1. Anasayfa
  2. Veterinarium
  3. Veteriner Sağlık Teknikerleri
  4. ŞİNŞİLLA YETİŞTİRİCİLİĞİ ve Şinşillanın Genel Özellikleri
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #17709
    avatar of labvetLabVet
    Üye

    ŞİNŞİLLA YETİŞTİRİCİLİĞİ

    1. Şinşillanın Genel Özellikleri

    Kürk hayvanları arasında en kaliteli ve pahalı kürke sahip olan Şinşillanın anavatanı Güney Amerika’dır. Şinşilla uysal, temiz ve sevimli bir hayvandır.

    Şinşilla sincapa benzemekle birlikte, vücudu daha yuvarlak, kuyruğu ise daha kısa ve az tüylüdür. Ergin bir dişi Şinşillanın canlı ağırlığı yaklaşık 400-600 gram olup, erkek şinşillalardan 50-100 gram daha ağır olurlar. Vücudları 25-30 cm. kuyrukları ise 1020 cm uzunluktadır. Geceleri daha aktif olan şinşillalar gündüzleri genellikle uyurlar. Şinşillanın başı vücuduna oranla çok daha büyüktür. Alt ve üst çenesinde son derece keskin dişlere sahiptir. Gözleri iri, yuvarlak ve siyah renklidir. Kulak uzunluğu yaklaşık 2.5 cm’dir. Ön bacakları beş parmaklı ve çok kısa, arka bacakları ise uzun ve kuvvetlidir. Şinşilla bir fırçaya benzeyen kuyruğunu dengede kalmak için kullanır. Dişi Şinşilla erkeğe göre daha saldırgandır. Şinşillaların yaşama süreleri 12-20 yıl arasında değişmektedir.

    2. Şinşillanın Üreme Özellikleri

    Şinşillalar yıl boyunca kızgınlık gösterebilirler, yani üretilebilirler. Ancak kızgınlığın en yoğun olarak görüldüğü dönem Kasım-Mayıs aylarıdır. Bu dönemde dişi Şinşillalar eğer gebe kalmaz iseler 28-35 gün arayla kızgınlık gösterirler. Şinşillalar üreme hücrelerini doğumlarından 5-6 ay sonra üretmeye başlarlar. Ancak 8-9 aya kadar çiftleşmesine izin verilmemelidir.

    Yüksek bir yavru verimi elde etmek için uygulamada bir erkek 4-6 dişi ile çifleştirilmelidir. Şinşilla yetiştiriciliğine yeni başlayan yetiştiriciler bir erkek ile bir dişi, deneyimli yetiştiriciler ise bir erkek ile birden fazla dişi şeklinde çiftleştirme yöntemini tercih etmelidirler. Şinşillada gebelik süresi yaklaşık 111 gündür. Bir doğumda 2-6 adet yavru doğar. Gebe Şinşillalar, doğum öncesi yuva yapmazlar. Yavrular gözleri açık, dişleri mevcut ve vücutları tüylü şekilde doğarlar. Rahatça hareket etme yeteneğine sahip yavrular bir hafta içerisinde katı yiyecekleri yemeye başlarlar. Fakat yavru Şinşillalar 6 ila 8 haftalık oluncaya kadar sütten kesilmemelidirler. Bu dönemlere kadar canlı ağırlıkları yaklaşık 225-250 grama ulaşır. Sütten kesilen yavrular annelerinden ayrılarak ayrı kafeslere alınırlar. Bir dişi şinşilla 12-15 yıl süreyle damızlıkta kullanılabilmektedir.

    3. Barınak Özellikleri

    Şinşillalar kuru ve soğuk iklimlerden hoşlanırlar. Ani ışık ve ses değişikliklerine karşı çok hassastırlar. Bu nedenle Şinşilla barınakları yerleşim yerlerinden uzak yerlere kurulmalı ve barınak içerisinde sessiz ve sakin ortam sağlanmalıdır. Kürk kalitesi üzerine ışık, sıcaklık ve nem önemli düzeyde etki etmektedir. Bu nedenle Şinşilla barınakları planlanırken bu faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Şinşillalar fazla güneş ışığına ihtiyaç duymazlar. Buna karşın, barınaklarda yeter miktarda pencere ve iyi bir havalandırma tertibatı bulunmalıdır. Barınak içi sıcaklığı damızlık Şinşillalar için 18-22°C, post üretim sürüleri için ise, 8-14°C olmalıdır. Sıcaklığın 5°C’nin altına düşmesi ve 27°C üstüne çıkması hayvanları olumsuz yönde etkilemekte, eğer gerekli önlemler alınmazsa yavru kayıplarına neden olabilmektedir. Şinşilla barınaklarında nisbi nem düzeyinin yaklaşık %55’ler düzeyinde tutulması kürk kalitesini olumlu yönde etkilemektedir.

    Modern yetiştiricilikte Şinşillalar tel kafeslerde barındırılmaktadırlar. Bunun için damızlık şinşilla kafesleri 38x60x30 cm, post üretim sürülerinin kafesleri 30x60x30 cm ölçülerinde olmalıdır. Günümüzde damızlık sürüleri için aile üniteleri şeklinde kafesler yapılmaktadır. Her aile 4 dişi ve 1 erkekten oluşmaktadır. Bu kafes sisteminde dişilerin kafeslerinden ayrılmaları boyunlarına plastik ve metalden yapılmış boyunluklar takılarak önlenmektedir. Tel kafes yapımında 25 mmx12.5 mm x 25 mm veya 19m2 lik galvenize tel örgülü ağlardan yararlanılabilir. şinşilla kafeslerinde kum banyoluğu kesinlikle bulunmalıdır. Şinşilla günde bir kez yaklaşık 10 dakika kadar kum banyosu yaparak kürkünü temizler. Kafes içine pelet ve kuru ot için yemlik, su ihtiyacını temin içinde suluk konulur.

