1. Anasayfa
  2. Ders Notları
  3. Bilimsel Araştırmalar, Makaleler
  4. Bir Besi Sığırında Çinko Yetersizliği Olgusu
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27633

    Bir Besi Sığırında Çinko Yetersizliği Olgusu

    Engin BALIKÇI1, D. Özlem DABAK2, Ömer KIZIL1, Tolga KARAPINAR1, M. Reşat ÖZERCAN3
    1Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Elazığ-TÜRKİYE
    2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı Elazığ-TÜRKİYE
    3Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Elazığ-TÜRKİYE

    Özet
    Bir besi sığırında belirlenen çinko yetersizliği olgusu tanımlandı. Başlıca klinik bulgular özellikle yüz, boyun, arka bacakların iç kısımları, kuyruk ve skrotumdaki deride belirgin kalınlaşma ve kepeklenmelerdi. Serum çinko konsantrasyonu düşüktü (19.8 µg/dl). Derinin histopatolojik muayenesinde parakeratozis, perivasküler mononükleer infiltrasyon ve dermal kollajen artışı tespit edildi. Olgu oral çinko oksit uygulaması ile başarıyla tedavi edildi. Olgudaki yetersizliğin nedeni tespit edilemedi.

    Giriş
    Hayvanlarda deride kepeklenme, kalınlaşma ve kabuklanmalara yol açan çeşitli enfeksiyöz, paraziter ve toksik hastalıklar ile beslenme yetersizlikleri bildirilmiştir 1. Çinko, organizmada önemli fonksiyonlara sahip olan temel iz elementlerden birisi olup, yetersizliği durumunda ruminantlarda derideki epitel hücrelerin keratinleşmesi ile kendini gösteren parakeratoz gelişir. Deride kuruma, kalınlaşma, kepeklenmeler meydana gelir. Boynuz ve kıl gibi diğer keratinli yapılarda da şekil bozuklukları ortaya çıkar. Yaraların iyileşmesi gecikir ve üreme bozulur 2. Hastalığın tanısı derideki lezyonlara, serum alkalin fosfataz aktivitesi ve serum çinko düzeyindeki azalmalara ve deri biyopsisinin histopatolojik bulgularına dayanılarak konulur. Hastalığın tedavisinde oral çinko uygulamaları etkili olmaktadır 3,4.

    Ruminantlarda doğal çinko yetersizliğini ortaya koyan çalışmaların az sayıda olması nedeniyle 5-8, bu şekildeki deri lezyonları ile seyreden hastalıkların ayırıcı tanısında yararlı olabileceği düşüncesiyle bu olgunun yayımlanması uygun görülmüştür.

    Olgu Sunusu
    Olgu materyalini 15.09.2006 tarihinde Elazığ ili, Kovancılar ilçesi, Kavak köyünden Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği’ne muayene ve tedavi için getirilen, 1 yaşında SimmentalxMontafon melezi bir besi sığırı oluşturdu. Anamnezden, hayvanın yaz ayları boyunca merada beslendiği, son 20 gündür ahır besisine geçildiği ve yaklaşık 15 gün önce deride başlayan ve giderek yaygınlaşan lezyonlar ile iştahsızlıktan dolayı kliniğimize getirildiği öğrenildi.

    Hastanın fiziksel, paraziter, hematolojik, biyokimyasal ve histopatolojik muayeneleri yapıldı. Fiziksel muayenede genel muayene sistematiği izlendi. Dışkı örneği, kan yayması ve deri kazıntısında rutin yöntemlerle parazitolojik muayeneler yapıldı. Heparinli ve antikoagülan içermeyen iki ayrı tüpe hayvanın V. jugularisinden alınan kan örneklerinden bazı hematolojik parametreler (total lökosit ve hematokrit değer) ve bazı biyokimyasal parametreler (serum çinko, bakır, glikoz, total protein, albumin, trigliserit, kolesterol, üre, total bilirübin, kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum, aspartat amino transferaz, alanin amino transferaz ve alkalin fosfataz düzeyleri) saptandı. Total lökosit Thoma lamı, hematokrit değer mikrohematokrit tüp kullanılarak ölçüldü. Biyokimyasal parametrelerden serum çinko ve bakır düzeyleri Schimadzu AA-6701F atomik absorbsiyon flame emisyon spektrofotometresi (Japonya) ile diğerleri ise Olympus AU 600 model otoanalizör (Randox Laboratories Ltd, UK) yardımıyla ticari kitler kullanılarak belirlendi.

    Histopatolojik muayene için boynun yan tarafından deri biyopsisi yapıldı. Alınan bu doku numunesi %10’luk tamponlu formaldehit solusyonunda tespit edildi ve bilinen klasik işlemlerden geçirilerek Hematoxylin&Eosin (H&E) ile boyandı.

    İlk fiziksel muayenede konjunktivalarda hiperemi, diş gıcırdatma ve aşırı salivasyon ile rektal ısının (T): 38.9 oC, nabız frekansının (P): 108 ve solunum frekansının (R): 20 olduğu belirlendi. Özellikle burun ve göz çevresi, boyun, arka bacakların iç yüzleri, kuyruk ve testislerdeki deri kısımlarında kalınlaşma ve kepeklenmeler ile yer yer çatlaklar ve kızarıklıklar tespit edildi (Şekil 1,2). Dışkı örneği, kan yayması ve deri kazıntısının muayenelerinde herhangi bir parazitolojik etkene rastlanmadı.

