isimlendirilir.Hypodermose,Ascariasis gibi.

    • ARTROPODANIN SINIFLANDIRILMASI

    • ANAÇ: ARTROPODA
    • ANAÇ BÖLÜMÜ: 1- DİANTENATA
    • 2-ANTENNATA
    • 3-CHELİCERATA
    • 4-PENTASTOMİDA
    • ANAÇ BÖLÜMÜ: DİANTENNATA
    • SINIF :CRUSTACEA
    • SOY : CYLOPS
    • : DİAPTOMUS
    • : İSTAKOZLAR

    • ANAÇ: ARTROPODA
    • ANAÇ BÖLÜMÜ: DİANTENNATA (BRANCHİATA)
    • Suda yaşarlar. İki çift antenleri vardır
    • SINIF:CRUSTACEA (KABUKLU HAYVANLAR)
    • Vücutlarını örten kireç ve kitin tabakası vardır. İstakoz ,Kerevit,Karides türlerinde Caput thorax ile kaynaşmış cephalothorax oluşmuştur. Vücut cephalothorax ile abdomenin birleşmiş şeklidir.
    • Crustacea sınıfındaki artropodlar iki çift antenli, karşılıklı hareket eden 3 çift ağız organeline sahip olup çoğu suda yaşar. Solunum solungaçlarla veya vücut derisi ile yapılır. Bu yüzden bunlara Branchiata’da denir. Bu sınıf içinde Copepoda ve Decapoda olmak üzere 2 dizi yer alır.
    • 1.Dizi: Copepoda (Kürekayaklılar): Vücutlarında kabuk yoktur. Sudaki hayvanlarda ektoparazit olarak yaşarlar. Dişileri balıklarda erkekleri ise kendi dişilerinde parazitlenirler.
    • Vücut halkaları dıştan bakınca fark edilebilir. Yakamla organelleri olarak iki çift palp vardır. Bu dizide Cylops ve Diaptomus soyları önemlidir.
    • Önemi: Diphyllobothrium latum ve Dracunculus medinensis’in ara konakçılığını yapar.İstakoz Paragonimus westermaniyi taşır.

    • 2.Dizi:Decapoda(on ayaklılar): Bunlar daha büyük yapılı olup vücutları kabukludur.Beş çift olan ayaklarının birinci çifti gıdaları parçalamak üzere testere şeklini almıştır. Bu dizideki türlerin çoğu yararlı artropodlardır. Ancak Potomobius soyuna bağlı türler(karides,yengeç,istakoz) insanların akciğerinde parazitlenen Paragonimus westermani’nin arakonakçısıdır.

    • ANAÇ BÖLÜMÜ:ANTENNATA (TRACHEATA)
    • Karada yaşarlar. Solunumu trachea ile yaparlar. Bir çift antenleri vardır.
    • Antennata 3 sınıfa ayrılır.
    • Progenata
    • Opstogenata(Myriapoda)
    • İnsecta
    • PROGENATA: Hymenolepis türlerinin larvalarına ara konakçılık yapar.
    • OPİSTOGENATA (MYRİAPODA): ÇOK AYAKLILAR

    • Bu gurupta bulunanlar Centipedler (yüzayaklılar), Milipedler(Bin ayaklılar)dır.Bunların vücutları çok sayıda segmentten oluşmuştur. Zehirli artropodlar bu sınıftandır.1.çift bacaklarında zehir bezleri taşır ve bunlara maxillapoda adı verilir. Bazı türleri Hymenolepis diminuta’ya arakonakçılık yapar. Milipedler(Diplopoda) bitki ile, Centipedler (Chilopoda) et ile beslenirler.
    • İNSECTA SINIFI (HEXAPODA)
    • İnsecta sınıfı Apterygota(kanatsız) ve Ptrygota (kanatlı9 olmak üzere 2 alt sınıfa ayrılır. Apterygota türlerini medikal bir önemi yoktur. Pterygota sınıfı altında Exoptrygota ve Endoptrygota bölümlerinde tıbbi önemi olan 9 dizi bulunur.
    • İnsecta sınıfı içerisinde yer alan sinek ve böceklerde Caput (Baş), Thorax (Göğüs) ve Abdomen (Karın) belirgin olarak ayrılmıştır. Başlarında bir çift antenleri vardır. Ağızları sokucu-emici, yalayıcı-emici, çiğneyici ya da parçalayıcı tipte gelişmiştir. Bazılarının ağızlarında bir çift maxillar palp bulunur. Göğüsten 3 çift bacak çıkar. Bazı türlerde bir çift, bazılarında iki çift kanat vardır. Bazı türlerde ise kanat atrofiye olmuştur hiç bulunmaz. Göğüs ve karın segmentleri genellikle belirgindir.
    • İnsecta sınıfı içerisinde hekimlik yönünden önem arz eden 9 dizi vardır.

    • 2.DİZİ:BLATTARİA (ORTHOPTRA)=ÇEKİRGE VE HAMAM BÖCEKLERİ
    • 1.Soy:Melanoplus:Çekirge ve cırcır böcekleri
    • 2.Soy:Blatta
    • Tür: Blatta germanica (Alman hamam böceği)
    • Tür:Blatta orientalis (Doğu hamam böceği-Karafatma)
    • 3.Soy:Periplanata
    • Tür:Periplanata americana (Amerikan hamam böceği-Gemi böceği)
    • Tür: Periplanata australasiase (Avustralya hamam böceği)
    • 4.Soy:Supella
    • Tür:Supella longipalpa
    • Melanoplus soyunda bulunan çekirge ve cır cır böcekleri çiğneyici tip ağız organeline sahiptirler. Bu etkenler Tetrameres americana ve Cheilospirura hamolosa gibi nematodların arakonakçılığını yapar.

    • Hamam Böcekleri
    • Hamam böcekleri dorso ventral basık olup iki çift kanata sahiptirler.Kanatlar thoraxtan çıkar. Öndeki birçift kanat kalınlaşmış olup zar şeklinde diğerinin üzerini örterek onu korur. Bu koruma işlemine tegmina adı verilir.Hamam böcekleri kanatlı olmalarına rağmen fazla uçamazlar ancak erkekleri kısa mesafede uçabilir. Üç çift bacakları vardır.Ayak uçlarında bir çift tırnak ve bunların ucunda birer adet pulvillum bulunur. Bu sayede hamam böcekleri düz satıhlara kolayca tırmanabilirler.
    • Fırın, mutfak, ve depo, hamam ve kalorifer dairesi gibi sıcak ve rutubetli yerleri sever. Çoğunlukla geceleri aktiftirler unlu ve nişastalı gıdaları severler. Hamam böceklerinin ağız organelleri çiğneyici ve parçalayıcı özelliğe sahiptir. Dişileri karının son halkasında yumurta paketi taşır ve bunları uygun yerlere bırakırlar.