    Otomatik yemleme ve sulama sistemli kafesler de bulunmaktadır. Bu durumda özellikle soğuk iklimlerde sistemin donmasını önleyici tedbirler alınmalıdır. Kafeslere konulan suluk, yemlik ve banyolukların kenarları keskin olmamalıdır. Uygulamada 5-6 katlı bateri kafesler daha çok tercih edilmekte, üst üste gelen her kafesin arasına üstten düşen dışkının toplanması için kenarları 5 cm kadar yükseklikte sürgülü metal bir tabla konmalıdır. En alttaki kafes yerden 30 cm yükseklikte olmalı ve kafeslerin arasında 5 cm aralık olmalıdır.

    4. Şinşillaların Yemlenme ve Beslenmeleri

    Şinşillalar ticari yetiştiricilikte özel olarak hazırlanan pelet yemlerle beslenirler. Şinşillalara verilecek günlük pelet yem miktarı yaklaşık 20-39 gr (1-2 yemek kaşığı) kadardır. Pelet yemin yanı sıra Şinşillalara keten tohumu, ayçiçeği tohumu, taze yeşil yemler, kuru otlar, havuç, pancar ve bazı meyvalar da verilebilir. Ancak lahana kıvırcık ve marul gibi gaz yapıcı bazı sebzeler hayvanda gaz oluşturmaları nedeniyle ani kayıplara neden olabilir. Verilen yemlerde değişiklik yapılacak ise, yeni verilecek yem aniden değilde alıştırılarak verilmelidir.

    Şinşillalar yemlerini genellikle akşam üstü veya gece yerler. Bu nedenle yemler, hergün aynı saatte verilmeli ve hayvanın günlük ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmalıdır. Diğer bir yemleme şekli ise gündüzleri serbest olarak Şinşillanın önünde kuru ot bulundurmak, geceleri ise 20 gr kadar fabrika yemi vermektir. Araştırmalar, Şinşilla rasyonlarında pelet yemlere göre kuru ot, tahıl ve taze yeşil yemlerin kullanılmasının daha ekonomik olacağını göstermiştir. Kış aylarında Şinşillalara kuru ot, tahıl, havuç, ağaçların ince kabuk, dal ve sürgünleri ile birlikte tuz ve mineraller verilmelidir. Mayısta yem karmasına yeşil yemde ilave edilir. Verilen yem karışımının %20 sellüloz içermesi kabızlığı önlemektedir. Yine tüy dökülmesini önlemek amacıyla, Şinşilla başına günlük, minimum 0.1-0.4 miligram B1 vitamini verilmelidir. Şinşilla yetiştiriciliğinde doğan yavruların beslenmeleri de son derece önemlidir. Anne sütü yetersiz veya anne doğum sırasında ölmüş ise, yavruya bire bir oranında sulandırılmış süt tozu bir damlalık yardımıyla ilk günler 2’şer saat aralıklarla verilmelidir. Hayvanların önünde içebildiği kadar temiz su sürekli olarak bulundurulmalıdır.

    5. Sağlık Koruma ve Hastalıklar

    Şinşillalar hastalıklara karşı dirençli hayvanlardır. Bununla beraber yem, temizlik ve barınak koşullarının yeterli olmaması, önemli sağlık sorunlarına da yol açabilmektedir. Şinşillarda postu oluşturan tüyler son derece sık olduklarından vücutlarında genellikle parazit barındırmazlar. Hastalık belirtileri genel olarak, yem tüketiminde azalma, gözlerde sulanma, dışkı atımında azalma şeklinde görülür. Şinşillalarda genel olarak solunum yolu, mide ve bağırsak, orta kulak iltihabı, meme ve üreme organlarına ilişkin hastalıklar görülmektedir. Diş taşlarının sürekli olarak kafeslerde bulunması hayvanların sağlığı açısından önemlidir.

    6. Şinşilla Kürkünün Özellikleri ve Post Elde Edilmesi

    Şinşilla kürkü kül-sarımtırak veya gümüşi renktedir. Kürk çok sıkı olup tüy uzunlukları 1.5-2 cm arasındadır ve post üzerinde dik açı oluşturacak şekilde dururlar. En kaliteli kürklerde tüy uçları çelik mavisi gri renktedir. Şinşilla postunun yüzülmesi için en uygun yaş besleme ve geliştirme düzeyine göre değişmekle birlikte doğumdan sonraki 10-14’üncü aylardır. Kesim yapılırken ilk önce ön ve arka ayakları ile kuyruk kısmı kesilir. Daha sonra deri, karından baş ucuna kadar ve arka ayakları da iç kısmının ortasından kesilerek post vücuttan çıkartılır. Yüzme işlemi uygulanırken posta herhangi bir zarar vermeden, düzgün bir şekilde çıkartılmasına dikkat edilmelidir. Yüzme işleminin tamamlanmasından sonra post kurutmaya alınmalıdır. Bu işlemde kurutma tahtaları tercih edilmeli ve postun tüylü kısmı tahtaya gelecek şekilde gerdirilerek asılmalıdır. Kurutma işlemi iyi havalandırılabilen odalarda 4 ila 5 gün süreyle devam etmeli, kurutma sürecince oda içi sıcaklığı 10-16°C, nisbi nemi ise %55 civarında olmalıdır. Kurutma işleminin tamamlanmasından sonra kurutma tahtalarından çıkartılan postlar deri deriye gelecek şekilde dizilerek 4 ila 5°C sıcaklığa ve düşük rutubete sahip odalarda saklanmalıdır.

