Oluşturulan forum yanıtları
- YazarYazılar
-
tweety
ÜyeBal Özü ( Nektar ) Toplama Faaliyeti
Nektar ya da bal özü balın hammaddesi durumundadır. Nektar bitkilerin çiçeklerin de bulunan nektar bezleri tarafından üretilen şekerli bir sıvıdır. Nektar seferine çıkan bir işçi arı çiçekten nektar hortumu ile emerek alır ve kursağında depolayarak kovana taşır. Bir arı her seferinde kendi vücut ağırlığının % 70-85 i kadar nektar taşıyabilir. Kursağın alabileceği nektar miktarında 70-85 mg. ile sınırlıdır. Yağma yapan arılar her seferinde kendi ağırlıkları kadar bal taşıyabilirler. Çünkü bal nektara göre çok daha yoğundur. Toplanan nektarın önemli bir bölümü, kaynağın kovana olan uzaklığına bağlı olarak uçuş sırasında arının enerji, ihtiyacı için kullanılır ve her seferinde arı kovana ortalama olarak 30-40 mg. nektar getirebilir. Bir petek, gözünün doldurulabilmesi için 60 nektar seferine gerek vardır. Kaynak yonca ise her nektar seferinde 1000-1500 adet yonca çiçeğin ziyaret edilmesi gerekmektedir. Hiçbir çiçek tek başına arının kursağını dolduracak kadar nektara sahip değildir. Her seferinde bir hektar yükü için ortalama 100’den fazla çiçeğin dolaşılması gereklidir.
Nektara çalışan bir arı günde 7.5-10 saat çalışarak 10-17 nektar seferi yapar. Sefer sayısı kaynağın uzaklığına ve zenginliğine bağlıdır. Günde en fazla 24 nektar seferi yapabilir ve bu değer ortalama 10 olarak kabul edilir.
Her defasında 30 mg. nektarı kovana getirebilen ve günde ortalama 10 nektar seferi yapan bir işçi arı 20 günde 30x10x20=600 mg. nektar yaşayabilir
Her nektar seferindeki ortalama uçuş süresi 34 dakika ve nektar toplama süresi 21-37 dakika olup, nektar seferinden sonra kovanda geçen sürede 3-10 dakika arasında değişmektedir.
Yapılan araştırmalara göre arıların %25’i sadece polen, %58’i sadece nektar ve %17 ‘si de hem polen hem de nektar çalışmakta yani ikisini birlikte taşımaktadırlar Genç ( 1994 ).
Propolis Taşıma Faaliyetleri
Propolis, bitkilerin tomurcuk ve kabuklarının altında bulunan yapışkanımsı reçine maddelerdir. Kovana propolis taşınması serin ilkbahar ve sonbahar ‘da daha fazla olmaktadır.
Ayrıca soğuk iklim kuşağının arıları da fazla propolis taşırlar. Arıların propolis toplayabilmeleri için yeterli sıcaklığın olması gerekir. Propolis toplayan işçi arı ağzı ile kopardığı parçaları ön ayakları yardımıyla arka ayaklarında bulunan polen sepetlerine yerleştirir. Bu işleme devam eder ve sepet dolunca kovana dönen arılar bir yere tutunarak boşaltma işini yapan arılar tarafından alınan propolis parçalar halinde uygun yerlere yerleştirilir. Boşaltma işlemi epeyce uzun sürer Tekik, Korkmaz ( 1992 ).
Propolis sarı, gri, koyu kahve ve kırmızı gibi değişik renklerde olabilir. Doğadan toplanan propolisten başka arıların sindirilmeyen polen kabuklarını kullanarak yaptıkları bir propolis türü vardır ki buna “balm” denir. B ikinci tip propolis, arının bal midesinde polen kabukları ösefagusa gelir, burada tekrar yoğrularak şeffaf altın yeşili renkli propolis elde edilir. Elde edilen bu madde yavru gözlerindeki pürüzlerin giderilip cilalanmasında, peteklere gerekli sertliğin kazandırılmasında, yavru yetiştirilen gözlerin iç yüzeylerinin her yavru çıkışından sonra dezenfekte edilmesinde kullanılır. Zamanla balm’ın rengi koylaştığı için yavru yetiştirmede kullanılan gözlerin giderek esmerleşir Genç (1994 ).
Yapışkanlığını azaltmak için belli miktarlarda mum ile karıştırılır. Kovanın delik çatlak ve dışarıya atılmayan yabancı maddeleri propolis ile kaplarlar. Çerçevelerin birbirine bağlanmasında, uçuş deliklerinin daraltılması gibi işlerde de kullanılırtweety
ÜyeArılarda Yer Tespiti
Araziden dönen arılar buldukları kaynakların yerini çeşitli yöntemlerle diğer arılara anlatabildikleri gibi uçuşa çıkan arılar kendi kovanının yerini de çok iyi bir şekilde öğrenmektedir.
İlkbaharda arıcılığa yerleştirilen bir koloninin arıları, çevreyi tanımak ve kovanın yerini öğrenmek için keşif uçuşları yaparlar. Arılar önce kovan çevresinde çok kısa mesafeli uçuşlar yapar ve kovan çevresinde adeta fotoğrafını çekerek kesin olarak kendi kovanın yerini belirler. Araziden dönen arılar, kovanlarının yeri çok az değiştirilmiş bile olsa bunu derhal anlarlar. Ayrıca arıların, yavruların olgunlaşmamış nektarın, balın ve kovan içerisindeki diğer maddelerin kokularının karışımı ile oluşan bir koku mevcut olup, Arılar kovanlarının yerini bulmada bu kokudan da yararlanırlar. Böylece herhangi bir arı yabancı bir kovana girmez.
Yer tespiti arıların oyun uçuşları denilen ilk uçuşlarında ve oğul arılarında görülür. Oğul arıları yaptıkları çevreyi tanıma uçuşlarıyla yeni kovana alışırlar Genç ( 1994 ).
Çiçek Tozu ( Polen ) Toplama Faaliyetleri
Çiçek tozu arılar için doğada bulunan tek protein kaynağıdır. Çiçek tozu nektar ve bal gibi enerji kaynağı olarak kullanılamaz. Arıların çiçek tozu olmadan yavru gıdası salgılamaları, larvaları beslemeleri ve genç larvaların vücut gelişmelerini tamamlamaları mümkün değildir.
