blank
  1. Anasayfa
  2. Hayvanlar Alemi
  3. Veteriner Hekimlere Sorun
  4. Köpek
  5. başlıca köpek hastalıkları
5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Yazar
    Yazılar
  • #8944

    KUDUZ
    Hızlı seyreden ölümle sonuçlanan viral bir hastalıktır.Tüm sıcak kanlı hayvanlarda ve insanlarda görülür.Etkeni sinir dokusuna yerleşir ve hastalık 10 günden bir kaç aya kadar ilerler.Şuur kaybı ,huzursuzluk,su korkusu ve felçlerle karakterizedir.Bu gibi belirtiler ortaya çıktıktan sonra en geç 10 gün için de ölümle sonuçlanır.Genellikle bulaşma salyadan,hayvan ısırması ile gerçekleşir.Hastalığın seyri 3 dönem gösterir. 1-Sukunet Dönemi:Hareket değişikliği,korkaklık,sinirlilik,evden uzaklaşma,yabancı cisim yeme,yutkunma zorluğu,salya akışı (1-3 gün sürer ) 2-Saldırgan Dönem:Huzursuzluk artar,ısırma arzusu fazladır,çok saldırgandır(3 gün sürer) 3-Felç Dönemi:Ölümden kısa süre önce oluşur,vücudun çeşitli yerlerinde felçler oluşur,yutma güçtür,alt çene felçtir,salya akışı fazladır(3-4 gün sürer,ölümle sonuçlanır) Bu hastalığın tedavisi mümkün değildir.Aşı, yavrular 12-13 haftalıkken yapılır ve her yıl tekrarı gerekir.
    Genel anlamda kuduz (Tallwut,Lyssa,Rabies), tüm sıcak kanlılarda( kuş, opossum, vahşi kemirgenler, rakun,yarasa, sığırlar, maymun, kedi, köpek, at, koyun, keçi) ve insanlarda ortaya çıkabilen,

    ani seyreden, öldürücü, beyin ve sinir sisteminde ilerleyen viral bir hastalıktır.
    Virus girişi, ısırık yoluyla virus içeren salyanın aşık yaraya bulaşması veyahut konjuktiva veya mukozalara teması ile olmaktadır. Virus vücuda giriş yaptıktan sonra ısırık yerinin beyne yakınlığıyla doğru orantılı olarak, sinir sistemini takip ederek, yaklaşık olarak 1 hafta ila 1 yıl arasında değişen bir süreyle vucutta kalabilir. Ama zararlı hale geliş süresi genelde 3-8 haftadır. Baş bölgesinden ısırılma olaylarında ise virusun hastalık oluşturma süresi çok kısalır ve hastalık ısırılanın ölümüyle sonlanır

    Belirtiler:
    a-Prodromal dönem: 1-3 gün gibi kısa bir süredir.Davranış değişiklikleri ile başlar, iyi huylu bir köpek huysuzlaşır, kötü huylu olanlar daha sıcak davranır.Işıktan korkar, karanlık yerlere saklanır.Refleksleri artar.Kolay irkilir ses ve ışığa karşı daha duyarlıdır. Çok az su içer, pupillalar (göz) büyüme küçülme yapar bazen asimetri vardır. Hafif yutkunma güçlüğü ve salya artışı olabilir. Isırılma yerinde kaşıntı hissedilir.

    Bu bölgeleri kaşıyarak ısırıp iyice kötü hale getirebilir( kendi kendini parçalama).

    b-Eksitasyon dönemi: 3-7 gün sürer. Hayvan gittikçe huzursuzlaşmaktadır. Uyarılara iyice hassaslaşmıştır. Katı objeleri ısısırır ve hatta hayali objeleri yakalamaya çalışır. Işığa bakmaya korkar. Göz kaslarında felç oluşur. Evden kaçabilir, karanlık yerlere saklanır, dolaşma sırasında uyarılmıştır ve saldırgandır, herşeyi ısırmak ister, kafesteyse demirleri parçalamak ister.

    c-Paralitik dönem: 1-2veya 4 gün sürer. Hayvan bitkindir. Yutkunma ile ilgili farenks bölgesindeki kaslar felç olur, salyasını tutamaz, bol salya akar. Çene kaslarındaki felçlerinde başlamasıyla paraliz tüm vücuda yayılmaya başlar. Çenesini kapayamaz. Kuduz bir hayvana uzaktan sopayla çenesi kaldırılmaya çalışıldığında kolayca kapanır.Kemik takılmış görüntüsü vardır. Genelde insanlar bu yüzden kemik sıkışmış mı kontrol etmek isterler ve ısırılarak salyadaki bol miktarda virusla enfekte olurlar. Yürüyüşte bozukluk ve dengesizlikler başlamışır. Sonunda hayvan felç ve solunum durmasıyla ölür.