    7. Damızlık Temini ve Postların Pazarlanması

    Günümüzde çiftlik şartlarında modern Şinşilla üretimi, Güney ve Kuzey Amerika, Afrika ve Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilmekte ve yetiştiriciliği hızla yayılmaktadır. Şinşilla postu üretimi ülkemiz için de çok yeni bir yetiştiricilik dalı olup, bu konuda halihazırda birkaç firma faaliyet göstermektedir. Bununla birlikte bu üretim kolunun yakın gelecekte önemli düzeyde gelişme gösterecektir. Şinşilla yetiştiriciliği yapmak isteyen ve yetiştiricilerin damızlık yemi, yetiştiricilik, postların elde edilmesi, tabaklanması ve pazarlanması gibi konularda bilgi edinmek için bulundukları bölgelerdeki Tarım İl ve İlçe müdürlüklerine veya üniversitelerdeki ilgili fakültelere başvurmaları daha bilinçli bir şekilde şinşilla yetiştiriciliğine başlamalarına ve kârlı bir üretim yapmalarına yardımcı olacaktır.

    TİCARİ YUMURTA TAVUKÇULUĞU

    Yumurta; insan, özellikle çocuk beslenmesinde içerdiği besin maddeleri açısından önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle hayvancılıkta ticari yumurta tavukçuluğu önemli bir sektör halini almıştır.

    Dünyada ve ülkemizde ticari yumurta üretimi artık kafes tavukçuluğu tarzında yapılmaktadır. Bu gelişmede rol oynayan etkenlerin başında kafes sisteminde iş gücü gereksiniminin azalması, hastalıkların daha iyi kontrol altına alınması, altlık sorununun ortadan kalkması ve bu sistemde tavukları yönetmedeki kolaylık gelmektedir.

    Dünyadaki ticari yumurta tavukçuluğunun yaklaşık yüzde 70’i kafeslerde yapılmaktadır. A.B.D. de bu oran yüzde 90’a ulaşırken ülkemizdeki ticari yumurta tavukçuluğu da hemen hemen aynı oranda ve kafeslerde yapılmaktadır.

    Kafes tavukçuluğunun giderek başarı kazanan bir yetiştirme sistemi haline gelmesi tavuğun kafes koşullarına büyük ölçüde adapte olabilmesine bağlıdır.

    Günümüzde üretilen ticari yumurtacı hibritler genel olarak 3’e ayrılmaktadır. Bunlar;

    — Beyaz yumurtacı, normal yapılı, Leghorn tipi

    — Beyaz yumurtacı, cüce geni taşıyan, mini Leghorn

    — Kahverengi yumurtacı, orta yapılı tavuklardır.

    Bunlardan mini leghornlar piyasaya henüz yeni girmektedir. Diğer iki tip beyaz ve kahverengi yumurtacılar ise en yaygın olanlarıdır.

    Kafeste ticari yumurta tavuğu yetiştiriciliği için civciv ve piliç büyütme; altlık, ızgara veya bunların kombinasyonları üzerinde yapılabileceği gibi civcivler daha ilk günden itibaren kafeslerde de büyütülebilirler.

    Civcivlerin kafeste büyütülmeleri sırasında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri ısıtmadır. Bunun için civcivlerin konulduğu kafes üst bölmeleri üzerine belirli aralıklarla, radyantlar konulur ve bunların seviyeleri sıcaklık isteğine göre ayarlanabilir. Civcivler büyüdükçe alt katlara aktarılarak yerleri genişletilir. Kafes boyutları imalatçı firmaya göre değişmekle birlikte genelde genişlik 48 cm; derinlik 46 cm, yükseklik 44 cm’dir. O halde, ticari bir kafesin taban alanı 2208 cm2’dir. Buna göre bir kafes gözüne 5 ila 6 adet, beyaz yumurtacı 4 ile 5 adet de kahverengi yumurtacı orta boy tavuk konulması uygundur. Ancak bir kafes gözüne konacak tavuk sayısını belirlerken sadece kafes alanını dikkate almak yeterli olmamaktadır. Bunun yanı sıra yemlik yeterli olmamaktadır. Bunun yanı sıra yemlik uzunluğu kafesin kaç kat olduğu, ışıklandırma programı, kümes boyutları, damla tipi suluk adeti v.b. bir çok faktör dikkate alınmalıdır.

    Yumurta üretim işletmelerinde mutlaka kayıt tutulmalıdır. Bir tavuk çiftçiliğinde veya işletmesinde herhangi bir konuya, ilişkin, sağlıklı bir karar verilebilmesi için öncelikle kayıtlara gereksinim vardır. Tutulan kayıtlar üzerinde gerekli hesaplamalar yapılarak performansa ilişkin ölçütler belirlenir. Örneğin: bir yumurta tavuğu işletmesinde yumurta verimi, yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ölüm oranı gibi ölçütler saptanır. Sürünün performansını gösteren, bu ölçütler standartlarla karşılaştırılarak tavukların durumu hakkında, fikir edinilir.