Bal arıları polen toplama uçuşlarına genellikle sabahın erken saatlerinde başlarlar. Polen arıların ağız parçaları, bacakları ve vücudu örten sert kıl örtüsü yardımıyla çiçeklerin erkek organlarından toplanır. Polen toplamaya çıkan arı, midesini bal ile doldurduktan sonra kovandan çıkarak arazide çiçekleri organları üzerine konar. Vücuduna bulaşan çiçek tozlarını orta bacaklarındaki fırça ile toplar, ağzından çıkardığı nem ile nemlendirir ve arka bacaklarındaki fırça ile toplar, ağzından çıkardığı bal ile nemlendirir ve arka bacaklarındaki polenleri de bu bacaktaki fırça ve tarak denen özel aygıtlarla ve bacaklarını birbirine sürterek polen sepetine yerleştirir. Bu işlem bazen arı havada uçarken bile sürer. Uçuşa çıkan arılar aynı seferde polen ve nektar yüklü olarak da dönebilirler. Bu durum özellikle aynı anda hem çiçek tozu ve hem de nektar verebilen çiçeklere yapılan uçuşlarda görülür.
Çiçek tozu kovan içi hizmet dönemini tamamlamış 21 günden daha yaşlı işçi arılar tarafından toplanır. Kaynağın cinsine bağlı olarak bir arının bir seferde taşıdığı polen yükünün ağırlığı 12-30 mg. Arasında değişmekle beraber ortalama 15 mg. Civarındadır. Arının bir seferde taşıyabileceği polen yükü kendi vücut ağırlığının üçte biri kadar olabilir.
Arıların büyük çoğunluğu toplama, taşıma ve yükün boşaltılmasını kapsayan bir polen seferini yarım saatte tamamlamaktadır. Bir arı günde ortalama 5-8 en fazla 11-20 polen seferi yapabilir. Her defasında 14 mg. polen taşıyan ve günde 5 sefer yapan bir arı gün boyunca 70 mg. ve 8 sefer yapan bir arı ise 112 mg. çiçek tozu taşır. Bir koloninin kovanına taşıdığı çiçek tozu miktarı yılda 35-40 kg. civarındadır.
Bitkilerin çiçek tozlarının yoğunlukları farklı olduğundan bir seferde toplanan yükün ağırlığı kaynağa göre de değişir. Kullanılan kaynağın tırtıl türleri karaağaç olması durumunda polen yükü ortalama 12 mg. iken, mısırda 14 mg., elmada 25 mg. ve akça ağaçta ortalama 29 mg. ‘dır. Arı polen sepetini 6-10 dakikada doldurur.
Kolonilerin yıl içerisinde en yoğun olarak çiçek tozu topladıkları mevsim yaz ayları Haziran Temmuz Ağustos ve yavru yetiştirme aktivitesinin yüksek olduğu dönemlerdir.tweety
ÜyeDairesel Dans
Dairesel dans kovana uzaklığı 100 m. Yarıçaplı bir daire içerisinde olan besin kaynaklarının yerini tanımlamada kullanılan oldukça hızlı ve ani hareketlerle yapılan bir danstır. Dairesel dans petek üzerinde çok dar bir alanda yapılır. Dans için kullanılan alanın yarıçapı işçi arının boyundan biraz fazladır. Dans eden arı ara sıra petek üzerinde dans yerini değiştirir ve genellikle kendisini izleyen 1-6 kadar işçi arı vardır. İzleyici arılar antenleriyle dansçıya dokunarak dansı uygulamaya çalışırlarsa da hiçbir zaman aynısını yapamazlar. Dairesel dans daha çok 100m. Etrafındaki nektar kaynaklarının varlığını bildirmek için kullanılır, uzaklık ile yönü tanımlamaz. İzleyici arılar,kaynağının cinsini dansçıyı antenleriyle yoklamak suretiyle üzerine bulaşık materyalden anlarlar Genç (1994).
Dairesel dans, besin kaynağının kovana 100 metreden daha yakında olduğunu haber vermektedir.
Kuyruk Sallama Dansı
Besin kaynağı eğer kovanın bulunduğu noktadan 100 metreden daha uzakta ise, kaşif arılar kovana döndükten sonra diğer arıların ortasında kuyruk sallama dansı yapmaktadırlar. Bu dans esnasında arı abdomen kısmını sallar ve yarım daire çizerek ilerler. Bu şekil tamamlandıktan sonra keskin bir geri dönüş yaparak dairenin diğer yarısını tamamlar ve çizilen çemberin ekseni üzerinde tekrar yukarıya doğru ilerler. Bu şekilde tamamladığı zaman keskin bir geri dönüş yaparak dairenin diğer yarısını tamamlar ve çizilen çemberin ekseni üzerinde tekrar yukarıya doğru ilerler.
Bu hareketler kovanların kontrolleri esnasında tecrübeli arıcılar tarafından kolaylıkla petekler üzerinde izlenebilir.
Dans yönünü ;kovanın yeri bitki kaynağı ve güneş arasındaki açılar tayin etmektedir. Güneşin durumu değiştikçe, bu açılarda değişeceğinden buna bağlı olarak dansın yönü de değişmektedir.
Eğer besin kaynağı güneş yönünde ise keşif arı petek üzerinde başı yukarı gelecek şekilde, aksi tarafta ise başı aşağıya gelecek şekilde daire ekseni üzerinde hareket eder. Kaynak diğer yönlerde ise belirgin açılar çizerek kovanın hangi yönüne gidilmesi hakkında bilgi aktarılır. Örneğin besin yeri, kovanın yönünde güneşle 40° C ‘lik bir açı yapacak şekilde eğimli olmalıdır.
Kuyruk sallama dansı bulunan besin kaynağının 100 m. ‘den uzakta olduğunu işaret etmektedir.
İşçi arının kuyruk sallama dansı, Dans yönleri, güneşin farklı pozisyonu ve besin kaynağının farklı yönlerde olması ile değişmektedir.
Besin kaynağı, kovan – güneş doğrultusunun 40° solunda ise uçuş ekseni düşey eksen ile aynı açı değerinde olmaktadır.
Besin kaynağının kovana olan uzaklığı ise, dans temposunun hızlı veya yavaş olmasıyla anlatılmaktadır. Örneğin bitki kaynağının uzaklığı ile her 15 saniye içinde tekrarlanan kuyruk sallamasının sayısı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Bu durum aşağıdaki tablo 1 ‘de açıklanmıştır.