    ISIRILMA DURUMUNDA NELER YAPILIR?
    ISIRILAN HAYVANA NE YAPILIR? :

    Isırılan hayvan aşılı ise: bir doz daha uygulanır. 90 gün karantinaya alınır. Karantina süresi sonunda sahibine teslim edililebilir.

    Isırılan hayvan aşısız ise: Ötenazi önerilir, sahibi istemediği takdirde ise 6 ay karantinada tutulması gerekir. 5. ayda aşı uygulanır. Karantina bitince hala kuduz belirtisi yoksa sahibine teslim edilebilir demektir.
    ISIRAN HAYVANA NE YAPILIR: 10 gün karantinaya alınır. Bu süre içinde kuduz belirtisi göstermezse sahibine teslim edilir. Kuduz belirtisi gösteren hayvana ise otosi uygulanır ve kuduz araştırma merkezince beyininde kesin teşhise yarayan ”negri cisimciği ”aranır.

    ISIRILAN İNSANA NE YAPILIR: Isirilan ya da kuduz kuskusu bulunan bir hayvanin salyasiyla temas eden derideki yarali bölgeleri sabun ve suyla yikanır.

    Derhal bir hekime ya da acil tibbi bakim merkezine basvurulur ; kuduz virüsüyle temas ettikten sonra mümkün oldugu kadar gecikmeden tedaviye baslanmalidir.

    KORUNMA: Kuduzdan en iyi korunma aşılamadır. Hayvanlar 3 aylık olduklarında muhakkak ve muhakkak kuduz aşısı yaptırılmalıdır. Aşı her yıl tekrar edilir.

    ENFEKSİYÖZ CANİNE HEPATİTİS: I.C.H : BULAŞICI HEPATİTİS:
    Etken öldürücü özellikte adenovirus tip 1 dir. Çevre ısı ve nemine bağlı olarak haftalarca veya aylarca canlı kalabilir. Genç köpekler hastalığa daha duyarlıdır. 4-7 güngibi bir kuluçka dönemi vardır.

    Her yaştaki köpek bu hastalığa yakalanabilir.
    Semptomlar: Ani olaylarda 40 dereceye kadar ateş olabilir. Bir hfta kadar sürebilir ateşli faz.
    İştahsızlık, kalp frekans artışı, kusma, aşırı susama, ağız mukozasında farklılaşmalar, göz-burun akıntıları, baş,göğüs boyun gibi bölgelerde ödemler, korneada bulanıklıklar,bazen ishal ve konvülsiyonlar, halsizlik, depresyon, bazen bronşitis, hepatik kanamalar sonucu ölüm izlenir.

    KORUNMA:Diğer aşılarla kombine hazırlanmış Karma Aşı uygulaması her yıl tekrar edilmelidir.

    -KENNEL COUGH: KÖPEKLERDE ENFEKSİYÖZ TRACHEOBRONCHİTİS: ÖKSÜRÜK HASTALIĞI:
    Etken parainfluenza virus, Canine adeno virus, Bordetelle bronchiseptica ve Distemper virus lerinin rol aldığı bir hastalık kompleksidir. Her yaşta ,aşısız köpekte görülebilen, alt solunum yollarını tahrib eden viral bulaşıcı bir hastalık olup hava-solunum yoluyla kolayca bulaşabilir.
    Belirtiler: Genelliklşe ilk bulgu öksürüktür. Ateş varlığı değişkendir. İştahsızlık ve depresyon sık izlenir. Öksürük egzersizle daha da kötüleşen karakterdedir. Genç köpeklerde hastalık daha şiddetli seyreder.
    40-41 derce ateş olabilir. İki burun deliğinden de mukoprulent karakterde akıntı başlayabilir. Öksürük ve depresyon oldukça kesindir.

