blank
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23703
    ToXiC
    Üye

    ETİĞİN TARİHSEL GELİŞİMİ

    TEK TANRILI DİNLERDE EUTHANASİE HAKKINDAKİ YORUMLARI

    Hz. Musa  Acı çekilmesi gerektiği ve canı ancak tanrının alacağı söylenir. Ötenaziye karşı çıkarlar.
    Hz. İsa  Hastalık ve sağlık Allah’tandır. Sadece Allah’ın can alma yetkisi vardır. Ötenaziye karşı çıkar.
    Hz. Muhammed  Kişinin intahar ettiğinde Allahın yanında aynı acıyla yaşayacağını söyler. İntihar Allah’ın belikediği kadere isyandır. Ötenaziye karşı çıkar.
    Yaşamın kutsallığı korunmalıdır. Yaşam devam etmelidir. Yaşamın sona ermesine sadece Allah karar verebilir. İnsdan canı almaz.
    Ötenazi konusunda tıp hekimliğinde veteriner hekimliğe oranla çok daha büyük sorunlar vardır.

    İlk çağlarda hayvan haklarına riayet edilmiştir.
    İnsanlar zoomorfolojik dönemde hayvanların tanrılaşabileceğine inanmışlardır.
    Hamurabi kanunlarında veteriner hekimin ücreti , eğer veteriner hekim başarısız olursa alcağı ceza bildirilmiştir.
    Hayvan hakları kanunu devletçe desteklenmiştir.
    Hayvanat bahçeleri  Hayvan kolleksiyonu gibi düşünülmelidir. Gezme ve inceleme amaçlıdır.
    Bilgi bahçeleri  İnsanlar burada hayvanları inceler.
    Hipokrat hayvana önem vermez . deneyleri hayvan üzerinde yapar. İnsana uygulayamadıkarını hayvanlara uygular.
    Aristonun HISTORIA ANIMALINIEN diye bir kitabı vardır. Hayvan türlerini burda toplar.
    Eski çağ dünyasında hayvan katliamları vardır.

    ROMA’da ;
    Haftada bir gün tatilidir. Coğrefya büyüktür ve sayısız hayvan türü vardır. Burda büyük hayvanat bahçelerine eşdeğer yerler vardır.
    Arenalar Roma’da büyük yer tutar.
    Eski Yunan’da büyük bilimsel araştırmalar hayvanlar üstünde yapılır.
    Roma hayvanlara saygı açısından günümüze daha yakındır. Fakat arenalar buna ters düşer.
    Hz. İsa’nın merhameti evrenseldir. Ancak hayvanlara yeterli önem verilmemişitir. Aynı şekilde Hz. Musa ‘da yeterli önem vermemiştir.
    Orta çağ batısında siyah renk kediler cadılarla beraber yakılmaktadır. Bunun sonucu olarak büyük bir veba salgını baş gösterir. Çünkü fareleri yok eden kediler yakılmakta ve sayıları azalmaktadır. Daha sonra köpek ve domuzlarda yakılır.
    Bu arada doğuda büyük bir ilerleme başlar. Hz. Muhammed’in hayvan sevgisi çok büyüktür. Kendisinin çok sevdiği erkek bir tekir kedi vardır ve adıda MÜEZZA ‘dır. Arap toplumunda Mısır’dan gelen bir kedi sevgisi vardır. İslam toplumunda bilim ve teknoloji bunun yanında hayvan sevigisi vardır.
    Hz. Musa ve İsa bu konuya o kadar önem vermemiş ve özele inmemişlerdir.
    Batıda kedi yakma yeni çağa kadar devam eder.

    Yeni çağda İslam alemi ötenaziye karşı çıkar. Can alma Allah’ın elindedir.

    Orta Çağda Haatın Kökeni İle İlgli Teoriler

    1. Ovist Teori (Ovizm):
    Erkeğin sperması ve dişinin adtet kanının karıştırılması ile canlı oluşturabileceklerine inanırlar. Orta çağda uzun yıllar bu teori gündemde kalmıştır. Ama mikroparın bulunmasıyla beraber geçerliliğini yitirmiştir. Kadında üreme kabiliyeti vardır. Erkeğin sperması ile uyarılır ve canlı maydana gelir.
    2. Animalist Teori (Animalizm):
    Erkeğin spermasında canlılık vardır. Erkek kadına ihtiyaç duymadan canlı oluşturabilir. Uzun yıllar batının gündeminde kalmıştır. Anne %50 ve baba %50

    Veteriner okulu ilk olarak 1762 ‘ de kurulmuştur.
    VOLTARIRE
    NATURALİZM
    İndan ve hayvan arasında hiçbir fark yoktur.
    İlk ansiklopedi Faransa’da yayınlanır. Burda hayvana övgüler vardır. Fransız toplumu koşullnmaya başlar ve böylece ilk veteriner okulu açılır.

    İnsan ,hayvan , bitki , toprak Tanrı bunların üstündedir.
    İnsan ; en değerli varlıktır. En güzel yaratılmış olandır. Diğerleri onun ihtiyacı için yaratılmıştır. Üstünlük sadece zekadadır. Ancak bu hayvanlara eziyet etme ve soykırıma izin vermez. Bu Voltaire ‘a terstir. Bu görüş naturalist görüşe ters düşer.
    Günümüzde toplumlarda fikirsel hareket yani demokrasi vardır. Burda her canlının dünyada hakkı vardır.
    İnsan her şekilde faydalandığı hayvana karşı yeterli ilgiyi gösterememiştir.
    Osmanlı toplumu hayvansever bir toplumdur. Buna örnek olarak camilerdeki kuş eveleri ve mezarlıklardaki su kaplar verilebilir. Osmanlıda 1900 lerin başında hayvan koruma dernekleri kurulur. Hayvanları koruma cemiyeti belediyeye geniş yetki verir. Hayvana belli bir yük üstünde yük yüklenemez. Köpekler geceleri şehri hakimiyeti altına alır
    1910 ‘da kuduz salgını baş gösterir. Bütün köpekler toplanıp hayırsız adaya götürülmüştür. ( Hayırsı ada katliamı ). Padişaha dilekçe yazılarak köpeklerin geri getirlmesi sağlanmıştır.

    ETİK KONSEYLER
    UNESCO  Hayvan hakları evrensel beyannamesi (1978)

    12,12,2001

    Tek tanrılı dinlerde insanın üstünlüğü kabul ediliyor ancak kendi dışındaki varlıkara eziyet etmekten men ediliyor.

    Kadınlar Feminist görüş vb. akımlarla kendi haklarını elde etmişlerdir.
    Sömürge hakları  20 yy. ‘a doğru kendi haklarına kavuşurlar.
    Hayvanlar  Hayvan hakları ile kendi haklarına kavuşurlar.
    Zenciler  G. Afrika Cumhuriyeti dışında haklarına kavuşmuşlardır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.