1. Anasayfa

Oluşturulan forum yanıtları

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 51)
  • Yazar
    Yazılar
  • Kopek Dövüşleri hakkındaki gerçekler
    Köpeklerin dövüstürülmesi hususunda insanlar çok yanlis bilgilere sahiptir. Bu yanlis bilgiler hem köpekleri dövüstürmekten hoslanan hemda bunu hos karsilamayan insanlardan kaynaklanmaktadir. Richard Stratton gibi köpek kavgalarini benimseyen yazarlar, insanlarin yasal olmayan bu yer alti aktivitelerinin ahlaki degerlere hiçbir zararinin olmadigini savunmaktadirlar.Diger bir taraftan, Amstaff’larla ilgili, onlara zarar verebilmek için, çarpik bilgi vermekten zevk alan ve bilgisizliklerinden dolayi, bu çarpik bilgilere inanip bunlari yayan kimi gruplarin da, hayvanlarin ve kullanildiklari aktivitelerin yanlis bir sekilde yayilmasinda büyük rolü vardir.
    [align=center]SIZ KARAR VERIN!
    bad.jpg
    Diger dovus kopeklerini egitmek amaciyla tutsak edilmis bir dovus kopegi..[/align]

    KOPEK DOVUSLERININ KISACA TARIHI
    Kopeklerine birer hayat arkadasi gözüyle bakanlar, köpeklerin gittikçe artan bir sekilde bir kumar araci olmalarini ve insanlarin sahip olduklari konumlarini yükseltip, daha fazla kazanmalari için birer piyon olarak kullanilmasina inanmakta güçlük çekerler.
    Bulldog’lar yillarca kumar aleti olarak kullanilmis, bogalara, ayilara, porsuklara ve kendi cinslerine karsi dövüstürülmustur. O donem bu tür kanli sporlar, eski Ingiltere, Italya ve Avrupa ulkeleri boyunca günlük yasaminin birer parçasi halindeydi. Boga –köpek dövüsleri ve diger kanli sporlar sadece isçi sinifi için degil saray çevresi için de ciddiye alinan bir eglence biçimi olmustu. Dövüs öncesinde boga yere çakili bir kaziga boynuzlari ya da boynundan baglanarak köpekler saliniyordu. Bogalar kasaplarca kesilmeden önce saatlerce bu sekilde iskenceye maruz kaliyordui. Köpegin boga ile yüz yüze karsilasmasi ve onu hassas burnundan yakalayarak hareketsiz birakmasi gerekiyordu. Bir kaç köpek tarafindan saldiriya ugrayan boga bazen korku ile yere yatiyor; fakat altina ates tutularak ayaga kalkmaya zorlaniyordu.`1820’de Burry St.Edmonds’da bir boganin toynaklari kesilerek kanli bacaklari üzerinde kendini savunmaya zorlandigi bilinmektedir.

    Bulldog sahipleri için bu dövüsler ciddi bir rekabet havasinda geçmekteydi. Bogada sanslarini denemek içi para yatirmalari gerekiyordu ve bogayi hareketsiz birakan köpek ödül kazaniyordu. Bogalar köpekleri 3-4 metre havaya firlatiyor ve pek çok kere boganin boynuzlarina kendilerinin de hedef oldugu oluyordu. Iç organlari disari sarkmaya baslamis köpekler hala dövüsmeye zorlaniyor; çogu boganin toynaklari altinda eziliyordu.
    Bu aktivitelerin 1800’lerde kanun disi olarak yargilanmasi modern bir gelismedir
    [align=center]bad2.jpg
    1958’de bir kopek dovusu. Iki kopek,yorgunluk ve aldigi yaralardan oturu perisan bir halde! Sahibi ise soguk kanlilikla onlari izliyor…[/align]

    Gunumuzde Kopek Dovusu
    Köpek dövüslerine karsi birbirinden tamamiyla farkli iki yaklasim oldugunu söylemek mümkündür.Köpek dövüslerini seyretmekten hoslanan insanlara göre bu aktivite; gayet dogal ve eglenceli bir spordur. Elbette bu görüsü kanitlamak , köpek dövüslerinin gizlice sürdürülmesinden ve çogu insanin köpek dövüstürücüsü oldugunu açikça söylemek istememesinden dolayi oldukça zordur.
    Olaya hukuki çerçeveden bakinca, tamamiyla farkli bir fotograf görmekteyiz. Köpek dövüstürenlerin çogu uyusturucu kaçakçiligi , yasal olmayan yollardan yürütülen silah ve para isleriyle ugrasan kisilerdir. Köpek dovusuturen ve bu köpekleri dövüstürmek amalci edinen insanlarin çogu ruh sagligi bozuk , kompleksli , normal olmayan insanlardir.

    Köpek dövüslerinin izleyiciler ve kopekler üzerindeki etkileri nelerdir?