    • Fırın, mutfak, ve depo, hamam ve kalorifer dairesi gibi sıcak ve rutubetli yerleri sever. Çoğunlukla geceleri aktiftirler unlu ve nişastalı gıdaları severler. Hamam böceklerinin ağız organelleri çiğneyici ve parçalayıcı özelliğe sahiptir. Dişileri karının son halkasında yumurta paketi taşır ve bunları uygun yerlere bırakırlar.
    • Biyoloji
    • Hamam böceklerinin üremeleri yumurta ile olur. Dişi hamam böcekleri karnın son halkasında taşıdığı yumurta paketlerini saklandıkları yerlere bırakırlar. Bu yumurta paketlerinin içinde 20-30 tane yumurta vardır. Larvalar yumurtadan 50-60 günde içinde çıkar. Uygun şartlarda 6 gömlek değiştirerek ergin forma ulaşırlar.
    • Yumurta àLarvaàErgin (1-6 gömlek değiştirme)
    • Hamam Böceklerinin Önemi
    • Hamam böcekleri dışkı üzerinde veya pis ortamlarda gezinirken vücutlarına bulaştırdıkları bakteri, virüs, ve mantarları mekanik olarak nakil ederler. Hamam böcekelri Spiocerca, Songuinolenata, Moniliformis, Gonglyonema pulchrum, Acuaria hamulosa, Oxyspirura parvorum ve Tetrameres intestinais gibi helmintlere ara konakçılık yapar. Entamobea coli, Entamoeba histolitica, Banatidium coli ve Giardia intestinalis gibi peotozoon kistlerine ve kolera, tifo ve verem basili gibi mikroorganizmaları taşırlar.
    • Kontrol
    • Hamam böcekleri çok hızlı üreme yeteneğine sahip olduklarından dolayı kontrolü güçtür.
    • 1-Hamam böceklerinin gizlendiği duvar çatlakları ve benzeri yerler tıkanır.
    • 2-Çöp ve gıdalar açıkta bırakılmaz. Gıda artıkları temizlenir.
    • Sodyum florid ve Borax gibi maddeler mücadelede etkilidir. Bu maddeleri şeker,un, nişasta, patates püresi,çikolata gibi maddeler ile karıştırılarak gezindikleri ve bulundukları bölgelere bırakılarak hamam böceklerinin bu maddeleri yiyerek zehirlenmeleri sağlanabilir.
    • Bunun dışında mücadelede insektisitlerden yararlanılır. Klorlu hidrokarbonlardan Klordan, Lindan ve Dieldrin %0.5-2.5 arasında kullanılır. Organik fosforlu insektisitler Triklorfon, Malathion, Diazinon %0.5-5’lik kullanılabilir. Karbomatlı insektisitlerden Carbaryl Proxopour (Bolf) toz halinde kullanılabilir. Bu ilaçlar hamam böceklerinin yoğun olarak bulunduğu bölgelere insan yiyeceklerine bulaşmamasına özen gösterilerek uygulanır. İlaçlama 1-2 ay sonra tekrarlanmalıdır.

    • 2.DİZİ: HYMENOPTERA (ZAR KANATLILAR)
    • Bu dizide yer alan artropodlarda genellikle iki çift kanatları vardır. Caput, thorax ve abdomen ayrıdır. Başın hareket kabiliyeti fazladır. Göğüsten iki çift kanat çıkar.
    • Hymenoptera dizi bölümünde üç önemli aile vardır.
    • Aile: Formidae (karıncalar)
    • Aile: Vespidae (yaban arıları)
    • Aile: Apidae (bal arıları)
    • 1.Aile: Formidae (karıncalar)
    • ,Bu ailede bulunan karıncalar koloni halinde yaşarlar. Morfolojik olarak oldukça küçük yapıda olmalarına rağmen büyük işler görebilen canlılardır. Karıncaların vücutları caput, thorax (pro-meta-mezothorax) abdomen şeklindedir. Caputta iki petek ve üç tane osellus (nokta) göz vardır. Vücutlarında düşmanlarına karşı kullandıkları Formik asit taşırlar.

    • Biyoloji
    • Karıncalar da çiftleşme yılın belli zamanlarında meydana gelir.Erkek ve dişi karınca havada uçarken çiftleşir ve daha sonra tere inerler. Dişi karınca döllenince kantlarını kaybederler.Tam metamorfoz vardır.
    • Yumurta-larva(kutçuk)- pupa-ergin
    • Karıncalar kanatlı hayvanlarda Raillietina spp. Ve Dicrocoelium dentricum’a arakonakçılık yaparlar.
    • 2.Aile:Vespidae
    • 3.Aile:Apidae
    • Tür:Apis mellifera (Bal arısı)
    • Arılar ise insan ve hayvanları soktuğu zaman çok acı verirler.Fakat asıl tehlikeleri alerjik reaksiyonlara ve hatta anaflaktik şoka neden olabilirler.Apidea ailesinde en önemli tür Apis mellifica’dır.Arılar toplum halinde yaşarlar.Arılar döl verme yeteneğine sahip olan kraliçe arı, genital organları gelimemiş olan dişi arılar ve yalnız belirli sürelerde bulunan erkek arılar olmak üzere üç guruba ayrılırlar
    • 3.DİZİ: LEPİDOPTERA (kelebekler,pul kantlılar)
    • Bu dizide 100.000’den fazla tür bulunur. Bu dizide bulunan türlerin ağız organelleri iyi gelişmemiş olup, emici bir hortum şeklindedir.Uzunca bir çift anten ,kanat venleri iyice belirgin olan iki çift kanat ve petek gözleri vardır.Besinlerini çiçeklerin nektar ve polenlerinden sağlarlar. Bazı türler ise kısa yaşamlarında hiç besin almazlar.Bu türlerin larvaları polypod olup kemirgendirler ve tırtıl adını alırlar.
    • Tırtıllar bitkileri yiyerek büyük zarar verirler.Tırtılların üzerinde bulunan dikenler, zehir bezleri ile bağlantı halindedir. Bunları yiyen havyalarda özellikle ördek ve tavuklarda ölümle sonuçlanabilen hastalıklar yaparlar. Microlepidoptera ve macrolepidoptera adıyla anılan iki takım içerir. Microlepidoptera takımı içerisinde önemli birçok aile vardır.

    • Aile:Bombycidae
    • Tür:Bomlyx mori (ipek böceği)
    • İpek böceği larvaları tükürük salgılarından oluşan bir kokon(koza) meydana getirirler. Ticarette kullanılan ipek bu kozalardan yapılır.Asya ülkelerinde,Türkiye de özellikle Marmara bölgesinde yaygın olarak ipek böceği üretimi yapılır. Bu böcekler kısa hortumlu olup kanatları dar uçları sivridir. Bunların larvaları (tırtılları=ayaklı) yün, yünlü halı,elbise ve kumaşlara zarar verir. İnsanlarda dermatitis meydana getirir.Larvaları kıllı olup insanlar tarafından yutulduğu zaman bulantı kusma ve ishal gibi belirtiler görülür.
    • Aile:Pyralidae
    • Tür:Galleria mallonella(arı güvesi-petek güvesi)
    • Bu türün kanatları uzun üçgen şeklinde, arkadakiler ise yuvarlağımsı bir yapıya sahiptir.Larvaları ayaklı olup ağ telleriyle sardıkları tünellerde arı veya yabani arı yuvalarında yaşarlar.Dişileri erkekle çiftleştikten sonra zayıf ve bakımsız kovanlara geceleyin girerek peteklerin çatlak ve yarıklarına yığın halinde yumurtalarını bırakırlar.
    • Yumurtalardan çıkan larvalar-tırtıllar beyaz renkte olup hareketli bir yapıya sahiptirler.Daha sonra bu larvalar krizalit dönemine geçerler(pupa).Bu döneme kadar 1-5 aylı sürede 7 gömlek değiştirirler. Bunlar ballı petekleri yerler ve kanallar açarlar. Rakımın 1500 olduğu yerlerde ya hiç görülmezler yada zararları azalır. Dışkılarını kovanlara bıraktıkları için kovanlardan pis koku yayılır.

