Oluşturulan forum yanıtları
- YazarYazılar
-
lacrimale
Üyetşk dostum.emegine sağlık
lacrimale
Üyegüzel paylaşımın için tşk
lacrimale
Üyesen halen paranın meslekte oldugunumu düşünüyorsun.bence kendini çok iyi donatırsan her yerde ve her meslekte çok iyi para kazanırsın.Ama ilk önce maddi anlamda değil manevi anlamda mesleğine bak onu kavradıgın zaman bilki para arkasından gelir.sana sadece bu nasihatı yapabilirim şimdiden bunun tartısmasına başladıysan işin gerçekten çok zor,malesef.
lacrimale
Üyekoruma tedaviden daha uygun ve daha başarılı sonuc ortaya koyar.tşk güzel paylaşım
lacrimale
Üyetşk güzel paylaşım.emeğine sağlık
lacrimale
Üyetrichoben uygulanması sonrasında 24 gün içerisinde hayvan eski sağlıgına kavustugu gibi 3 yıl boyuncada koruma altında kalıyor.en etkili ve kalıcı çözüm trichoben
lacrimale
Üyetanı ve sağıltım
Hipokalsemi tanısı klinik belirtiler ve kanın biyokimyasal muayenesine göre konur. Ethylendiamintetra asetik asit (EDTA) miktarının ölçülmesi ile de tanı konulabilir. Ancak, akut bir bozukluk olduğundan laboratuar muayenelerine başvurmadan, klinik semptomlara göre tanı konulup sağaltıma geçilmelidir. Sağaltıma alınan cevap, çoğu zaman en iyi tanı yoludur. Buna, sağaltımdan tanıya gitme de denir.Sağaltıma damar içi kalsiyum tuzlarının %10- 2Olik eriyiklerinden 0.1 gr/kg canlı ağırlık hesabıyla 500-1500 mI verilmesi ile başlanır. Bir çok kalsiyum tuzu, kalp için aşırı toksik olduğundan, daha az toksik olan kalsiyum tuzları (glukonat, laktat, asetat, glukoheptonat, boroglukonat, vb.) tercih edilir. Önce solunum ve dolaşımı uyarmak amacı ile kafein uygulaması yapılır. Kalsiyum tuzları myokarda toksik etkilidir. Bu sebeple kullanılan kalsiyum tuzu vücut ısısında, damla, damla, vena jugularis yolu ile ve perfüzyon cihazıyla verilmelidir. Vena jugularis’ten uygulama mümkün değilse uygulama Vena subcutanea abdoministen de yapılabilir
Kalsiyum tuzlarının, damar içi verilmesi esnasında, kalp atımları önce yavaşlar, sonra süratlenir. Kalsiyum toksikasyonlarında %10’luk magnezyum sülfat’tan 300 mI verilmelidir. Bu amaçla Atropin sülfat ve Verapamil’den yararlanılabilir. Kalsiyum enjeksiyonundan 5 dakika önce veya damar içi perfüzyon sırasında atropin sülfat 0.02 mg/kg damar içi, verapamil ise 0.05 mg/kg kas içi uygulanarak hiperkalemiye bağlı muhtemel kalp aritmilerinin önüne geçilebilir
Hipokalsemi, yeterli ancak en düşük doz ile sağaltılmaya çalışılmalıdır. Yüksek dozda kalsiyum tuzlarının damar içi uygulamaları, parathormon salınımını engelleyerek, nükslerin ortaya çıkmasına sebep olur. Damar içi uygulamaya ek olarak uygulanacak dozun bir miktarının da deri altı ve kas içi verilmesiyle nükslerin önüne geçilebilmekle birlikte, kalsiyum tuzlarının ve özellikle kalsiyum klorürün irkiltici etkisinden dolayı uygulama bölgelerinde apseler ve istenmeyen komplikasyonlarla karşılaşılmaktadır. Parenteral uygulamaların dışında, ağızdan, kalsiyum klorür, verilmesinden de iyi netice alınır. Ancak doz aşımının metabolik asidozise ve ağızdan ilaç kullanımının aspirasyon pneumonisine sebep olabileceği göz önünde tutulmalıdır
