Oluşturulan forum yanıtları
- YazarYazılar
-
Mehmet AKIN
ÜyeNato KLip..! KesinLikle İzleyin..!
Emperyalizme karşı NATO fırtınası
Sahnede peçe takan ve Tacikçe söylediği açılış parçası ile izleyenleri gözyaşlarına boğan video klibiyle Avrupa ülkelerinde âdeta bomba gibi patlayan NATO, sıkı bir antiemperyalist.Gerçek adı ve tam olarak nerede yaşadığı hakkında medyaya en küçük bir bilgi dahi sızdırılmıyor. Albümünü kaydeden Alman teknisyenler de dahil çevresindekilerin yüzünü görmesi kesinlikle yasak. Hakkında bilinen tek şey Orta Asyalı sıkı bir anti-emperyalist olduğu. O yüzden, kullandığı takma ad bile son derece mânidar: ‘NATO’…
İlk albümünün kayıtları geçtiğimiz yaz Alman müzik şirketi Cheyenne Records tarafından olağanüstü bir gizlilik içinde gerçekleştirilen meçhul bayan sanatçı ‘NATO’, Tacikçe söylediği açılış parçası ve izleyenleri gözyaşlarına boğan video klibiyle Avrupa ülkelerinde âdeta bomba gibi patladı. ‘NATO’yu keşfetmek isteyenler beri gelsin!
Albümündeki parçaLarı İndirmek İçin.. Asagıdaki linkleri tıklayınız.. KesinLikle Tavsie edilir..
1-Chor Javon tıkla
2-Be Umide tıkla
3-Ratminda tıkla
4-Noloi tıkla
5-Seawind tıkla
6-Dguni Man tıkla
7-ChaKi tıkla
8-Tvalebi tıkla
9-Hidy tıklaMehmet AKIN
ÜyeBu Akşam
http://www.megaupload.com/?d=BOUO0N0R
MasaL
http://www.megaupload.com/?d=IO3Z8KTJ
Oje
http://www.megaupload.com/?d=UKJ8H5SY
Bebek
http://www.megaupload.com/?d=KP3XEV7K
Belki Alışmam Lazım
http://www.megaupload.com/?d=UARNQAQA
İstanbul
http://www.megaupload.com/?d=LU49L1XS
Hatun
http://www.megaupload.com/?d=0PK7704F
Herşeyi Yak
http://www.megaupload.com/?d=IX51K7E9
Manası Yok
http://www.megaupload.com/?d=N7M3Y6SF
Ah
http://www.megaupload.com/?d=QMZGK833
Hayatı ya$a
http://www.megaupload.com/?d=R5U3IYFL
Olmadı yar
http://www.megaupload.com/?d=048A2JTV
Kırmı$ KaLbini
http://www.megaupload.com/?d=PS8NCSU7
KöprüAltı
http://www.megaupload.com/?d=D3V246FT
Haberin yok Ölüyorum…
http://www.megaupload.com/?d=EFUZ3J8IMehmet AKIN
ÜyeMehmet AKIN
ÜyeYaran fıkralar 2
1 ulkenin birinde dunya capindan feministleri bir araya getiren bir organizasyon yapilmi$. amaclari ce$itli seminerler yapip tecrubelerini birbirlerine anlatmakmi$. birisinde soz alan ingiliz kadin anlatmi$:
– “bir gun kocam gelince “bula$iklari artik ben yikamiycam, sen yika” dedim. 1. gun bir degi$iklik gormedim, 2. gun gormedim, 3. gun yikamaya ba$ladi” demi$.
alman kadin:
– “bir gun kocam gelince “cama$irlari artik ben yikamiycam, sen yika” dedim. 1. gun bir degi$iklik gormedim, 2. gun gormedim, 3. gun yikamaya ba$ladi” demi$.
turk fadimeye sira gelince o da $unlari soylemi$:
– “bir gun kocam gelince “yerleri artik ben temizlemiycem, sen temizle” dedim. 1. gun bir$ey gormedim, 2. gun gormedim, 3. gun yava$ yava$ gormeye ba$ladim” demi$.2 adamin biri birgun cok hastalanmi$ doktora gitmi$. doktor adami muayne ettikten sonra demi$ ki “$u tahlilleri yaptir, haftaya gel”. 1 hafta sonra adam tahlil sonuclari elinde tekrar doktora gitmi$. doktor sonuclari gorunce yuzu ek$imi$, ciddile$mi$.. bunun uzerine adam sormu$:
– noldu doktor bey, cok mu kotu durum?”
doktor yanit vermi$:
– “10 vakit omrunuz kalmi$” demi$.
adam :
– “10 ne?? 10 ay mi yil mi 10 ne?” demi$
doktor:
– “9..”*3 temel’le fadime evlenmisler , aralarinda kimi konularda konusup anlasiyorlar , sira yatak mevzuuna gelmis fadime çabuk davranmis:
-bak temel’cum, demis ; eger o gece saçim topluysa canum hiç istemeydur , sakin israr etme olmaz. eger saçlarim biraz toplu gibiyse o gece olsa da olur olmasa da olur , ama eger o gece saçum dagunuk ise canim isteydur da sabaha kadar deli gibi sevisiruz..
pazarlik sirasi temel’e gelmis ;
-peki fadime’m , bak simdi; eger o gece raki içmediysem canim hiç istemeydur , sana dokunmam bile , merak etmeyesun.. eger sadece bi iki kadeh yuvarladuysam duruma bakariz , olabilir de olmayabilir de , he yok ama ben o gece bi büyük içtiysem kafam iyiyse valla saçuna pasuna bakmam mikerum..
4 adamin biri bi bara girer. barmenin tam karsisina oturur.
– barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic ! der.
herkes alkislar eder, barmen dahil herkes icer. bir sure daha gecer. adam tekrar ;
– barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic! der.
yine alkislar kopar. barmen ve musteriler icerler. bi sure gecer, adam kalkar kapiya yonelir. o ara barmen yakalar ;
+ versene lan paralari ibiş ! o kadar viski ismarladin ! der.
adam ;
– benim icimden geldi ismarladim, hic param yok ki? der.
barmen bunu oyle bi guzel marizler, paket yapar, atar disari.
aradan 2 gun gecer. ayni adam yine bara gelir. barmenin karsisina oturur.