    • Galleria mallonella bal arılarının direkt paraziti olmayıp, sadece zayıf ve bakımsız kovanları tercih eden yağmacı bir türdür. Galleria mallonella’ya en çok sonbahar aylarında rastlanır.En fazla zararı tırtıl döneminde yaparlar. Bu tür güvelerin istilasına uğramış kovanlardan pis bir koku yayılır.Güvelerle savaş için kovanların bakımlarının iyi yapılması gerekir.Arıcıların eğitilmesi, teknik malzeme,standart kovan ve ekipmanların kullanılması zorunlu tutulmalıdır.Güvelerle mücadelede Pardiklorbenzen,kükürt, chlorosol kovanlarda tütsüleme yoluyla kullanlır.
    • 4.DİZİ:PHTHIRAPTERA (bitler)

    • Mallophaga (tüy ve yapağı yiyen bitler)

    • Mallophaga dizi bölümünde bulunan bitler dorso ventral basık baş göğüsten daha geniş ağız yapıları çiğnemeye elverişli olup kanatları yoktur. Solunumları trachea ile yapılır. Başın iki yanında birer tane basit göz vardır. Bazı türlerde ise göz yoktur.Başın şakak kısmında her iki tarafta yer alan çukur içerisinde kısa eklemli ve 3-5 segmentten yapılmış bir çift anten yer alır.Bazı türlerde palp vardır.Ancak bazı türlerde palp hiç yoktur.Yumurtaları armut şeklinde ve kapaklıdır.Yumurtalarını tüy ve kıllara yapıştırır.Memelilerde de bulunmasına rağmen kanatlı hayvanlar için daha fazla önemlidir.
    • Göğüs dar ve kısadır.Prothorax belirgindir.Diğer iki göğüs parçası Mezo ve Metathorax birleşik tek parça halinde görülebilir.Göğüsten 3 çift bacak çıkar.Bacakların uçlarında birer veya ikişer tane kuvvetli tırnak vardır.Abdomen segmentleri belirgindir.Abdomen segmentlerinin üzeri bazı türlerde birkaç sıralı kısa veya uzun kıllarla kaplıdır.Mallophaga dizi bölümündeki bitler tüy, yapağı ve kıllarla beslenirler.Aynı zamanda deriden kan veya lenf sıvısı ile de beslenebilirler.Daimi ektoparazitlerdir.Konakçıdan ayrıldıktan kısa bir süre sonra ölürler.
    • Aile Üstü:Ischonocera
    • Aile:Phliopteridae
    • Bu ailede bulunan bitlerin başları geniş bazen uzundur.Antenleri 5 eklemlidir.Ayak uçlarında birer çift tırnak vardır.Tüy yiyerek beslenirler.
    • Soy:Goniodes
    • Tür:Goniodes dissimilis

    • Bu tür tavuklarda bulunur.Büyüklüğü2-3mm’dir.Renkleri kırmızı veya esmer renktedir.Antenleri 5 eklemli olup tarsuslarının nihayetinde 1 çift tırnak bulunur.Bu parazitler hayvanların tüy sapı üzerinde bulunur.
    • Soy:Goniocotes
    • Baş göğse oranla çok geniş ve ön kısmında yarımay şeklini almıştır.Şakaklar içeri doğru çöküktür.

    • Bu tür en büyük tavuk biti olarak bilinir.Büyüklüğü 3-4mm civarındadır.Tüylerle beslenir, yumurtaları 1.25×0.65 mm boyundadır.Renkleri kirli sarı renktedir.
    • Soy: Gonicoides hologaster
    • Bu tür en küçük tavuk bitidir.Büyüklüğü 1-1.5 mm arasında değişir.Tavuklarda oldukça sık görülür.
    • Soy:Gonicoides compar
    • Güvercinlerde görülür.
    • Soy:Liperus
    • Vücutları ince uzun olduğu için Anoplura dizi bölümündeki bitlerle karıştırılabilir.Fakat başın göğüsten küçük olması dolayısıyla Anoplura’lardan kolaylıkla ayrılabilrler.Antenleri 5 segmentlidir.Abdomen dar ve uzundur.Tavuk, güvercin ve diğer kanatlı hayvanlarda parazitlenir.
    • Soy:Liperus
    • Vücutları ince uzun olduğu için Anoplura dizi bölümündeki bitlerle karıştırılabilir.Fakat başın göğüsten küçük olması dolayısıyla Anoplura’lardan kolaylıkla ayrılabilrler.Antenleri 5 segmentlidir.Abdomen dar ve uzundur.Tavuk, güvercin ve diğer kanatlı hayvanlarda parazitlenir.
    • Tür:Liperus heterographus
    • Bu tür tavukların baş ve boyun bölgesinde yaşar ve tavuk baş biti olarak bilinir. 2-3 mm büyüklüğünde gri-esmer renktedir.Yumurtaları 1×0,3mm. Çapındadır.Türkiyede tavuklarda oldukça yaygın olarak bulunur.

    • Tür:Liperus caponis
    • Bu tür tavuk, sülün ve tavuz kuşu gibi kanatlı hayvanların tüyleri arasında yaşar. Büyüklüğü 2 mm’dir. Sarı- kahve renklidir.Yumurtaları 1×0,2 mm çapındadır.
    • Tür:Columbicola
    • Tür:Columbicola columba
    • Evcil ve yabani güvercinlerde bulunur. Büyüklüğü 2-3 mm arasında değişir. Kirli beyazımsı renktedir.
    • Aile:Trichodectes
    • Tür:Trichodectes canis
    • Bu tür, çok genç veya çok yaşlı köpeklerin ektoparazitidir. Dipylidium caninum’un arakonakçılığını yapar. Bu türde başın ön kısmı yuvarlak, vücutları düz ve geniştir.Büyüklüğü2-3 mm civarındadır.Bacakları kısa ve zayıftır.

    • Soy:Felicola
    • Baş kısmı üçgen şeklindedir bu özelliğiyle kolaylıkla teşhis edilebilir.
    • Tür:Felicola subrostrata
    • Bu tür kedilerin tüyleri arasında yaşar.Özellikle genç kedilerin baş ve boyun bölgesine yarleşir.Kılların dip kısımlarında deri üzerinde bulunur.Bu türde başın ön kısmı üçgendir.
    • Soy:Bovicola(Damalina)
    • Morfolojik olarak Trichodectes’lere benzer.Erkekler kısa ve geniş olmaları dolayısıyla dişlerden ayrılırlar.Büyüklükleri 2-3 mm arasında değişir.Karın segmentleri ve stigmaları belirgindir. Renkleri sarımsı kahve rengindedir.
    • Tür:Bovicola pilosa
    • Uzunlukları 1,6-1,8 mm. arasında değişir.Renkleri sarımtıraktır.Antenleri, thorax ve abdomenleri kıllarla kaplıdır.Eşek ve beygirlerin omuz başında ,boyun ve nadiren bacaklarda yerleşir.

    • Tür:Bovicola equi
    • Uzunlukları 1,6-1,8 mm. arasında değişir.Renkleri sarımtıraktır.Abdomenleri çok tüylüdür.
    • Eşek ve beygirlerin omuz başı ve boyun bölgesine yerleşirler.
    • Tür:Bovicola ovis
    • Uzunlukları 1,4-1,6 mm. arasındadır. Koyunların yapağısında bulunan bir türdür.Koyunların yapağı kalitesini bozar ve deride lezyonlar oluşmasına neden olur.Bakımsız koyunlarda kış aylarında çoğalır..Renkleri beyazımtırak,baş genişliği uzunluğundan fazla, ön kısmı yuvarlak olup antenleri tüylü bir yapıya sahiptir

    • Tür:Bovicola caprae
    • Büyüklüğü 1.3-1.6 mm. arasındadır. Baş ve göğüs kısmı kırmızı esmer renkte abdomen kirli sarıdır.Anten ve vücutları tüylüdür.Keçi ve dağ keçilerinin sırt kısımlarında bulunur.Ankara keçilerinde bulunur.