Kalsiyum atılımını engellemek amacı ile sağaltımı takiben, 24 saat süre ile sağım yapılmamalıdır. Kalsiyum tuzları uygulanırken bir taraftan kalp atımları kontrol edilmeli, bozukluk durumlarında perfüzyona bir süre ara verilmeli ya da çok yavaş olarak devam edilmelidir Sağaltımdan sonra duyarlılık devam ettiğinden hayvanı ayağa kalkması için zorlamamalı, kendiliğinden kalkması için serbest bırakılmalı, özellikle korkutmamaya özen gösterilmelidir. Korkuya bağlı şok sonucu ölen hayvanlara rastlanmıştır
Sağaltıma cevap alınamadığı durumlarda, hipofosfatemi ve Down-Cow Sendromu düşünülmelidir. Hipofosfatemili inekler genel durumları düzelmesine rağmen ayağa kalkamazlar. Böyle olgularda % 15’lik sodyum bifosfattan damar içi yolla 200 mI verilebilir Hipoglisemi ile komplike olgularda kalsiyum uygulamasından sonra %30’luk dekstrozdan 500 mI, veya glukoneogenezisi uyarmak amacı ile deksametazon (20 mg) ya da flumetazon (10 mg) kas içi uygulanabilirKolostrum ile atılan magnezyum sınırlı olduğundan hipomagnezemi ile komplike hipokalsemi olgularına az rastlanmaktadır. Hipokalsemi, hipomagnezemi ile komplike ise tetani ve aşırı duyarlılık devam eder. Uyarımlar ile konvülziyonlar artar. Göz kapaklarında seyirmeler vardır, solunum ve kalp atımları artmıştır. Sağaltımda, %15’lik magnezyum sülfat eriyiğinden 200-400 ml damar içi verilir
Septik metritis, mastitis, poliartritis gibi septisemili ve toksemili durumlarda hastalık tablosu daha da kötüleşeceği için kalp üzerinde toksik etkisi bulunan kalsiyum tuzlarının damar içi uygulanmasından kaçınmak gerekir. Mutlaka verilmesi gerekirse, çok yavaş ve kalp devamlı kontrol edilerek uygulanır veya deri altı, kas içi, periton içi gibi diğer yollar tercih edilir
Korunma
Gebelikte, düşük kalsiyum içeren rasyonların hazırlanması, kalsiyum/fosfor oranının 1:1 ‘den 1:7’ye kadar oranlarda fosfor lehine düzenlenmesi uygundur. Bu uygulama D vitamininin, barsaklardan kalsiyumun emilmesini artırmasında da etkili olmaktadır. Gebeliğin son 15 gününde, vitamin D ve analoglarının oral veya parenteral verilmesinden iyi sonuç alınır. D vitamini, barsaklardan kalsiyumun emilimi ve kemiklerden çözülmesini uyarır. Bu maksatla kas içi 10 milyon ünite yeterli olur. Vitamin D ve metabolitinin kullanılması, süt hummasının önlenmesi için uygulanan, çok popüler bir yoldur. Bunun için, vitamin D oral ve aktif D vitamini analogları, 1,25-(OH)D ve 1,25-(OH)2D değişik miktarlarda parenteral olarak verilmektedir. Ayrıca vitamin D peletlerinin deri altı implant şeklinde kullanılmasıyla da iyi bir korunma sağlanmaktadır
Doğuma 24-96 saat kala, 700 mikrogram 1-alfahidroksi vitamin D kas içi verilmesi ile hipokalsemi büyük oranda önlenebilir. Doğum zamanı tahmin edilemeyen hayvanlarda, bu uygulama birer hafta arayla tekrarlanabilir. Ancak bu uygulamaların azar azar veya yavaş emilecek tarzda uygulanmasında fayda vardır. Aksi takdirde böbreklerde 1-alfa hydroxylase enzimi tarafından inhibe edilir veya böbreklerden atılımı hızlı olduğu için etkisi az olur
Parathormonun, kas içi uygulamaları hipokalseminin ortaya çıkmasını önlemektedir. Olası doğum zamanından altı gün önceden başlayarak, 20 mg günlük doz üçe bölünüp ve doğumdan sonraki altıncı güne kadar azaltılıp kas içi verildiğinde, önceden yüksek kalsiyum oranlı rasyonla beslenen hayvanlarda bile hipokalsemi önlenebilmektedir. Sentetik sığır parathormonu verilen hayvanlarda 96 saat içinde D vitamini, kalsiyum ve magnezyum konsantrasyonları önemli ölçüde artmaktadır (28,31,39,62).