    Köpeklerini seven ve onlari birer hayat arkadasi olarak görenler, insanlarin köpeklerin birbirleriyle dövüsüp, birbirlerini ciddi sekilde yaraladiklarini nasil seyredebildiklerine bir anlam verememektedirler. Bütün vücutlarinin kiriklarla dolmasini, isirilan burunlari ve yaralanmis gözleri düsünmek ise daha da kötüdür. Köpek rakibine ne derece zarar verirse, izleyicilerin keyifleri ve tezahüratlari da o derece artmaktadir. Köpekler ne kadar da dövüsmekten zevk alir gibi görünse de, aslinda durum göründügü gibi degildir. Dövüsten sonra bir çogu soka ugrayip ölmekte, agir yaralanmakta ya da enfeksiyon kapmaktadir. Bu yüzden onlara – mutlu savasçilar – demek dogru degildir. Çogu köpek de kafalarina aldigi darbelerden ve genizel problemlerden dolayi nefes alamamakta ve bogularak ölmektedirler. Bazilari da sahipleri tarafindan, daha az kan kaybedip daha uzun süre dövüsebilir inanciyla susuz birakilmakta ve bunun sonucunda susuzluktan ölmektedirler. Bir köpegin dövüs sirasinda üç ya da dört darbenin hemen ardindan ölmesi olagan bir durumdur çünkü üzerlerindeki stres , yaralanmalara maruz kalmadan bile onlari öldürebilmektedir.
    [align=center]bad3.jpg
    Dovuste derisi komple yuzulmus bir Amstaff’in bacagi…
    Kopek dovusturenlerin, bu manzaralara bir eglence gozuyle bakmasi ise bir sir![/align]

    bad5.jpg
    Pitlerde can vermis, kirli koselerde olume terk ediilmis, aci ve yorgunluktan gunler suren hastaliktan ya da aldigi yaralar ve enfeksiyonardan hayatini kaybetmis tum dovus kopekleri ;
    Rahat Uyuyun!
    Oldunuz,cunki insanoglu sizin kendisi icin dovusmenizi istedi. Oldunuz çünkü insanoglu sizi kendi zevkleri ve çikarlari ugruna kullanmayi yegledi. Öldunuz, çünkü onlar sayenizde mevkilerini yükseltti.
    Artik rahatça dinlenebilirsiniz ve emin olun ki; kimse dinlendiginiz yerde artik sizi rahatsiz edemeyecek….

    bad4.jpg
    Angelo acinacak haline ragmen hala gulmsemeye calisiyor….

    [size=x-small]ankyrabull’dan alıntı[/size]

    yanıtla: SELÇUK TAVŞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ #31743

    IV- BARINAKLAR ve EKİPMAN

    Tavşan barınaklarının düzenlenmesi, tavşanların davranış özellikleri ve iklim şartlarına karşı göstermiş oldukları tepkiler ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Tavşanlardan gereği gibi yararlanabilmek ve yetiştirme amacı olan verimleri kaliteli ve bol miktarda alabilmek, onları uygun yerde barındırmakla mümkündür. Üretici hayvanlara en az iş ve giderle en uygun bakım ve beslemeyi uygulayabileceği barınak ve ekipmanları sağlamalıdır. Barınaklar elden geldiği kadar basit, ışık ve temiz havayı yeteri kadar alabilecek durumda fakat kuvvetli hava akımlarına, sert rüzgarlara ve gün ışığına engel olacak şekilde yapılmalıdır. Tavşanlık birkaç dönümlük bir arazi üzerine kurulabilir. Drenajı iyi yapılmış bir arazi tercih edilmelidir. Barınaklar, ekonomik şartlar göz önünde tutularak, iş kolaylığı sağlayacak şekilde planlanmalı; tavşanları rüzgar, yağmur, soğuk ve sıcaktan korumalı iyi bir havalandırma ve aydınlatma sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Kurulacak tavşanlığın taban alanı tavşancılıkta kullanılacak kafeslerin kaç katlı olduğuna göre değişir. Taban alanı; tek katlı kafesler kullanıldığında 2-2.5 m2 / tavşan, iki katlı kafesler kullanıldığında 1.5-1.75 m2 / tavşan, üç katlı kafesler kullanıldığında ise 0.75-1 m2 / tavşan olarak hesaplanmalıdır. Pencere alanı, taban alanının % 4-5’i kadar olmalıdır.

    Barınakta optimum sıcaklık 14 °C’dir. Sıcaklık 10 °C’nin altına düşmemeli 20 °C’nin de üstüne çıkmamalı. Nisbi nem % 60-70 olmalı. Aydınlatma süresi 14 saat olup ışık yoğunluğu 1.5 watt / m2 olmalıdır. Barınaklarda 3.6 m3 / saat / kg canlı ağırlık ölçüsünde havalandırmanın sağlanması gereklidir.

    Kafesler ve Gereçler

    Kafesler:

    Morant tarafından geliştirilmiş olan ve hayvanların otlamasına imkan sağlayan ve açık alanlarda kullanılabilecek kafes tipleri olduğu gibi, barınaklara yerleştirilebilecek tek, iki ya da üç katlı kafesler de bulunmaktadır. Kafes malzemesinin galvanizli telden olması iyi sonuç vermektedir. En iyisi iki katlı kafeslerin kullanılmasıdır. Tek katlı kafesler kullanıldığında boyutları tablo 2’deki gibi olmalıdır. Çok katlı kafeslerin arka kısmı 20 cm kadar kısa olmalı, yemlik ve suluklar kafes dışına monte edilmelidir.

