blank
  • Bu konu 1 yanıt içerir, 2 izleyen vardır ve en son 14 yıl önce hattice tarafından güncellenmiştir.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #16809

    :bravo::bravo:BAĞIŞIKLIK
    Bir canlının hastalık etkenlerine veya bunların hastalık yapıcı toksin vb. ürünlerine karşı dirençli olması halidir.
    İkiye ayrılır:
    1. Doğal bağışıklık
    2. Kazanılmış bağışıklık

    1. Doğal bağışıklık:
    Canlılarda doğal olarak bulunan ve onu vücut için zararlı ve yabancı olan her türlü maddeye (özellikle mikroorganizmalara ve onların hastalık oluşturan yapı ve ürünlerine) karşı koruyan bir bağışıklık türüdür.

    Vücudun yapısal ve genetik özellikleri ile ilişkili olan bu direnç, genellikle herhangi bir ayırım gözetmeksizin hemen tüm mikroorganizmalara karşı oluşmuş nonspesifik bir direnç olup süreklilik içinde gözetici ve önleyici bir görev yapar.

    2. Kazanılmış bağışıklık: Organizmanın belirli hastalık etkenleri ya da bunların ürünleri ile karşılaşarak kendi immün sisteminin faaliyeti sonucu ortaya çıkan ve oluştuğu canlıyı söz konusu hastalıklara karşı koruyan bağışıklık türüdür.

    Bu tür bağışıklık etkene spesifik olup tıpta, bağışıklık denildiğinde bu tip anlaşılır.
    İki çeşidi vardır:
    Aktif kazanılmış bağışıklık
    Pasif kazanılmış bağışıklık

    Doğal bağışıklık:
    Mikroorganizma ayırımı gözetmez,
    Kendiliğinden oluşmuş bir dirençtir,
    Her zaman mevcuttur ve patojenle karşılaşmayı takiben birkaç dk/saat içinde aktive olur,
    Mekanizması tam olarak bilinmemektedir,
    Bu olayda çok çeşitli faktörler rol oynamaktadır.

    Kazanılmış bağışıklık:
    Mikroorganizma veya antijen ile temas sonucu oluşur,
    Effektör T hücresi veya özgül antikor cevabı için 1-2 hafta gerekir,
    Özgüldür, farklı ajanlara karşı gelişen cevaplar birbirinden bağımsızdır,
    Aynı ajanla ikinci kez karşılaşmada cevap birinciye göre artmış şekilde ortaya çıkar.

    Doğal bağışıklıkta etkili faktörler
    1. Tür :
    Sığır vebası, Tavuk vebası ve Fare çiçeği’ne insanlar dirençlidir.
    Gribe köpekler dirençlidir,
    N. gonorrhoeae’ye sadece insan ve maymunlar duyarlı,
    Sifiliz, Tifo, Boğmaca, Kabakulak sadece insanlarda görülür.
    B. anthracis’e insan ve ot yiyen hayvanlar duyarlı, kuşlar dirençlidir,
    Tetanus toksinine insan ve fareler duyarlı, timsahlar dirençlidir,
    M. lepra insanlarda hastalık yapar, maymunlarda yapmaz.

    2. Irk ve genetik yapı :
    Kızılderili ve zenciler Tüberküloza duyarlı,
    Siyah ırk sistemik (derin) mantar infeksiyonlarına (Histoplazma, kriptokokkus vb) çok duyarlı,
    Cezayir ırkı koyunlar şarbona daha dirençli
    Zenciler P. vivax infeksiyonlarına dirençlidir (P. vivax’ın hücreye girmesi için gerekli reseptör olan Duffy antijeni zenci eritrositlerinde yoktur),
    Eritrositlerinde genetik olarak glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan kişiler P. falciparum’a dirençlidir.
    Genetik faktörlerin etkisiyle oluşan HLA antijenlerinden bazıları, bu antijenlere sahip olan insanları bir kısım hastalıklara meyilli kılmaktadır.

    3. Yaş ve cinsiyet :
    Yeni doğan ve çok ileri yaşlılarda duyarlılık fazladır.
    Yeni doğanlarda immün sistem tam gelişmemiştir.
    Bazı viruslara (Herpes simplex gibi) karşı doğal öldürücü hücre aktivitesi zayıftır,
    2 yaş altı çocuklarda polisakkarit antijenlere karşı antikor cevabında yetersizlik vardır (Hib enfeksiyonları).