Süt veriminin en yüksek olduğu dönemde, barsakta asit ortamı oluşturarak, kalsiyum emilimini artırmak amacı ile yemlere amonyum klorit ilave edilir. Mineral maddelerce zengin yemlerle besleme ile hipokalsemilerin ortaya çıkışının bir ölçüde engellenebileceği veya azaltılabileceği bir çok yazar tarafından bildirilmektedir (6,8,22,88). Kuru dönemin başlarından doğuma kadar protein ve enerji yönünden zengin yemlerin verilmesi süt humması çıkışlarını büyük ölçüde önlemektedir
Rasyonlarına anyonlar (CI) ilave edilen hayvanlarda barsaklardan kalsiyum emilimini hızlandıran aktif vitamin D oranında artış olmakta ve hipokalseminin önlenmesinde etkili olmaktadır. Kuru dönemdeki inek ve düvelere, doğumdan yaklaşık üç hafta önceden başlamak üzere, rasyona %1 oranında kalsiyum klorür (CaCl) ilave edilmesi, doğum felcini önlemede etkilidir. Kuru dönemde kalsiyuma bağlanmış reçinenin yeme ilave edilmesi, ileride kemikten kalsiyum mobilizasyonunun durdurulmasını engelleyerek, hipokalseminin oluşmasını önlemektedir Doğum öncesi iştahın azalması kontrol edilerek iştah artırıcı önlemlerin tedbirlerin hemen alınması, hipokalseminin doğrudan önlenmesi için en kestirme yoldur
lacrimale
ÜyeSÜT VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1. IRK
Irk, bir inekten alınacak süt miktarını belirleyen en önemli faktörlerdendir. Bazı ırkların süt verimleri çok yüksektir. Örneğin bir Yerli Kara inekten en iyi şartlarda bile bir Holştayn ırkının seviyesinde süt alınamaz.
Holştayn ineklerin ortalama yıllık süt verimi 4000 – 7000 kg arasındadır.
Esmer ırkı da yüksek verimlidir. Ortalama yıllık süt verimi 4000 – 5000 kg arasındadır.
Jersey ırkının süt verimi de oldukça çok yüksektir. Ortalama yıllık süt verimi 3000 – 4500 kg arasında değişir.
Yerli Karaların süt verimleri düşüktür. Ortalama yıllık süt verimi 450 – 1200 kg’ dır.
En çok süt veren ırklar kültür ırklarıdır. Bizim yerli ırklarımızın süt verimleri çok düşüktür.
Sütteki yağ oranı da ırk özelliğidir.
Bir ineğin süt verimi arttıkça sütteki yağ oranı azalır. Süt verimi sıralamasında Holştayn – Esmer ırk – Jersey yazabiliriz. Sütteki yağ oranı bakımından bu sıra tersine düşer: Jersey – Esmer ırk – Holştayn.2. YAŞ
Bir ineğin süt verdiği döneme “ Laktasyon ” denir. Laktasyon sayılarının ilerlemesine paralel olarak, ineklerin süt verimlerinde artış olur. İlk laktasyonda düşük olan süt verimi her geçen yıl çoğalır. Bu durum erginlik yaşına kadar yani 6-8 yaşına kadar sürer. İnek 8-9 yaşına geldiğinde süt verimi azalmaya başlar.
3. CANLI AĞIRLIĞI
Aynı ırktaki ineklerden iri yapılı olanları daha fazla süt verirler. İri yapılı ırklar iyi kaliteli ve zengin çayırlara daha çok ihtiyaç duyarlar.Yeşil yem kaynakları daha zengin olan Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleri için iri yapılı Holştayn ırkının daha uygun olduğu düşünülebilir.
4. GEBELİK VE KIZGINLIK
İnek gebe kaldıktan sonra hormonların etkisi ile süt veriminde derece derece bir azalma görülür. Genel olarak kızgınlık sırasında süt veriminde bir miktar azalma olur. Süt verimindeki bu azalma sütteki yağın artmasına neden olur.