    Tablo 2: Tavşan yetiştirmede kullanılan kafes boyutları

    Uzunluk(cm)

    Derinlik(cm)

    Yükseklik(cm)

    Büyük ırklar

    180

    75

    60

    Orta ırklar

    120

    75

    60

    Küçük ırklar

    90

    75

    60

    İki ya da üç katlı kafesler kullanıldığında ise ölçüler:

    En az

    En uygun

    Büyük ırklar

    100 x 80 x 60

    125 x 80 x 70

    Orta ırklar

    80 x 80 x 55

    80 x 80 x 60

    Küçük ırklar

    50 x 80 x 50

    60 x 80 x 50

    Gereçler:

    Tavşanlıkta bulundurulması istenen çeşitli gereçler vardır. Bunların en önemlileri: Doğum kutuları, yemlikler, suluklar, dezenfeksiyon için alev aygıtı, kesim için bayıltma aleti, numaralama için tetavir aygıtı, numaralama kutusu, yem taşıma arabası, tavşan taşıma kafesleri vb.

    a) Doğum Kutuları:

    Damızlık dişilerin yarısı kadar doğum kafesi bulundurulmalıdır. Gebe dişiler doğuma 3-4 gün kala doğum kutusuna alınır. Doğum kutusu için en uygun olarak 25 x 30 x 45 ölçülerinde ve uzun yan yüzlerinden birinde 12-15 cm çapında yuvarlak pencere bulunan dikdörtgen prizması şeklindeki bir kutu önerilebilir. Doğum kutusunun üzeri açılabilir kapaklı olmalı. Pencere yavrunun ve dişinin girip çıkabileceği şekilde sürgülü kapaklı ve tabandan 5 cm yukarda olmalıdır.

    b) Yemlikler:

    Kafesin şekline uygun ve galvanize saçtan yapılmış, yeterli büyüklükte otomatik ve yarı otomatik yemlikler kullanılır. Yemlikler dışarıdan kafeslere takılıp çıkarılabilir, 10 x 25 x 35 cm ebatlarında dikdörtgen prizması şeklinde olabilir. Tavşanın yem yemesi için 12 x 12 cm boyutlarında bir açıklık bırakılır.

    c) Suluklar:

    Otomatik emzik tipi suluklar kullanılabildiği gibi 10 cm derinlikte, 20 cm çapında yarım galonluk silindir biçimindeki cam ya da galvanizli saçtan yapılmış suluklar kullanılabilir.

    d) Numaralama gereçleri:

    Bunlar numaralama kutusu, tetavir aygıtı, pens ve tetavir boyalarıdır. Numaralama kulağa yapılır. Kulak için metal ya da plastikten yapılmış numaralar kullanışsızdır.

    V- TAVŞAN DAVRANIŞI

    Evcil tavşan davranışları, vahşi tavşanlara benzerlik gösterir.

    a- Bölge koruma davranışı:

    Tavşanlar, çenelerinin altında bulunan kıl folliküllerindeki bir salgı bezi yardımıyla yaşadıkları bölgeyi ve diğer tavşanları tanıyabilirler. Erkek tavşanlar idrarları vasıtasıyla da çevrelerini tanıyabilir. Tavşanlar kendilerini güvende tutmak ve doğum yapmak için tüneller kazarlar. Ani değişiklikler (gürültü, koku vb.), gruptaki diğer bireyleri tehlikeye karşı uyarmak amacıyla, tavşanların arka ayaklarını yere vurma davranışını ortaya koymalarına neden olur. Tavşanların kazdıkları tüneller gündüzleri dinlenme yeri ve sığınak olarak kullanılır, zira tavşanlar gece aktiftirler.

    b- Sosyal davranış:

    Vahşi tavşanlar, dişilerin sayıca erkeklerden daha çok olduğu kolonilerde yaşarlar. Yavrulu yada yavrusuz her dişi tavşan diğer anaların yavrularına saldırabilir. Bu durumda erkekler devreye girer ve dişiyi yatıştırırlar. Genç erkekler cinsel olgunluğa ulaştığında, yetişkin erkekler onları kastre etmeye (kısırlaştırmaya) çalışırlar. Bunun için yetişkin erkekler ayrı kafeslere alınmalıdır. Cinsel olgunluktan önce erkekler birlikte büyütülebilirler. Özellikle yer dar olduğunda dişiler yavrulara karşı saldırgandır. Yavrusuz dişiler 0.5 m2/tavşan alanda birlikte yetiştirilebilirler.

    c- Seksüel davranış:

    Dişilerde ovulasyon çiftleşme sonucu gelişir. Çiftleşme için dişi tavşan erkek tavşanın kafesine g*türülürse çiftleşme daha kısa zamanda ve sorunsuz gerçekleşebilir.