Besin kaynağının kovana olan mesafesini koloni bireylerine bildirmek, besin yönünün tayini ile ilgili haberleşme kadar önemlidir ve arılara büyük avantaj sağlamaktadır.
Diğer Danslar
Bal arılarının besin yeri ve yönünü tayin eden dansları dışında ;tehlikeyi haber veren alarm dansı temizlemek için yapılan temizlenme dansı, huzur ve memnuniyet ifade eden DVAV dansı ve petek kenarlarında yapılan mesaj dansları vardır Teknik Arıcılıktweety
ÜyeİŞÇİ ARILARIN KOVAN DIŞI GÖREVLERİ
Kuluçkadan çıkan işçi arılar yaşamlarının ilk 21 gününü kovan içi görevlerde geçirirler ve tarlacı arı olarak çalışırlar. Bu dönemde arılar kovana nektar, polen propolis ve su taşırlar ve bu işler için arılar mükemmel bir haberleşme sistemi kullanırlar Genç (1994).
Arılarda Haberleşme (Arı Dansları)
Bal arılarında haberleşmenin esasını ses, ışık gibi fiziksel uyarılar, koku, tat gibi kimyasal uyarılar ve kesin olmamakla birlikte elektriksel uyarılar teşkil etmektedir. Bütün bu uyarılar diğer bireylerin özel duygu organları tarafından algılanabilmektedir örneğin bir tarlacı işçi arı çevresinde polen yan da nektar kaynağı bulduktan sonra kovana döndüğü zaman, bu besin kaynağının yerini ve uzaklığını diğer arılara haber vermek için belirgin şekillerle işaret verici özel hareketler yapmaktadır. Arıcılık terimleri arasında buna “arı dansı adı verilmektedir.
Tarlacı işçi arıların kovan içerisinde yaptıkları bu hareketler, arıcıların uzun yıllar önce dikkatini çekmiş ancak bunun bilimsel bir açıklaması 1970 yılında bu konuda yaptığı araştırmalarla Nobel ödülü kazanan ünlü alman bilgini Von Frish, her özel hareketin ayrı bir anlam taşıdığını açıklamıştır. Bu araştırıcı 1967 yılında ilk defa iki tip arı dansının varlığını ortaya koymuştur. Bunlardan birincisi dairesel dans (dönme dansı), ikincisinin ise kuyruk sallama dansı (kuyruk dansı)’dır.
Keşif uçuşu yapan arılar herhangi bir kaynağı buldukları zaman taşıyıcı arılara haber vererek onları kaynağın bulunduğu yeri haber vererek onları kaynağın bulunduğu yere yöneltirler.
Bilgiler dans hareketleriyle şu şekilde aktarılmaktadır:Vücut kıllarına sinmiş olan ve ayrıca koku bezi adı verilen bezlerde tutulan kokudan veya taşınan nektar ve polenden, kaşif arının bulunduğu besin kaynağının ne olduğu anlaşılır.Besin kaynağının yeri, yönü ve verimliliği, dansın süresi, şekli ve sayısıyla ilgilidir.
Dans süresi içinde dansın şekli, ahengi ve hızı, yerçekimi ve güneşin bulunduğu yere göre değişir ve gerekli mesajlar iletilir Teknik Arıcılıktweety
ÜyeBekçilik Görevleri Ve Sokma Davranışı
18-20 Günlük genç arılar kovanı dış tehlikelere karşı korurlar. Bekçilik yapan arılar kovanın uçma deliğinin hemen iç tarafında hazır beklerler. Örtü tahtası altında da görülürler.
Herhangi yağmacı arı veya yabancı arı kovana girmek istediğinde bekçiler hemen üzerine hücum eder gerekirse sokarlar. Bu nöbet aynı yaştaki arılar tarafından sıra ile tutulur. Arılarda haberleşme son derece gelişmiştir. Ani bir sert hareket veya taarruzu şiddetle diğerlerine iletirler, şöyle ki bu hareket bir elektrik akımı gibi hızla geçer. Bir anda kovan içerisindeki arılar hücuma kalkar ve bekçilik yapanın yardımına koşarlar.
Bekçilik yapan arıların önemi büyüktür. Şöyle ki yan yana konmuş iki kovanın her birisinde mevcut on binlerce işçi arıdan birisi yanlışlıkla diğerine girecek olsa nöbetçi arılar bırakmazlar, derhal bu arının üzerine birkaç tane nöbetçi hücum eder, ağız parçaları gerektiğinde iğnelerini de kullanarak yabancıyla amansız bir mücadeleye koyulurlar. Bu hal yabancı arının kaçıp kurtulması veya ölümü ile son bulur. Bu bekçilik özellikle kovanın yağmacılığa karşı korunması bakımından önem taşır Balcı (1977).
Arıcı tarafından arıları sokma davranışına iten nedenler de vardır. Bunların en önemlileri;• Körük kullanmadan kovan açmak,
• Kovanın uçuş deliği önünde durmak,
• Kovanlara çarpmak veya kovanları sarsmak
• Açıkta bal bırakmak ve yerlere şurup dökerek yağmacılığa sebep olmak,
• Kovan bakımı yaparken arıları ezmek
• Petekleri çıkartırken yavru gözlerini bozmak
• Rüzgarlı ve kapalı havalarda kovan açmak
• Kovanı gereksiz yere açıp kapatmak
• Parfüm, kolonya v.s. sürerek kovan yanına gitmek Teknik Arıcılıktweety
ÜyePolen ve Nektar Depolama
Polenin bitkiden alınması ağız parçaları yardımıyla ön ayakla polen keselerinin açılmasıyla olur. Bazen olgunlaşmamış polen keseleri açılır ve arının gövdesi polen tozu ile bulaşır. Çiçekten serbest hale gelen polen, çiçeğin nektarı ile yada bal kabarcığı ile ıslatılır. Böylece polen tanelerinden polen topakları oluşur. Polen topakları arka, iki bacakta bulunan polen sepetçiklerine bir çok çiçek dolaşarak oluşur.
Kırlardan toplanan polen kovana getirildikten sonra kovan içi hizmetleri yapan genç işçi arılar tarafından petek gözlerine bırakılan polen topakları mandibular ile parçalanır. Bu polenlere bal ilave edilerek petek gözlerine başları yardımıyla sıkıştırılır. Polen muhafazası için bal en ideal maddedir.