    KORUNMA: Aşılama kesinlikle yapılmalıdır. Hastalığı atlatan hayvana 2 hafta daha ilaç deavam edilmelidir.
    FELINE PANLEUKOPENİ: KEDİ GENÇLİK HASTALIĞI:
    Etken Parvoviridae ailesinden Feline Panleukopeni virus dur.Yüksek ölüm oranı olan,ani başlayan, bulaşıcı bir viral hastalıktır. Sadec kedilere özgüdür, insana bulaşma yoktur.2-10 günlük kuluçka süresi tahmin edilir.
    Semptomlar: Yüksek ateş(40-41), kilo kaybı,depresyon, leukopeni tablosu, 24-48 saat sonra kusma ,ishal gözlenir.Yavru kedilerde çok şiddetli syreden Panlueukopeni yaklaşık 12 saaat içinde ölümle son bulur.
    Akut bir panluekopeni tablosunda %90 lara varan ölüm oranı vardır. Hafif bir sarılık, nekrotik veya ülseratif bir stomatitis de izlenebilmektedir.
    Tanı spesifik testlerle mümkündür.
    KORUNMA: Kesin korunma sadece aşıyla mümkündür.Ergin bir kedi her yıl KARMA AŞI olarak bu hastalıktan korunur.

    FELINE LEUKEMIA VIRUS: KEDİ LEUKEMIA VİRUSU:

    Etken Feline Leukemıa virus dür.Retroviruslerin onkojenik ve immuno supressif etkileriyle hemopoetik organlarda tümör oluşumuyla karakterize kronik ve bulaşıcı seyirli viral bir hastalıktır.

    1-5 yaşındaki kediler özellikle duyarlıdır. Salyadan ısırık ve yalamayla, anneden fötusa, dışka,idrar ve sütle de bulaşabilir.

    Belirtileri:

    a-Latent form: Klinik bulgu yoktur.

    b-Persistent From: Lenfosarkoma, iç organ ve lenf düğümlerinde tümörler,,anemi, timus tümörleri ve sonucunda solunum problemleri, sindirim sistemi tümörleri ve dolayısıyla bağırsak tıkanıklıkları, sindirim bozuklukları, üremi semptom olarak izlenebilir.

    c-Dejeneretif Form: Panluekopeni, anemi, ishal, zayıflık, kanamalar, immun yetmezlik, çok çeşitli bakteriyel enfeksiyonlar, vb…
    Tanı özel kan testi ELISA yla mümkündür
    Kesin bir tedavi yoktur.
    KORUNMA: Aşı ile korunma vardır, ergin kedide her yıl tekrar edilmelidir.
    FVR-FCV: KEDİLERİN VİRAL ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI:

    Kedilerin üst solunum yollarını etkileyen viruslar özellikle Feline herpesvirus 1,

    Feline calicivirus ve reoviruslarla coronaviruslardır. Ancak ilk iki virus çok bulaşıcı olup önemli şekilde vücudu etkilerler. Anneden veya direkt bulaşma söz konusudur

    Feline Rhinotracheitis (FVR): Feline herpesvirus un neden olduğu solunum yolunun viral hastalığı olup yüksek ateş ((40.5), iştahsızlık,depresyon, göz rahatsızlıklarıyla seyreder. İlerlediği takdirde ise sinüzit, rinit gibi rahatsızlıklara neden olur.
    Feline calicivirus Enfeksiyonu (FCV): Feline calicivirus adlı virus nedenli,akut, subakut ve kronik formlarda seyreder. Çok bulaşıcıdır.Yavru kedilerde yüzde otuz öleme sebebiyet verir.Kuluçka süresi yaklaşık 3-5 gündür.

    Akut dönemde iştahsızlık, burun,göz yaşı akıntısı,yüksek aeş, durgunluk, bazen dilde ülserler, seröz burun akıntısı izlenebilr. Daha sonra burun akıntısının karakteristiği değişir.