    d- Ana davranışı:

    Yavrulamadan önce ana kendi tüyleri ve farklı maddelerden bir yavru yuvası hazırlar. Vahşi hayvanlar yuvayı doğum için kazdıkları özel tünellerin sonuna yaparlar. Bunun için evcil hayvanlara ayrı bir doğum bölmesi sağlanmalıdır. Yavrular doğduktan sonra, ana tavşan yavrularını bir ay süreyle günde bir kez emzirir. Yavruların motor koordinasyonlarının ve ısı regülasyonlarının sağlanması için en az iki hafta doğum kutularında tutulması gerekir.

    e) Yeme Davranışı

    Tavşanlar geceleri beslenmeye eğilimli olmalarına rağmen günün 24 saatinde yer ve içerler. Yem tüketimi oldukça yavaştır. Yem yere konulmamalıdır aksi takdirde kirletilir. Üç haftalık yaştan sonra yavrular analarının yediği yemden yiyebilirler. Tavşan, kaprofajik (pislik yiyen) bir hayvan olduğundan dolayı kendi pisliğini yer. Tavşan pisliği amino asit, B ve K vitamini yönünden zengindir.

    VI- YETİŞTİRME İŞLERİ (BAKIM VE YÖNETİM )

    Yabanıl tavşanlarda döl verimi ilkbahar ve yazın yüksektir. Sonbahar ve kışın çok düşüktür. Evcil tavşanlardan optimum çevre şartlarının sağlanması durumunda senenin herhangi bir ayında yavru alınabilir. Tavşanlarda gebelik süresi 31-32 gün, emzirme süresini de 6 hafta olarak düşünürsek bir dişinin normal şartlarda 4-5 doğum yapması uygundur. Fazlası dişiyi yıpratır ve damızlıktan erken çıkmasına sebep olur. Verimliliğin arttırılması için yetiştirme işlerinin titizlikle takip edilmesi gereklidir.

    a) Kızgınlık:

    Kızgınlık gösteren dişi tavşanda bazen vulva şişer, kan akımı ile kızarır ve nemlenir. Kızgın dişi huysuz olur. Tavşanlarda cinsel aktivite düzenli olmadığından kızgınlık tam olarak anlaşılamaz. Dişi gebe olduğu halde erkeği kabul edebileceği gibi kızgın iken de reddedebilir.

    b) Çiftleşme:

    Dişi ve erkek tavşanların ilk çiftleşme yaşı ırka ve bireysel gelişmeye bağlı olarak değişir. Küçük ırklar daha hızlı geliştiğinden ağır ve orta ırklardan daha erken yaşlarda cinsel olgunluğa erişirler. Ortalama çiftleşme yaşları, küçük ırklarda 5-6; orta ırklarda 7; büyük ırklarda ise 9-12 aydır. Ortalama olgun canlı ağırlığın % 75’ine ulaştıklarında ilk çiftleşmeler yapılabilir.

    c) Gebelik:

    Gebelik için bir aşım yeterlidir. Gebelik süresi 31-32 gündür. Yirmi dokuz güne inebildiği gibi 35 güne de çıkabilir. Gebelik süresi uzadığında iri ve ölü yavru sayısı artabilir. Gebeliği etkileyen faktörler: kısırlık, aşırı yaşlılık ya da gençlik, zayıf fiziksel yapı, yalancı gebelik, incinmeler ve hastalıklardır. Dişi tavşanın gebe olup olmadığını anlamak için onu yeniden erkek tavşan kafesine g*türerek bir kontrol çiftleştirmesi yapmak uygun değildir. Tavşan sırt üstü yatırılıp ürkütmeden karnının arka bölgesinde uterus palpe edilip yavruların varlığı belirlenebilir (14. günden sonra ).

    d) Doğum:

    Çiftleşmeden 27 gün sonra tavşan doğum kutusuna alınır. Kutuya bir miktar iyi kalitede kuru ot konur. Tavşan karın tüylerini kopararak kutuda bir yavru yuvası yapar ve doğumunu gerçekleştirir. Normal doğum 30 dakikada gerçekleşir.

    e) Yavruların Bakımı:

    Doğumdan bir gün sonra ölü ve zayıf yavrular ayrılır. Yavruların beslenme ve sağlık durumu izlenir. Bir tavşan ortalama bir doğumda 6-8 yavru verir. İyi bir ana 8 veya daha fazla yavruyu büyütebilir ve yavrularını 6-8 hafta emzirir. Bir önceki doğumdan a****ın kaç tane yavruya bakabileceği biliniyorsa bu sayıda yavru yanında bırakılır. Anaları doğumda ölen yavrular ya da değerli ve fazla olan yavrular, aynı zamanda doğum yapmış bir anaya verilebilir. Bu uygulamaya “yavru dengelemesi” denir.

    f) Kanibalizm:

    Anaların gebelik sırasında ve doğumdan sonra yetersiz beslenmesi, korkutulması, kalıtsal nedenlerle yavrularını yemesidir. Böyle analar damızlıktan çıkarılmalıdır.

    g) Cinsiyet tayini:

    Sütten kesimden sonra erkek ve dişiler ayrı tutulmalı. Üreme organının çıkış deliği dişilerde uzunluğuna bir yarık biçiminde, erkeklerde ise yuvarlaktır ve bastırıldığında erkek üreme organı bir çıkıntı şeklinde ortaya çıkar.

    h) Tavşanların Tutulması:

    Tavşanlar sağ el omuz derisinden, sol el arka taraf altından tutularak taşınır.