Arıların polen taşıma işi nektar taşıma kadar fazla zaman almaz. Yapılan bir araştırmada mısır poleninin kovana taşınması ve boşaltılması gibi işleri polen toplayıcıların %98’i tarafından 30 dakikada tamamlandığı görülmüştür. Arılar polen taşımak için 5-20 sefer yapmaktadırlar. Polen kaynakları cinsine göre her seferde kovana taşınan polen miktarı da değişmektedir. Bir kovana 500 gr polen taşınması için 4500-6500 arının sadece polen taşıyıcılık görevi yapması gerekir. Bir arı her seferinde 12-29mg polen taşır Tekik, Korkmaz (1992).
Arıların topladığı ve depoladığı diğer bir besin kaynağı da nektardır. Bitkilerden akan tatlı sıvıya nektar veya bal özü denir. Bal, nektar denilen tatlı sıvıdan yapılır. Nektar bitkilerin çiçeklerinde bulunur. Bitkilerin çiçeğinden başka kısımlarından çıkan tatlı sıvılar çiçekte meydana gelen nektar kadar nefis değildir. Nektar çiçeklerin dip tarafındaki küçük nektar bezleri vasıtasıyla teşekkül eder Balcı (1977).
Arılar balı oluşturmak için civarda bulunan çiçeklerden nektar toplarlar. Bu olayı pek çok faktör etkiler. Bir arının nektar topladığı mesafe 3- 4 km ‘yi bulur. Ekonomik mesafe 1.5 km. altındadır. Nektar kaynağının kovana uzak olduğu mesafelerde arılar daha çok nektar yada bal çiği alırlar. Bunun bir bölümünü yolda harcarlar ve ilk başlangıçta yükü ağır olduğu için yavaş uçarlar.
Nektar miktarı bitki çeşidine göre değişir. Ayrıca bitki çiçeklerinin tek olması veya bileşik yapıda olması ya da tabla çiçek yapısında olması da etkilidir. Arılar kırmızı üç gülde 7.5 milyon, akasyada 5 milyon, tekil çiçek ziyaret ederek 1 kg nektarı kovana getirebilir.
Günlük sefer sayısı nektar kaynağının yakınlığına ve zenginliğine göre değişir. Ortalama uçuş süresi 27 dakikadır. Arılar günde 10- 17 arasında sefer yaparlar. Günlük çalışma süresi 7-10 saat arasında değişir. Bir arı ortalama olarak her seferinde 50 mg. nektar taşıyabilir. Orta derecede bir kolonide 60.000 işçi arı vardır. Bunların 1/3’ü yani 20.000 adedi tarlacıdır. Günde sefer sayısı ortalama 10 kabul edilirse, günde toplam 200.000 sefer yapmış olurlar ve toplam 10-20 milyon çiçeği ziyaret ederler. Bu süre zarfında da 10 kg nektar veya balçığı toplarlar ve bundan 5 kg bal yaparlar. Bu balın 1kg’nı kendi ihtiyaçları için kullanırlar Tekik, Korkmaz (1992).
Tarlacı arıların getirdikleri nektarı alan genç işçi arılar bunu ağızlarında yoğurup bala çevirir, daha sonra petek gözlerine doldururlar. Balın petek gözlerine depo edilmesi bir seferde yapılmayıp önce peteğin ¼ ü doldurulur ve bu esnada kovan havalandırılarak nektarın suyunun uçması sağlanır. Bu iş nektarda şeker oranı %20’den az değilse üç gün, %30 ‘dan az değilse 2 gün alır. Peteğin ¾’üne kadar doldurulması için %60 şekerli nektar için 2,5 gün daha zaman gerekmektedir. Böylece ¾’üne kadar ve daha sonra da tamamı doldurulur. Bu işler 5gün içinde sonuçlandırılır. Evcil arılar nektarı bala çevirirken onun fiziki ve kimyevi bileşimini değişikliğe uğratmaktadırlar. Petek gözleri içerisine doldurulmuş fakat henüz olgunlaşmamış bal petek silkelendiği zaman peteğin gözlerinden kolayca boşanır.
Bal olgunlaştığı zaman işçi arılar tarafından üstü bal mumu ile sırlanır Balcıtweety
ÜyeMum Salgılama ve Petek Örme
Kovan içi hizmetlerinde çalışan genç işçi arılar 12-18. Günleri arasında mum salgılama ve petek örme işiyle uğraşırlar. Mum salgılama işlemi genellikle kovan içi sıcaklığın 33-36°C’ler arasında olmasıyla mümkündür. Bal mumunu salgılayan arılar sürekli olarak bal yerler ve balı balmumuna dönüştürürler. Yapılan çalışmalar, bu işte çalışan arıların 1 kg. bal mumu üretimi için 5 kg. ‘dan 25 kg. ‘a kadar değişen miktarda bal tükettiklerini ve bu değerin ortalama 1 kg. muma karşılık 10 kg. olduğunu göstermektedir.
Mum salgılayan ve petek ören işçi arılar yeterince bal tükettikten sonra bir süre dinlenerek aldıkları gıdayı sindirirler. Daha sonra ayaklarıyla birbirlerine kenetlenerek bir zincir oluştururlar ve bu zincirin açılıp kapanmasıyla bal mumu bezlerinden mum salgılayıp; salgıladıkları mum pulcuklarını petek olarak işlerler Genç (1994).
Peteklerin çoğu 25 mm. Kalınlıktadır. Petekler iki esas üzerine inşa edilir. Bunların birisi 25 mm. ‘de 5 göz bulunan işçi arı gözlü petek ;diğeri 25 mm. ‘de 4’ün biraz üzerinde göz bulunan erkek arı gözlü petektir. Bir petek üzerinde erkek arı gözleri daha ziyade yan ve alt taraflarda bulunurlar. Bu halde işçi arı gözleri ile erkek arı gözleri arasında geçit gözler bulunur. Her iki şekilde de petek gözleri altıgen şeklinde ve yukarıya doğru 9-14 derece meyillidir. Bu meyil balın petek gözlerinden akmasını temin eder. Arıların petek gözlerini inşasındaki matematiksel ustalıkları üstten yapılmaya başlanır. Her başlangıç noktasında bir grup arı çalışır. Peteklerin yapımı dairesel olarak sağlandığı için asılı noktadan aşağı veya çevreye doğru genişler. Petek yapmada bir grup arı mum salgılayarak mum pulcuklarını imal ederken bir kısım arıda pulcukları alarak petek örme işini yaparlar. Petek gözlerinin sağlamlığının temini için petek gözü taraftaki gözün köşe noktasına denk gelecek biçimdedir. Koloni düzeninde petek yapımı ihtiyaca göre düzenlenir. Normalde işçi arıların gelişebileceği petekler yapılır. Oğul mevsiminde yada koloni ana arının yaşlı olması halinde erkek gözleri yapılır Tekik, Korkmaz (1992).