    Yumurtacı işletmelerde, günlük ve haftalık ile yumurtlama devresi sonunda hazırlanan sürü özeti olmak üzere değişik tipte kayıtlar tutulur. Kayıtlar, şu bilgileri içermelidir. Sürü büyüklüğü, yumurta sayısı, yem tüketimi ve verilen yem miktarı, ölüm oranı, yaş, sağlık durumu, sıcaklık, tavukların ortalama ağırlığı, grit miktarı ve 2. sınıf yumurta sayısıdır. Bu bilgiler haftalık kayıt kartlarına günlük olarak işlenmelidir. Işıklandırma programı, aşı, ilaç, yumurta fiyatları gibi, değişken bilgiler düşünceler kısmına kaydedilir.

    Civciv ve Piliçlerin Beslenme ve Yemlenmesi

    Civcivler kümese ulaşınca önünde taze ılık su mutlaka hazır bulundurulmalıdır.

    Yumurtlayan bir tavuğun geçirdiği hayat devreleri gözden geçirilecek olursa 21 günlük embriyonal gelişme devresinden sonra yumurtadan çıkmasıyla başlar. 0 ila 6 haftalık dönem civciv 6 ila 20 haftalık dönem piliç 20 ile 70-80 haftalık dönem yumurtlama devresi olarak adlandırılır. 20 haftalık yaşa erişen piliç cinsel olgunluğunu tamamlayarak yumurta üretimine geçer ve ergin tavuk adını alır. Yumurtlama devresi yaklaşık 1 yıl sürer daha sonra ya reforme tavuk olarak elden çıkarılır, ya da 50 ila 60 haftalık yaşta, yapay tüy dökümüne sokularak ikinci verim yılı için elde tutulur.

    Piliç Büyütmede Amaç ve Kural

    Piliç büyütmede yüksek verimli ve istenen kalitede yumurta ve de üniform yapıda bir sürü elde etmek için piliçlerin cinsi olgunluğuna istenen yaş ve canlı ağırlıkta erişmelerinin sağlanması gerekir. Piliçlerin istenen yaş ve canlı ağırlıkta, cinsel olgunluğa erişmelerini sağlamak için sınırlı yemleme ve ışık kontrolü uygulanır.

    Civciv ve Piliç Büyütme Yöntemleri

    Günümüzde uygulanan 3 türlü civciv ve piliç büyütme yöntemi vardır. Bunlardan; Birinci Yöntem batılı ticari tavuk işletmeleri tarafından yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu yönteme göre 6 veya 8 haftaya kadar kaliteli ve kırıntı formdaki civciv başlatma yemi ile beslenmekte hızlı bir vücut gelişimi sağlanmaktadır. Daha sonraki 8 ila 20. haftalar arasında sınırlı yemleme uygulanarak piliçlerin büyüme ve gelişme hızları kesilmektedir. Bu amaçla 8 ile 20. haftalar arasında piliçlere büyütme yemi verilir.

    İkinci yönteme göre 1 günlük civcivler 20 haftalık yaştaki cinsel olgunluğa kadar sabit bir yemle beslenmektedir. Bu uygulama sonrasında piliçler yumurtlama noktasına daha üniform bir şekilde erişmekte olup verim devresindeki performansları da iyi olmaktadır. Bunun yanı sıra düşük proteinli yemler kullanıldığından yem maliyeti düşmektedir. Ancak bu tip yemleme programlarının başarıyla uygulanabilmesi için, büyütme yapılan kümeslerin penceresiz tipte olması gerekmektedir. Çünkü proteini düşük yem verilmesi piliçlerde kanibalizme yol açmaktadır. Bu program erken gelişen yumurtacı piliçler için önerilmez. Çünkü belirli bir vücut büyüklüğüne erişmeden cinsel olgunluğa ulaştıklarından yumurtaları küçük olmaktadır.

    Üçüncü yöntem ise şu şekilde açıklanabilir. Erken gelişen yumurtacı soylar için en uygun büyütme programı, civcivlere ilk 6 ile 8 haftaya kadar besin maddece daha yoğun bir civciv başlatma yemi verilerek iyi bir iskelet ve vücut yapısına sahip olmalarının sağlanmasıdır. Daha sonra büyütme hızı, yumurtlama noktasına 2 ile 3 hafta kalana kadar sınırlı yemleme uygulanarak durdurulur. Piliç devresinin son 2 ile 3. haftasında piliçlere daha kaliteli ve besin maddece daha yoğun büyütme yemi ya da yüzde 1 kalsiyum içeren yumurta yemi verilmelidir.

    Ticari yumurta tavukçuluğunda tavukların değişik hayat devrelerinde değişik tipte yemler verilerek daha verimli bir yetiştiricilik için şarttır.