    ı) Tavşan yetiştiriciliğinde üzerinde durulan özellikler ve kartlar:

    Yetiştirme ve seleksiyonda amaçlanan özellikler;

    1- Sağlamlık: Yavru ölümlerinin % 10 dan az olması.

    2- Döl verimi: Bir batında ortalama 8 yavru ve yılda dişi başına en az 5 doğum ve 40 yavru alınması.

    3- Gelişme yeteneği: 8 haftada 2 kg veya 10 haftada 2.5 kg canlı ağırlık.

    4- Yemden yararlanma: Her kg canlı ağırlık artışı için 3 kg dan daha az yem tüketimi.

    5- Kesim randımanı: Ortalama randımanın % 55-66 ve daha üzerinde olması.

    6- Birörnek renk gösteren sıkı ve yoğun yünle kaplı sağlam bir deri.

    7- Ortalama damızlıkta kullanma süresi: 2 yıldır. Entansif et tavşancılığında dişilerden yılda 7-8 batın yavru alabilmek için seçim yapılmalıdır.

    8- Bir erkeğe 8-10 dişi bulundurulur ve 2 günde bir 2 defa çiftleştirilebilir.

    Tavşancılıkta Tutulan Kartlar:

    Tavşan yetiştiriciliğinde tutulan çeşitli kartlar yardımıyla hayvanların verim düzeylerini belirlemek ve istenen özellikler bakımından ilerleme sağlamak amacıyla hayvanların tek tek tanınması ve durumlarının kartlara işlenmesi gerekir. Genellikle iki tip kart tutulmaktadır. Bunlardan biri kafes kartları diğeri de damızlık kartlarıdır. Kolayca ayırt edilebilmesi bakımından bu kartların erkek ve dişiler için değişik renkte olmasında yarar vardır. Erkeklere ait kartlar koyu (kırmızı) renkli, dişilerinki ise açık (beyaz) renkli olarak basılmaktadır.

    Kafes kartlarında: Tavşanın ırkı, kulak numarası, doğum tarihi, ana ve baba numaraları belirtilmelidir. Pratik yetiştirme işlerini iyi takip etmek için çiftleşme ve doğurma tarihlerinin, bir batında doğan yavru sayısının (canlı, ölü) , yavru doğum ağırlığı ile 21. günde yavru sayısı ve ağırlıklarının kaydedilmesi gerekir. Bir de düşüncelerin yazılacağı boş not sütunu bırakılmalıdır.

    Damızlık seçiminde kullanılacak olan kartlara yukarıda sözü edilen bilgilerin dışında pazarlama bakımından önemli olan 8. ve 10. haftalarda yavru sayısı ve ağırlıklarının da kaydedilmesi gerekir.

    VII- TAVŞAN ETİNİN KOMPOZİSYONU

    Yüz gram tavşan etinde 160 kcal enerji, 70 g su, 21 g ham protein, 8 g ham yağ, 1 g ham kül, 20 mg kalsiyum, 350 mg fosfor, 300 mg potasyum, 40 mg sodyum, 1.5 mg demir, 0.1 mg B1 , 0.05 mg B2, 0.45 mg B6, 13 mg nikotinik asit, 0.8 mg kalsiyum pentotenat bulunmaktadır.

    VIII- BAZI TAVŞAN HASTALIKLARI VE BOZUKLUKLAR
    Sıkça rastlanan tavşan hastalıkları: kolibasillozis, koksidiyozis, enterotoxemi, tiflitis, mide bağırsak parazitlerine bağlı yangılar, mixomatozis, ayak tabanı abseleri, deri hastalıkları, trikofaji, genital enfeksiyonlar, mastitis ve metritistir. Kısırlık, uterus bükülmesi, doğum gecikmesi, doğum kutusunun dışında doğurma, vaginal prolapsus, kanibalismus ve yavruları terk etme gibi problemler vardır. Bir de zoonozlar yani hem insanda hem tavşanda bulunan hastalıklar vardır ki bunlar da: Tüberküloz, pseudotüberküloz, tripanozomiyazis, listeriyozis, tularemi ve toxoplazmozis’tir .

    yanıtla: SELÇUK TAVŞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ #31742

    III- TAVŞAN IRKLARI

    Genellikle tüylerinin uzun ya da kısa oluşuna, verim yönlerine ve vücut büyüklüklerine göre tavşan ırkları 3 şekilde sınıflandırılmaktadır.

    A) Tüylerinin uzunluğuna göre

    1- Normal tüylü tavşanlar (Havana, Alaska ).