    • Tür:Bovicola bovis
    • Büyüklüğü 1.2-1.4 mm. arasındadır. Renkleri beyazımtıraktır.Başın genişliği göğüsün uzunluğundan biraz fazladır.Bu bitlerin özellikle dorsal kısmı çok tüylüdür.Antenleri kısadır.Abdomenlerinin yan ve orta taraflarında bulunan barplar belirgindir. Bu tür sığırlarda oldukça yaygın olup vücutlarının her tarafında bulunur.Sığırlarda şiddetli kaşıntı yapar.Türkiye de çok yaygın olup özellikle Ankara civarındaki sığırlarda bulunmuştur.

    • Memeli Mallophagaların Biyolojisi
    • Bitler yumurtalarını konakçıların kılları üzerine yapıştırırlar.Yumurtalardan larvaların çıkabilmesi için ısıya ihtiyaç vardır.Genellikle vücut ısısı yeterlidir.Uygun şartlar altında 5-8 gün sonra yumurtadan larva çıkar.Larvalar ergin hale gelebilmek için 5-8 defa gömlek değiştirir ve ergin bit haline geçerler.Konakçıdan konakçıya herhangi bir araç yada temasla geçerler. Yumurta à5-8 günàLarva(3-5)14-21 günàErgin bit
    • AİLE ÜSTÜ:AMBLYCERA
    • Amblyceralar hızlı hareket eden bitlerdir.Uzun yapılı ve sarımtırak renktedir.Antenleri 4 veya 5 eklemli olup küçük lobut şeklindedir.Göğüs halkaları birbirinden ayrılmıştır.
    • Aile:Gyropidae
    • Tarsusların nihayetinde 1 tırnak veya hiç tırnak bulunmaz.Memeli hayvanlarda ve daha çok kemiricilerde ektoparaziter hayat sürerler.
    • Soy:Gyropus
    • Başlarında çok belirgin olan ve şakakları sınırlayan iki girinti vardır.Ayakları kısa ve uçlarında birer çengel vardır.Kemirici hayvanlarda bulunurlar
    • Tür:Gyropus ovalis
    • Büyüklüğü 1-1.2 mm. arasındadır.Bu tür kobaylarda görülür.Baş uzun yapılı olup, ön kısmı 3 lobuslu gibi görünür.Palpleri 4 eklemli abdomen geniş ve uzun yapılıdır.
    Gyropus ovalis

    Tür: Gliricola porcelli
    Bu tür kobay ve farelerde görülür
    • Aile: Menoponidae
    • Bu ailede bulunan bitlerin başı şakaklarda çok genişlemiş ve üçgen köşeli bir görünüş almıştır (baş bir Napolyon şapkasını andırır)Gözler şakak bölgesinin önünde ve bir çukur içinde bulunur. Antenleri 4 eklemlidir. Tarsuslarında bir çift tırnak bulunur.Türlerinin çoğu kanatlılarda yaşar.
    • Soy:Menopon
    • Bu soyda bulunan türlerin antenleri kısa olup orbital çukurluk içinde kıvrılmışlardır.Baş haç şeklinde olup geniş yerini şakaklar oluşturmuştur.Tavukların en yaygın görülen bitleri bu gurupta yer almıştır.
    • Tür: Menopon stramineum
    • Bu tür konakçısının derisi üzerinde yaşadığından vücut biti adını alır.Süratli bir şekilde hareket eder.Tavukların en büyük bitidir.Özellikle genç kanatlılarda ölümlere neden olabilir.Uzunluğu 3mm genişliği1mm kadardır.Kırmızımtırak sarı renktedir.Yumurtaları büyük beyaz renkte 0,8mm çapındadır.Yumurtalarını tüylerin alt kısımlarına yığınlar halinde bırakırlar.
    • Tür: Menopon cornutus
    • Türkiye de tavuklarda yaygın olarak bulunan bir bit türüdür.Boyları2,2mm kadardır. Rengi mat kirli açık kahverengi, arka kısmı ise geniş ve yuvarlaktır. Yumurtaları beyaz renkli 0,8×0,25 mm boyunda ve kapaklıdır.
    • Tür: Menopon gallinae
    • Tavuklarda yaygın olarak bulunan bir bit türüdür. Tüylerin daha çok sap kısımlarında yaşadıklarından sap biti adını alır. Çok hareketli olup süratle yer değiştirir. Renkleri parlak, beyaz sarımtırak vücudu elips şeklindedir. Boyları ortalama 1,9 mm’dir. Yumurtaları beyaz uzun yapılı ve kapağının üzerinde bir uzantı vardır.
    Menopon gallinae

    • Kanatlı Mallophagalar’ın Biyolojisi
    • Yumurtadan ergin hale gelinceye kadar bütün gelişmelerini aynı konakçıda tamamlar.Konakçıdan ayrılınca ölür.
    • Yumurtaà7-8 günàLarvaà1-3 gömlekàErgin


    32-36 gün


    • Kopulasyon erkek altta dişi üstte meydana gelir.Bir aylık bir süre içinde bir bit döllendikten sonra 1-2 aylık bir süre içerisinde 120.000’den fala nesil verebilir.Dişi bit yumurtalarını tüylerin üzerine ve dip taraflarına yumurtlar.Yumurtaları genel olarak beyaz renkte uzun yapılı ve bazılarının üzerinde uzun kamçı şeklinde uzantılar olup kapaklıdır.Yumurtalar yapıştırıcı bir madde ile tüylerin üzerine ve dip kısımlarına yapıştırılır. Bu durum tüylerin keçeleşmesine neden olur.
    • DİZİ BÖLÜMÜ: ANOPLURA (KAN EMEN BİTLER)
    • Ağız yapıları kan emmeye elverişlidir. Vücutları dorso-ventral basıktır. Baş genellikle öne doğru sivrilmiştir. Başın iki yanında 4 veya 5 eklemli1 çift anten vardır. Thorax caputa oranla oldukça geniş ve büyüktür. Bacaklar 3 çift olup genellikle göğüsten çıkar.Ayaklar Mallophagalara oranla kalın ve kuvvetlidir.Tarsusların uçlarında birer tane tırnak bulunur.Abdomenin yanlarında stigmalar yer alır.Memeli hayvanlarda ve insanlarda parazitlenirler.
    • Aile:Pediculidae
    • Bu ailede bulunan türlerde yarı metamorfoz vardır.Ağız yapıları sokmaya ve kan emmeye elverişlidirler.Göğüs halkaları birbirileriyle kaynaşmıştır.Vücut uzun yapılı olup yumurtaları fıçı şeklindedir.
    • Tür:Pediculus humanus capitis
    • Kozmopolit bir türdür. Büyüklüğ 1.6 mm’dir.Dişileri yaşadığı sürece 80-100 yumurta yapar.İnsanların saç,sakla,kaş ve nadiren de kasık bölgesinde bulunurlar.Başta enfestasyon meydana getirirler.Yumurtalarını kılların dip kısımlarına bırakırlar.İnsan başında şiddetli kaşınmaya sebep olduklarından baş derisin de değişmeler meydana gelir.Normalde renkleri gridir.Bulundukları saçın rengine uyum sağlarlar. Ricketsia ve Spiroceta’ları taşırlar