Arıların çıkardığı bal mumu pulcuklarının ağırlığı 0.8 mg. ‘dır. Yoğunluğu 0.96 olup sudan hafiftir. Erime derecesi 65° C’dir. Arılardan henüz çıkan bal mumunun rengi beyazdır. Sonraları kovanda beliren gazların, bal ve çiçek tozunun, propolis ile pupaların bıraktıkları gömleklerin etkisiyle rengi değişir. Sarı, kırmızı, esmer ve siyah bal mumları birkaç defa yağmur suyunda yıkamak, yada güneşte eritmekle beyazlatılabilir Kayral (1984).
Kovanın Havalandırılması ve Su İhtiyacı
Özellikle yaz aylarında aşırı sıcak geçen günlerde kovan içi sıcaklık gereğinden fazla yükseltir. Bu durumda arılar kanatlarını bir vantilatör gibi kullanarak kovan içinde ısınan havayı dışarı atmaya ve aynı zamanda dışarıdan içeriye hava pompalamaya başlarlar.
Böyle günlerde kovana normalin üzerinde su taşınır. Su kovan içinde damlacıklara ayrılarak buharlaştırılır ve böylece kovan içi sıcaklık ve nemi ayarlanır. Peteklerin aşırı sıcaktan eriyip akmaması, larvaların yumurtadan çıkışlarının kolay olması ve yavruların kuruyup ölmemesi için bu şarttır.
Arıların kanat çırparak kovanı havalandırmaları özellikle nektarın bol geldiği dönemlerde, nektarın fazla suyunun uçurularak olgunlaştırılması içinde başvurdukları bir yöntemdir. Böyle bol nektar taşınan ve özellikle geceleri, güçlü kolonilerde daha çok olmak üzere yapılan bu işlemi uğultu şeklinde hissetmek her zaman mümkündür.
Havalandırma yapan arılar kovan deliğinde iki grup halinde yan yana dizilerek kanatlarıyla yelpazeleme yaparlar. Gruplardan biri uçuş deliğinin dış tarafında ve uçuş tahtası üzerinde, başları kovan giriş deliğine dönük olarak kanat çırparken ; Diğer grup deliğinin iç tarafında ve başları dışarıya dönük olarak kanat çırparlar. Böylece içerdeki sıcak hava dışarı sürüklenirken ; Aynı zamanda içeriye hava pompalayarak sürekli bir hava akımı salgılanır. Bu yoğun çabaya rağmen sıcaklığın düşürülmesi ve kovanın havalandırılması başarılamazsa, arılar bu defa kovanın dış yüzeyini sararak yuvalarını güneşin etkisinden korumaya çalışırlar Genç (1994).
Kolonideki suyu taşıyan arı grubu devamlı olmamakla beraber bu işi yaparlar su taşıyan bir arının getirdiği su miktarı 18 civarında arıya yeter. Kovana gelen arılar kovana getirdikleri suyu 2-3 arıya aktardıktan sonra diğer taşıyıcı arılara yaptıklar danslarla suyun sıcaklığının arıların kaynak tercihi açısından önemli olduğunu ortaya koymuştur. Arıların % 85 ‘ine yakın ılık suyu, soğuk suya tercih etmişlerdir. Su kaynağının sıcaklığı 10-45 °C arasında olduğu sürece kaynak ayrımı yaptığı izlenmiştir. Arılar kovana gelen nektarı bal olarak depoladıkları gibi suyu depolayamazlar. Nektar ile kovana gelen su koloni ihtiyacı 200 gr. civarında tespit edilmiştir. Hava sıcaklığının çok yüksek olduğu dönemlerde kovanda su depolandığı tespit edilmiştir. Suyun depolanması peteklerin en üst kısmında yapılmış olan petek gözleri yada propolisten yapılmış gözler içerisinde depolarlar. Burada sıcak hava ile temas eden su buharlaşır ve soğuyan hava ile rutubet aşağıya iner ve kovan soğumuş olur. Arının su alma süresi 1 dakikadır. Su taşıyıcı arılar günde 50-100 sefer yaparlar. Her seferde 20mg. Su taşırlar Tekik, Korkmaztweety
ÜyeERKEK ARILARIN GÖRÜNÜŞÜ VE GÖREVİ
Boyları ana arı kadar uzun olmayan erkek arılar ana arı ve işçi arılardan daha iri ve tıknaz yapılıdırlar. Döllenmemiş yumurtalardan çıktıkları için genetik olarak habloiddirler. Bir savunma aracı olan iğneden yoksun oldukları gibi dilleri nektarı emmeye uygun olmadığından bal yapımında ve kovana bal taşımada hiçbir göreve sahip değildirler. Kovanda hazır yiyici durumunda olan erkek arıların tek görevi ana arıyı döllemektir. Ömürleri, ortalama 4-5 aydır. Fakat görevleri bitince yaşamalarına işçi arılar tarafından izin verilmez ve öldürürler. Hayatta kalanları ise sonbaharda kovandan atılarak açlığa terk edilir
İŞÇİ ARILARIN KOVAN İÇİNDEKİ GÖREVLERİ
İşçi arılar 21 güne kadar kovan içinde bir çok görevde çalışırlar. Arıların bu dönemde nektar ve polen depolama, larvaları besleme, mum salgılama, petek örme, temizlik, bekçilik görevleri gibi görevler üstlenirler.
