blank
  1. Anasayfa
  2. Genel
  3. Veteriner Hekim Haberleri
  4. Bir Türkiye Klasiği "Anadolu Esmeri Projesi Çöktü" Bakın Neden..
4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Yazar
    Yazılar
  • #21938

    Zürefanın düşkünü!!!


    Anadolu Esmeri projesi çöktü

    Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırma (TAGEM) Genel Müdürlüğüne bağlı, Konya daki bir araştırma enstitüsünde 2003 yılında başlatılan, kamuoyunda Türk İneği olarak bilinen büyükbaş hayvan geliştirme projesinde, embriyo transferinde kullanılan hayvanlara tüberküloz bulaşması nedeniyle başa dönüldü.

    AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, üstün verimli boğalar ve inekler kullanılarak, embriyo transferi yöntemiyle, Türkiye şartlarına uyumlu üstün verimli Anadolu Esmeri ırkı elde etmeyi amaçlayan proje, kamuoyunun gündemine ilk kez 2001 yılında geldi.
    Projenin hayata geçirilmesiyle ilgili 2003 yılında Konya daki Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü nde çalışmalara başlandı.

    Toplam bütçesi 6 milyon TL olan bu projenin laboratuvar, ahır gibi altyapı tesislerinin inşası için ilk etapta 1.5 milyon TL harcandı, burada görev alacak personel eğitimden geçirildi.

    2003 yılı sonunda altyapı çalışmaları tamamlanan Anadolu Esmeri Projesi de spermaları kullanılacak, 20 yıldır soy kütükleri tutulan yüksek verimli boğaların da temin edilmesinin ardından 3 Temmuz 2004 te Konya da düzenlenen törenle, ilk ineğe embriyo transferi yapıldı.

    11 mühendisin görev aldığı projede, özelliklerini hiç kaybetmemiş Anadolu Esmeri cinsi Türkiye nin en verimli 16 valör ineğine, söz konusu ırkla birleşmesinden en iyi sonucu verecek dünyanın en iyi boğalarının tescilli spermleri yerleştirildi. Bu valör ineklerden laboratuvar ortamında alınan embriyolar, 256 Anadolu Esmeri cinsi taşıyıcı ineğin rahmine yerleştirildi.

    Doğacak yavrular içinden en iyi et ve süt verimine sahip olan nihai inek tespit edilinceye kadar devam edecek olan bu çalışmada bugüne kadar çok sayıda buzağı dünyaya geldi. Ancak temel hedef olan Anadolu Esmeri ırkı henüz ortaya çıkarılamadan proje sekteye uğradı.

    Embriyo transferinde kullanılan hayvanlara tüberküloz bulaşması nedeniyle projede başa dönüldüğünü belirten yetkililer, Bu hastalık nedeniyle, Anadolu Esmeri Geliştirme Projesi nde kullanılan tüm hayvanlar elden çıkarıldı. Hastalık mikrobunun ahırlardan tümüyle silinmesi için yaklaşık bir yıl ara verilecek, yeni alınacak hayvanlarla Anadolu Esmeri Geliştirme Projesi ne 2010 yılında yeniden başlayacak. Projenin 10 yıl sürmesi bekleniyor diye konuştu.

    —ÖNLEMLER ALINIP, AYNI YERDE DEVAM EDİLECEK-

    Yetkililer, görülen bu hastalığın ardından yapılan Proje Değerlendirme Toplantısı nda konunun ele alındığını belirterek, şunları kaydetti:

    Projenin yürütüldüğü sahanın yakınlarında bulunan kesimhanenin, hastalığın kaynağı olabileceği üzerinde duruldu. Bu hastalığın bulaşmasında, proje sahasına kadar gelen hayvanların etken olabileceği kanısına varıldı. Bundan sonra sokak ve yabani hayvanlarının o bölgeye girmemesi için projenin yürütüldüğü merkezin çevresine boydan boya ihata duvarı örülmeye başlandı. Türkiye de böyle bir projenin uygulanması için başka uygun bir araştırma enstitümüz yok. Bu nedenle, gerekli tüm önlemleri alıp aynı yerde projeye devam edilecek.

    Proje İle İlgili ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN GÖRÜŞÜ-

    Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Motuk, projede kullanılan hayvanlarda tüberküloz tespit edilmesinin, yaklaşık 5 yıldır verilen onca emeği boşa çıkardığını söyledi.

    Türkiye hayvancılığı için büyük önem taşıyan Anadolu Esmeri Projesi nin, Türkiye nin suni tohumlamada dışarıya bağımlılığını ortadan kaldırmayı amaçladığını anlatan Motuk, şöyle konuştu:

    Türkiye, hastalıklardan ari sperma üretecek boğalar elde etmek yerine sperma ithal ederek, her yıl en az 20?22 milyon dolar döviz kaybetmektedir. İthal edilen spermaların ülkemiz şartlarında yetiştirilen hayvanlar için uygun olup olmadığı ve kalitesi de üretici ülkelere güven bakımından belirsizdir. Hayvancılık için stratejik önem taşıyan, burada kullanılan hayvanların her biri hastalıktan ari olmaları konusunda büyük titizlik gösterilmiş Anadolu Esmeri Projesi nin, bulaşıcı hastalık nedeniyle sekteye uğraması üzüntü vericidir. Anadolu Esmeri gibi önemli bir projeden vazgeçilmesi mümkün değil. Fakat bundan sonra atılacak adımlarda aynı hatalar tekrar edilmemelidir. Türkiye olarak daha fazla kaybedecek ne zamanımız ne de imkânımız var.

    Veteriner Hekimlere Sorma Zahmetinde Bile Bulunulmamış …Yani Sonuç Normal..