    • Tür: Pediculus humanus corporis
    • Kan emme sırasında insanların derisinde, diğer zamanlarda ise çamaşırların kıvrım ve dikiş yerlerinde bulunur. Vücutta enfestasyon yapar. Büyüklüğü 3–3,3 mm’ye kadar çıkar. Normalde renkleri kirli beyaz olduğu halde üzerinde bulunduğu insanın derisinin rengini alır. Dişi bit yaşadığı süre içerisinde 200–300 yumurta yumurtlar. Yumurtalarını daha ziyade çamaşırların kıvrımları arasına yerleştirirler. Ricketsia, Siproceta ve Tularemi etkenlerini taşırlar. Boyun ense ve sırt derisinde fazla bulunur. Kaşıntı ve deride renk değişimine neden olur.
    • Soy: Phthirus
    • Vücutları yuvarlağa yakın kalp şeklinde geniş ve kısadır. Karın segmentlerinde tüylerle sonlanan yan çıkıntılar vardır. Tırnakları çok kuvvetlidir.
    • Tür: Phtrius pubis
    • Bu tür genital organların etrafında yaşar.Ane biti,kasık biti isimlerle adlandırılır.Deride kaşıntı, kızartı ve mavi lekeler oluşturur.Kasık veya pubis biti denilen Phthirus pubis özellikle cinsel ilişki sırasında bulaşır.Pubis bitinin bazen kirpiklerde yerleşmesi ağır belirtilere yol açabilir.Bunlar ödem, şiddetli kaşıntı, kızarıklık sulanma gibi belirtilerdir.Ayrıca Phthrius pubis kan emer insanlarda alerjilere neden olur.Ricketsia (tifus) etkenlerini taşır.
    Phtrius pubis yaşam döngüsü

    • AİLE: HAEMETOPİNİDAE
    • Aile bölümü: Heametopinidae
    • Antenleri 3–5 eklemli Tarsuslarının ucunda birer tane çengel gibi tırnak vardır. Rostellumları oldukça uzundur. Karın segmentleri yanlarda iyi derecede kitinize olmuştur.
    • Soy:Haematopinus
    • Evcil hayvanlarda görülen en büyük bitlerdendir. 0,5 cm. uzunluğundadır. Sarı kahve renklidir. Abdomenin her iki tarafında koyu kahverengi şeritler vardır. Bu soyda bulunan türlerin antenleri 3–5 eklemli tibia ve tarsusları kısa ve kalındır. Tarsusların nihayetinde 1 tek çengel vardır.
    • Tür: Haematopinus asini
    • Büyüklükleri 2,6–3,6 mm. boyundadır. Antenleri uzun ve tüylüdür. Beygir eşek ve katırların kuyruk sokumu, yele ve kaküllerinde bulunur. Baş ve karınları gri sarımtırak, göğüs kahverenginde ve üzerinde siyahımtırak lekeler vardır. Yumurtaları kapaklı armut şeklindedir ve kılların dibine yapıştırılır.
    Haematopinus asini

    • Tür: Haematopinus suis
    • Evcil ve yabani domuzların derisinde yaşar. Büyüklükleri 4-5mm. Arasında değişir. Göğüs baştan daha geniş ve kısadır. Baş dar ve uzun olup baş tarafı koni şeklindedir. Eperythrozoon suis’i nakleder.
    Haematopinus suis

    • Tür: Haematopinus eurysternus
    • Kozmopolit bir türdür. Büyüklükleri 2–3 mm. arasında değişir. Renkleri kızıl veya sarımtırak griye benzer. Sığırlarda tüylerin uzun olduğu bölgelerde yaşar. Başın ön kısmı yuvarlak antenlerin bulunduğu bölgede genişlemiştir. Yan taraflarında stigmalar vardır.
    Haematopinus eurysternus

    • Tür:Haematopinus tuberculatus
    • Mandaların derisinde yaşar.Boyları 3-4mm. arasında değişir.Renkelri kızıl veya siyahımtırak kızıldır.Antenleri derince bir çukur içinde yer alır.Göğüs baştan geniş ve genişliği uzunluğundan fazladır.
    Haematopinus tuberculatus

    • AİLE BÖLÜMÜ:LİNOGNATHİDAE
    • Bu ailede bulunan türlerin gözleri yoktur.Antenleri5 segmentlidir. Birinci çift bacakları diğer bacaklara göre daha incedir. Stigmaları daha belirgindir.
    • Soy: Linognathus
    • Başları genellikle çok uzundur. Bazı türlerde başın uzunluğu genişliğinin iki katına kadar çıkabilir.
    • Tür: Linognathus setosus
    • Bu tür köpek ve tilkilerin derisinde yaşar, 1,5–2 mm. büyüklüğündedir. Rengi genel olarak beyaz, sarımtırak baş ve göğüs daha koyu renktedir. Hayvanlarda şiddetli kaşıntı yapar.
    Linognathus setosus

    • Tür:Linognathus vituli
    • Kozmopolit bir türdür. Büyüklüğü 2–3 mm. arasında değişir. Baş öne doğru uzamış ve sivrilmiştir. Sığırlarda parazitlenir.
    Linognathus vituli

    • Tür:Linognathus pedalis
    • Koyunların ayak ve bacaklarında yaşar. Baş öne doğru uzundur. Ancak önde küt olarak sonlanır.Büyüklükleri 2-3mm. arasındadır. Abdomen segmentlerinde iki sıra seyrek ve kısa tüyler vardır.
    Linognathus pedalis

    • Tür:Linognathus ovillus

    • Koyunların başlarında yaşar. Büyüklükleri 2-2,8 mm. arasındadır. Renkleri kızıl esmer ve sarımtıraktır. Baş göğüsten daha dar ve daha uzundur.
    Linognathus ovillus

    • Soy:Solenopotes
    • Sitigmaları iyi gelişmiş, abdomen halkalarının yan taraflarındaki çıkıntılar üzerinde bulunur. Abdomen halkalarını üzerinde enlemesine tek bir sıra tüy vardır.
    • Tür:Solenopotes capillatus
    • Sığır derisinde yaşar. Baş iyi gelişmiştir. Yan çıkıntıları yoktur.Antenleri uzun ve 5 eklemlidir.Ayaklarının ucunda birer adet sivri tırnak vardır.Abdomenleri oval yapılıdır.Abdomenin son 3 halkasında uzun tüyler bulunur.Büyüklüğü 0,3-0,8mm arasında değişir.
    • AİLE BÖLÜMÜ: HAPLOPLEURİNA
    • Soy:Polyplax
    • Tür:Polyplax serrata
    • Farelerde bulunur. Eperythrozoon coccoides’i taşır.
    • Tür:Polyplax spinulosa
    • Farelerde bulunur. Eperythrozoon türlerini farelere naklederler.
    • Anopluranın Biyolojisi
    • Yumurtaları kapaklıdır. Yumurtaları dişileri tarafından hayvanların kılları üzerine bırakılır. Yumurtalardan 5-15 gün içerisinde larvalar çıkar. Daha sonra larvalar3 gömlek değiştirdikten sonra ergin hale gelirler. Şartlar uygun olduğu takdirde bitlerin yumurtalardan ergin hale gelmesi için gereken süre üç hafta kadardır.
    • Bit Enfestasyonlarının önemi ve epidemiyolojisi
    • Bitler bütün hayatlarını konakçılarının üzerinde geçirirler. Enfestasyon genellikle temas yoluyla olur. Hayvan altlıkları, koşum takımları ve temizleme aletleri bulaşmada rol oynar.Ağır enfestasyonlarda bitlere tüm vücutta rastlanır.Hayvanlarda irritasyon, kaşıntı, huzursuzluk, ve kan emen bitler anemiye neden olur.Mallophagalar ise deri,kıl ve yapağıya zarar verir. Kıl ve tüy dökülmesine neden olur. Enfestasyona yakalananlar vücutlarını ısırır, yada sert yerlere sürerler. Deride yaralanmalara neden olurlar.
    • Deri kalınlaşabilir. Sığır ve koyunlarda süt verimleri azalır. Buzağı ve danaların tüylerini yalamaları yüzünden midelerinde tüy yumakları şekillenir.Bit enfestasyonlarına en çok kış ve baharın ilk aylarında rastlanır.Çünkü bu aylarda hayvanlar genellikle kapalı yerlerde tutulurlar kıl ve yapağıları uzamıştır,hayvanların birbirileriyle temasları artmıştır.Bu yüzden bir konakçıdan diğerine kolaylıkla geçebilirler.