5. BUZAĞILAMA MEVSİMİ
İlkbahar ve yaz aylarında buzağılayan ineklerin süt verimleri bu dönemde yeşil yemlerin fazla olması sebebiyle yüksek olur. Sonbahar ve kış aylarında ise bu durumun tam tersi söz konusudur.
6. ÇEVRE SICAKLIĞI
Sıcak havalarda hayvan fazla yem yiyemediğinden dolayı süt veriminde azalma olur. Çevre sıcaklığının 5 ila 20 0 C olduğu dönemde süt verimi etkilenmez. 25 0 C’nin üstündeki çevre sıcaklıklarında süt veriminde düşme olur. Çevre sıcaklığının artmasından en fazla Holştaynların etkilendiği, Montofonların yüksek çevre sıcaklığına oldukça dayanıklı oldukları, Jerseylerin bu iki ırk arasında oldukları tespit edilmiştir.
7. BESLEME
Süt ırkı ineklerden istenilen miktarda süt alınabilmesi için hayvanların yeterli ve dengeli bir biçimde beslenmesi gerekir. Hayvanın ırkı ne kadar iyi olursa olsun yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmez ise, süt verimi düşük olur. İnekler için su da çok önemlidir. Hayvanların istedikleri an su içebilecekleri şekilde önlerinde su bulunması sağlanmalı, suyun temiz olmasına ve çok soğuk olmamasına dikkat edilmelidir.
8. HASTALIKLAR
Sindirim bozuklukları, meme hastalıkları gibi çeşitli hastalıklar süt verimini azaltır.
9. KURUDA KALMA SÜRESİ
Laktasyon dönemi sonunda ineğin sütünü sağmaktan vazgeçerek sütün kesilmesini sağlamaya ineğin kuruya çıkarılması denilir. Kuruya çıkma ile bir sonraki buzağılama arasında geçen süre de kuru dönemdir. Kuru dönem hayvan vücudunun dinlenmesi, memenin dinlenmesi, yavrunun daha iyi gelişmesi için gereklidir. 10 ay sağıldıktan sonra 2 ay kuruda bırakılan ineklerin süt verimi daha fazla olur.
süt verimindeki azalmayı sadece yeme bağlamak çok büyük hataların oluşmasına neden olabilir.bu yüzden hayvan hakkında yeterli bilgiyi (geçirdiği hastalıklar,ırk vs) aldıktan sonra çevresel faktörlerde göz önünde bulundurulup sağlıklı bir karar verilmesi en mantıklısı.bildiğimiz gibi herhangi bir stres faktörü bile rasyonu çok güzel hazırlanmış bir hayvanda bile süt veriminde belli oranlarda azalmasına neden olabilir hatta tamamen kesilmesi neden olabilir..
lacrimale
ÜyeBence iş imkanı değil mevcut koşulları düzenlemek.yenilerini açmak yerine mevcyt veteriner fakülterine kaynak sağlanarak daha iyi veteriner hekim yetiştirmek gerekir.çünkü ülke ekonomisinin buyuk çogunluk tarım ve hayvancılığa dayanan bir ülkede iyi veteriner hekimlere daima ihtiyaç duyulmuştur ve duyulmaya devam etmektedir.
Prof. Dr. Tamer DODURKA’ nın yeni veteriner fakultelerinin açılmaması için hazırlamış oldugu çok güzel bir slayt.ilginize
İNDİRlacrimale
Üyeen azından geri kalanlara uygulanmaması için caydırıcı bir karar olur
lacrimale
Üyeboyle bir dünyaya kim gelmek ister.paylaşım için tşk
lacrimale
Üyeyanlız doz aşımında selenyum toksik etki yapabilir.o yüzden dikkatli olunmalı.güzel paylaşım tşk
lacrimale
Üyeforma kaynak buldum.alış veriş linki koyalım bak nasıl köşe oluyor bu site:)
lacrimale
ÜyeBu rezilliği anlatacak kelime yok ama bu rezilligi yaratanlar malesef Türkiye’de yöneticilik yapıyor.yazık Uluslararası Kafkas Kültürleri Festivali düzenliyorlar peki bu uygulama kültürün bir parçasımı acaba, soruyorum?
lacrimale
Üyedişilerin hepsi aynımı ne tabiatta:)
- YazarYazılar