Yavru Bakımı
Kolonideki 3 günlük işçi arılar bakıcılık işlerini yürütürler. Beslenme ve yavruların ısıtılmasında bir sıra mevcuttur. Önce bal ve poleni alarak yaşlı larvaları beslerler. Zira bu larvaları beslemek fazlaca tecrübe istemez. 6 gün yaşına ulaşan genç işçi arılarda arı sütü salgılama bezi gelişir. Bu dönemden itibaren 13. Güne kadar genç larvalara arı sütü vermeye devam eder. 13. Günü dolduran bu arılarda gıda bezleri yerine başka görevleri yapacak ek bezler gelişir Tekik, Korkmaz (1992).
Yavru yetiştirme için kuluçka sahasında en uygun sıcaklık +34° C’dir. Süt salgı bezleri gelişen işçi arılar 1-3 günlük genç larvaları beslerler Genç (1994).
Petek gözüne yumurta bırakılmadan önce gözler temizlenir, propolis ile cilalanır. Ana arı yumurta bıraktıktan sonra işçi arılar bu gözleri devamlı kontrol ederler. Açılan yumurtadan oluşan larvalara hemen arı sütü verilerek besleme işlerine başlarlar. İlk günlerde larvalara ihtiyacından fazla gıda verilir. Larva verilen bu arı sütünün üzerinde yüzer durumdadır. 3. Günden itibaren larvalar aralıklı gıda verilmesi azalır ve 4. Günden itibaren larvalar ağırlıklı olarak beslenir. 4.5-5 günlük larvalar başlangıç ağırlığına göre 1500 kat daha fazla ağırlığa ulaşmıştır. Bu ağırlık görünen işçi arılar arı sütünü salgılamakla meşguldürler. Ana arıların beslenmesi de tamamen arı sütü ile olmaktadır. Tekik, Korkmaz (1992).
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki her bir larva petek gözü kapayıncaya kadar tarafından 10.000 defa ziyaret edilir Balcı (1977).tweety
ÜyeArının gayretleri sonucu iğneye bağlı olarak iç organlarını da orada bırakarak uzaklaşır ve birkaç saat içerisinde yaşamını yitirir.
Yeni erginleşerek gözden çıkan işçi arılar ilk 1-3 günde diğer işçi arılar tarafından temizlenir ve beslenirler. Bu işçi arılar erginleştikleri petek gözlerini temizlerler. İçinde yavru bulunan gözlerin üzerinde durarak bu bölümlerin ısıtılmasını sağlarlar.
3-6 günlük devrede genç işçi arılar bakıcılık görevini üstlenerek yaşlı larvaların beslenmesi için kovanda depolanmış bal ve poleni alır ve ergin arılara verirler. 6. Günden itibaren genç larvaları arı sütü ile beslerler. Bu işi 13. Güne kadar sürdürürler. 13. Gün sonunda keşif uçuşuna çıkarlar. Ancak kovanda yeterli bakıcı arı yoksa keşif uçuşu geciktirilebilir. 13-18 günlük devrede ise işçi arılar mum salgısı yapmaya başlayarak petek örerler. 18-20 günlük olduktan sonra bekçilik, havalandırma gibi çeşitli hizmetlerde bulunurlar. 21. Günden sonra ise kovan dışı hizmetlere başlarlar
İşçi arıların ömrü de mevsime göre değişir. İlkbahar ve yazın işlerin yoğun olması, düşmanların fazla olması nedeniyle 30-35 gün yaşarlar. Fakat kişi kovan içerisinde bal yiyerek geçirdikleri için 5-6 ay canlı kalırlar.
Arılar saatte ortalama 20-25 km. süratle uçarlar, bu kovandan gitme veya kovana dönme durumuna göre değişir. Rüzgarlı havada uçmaları güçleşir. Böyle hallerde alçaktan uçmaya çalışırlar. Hızları en fazla saatte 40 km. ‘yi geçmez. Bitki kaynağının sakin ve rüzgarsız yerlerde olmasını tercih ederler. Mecbur kalınca hava şartlarına rahatça uyum gösterirler. Arılar günde 4-110 sefer yapabilirler, fakat bu ortalama 10-15 arasında değişir. Arılar kovanlarından 12 km. ‘ye kadar uzağa gidebilirler.
Arıların oğul vermesi, haberleşme ve yer tespitleri de kendine has özelliklerindendir.tweety
ÜyeİŞÇİ ARI GÖRÜNÜŞ VE DAVRANIŞLARI
Koloni populasyonunun en büyük bölümünü işçi arılar oluştururlar. Döllenmiş yumurtalardan oluştukları için diploid yapıdadırlar. Dişi cinsiyette olmalarına rağmen üreme organları gelişmemiştir. Spermetechaları körelmiştir. Yavru üretimine doğrudan değil de, onları beslemek suretiyle dolaylı olarak katkıda bulunurlar.
Ana arının bulunmadığı ve uzun süre anasız kalmış kolonide bazı işçi arıların yumurtalıkları gelişir ve döllenmemiş yumurta bırakırlar Tekik, Korkmaz (1992).
Yapıca kolonideki diğer bireylerin en küçüğüdür vücut uzunlukları 14-15 mm. Kadardır. Kanatları karını kapatacak kadar uzundur.
Vücutlarının her yanı, özellikle göğüs kısımları, çiçeklerin erkek organları tarafından üretilen çiçek tozlarını kapan çatallı kıllarla örtülüdür. Bir çiçekten diğerine böylece taşınan çiçek tozları, döllenmeyi sağlar Akbay (1995).
Kolonideki işçi arı miktarı mevsimlere göre büyük farklılıklar gösterirler. Kuvvetli kolonilerde kışın 15.000-20.000 yazın ise 50.000-60.000 dolayında işçi arı bulunabilir. Zayıf kolonilerde ise kış aylarında işçi arı miktarı 2.000-3.000 civarına kadar inebilir. Bir kolonin,n kuvvetliliği içerisindeki işçi arı sayısıyla ölçülür. İşçi arı sayısı ne kadar çok ise koloni o kadar kuvvetli demektir. Kolonideki bütün işleri işçi arılar yaparlar. Bu nedenle fizyolojik ve morfolojik yönlerden ana arı ve erkek arılardan farlılıklar gösterirler. Larvalar ve ana arının beslenmesi için hypopharengeal ve mandibular salgı bezlerinde arı sütü salgılarlar, nektarı bala dönüştürebilmek için invertaz enzimi salgılarlar. Morfolojik olarak ise nektar taşımalarını sağlamak için geniş bir mideleri, polen taşıyabilmek için polen sepetçikleri, balmumu üretmek için balmumu salgı bezleri, nektar, polen, su ve oğul verme sırasında oğulun konaklayacağı yerin belirlenmesinde kullanılan feromonları salgılayan Nasanof salgı bezleri gelişmiştir. İğneleri iyi gelişmiş olup testere şeklindedir. İğnesini kovanı ve kovan içerisindeki yavru, ana ve balı korumak için kullanır. İğnesi testere ağzına veya balık oltasına benzer bir yapıya sahip olduğundan bu iğne battığı yerden geri çıkmaz.tweety
ÜyeAna arı yüksükten çıktıktan sonraki ilk 3-5 gün içinde 2-5 dakika çevreyi tanıma uçuşu yapar. Bu uçuşun ardından ana arı 5-6.günlerde çiftleşmek için kovanı terk eder. Çiftleşme uçuşunda hava rüzgarsız olmalıdır. Çiftleşmeler arılıktan belirli uzaklıklarda gerçekleşmektedir. Arılık ile çiftleşme yeri arasındaki uzaklık 2 km den fazladır ve maksimum uzaklık 5 km ‘dir. Erkek arıların uçuş uzaklığı ise 6 km civarındadır.