    • Teşhis
    • Bit enfestasyonlarını teşhis etmek için kıl, yapağı ve tüyler yakından ya çıplak gözle yada bir büyüteç vasıtasıyla incelenir. Ayrıca kıl ve yapağı sık dişli taraklar ile bir küvet içerisine tarandığında halk arasında sirke adı verilen bit yumurtaları ile larva ve erginler toplanıp mikroskopta incelenir.
    • Mücadele ve Kontrol
    • Kanatlılardaki mücadelede kullanım kolaylığı dolayısıyla Karbamatlı ilaçlar (Propoxur=Bolfo) toz halinde kullanılır. Organik fosforlu insectisidler (Asuntol, Trichlorphon=Neguvon) sulandırılarak kullanılabilir. Organik fosforlu insectisidler çok zehirli ve öldürücü oldukları için dikkatle uygulanmalı olası zehirlenmelere karşı tedbir alınmalıdır

    • Memelilerde de yine organik fosforlu, organik klorlu, karbamatlı ilaçlar ve Avermektin gurubu ilaçlar İ.M. yolla kullanılabilir. Kedi ve köpeklerde organik fosforlu insektisidler banyo veya püskürtme, karbamatlı insektisitler toz veya şampuan şeklinde ve insektisitli tasmalar (bolfo) kullanılabilir. Kedilerde DDT kullanılmaz. İlaçlama genellikle 2 defa tekrar eden şekilde yapılmalıdır. 2. ilaçlama 1. ilaçlamadan 2 hafta sonra tekrar yapılmalıdır. Böylece yumurtalardan daha sonra çıkan yeni bit larvaları da ölmüş olurlar.
    • DİZİ: COLEOPTERA (KIN KANATLILAR)
    • Bu dizide bulunan türlerin ağız organelleri çiğnemeye elverişlidir. Başlarında bir çift büyük petek göz vardır.2 çift kanatları vardur.Mezothoraxtan çıkan 1. çift kanat sert kabuk benzeri olup, Metathoraxtan çıkan 2. çift kanatın üzerini örter. Buna ELYTRA denir. Gelişmelerinde tam metamorfoz vardır. Ayakları çok kuvvetlidir. Süratli yürümeye ve toprağı kazmaya elverişlidir.
    • Abdomende 8 halka vardır. Bazıları canlı artropodları bazıları bitki yiyerek beslenir. Kın kanatlılardan bazı türleri son derece tehlikelidir. Epicanta türleri Kantaridin adı verilen deriyi tahrip eden bir kimyasal madde salgılar. Hayvan yemi olarak kullanılan yoncanın biçilmesi sırasında bu gibi böcekler parçalanır ve yeme karışır
    • Böylece bu yoncayı yiyen hayvanlar zehirlenir.Şiddetli zehirlenmelerde ölüm görülebilir. Bu dizide bulunan Hylotrupes hajulus telefon direklerini yiyerek tahrip eder. Ayrıca yine bu dizide yer alan bazı türler kitap, duvar kağıtları, fotoğraf kağıtları, kürk halı ve elbiseleri tahrip eder.

    • Önemi:
    • Spirocerca sanguinolenta, Gongylonema pulchrum, Acantocephala spp, Moniloformis spp, Hymenolepis spp,Raillietina spp,Physacephalus sexalatus gibi parazitlere ara konakçılık yapar.

    • DİZİ: HETEROPTERA=HEMİPTERA=TAHTAKURULARI (DEĞİŞİK KANATLILAR)
    • İki çift kanatlıdırlar. Öndeki kanatlar kalın arkadakiler zar şeklindedir. Antenleri 4 segmentlidir. Ağız yapıları parçalayıcı ve kan emmeye müsaittir. Vücut dorso-ventral basıktır. Gelişmelerinde yarı metamorfoz mevcuttur.
    • Biyoloji: Tahtakuruları yumurtalarını karanlık yerlere, tahta aralarına yarık ve çatlaklar içerisine bırakırlar. Yumurtaları beyaz etrafı kalın çeperli ve kapaklıdır.
    • Yumurtalardan larva uygun şarlarda (20–23 C) çıkar. Larva 5 gömlek değiştirir ki bu dönemlere nimf safhaları da denilebilir. Bir dişi tahtakurusu 150–200 yumurta yumurtlar.
    • Yumurtaà 3–14 gün àLarva (1–5 Nimf)àErgin

    Gelişmeleri 1 yıl kadar sürer
    • Bu dizi iki aileye ayrılır.
    • 1-Reduviidae (uçan tahtakuruları)
    • 2-Cimicidae (yatak tahtakuruları)

    • 1.AİLE: REDUVİİDAE
    • Bu ailede bulunan türlerin başları dar ve uzun olduğu için bunlara konik burunlu tahtakuruları adı verilir veya kanatları bulunduğu için uçan tahtakuruları adı verilir. Gözleri petek gözdür. Antenleri 4 eklemlidir. Vücutları oldukça ince uzun dorso –ventral basıktır. Uzunlukları 2,5 cm’yi bulur. Rostellumları uzun ince ve ergin olup direk kan emmeye çok elverişlidir. Işıktan kaçar, yarık ve çatlakların içine saklanır. Geceleri kan emer hareketleri çok süratlidir.

    • 1.Soy: Triatoma
    • Tür: T.geniculata
    • 2.Soy: Rhodnius
    • Tür: R.prolixus
    • Tür: R.pallesuens
    • 3.Soy: Panstrongylus
    • Tür: P.megistus
    Triatoma

    • Önemi:
    • İnsanlarda chagas hastalığı etkeni olan Trypanasoma cruzi’yi taşır. Triatoma ve Rhodnius soylarına ait tahta kurularının başları uzun ve ince olduğu için ve kanatları bulunduğu için bunlara uçan tahta kuruları yada konik burunlu tahta kuruları adı verilir.Trypanasoma cruzi tahta kurularının orta ve son bağırsağında 20 günlük bir gelişme süresinden sonra dışkıya geçerler .
    • Bu tahta kuruları insanlardan kan emdikten sonra kan emdikleri derinin üzerine pislerler.Böylece etkenler kana geçerek insanları enfekte derler. Tahta kuruları bir evden ötekine geçmek suretiyle uzak yerlere gidebilirler. Kanatlılarda şiddetli irritasyon ve anemiye neden olurlar. Özellikle tavuk hindi ve güvercinler için çok tehlikelidir.