    #77413

    Ben bununla da ilgisi olan çok güzel bir hikaye anlatmak istiyorum…

    Hikayeyi Hulki Cevizoğlu’ndan duydum.

    Sarı Öküz.

    “Eski zamanların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Yaşarmış yaşamasına, ama
    civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları. Hemen her gün
    saldırırlarmış sürüye. öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki,
    bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları.
    Gerçi bir iki sıyrık alırlarmış, ama yine de boyun eğmezlermiş aslanların
    zorbalığına.

    Gün geçtikce aslanları almış bir kaygı. Tavşan, fare gibi küçük
    hayvancıklarla beslenir olmuşlar. Git gide güçten düşmüşler. Eee aslan bu,
    hiç fareyle doyar mı? “Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor” demiş
    aslanlardan birisi. “Evet” diye tasdik etmiş diğerleri. Nereye gideriz diye
    düşünürlerken “Bir dakika !!” diye bir ses duymuşlar gerilerden. Herkes
    donup bakmış sesin geldiği tarafa. Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz
    bir ferdi olan Topal Aslan’mış söze atılan. “Hayır” demiş, “Hiç bir yere
    gitmiyoruz. Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi.”

    İnanmamış kimse ona, ama haydi bir şans verelim ne çıkar diye düşünmüşler. O
    da almış yanına bir iki aslan ve gitmiş öküzlerin yanına. Beyaz bayrak
    çekmeyi de unutmamış. öküzlerin lideri olan Boz öküz başta olmak üzere beş
    irikıyım öküz yaklaşmış onlara. Sormuşlar ne istediklerini. Topal aslan
    başlamış konuşmaya. Bir yandan da Boz öküz’ün sivri ve kocaman boynuzlarına
    bakıp ürperiyormuş.

    “Saygıdeğer öküz efendiler” diye başlamış lafa. “Bugün buraya sizden özür
    dilemek için geldik. Biliyorum, sizleri çok defa incittik, kim bilir
    kaçınızda su pençemin izi vardır. Ama inanınız bunların hiç birini isteyerek
    yapmadık. Biliniz ki biz aslanlar, barışçı bir milletiz. Hele öküzlerle hiç
    bir alıp vermediğimiz olamaz. Evet, size defaatla saldırdık, ama niye
    biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki Sarı öküz yüzünden. Onun rengi öyle
    sizinkiler gibi değil ki. Gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor.
    Onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz ve
    sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiçbir alıp veremediğimiz yok.
    Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir türlü rahat rahat
    otlayamıyorsunuz, belki geceleri bile kükrememiz uykunuzu kaçırıyor.
    Bunların hepsi Sarı öküz’ün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun, biz de barış
    içinde yaşayalım” demiş.

    Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak
    bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı Benekli öküz olmaz demiş, ama kimseye
    dinletememiş sesini. Zavallı Sarı öküz, kurban edilmiş aslanlara.

    Hepsi birden saldırmışlar zavallı öküzün üzerine. Bir ikisini fırlatmış
    üstünden, ama bitkin düşmüş az sonra. çırpınmış, haykırmış, yardım istemiş,
    yalvarmış, ama yokmuş onu işiten. Diğerleri üzülmüşler
    üzülmesine, ama elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti için gerekliymiş
    bu.

    Gerçekten de günlerce sürüye hiçbir saldıran olmamış. Huzur içinde geçer
    olmuş günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki. Hele öküz etinin
    tadını aldıktan sonra. Acıktık demişler Topal Aslan’a, daha bir kaç hafta
    bile geçmemişken. O da yine almış yanına bir kaçını, bir defa daha gitmiş
    Boz öküz’ün yanına.

    “Selam” diye girmiş söze. “Gördünüz ya, biz aslanlar ne denli uysal
    milletiz. Doğru kararınız için sizi bir daha kutlamak isterim. Siz de huzur
    içindesiniz, biz de. Ne mutlu. Yalnız buraya bunları söylemek için
    gelmedim. Büyük bir problemimiz var.” .. “Nedir?” demiş Boz Okuz merakla ..
    “Su sizin Uzun Kuyruk” demiş Topal Aslan, “öyle uzun bir kuyruğu var ki,
    nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız başımızda
    gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz.
    Halbuki siz öyle mi ya, hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun sucu
    yüzünden, korkarım hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize, bu
    mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve sevgi içinde iki taraf da
    hayatini sürdürsün.”

    Boz öküz, yine istişare yapmış sürünün ulularıyla. Yine sadece Benekli öküz
    olmuş karşı çıkan. Hepsi de verelim gitsin demişler. İstişare daha da kısa
    sürmüş bu defa. Dışlamışlar Uzun Kuyruk’u sürüden. Saatler sürmüş zavallının
    çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.

    Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her gecen gün daha da semirmiş
    aslanlar. Alabildiğince güçlenmişler. öküzlerse her geçen gün daha da
    zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler. Aslanlar, küstahlaştıkça
    küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış.
    “Verin bize su öküzü, yoksa karışmayız” demeye başlamışlar. Zavallı
    öküzlerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can
    veriyormuş, aslanların pençesinde. Boz öküz de aralarında olmak üzere bir
    kaçı kalmış en sona.

    “Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da
    güçlüydük?” diye sormuş biri Boz öküz’e.

    “Biz” demiş Boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek, “Sarı
    öküz’ü verdiğimiz gün kaybettik bu harbi.”

    Hikayeden anlam çıkaramayacak kadar cahil olan arkadaşlar olursa çekinmeden sorsunlar,ben anlatırım.

    #77419

    Manası bol bu güzel yazı içi teşekkürler…

    #77420

    Rica ederim,okuduğun için ben teşekkür ederim.

4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.