Çiftleşme uçuşlarının süresi ortalama 25 dakikadır. Birinci çiftleşme uçuşu ile sonraki uçuş arasındaki süre ne kadar uzun ise ikinci uçuş o kadar kısa sürmektedir ve sürenin kısalmasıyla birlikte ikinci çiftleşmenin etkinliği azalmaktadır. Ana arının aynı gün içinde birden fazla yaptığı bu uçuşlarda gerçekleşen çiftleşme sayıları 7-17 arasında olabilir. Ana arı yön belirleme ve çiftleşme uçuşunun dışında ayrıca 2 dakika süren çiftleşmeler arası uçuş yapar Tekik, Korkmaz (1992).
Ana arıların ortalama yaşam süreleri 3-5 yıl olmakla beraber 7 yıla kadar yaşabilmektedirler. Fakat yaşlanan ana arıların feromon üretimleri ve yumurta verimleri azalır. Artan yaşla birlikte giderek daha az yumurtlarlar ve daha fazla oranda dölsüz yumurta yumurtlamaya başlarlar. Bu nedenle 1 veya 2 yılda bir değiştirilmesi gerekir. Çünkü bir ana arı yılda 250.000 – 300.000 yumurta bırakmakta ve çiftleşme uçuşu sırasında 2 yıl içinde büyük ölçüde tüketerek daha çok dölsüz yumurtlamaya ve az yumurtlamaya başlar Genç (1994).
Bir ana arı yavru üretiminin bol olduğu ilkbahar ve yaz aylarında günde 1500-3000 yumurta bırakır Tekik, Korkmaz (1992).
Arı ailesi içerisinde çok güzel bir işbirliği vardır. Ve bu düzenin sağlanmasında ana arının rolü önemlidir. Ana arı bu görevini genellikle ağız çevresindeki bezlerden ve vücutlarından meydana getirilen feromon denilen kokulu bazı salgılarla yapmaktadır. Bu feromonlardan en önemlileri, 9 oxodec -2 enoic ve 9 hydroxdec -2 enoic asitlerdir. Bunlara “cinsel feromonlar” veya toplanma feromonları” da denir. Bu salgıların çıkarttığı kokular, işçi arıları cezp etmekte ve dolayısıyla arı ailesinin bir araya toplanmasına yardımcı olmaktadır. Bu feromonlar, ayrıca ana arının erkek arıyı çekmesini sağlamakta, işçi arıların yeni bir ana arı yetiştirmelerinin önüne geçmekte ve aynı zamanda işçi arıların yumurtlamalarına mani olmaktadır. Akbay (1995).tweety
ÜyeANA ARININ GÖRÜNÜŞÜ VE DAVRANIŞLARI
Ana arılar vücut ölçüleri bakımından işçi ve erkek arılar daha uzun fakat vücut genişliği erkek arılardan daha azdır. Çiftleşmemiş ana arıların abdomenleri henüz tam gelişmemiştir. Kanatları işçi arı kanatlarından daha uzun olmasına rağmen kanat uzunluğu/vücut uzunluğu oranı diğer arılardan daha küçüktür. Çiftleşerek yumurtlamaya başlayan ana arıların abdomenleri irileşir. Abdomenin büyümesiyle kanat/ vücut oranı daha da azalır. Bu nedenle yumurtlayan ana arılar güçlükle uçarlar. Ana arıların mum salgı bezleri, polen sepetçikleri, nasanof salgı bezleri gelişmemiştir. Dileri işçi arıların dillerine göre daha kısadır. Petek gözlerindeki facet sayısı da diğerlerine oranla daha azdır. İğnesi düz olup iğnesini insanlara karşı değil, kovandaki diğer ana arılara karşı defalarca kullanabilir Tekik, Korkmaz (1992).
Ana arı ömründe bir dönem çiftleşir ve bu çiftleşmeden aldığı spermaları hayatının sonuna kadar saklar fakat bu demek değildir ki ana arı bir erkekle çiftleşir. Ana arı birkaç erkekle çiftleşir fakat bu çiftleşmeler bir dönemde bir veya birkaç gün içinde tamamlanır.
Ana arının çiftleşme uçuşu saat 12-17 arasında olmakla beraber ekseriyetle saat 14-16 arasına rastlar. Çiftleşme zamanı kadar havanın sıcaklığı da burada rol oynar. Ana arının hemen bütün çiftleşmeleri hava sıcaklığının 20°C ‘nin üstüne olduğu zamanlarda meydana gelirtweety
ÜyeARI DAVRANIŞLARI
Bal arıları koloni adı verilen topluluklar olarak yaşayan sosyal böceklerdir. Bir arı kolonisi yakından incelendiği zaman, bu sosyal yapı içerisinde, morfolojik ve fizyolojik olarak birbirinden farklı üç değişik tipte birey bulunduğu görülür.
Bunlar ana arı, işçi arı ve erkek arıdır. Ana arı ve işçi arılar dişi bireyler olup döllü yumurtalardan gelişirler. Erkek arılar ise, erkektirler ve bilinen parthenogenesis yoluyla dölsüz yumurtalardan gelişir. Koloni adı verilen topluluk içinde farklı gruplar ve bu gruplar arasında da iş bölümü göze çarpmaktadır. Bir arı kolonisinde bir tane ana arı birkaç yüz erkek arı ve binlerce işçi arı vardır. Bal arıları içgüdüleriyle hareket eden, canlılar olduğundan aynı çevre koşullarında benzer davranışlar gösterirler. Arı ailesinde kışın genellikle sadece dişi bireyler vardır. Erkek arılar ilkbaharda yeni sezonla görülmeye başlarlar.