    Ülseratif dermatitis ve keratitis meydana gelebilir.(göz lezyonları).
    Anneden uterus(rahim)deyken enfeksiyonu alan yavrular genelde ölürler.
    Kronik dönem FCV de ise; yine ateş, iştahsızlık ishal, tracheitis, bronşitis, ağız boşluğunda ülserle,

    taban yastıklarına ülserler izlenebilmektedir. 6 hafta kadar sürebilir.
    KORUNMA: Aşılama şeklindedir.

    Toxoplasma gondii : İNSANDA TOXOPLASMOZİS HASTALIĞI :
    Son konak kedi ve kedigillerdir. Son konakda ergin form vardır. İnce barsak epitelleri ve arakonakda yerleştiği yerlere yerleşir. Dışkı yoluyla yumurtalar atılır.
    Ara konak: İNSAN ve Kedi ve kedigiller dahil yaklaşık 300 omurgalı hayvan (memeliler).

    Arakonakda yerleştiği yerler ise, sinir hücreleri, karaciğer,akciğer,kalp,iskelet kas hücreleri, yavru zarları..Daha sonra doku hücreleri ,kalp kası, iskelet kası, beyin, akciğer ve diğer dokular…
    KLİNİK BELİRTİLER: Arakonak tarafından alınan parazitin taşizoit formu hızla çoğalır ve içinde bulunduğu hücreyi patlatır. Hastalığın şiddeti bu tahribatın derecesiyle ilgilidir.Ağır bir enfeksiyonda beyin,kalp,karaciğer akciğer zarar görebilir.Ateş yükselebilir, lenf yumruları şişer. AKUT TOXOPLASMOZİS adı verilen bu evre bazı insanlarda ve hayvanlarda hiç bir belirti olmadan da geçirilebilmektedir.
    Kist evresinde,parazitler kist içinde olduklarından hiç bir zarar vermezler,bu dönemde klinik belirti yoktur. LATENT KRONİK EVRE adını alır. Ancak kronik evrede AIDS (HIV, FIV…)gibi immun sistemi çökertecek ağır bir hastalık olursa arakonaktaki bu kistler açılıp bradizoit form taşizoit forma geçebilir. O zaman kistlerden çıkan parazitler zarar vermeye başlayabilir yeniden.
    İNSANDA TOXOPLASMOZİS:

    Gebelerde Enfeksiyon: AIDS gibi bir hastalık olmaksızın eğer kadın gebe kalmadan önce toxoplazmosis ile herhengi bir şekilde enfekte olmuş ve hastalığı önceden geçirmişse, bu hastalığa bağışıktır.Anneye veya doğacak bebeğe hiç bir zararı olmaz.

    Parazitle daha önce hiç karşılaşmamış bir kadın ise; ve gebelik esnasında bu parazitle enfekte olmuş ise; o zaman parazit yavruya geçer. Genelde fötus ölür ve düşük meydana gelir. Ya da fötusda anomaliler gelişir: Canlı doğarsa bebek; buna KONGENİTAL TOXOPLAZMOZİS denir. Annede genelde düşük dışında başka semptom görülmez. Bebekde ise: Deride kırmızı lekeler, döküntüler, beyin su toplaası(hydrocephalus), sarılık, göz bozuklukları( korioretinitis) görülebilir.Canlı doğum oranı düşüktür.Canlı kalırsa da zeka geriliği veya göz bozuklukları ile yaşar.

    Amerika da yapılan araştırmada doğurma çağındaki kadınların %30 u serolojik kan testleri sonucu seropozitif bulunmuştur.Yani hastalığı geçirmiş, bağışıklık kazanmışlardır.
    Türkiye de kedi ile teması bulunan bir çok insanın da bu hastlığa yakalanıp geçirmiş, böylelikle doğal bağışıklık kazanmış olduğu düşünülmektedir.