    • 2.AİLE: CİMİCİDAE
    • Bu soyda bulunan türlerin vücutları ince tüylerle örtülüdür. Antenleri 4 eklemlidir. Kanatları atrofiye olmuştur. Vücutları dorso-ventral basıktır.
    • Tür: Cimex lecturalis
    • Bu tür kanatlı hayvanlardan insanlardan ve tavşanlardan kan emer. Vücutları dorso-ventral basık olup petek gözleri vardır. Kahve rengi veya kırmızı renktedirler. Ağız organelleri sokucu emicidir. Kanatları iyi gelişmemiştir. Anthrax, tularemi ve ricetsiaları taşırlar.
    • Tahtakuruları ile savaş için Lindan, Chlodane ve Dieldrin kullanılabilir. İlaçlar 2 haftada bir uygulanmalıdır. Uygulama şekli püskürtme şeklinde olursa insan yiyecekleri ile temas etmesi önlenmeli ve zehirlenmelere karşı dikkatli olunmalıdır.
    Cimex lecturalis

    • DİZİ: SİPHONEPTERA=PİRELER
    • Pireler sıcakkanlı hayvanlardan ve insanlardan kan emen ve yalnız ergin devrelerinde geçici parazit olan insektlerdir. Vücutları lateralden basıktır. Arkadaki bacak 3. çift bacaklarından uzun olduğu için sıçrayarak hareket ederler. Konakçılarının kıl ve tüyleri arasında yuva ve inlerde, toz toprak içinde yaşarlar.

    • Baş yuvarlak köşeli ve üçgen şeklindedir. Antenleri 3 eklemlidir. Antenin üçüncü eklemi topuz ya da lobut şeklindedir. Baş ve thorax’ta ctenidium(tarak) bulunan türler vardır. Thorax birbirinden belirgin şekilde ayrılabilen pro,mezo ve metathorax’tan yapılmıştır. Bunların her biri üstte notum altta sternum denen kısımlara ayrılmıştır.
    • Abdomen 10 halkalıdır. Her halka üstte tergum, altta sternum denen parçalara ayrılmıştır. Abdomenin son 3 halkası özellikle genital organlar için modifiye oluştur. Abdomenin 9. halkasında pygidium (sensilium) denilen his organları vardır. Bunun ön tarafında antipygdial bristil(uzun diken) bulunur. Erkeklerde 1 çift çlasper ve yay şeklinde bir penis bulunur. Dişilerde şekli türlere göre değişen receptulum seminis (spermateca) adı verilen bir organ vardır. Bu organ spermaları depo etmeye yarar.
    • İnsan ve Hayvanlarda Bulunan Önemli Pire Türleri
    • Pulex irritans
    • İnsan piresidir. Koyu sarı kahverengindedir. Vücutları kuvvetli bir kitin tabakası ile örtülüdür. Büyüklüğü 1,5–4 mm.dir. Başta ve thoraxta (ctenidium ) tarak yoktur. Gözleri vardır. Aç kaldığı zaman insanlardan başka konakçılardan da kan emerler.
    • Ctenocephalides canis
    • Asıl konakçısı köpek ve diğer carnivorlar olmakla beraber diğer hayvanlardan ve insanlardan da kan emerler. Baş geniştir. Başta ve göğüste (genal ve pronatal ctenidium) tarak vardır.Koyu kahverengindedir. 2-3,5 mm. uzunluğundadır. Alın yuvarlaktır.
    Ctenocephalides canis

    • Ctenocephalides felis felis
    • Kedilerin piresi olmasına karşın diğer konakçılardan da kan emebilir.Baş dar ve uzundur.Genal ve pronatal tarakları mevcuttur.Alın kısmı daha uzun ve dardır.
    Ctenocephalides felis felis

    • Echinodophaga gallinacea
    • Kanatlı hayvanlarda görülür. Fakat memeli hayvanlardan ve insanlardan da kan emebilirler. Genal ve pronatal tarakları yoktur.
    • Tunga penetrans
    • İnsan piresidir. Genellikle deri altına özellikle ayak derisi içinde penetre olur. Uzunluğu 1mm. Kadaradır. Kırmızı esmer renktedir. Yumurtalarını deri içerisine girerek yumurtlar.
    Tunga penetrans

    • Pirelerin Biyolojisi
    • Pireler memeli ve kanatlılardan kan emmesinden sonra konakçısını terk ederler. Yumurtalarını inlere, kovuklara, çamaşır sepetlerine toz ve toprak içerisine bırakırlar. Bir dişi pire 500’e yakın yumurta yapar. Yumurtalar 0,5 mm. büyüklüğünde oval ve beyaz renktedir. Yumurtalardan 2 gün içinde larvalar çıkar. Larvalar hareketli olup organik maddelerle beslenir ve 1–2 haftada olgunlaşırlar ve pupa dönemine girerler. Erişkin olduktan sonra pupayı terk eder ve ergin pire formuna girerler. Olgun pirelerin ısırması irritasyona neden olur.
    • Teşhis
    • Hayvanlar üstlerine insektisit sürülerek taranır ve pireler dökülür. Bu şekilde teşhis yapılır.
    • Tedavi
    • Organik fosforlu (Dichlorvose), sentetik pyretroid (Permethrin) ve organik klorlu (Lindan, lindan sadece köpeklerde kullanılır) ilaçlar kullanılır. Karbamatlı insektisitlerden Baygon,Bolfo ve Opigal-5 toz halinde kullanılabilir.Avermektinler 1mg/kg dozda subcutan vaya intra müsküler yola kullanılır.Dichlorvos içeren tasmalar koruyucu veya tedavi edici amaçla kullanılabilir.
    • Tıbbi Önemi
    • Ctenocephalides canis ; Hymenolepis nana, H. Fraterna, Dipylidium caninum va Diroflaria immitis paraziter etkeneleri taşır. Pulaex irritans; Dipylidium caninum’u , Spilopsyllus cuniculi ise tavşanlara Trypanasoma nabiasi etkenlerini taşır.
    • Kedi, köpek, rat ve insan pireleri veba, tifüs, septisemik hemoraji, köpek leishmoniasis’i ve tavşan myxomatosis’ini taşırlar.
    • Tıbbi Önemi
    • Ctenocephalides canis ; Hymenolepis nana, H. Fraterna, Dipylidium caninum va Diroflaria immitis paraziter etkeneleri taşır. Pulaex irritans; Dipylidium caninum’u , Spilopsyllus cuniculi ise tavşanlara Trypanasoma nabiasi etkenlerini taşır.
    • Kedi, köpek, rat ve insan pireleri veba, tifüs, septisemik hemoraji, köpek leishmoniasis’i ve tavşan myxomatosis’ini taşırlar.

    • Tunga penetrans fazla sıçrayamadığı için özellikle konakçının derisina açtığı delikten girerek deri altına yerleşir ve buraya penetre olur. Dişi pireler deriye nüfuz ederek ülserlere ve şişmelere neden olur. Pireler ayrıca kan emmeleri sırasında irriten bir salgı bırakarak hassas bünyelerde şiddetli kaşıntı yaparak dermatitis ve papüllerin oluşumuna neden olurlar.