    Yaşlılarda da dokulardaki dolaşımın azalması, organlar arası ilişkinin bozulması, ve rejenerasyon yeteneğinin zayıflamasına bağlı olarak infeksiyonlara duyarlılık artar.

    Puberte öncesi kız çocuklarda gonokok vajiniti daha kolay meydana gelir
    Boğmaca, kızlarda daha fazla görülmektedir,
    AIDS hastalığı erkeklerde daha sık görülmektedir (?).

    4. Deri ve mukozaların sağlamlığı ve fizyolojik faktörleri :
    Bu bölgelerin ortak koruyucu özellikleri vardır: Bunlar lizozim, mukus, fibronektin, IgA1 ve normal flora yanı sıra bu bölgelerin kendilerine özgü antimikrobiyal mekanizmalarıdır.

    Deri:
    Derinin bütün ve sağlam yapıda oluşu
    Deride bulunan ter ve yağ salgıları ve yağ asitleri (Deri pH sını 3-5 ‘e düşürerek antimikrobik etki yapar)
    Derinin sürekli desquamasyonu

    Solunum yolu mukozası:

    ÜSY mukozasındaki mukus salgısı
    ÜSY mukozasındaki titrek tüylü epitel tabakası
    Öksürük ve aksırık refleksi
    Bronş sekresyonlarındaki lizozim vb. antimikrobik etkili maddeler,
    Alveoler makrofajlar ve doku histiyositleri
    Alkol, zehirli gazlar, sigara, aşırı soğuk, hipoksi gibi etkenler solunum yolu mukozasındaki savunma mekanizmalarını olumsuz yönde etkiler.

    Sindirim yolu mukozası:

    Ağız mukoza epitelinin dirençli oluşu ve devamlı dökülüp yenilenme özelliği.
    Tükrüğün mekanik yıkayıcı etkisi,
    Tükrükte bulunan lizozim ve beta lizin gibi hidrolize edici enzimler.
    Mide asiditesi (pH:3). (V. chlorea, S. typhimurium, Rhinovirus, Rhabdovirus, M. tuberculozis, B.melitensis için öldürücü veya üremeyi durdurucu etki yapar)
    Safra ve intestinal salgılar,
    Barsakların peristaltik hareketleri, defekasyon
    Barsak florası.

    Üriner Sistem mukozası:
    İdrar akımının mekanik yıkayıcı etkisi,
    İdrar pH sının asit yapısı, içerdiği üre ve diğer kimyasal maddeler,
    Erkeklerde prostat salgısında bulunan lizozim ve spermin gibi antimikrobik etkili maddeler.
    Üretranın uzunluğu: Kadınlarda kısa oluşu nedeniyle asendan enfeksiyon sıklığı kadınlarda 14 kat daha fazladır

    Konjuktiva mukozası:
    Gözyaşının gerek yıkayıcı etkisi ve gerekse içerdiği lizozim vb. antimikrobik etkili maddeler,
    Göz kapaklarının refleks olarak kapanması,
    Kirpiklerin engelleyici etkisi.

    Vagen mukozası :
    Flora,
    Hormonal faktörler (östrojen etkisiyle vagina epiteli fazla miktarda glikojen ihtiva eder. Floradaki laktobasiller de glikojenden asit oluşturur )

    5. Vücut bakteri florası :

    Bulunduğu bölgeye patojen mikroorganizmaların yerleşmesini engeller,
    İmmün sistemi uyararak nonspesifik antikor yapımını stimüle eder.

    Aynı besin maddeleri için yarışarak,
    Aynı konak hücre reseptörü için yarışarak,
    Toksik etkili bakteriyosinler üreterek,
    Çapraz bağışıklık sağlayacak doğal antikor yapımını uyararak (özellikle kapsüllü bakteri infeksiyonlarından korunmada),
    Zararlı metabolik ürünler üreterek (barsaktaki anaerobların ürettiği uçucu yağ asitleri Salmonella ve Shigella’ların dokuya tutunmasını önler).

    Normal floranın vücut savunmasındaki asıl etkisi immün sistemi sürekli uyanık tutup patojen mikroorganizmalara daha çabuk ve etkili cevap vermesini sağlamasıdır.
    (ASH ler üzerinde yüksek düzeyde MHC-ıı moleküllerinin eksprese edilmelerini ve böylece yabancı antijenlerin immün sistem tarafından hızla tanınıp cevap oluşmasını sağlayarak).