– barmen ! herkese benden viski ! ama sen icme, icince sapitiyosun. der.5 dört kişilik bir eğitim uçağı karadeniz bölgesinde bir mezarlığa düşmüş. 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından endişe ediliyormuş.
6 avcının biri avcılar kahvesinde genç avcılara anılarını anlatmaktadır..
“geyik tam tepedeydi koşarak yanına yaklaştım tüfeğimle nişan aldım ve tek fişekte geyiği aha boynuzlarının arasından vurdum,sonra tuttum geyiği kaldırdım bacaklarını omzuma aldım..”
akabinde avcının cep telefonu çalar ve avcı gençlere..
“çocuklar ben konuşayım siz nerde kaldığımı hatırlatırsınız” der..avcı konuşmasını bitirir ve gençlerin yanına döner..
– ee çocuklar nerde kalmıştık?
+ abi en son bacakları omzuna almıştın..
– ha sonra verdim yarr… verdim yarr…
avcılar atar…7 ingiliz,amerikalı ve türklerin bulunduğu gemi kaza yapar ve su almaya başlar.kaptan telaşla yolcuların arasına girer ve “lütfen herkes sakince filikalara doğru gitsin gemi su almaya başladı” .yolcular bu uyarıyı umursamaz ve aynen devam ederler.kaptan aynı uyarıyı birkaç defa yapar ve insanların gemiden ayrılmadıklarını görünce çaresizce geri çekilir.bu arada uyanık kaptan yardımcısı kaptana “ben bu insanların hepsini gemiden çıkarırım”.kaptan nasıl yapacaksın bunu hemen yap”.kaptan yardımcısı gider ve bir süre sonra geri döner.gemi bomboşdur.kaptan merakla sorar “ya nasıl başardın bunu??”kaptan yardımcısı anlatır. “ingilizlere sizin gibi asil bir milletin böyle batan bir gemide ne işi olur dedim hepsi denize atladı,amerikalılara deniz suyu insan sağlığına yararlıdır dedim onlarda hemen suya atladı..” kaptan hararetle sorar “peki türklere ne dedin onlar kesinlikle ayrılmaz gemiden!!”kaptan yardımcısı pişkin pişkin gülerek “türklerede denize girmek yasaktır dedim” .
7 vakti zamanında; tüccarların mal satmak için, kervanlarla, o şehir senin bu şehir benim gezdikleri bir dönemde; ticaret kervanının biri, a şehrinden b şehrine gidecekmiş. gel gör ki; o zamanlarda kervan yollarının üzerinde haramiler cirit atmaktaymış. haramilerin soymadığı kervan kalmamış neredeyse…
işte bu yüzden, kervanlar artık kendilerine koruma tutmadan yola çıkmaz olmuşlar. bizim fıkraya konu olan kervanın kervancıbaşı da, şehirde tellal gezdirmiş ve bileğine kuvvetli ve cesur bir fedai aradığını ilan etmiş. ilana oldukça yoğun başvuru olmuş ama kervancıbaşı hiçbirini beğenmiyormuş. saatler sonra kervancıbaşının önüne öyle bir adam getirmişler ki, kervancıbaşının gözleri faltaşı gibi açılmış. adam dev gibi birşeymiş. öyle heybetli görünüyormuş ki, sadece görüntüsü bile haramileri korkutmaya yetebilirmiş.kervancıbaşı, bu işi yapıp yapmayacağını sormuş. adam da, ”yaparım ama benim bir özelliğim var. uykum biraz derindir.” demiş. kervancıbaşı, ”olsun canım, o kadar kusur kadı kızında da olur.” demiş. neyse lafı uzatmayalım; fiyatta da anlaşmışlar ve adam bizim kervanın korucusu olmuş.
ertesi gün kervan yola çıkmış. ilk üç gün herhangi bir olay olmadan yollarına devam etmişler. gelgelelim dördüncü gün, kervanı haramiler basmış. basanlar da kırk haramilermiş. kervanda kim var kim yok soymuşlar. kervancıbaşını da yakalamışlar, donuna kadar çıkartmışlar. o sırada kırk haramiler’in reisinin bir şey dikkatini çekmiş. yan taraftaki çadırlardan birinde, adamın biri horul horul uyuyormuş. ”kim ulan bu?” diye sormuş. kervancıbaşı, ezile büzüle ”o bizim kervanın korucusu.” demiş. haramilerin reisi gürlemiş, ”öyle mi!” hemen haramilerine dönmüş ve emir vermiş; ”şu uyuyan ibneyi hepiniz sırayla mikin bakayım.” haramiler adamı tutmuşlar ve sırayla mikmeye başlamışlar. ama bizim korucu oralı bile değil. hala horuldayarak uyumaya devam ediyor. bu şekilde tam otuzdokuz tane harami adamımızı çatır çatır mikmiş. tam kırkıncısı mikerken bizimki uyanmış. ”heeeyyt! ne oluyor ulan burada?” diyerek kılıcını kapmış ve haramilerin arasına öyle bir dalmış ki, kimse daha ne olduğunu anlayamadan kırk tane haramiyi ve reislerini öldürmüş…
kervan başka bir olayla karşılaşmadan, varacağı yere varmış.kervancıbaşı bizim yiğidi yanına çağırmış, anlaştıkları gibi ücretini takdim etmiş ve ”sağol yiğidim. artık bundan sonra sen yoluna biz yolumuza.” demiş. korucu şaşırmış; ” ne oldu? yoksa hizmetimden memnun kalmadınız mı? kervanınızı soygunculardan kurtardım. buna rağmen niye benimle çalışmaya devam etmiyorsunuz? benden iyisini mi bulacaksınız?” demiş. kervancıbaşı son derece sakin; ”yok evladım. senden iyisini bulmamıza imkan yok da, her zaman seni uyandıracak kırk tane haramiyi bulmamıza da imkan yok.” demiş.8 iki genç arkadaş uyuşturucu bulundurmak suçundan mahkemeye çıkarılırlar. yargıç hapis cezası vermez, onun yerine gidip diğer gençleri uyuşturucuya karşı uyarmalarını ister. bir ay sonra iki arkadaş yeniden yargıç karşısına çıkar ve yargıç durumlarının ne olduğunu sorar. birinci genç:
“harika,100 kişiyi uyuşturucu kullanmaktan vazgeçirdim” der.
“nasıl yaptın?”