    2- Uzun tüylü tavşanlar (Ankara ve Tilki tavşanı ).

    3- Kısa tüylü tavşanlar (Rex tavşanları ).

    B) Verim yönlerine göre

    1- Et tavşanları (Yeni Zelanda,Kaliforniya, Şinşilla).

    2- Post tavşanları (Rex tavşanları ).

    3- Yün tavşanları (Ankara ).

    C) Vücut büyüklüklerine göre

    1- Büyük boy tavşanlar (Alman Dev Alacası ).

    2- Orta boy tavşanlar (Viyana, Yeni Zelanda ).

    3- Küçük boy tavşanlar (Hollanda, Küçük Şinşilla ).

    Tavşan yetiştiriciliğine başlamak isteyenler, hangi ırklarla işe girişmeleri gerektiğine karar verebilmeleri için tavşan ırkları konusunda genel bilgi sahibi olmaları gerekir. Ülkemizde yetiştirilen tavşan ırklarının sayısı 3-5 kadardır. Bu ırklardan en yaygın olanı Beyaz Yeni Zelanda tavşanıdır.

    Yeni Zelanda Tavşanı

    Amerika’da et yönünde geliştirilmiş bir ırktır. Beyaz ve kırmızı olmak üzere iki tipi vardır. Her ikisi de orta büyüklükteki ırklardandır. Beyaz Yeni Zelanda dünyada ve Türkiye’de yaygındır. Beyaz tip vücut büyüklüğü bakımından kırmızı tipe benzerlik gösterir. Beyaz tipte vücut yapısı daha sağlam, sırt ve butlarda kas gelişimi iyi, vücut dolgun, arka kısım geniş ve yuvarlaktır. Bacaklar kısa ve kuvvetli kemiklidir. Baş geniş ve kısa olup vücutla iyi bir uyum gösterir. Kulaklar uzun değildir ve tüylüdür. Gözler kırmızı renklidir. Ergin canlı ağırlık erkeklerde 4-5 kg, dişilerde 4.5-5.5 kg’dır. Postu istenen renge boyanabilir ve et verimine uygundur.

    Kırmızı Yeni Zelanda tavşanında bacaklar orta uzunlukta olup iri kemikli değildir. Arka kısım geniş, göğüs dolgun, kulaklar dik vücutla uyumlu, etli ve tüylüdür. Canlı ağırlık ortalama 4 kg’dır. Bütün vücut kırmızı, gözler kahverengi, tırnaklar koyu renklidir.

    Kaliforniya Tavşanı

    Birleşik Amerika’nın Kaliforniya kentinde et ve post verimi yönünde geliştirilmiş yeni ırklardan biridir. Etçi bir tavşandır. Vücut dolgun, omuzlar, butlar ve sırtta kas gelişimi kuvvetlidir. Baş kısa ve kulaklar diktir. Tüyler orta uzunlukta ve çok sıktır.

    Tablo 1: Çeşitli tavşan ırklarının ağırlıkları ve ilk olarak yetiştirildikleri yerler.

    Canlı ağırlık(kg)

