1. Anasayfa
  2. Ders Notları
  3. Klinik Öncesi Bilimler
  4. Viroloji
  5. Viral Hastalıkların Patogenezi
4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Yazar
    Yazılar
  • #22820

    VİRAL HASTALIKLARIN PATOGENEZİ

    Hastalık oluşması için virusların konakçıya girmesi, hassas hücrelerle temasa geçmesi, çoğalması ve hücre zararı meydana getirmesi gerekir. Çoğu viral enfeksiyonların patogenezi hakkında hala fazla bilgi yoktur. Fakat genetik ve biyokimyasal çalışmalar sonuçta moleküler seviyede viral patogenezisin anlaşılmasına yol gösterecektir.
    Viral patogenezis bilgilerinin çoğu hayvan modellerine dayanmaktadır. Çünkü böyle sistemlerde daha kolaylıkla uygulama ve inceleme yapılabilir.

    Viral Patogenezis Aşamaları
    a)Konakçıya giriş ve primer çoğalma
    b)Virus yayılması ve hücre tropismi
    c)Konakçı immun yanıtı
    d)Hücre zararı ve klinik hastalık
    e)Persistens

    Konakçıya giriş ve primer çoğalma
    Çoğu viruslar konakçıya solunum ve sindirm mukozalarından girerler. İğnelerle (AIDS, hepatit B virusu) ya da insekt vektörlerle (arboviruslar) kan dolaşımına direkt olarak giren bazı viruslar önemli istisna oluştururlar.
    Birçok virus primer giriş yerinde çoğalır. İnfluenza viruslar (solunum enfeksiyonu) ve rotaviruslar (gastrointestinal enfeksiyon) gibi bazı viruslar, vücuda giriş yerlerinde hastalık meydana getirirler ve sistemik yayılma göstermezler.

    Virus yayılması ve hücre tropismi
    Çoğu viruslar giriş yerinden uzak yerlerde hastalık meydana getirirler. Örneğin enteroviruslar sindirim kanalından organizmaya girerler, fakat sinir sisteminde hastalık meydana getirirler. Giriş yerinde çoğalmadan sonra, viruslar konakçı içerisinde yayılır. Viral yayılma mekanizmaları değişiktir. Fakat en genel yayılma şekli kan dolaşımı ya da lenfatik yolladır. Virusların kan dolaşımında görülmesine viremi denir. Bu viremi devresi birçok virus enfeksiyonlarında kısadır. Birkaç durumda neural yayılma görülür. Bu durum, hastalık oluşturmak için beyne ulaşana kadar kuduz virusunda ve herpes simplex virusunun latent enfeksiyonu başlatmak için ganglionlara hareketinde açıkça görülür.
    Viral yayılma spesifik viral genlerle kısmen belirlenebilir. Reovirusla yapılan çalışmalar, sindirim kanalından virus yayılmasının virusun dış kapsid proteinlerinden birisiyle yönlendirildiğini göstermiştir. Konakçıya giren virusun hücre ve doku tropismi, genellikle o virus için spesifik hücre yüzey reseptörlerinin varlığını gösterir. Virus reseptörlerinin kimyasal tabiatı çoğu durumlarda bilinmez. Reseptörler, spesifik olarak birbirini etkileyen ve enfeksiyonu başlatabilen viral yüzey bölgesi (kapsid ya da zar) ile hücre yüzeyi komponentleridir.
    Muhtemelen reseptörler, normal hücre metabolizmasında fonksiyon yapan fakat aynı zamanda spesifik bir virus için de bir affiniteye sahip olan hücre kısımlarıdır. Örneğin, kuduz virusu nöyronlardaki asetil kolin reseptörlerine bağlanabilir.
    Doku tropismini gösteren ikinci mekanizma proteolitik enzimleri içermektedir. Bazı paramyxoviruslar zar glikoproteininin proteolitik ayrışma geçirmesine kadar enfeksiyöz değildir. Viral replikasyonun çoğalma aşamaları, uygun aktive edici enzimleri çıkarmayan dokularda görülmez.