“tahtaya biri küçük biri büyük iki daire çizdim. sonra da dedim ki;büyük daire uyuşturucu kullanmadan önceki beyniniz, küçük daire uyuşturucu kullandıktan sonraki beyniniz.”“aferin” der yargıç ve diğer gence döner.
“ben 1000 kişiyi vazgeçirdim” der ikinci genç.
“bravo,sen nasıl yaptın?”
“tahtaya biri küçük biri büyük iki daire çizdim. sonra da dedim ki; küçük daire uyuşturucu yüzünden hapse girmeden önceki kıçınız, büyük daire de hapisten çıktıktan sonraki kıçınız…9 temel askerdedir. ilk gün komutan gelir ve:
-benim adım ali kırç. unutmayın kırç, arada r var. soyadımı yanlış söyleyen veya dalga geçen olursa yakarım.
komutan ara sıra askerlere kendi soyadını sorar. en sonunda sıra temel’e gelir.
-temel söyle bakalım benim adım ne?
temel düşünür ama bi türlü hatırlayamaz. o sırada arkadaşı kopya verir:
-temel olum unutma arada r var.
-haah hatırladım komutanım. ali gört!!!10 issiz bir adada bir temel,bir ingiliz,bir alman,bir fransiz bir de jamaikali varmis.temel jamaikali’nin yanina gitmis ve demis ki:
-kardes,sen yenisin galiba?11 kadinin teki kocasi evden çiktiktan sonra eve üç tane erkek atar. tahmin edeceginiz üzere bunlardan biri temel’dir. her neyse kadin ve üç erkek grup sex yaparlarken kadinin kocasi geliverir. kadin ilk erkegi yatagin altina, ikincisini dolaba, temel’i ise balkona saklar. kadinin kocasi odaya girer ve dolabi açar. karsisinda gördügü adama “sen ne yapiyorsun burada?” diye sorar. adam da “dolabin kapisinda sorun varmis onu yapmaya geldim.” der. kadinin kocasi da adama 20 milyon verir ve tesekkür eder. ardindan yatagin altinda ki adami da görür ve ona da ayni soruyu sorar. yatagin altinda ki adam “yatak gicirdiyomus da onu yapmaya geldim” der. bizimki ona da 20 milyon verir ve tesekkür eder. bütün bu olanlari balkondan izleyen temel sasirir ve en sonunda dayanamayip cama vurur ve söyle der: “ben de yaptım, bende yaptım
12 nebraska da yasli bir adam yasardi. patates ekini icin bahceyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu cok zor bir isti. tek oglu olan david ona yardim edebilirdi fakat o da hapisteydi. yasli adam ogluna bir mektup yazdi ve muskulatini izah etti.
sevgili david,
patates bahcemi belleyemeyecegimden kendimi cok kotu hissediyorum. bahceyi kazmak icin oldukca yaslanmis sayilirim. burada olsan butun derdim bitecekti. biliyorum ki sen bahceyi benim icin hallederdin.
sevgiler baban
bir kac gun sonra oglundan bir mektup aldi
babacigim allah askina bahceyi kazma, ben oraya cesetleri gommustum.
sevgiler david
ertesi gun sabaha karsi 4’te fbi ve yerel polis cikageldi ve tum sahayi kazdi lakin hic bir cesede rastlamadilar. yasli adamdan ozur dileyerek gittiler.
ayni gun yasli adam oglundan bir mektup daha aldi.
babacigim,
simdi patatesleri ekebilirsin. bu sartlarda yapabilecegimin en iyisini yaptim.
sevgiler david13 kizilderinin teki bizonlarini otlatiyormus.derken bir kovboy gelmis sormus:
– köpek senin kopegin mi?
– o kopek benim olmak!
– onunla konusabilir miyim?
– kopek konusamamak!
kovboy kopege yaklasir.
– nasilsin?
– fena degil! (kizilderili saskin…)
– bu kizilderili senin sahibin mi?
– evet.
– sana iyi davraniyor mu?
– evet,cok iyi. gunde iki kez tuvalet icin dolastiriyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor.(kizilderili bu arada kafayi yemektedir)
kovboy kizilderiliye tekrar sorar.
– bu at senin atin mi?
– o at benim olmak!
– onunla konusabilir miyim?
– at konusamamak!
kovboy ata yaklasir.
– nasilsin?
– fena degil! (kizilderili daha da saskin…)
– bu kizilderili senin sahibin mi?
– evet.
– sana nasil davraniyor?
– iyi. bana hergun gerekli yurususleri yaptiriyor, fazla yuk bindirmiyor,gunde 2 kere ve her terlememden sonra terimi siliyor, ve içinde yiyecek ve yataklik olan ufak bir ahir insa ediyor.(kizilderili ne gözlerine ne de kulaklarina inanamamaktadir)
kovboy tekrar kizilderilinin yanina gelir.
– bu disi esek senin mi?
– esek benim olmak,konusmak ama çok yalan soylemek14 kadin ve çocugu yolda yürümektedir. çocuk simarikligin dozunu iyice arttirmistir. kadin çocugu baska birisi ile korkutmanin ise yarayacagini düsünür. yoldan geçen bir adama:
– amcasi suna bir sey söyler misiniz
der. adam biraz düsünür ve çocuga:
– sus yoksa anani mikerim!15 karinca yaz boyunca calisirken agustos bocegi saz calmis. tabi kis gelmis, karinca sicacik evinde afiyet icinde yasiyorken bir gun kapisi calmis. bakmis agustos bocegi. tamam demis, yaz boyunca saz caldin simdi ac kaldin ve benden yemek istemeye geldin degil mi? saz calacagina biraz calismis olsaydin boyle ac kalmazdin demis. agustos bocegi de “yo. yanlis anladin demis. biz yaz boyunca saz calinca, ayiptir soylemesi biraz para yaptik da demis. hatta meshur da oldum, simdi avrupa turnesine cikiyorum. belki oralardan istedigin birseyler vardir, diye sormaya geldim” demis. karinca bir bakmis agustos boceginin hic oyle ac bir hali yok. uzerinde bir kurk var, arkada da kocaman bir limuzin, onunde soforu ile onu bekliyor. “yok, bir sey istemiyorum” demis. “ama fransaya ugrayacaksin degil mi?” diye sormus. agustos bocegi de “evet”demis. “iyi o zaman” demis, karinca “parise gidince orada la fontaine diye bir ibne var, onun yuzune bir tukur benim icin, oldu mu?”