    Deri biyopsi örneğinin histopatolojik muayenesinde perivasküler mononüklear infiltrasyon, parakeratozis ve kollajen artışı tespit edildi (Şekil 5).

    Çinko yetersizliği tanısı ile günlük olarak 300 mg dozunda oral çinko oksit ile tedaviye alınan hastada tedavi sonrası 15. günde fiziksel ve biyokimyasal muayeneler tekrarlandı.

    Tedavi sonrası yapılan fiziksel muayenede hayvanın iştahının normale döndüğü, konjunktivalardaki hiperemi, diş gıcırdatma ve aşırı salivasyonun ortadan kalktığı, T: 39.1 ºC, P: 92 ve R: 32 olarak belirlendi. Deri lezyonlarının hemen tamamen düzeldiği, yeni ve sağlıklı görünümde kılların çıktığı gözlendi (Şekil 3,4).

    Tedavi öncesi ve sonrasındaki hematolojik ve biyokimyasal muayenelerin sonuçları Tablo 1’de gösterildi.

    Tartışma
    Sahada karşılaşılan çinko yetersizliklerinde altta yatan sebebin ortaya konulması zordur 5. Düşük çinko içeren rasyonlar ruminantlarda çinko yetersizliklerine neden olmaktadır 4. Bunun dışında rasyonda kalsiyum, bakır ve kadmiyum gibi elementlerin fazla miktarda olması durumunda sekunder çinko yetersizlikleri ortaya çıkmaktadır 4,9 . Ayrıca bazı sığır ırklarında kalıtsal olarak gelişen çinko yetersizlikleri de bildirilmiştir 10,11. Bu olgunun mera beslenmesinden çok kısa bir süre sonra yetersizlik belirtileri göstermiş olması nedeniyle ahır beslenmesinde kullanılan rasyonun analizinin yararlı olmayacağı düşünülerek yem analizi yapılmamıştır. Aynı merada ve sonrasında ahırda aynı şartlarda beslenen diğer hayvanlarda benzer belirtilerin ortaya çıkmamış olması, bu olguda şekillenen çinko yetersizliğinde bireysel birtakım faktörlerin etkili olabileceği kanaatini güçlendirmektedir.

    Ruminantlarda gerek doğal gerekse deneysel oluşturulan çinko yetersizliklerinde iştahsızlık, letarji ve aşırı salivasyon, deride kalınlaşma, kabuklanma, kepeklenme, çatlama, kızarıklık ve alopesi gibi bulguların şekillendiği bildirilmektir 3,5-7. Bu olguda da benzer şekilde iştahsızlık, aşırı salivasyon ile vücudun birçok bölgesindeki deri kısımlarında kalınlaşma ve kepeklenmeler ile yer yer çatlaklar ve kızarıklıklar tespit edilmiştir.

    Sığırlarda kan serumundaki çinko düzeylerinin normal şartlarda 80-120 µg/dl olduğu kaydedilmektedir 3. Sığırlarda çinko yetersizliği belirtilerinin oluşması için serum çinko düzeyinin 40 µg/dl olması gerektiği bildirilmiştir 12. Bu olgunun serum çinko düzeyi (19.8 µg/dl), yetersizlik belirtilerinin görülebilmesi için bildirilen sınırın (40 µg/dl) altında saptandı. Serum çinko düzeyine paralel olarak serum alkalin fosfataz aktivitesinde ortaya çıkan değişimler, çinko ile alkalin fosfataz arasında pozitif bir korelasyonun olduğunu bildiren kaynaklarla 3,6 uyum içerisindedir.

    Çinko eksikliğinde veya rasyona çinko ilavesinde bazı metabolitlerin kandaki düzeylerinde değişiklikler olabileceği bildirilmiştir 13. Çinko eksikliğinde serum total protein ve albümin düzeyleri azalırken, serum glikoz ve kolesterol düzeylerinde artış olduğu, rasyona çinko ilave edildiğinde ise serum total protein ve albümin düzeyleri artarken, serum glikoz ve kolesterol düzeylerinin azaldığı saptanmıştır 13,14. Bu olguda da tedaviden önce total protein, albümin, glikoz, trigliserit ve kolesterol düzeyleri sırasıyla 6.52 g/dl, 2.11 g/dl, 75 mg/dl, 49 mg/dl, 93 mg/dl iken, tedaviden sonra sırasıyla 7.55 g/dl, 2.94 g/dl, 51 mg/dl, 30 mg/dl, 76 mg/dl olarak belirlenmiştir. Bu etkileşim çinkonun organizmada bazı enzim ve hormonların sentezlenmesi veya işlevlerini yerine getirmesinde rol oynadığını veya birçok biyokimyasal reaksiyona girerek, protein sentezi ve metabolizması, karbonhidrat ve lipid metabolizmaları için gerekli bir mineral madde olduğunu bildiren araştırıcıları 15-18 destekler niteliktedir.