    Yinede eve yeni kedi alınmadan evvel,eğer gebe kalma ihtimali olan bir bayan varsa; önce bu anne adayına labaratuvarda bu hastalık için test yaptırılmalı, eğer test pozitif çıkarsa, hastalığı geçirmiş ve bağışık olduğu kabul edilir ki bu durumda kedi eve alınabilir.Ancak test negatif çıkarsa;yani anne adayı henüz hayatında hiç enfekte olmamışsa,bağışıklığı da yok demektir; bu durumda veterinerce kadiye de özel kan testi yapılır.Kedinin testi de negatifse eve rahatlıkla alınabilir.Kedi hastalığı taşımıyor demektir.Ancak kedi seropozitifse kedinin eve alınması çok doğru değildir.Tedavi edilmeden alınmamalı.Ve doğum sonrası beklenmeli veteriner hekim ve beşeri hekimce karar verilmelidir.
    Diğer normal (gebe olmayan kadın,insan,çocuk vb.) çoğu olayda semptomsuzdur.Enfekte insan enfekte olduğunu bile anlamadan bu hastalığı geçirir ve bağışıklık gelişir. Bazen de hafif geçirir: lenf yumrusu şişer, keyifsiz,bitkin,boğaz ağrısı, depresyon,ateş olabilir. Aylar süren lenf yumrusu şişmesi nadirdir. Geçer.

    -HELMİNTLER: SOLUCANLAR:

    Mide barsak kurtları: a- Kancalı kurtlar: Ancylostoma caninum (köpekde)
    Uncinaria stenocephala(köpekde)

    Ancylostoma tubaeforme (kedide)

    b-Askaritler: Yuvarlak solucanlar: Toxocara canis (köpekde)
    Toxocara leonina(kedi)
    Toxocara cati(kedi)

    c.Trichurus vulpis: Kıl kurtları (kedi ve köpekde)

    Enfekte gıda veya anne sütü yada sahibinin eli yoluyla kedi yada köpeğin vücuduna giren bu parazitler vücutta 15 gün kadar bir kuluçka dönemi geçirdikten sonra üremeye başlarlar.Bundan sonra da dışka yoluyla yumurta atarlar.

    a-Kancalıkurtlar kancaları ile barsak mukozalarını tutunarak kan emdiklerler.Dolayısıyla bu pararazir hayvanda kanlı bir dışkı,kötü koku yaratır. Hayvanda genel bir halsizlik,solgunluk ve zayıflama hali vardır.
    b-Askarit: İshal,karın ağrısı,büyümesi gibi şikayetler yaratır. Karın normalden şişkindir.Barsak tıkanması,yırtılması,siniri sisteminde hasar, ve ölüm ile sonuçlanabilir.

    c-Kıl kurdu: İshal,kanlı dışkı gibi semptomlarla seyredebilir. Anemi,gelişme geriliği ortaktır.

    KORUNMA: Paraziter dışkı muayeneleriyle teşhis edilip veteriner hekimce sağaltılır.

    3-TENYALAR: ŞERİTLER: YASSI SOLUCANLAR:

    Her tür hayvanda asalak olarak yaşayabilen tenya çeşitleri mevcuttur. Etçiller genelde bu parazitler için son konaktırlar. Otçul ve hem etçil hem otçul hayvanlar için ise bazen konak bazen arakonakçıdırlar (türlere göre sabit). Son konakda ergin form bulunur. Ergin form son konakçının dışkısıyla yumurtalarını dışarı atar. Son konakla temas eden veya son konağı bir şekilde yiyen canlı(arakonak) parazit yumurtasını veya larvasını almış,enfekte olmuş olur. Genelde arakonak zarar görür. Parazit son konakçısına çok zarar vermeden yaşar. Ergin form 10-20 cm. kadar boyundadır.
    Arakonakçıda yaşayan araformların zararları:Barsak duvarını delerek büyümesine devam ederken kan ve lenf yoluyla yayıdığı için barsak mukozasını irkiltir, sindirim kanalını, peristaltğini bozar, gelişme geriliğine yol açar. Bazen toksik etkiler yaratabilir. Doku ve lenf sıvılarıyla beslenerek canlının besinine ortak olmuş olurlar.
    a- Taenia psiformis,T. multiceps,T.hydatijena, T. ovis, T. multiceps, T. serialis,

    T.teniaformis, T.krabbai.
    b- Diphylidium caninum
    c-Echinocochus granulosus, E.multilocularis

    a- Taenia psiformis ve bu gruptaki tenyaların erişkinleri son konak dediğimiz köpek ve kedilerde yaşarlar.