16 aganin biri dunyayi gezip goreyim demis. her yolculugundan sonra koyluyu, kahvede etrafina toplayip, gezip gorduklerini anlatirmis ki marabasinin da vizyonu genislesin. yine bir yolculuk sonrasi kahvede koylusunu etrafina toplamis.koylu baslamis sormaya :
– agam bu sefer nere gettin?
– afrike’ye getmisem
– agam efrike de ne yaptin?
– safari ya çikmisem.
– hele bu sefari ne ola ki?
– hele arabaya biniysen. araziye ovaya cihiysen,nerde bi heyvan goriysen, pesinden arabayi suriysen.heyvana yetisip tufek ile vuriysen.– agam sen hec heyvan vurdiin?
– heee vurdim
– ne vurdin?
– zebra vurdim
– agam hele bu zebra ne ola ki?
– esegi biliysen?
– hee..
– aha, esegin siyah beyaz cizgili olani
– abov..agam baska ne vurdin?
– zurefa vurdim.
– hele bu zurefa ne ola ki?
– esegi biliysen?
– hee..
– aha, esegin bacaklari iki metre, boynu 3 metre olani
– abov..agam baska ne vurdin?
– gergedan vurdim.
– hele bu gergedan ne ola ki?
– esegi biliysen?
– hee..
– aha, esegin derisi biraz kalin olani, bir de burnunda iki tane boynuz vardir
– abov..agam baska ne vurdin?
– piton vurdim?
– agam bu piton ne ola ki?
– esegi biliysen?
– hee.
– esegin aleti biliysen?
– heee..
– aha, onun 4 metre olani. ama esek yoktur..18 isviçre nasıl olmuşsa çine savaş açmış. çinin haberi oluncaya kadar da taa pekin kapılarına kadar gelmişler. çin başkanının özel kalemi bu haberi alınca alı al moru mor başkanın kapısına dayanmış:
– efendim isviçre bize savaş açmış. pekine kadar gelmiş orduları
– isviçre neredeydi
– avrupada küçük bi ülke
– peki hangi otelde kalıyorlar19 müfettiş öğrencilere:
-bana tek heceli bir kelime söyleyin
öğrencilerden biri:
-tik
müfettiş:
-aferin oğlum adın ne senin?
öğrenci:
-tüleyman20 komutanlar kendi aralarında tartışıyorlar. konu: biz haftada iki ya da üç karıları düzüyoruz. bu görev midir angarya mı? yarısı görevdir yarısı angaryadır diyor ve sonuçta bir yere varamıyorlar. hal böyle olunca hırs da yapmış vatandaşlar münazarayı sonlandırmak adına başkana çıkıyorlar: paşam bir maruzatımız vardır, biz işin içinden çıkamadık. yardım edin lütfen!
buyrun diyor paşa. durumu anlatıyolar. paşa kızarıp bozarıyor ve sonunda “ben bilmem, yanlış adama sordunuz. halktan birine sormak lazım bunu, objektif bakar ” diyor. kışlada halka en yakın kişi olarak paşa emirerini çağırıyor. giriyor selam verip asker. oğlum sana bişey soracağım, iyi düşün ve fikrini söyle, diyor. emredersiniz komutanım!. paşa soruyu soruyor. soru biter bitmez asker yapıştırıyor cevabı
– görevdir komutanım
– ama oğlum hiç düşünmedin. nasıl vardın bu fikre?
– angarya olsa bize yaptırırdınız komutanım!22 çocuk ve annesi bigün yolda gitmekteler.yolda çiftleşen köpekler görüyolar.çocuk annesine:
-anne bunlar naapıyorlar?
anne:
-üsttekinin ön ayakları kırılmı$ alttaki de onu hastaneye götürüyo.der.
çocuk:
vay mına kodumun dünyası.hem yardım et hem miksinler.
der.23 yasli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki 3 oglu varmis. birgün amansiz bir hastalikla yataga düşen yasli adam verasetini açiklamak için ogullarini yanina çagirmis.
– ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel kapida. ben ölünce tabi ki mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarimi bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz için sehrin kadisina gidin. o kadiya benim selamimi söyleyin o size mirasinizi bölüstürür.
ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine kadiya gitmek için yola düserler. tabi yesillik yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan felan geçerler.
derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere sorar;
– efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.
büyük kardes sorar;
– tek gözü kör müydü
adam “evet” der.
ortanca kardes sorar;
– kuyrugu kesik miydi
adam “evet” der
küçük kardes sorar;
– bir ayagi topal miydi
adam ona da “evet” der.
bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni görmedik derler. adam birden sinirlenir. “yaa nasil olur. hem bütün
özelliklerini bildiniz hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle beraber gidecem ve gittiginiz yerdeki kadiya sizi sikayet
edecegim” der.
biraderlerde “olur gel” derler.
ve sonunda kadinin yanina varirlar, huzuruna çikarlar. 3 birader der ki;
– efendim bizim babamiz vefat etmeden önce mirasi bölüsmemiz için size gelmemizi söylemisti. biz de bu yüzden geldik. kadi devesini kaybeden adama
döner ve; -sen niye geldin. der adam da : efendim ben devemi kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben bunlardan süpheliyim der.
kadi biraderlere döner ve sorar:
– sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
– efendim, yolda gelirken yesillik yerden getik. baktim ki yesilliklerin hep bi tarafindan yenilmis öbür tarafina yanasmamis bile. tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
– peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
– efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi hep toplu düserdi. oradan bildim
kuyrugunun olmadigini.
– peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
– efendim, gelirken gölden getik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi bir de yarim ayak izi var. tek ayaginin topal oldugunu oradan anladim.
kadi devesini kaybeden adama döner ve “kardesim bunlar senin deveni görmemisler” der. kadi o adami gönderir ve düsünür “ulan bunlar benden zeki
ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim sonrada kapi arkasindan dinleyeyim bakalim ne konusuyorlar” diye düsünür ve
bizim 3 biraderi evine götürür hanimina güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek gelir ve kadi “siz yemeginizi yiyin ben bi yere varip gelecegim” der ve kapi
arkasina geçer.
büyük kardes der ki;
– yaa kuzu çok iyiymiste, keske köpek emmeseydi.
kadi sasirir.
ortanca kardes der ki;
– yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi.
kadi iyice sasirir.
küçük kardes de der ki;
yaa kadı; iyiymiste, keske ibne olmasaydi.
kadi bu lafi duyar duymaz gelenlerin zeki oldugunu düsünerek hemen arastirmaya gider.
kuzuyu aldigi adama “bu kuzu ne emdi” diye sorar.
adamda “kuzunun annesi öldüydü ben de kapinin önünde yatan köpege emzirttim” der.
daha sonra sarabi aldigi adama gider ve “bu sarabin topragi nerden” diye sorar. adamda “valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de
mezar topragindan yaptim” der.
kadi “ulan bunlar ikisinide bildi” diye düsünerekten annesinin yanina gider ve “anne ben ibne miyim ” diye sorar. annesi de “oglum hatırlamzsın sen
küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti” der.
kadi bu saskinliklar içinde bizim 3 biraderin yanina gider ve baslar sormaya.
büyük kardese;
– söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden bildin.
– nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi emdigi için burada yag var.
ortanca kardese;
– söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu nerden bildin.
-nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.
ve küçük kardese sorar;
– söyle bakalim sen benim ibne oldugumu nerden bildin.
– nerden olacak, ibne olmasan girişe cimbom bayrağı asmazdınMehmet AKIN
ÜyeYaran fıkralar 1
1 isa mesih, bir gün çölde gezinirken, ağlayan bir ihtyar görmüş ve yanına yaklaşıp, derdini sormuş. ihtiyar:
– kaybolan oğlumu arıyorum ama artık umudu kesmek üzereyim..
deyince isa mesih yaşlı adama acımış ve:
– oğlunu beraber arayalım..
demiş. ve sonra sormuş:
– peki, oğlunu tanıyacağımız bir işaret, bir iz var mı? mesela doğum lekesi filan…
ihtiyar:
-evet, oğlumun ellerinde ve ayaklarında çiviler vardı…
isa mesih’in gözleri dolmuş ve haykırmış:
-baba!!!
ihtiyar da haykırmış:
-pinokyo!!!2 temel amerikaya gelir ucaktan iner passaport olayi filan falan
immigration office alirlar bunu memur sorar :
– what’s your name sir?
-temel
-surname?
-kaya
-sex?
temel gayet sakin cevaplar
– 3 times a week
memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir…
– sir you understood me wrong..i mean male? or female?
temel yine hic beklemeden cevaplar
– doesn’t matter3 bir adam bir gün bir petshopa giriyo kendisine en yakın duran papağanı gösterek
-pardon bunun fiyatı nedir diyor
-10000$ efendim
-neden bu kadar pahalı peki
-efendim o 300 tane kelime biliyor
biraz uzaktaki papağanı işaret ederek
-peki bunun fiyatı nedir
-20000$ efendim
-peki bu neden pahalı
-o aynı kelimeleri hem ingilizce hem türkçe söylüyor
onun yanındaki papağanı göstererek
-bunun fiyatı nedir
-30000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor
adam biraz daha bakındıktan sonra dükkanın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor
-bunun fiyatı nedir
-100000$ efendim
-bunun özelliği nedir
-valla bu pek konuşmuyo ama ordaki 3 papağan buna “hocam” diyorlar4 amerika’da adamın biri normal işine giderken birden anormal bir trafiğin içine duşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. bi süre sonra yandaki cama birisinin tıkladığını görür ve camı açar.
ne var acaba?
– teröristler bush’u yakaladılar eğer 10 milyon dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmiş. işte onun için, herkesten biraz yardım alıyoruz…
– insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
– valla yaklasık olarak 5’er litre !!!!5 birgun carlsberg, miller, tuborg ve efes pilsen in ba$kanlari barda icmeye gitmi$. garson gelince teker teker soylemi$ler;
– ben bi carlsberg aliyim
– ben bi buyuk miller istiyorum
– ben tuborg icecegim
sira efes pilsen’in başkanına gelmiş
– ben bir kola aliyim, demi$. garson gidince yanindakiler sorumu$, “yahu sen niye efes istemedin” diye;
– kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim.. demi$..6 kızılderili eczaneye girer:
-var bizim büyük şef ama yok bok
eczacı bir an düşünür ve şefin kabız olduğuna karar verir..hemen birkabız sökücü müsekkin verip gönderir. kızılderili ertesi gün yine gelir:
-var bizim büyük şef ama yok bok
eczacı hayret eder ama biraz daha kuvvetli bir ilaç verir..ertesi gün yine
aynı adam gelir:
-var bizim büyük şef ama yine yok bok
eczacı sinirlenip en kuvvetlisinden iki kutu verir ve “hepsini içsin” der
ertesi gün kızılderili yine gelir:
-var bizim büyük bok ama yok şef!!7 bir golf klubunun soyunma odasinda bir suru adam giyiniyormus. ortada duran bir cep telefonu calmis, yakinindaki bir adam hands-free konusma dugmesine basmis ve giyinirken konusmaya baslamis.
adam: alo
kadin: merhaba sekerim, kulupte misin?
adam: evet.
kadin: ay ben burda supper bir deri ceket gordum. 1000
dolarcik. alabilir miyim?
adam: oluur, madem cok sevdin, al tabii.
kadin: aslinda buradan once de galeriye ugradim. 2004 modelleri gelmis, tam istedigim renkte birini buldum.
adam: ne kadar?
kadin: 60 000 dolarcik.
adam: o parayi vereceksem butun aksesuarlarini isterim ama…
kadin:yasasinnn! bi sey daha var: gecen sene begendigimiz ev yine satilik ve 450 000 dolar istiyorlar.
adam: tamam, ama 420 000 dolardan fazla verme sakin.
kadin: oldu sekerim. sonra gorusuruz. seni seviyorum.
adam: ben de seni…gorusuruz.adam telefonu kapatip afallamis sekilde onu seyreden topluluga
doner ve sorar:
“bu telefon kimin, bilen var mi?”8 bizim iki lazio koyden istanbula gitmisler, masaj salonu gormusler.iç masaj 40 lira dış masaj 20 lira ytabelasını okumuşlar. “dış masaj 20 lira” daha hesaplı demişler. girmisler bakalim nedir diye, hatun gelmis bunlara masaj yapmis, sakso, body suck falan acaip mutlu cikmislar bunlar,
koye gitmisler.
millete anlatiyorlar, herkes deli oluyor, sonra bi daha gitmisler ayni yere, bu sefer “iç masaj 40 lira” bu daha iyi demisler girmisler, iri yarı azman herifin teki gelmis bunlara masaj yapmis bi de zikmis gondermis.bizimkiler disari cikmis demiski biri otekine, la temel habuni gidup koyde anlatmayasun, bizim koyli milleti cahildur, ic masajdan anlamazlar, bizi zikulduk sanarlar…
9 amerika’da zencinin biri pasaportunu kaybetmis. tam da turkiye’ye tatile gidecegi gun. aksilik bu ya…
uçagi kaciracak, kara kara düsünürken yolda bir pasaport bulmasin mi ?!..
hemen almis yerden, bir bakmis ki leanardo di caprio’nun pasaportu.. “ne olursa olsun” demis ve sansini denemeye karar vermis.