    Yumurtacı Piliç ve Tavuklarda Örnek Bir Aşı Programı Şu Şekildedir;

    Yaş Aşının Cinsi Aşılama Yöntemi

    1.Gün Marek İntramuscular

    Enfeksiyöz Bronşit Göz Damlası

    7.Gün New Castle Sprey, İçme Suyu

    8 ile 14.Gün Gumboro İçme Suyu

    7. Hafta New Castle Burun, Göz Damla,

    İçme Suyu, Sprey

    12. Hafta Avian Ensephalomyelitis Kanat Zarı,

    Göz Damlası

    Fowl Pox (Tavuk Çiçeği) İçme Suyu

    İnfeksiyöz Laryngotrachitis

    16. Hafta New Castle Burun,

    Göz Damlası

    İçme Suyu

    Sprey

    Enfeksiyöz Bronşit İçme Suyu

    Reovirus Göz Damlası

    İntramuscular

    Egg Drop Sendrom 76 İntramuscular

    Civciv Başlatma Yemi

    Civciv başlatma yemi 6 veya 8. haftaya kadar verilen yemdir. Bu devrede hiçbir şekilde sınırlı yemleme uygulanmaz, serbest yemleme uygulanmalıdır ve yerleşim sıklığının normal olmasına dikkat edilmelidir. Civciv başlatma yeminde Metabolik Enerji 2900 kkal/kg olması önerilir. Buna uygun enerji protein oranı ise 153’dür.

    Piliç Büyütme ve Geliştirme Yemleri

    Piliç büyütme yemi 6. veya 8. haftadan itibaren uygulanan büyütme yöntemine bağlı olarak, ya 17. haftaya kadar yada 20. haftaya yani yumurtlama noktasına kadar verilen yemdir. Piliç devresi piliçlerde büyüme hızının genel olarak düştüğü devredir. Bu nedenle daha düşük oranda protein verilir. Protein düzeyi yüzde 14’e düşürülür.

    Yumurtacı Piliçlerde Sınırlı Yemleme

    Beyaz yumurtacı hibritler için sınırlı yemleme çok önerilmezken kahverengi hibritlerde sık sık rastlanan bir uygulama görülür. Çünkü kahverengi yumurtacı hibritler daha hızlı büyüme eğilimi gösterirler. Kahverengi yumurtacı piliçlerle yürütülen bir sınırlı yemleme çalışmasında haftada 2 gün aç bırakma yöntemi ile her gün yem sınırlaması yöntemleri uygulanmıştır. Bu uygulama sonrasında her gün sınırlı düzeyde yemleme ile haftada 2 gün aç bırakma yöntemleri serbest yemlemeye göre cinsel olgunluk yaşını 8 ile 9 gün geciktirmişlerdir. Sonuç olarak sınırlı yemleme ticari piliç yetiştiricileri için ekonomik yarar sağlayan bir yemleme tekniği denilebilir.

    Ticari Yumurta Tavuklarının Beslenmesi ve Yemlenmesi

    Yumurta tavuklarının yemlenmesi, piliç devresindeki yemlemenin devamı niteliğinde olup, buna yumurtlamaya başlayan tavukların ekstra gereksinimlerinin eklenmesi gerekir. Piliç devresinden yumurtlama devresine geçişte bazı değişikliklerin yapılması zorunludur. Bu değişiklikleri şu şekilde ifade edebiliriz;

    —Yerde veya kafeste büyütülen piliçlerin esas yumurtlama kafeslerine aktarılması,

    —Günlük ışık süresinin uzatılması,

    —Büyütme yeminden yumurta yemine geçilmesi,

    —Yemdeki kalsiyum miktarının arttırılmasıdır.

    Tavukların yumurtlamaya başlamalarıyla beraber giderek artan yem tüketimlerinden dolayı yumurta tavuklarının ilk yumurtlamadan itibaren serbest olarak yemlenmeleri gerekir.

    Yumurta tavuklarının günlük yem tüketimini belirleyen en önemli faktörler yemin enerji içeriği ile çevre sıcaklığıdır. Ayrıca yumurtacı soy veya hat, canlı ağırlık, tüylenme, stresler ve aktivite de günlük yem tüketimini belirleyen diğer faktörlerdir.

    Aşamalı Yemleme

    Aşamalı yemleme, tavukların yumurtlama devresi boyunca protein düzeyleri bakımından farklı yemlerle beslenmeleridir. Aşamalı yemlemenin amacı hayvanların büyüme ve fizyolojik durumlarına göre protein gereksinimlerini tam olarak karşılamaya çalışmaktır.

    Yumurtlama devresi incelendiğinde tavuklarda en yüksek verim yani pik düzeyine kadar geçen 7 ile 9 haftada yumurta veriminin hızla arttığı ve normalde yüzde 90’ın üzerine çıktığı görülür. Bu devrede yumurtalar hızla ağırlaşır. Ancak pik düzeye eriştikten sonra yumurta verimi azalmaya başlar. Buna karşılık canlı ağırlık ve yumurta ağırlığı artmaya devam eder. Tavuklardaki bu değişimlere bağlı olarak protein gereksinimleri de değişme gösterir. Bunun için verim devresinin sonuna doğru protein düzeyinin aşamalı olarak düşünülmesi gerekir. Protein düzeyinin sabit kalması halinde, tavukların yem tüketimleri arttığından gereksiz yere daha fazla protein tüketeceklerdir.

    Aşamalı yemlemeyi; yem tüketimini azaltmak ve yumurtanın büyümesini engellemek için uygularız.

    Yumurtanın büyümesini engellemek şu açıdan önemlidir. Ülkemizdeki gibi yumurtanın büyüklüğüne göre pazarlanamadığı piyasalarda büyük yumurta üretmek çoğu zaman ekonomik değildir. Ayrıca büyük yumurtaların taşıma ve depolanması sırasında kırık-çatlak oranı da artmaktadır.