Koloninin en önemli ferdi ana arıdır. Koloninin bütün karakterlerinden ana arı sorumludur. İşçi arılar ancak ananın varlığında, koloninin tamamlayıcı bir öğesi olarak fonksiyonlarını yapmaya muktedir olabilirler. Kolonide biyolojik ihtiyaçların işleyebilmesi ana arıya bağlıdır. Ana arısız bir kolonide; gömeç yapımı sona erer, tarla faaliyetleri, normal koloni koruması ve koloni içindeki birlikte ahenkli çalışma azalır. Bundan ötürü, işçi arılar ile ana arı arasındaki ilişki, koloni faaliyetlerinin devamı için gerekli faktörlerin en önemlisidir.tweety
ÜyeÇerçeve Teli: Çerçevelere takılan temel peteklerin daha sağlam olarak tutturulması için çerçevelerin yan çıtaları arasına gerilen ince, paslanmaz ve yumuşak teldir.
Ana Arı Izgarası: Ana arının kuluçkalıkta hapsedilmek istenildiği durumlarda kullanılır. Aralıklarından yalnızca işçi arıların geçebildiği demir, çinko gibi malzemeden yapılan ızgaradır. Genelde kaliteli petekli bal üretmek amacıyla kullanılır.
Ana Arı Kafesleri: Ana arıları bir yerden bir yere nakletmek veya kolonilere ana arı kabul ettirmek gibi amaçlarla kullanılan içerisinde kek haznesinin de bulunduğu özel kafeslerdir.
Yemlik: Kolonileri beslemek amacıyla metal, plastik ve ahşap gibi değişik malzemelerden ve değişik tiplerde yapılabilen kaplardır.
Polen Kapanı: Arıların kovanlara yoğun bir şekilde polen taşıdıkları dönemlerde kovan uçuş deliği önüne veya kovan tabanına yerleştirilen, işçi arıların getirdikleri polenleri toplamaya yarayan malzemedir.
Ana Arı Numaralama Aleti: Ana arıların thoraxı üzerine o yılın rengini veya ana arı numarasını yapıştırmaya yarayan alettir.
Temel Petek: Arıların petek yapımını kolaylaştırmak için üzerinde işçi arı gözü basılı, saf balmumundan yapılmış ince mum levhadır.
Bölme Tahtası: 20 mm kalınlığında olup zayıf arı kolonilerinin, kovan içi hacminin daraltılmasına yarayan tahtadır.
Bal Süzme Makinesi: Sırları alınmış petekli ballardan süzme bal elde etmeye yarar. Galvanize saç veya çinkodan yapılan bal süzme makinelerinde çerçevelerin konulduğu silindir şeklindeki hazne kısmı ve bu kısmı döndürmeye yarayan dişli bir çevirme mekanizması vardır.
Bal Dinlendirme Kapları: Elde edilen süzme balların dinlendirildiği ve bal içindeki yabancı maddelerin baldan uzaklaştırdığı kaplardır.
Bal Tankı: Dinlendirme kaplarından alınan süzme balın ambalajlamak üzere depolandığı kaplardır.tweety
ÜyeDiğer Arıcılık Malzemeleri
Arıcı Körüğü: Koloni kontrolleri sırasında sürekli olarak kullanılan, içerisinde yakılan malzemeyle duman oluşturulup arı üzerine vermeye (arıları sakinleştirip rahat bir çalışma ortamı oluşturulması amacıyla) yarayan araçtır.
Körük içerisinde pis kokulu naylon,plastik gibi petrol türevi maddeler yerine talaş, mısır koçanı gibi selüloz içeriği yüksek ve koku bırakmayan (özellikle bal hasadı döneminde) maddeler kullanılmalıdır.
Arıcı Maskesi: Sadece başı ve belden yukarıyı koruyan tipleri yanında tulum gibi tüm vücudu arı sokmasına karşı koruyan tipleri vardır. Yüze gelen kısmı görüşü engellemeyecek şekilde ince telden yapılır.
Arıcı Eldiveni: Elleri arı sokmasına karşı korur. İnce deriden veya kauçuktan yapılır, bazılarının dirseğe kadar bezden yapılan kısımları da vardır. Eldiven genelde arıcılığa yeni başlayanlar tarafından kullanılmakta olup, parmak hareketlerini kısıtladığı için tecrübeli ve usta arıcılar tarafından pek tercih edilmez.
El Demiri: Demirden yapılır. Örtü tahtasını kaldırmak, çerçeve çıkarmak, balmumu ve propolis temizleme gibi işlerde kullanılır.
Arıcı Fırçası: Yumuşak kıllı özel bir fırçadır. Çerçeve üzerindeki ve kovanın çeşitli yerlerindeki arıları incitmeden uzaklaştırmaya yarar.
Arıcı Mahmuzu: Temel peteklerin çerçeve tellerine tutturulması için kullanılır. Dişlerin içi tel üzerinde ilerlemeyi sağlayacak biçimde oyuk olan bir daire ve buna bağlı bir saptan oluşur.
Mum Eritme Kabı: İki kenar arasına su koymaya yarayacak şekilde yapılmış çift cidarlı bir kaptır ve içinde mum eritmeye yarar.
Arıcı Bizi: Petek takviye telinin çerçeveye yerleştirilmesi için çerçevelerin yan çıtası üzerine delik açmaya yarayan alettir.
Çerçeve Kalıbı: Çerçeve üst çıtasının yarı kalınlığı kadar sert ağaçtan yapılan bir alettir ve temel peteğin çerçeveye yerleştirilmesinde kullanılır.
Bal Bıçağı ve Sır Tarağı: Bal süzme işlemine başlamadan önce ballı çerçeve üzerindeki sırları kaldırmaya yarar. Tarak şeklinde bir alettir. Sırları açma işlemi sırasında petek gözlerinin bozulmamasına dikkat edilir. Bazı ülkelerde sır açma işlemi otomatik sır alma makinesi yapılmaktadır. - YazarYazılar