çikarmis leonardo’nun fotografini, kendi fotografini yapistirmis.. uçmus türkiye’ye.
atatürk hava limaninda görevli gümrük memurunun karsisina geçmis.. kim olabilir memur.. tabi ki temel…
almis pasaportu eline temel adamin ismine bakmis :
”leonardo di caprio”, fotografa bakmis, bir zenci.
adama bakmis ayni zenci… bir kaç saskin bakistan sonra
temel obur masaya seslenmis,
ula cemal, bu titanik batmis miydi, yanmis miydi?”10 polisin biri yolda yürürken küçük bir çocugun çamurla oynayip.birseyler yaptigini görüyor ve yanina yaklasip soruyor:
“-ne yapiyorsun yavrum?” – polis yapiyorum. nasil yapiyorsun? -su katiyorum,kum katiyorum,bok katiyorum.
bunun üzerine polis çocuga bir ik tokat atar.bir iki gün sonra cocogu tekrar çamurla oynarken görür ve sorar:
– ne yapiyorsun küçük?- polis yapiyorum .- nasil yapiyorsun?-su katiyorum,kum katiyorum,bok katiyorum.
polis kizar ve yine bir iki tokat cocuga akseder.yine aradan üç bes gün geçer ve polis çocogu yine çamurla oynarken görür
ve artik akillanmistir diye yanina gider ve sorar.- ne yapiyorsun? -jandarma yapiyorum,-nasil yapiyorsun.
-su katiyorum,kum katiyorum. -bok katmiyormusun? iiiihh!!- niye ?-bok katinca polis oluyor.11 düsünüs bichimi
matematik ögretmeni ilkokul çocuklarina sormus :
-agaçta 5 kus var.birini vurdum kaç kaldi.
ahmet hemen :
-hiç kalmaz.çünkü sesten hepsi uçar, demis.
ögretmeni bunun üzerine :
-olmaz öyle sey, diye cevap vermis.
burasi matematik dersi.5 taneden biri vurulursa 4 tane kalir.ama düsünüs biçimini hosuma gitti.
ahmet fena halde hirslanmis :
-bende birsey sorabilirmiyim ögretmenim, demis.
sor bakalim.
-3 kadin dondurma yiyor, biri isirarak, biri yalayarak, biri emerek yiyiyor.bunlardan hangisi evli.
ögretmen kizarip bozarmis.sonunda :
-bilemem, demis.
-emen mi?
ahmet cevabi yapistirmis :
-yoo, parmaginda alyansi olan.ama düsünüs biçiminizi begendim.12 adamin biri issiz bir adaya duser, birden calilarin arkasinda kazanin etrafinda dans eden yerlileri gorur.
– aha simdi boku yedik! der.
o anda yaninda en ak sakallisindan bir dede belirir:
– dur evlat, daha boku yemedin. der
– al su ta$i, su suslu koltukta oturan adamin kafasina tum gucunle at.
bizim adam dedenin dedigini yapar, kabile reisinin basina tasi atinca dans eden butun yerliler bi anda buna dogru doner.
ve ak sakalli dede finali yapar:
– aha evlat! simdi boku yedin.13 bi gün adamın teki ormanlık bi yolda arabasıyla gidiyomuş. aniden önüne kırmızılar içinde bi adam fırlamış ve “ben bu ormanın kırmızılı hipnasıyım, bana yiyecek bi şey vermezsen burdan geçemezsin” demiş. adam da uuraşmamak için bi şeyler verip yoluna koyulmuş. derken bu sefer sarılar içinde bir adam arabanın yolunu kesmiş ve “ben bu ormanın sarılı hipnasıyım, bana içecek bi şey vermezsen
vermezsen burdan geçemezsin” demiş. adam yine noolur noolmaz diye bi şeyler verip yoluna devam etmiş. birazcık yol aldıktan sonra mavi elbiseli birisi arabanın yolunu kesmiş. artık adam dayanamamış ve camdan beline kadar çıkıp “sen ne istiyosun lan ormanın mavili hipnası!!!” diye bağırmış. adam şöyle cevap vermiş: ehliyet ve ruhsat.14 bir adam hep aynı barda bira içiyormuş ama, 40 cent olan ücreti hep birer sentlik tek sütun halinde dizer, barmen de parayı tam alacakken elinin bir hareketiyle yere dağıtır, barmeni parayı toplamak zorunda bırakarak sinir edermiş. yine bir gün adam iki bira içmiş, parayı da 1 dolarlık banknot olarak vermiş. barmen para üstü olan 20 centi üst üste dizmiş, adam parasını tam alacakken sütuna vurmuş ve paralar yere yuvarlanmış. adam bir paralara, bir barmene bakmış, ve cebinden 20 cent bozuk çıkarıp yere atmış “ver bir bira daha…”
15 adamın biri bara girer ve barmene seslenip konuşmaya başlar..
adam- sana bir teklifim var
barmen- duyalım bakalım..
a- senle 500$a bahse girerim barın arkasındaki ikinci raftaki boş bardağa buradan bir damla taşırmadan işeyebilirim..
b-zuhaha tamam kabul..adam bardak dışındaki her yere işer.. özellikle barmenin üzerine ve sırıtarak işini bitirir ve barmene bakar..
b- pekala üstüm başım rezil oldu ama şu 500$ papeli görelim..
a- al! sırıtmaya devam ederek parayı bara koyar
b- sen neye gülüyorsun lan denyo 500$ kaybettin!
a- hayır! ben şu köşede bilardo oyanayan adamlarla 1000$ına bahse girdim, senin ve barının her tarafına işeyebileceğime ve senin bundan memnun bile olabileceğine!!!dipnot: bu fıkra desperado filminde de anlatılmaktadır ve çok çeşitli varyasyonları vardır!