    Aşamalı yemlemeyle protein düzeyinin düşünülmesini her zaman önermek olası değildir. Çünkü protein düzeyinin düşürülmesi; mevsime, yaşa, verim düzeyine ve yemin enerji içeriğine de bağlıdır. Aşamalı yemlemede yumurtlama periyodu 30’ar veya 20’şer haftalık devrelere ayrılabilir. İlk Aşamada bir tavuğun günlük protein gereksinimi 18 gram olursa, üç aşamalı yemleme programına göre 2. ve 3. aşamalarda sırasıyla 17 ve 16 gram olur. Bu durumda Örneğin ortalama günlük 116 gram yem tüketimi için 1., 2. ve 3. aşamalarda rasyonların protein düzeyleri sırasıyla yüzde 15.5, yüzde 14.7 ve yüzde 14 olması gerekir.

    Ancak bu açıklamaların tamamı pratik bilgi niteliğinde olup, uygulamada her sürünün kendi özellikleri ve ona ait damızlıkçı firma standartlarının göz önünde tutulması gerekir.

    Ticari Yumurta Tavuklarının Kalsiyum, Fosfor ve Sodyum Gereksinimi

    Mineraller içerisinde kalsiyum ve fosfor, yumurta tavukları için çok önemlidir. Tavuk yumurtladığı her yumurta kabuğu ile beraber 2 gramı aşkın kalsiyumu vücudundan dışarı atar. Kalsiyum gereksinimi yumurtlama periyodunun devrelerine göre önemli ölçüde değişim gösterir. Yumurtlama devresinin başında yemin yüzde 3.75’i olarak önerilen kalsiyum, daha sonraları günde miligram cinsinden 3750 ile 4000 ve en son olarak da 4250 miligram olarak önerilmektedir. Yumurtlama devresinin sonuna doğru kalsiyum gereksiniminin artmasının bazı nedenleri vardır. Bunlardan biri, yumurtanın irileşmesi sonucu kabuk ağırlığının artması, diğeri ise, tavuğun yaşlanma nedeniyle kalsiyumu sentezleme gücünün azalmasıdır. Bu yaştaki yaşlı tavuklarda tavuğun kabuğu sentezleme yeteneği azaldığından, kabuk kalitesi bozulmakta, ince kabuklu ve kırık-çatlak yumurta oranında artış olmaktadır.

    Fosfor ise özellikle sıcak havalarda üzerinde durulması gereken minerallerden biridir. Fosfor eksikliğinde sıcak havalarda kendini gösteren; kanibalizm, kafes yorgunluğu, yağlı karaciğer ve iskelet oluşumunda zayıflık gibi problemler ortaya çıkar. Fosfor gereksinimi yumurtlama periyodunun başında rasyonun yüzde 0.50’si kadar iken bu periyodun sonunda 300 mg/gün’e düşmektedir.

    Yumurta tavuklarında sodyum gereksinimi ise rasyonun yüzde 0.15’i kadar olmalıdır. Rasyona bu amaçla yüzde 0.25 düzeyinde tuz katılması sodyum gereksinimini karşılamak için yeterli olacaktır.

    Yumurta Tavuklarının Yaz Sıcağında Beslenmesi

    Sıcaklık stresinin tavuklar üzerindeki olumsuz etkisi öteden beri bilinmektedir.

    Sıcaklığın +30 dereceye çıkmasıyla yem tüketimi de düşmektedir. Yem tüketimi azaldığından yemde bulunan protein, aminoasitler, kalsiyum, fosfor, vitamin, mineral premiksleri ve hatta diğer antibiyotiklerinde alımında azalma olacaktır.

    Sıcak stresinin olumsuz etkilerini azaltmak için bazı önlemler alınmalıdır. Bu önemleri şu şekilde açıklayabiliriz;

    —Yazın verilen yemlere yağ katılarak yağlardan gelen enerjinin oranı artırılmalıdır.

    —Yeme vitamin C katılmalıdır.

    —Yeme Amonyum klorit katılmalıdır

    —Tavuklara yazın soğuksu verilmelidir.

    —Tavukların gece ve sabahın erken saatlerinde yem yemeleri sağlanmalıdır.

    —Pelet formda yem kullanılmalıdır.

    —Yemin metabolik enerji değeri 2800’ün üzerine çıkarılmamalıdır. Çünkü aşırı enerji yem tüketimini azaltır.

    Yumurta Tavuklarına Grit Verilmesi

    Kafeste yetiştirilen yumurta tavuklarına grit verilmesi yumurta verimini olumlu yönde etkiler. Yumurta tavukları için biraz iri taneli 3 ile 5 mm büyüklükte gritin tavuk başına haftada 2.2 gram verilmesi yeterlidir. Grit bir defada verilir ve önerilen miktardan fazla verilmez. Grit mutlaka yem üzerine serpilerek verilmeli asla yalnız verilmemelidir.

    Yumurtacı Tavuklarda Aşı Programları

    Aşılamada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunlar şu şekilde ifade edilebilir;

    —Aşı üreten firmaların talimatlarına uyulmalıdır.

    —Bayat aşılar kullanılmamalıdır.

    —Aşılamadan artan aşılar ikinci kez kullanılmamalıdır.

    —Aşı zamanı, aşının adı ve stok numarası günlük kayıt kartına yazılmalıdır.