    6. Beslenme
    Protein malnutrisyonu olan çocuklarda deri oldukça incedir ve kolayca zedelenir.
    Protein ve vitamin eksikliği olan çocuklarda konjuktiva epiteli defektli olabilir, barsak mukoza epitelinde de yetersizlik vardır.
    Protein, vitamin (A vit.) ve mineral (çinko) eksikliğinde fagositik hücrelerin ve T lenfositlerin fonksiyonlarında yetersizlik görülür.
    Komplemanın hemolitik aktivitesi zayıflar,
    Protein-kalori malnutrisyonunda sIgA düzeyleri düşük olur

    7. Antijene özgül olmayan immün cevap (Akut faz cevabı):

    Sitokin denilen biyolojik mediatörler,

    Mikroorganizmaların vücut hücreleri ile temasından sonra salgılanan antimikrobik etkili çözünür moleküller (akut faz reaktanı)

    aracılığıyla ortaya çıkar.

    Sitokinler infeksiyon sırasında çeşitli hücrelerin birbirleriyle ilişkisini düzenleyen hormon benzeri peptidlerdir.

    Başlıca 4 hücre türü tarafından salgılanırlar

    Mononükleer fagositik hücrelerce (makrofajlar) salınan sitokinler:
    IL-1
    IL-6
    TNF-a
    IFN-g
    Endotel hücrelerce salınan sitokinler:
    IL-1
    IL-6
    TNF-a
    IL-8

    NK hücrelerince salgılanan sitokinler:
    IFN-g

    g/d reseptörü taşıyan T hücrelerince salgılanan sitokinler:
    IFN-g

    IL-1
    IL-6 inflamasyon ve ateş
    TNF-a oluşumunda rol oynar

    IFN-g Antiviral etkili akut faz cevabı ürünü dür.
    Ayrıca makrofajlardan sitokin üretimini uyarır

    IL-8 PNL kemotaksisinde görev yapar

    Akut faz reaktanı maddeler:
    CRP,
    Amiloid A proteini,
    Haptaglobin,
    Fibronektin,
    a1-antitripsin,
    a2-makroglobulin
    a1- kimotripsin
    Transferrin
    Seruloplazmin
    Kompleman (C3)

    Akut faz reaktanı maddeler:
    -Mikroorganizma proteazlarını inhibe ederek,
    -Yüzey reseptörlerini kapatıp
    mikroorganizmanın adezyonunu
    engelleyerek,
    -Kompleman aktivasyonunda görev almak
    suretiyle mikroorganizmanın opsonizasyonunu
    arttırarak
    antimikrobiyal aktivitelerini gösterirler

    8. Ateş :
    Zararlı etkenlere karşı vücudun temel cevabının bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.
    Isı yükselmesi sonucu mikroorganizmalar için uygunsuz bir ortam oluşur,
    Fagositoz yapan hücrelerin fagositik aktivitesi 38-400C de 370C ye göre daha fazladır.
    Normal vücut ısısı tür bağışıklığında da etkilidir (Soğuk kanlı ve sıcak kanlı hayvan türlerinin şarbon’a dirençli olmaları).

    9. Doku ve sıvılardaki koruyucu faktörler:

    a) Lizozim :
    Ter, BOS ve normal idrarda bulunmaz,
    Tükrük, burun salgısı, gözyaşı, barsak sekresyonu vb. vücut salgılarında bulunur,
    Lökosit ve makrofajlarda bulunur
    Gr pozitif bakterilere (hücre duvarında muramik asit fazla olduğu için) etkilidir,
    Gr negatif bakterilere etkisi azdır,

    b) Bazik polipeptidler :
    Lökin: PNL lerden salınır, Gr +’ lere etkilidir
    Plakin: Trombositlerden salınır, Gr +’ lere etkilidir,
    Fagositin: PNL lerin parçalanması ile açığa çıkar, Gr-’ lere etkilidir.
    Spermin: Prostat salgısı, sperm ve böbrek dokusunda bulunur, Gr+’ lerde DNA ve RNA sentezini önler

    c) Beta lizinler :
    Kanın pıhtılaşması sırasında trombositlerden açığa çıkar,
    Streptokok dışında diğer Gr+ bakterileri eriterek öldürür.
    d) Properdin :
    Serum, BOS, süt ve lökosit ekstrelerinde bulunur,
    Kompleman ile birlikte ve Mg++ iyonları varlığında Gr- bakterilerin birçoğuna, bazı viruslara (kabakulak, influenza) ve bazı protozoonlara (T.gondii) etkilidir,
    Kompleman sisteminin aktivasyonunda görev yapar.

    e) İnterferon :
    Başta viruslar olmak üzere tüm mikroorganizmalar, bunların ekstreleri, endotoksinleri, bitki ekstreleri ve bazı sentetik polimerlerin hücre üzerine uyarıcı etkisi ile bu hücreler tarafından oluşturulan ve salgılanan protein yapısında maddelerdir.