dipnotun dipnotu: bu fıkrayı tarantino hazretleri desperado filminde bizzat anlatmaktadır16 dünya polis teşkilatlanması örgütü bir gün alman, fransız ve türk polislerin katıldığı bir yarışma düzenler. buna göre ormana bir yaban tavşanı bırakılacak ve en organize, en çabuk şekilde tavşanı bulup görevlilere teslim edecek teşkilat büyük ödülün sahibi olacaktır. bütün hazırlıklar tamamlandığında yarışma başlar. fizik gücü yüksek disiplinli polizeiler ormana girerler, sağlı sollu koşuşturmacalar, değişik tuzaklarla birlikte yakalanması hayli zor olan yaban tavşanını 5 dakikaya yakın bir sürede görevlilere teslim ederler. sıra gelir fransızlara. kartezyen fransızlar, “ulan ben bir yaban tavşanı olsam nereye saklanırdım acaba?” diye düşünerek, arayarak yaban tavşanını bulurlar, böylece 3 dakikalık bir zaman dilimi içerisinde tavşanı görevlilere teslim ederler. türkler son yarışmacı olarak ormana dalarlar, bir curcuna olur ve ortalıktan kaybolurlar. yarım saat olur, bir saat olur, iki saat olur hiçbir haber alınamaz. yetkililer tam dağılmaya hazırlanıyorken, türk polisler çıkagelir, yanlarında kelepçelenmiş, ağzı burnu kan içinde bir boz ayı da onlara eşlik etmektedir. yetkililer sorar:
– hani kardeşim yaban tavşanı? onca saattir nerdeydiniz?
– (polis boz ayıya dönerek) konuş ulan!
– (boz ayı ağlayarak) ben bir küçük yaban tavşanıyım, ben bir küçük yaban tavşanıyım…18 kucuk ali okula basladigindan beri her gun ogretmeni aysel’e gidip ‘;
“efendim beni yanlis sinifa koydunuz. benim yerim birinci sinif degil. ablam ucuncu sinifta ama ben en az onun kadar akilliyim. hic olmazsa beni ucuncu sinifa alin” diye sikayet edermis.bundan sikilan aysel ogretmen bir sabah ali’yi kaptigi gibi okul mudurune goturmus ve hadiseyi anlatmis. okul muduru “peki ” demis “bu cocugu bir imtihan edelim, eger yeri ucuncu sinifsa o sinifa sokalim” ve sormaya baslamis,
“iki kere iki ? ” ali hemen “dort” diye cevap vermis.
“sekiz kere dokuz?” ali “yetmis iki” demis. “kac mevsim var?” ali “dort” demis.sinif hocasi mudure “musade ederseniz ben de birkac sual sorayim” demis ve sormus ;
“soyle bakalim ineklerde dort tane ama ben de iki tane var, bu nedir?”
ali “ayak ” demis.
aysel ogretmen sormus “peki senin pantalonunda olup da benim pantalonumda olmayan nedir ?”
ali hemen ” cep ” demis.bunun uzerine mudur aysel ogretmen’e donmus ve “hocam” demis “bu cocugu uc degil besinci sinifa koyalim, cunku son iki suale ben dogru cevap veremedim ama o verdi”.
19 egitimini abd’de tamamlamis,ingiltere’de master yapmis biri türkiye’ye dönüsünde koç holding’e isbavurusu yapiyor.görüsmeye çagriliyor.görüsme çok olumlu geçiyor.adama
ise kabul edildigini söylüyorlar.yalniz adam bir kusuru oldugunu söylüyor.nedir diye soruyorlar.-benim testislerimden biri eksiktir.
-kusura bakmayin biz tam saglikli olmayani ise
alamayiz diyorlar.bir hafta sonra sabanci holding’e basvuruyor.aynen koç holding’deki gibi son derece olumlu görüsmenin ardindan adan eksikligini bildirince oradan da olumsuz yanit aliyor.
bir hafta sonra kamu kurumuna basvuruyor.basvuruyu görünce sasiriyorlar.
ulan böyle nitelikleri olan adam ne sabanci ne de koç’a degil de kamuya gelmek istiyor diye sevinip hemen görüsmeye çagiriyorlar.
adam görüsmeye gidiyor.görüsmede çok begeniliyor.ve ertesi gün saat 09.00’da ise baslamasini söylüyorlar.adam yine dürüst davranip testislerinden birinin olmadigini belirtiyor.bunun üzerine insan kaynaklari müdürü bir süre düsündükten sonra:-pekala o zaman sen saat 10.00’da isbasi yaparsin
adam saskinlikla neden 09.00 degil de 10.00’da isbasi yapmasi gerektigini soruyor.
-valla biz sabah 09.00’dan 10.00’a kadar ta..ak muhabbeti yaparizda………
Mehmet AKIN
ÜyeKadın beyni erkek beyninden daha ucuzmuş..
Agir bir hasta hastanede. Tüm ailesi bekleme odasinda doktorlardan haber bekliyor. Yorgun ve umutsuz bakisli bir doktor çikiyor. “Tek yasam sansi var o da beyin nakli. Böyle bir ameliyati ilk olarak deneyecegiz, tabi masraflar hastanin ailesine ait.”
Aile, saskin, yorgun, çaresiz… Aralarindan biri “Peki ama fiyat nedir diyor ?” Degisir diyor cerrah. 5000 Euro erkek beyni kullanirsak, 200 Euro kadin beyni kullanirsak. Uzun bir sessizlik çöker.
Beyler gülmemeye çalisirlar. Hanimlarla göz göze gelmekten kaçarlar. Ama aralarindan biri
merakini yenemez, peki doktor bu fiyat farkinin nedeni nedir diye sorar. Cerrah gülümser. “Eh tabi, ayni arabalar gibi, kadin beyinleri ucuz oluyor akillarini çok kullandiklari
için. Kullanilmis akil, kullanilmis beyin. Erkek beyni hiç kullanilmamis sifir km araba gibi pahali oluyor.”Hikâyenin ortasinda gülümseyen BEYLEREEEEE selâm.
