1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #2745

    Yaşlı adamın hastalığına çare bulunamayınca,
    kendisine evliya denilen birinin adresini vermişler.
    Söylenenlere göre en ağır hastalar o zatın duasıyla
    iyileşebiliyormuş. İhtiyar adam verilen adresi
    çaresizlik içinde cebine atıp doktorun yanından
    ayrıldığında, sokağın köşesinde simit satan 6 – 7
    yaşlarındaki bir çocuğa rastladı. Çocuk son
    derece masum gözlerle kendisine bakıyor
    ve onu tanıyormuş gibi gülümsüyordu.

    Adam, o yaştaki çocukların tamamen günahsız
    olduğunu düşünerek yoluna devam ederken,
    aniden duruverdi. Simitçinin üzerindeki eski
    tişörtün üzerinde bir “E” harfi yazılıydı. Ve bu
    “E” mutlaka evilyanın “E” si olmalıydı…
    Aradığı evliyaya bu kadar çabuk ulaşmanın
    heyecanıyla yanına gidip bir simit aldıktan sonra;

    – “Doktorlar benim hasta olduğumu söylediler,”
    dedi. “İyileşmem için bana dua eder misin?”

    Çocuk bu teklif karşısında şaşırmışa benziyordu.
    Kafasını olur der gibi sallarken;

    – “Bende sık sık hastalanıyorum,” diye karşılık verdi.
    “Ama dedem, Allaha inananların ölünce yıldızlara
    uçtuklarını ve orada cenneti seyrettiklerini söylüyor.
    Bu yüzden korkmuyorum hastalıklardan.”

    Adam içinin bir anda ferahladığını hissetti. Onun
    soğuktan moraran yanaklarına bir öpücük kondururken ;

    – “Deden çok doğru söylemiş,” dedi.
    “Ama ben yine de yardım istiyorum senden.”

    Çocuk, duasının kıymetini anlamış gibiydi. Karşı
    kaldırımdan geçmekte olan baloncuyu gösterek ;

    – “Size dua edeceğim” diye cevap verdi. “Ama eğer
    iyileşirseniz, bana 10 tane balon alacaksınız , tamam mı?”

    Bu sefer adam başını salladı. Fakat çocuk bu kadar
    büyük bir hazineyi istemekle haksızlık yaptığına
    hükmetmişti. Mahcubiyetten kızaran yanaklarını
    elleriyle örtmeye çalışırken ;

    – “Uçan balon almanıza gerek yok,” diye devam etti.
    “Normalinden 10 tane istemiştim. “

    Adam elini uzatarak çocukla tokalaştı. Anlaşma
    nihayet yapılmış, ayrıntılara geçilmişti. Buna göre
    hastalıktan kurtulması halinde 6 ay sonraki ramazan
    bayramında çocukla buluşacak ve her hangi bir sebeple
    gelemediği takdirde, önceden hazırlanan balonların
    ona ulaşmasını veya postalanmasını sağlayacaktı.

    Adam küçük çocuğun adını ve adresini bir kâğıda
    yazdıktan sonra, başını okşayarak onunla vedalaştı.

    Aradan soğuk bir kış geçip ramazana ulaşıldığında ,
    adamın hastalığından eser bile kalmamıştı. Hayata
    tekrar dönmenin sevinciyle en güzel balonlardan
    bir paket hazırladı ve bayramın ilk gününü iple
    çekerek randevü yerine gitti. küçüklerin cıvıl cıvıl
    kaynaştığı bayram yerindeki diğer simitçiler,
    çocuğu tanımıyordu. Adam onu biraz ilerdeki
    bakkala sorduğunda , dükkân sahibi ;

    – “Ciğerleri hastaydı yavrucağın,” dedi.
    “Geçen hafta aniden ölüverdi.”

    Adam bir anda beyninden vurulmuşa döndü.
    Ve koşar adımlarla orayı terkederken , önüne
    çıkan ilk baloncuya bir tomar para uzatıp;

    – “Şu uçan balonlardan 10 tane istiyorum,” dedi.
    “Çabuk ol, gecikmeden ulaşmalı yerine.”

    Adam, satıcının aceleyle uzattığı balonların iplerini
    birbirine düğümledikten sonra, onları besmeleyle
    gökyüzüne bıraktı. Bayram yerindeki herkes gibi
    baloncu da şaşkındı. Sonunda dayanamayıp ;

    – “Ne yaptığınızı anlayamadım.” dedi.
    “Neden bıraktınız onları öyle?”

    Adam, nazlı nazlı yükselmekte olan balonları
    buğulu gözlerle takip ederken ;

    – “Onları bekleyen küçücük bir dostum var,”
    diye mırıldandı. “Hemde evliya gibi bir dost.
    Balonları adresine postaladım sadece.”

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.