    Konakçı immun yanıtı
    Viral enfeksiyonların kontrolunda immun yanıtın hem humoral hem de hücresel komponentleri bulunmaktadır. Fakat antikor ve immun hücrelerin kesin rolü hala bilinmemektedir. Viruslar patojen bakterilerden farklı bir doku yanıtı ortaya çıkarırlar. Bakteriler tarafından meydana gelen akut yangıya karşı temel hücresel yanıt, polimorf nükleer lökositlerle oluştuğu halde, komplike olmamış viral lezyonlu yangısal reaksiyon, mononükleer hücreler ve lenfosit infiltrasyonu ile karakterizedir.
    Virus kodlu proteinler genellikle kapsid proteinleri, immun yanıt için hedef olarak hizmet ederler. Virusla enfekte hücreler, hücre yüzeyindeki viral polipeptitlerinin tanınması sonucu olarak sitotoksik T-lenfositleri tarafından lize edilebilirler. Humoral immunite aynı virusla reenfeksiyona karşı konakçıyı korur. Bu, viral aşı programları için temeldir. Nötralizan antikorlar viral enfeksiyonun başlamasını bloke eder. Muhtemelen virus çoğalmasının adsorbsiyon ya da eklipse dönemlerini bloke eder. Sekretorik IgA antikorlar, solunum ve sindirim kanalından giren viruslarla meydana gelen enfeksiyona karşı korunmada önemlidir.
    Spesifik immuniteye ilave olarak bazı nonspesifik konakçı savunma mekanizmaları virus enfeksiyonu tarafından ortaya çıkarılabilir. Non-immun yanıt içerisinde en etkin olanı interferon oluşumudur. Bazı virusların spesiyal özellikleri konakçının immun yanıtı üzerinde çok derin etkilere sahip olabilir. Bazıları immun sistem hücrelerini enfekte eder ve zarar verir. En tipik örnek, T-lenfositlerini enfekte eden ve onların fonksiyon kabiliyetine zarar veren AIDS’le ilgili retroviruslardır..
    Virus enfeksiyonuna karşı immun yanıtın ters etkileri keza bilinmemektedir. Bazı viruslar enfekte ettikleri hücreleri her zaman öldürmez. Bu durumlarda konakçının gösterdiği immun yanıt, patolojik değişiklikler ve klinik hastalık şeklinde kendini gösterir. Böylece immunopatolojik hastalıklar ortaya çıkar. Bu olay, farelerin choriomeningitis virus enfeksiyonunda örnek gösterilir. İmmunolojik kompotens (immunolojik yeterlilik) gelişmeden önce yeni doğan farelerin enfeksiyonu, akut hastalıkla ilgili olmayan hayat boyu viral bir enfeksiyon oluşturur. Fakat sonraki hayatta kronik olarak enfekte farelerin çoğu, merkezi sinir sistemini etkileyen öldürücü bir hastalık gösterir. Bu hayvanlar keza, virus antijen-antikor komplekslerinin birikmesiyle oluştuğu düşünülen glomerulonefritis gösterirler.
    İmmunopatolojik bozukluğun diğer tipi, ölü kızamık ya da respiratory sinsitial virus kapsayan aşılarla önceden immunize edilen insanlarda görülmüştür. Böyle insanlar doğal olarak enfektif virusla sonradan enfekte olduklarında ciddi sonuçlar doğuran alışılmamış immun yanıtlar ortaya koyarlar.
    İmmun yanıtın diğer olası ters etkisi, otoantikorların gelişmesidir. Eğer bir viral antijen normal dokularda bir hücre proteini üzerindeki antijenik determinantı tesadüfen tanıyan antikorları ortaya çıkartıyorsa, viral enfeksiyonla ilişkili olmayan hücresel zarar ya da fonksiyon kaybı meydana gelebilir.

    Hücre zararı ve klinik hastalık
    Hedef dokulardaki virusla enfekte hücrelerin tahribatı ve doku zararıyla konakçıda meydana gelen fizyolojik değişiklikler, hastalığın gelişmesinden kısmen sorumludur. Bununla beraber virus enfeksiyonu ile ortaya çıkan klinik hastalık, bir seri kompleks olayların sonucudur ve hastalığın derecesini belirleyen bir çok faktör bilinmemektedir. Klinik hastalık, virus enfeksiyonunun farkedilmeyen bir göstergesidir. Viruslar tarafından inapparent enfeksiyonlar çok fazla görülür.