    İnterferon Özellikleri :
    Yalnız oluştuğu canlı türünde etkilidir,
    Koruyuculuk daha çok viral infeksiyonlara karşıdır,
    Bir hücreden interferon salınınca, bu madde çevrede bulunan henüz infeksiyona uğramamış sağlam hücrelere ulaşır ve onları korur (Komşu hücre uyarılarak antiviral protein salgılaması sağlanır)
    Doğal öldürücü (Naturel Killer=NK) hücreleri uyararak onları aktive eder,
    Belli bir virusa özgü olmayıp birçok virus için etkili olabilir.

    İnterferon çeşitleri:

    a interferon: Lenfositlerin uyarılması ile oluşur, viruslara ve tümör hücrelerine etkilidir,

    b interferon: Fibroblast, epitel hücreleri ve makrofajlar tarafından oluşturulur, viruslara etkilidir,

    g interferon: (Makrofaj aktive edici faktör=MAF)
    Makrofaj, NK hücreleri ve T lenfositlerince oluşturulur, bağışıklıkta düzenleyici görev yapar. Antiviral etkisi diğerlerinden zayıftır.

    f) Kompleman :
    Normal kan serumunda bulunan, kompleks protein yapısında bir maddedir,
    Isıtmakla (560 C de 30 dakika) aktivitesini kaybeder,
    Yirmiden fazla alt birimi vardır (C1,C2,….C9),
    Bakteriler üzerine eritici etki yapar,
    Doğrudan doğruya veya doğal antikorlarla birlikte veya CRP ile birlikte hücreye yapışarak litik (eritici) yada fagositozu hızlandırıcı (opsonik) etki yapar.

    g) CRP (C-Reaktif Protein)
    Normal serumda belli bir miktarda bulunur,
    İnfeksiyon sırasında 100 kat kadar artar,
    Komplemanla birlikte fagositoza yardım eder.

    10. Engelleyici hücresel elemanlar :

    Fagositoz ve pinositoz yaparak yabancı cisim ve mikroorganizmaları vücuttan temizlerler,
    Antijenleri immünojen haline getirirler
    İltihap olayında görev alırlar

    a. Makrofajlar : Çeşitli dokularda ve dolaşan kanda bulunan mononükleer hücrelerdir

    Örnek: Kapillerlerde endotelial makrofajlar
    Akciğerde alveolar makrofajlar
    Dalak ve lenf bezi sinüslerinde dendritik hücreler
    Beyinde mikroglia hücreleri
    Böbrekte mesangial hücreler
    Karaciğerde kuppfer hücreleri
    Deride langerhans hücreleri
    Bağ dokusunda histiositler
    Kanda monositler

    11. Fagositoz/Pinositoz :
    Fagositoz: Partikül halindeki yabancı bir cismin fagositik hücrelerce yutulup, sindirilip vücuttan temizlenmesidir.
    Pinositoz: Eriyebilir haldeki yabancı bir cismin fagositik hücrelerce yutulup, sindirilip vücuttan temizlenmesidir.

    a) Kemotaksi: Fagositlerin fagosite edilecek maddeye yaklaşmasıdır. Çeşitli kemotaktik faktörlerin etkisi ile olur.

    Kemotaktik maddeler:
    -mikroorganizmaya ait ürünler
    -konağa bağlı faktörler olabilir.

    Mikroorganizmalara özgü kemotaktik faktörler (özellikle S.aureus, S.pyogenes, S.pneumoniae, E.coli ve M.tuberculosis tarafından üretilir) :
    endotoksin,
    hücre duvar komponentleri ve
    bakteri enzimleri olabilir.

    Konağa özgü kemotaktik faktörler:
    Kompleman aktivasyon ürünlerinden
    C3a ve C5a
    Lökotrien B4 (LTB4)
    Trombosit aktive edici faktör (PAF)
    İnterleukin 8 (IL-
    Histamin, ve diğerleri

    (Genetik olarak nötrofillerdeki ameboid hareket yeteneğinin zayıf olduğu durumlarda kemotaksi olayı zorlaşır. “Nötrofil hipomotilitesi” veya “Tembel Lökosit Sendromu”).