    Ara formları olan sistiserkler ise fare,sıçan,tavşan, bazıları için koyun,keçi, sığır, gibi hayvanlarda çok da zarar vermeden yaşar ve son konak dediğimiz hayvanlarca vücutlarına alındıktan sonra orada gelişim göstererek ergin forma ulaşırlar.Son konak olan kedi ve köpek bu parazitlerle enfekte ise gelişim gerilikleri ileri safhada olmadıkça sadece görüntüde tüylerin matlığı gibi çok da belirli olmayan semtomlar yaratırlar. Dışkı muayenesinde yumurtaların izlenmesiyle kesin teşhise gidilir
    b-Dipylidium caninum: Bu parazitin ara konakçısı, kedi -köpeklerin bit ve pireleridir. Pirenin vücudunda gelişen sistiserkoidler, pirenin son konakça ( son konaklar : kedi, köpek, tilki,sırtlan ve bazen insan ) yenmesiyle son kokağın ( kedi , köpek vd.) vücudunda gelişimini tamamlar. 3 hafta içinde ergin tenya olur. 15-70 santimetre uzunluğunda en çok rastlanılan tenya türüdür. Genç hayvanda çok sayıda olduklarında sürekli ishal ve bazen ilerde kabızlık,zayıflık vb. ye yol açabilir. Çok sayıda parazit bir çeşit toksin yayarak arakonakçısında sinirsel bozukluklara da neden olabilir.( epileptoidnöbetler, konvulsiyonlar, kusma vb.) Anal sifinkterde kaşınma, yere popoyu devamlı sürterek anal kese yangısına da neden olabilirler. Kedi ve köpekte düzenli pire ilaçlaması ve gerektiğindeantiparaziter kullanımı ile hastalıktan korunulabilir.

    Pire mücadelesi şarttır.

    Echinocochus granulosus ve KİST HİDATİK HASTALIĞI :

    Son konak köpek,tilki,kurt,çakalda yaşayan ergin parazit 2-6 mm boyundadır.İnsanın da içinde olduğu arakonaklar ise: koyun, keçi, sığır, at , domuz ve diğer otçullarda kistler oluşturarak büyük zararlar verebilir. İnsan için en tehlikeli hastalıklardan biri olan KİST HİDATİK bu parazitce oluşturulur. Son konak olan hayvanda gelişimini 5-8 haftada tamamlanır ve yumurtalarla vücuttan atılır. Köpek eğer bu paraziti taşıyorsa dışkıyla atılan yumurtalar,yalanırken tüylerine bulaşabilir.Dışkı yada tüyle bu paraziti vücuduna alan insan hastalanır. Son konak olan köpeğe hiç bir zarar vermezken,ara konak olan insan zarar görmektedir. Bu nedenle bu parazitten korunmak için köpek 2 ayda bir düzeli olan ilaçlanır.KİST iğnesi olarak bilinen praperatlar aniparaziter ilaçlardır.Ve insan sağlığını korunması için uygulanmalıdır. Düzenli ilaç uygulanan köpekde bu parazit kesinlikle yaşayamaz. Köpeğiniz aşılama programına uyuyorsa hiç bir riskiniz yoktur. Son konak olan köpekde parazit yoksa tüylerde de parazit olmaz,yaşamaz ve köpek insanda KİST HİDATİK hastalığını oluşturamaz

    Echinococus multilokularis ve MULTİLOKULER KİST HİDATİK HASTALIĞI : Parazitin gelişimini sürdürdüğü arakonaklar insan da olmak üzre, fare ve diğer kemirici hayvanlardır. Son konak ise kedi,köpek, tilki, sırtlandır. Son konak için zararı yoktur. İnsan eğer kedi ve köpekte bu parazit varsa tüy yada dışkısının ağız yoluyla alınması suretiyle enfekte olurda MULTİLOKULER KİST HİDATİK HASTALIĞI’ na yakalanır.

    Karaciğerde kistler meydana gelir. Bu parazit için de aynı şekilde 3 ayda bir tekrarlanan KİST İĞNESİ olarak bilinen DRONCİT iğnesi (veya muadili PRAZUQUANTEL ETKEN MADDELİ İLAÇLAMA) uygulanır.