    Çinko yetersizliğinde ruminantlarda derinin histopatolojik muayenelerinde parakeratozis, kollojen proliferasyonu ve perivaskuler infiltrasyonun görüldüğü bildirilmiştir 3,5,6,8. Bu olgunun deri biyopsisinin histopatolojik muayenesinde saptanan bulgular, araştırıcıların bildirimleriyle uyum içerisindedir.

    Çinko yetersizliğinin tedavisinde çinko oksit ve çinko sülfat gibi inorganik çinko preparatları etkili olmaktadır 2,4,6,8. Çinko oksitin sığırlara oral yolla günde 250-500 mg dozunda verilmesi ile kısa sürede iyileşmelerin görüleceği vurgulanmıştır 4. Can ve arkadaşları 6, doğal çinko yetersizliği saptadıkları bir buzağıyı ilk 8 günde 100 mg, sonraki 7 günde de 40 mg oral çinko oksit ile tedaviye almışlar ve bu süre sonunda hayvanda çok büyük oranda iyileşme olduğunu bildirmişlerdir. Bu bildirimlerle benzer şekilde bu olgunun çinko oksit ile 300 mg/gün dozunda tedavisinin başarılı olduğu ortaya konulmuştur.

    Sonuç olarak; sığırlarda deride özellikle kalınlaşma, kepeklenme ve çatlaklarla karakterize lezyonlarla karşılaşıldığında, çinko yetersizliği yönünden de ayrıntılı bir muayenenin yapılmasının gerekli olduğu kanısına varılmıştır.

    Kaynaklar

    1) White SD, Evans AG. Alterations in the Skin. In: Smith BP (Editor). Large Animal Internal Medicine 3rd Edition, Philadelphia: Mosby, 2002: 182-206.

    2) Kaya S, Bilgili A. Mineral Maddeler. In: Kaya S, Pirinçci İ, Bilgili A (Editörler). Veteriner Uygulamalı Farmakoloji, 2. Baskı, Ankara, Medisan, 2000: 225-239.

    3) Blood DC, Radostits OM. Veterinary Medicine. 7th Edition, Philadelphia: Bailliere Tindall, 1989.

    4) Alaçam E, Şahal M. Sığır Hastalıkları. 1. Baskı, Ankara, Medisan, 1997.

    5) Nelson DR, Wolff WA, Blodgett DJ, et al. Zınc-defıcıency in sheep and goats – 3 field cases. JAVMA 1984; 184 (12): 1480-1485.

    6) Can R, Çimtay İ, Eröksüz Y. Elazığ yöresinde bir buzağıda doğal çinko yetersizliği olgusu. Tr J Vet Anim Sci 1999; 23: 225-228.

    7) Anand KJ, Srinivas CL, Sing D, Kumar H, Dhoolappa SM. Zinc deficiency in two calves. Indian Vet J 2005; 82 (7): 768-769.

    8) Krametter-Froetscher R, Hauser S, Baumgartner W, Zincresponsive dermatosis in goats suggestive of hereditary malabsorption: two field cases. Vet Dermatol 2005; 16: 269-275.

    9) Hays VW, Svenson MJ. Minerals and Bones. In: Svenson MJ and Reece WO (Editors). Dukes’ Physiology of Domestic Animals, 11th Edition, London: Cornell University Press, 1993: 517-535.

    10) Dyson DA. Inherited parakeratosis in Friesian calves. Vet Rec 1986; 119(25-26):635.

    11) Vogt DW, Carlton CG, Miller RB. Hereditary parakeratosis in shorthorn beef calves. Am J Vet Res 1988; 49(1): 120-121)

    12) Mills CF, Dalgarno AC, Williams RB and Quaterman J. Zinc Deficiency and the Zinc Requirements of Calves and Lambs. Br J Nutr 1967; 21: 751-768.

    13) Keçeci T, Keskin E. Merinos Kuzularda Rasyona Çinko ve Bakır İlavesinin Bazı Kan Metabolitleri Üzerine Etkisi. Türk J Vet Anim Sci 2002; 26: 837-842.

    14) Smart ME, Gundmudson J, Christensen DA. Trace mineral deficiencies in cattle. A review. Can Vet J, 1981; 22: 372-

    15) Ergün A. Zinc Metabolism and Deficiency in Domestic Animals. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 1983; 30 (2): 308-316.

    16) Church DC and Pond WG. Basic Animal Nutrition and Feeding. Second Edition, John Wiley and Sons Inc., New York, Toronto, Singapore, 1982.

    17) Keen CL, Graham TW. Zinc. In: Biochemistry of Domestic Animals. 4th ed. Ed. Kaneko JJ, New York, Academic Pres Inc., 1989; 776-795.

    18) Aksoy G, Şahin T, Çimtay İ ve Arserim Kaya NB. Kuzularda çinko oksit uygulamalarının bazı biyokimyasal parametreler ve canlı ağırlık kazancı üzerine etkileri. Türk J Vet Anim Sci 2002; 26: 85-90.

    #101109

    teşekkürler

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.