1. Anasayfa
  2. Ders Notları
  3. Besin Hijyeni ve Teknolojisi
  4. Besin Hijyeni ve Teknolojisi
  5. AB yolunda, sokak sütü konusu başımıza dert olacak
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #15890

    AB yolunda, sokak sütü konusu başımıza dert olacak
    Çocukluk yıllarımdı… Çok iyi hatırlıyorum, Hayati amcamız vardı… Geçmiş
    zaman, gününü çok iyi hatırlamıyorum ama haftada bir gün süt güğümleri ile
    kapımıza gelir, annemin uzattığı tencereye maşrapasıyla ile süt koyardı.

    Annemde koştura koştura tencereyi ocağa götürür, sütü kaynatırdı. Çoğu zaman
    da süt taşar, ocak batardı. O sütü bir hafta boyunca içerdik. Eğer taşmadan
    kaynamışsa, sütün üstü kaymak tutardı onu da kahvaltıda yerdik. Bazen de
    annem Hayati amcadan biraz daha fazla süt alır, onunla da yoğurt yapardı.

    Bu anlattığım 70’lerin başlarıydı. Öyle her köşe başında koca koca
    marketlerin olmadığı, bakkalda da çeşit çeşit kutu sütlerin, yoğurtların
    bulunmadığı dönemden bahsediyorum.

    Aradan 30 yıldan fazla geçti… Peki ne değişti? “Sütü kaynattındı, taştı
    da, taşmadı da, bozuldu da, bozulmadı da…” gibi sorunlar kalmadı. Şimdi
    artık marketler, onlarca çeşit ve üzerinde aylar sonrasını gösteren son
    kullanma tarihli, büyüklü küçüklü paket sütlerle dolu. Ama 30 küsür yılda
    değişmeyen ve ciddi sorun haline gelen tek şey, Hayati amcanın yaptığı iş.
    Yani, sokak sütü… Öncelikle bu konudaki tespiti çok iyi yapmamız lazım ki
    sorunu da net bir şekilde ortaya koyalım.

    *Üretimin yüzde 30’u kayıtlı*

    Bugün Türkiye’de 11.5 milyon ton süt üretiliyor. Bunun yüzde 30’u;
    yani 3.5milyon tonu sanayide kullanıyor. Yine üretimin yüzde 30’luk
    kısmını ise
    işletmeler, mandıralar kendi ihtiyaçları için tüketiliyor ki bu yüzde 30’un
    yüzde 10’luk kısmının da merdiven altı üretimde kullanıldığı tahmin
    ediliyor.

    Şimdi sıkı durun ! Üretimin yüzde 40’lık bölümü yani, 4.6 milyon ton süt,
    tüketiciye sokak sütü olarak ulaşıyor. Şaşırtıcı değil mi? Daha bitmedi…
    Yapılan araştırmalara göre Ankara gibi bir ilde günlük 150 ile 300 ton
    civarında sokak sütü satılıyor. İstanbul’da ise bu oran günlük 500 ton.
    Biraz da süt tüketimi hakkında bilgi verelim… Türkiye’de kişi başına
    ambalajlı süt tüketimi yılda 6-7 litreye yakın. Sokak sütüyle, kayıt altına
    alınamayan sütle birlikte bu oranın 25 litreye kadar çıktığı söyleniyor.
    Avrupa Birliği (AB) de ise kişi başına ortalama 79.2 litre süt tüketiliyor.
    ABD’de bu oran, 92 litreyi geçiyor. Peki, Türkiye’de sokak sütü satmak
    serbest mi? Yasak. Yıllardır da sokak sütüyle özel sektörden tutun da kamuya
    kadar tüm kesimler mücadele ediyor. Artık bu nasıl bir mücadele ise !..

    *Satılmasın demekle olmuyor*

    Ne yapıyoruz? Sokak sütü satılmasın diyoruz, halka da bu sütü alma çünkü
    zararlı diye çağrıda bulunuyoruz. Ne değişiyor? Hiç. Oran ortada, yüzde 40.
    Demek ki sokak sütü satılmasın demekle bu iş olmuyor. Nitekim yıllardır da
    olduramadık. Şimdi bu tespiti bir kenara koyalım. Gelelim olayın bir başka
    boyutuna. Seçim furyası bittikten sonra AB kriterleri yine aslanlar gibi
    önümüze gelecek. Uyum süreci için masaya oturacağız. Bu arada sütü de
    konuşacağız. Fakat üretimimiz 11.5 milyon ton olmasına karşın bunun sadece
    3.5 milyonu kayıt altında. Adamlar soracaklar; “Geri kalan nerede?”. Ne
    cevap vereceğiz? “Hani şu sokakta omzuna uzun tahta koymuş, iki ucuna da
    güğümler sallandırmış adamlar var ya geri kalanı işte onlar satıyor” mu
    diyeceğiz. Hadi biz desek adam ne anlayacak. Kendi ülkesinde tahtanın ucunda
    sallanan veya derme çatma kamyonetin arkasında duran süt güğümlerini, her
    köşe başında “süt” diye bağıran insanları hiç görmemiş ki.

    *Ya AB, ‘süt al’ derse*

    Bu sefer bize, “Sizin kayıtlı sütünüz bu kadar, demek ki sizin daha şu kadar
    süte ihtiyacınız var kotaları doldurmak için, onu da şu ülkelerden
    alacaksınız” diyecekler. İşte o zaman yandı gülüm keten helva. İstediğimiz
    kadar bizim 11.5 milyon üretimimiz var, süt üretimimizde bir sorun yok,
    hatta kendimizi sıksak ihracat bile yaparız diye yırtınalım, kayıt altında
    olmadıktan sonra nafile.

    Sözün özü; AB yolunda önümüzdeki dönemde bu sokak sütü konusu başımıza ciddi
    sorun olacak.

    Sokak sütü satılmasın demekle sorun çözülmüyor. Halk tüketiyor ki üretimin
    yüzde 40’ı sokak sütü olarak satılıyor. Ve bu satılan sütün biz ne kalitede
    olduğunu dahi bilmiyoruz, bilme şansımız da yok…

    O nedenle üreticisi, sanayicisi ve kamu yönetimiyle önümüzde çok ciddi sorun
    yaratacak sokak sütü konusunu çözmemiz ve bu kayıtdışı sütü kayıt altına
    almamız gerekiyor.

    Kaynak:Referans Gazetesi

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.