    Düzenli olarak aşılamaları tekrar edilen hayvanların insan sağlığına hiç bir zararı olmaz. Bu nedenle KİST iğnelerinin yapılması çok büyük önem taşımaktadır.
    Bu parazit dahil bir çok parazit fare,kuşun yenmesi yoluyla veya yine kedi ve köpeye verilen yıkanmamış sebze,meyve, yiyecek,su, pişmemiş et ve sakatat yoluylaköpek ve kediye geçebilir,

    Çiğ sakatat, et, yıkanmamış sebze ve meyveden insan direk yolla da parazitlerle enfekte olabilmektedir.

    Bu nedenle hayavanlara verilen gıda dahil kendi gıdamızın da hijyenine dikkat etmeliyiz.Evde kedi köpek beslemesek de bu hastalıklara yakalanabiliriz.
    Eve alınan hayvan mutlaka önce veteriner kontrolüne alınmalı,ilaçlamaları kesinlikle veteriner hekim önerisi doğrultusunca uygulanarak devam ettirilmelidir.

    KENNEL COUGH

    Öksürükle seyreden solunum sistemi hastalığıdır.Etkeni aldıktan 4 gün sonra başlayan öksürüğün karakteri kuru veya yaş olabilir ve mükoz bir salgı çıkartılır.İlerlerse pneumoni oluşur.Aşısı,yavrulara 8 ve 12. haftalarda 2 doz şeklinde yapılır.Her yıl tekrarı gerekir.

    CORONA VIRUS ENFEKSİYONU
    Kusma ve ishalle seyreden yavrularda ölümle sonuçlanan hastalıktır.Depresyon ve iştahsızlık vardır.Dışkı sulu,sarı,yeşil veya turuncu renktedir.Belirgin bir kokusu vardır.İshal 2-3 gün sürer.Yavrularda ölümle sonuçlanabilir.Aşısı 7-12. haftalarda yavrulara 2 doz yapılır.Her 6 ayda bir tekrarı gerekir.

    KANLI İSHAL (PARVOVIRAL ENTERITIS)
    Aşılanmamış yavrular da ölümle sonuçlanan çok bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalıklı bir köpekle temas eden herhangi bir canlı bu hastalığı diğer köpeklere taşır. Etken 0-C’nin altında dahi uzun süre yaşayabilir.Kusma,kan veya mukoz bir katmanla kaplı dışkı en tipik belirtidir.İştah azalması, depresyon ve yüksek ateşle seyreder. Rottweiler,Doberman Pinscher,English Spaniel gibi ırklar özellikle hassastır. Aşısı, yavrulara üçer hafta ara ile 3 doz şeklinde yapılır ve yıllık tekrarı gerekir.

    KÖPEK GENÇLİK HASTALIĞI (DISTEMPER)
    Solunum,sindirim ve merkezi sinir sistemini etkileyen ölümcül bir hastalıktır. Ateş,burun ve göz yaşı akıntısı,depresyon,iştahsızlık,ishal görülür. Daha sonra titremeler, koordinasyon bozukluğu ve 2-4 hafta süre içersinde ölüm görülür. Aşısı yavrularda 10,13 ve 16.haftalarda 3 doz şeklinde yapılır,her yıl tekrarı gerekir.

    KAN İŞEME HASTALIĞI (LEPTOSPIRA ENFEKSIYONU)
    Köpeklerde ve diğer hayvanlarda görülen özellikle karaciğer, böbrek ve üreme organlarını etkileyen bir hastalıktır.Etken vücudun her tarafına yayılır. Ateş, kan işeme,anemi görülür.Ölüm böbrek yetmezliği sonucu oluşur. Kalp,merkezi sinir sistemi ve göz etkilenen diğer bölgeler arasındadır. Şehir köpeklerinde daha sık rastlanır.Depresyon, ishal, öksürük, güç solunum görülür. Yavrular 10, 13 ve 16.haftalarda 3 kere aşılanır. Yurtdışında, özellikle yaygın bölgelerde 4-6 ayda bir tekrarı yapilir. Ülkemizde ise senelik tekrar yapılmaktadır.