    İlk yetiştirildiği yer

    En az

    Normal

    Büyük Irklar

    Gri Dev tavşanı

    5.50

    7.00

    Belçika

    Beyaz Dev tavşanı

    5.00

    6.50

    Almanya

    Alman Dev alacası

    5.00

    6.00

    Almanya

    Alman Koçbaşlı tavşanı

    4.50

    5.50

    Fransa

    Orta boy Irklar

    İngiliz Koçbaşlı tavşanı

    3.50

    4.50

    İngiltere

    Büyük Şinşilla

    3.50

    4.50

    İngiltere

    Mavi Viyana

    3.25

    4.25

    Avusturya

    Beyaz Viyana

    3.00

    4.00

    Avusturya

    Kırmızı Yeni Zelanda

    3.00

    4.00

    Kuzey Amerika

    Beyaz Yeni Zelanda

    3.00

    4.00

    Kuzey Amerika

    Kaliforniya

    3.00

    4.00

    Kaliforniya

    Alaska

    2.50

    3.50

    Almanya

    Havana

    2.50

    3.50

    Hollanda

    Turinger

    2.50

    3.50

    Almanya

    Küçük Irklar

    Küçük Şinşilla

    2.25

    2.75

    Fransa

    İngiliz Alacası

    2.00

    2.50

    İngiltere

    Hollanda

    2.00

    2.50

    İngiltere

    Lux tavşanı

    2.00

    2.50

    Almanya

    Küçük Gümüş tavşanı

    2.00

    2.50

    İngiltere

    Kısa Tüylü Irklar

    Chin rex

    3.00

    4.00

    Fransa

    Mavi rex

    3.00

    4.00

    Fransa

    Beyaz rex

    3.00

    4.00

    Fransa

    Castor rex

    2.50

    3.50

    Fransa

    Siyah rex

    2.50

    3.50

    Fransa

    Sarı rex

    2.50

    3.50

    Fransa

    Havana rex

    2.50

    3.50

    Fransa

    Uzun Tüylü Irklar

    Ankara tavşanı

    2.50

    3.50

    İngiltere

    Tilki tavşanı

    2.50

    3.50

    İsviçre

    Vücut rengi beyaz, bacaklar, kulaklar, burun ve kuyruk ucu koyu renklidir. Gözler diğer bütün albino ırklarda olduğu gibi açık kırmızıdır. Canlı ağırlık ortalama 4 kg’dır. İlk üç haftalık dönemde yavrulardaki günlük canlı ağırlık artışı 5-15 g arasında değişir ve bu dönemin sonunda yavrular 300 g canlı ağırlığa erişmektedir. Daha sonraki günlerdeki canlı ağırlık artışları ise yaklaşık 50 g/gün’dür.

    Şinşilla Tavşanı

    Et ve kürk yönünde yetiştirilir. Postu sincap rengindedir. Büyük ve Küçük Şinşilla olmak üzere iki tipi vardır. Bu iki tip farklı zamanda ve farklı ülkelerde elde edilmişlerdir. Büyük Şinşilla orta boy tavşan ırklarının en ağırlarındandır. Büyük ve Küçük Şinşilla arasında renk ayrılığı yoktur. Ortalama canlı ağırlık 2.75 kg kabul edilir. Ülkemizde de Büyük Şinşilla yetiştirilir. Fakat Beyaz Yeni Zelanda kadar yaygın değildir.

    Viyana Tavşanı

    Renk bakımından mavi, beyaz, siyah ve gri olmak üzere çok çeşitli tipleri vardır. En çok bilineni Mavi ve Beyaz Viyana tavşanlarıdır. Gözleri mavimsi gridir. Beyaz Viyana tavşanının canlı ağırlığı biraz daha düşüktür.

    Belçika Tavşanı

    En eski ırklardan biridir. Eskiden etçi olarak kullanılmasına rağmen şimdi sergileme amacıyla kullanılmaktadır. Diğer ırklarla melezlemede de kullanılmıştır. Patagonya tavşanından kök almıştır.

    Beveren Tavşanı

    Mavi Beveren tavşanı 1890 yılında Belçika’da elde edilmiştir. Büyük ve küçük iki tipi vardır. Mavi renklidir. 1919 yılında melezleme ile siyah renkliler de elde edilmiştir. Birkaç yıl sonra da beyaz varyetesi elde edilmiştir. Kürkçü bir tavşandır. 2.5 – 5 cm arasında değişen uzunlukta, sık, parlak ve gümüşümsü bir kıl örtüsüne sahiptir. Ayrıca yemeklik tavşan olarak da iyidir.

    Gümüş Tavşanı

    Esmer, kahverengi, mavi ve şampanya olmak üzere 4 varyetesi vardır. En yaygın olan Şampanya tavşanı en eski kürk ırklarından biridir. Fransanın “Champagne” bölgesinde elde edilmiş ve 1919’da İngiltere’ye g*türülmüştür. Kalıtsal yapı bakımından siyahtır. Kürk rengi koyu kurşuni mavidir. İlk tüy dökümünde ortaya çıkan gümüş rengi tüy uçlarındaki pigment kaybı ile ilgilidir. Şampanya gümüş tavşanlarının en büyüğüdür. Ortalama 3.5 kg canlı ağırlığa sahiptir.

    İngiliz Tavşanı

    En eski süs ırklarından biridir. Mavi ve siyah iki tipi vardır. Daha sonraları gri ve çikolata renkli tipler elde edilmiştir. Burnunun her iki yanında mavimsi kurşuni lekeler bir kelebek kanadını andırdığından dolayı ” Mavi kelebek ” olarak isimlendirilen çeşidi, en değerli süs tavşanlarından sayılır. Vücudun her iki yanında da önden arkaya uzanan şeritler vardır. Bu şeritler omuzların üst tarafında birleşir. Yavrularına bakma özellikleri iyi olup, et ve kürk verimi de yeterlidir. Ortalama canlı ağırlık 2.5 kg kadardır.

    Havana Tavşanı

    Hollanda’da 1898 de siyah ve beyaz renkli, kısa tüylü tavşanla bilinmeyen bir erkek tavşanın melezlenmesi sonucu elde edilmiştir. Kürkü koyu çikolata renklidir. Orta boy tavşan ırkındandır. Derisi derecelendirmede üst sıralardadır. Et verimi yeterli, canlı ağırlığı ortalama 3.5 kg dır. Rengi bütün vücutta koyu kahverengidir. Gözler kahverengi, tırnaklar koyu boynuz rengindedir.

    Hollanda Tavşanı

    Küçük boy tavşan ırklarındandır. Vücut yapısı dolgundur. Ergin çağ canlı ağırlığı 2-3 kg arasında değişir. Rengi diğer ırklardan çok farklıdır. Vücudun ön yarısı saf beyaz renklidir. Arka tarafı ise kahverengi, gri, siyah vb. çeşitli renklerde olabilir. İki rengin ayrıldığı kuşak kesimi tam ortadadır. Arka ayaklar beyazdır ve bu renk hemen hemen ayakların yarısını kapsar. Kulaklar ve göz çevresi renklidir. Beyaz renk burun ve alın üzerinden kulakların arasına doğru üçgen biçiminde sokulur. İki renk birbirinde bir çizgi ile ayrılır.