Hikâyenin sonunda gülümseyen hanimlar öpüldünüz ..
walla bi erkek olarak benim bile hoşuma Gitti.. bizim kafaların neye çalıştığı Belli
Mehmet AKIN
ÜyeIS BANKASI KAPISI
Temel sehirlerarasi seyahatinde treni tercih etmis ve yatakli olan
kompartmana yerlesmis. Az sonra kompartmana cok guzel bir kadin gelmis ve
tanismislar.Kadin Is bankasinda calisiyormus. Uzun bir sohbetten sonra gece
olmus ve yatmak uzere kompartmandaki ranzayi acmislar. Kadin ust kata,
Temelde alt kata yerlesmis. Yatmalarindan 10 dakika sonra kadin pijamasinin
ustunu cikartip yere atmis. Temel bunu gorunce kadinin kendisinden
birseyler bekledigini dusunerek kadinin yatagina alttan hafifce vurarak:
– “Handan Hn”
– “Buyrun Temel bey”
– “Is bankasinin kapilari acildi mi acaba?”
– “Ne munasebet Temel bey teessuf ederim, bu davranisiniz cok cirkin”
– “Ozur dilerim Handan Hn. ben sanmistim ki … !!!”
Yaklasik on dakika sonra kadin pijamasinin altini cikarmis ve yeniden yere
atmis. Temel bunu gorunce cildiracak gibi olmus ve kendini tutamayarak
yeniden kadinin yatagina hafifce vurmus.
– “Handan Hn”
– “Buyrun Temel bey”
– “Is bankasinin kapilari acildi mi acaba?”
– “Temel bey lutfen kendinize gelin, cok ayip.”
Temel olanlar karsinsinda cok zor durumdaymis ama dayanacak durumda da
degilmis. Yine de sabretmis ancak 5 dakika sonra kadin bu defa camasirinin
ustunu cikarmis ve atmis. Sabredemeyecek durumda olan Temel yeniden ranzaya
vurarak:
– “Handan Hn”
– “Buyrun Temel bey”
– “Is bankasinin kapilari acildi mi acaba?”
– “Temel by bu son olsun lutfen, bir daha ayni sey olursa guvenligi
cagiracagim.”
Temel buyuk bir hayalkirkligi ile yeniden yatmis. 5 dakika sonra kadin
camasirinin altini cikartip yere atmis ve bu defa kadinda istekliymis ama
aradan 10 dakika gecmesine ragmen Temelden ses gelmeyince uyudugunu sanarak
endiselenmis ve dayanamayarak seslenmis:
– “Temel By”
– “Buyrun Handan Hn”
– “Temel By Is bankasinin kapilari acildi da !!!”
– “Gerek kalmadi Handan Hn, biz ceki elden bozdurduk !!! “Mehmet AKIN
ÜyeÜRÜN TALİMATLARI
Bunlar, çeşitli ürünlerin üzerindeki kullanma talimatlarından alınmış cümleler ve espri olsun diye değil, ciddi ciddi yazılmış.
Bir saç kurutma makinesinin üzerindeki talimat:
“Uyurken kullanmayın”…
Dial sabunlarının kutusunda:
“Kullanım şekli: Normal sabun gibi”..
Donmuş yemek kutusunda:
“Öneri: Buzunu çözün”..
Hazır Tiramisu tatlısının kutusunda:
“Altüst etmeyin..” (Uyarı kutunun dibinde, tatlının altında yazılı)
Marks/ Spencer’e ait bir puding kutusunda:
“Ateşin üzerine koyarsanız ısınır.”
Bir uyku ilacının üzerinde..
“Uyuklamaya sebep olabilir.”
Roventa ütü kutusunda:
“Giysilerinizi üzerinizde ütülemeyin”..
İngiltere’nin ünlü eczane zinciri Boots’un çocuklar için hazırladığı öksürük şurubu kutusunda:
“Içince araba kullanmayın”..
Japon mali mutfak robotunun uzerinde:
“Baska amacla kullanilmaz.”
American Airlines Sirketi’ne ait fıstık paketinin üzerinde:
“Talimat: Paketi açın, fıstıkları yiyin..”
Bir elektrikli testerenin üzerinde:
“Çalışırken elinizle durdurmaya teşebbüs etmeyin.”Mehmet AKIN
ÜyeYaşadığımız kentten kilometrelerce uzakta bir İngiliz kasabasında yaşayan
>>>iki afacan kardeşin hikayesi…
>>>
>>>Yaşadıkları bölgede kırık cam, kuyruğuna teneke bağlanmış kedi, inik
>>>araba lastiği, kapıdan çalınan sütler gibi pekçok hadisenin faili olarak
>>>bu iki afacan kardeş gösterilmekteydi…
>>>
>>>Kasaba halkı artık “illallah” demişlerdi afacan kardeşlerden,
>>>haklıydılar…. Ailesinin bile zaptetmekte zorlandığı bu afacanları yola
>>>getirmek için kilise fikri ortaya atıldı… Bunları ancak asabiyetiyle
>>>nam salmış rahip dizginleyebilirdi… Ailesi iki afacan kardeşi kiliseye
>>>rahibin yanına götürdü… Önce büyük kardeş rahiple başbaşa kaldı…
>>>
>>>Rahip karşısındaki çocuğu ürkütmek istemeyen bir tavırla sordu:
>>>”Söyle yavrum, tanrımız nerde?” Küçük afacan başını öne eğerek sustu…
>>>Rahip sakinliğini koruyarak:
>>>”Söylesene evladım tanrımız nerde?”
>>>””
>>>”Evladım sana soruyorum tanrımız nerde?”
>>>-“” Asabi rahibin sinirleri bozulmaya başlamıştı:
>>>-“Söylesene yav tanrımız nerde?”
>>>-“”
>>>-“Seni aşağılık afacan benim sorularıma cevap ver tanrımız
>>>neeerdeeeee!!!!!!!”
>>>Rahibin sinirden kıpkırmızı olduğunu gören afacan çocuk hızla kiliseden
>>>kaçtı..
>>>Kapıda sırasını bekleyen kardeşinin elinden tutarak evlerine doğru
>>>koşmaya başladı… İki afacan odalarına girip kapılarını kapattığında
>>>küçük kardeş ağabeyine:
>>>”Biz kimden ve neden kaçıyoruz?” diye sordu.
>>>Soluk soluğa kalan büyük kardeş ise:
>>>”Bu sefer başımız gerçekten dertte… Tanrı kaybolmuş, bizden>>>biliyorlar…….”
- YazarYazılar