    —Laryngotrachitis dışında hiçbir aşı hasta hayvanlara uygulanmamalıdır.

    —Yumurtacı sürülerde ilgili antijen veya antikor testleri sistematik olarak yapılarak sürünün bağışıklık düzeyi izlenmelidir.

    MERA HİNDİCİLİĞİ

    Yeni bin yılda dünyada nüfus hızla artmakta, dolayısıyla et ihtiyacı da artmaktadır. Türkiye’de kırmızı etin ekonomik olarak pahalı olması, beyaz etin ön plana çıkmasını sağlamıştır. Hindi eti ülkemizin et ihtiyacını karşılamada alternatif et kaynağı olarak görülebilir. Ülkemizde hindi yetiştiriciliğini Devlet kurumları üstlenmiş durumdadır. Fakat son yıllarda özel sektör bu konuda büyük yatırımlar yapmıştır.

    Hindilerin diğer kanatlılara göre birçok avantajından dolayı dünyada gelişmiş ülkeler bu et kaynağına büyük önem vermektedir. Hindiler diğer kanatlıların değerlendiremeyeceği gıdaları değerlendirebilirler. Eti daha ucuza mal edilir. 1,5 ile 2 aylık olduktan sonra meraya çıkabilir, her türlü ot ve böcekle beslenebilirler. Kanatlı etlerinin en kaliteli kısmı olan göğüs ve butlardaki et miktarı diğer kanatlılardan daha fazladır. Hindi kümes hayvanları içerisinde yemi ete çevirme yönüyle birinci durumdadır. Eti çok lezzetli olup kolesterol oranı çok düşüktür. Hindi gelecek yıllarda gerek kalitesi gerekse ürünlerinin çeşitliliği ile kırmızı ete en büyük alternatif olacaktır.

    Dünyadaki hindi ırklarını başlıca 5 grupta toplayabiliriz. Bunlar; Bronz Hindi ırkları, Siyah Hindi Irkları, Beyaz Hindi Irkları, Sarı Hindi Irkları ve Hibrit ırklardır.

    Ülkemizde mera hindiciliği Amerikan Bronz Hindi ırkları ile yapılmaktadır. Amerikan Bronz Hindi ırkının Orijini Amerika olup bu ırkın en büyük özelliği geniş göğüslü olmasıdır. Altı ayın sonunda erkekler 11 ile 12 kg canlı ağırlığa, dişilerse 8 ile 9 kg canlı ağırlığa ulaşır. Genellikle 28 haftada cinsi olgunluğa erişirler.

    Amerikan Bronz Hindi ırklarında uçma tüyleri beyaz, çizgili siyah, kuyruk tüyleri beyaz, kenarlı siyahtır. Bu ırkın Amerika dahil hiçbir ülkede saf orijini kalmamış olup, yurdumuzda hindi üretme istasyonlarında bu ırkın melezleri ile üretim yapılmaktadır.

    Mera hindiciliğinin, besiye alınarak yapılan hindiciliğe göre bir çok avantajı vardır. Ülkemizin hemen hemen her yerinde yetiştirilebilir olması ve ülkemiz çiftçi yapısının uygunluğu gibi bir çok avantaj bu yetiştirme dalını cazip hale getirecektir.

    Mera hindiciliğinde hayvanlar çok kısa bir süre kümeste büyütüldükten sonra meraya çıkarıldıkları için yem masraflarından büyük bir tasarruf sağlanmaktadır. Hayvanlar merada böcekler ve bitkilerin değişik kısımları ile beslendikleri için gerekli olan enerji ve proteini büyük bir oranda karşılayabileceklerdir. Hayvanların merada ihtiyacı olan enerji ve proteini karşılamalarında meranın kalitesinin de büyük rolü vardır. Ancak mera şartlarında hindiler için gerekli olan protein ve enerji ihtiyaçları tam olarak karşılanamadığı durumlarda hayvanlara kümeste mutlaka yem verilmelidir. Yem hayvanlara merada da verilebilir. Ayrıca hayvanlar açık havada daha sağlıklı büyüyeceklerdir.

    Ülkemizde çiftçilerimiz genellikle mera şartlarına göre hindi üretimi yaptıklarından, kümesler palaz döneminde önem kazanmaktadır. Kümes hayvanları içerisinde en hassas olanı hindilerdir. Hindicilik yapılacak mükes kapalı olmalı ve aydınlatması, ısıtılması yeterli olmalıdır. Kümes tabanlarının 100 ile 150 hindi palazını alacak şekilde bölünmesi, altlarına 8 ile 12 cm, kalın çam talaşı serilmesi gerekmektedir. Isı miktarı 35°C’den başlayıp her hafta 1°C düşürülmelidir. Havalandırma tek taraflı olmalı, palazlar hava cereyanından korunmalıdırlar. Palazlar büyüdükçe yerleri genişletilmelidir.

    Hindi palazları ana makinalarında da büyütülebilirler. Bu makinalarda maksimum 2 ile 3 hafta da yavaş yavaş meraya alıştırılırlar.

    Kümes tavanı sıcak ve soğuğa karşı tecritli olmalı, çatı muntazam olmalı, kümes yüksekliği yerden 2 ile 2.5 m olmalıdır. Duvarların içi ve dışı sıvalı olmalıdır. Palazlar kümese gelmeden önce kümes kireçle badana edilmeli, temizlik yapılmalıdır. Dezenfektanlarla kümesin tabanı, duvarları ve tavanı dezenfekte edilmelidir. Kümeste kullanılacak her türlü malzeme temizlenerek dezenfekte edilmelidir.