    Rex Tavşanı

    Kısa tüylü ırkların tek örneğidir. Post verimi önemlidir. Tüyleri 18-22 mm’dir. Derisi yumuşak, tüyleri kısa, parlak, kadife gibidir. Çok çeşitli tipleri vardır. Postunun her renge boyanabilmesinden dolayı en çok tutulan tip beyaz rex dir. Almanya’dan ithal edilmiştir. Yakın gelecekte ülkeye yayılması planlanmaktadır. Beyaz rex tavşanında vücut beyaz renkli, gözler kırmızı veya mavi renkli olabilir. Canlı ağırlık bakımından Rex tavşanları 3 gruptur. Ağır grupta: Beyaz Rex, Mavi Rex, Chin rex bulunur. Bunlar ortalama 4 kg’dır. Orta grupta: Siyah rex, Sarı rex, Havana rex, Castor rex bulunur ve ortalama canlı ağırlık 3.5 kg’dır. Hafif grupta ise Lux rex, Marder rex tavşanları bulunmaktadır.

    Ankara Tavşanı

    Ankara tavşanı bilinen en eski tavşan ırklarından biridir. Yüzyıllar boyunca yünü için yetiştirilmiştir. Nasıl meydana getirildiği konusunda bir kesinlik yoktur. İngiliz denizcilerin 1723 yılında Karadeniz bölgesinden uzun tüylü tavşanları Fransa’ya g*türerek Bordeux limanında sattıkları söylenmektedir. Bugünkü Ankara tavşanı 1770 yılı dolaylarında İngiltere’de elde edilip yetiştirilmeye ve bu isimle anılmaya başlanmıştır. Vücut orta büyüklükte olup canlı ağırlık 3.5 kg kadardır. En önemli verimi olan yünü 15-20 cm uzunluktadır. Yılda ortalama 500 g yün verirler. Almanya’da yıllık yün verimi 1 kg’ı aşan hayvanlar bulunmaktadır. Çeşitli renklerde varyeteleri bulunmakla birlikte dünyada en tutulan çeşidi beyaz renklisidir.

    yanıtla: Bunları Biliyor musunuz? #31566

    ohooooo…
    Supermiş bunlar ya :)
    Bende kendimi bişey biliyo sanıyodum

    yanıtla: Azrail #30936

    cok guzelmiş be :)
    Azrail cevap veriyor: “Kız, ben seni
    tanıyamadıııııım………..”>…..

    sessiz_ce paylasımların devamını bekliyoruz..
    ,cok sagolasın

    yanıtla: buzağılarda doğmasal anomali #30828

    forumda ARA diye bi kısım var bak..
    orda adobe reader diye arat..
    programı indir ve okumaya basla..
    bu arada literatur için teşekkürler

    yanıtla: dostlarım, sizde bilin.. #30820

    4. Bir karinca agirliginin 50 kati agirligi kaldirabilir, 30 kati agirligi cekebilir ve zehirlendiginde her zaman sag tarafina dogru duser. (nasil tespit etmisler inanin cok merak ediyorum)

    O degilde nasıl tespit etmişler bende cok merak ettim valla :)

    yanıtla: anesteziyoloji #30804

    a.s….
    ANESTEZİYOLOJİ.ppt için teşekkürler..
    bende merak ettim baya hemen bi indireyim bende

    yanıtla: naeeee iyi ki dogdun.. #30718

    naeee.. ben bu kısaltmayı sevdim yaf.. kızmassın insallah..
    neyse gelelim konumuza..
    Dogum gunun kutlu olsun.. nice yıllara

    yanıtla: Kullanıcı Başlıkları #30461

    DD alamama az kalmıs. ama millet hedefi buyutmus baksanıza.. ebnde hedefi büyüteyim ozaman.
    Ben Veteriner Hekim olacam artık yeter ogrencilik

    yanıtla: turkcell mi telsim mi avea m?? #30426

    Bende turkcell diyorum..
    Ve selocanlarla baglanın..
    Ya bu reklamları cok guzel olmus bence.. :)

    yanıtla: Sigara içiyormusunuz #30425

    ya bende istemiyorum hatta bırakmayı cok dusundum ama arasıra kullanıyorum bende işte..

    yanıtla: En İyi Multiplayer Oyunu #30424
    Yakamoz wrote:
    Fifa serisi de ilk oyunlardan.. ve hiç sıkılmadan arkadaslarla saatlerce oynarız biz..

    Aynısından bendede..
    Fifa 2006 yı 6 saat oynadıgımızı bilirim turnuva yaparak :094:

    yanıtla: Annenizin en çok kullandığı trip nedir ? #30423

    bizimkide hep hesabı babana verirsin deyip cıkardı işin içinde…

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 51)