    • DİZİ: DİPTERA (ÇİFT KANATLILAR)
    • Orta ve küçük boyda insectlerdir. Mezothorax’tan bir çift kanat çıkar. Metathorax’tan çıkan kanatlar atrofiye olmuş ve lobut şeklini almıştır. Bunlar uçmada dengeyi sağlar ve halter adını alır. Erginlerde baş, göğüs ve karın belirgin olarak ayrılmıştır. Ağız organlleri sokmaya ve emmeye elverişlidir. Başta bir çift palp, bir çift anten, bir çift petek göz ve ocelli mevcuttur. Larvaları kurtçuk şeklindedir. Bazılarında ağız atrofiye olmuştur. Gelişmelerinde tam bir metamorfoz vardır.
    • Yani Yumurta àLarvaàPupaàErgin şeklindedir. Bu dizideki bazı sinekler larvalarından dolayı önem arz ederler. Çünkü bu sineklerin larvaları konakçılarında external ve internal myiasis dediğimiz hastalık tablosunun oluşmasına yol açarlar. Bu dizideki diğer insektler ise kan emmeleri veya yalama ve emme esnasında bazı hastalık etkenlerini çeşitli konakçılara taşımaları dolayısıyla önemlidirler.

    • Myiasis
    • Diptera dizisine bağlı, Cyclorhapha dizi bölümündeki bazı sinek larvalarının (kurtçıklarının) insan ve hayvanların doku, organ ve tabii boşluklarına yerleşmeleri sonucunda meydana getirdikleri hastalığa myiasis adı verilir. Myiasis etkeninin konakla olan ilişkisine göre üç guruba ayrılır.
    • 1-Rastlantısal Myiasis
    • Diptera dizisindeki bazı sinek larvalarının yiyeceklerle tesadüfi olarak alınması sonucunda oluşur. Bu durumda larva bağırsaklarda bir bozukluk yapar. Örneğin Fannina canicularis adlı sineğin larvaları bu şekilde girer. Meydana gelen myiasise intestinal myiasis adı verilir.
    • 2-Fakültatif (İsteğe bağlı) Myiasis
    • Diptera dizisine bağlı bazı sinek larvaları canlı organizmada gelişebileceği gibi kokuşmakta olan et, sakatat, ölü doku ve benzeri maddelerde de gelişebilir. Örneğin et sinekleri olarak ta bilinen Sarcophaga, Lucilia, Wohlfartia soylarına bağlı çeşitli sinek türlerinin larvaları bu şekilde paraziter bir hayat sürerler.
    • 3-Zorunlu Myiasis
    • Diptera dizisine bağlı bazı sinek larvaları gelişmelerini tamamlayabilmek için mutlaka canlı bir organizmada gelişmesini sürdürmek zorundadır.Örneğin Hypoderma ve Przhevalskiana soyuna bağlı sineklerin larvaları sığırların ve keçilerin derisinde cuticolae myiasis’e, Oestrus soyuna bağlı sineklerin larvaları koyunların burun boşluğunda Cavicola myiasis’e ve Gastrophylus soyuna bağlı sineklerin larvaları atların ve eşeklerin midesinde Gastrocole myiasis’e neden olurlar.Bu sineklerin larvaları zorunlu olarak bu konakçılarda paraziter bir hayat sürerler ve myiasis’e neden olurlar.
    • Myiasis, larvanın konakta yerleştiği yere göre de değişik isimler alırlar.
    • 1-External Myiasis: Larva konağın vücudunun dış kısmında gelişir. Sarcophaga, Lucilia, Callitropa,Cochliomyia soyları external myiasis’e neden olurlar.
    • 2-İnternal Myiasis: Larva konağın içinde gelişmesini sürdürür. Örn: Fannina
    • 3-Cavicol Myiasis: Larva konağın vücut boşluğunda gelişir. Örn: Oestrus, Wohlfartia
    • 4- Ophtalama Myiasis: Larva gözde gelişir. Örn: Wohlfartia, Rhinoestrus
    • 5-Cuticol Myiasis: Larva deri ve deri altında gelişir. Örn: Hypoderma ve Przhevalskiana
    • 6-Gastricol Myiasis: Larva konağın midesinde gelişir. Örn: Gastropylus
    • 7-Nasal Myiasis: Larva konağın burnunda gelişir. Örn: Wohlfartia magnifica, Oestrus ovis
    • 8-İntestinal Myiasis: Larva konağın bağırsaklarında gelişir. Örn: Fannina canicularis
    • 9-Oto Myiasis: Larva konağın kulağında gelişir. Örn: Wohlfartia magnifica
    • 10-Yara Myiaisi: Yaraların bakımının iyi yapılmadığı durumlarda görülür. Örn: Sarcophaga haemorridialis

    • Myiasis’te görülen başlıca klinik belirtiler
    • Sağlam deri ve deri altında myiasis gelişirse deri delinebilir. Deri altı bağ dokusu tahrip olur. Ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Yara myiasisin’de yara bakımının iyi olmadığı durumlarda gelişir. Böyle durumlarda myiasis sinekleri bu tür yaralara ya yumurta bırakırlar veya larva bırakırlar. Eğer bırakılan larvalar sadece ölü dokuyla beslenirse yaranın temizlenmesine yol açar eğer larvalar nekrotik dokudan sağlam dokuya hücum ederse komplikasyonlar gelişir.
    • Göz myiasisin de göz larvalar tarafından tamamen tahrip edilebilir. Gözde yanma, kaşıntı, batma hissi, ağrı, fotofobi, şişme, kızarma, ödem ve körlük görülebilir. Burunda olursa solunum güçlüğü ve rinitis gelişebilir. Sinüsler larvalarla dolabilir. Burunda kaşıntı rahatsızlık yüzde şişme baş ağrısı ve ateş yükselmesi görülür. Kulak miyazında kulakta ağrı, işitme kaybı, çınlama, orta kulak etkilenirse kanlı irin gelebilir ve ölüme neden olabilir.

    • Barsak miyazında mide barsak bozuklukları, bulantı, kusma, baş ağrısı, epilepsi görülebilir.
    • Tedavi
    • Tedavide amaç dokuları zedelemeden larvaları ya bulundukları yerden çıkartmaktır veya yumurtadan larva çıkışını engellemektir.Yara bakımları yapılmalı lezyonlara bakteri karışırsa antibiyotikler kullanılmalıdır.Sineklerin yumurtalarından çıkan larvaların erginleşmesini önlemek için insectisid veya avermektinler kullanılabilir.

    • DİZİ BÖLÜMÜ: NEMATOCERA
    • Küçük sineklerdir. Ağız yapıları kan emmeye elverişlidir. Erkeklerde ağız organları iyi gelişmemiştir. Antenleri çok sayıda eklemden oluşmuştur. Kanat damarları bir biri ile gelişmez. Kanatları üzerinde pullar, benekler veya kıllar bulunabilir. Dişileri kan emer. Larvaların başı iyi gelişmiştir. Bacakları ince ve uzundur. Göğüsleri kamburlaşmıştır. Obtek pupa yapısına sahiptir (pupanın içindeki sinek görünür).Larvalar suda yaşar ve hareketlidir. Ovipar sineklerdir. Yumurtaları genellikle oval ve larvaları kurtcuk şeklindedir.
    • DİZİ BÖLÜMÜ: BRACHYCERA
    • İri sineklerdir. Antenleri 3 eklemlidir. Antenlerinde arista denilen çıkıntılar yoktur. Kanat damarları kesişir. Dişileri kan emer. Ağız organelleri daha kısadır. Larvaları suda yaşar başları tam gelişmemiştir. Pupa obtek olup suda yaşar.
    • DİZİ BÖLÜMÜ: CYCLORRHAPHA
    • Olgun sinekler tüylü ve metalik bir renge sahiptir. Larva ve pupa dönemleri toprakta geçer. K

    #92953
    battanov
    Üye

    cok guzel olmuss….

    #93011
    rambo2
    Üye

    teşekkürler

    #97870

    gerisi yok mu ya keneler felan en önemli konu yok…:(

4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.