    Persistens
    Virus enfeksiyonları genellikle kendi kendine sınırlıdır. Bununla beraber zaman zaman virus, konakçıda uzun bir süre persiste kalır. Uzun dönem virus-konakçı etkileşimi muhtelif şekiller alabilir. Bunlardan birisi virusun devamlı olarak görüldüğü hafif belirtiler ya da klinik semptomların belirsiz olduğu persiste enfeksiyonlardır. Diğeri uzun süre virusun gizli ya da örtülü bir şekilde persiste olduğu latent enfeksiyonlardır. Klinik hastalığın parlamaları aralıklı şekilde görülebilir. Enfeksiyöz virus, parlamalar sırasında elde edilebilir.
    Slow virus enfeksiyonları, aylar ya da yıllar süren bir inkubasyon süresine sahiptir. Bu esnada virus çoğalmaya devam eder. Uzun inkubasyon dönemi sırasında klinik semptomlar genellikle belirsizdir. İnapparent ya da subklinik enfeksiyon, açıkça belirti vermeyen bütün enfeksiyonları kapsar.
    Persiste enfeksiyonlar çok sayıda hayvan virusları ile meydana gelir ve bazı durumlarda konakçının yaşına bağlıdır. Persiste enfeksiyonlarda virus populasyonu genellikle birçok genetik ve antijenik değişikliklere uğrar.
    Persiste slow virus enfeksiyonları insan hastalıklarında geniş şekilde bir rol oynayabilir. Persiste virus enfeksiyonları insan ve hayvanlarda merkezi sinir sisteminin progressif dejeneratif hastalıkları ile ilgili olduğu kadar tavuk ve farelerin lökemi ve sarkomları ile de ilişkilidir. Kronik virus mevcudiyeti, immun kompleks hastalığı ya da merkezi sinir sistemi hastalığına kadar varan çarpık bir immunopatolojik reaksiyon gösterebilir.
    Herpesviruslar tipik olarak latent enfeksiyon oluştururlar. Herpes simpleks virusları hassas sinir ganglionlarına girer ve nonenfeksiyöz bir durumda persiste kalır. Periferal kısımlarda enfeksiyöz virus kapsayan lezyonlar ortaya çıktığında periyodik reaktivasyonlar olabilir. Herpesviruslar immunsupresyonla reaktive olabilirler. Bu nedenle immunsupretant tedavi gören hastalar için herpesvirus enfeksiyonları ciddi bir komplikasyon yaratabilir.
    Slow virus hastalıkları merkezi sinir sisteminin kronik, progresif, öldürücü enfeksiyonlar grubudur. Bunlar, henüz nükleik asit kapsadığı gösterilememiş olan alışılamamış, nakledilebilen proteinöz etkenler tarafından meydana getirilir. Slow virus enfeksiyonlarına en iyi örnek koyunlardaki scrapie ve sığırlarda ortaya çıkan Bovine Spongiform Ensehalopati (BSE)’lerdir. Kuru ve Creutzfeldt-Jacop hastalığı insanlarda görülür. Bu hastalıklar aylar, yıllar süren uzun inkubasyon periyoduna sahiptir. Bu hastalıklar ilerlediğinde, patolojik bozukluklar merkezi sinir sisteminde sınırlı kalır. Bu etkenler konakçıda immun yanıt ve yangısal reaksiyon ortaya koymazlar. Bu şaşırtıcı etkenlerin hastalık oluşturma mekanizması henüz bilinmemektedir.

    Konakçı Yaşının Etkisi
    Konakçı yaşı virus patogenezinde bir faktördür. Yeni doğan hayvanlarda genelde daha şiddetli hastalık ortaya çıkar. Yaşla immun yanıtın olgunlaşmasına ilaveten, virus enfeksiyonuna karşı belli hücre tiplerinin hassasiyetinde yaşla ilgili değişiklikler görülebilir. Virus enfeksiyonları genellikle her yaş gruplarında görülebilir. Fakat hayatın farklı dönemlerinde daha büyük etkilere sahip olabilir. Örneğin Rubella virusu gebelik esnasında, St. Louise Encephalitis virusu yaşlılarda daha ciddi etki gösterirler.

    Konjenital Bozukluklara Neden Olan Viruslar
    Gebelik sırasında viral enfeksiyon, fötal zarar ve kayıpların önemli bir sebebi olabilir. Konjenital bozuklukların oluşumunu etkileyen üç unsur şunlardır: 1-Gebe hayvanı enfekte edecek virusun yeteneği ve fötusa nakledilmesi, 2- Enfeksiyonun olduğu gebelik devresi, 3- Direkt ya da indirekt olarak fötusun enfeksiyonuyla fötusa zarar verecek virusun kabiliyeti.
    İnsanlarda rubella, cytomegalovirus, herpes simplex, varicella zoster ve coxackie B; hayvanlarda mavi dil, akabane, viral diyare-mukozal disease virusları, konjenital enfeksiyonlara ve fötusta teratojenik bozukluklara yol açan önemli bazı virus enfeksiyonlarıdır

    #85309

    iiiii paylaşım eline sağlık

    #88585
    okan118
    Üye

    merhaba bana yardımcı olabılecek kısıler var mı burada..[hr]
    cok guzel teskkur ederım..

    #90808
    hilmi32
    Üye

    paylaşım için teşekkürler…

4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.