[dilara]

[size=large]Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle “Küresel Krizin Türkiye Hayvancılığına Yansımaları” konulu panel düzenlendi.

Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü A Salonu’nda düzenlenen panele UÜ Rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz’in yanı sıra fakülte dekanları, öğrenciler, öğretim üyeleri ve üretici temsilcileri katıldı.

Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz, törende yaptığı konuşmada Veteriner Fakültesi’nin bilimsel yayın açısından 30 yılda önemli bir noktaya geldiğini, ancak bunun yeterli olmadığını, bu bilimsel çalışmaların ekonomiye dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.

Cengiz, “İnancım odur ki, Veteriner Fakültemiz Türkiye’ye örnek olacak şekilde en kısa zamanda bu düzeye de gelecektir. Bir rektör olarak ben de bu konuda fakülteme her türlü desteği vermeye hazırım” dedi.

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni ve Hayvan Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. H.Melih Yavuz’un yönettiği panelde ise Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Başkanı Nizam Kağıtçıbaşı, Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük konuşmacı olarak yer aldı.

Karacabey’de dededen kalma bir çiftliği bulunduğunu ifade eden Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Başkanı Nizam Kağıtçıbaşı, Türkiye’de hayvancılığın bitme noktasında olduğunu söyledi.

Kağıtçıbaşı, Amerika’da bir yetiştiricinin 1 kilogram sütü satarak 3 kilogram yem satın alabildiğini ve bunun sektör açısından verimli bir süt/yem paritesi olduğunu vurguladı. Türkiye’de ise son 20 yıldır bir kilogram sütün satılmasıyla ancak 1 kilogram yem satın alınabildiğine dikkat çeken Kağıtçıbaşı, son krizle birlikte 1 kilogram süt satılarak 80 gram yem alınabildiğini, bunun için de artık damardan müdahale beklediklerini kaydetti.

Kağıtçıbaşı, alınması gereken acil önlemlerle ilgili şunları söyledi: “Şu anda dişi hayvanlarını mezbahalara götürenler o kadar çok ki, günler sonraya sıra veriliyor. Hükümet acil olarak Türkiye’de süt fiyatlarının 8- 10 büyük sanayici tarafından belirlenmeyeceği bir sistemi belirlemelidir.

Süt tozu ithalatı en azından belli bir süre sınırlanmalı ve çiftçiye sermaye desteği sağlanmalıdır. Ulusal Süt Konseyi için hükümetin 30 milyon TL kaynak aktardığı söyleniyor.

Bunun acil olarak üreticiye dağıtılması gerekir. Çünkü artık dayanacak gücümüz kalmadı, yaşamamız için damardan müdahaleye ihtiyacımız var. İnşallah sesimizi duyarlar.”

Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük de konuşmasında, Türkiye’de önlemler veya teşvikler adı altında köylünün tasfiye edildiği bir dönem yaşandığını öne sürerek, “Oysa Anadolu’nun tarımsal yapısını bozmadan iyileştirmeler yapılabilirdi. Türkiye’nin sorunu bellidir. Tarım işletmeleri küçük ve dolayısıyla verimlilik düşüktü.

Bir de kalite sorunu vardı. Bunlara çözüm bulmak kolay yeter ki devlet bizim arkamızda dursun. Ama şu anda tarımcılığımızı elimizden alarak tarımın sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyorlar.

Ne yazık ki yakında ülkemizde yine süt kalmayacak ve gemiler dolusu düveler getirilip birilerine yine yüksek rantlar sağlanacak. Buna seyirci kalamayız” diye konuştu
[/size]

[The PROFESSOR]

Kriz teğet geçmişti diyordu başbakan.

Ya başbakan yalan söylüyor ya da yetiştiriciler…

[Murat KUTAY]

Tarımda Yeni Politikalar ve Açlımlar gerekli…

Tarım Bakanının yaptığı gibi çiftçileri azarlamak gibi politikalardan vazgeçilip gerçek önlemler alınmaldır..

Değilse gerçekten hayvancılığın durumu iyi görünmüyor..

[Yazar]

Yazılar