    KÖPEKLERİN KARACİĞER ENFEKSİYONU(CAV-1)
    Özellikle karaciğer, böbrek, göz ve kan damarlarını etkileyen bir hastalıktır. Ateş, titreme, koordinasyon bozukluğu görülür. Aşılanmamış köpeklerde 1-2 saatte ölümle sonuçlanır. Bağışıklığı düşük olan yavrularda depresyon , iştahsızlık, ateş, sancı, karaciğer büyümesi, göz hastalıkları, kusma meydana gelir. Yavrular 10-13-16.haftalarda 3 doz aşılanır. Aşının yıllık tekrarı gerekir.

    EKİNOKOK KİSTİ(Hidatid-Hidatik Kist)
    Kist hidatik insan ve hayvan sağlığını tehdit eden, ülkemizde çok yaygın olan, önemli bir paraziter hastalıktır. Hastalığın etkeni E.granulosus’dur. Parazitin olgunu köpek, kurt, çakal gibi etçil hayvanların ince bağırsağında yaşar. Yumurta ve larva formu ise, insan ve diğer memelilerin iç organlarinda yaşar. Parazit, kedilerde bulunsa bile üreyemediğinden dolayı insanlar için bir tehlike arz etmez. Parazitlerin yumurtası, köpeklerin dışkısı ile atılır ve çevreye yayılır. Bu yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta 1 yıl kadar canlı kalabilirler. Yumurta, ağız yolu ile insan ve diğer memelilerin bağırsaklarına ve oradanda kan yoluyla iç organlara özellikle akciğere ve karaciğere taşınır ve larva formuna dönüşür. Larva formuna kist hidatik denir ve bunlar içi sıvı dolu keselerdir. Köpekler, kisli bir memelinin etini çiğ olarak yedikleri zaman ,parazitle enfekte olurlar.Bu parazitler köpeklerin bağırsağında olgunlaşarak yumurta verirler ve bu döngüyü devam ettirirler. Kist hidatik, zannedildiği gibi tüylerden kaynaklanan bir hastalık değildir; ancak köpekler dışkısını yaparken, dışkıdaki yumurtalar tüylere bulaşır. Memelilerdeki kistler yavaş büyürler. Dokularda, kistler kapsülle sarılarak sınırlandırılır ve maksimum portakal büyüklüğüne ulaşabilir. Göğüs ve karın boşlugu gibi boşluklu organlarda ise 10-20 yıl gibi bir süre zarfında 20cm çapa erişirler ve bu aşamada fiziksel belirtiler oluşur. Kistler çoğunlukla klinik belirtiler göstermese de lokalize olduğu organ veya dokuya yaptığı basınç, kapladığı hacim nedeni ile normal fonksiyonları bozar ve ağrı yapabilir. Diğer bir tehlikesi ise kistlerin kendiliğinden veya ameliyatta yanlıslıkla patlatılmasıdır ki bu da anaflaktik soka ve tekrar enfeksiyonun alınmasına neden olur. Kist hidatik’in dışında yine Ekinokok cinsine bağli E.alveolaris türünün larvasina ise alveolar kist denir. Bu parazitin taşıyıcıları kemiriciler, çesitli memeliler ve insandir. Bu etkenin yaşam döngüsü ise genellikle yabani hayvanlar ve tarla fareleri arasında olur. Yol açtığı hastalık diğer yönleriyle kist hidatik’in neden oldugu hastalığa benzerdir. Teşhis, köpek kili üzerinde veya dışkısında parazitimsi segmentlerin bulunması ile yapılır. Kist hidatik’ten korunmak için petlerinize çiğ veya az pişmis et vermekten çekinmeli ve Veteriner Hekiminizin belirleyeceği bir paraziter mücadele programını takip etmelisiniz. Kist Hidatikle mücadele programı, ya 4 ayda bir dışkı muayenesi ya da mevcut paraziti dökmek amacıyla paraziquantel etken maddesini içeren antiparaziter ilaçların kullanılmasi şeklinde olur. Etken insanlara sindirin yoluyla bulaştığı için aldığımız gıdaların temiz olmasına dikkat etmemiz korunmak için yeterli olmaktadır

    #84086

    elinize saglik cok guzel olmus

    #84180

    eline sağlık

    #84987

    Teşekkurler

    #88765

    teşekkürler

5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.