    b) Opsonizasyon: Fagositik hücre ile fagosite edilecek cisim arasında sıkı temas oluşması. En önemli aşamadır
    Opsonizasyona etki eden faktörler:
    Opsonin antikorlar
    Özgül bağışıklık sonucu oluşan IgG ve IgM antikorları,
    Kompleman alt birimlerinden C3b
    Makrofajlarca salınan fibronektin
    (Gr+ bakterileri yapıştırır)
    Ortam pH sı (pH:6-8 olmalı)
    Ortamın hipotonik olması

    (Kapsüllü bakterilerin kapsül maddesi opsonizasyona mani olmak suretiyle antifagositik etki gösterir)

    c) Yutma:
    Fagozom
    Fagolizozom

    d) Öldürme ve Sindirme
    Oksidatif mekanizmalarla öldürme: Nötrofil zarındaki oksidaz enziminin aktivasyonu ve plazma zarına bağlı oksijen molekülünün redüksiyonu sonucu oluşan;
    Superoksit anyon (O-2)
    Hidrojen peroksit (H2O2), ve
    Hidroksil kökleri (OH-) etkisiyle mikroorganizmalar öldürülür.

    Nonoksidatif mekanizmalarla öldürme: Nötrofil granüllerindeki antimikrobik etkili proteinler ve peptidlerin etkisiyle gerçekleşir. Bunlar:
    Katyonik proteinler ( Fagositin, lökin)
    Laktoferrin
    Lizozim
    Defansin
    Nuklear histonlar, proteazlar, katepsin, serum esteraz, elastaz gibi enzimler

    Sindirme : Öldürülen mikroorganizmalar lizozomal granüllerdeki litik enzimler ile parçalanıp sindirilir, geriye kalan artıklar ekzositoz ile hücre dışına atılır.
    Asit fosfataz
    Asit lipaz
    Asit ribonükleaz
    Hyaluronidaz
    Lizozim
    Kollagenaz
    Beta glukuronidaz
    Fosfolipaz
    Asit pH (4-5)

    12. İnflamasyon:
    Vücudun;
    bir infeksiyöz ajanla invazyonuna,
    ag ile karşılaşmasına ve (hatta)
    fiziksel bir travmaya verdiği
    cevaptır.
    Bu cevabın başlıca amacı bağışıklıkta görevli hücreleri olay yerine çekerek vücudu korumaktır.

    İnflamatuvar cevap sırasında 3 major olay görülür:
    İnfeksiyon bölgesine kan akımı artar.
    Kapiller geçirgenliğinde artış olur.
    Lökositler (nötrofil, makrofaj, lenfosit) damar dışına çıkarak perifere gelir. Bu hücreler daha sonra kemotaktik uyaranlar etkisiyle hasar bölgesine göç eder.

    Fagositoz
    Parçalanmış lökositlerden açığa çıkan trombin etkisiyle, damar dışına sızmış plazma pıhtılaşır, oluşan pıhtı lenf kanallarının ağızlarını tıkayarak mikroorganizmanın yayılmasını engeller.
    Damar dışına sızan plazma, bölgedeki toksik ürünleri sulandırarak etkilerini azaltır.
    Damar dışına çıkan özgül ve özgül olmayan antikorlar bir yandan fagositozu hızlandırır, bir yandan da mikroorganizma ve toksinleri nötrler.
    Meydana gelen irin ortamı yoğunlaştırarak mikroorganizmanın yayılmasını engeller.
    Bölgede artan metabolik faaliyet sonucu lokal ısı yükselmesi, laktik asit ve CO2 birikimi olur.

    Kazanılmış Bağışıklık
    Aktif kazanılmış bağışıklık :
    Hastalık geçirmek
    Devamlı az etkenle temas
    Aşılanmak

    Aşılar :
    Ölü etkenlerle
    Ölü bakteri aşısı: Boğmaca, TAB
    Ölü virus aşısı: İnfluenza, Kızamık, Kuduz, Polio (Salk)

    Canlı-Attenüe (zayıflatılmış) etkenlerle
    Canlı bakteri aşısı: BCG
    Canlı virus aşısı: Polio (Sabin), Kızamıkcık
    Etken ürününden hazırlanmış aşılarla
    Toksoid: Difteri, Tetanus
    Kapsül : Menengokok, H. influenza tip b (Hib)
    Yüzey antijeni : Hepatit B,

    Pasif kazanılmış bağışıklık :
    Plasental yol: IgG
    Süt-Kolostrum: IgA
    Antiserum: IgG, IgM
    Gama globulin: IgG, IgM
    Lenfosit aktarımı

    #88633
    hattice
    Üye

    cok iyi olmuş eline sağlık

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.