    Kümes percereleri çift taraflı, telle kapalı, açılık kapanabilir olmalı, aydınlatma için yeterli miktar ve büyüklükte olmalıdır.

    Haftalara göre yemlik ve suluk miktarları şu şekildedir;

    Yaş 1 Palaz İçin Y 1 Palaz İçin

    Yemlik Uzunluğu Suluk Uzunluğu

    1-2 Hafta 5 cm 1 cm

    3-4 Hafta 8 cm 2 cm

    5-6 Hafta 10 cm 3 cm

    6-12 Hafta 12 cm 4 cm

    17-24 Hafta 15 cm 5 cm

    Altlık olarak talaş, sap, kuru ot gibi nemi çeken materyaller kullanılabilir. Kalın rende talaşı kullanılması tavsiye edilmektedir. Kümes tabanına 8 ile 12 cm kalınlıkta talaş serilmeli ve kirlendikçe veya ıslandıkça yenisi ile değiştirilmelidir. Kullanılacak altlık Küflü ve nemli olmamalıdır.

    Aydınlatma ampül veya florosanla olabilir. 60 watlık bir ampül 15 m2’lik kümes tabanına gelecek şekilde hesaplanmalı, yerden yüksekliğinin 2 m olması sağlanmalıdır.

    Palazları almadan 1 gün önce ısıtıcılar çalıştırılmalı ve kümes ısısı 35°C’de tutulmalıdır ve bu ısı her hafta 1 ile 2°C düşürülmelidir.

    Kümesin yerleşim merkezinin dışında, meraya yakın olmasına dikkat edilmelidir. Kümes alanı 100 ile 150 palaz alacak şekilde bölmelere ayrılmalıdır. Aksi halde bir yığılma halinde ölümler fazla olacaktır.

    Kümes bölümlerine yeteri kadar suluk ve yemlik konulmalıdır. Başlangıçta 1cm suluk ve yemlik 1 palaz için yeterlidir.

    Hindilere verilecek yemlerin protein ve enerji içerikleri şu şekildedir.

    Yem Çeşidi Ham Enerji Yemin Verilme

    Protein % (ME) Yaşı

    Hindi Palaz Yemi 28 2800 0 ile 8 hafta

    Hindi Palaz

    Büyütme Yemi 21 3100 9 ile 16 hafta

    Hindi Besi

    Yemi 16 3300 Satışa Kadar

    Hindi palazları 1,5 ile 2 aylık olduktan sonra meraya çıkarılabilirler. Palazlar geliştikten ve hindi olduktan sonra dahi merada ne kadar yayılırsa yayılsın hindilere akşamları mutlaka yem takviyesi yapılmalıdır. Hindiler arazide beslendiklerinde mutlaka yakınlarında temiz su kaynakları bulunmalıdır. Hindi palazlarının ilk iki aylık dönemde mutlaka hindi palaz yemi ile beslenmesi gerekmektedir. Çünkü palazların bu dönemde vücut gelişimi çok hızlıdır.

    Hindi palazlarında ışıklandırma çok önemlidir. Üretici, palazları aldıktan sonra 1 hafta süreyle 24 saat kümes ışıklandırılmalıdır. 2. haftadan itibaren her hafta 1 saat azaltılarak normal gün ışığına getirilmelidir.

    Palazların içme sularına ilk 3 gün suyu hafif tatlandıracak kadar toz şeker ve eritrom toz verilmelidir. Ayrıca hindi palazlarına 15 günde 1 yağda eriyen vitaminler 15 günde bir de suda eriyen vitaminler dönüşümlü olarak verilirse hayvanlar daha sağlıklı gelişirler. Merada hayvanlar için doğal gölgelikler, yoksa suni gölgelikler tesis edilmelidir. Kesime 15 ile 20 gün kala hindiler kapalı bir yere alınarak kesif yemle beslenmelidirler. Bu dönemde hayvanlara kırdırılmış mısırda verilebilir. Bu yemler etin kalitesini artırır, kesimde etin sarımtırak beyaz olmasını sağlar.

    Hindilere uygulanacak örnek bir Aşı Programı şu şekildedir;

    1. Gün Newcastle H.B-1 (Suya karıştırılır.)

    7. Gün S.H.S (İçme sularına Karıştırılır)

    14. Gün Newcastle Lasota (İçme sularına Karıştırılır.)

    6. Hafta Hindi Çiçek Aşısı (Derialtına Yapılır)

    8. Hafta S.H.S (İçme sularına Karıştırılır)

    10. Hafta Newcastle Lasota (İçme sularına Karıştırılır)

    Bu aşılar 1000’er dozluk olup mutlaka yapılması gerekmektedir.

    Yetiştiricilikte esas kaide; hayvanları daima sıhhatli canlı tutmaktır. Mühim olan hastalık gelmeden gerekli önlemleri almaktır. Bunun için şu tedbirler alınmalıdır; Anaç ve palazlar ayrı kümeslerde beslenmelidir. Hindi yetiştirilecek bölgede başka hiçbir kanatlı hayvan olmamalıdır. Kümeste kullanılan suluk, yemlik ve diğer alet ve malzemeler dezenfekte edilmelidir. Yataklıklar temiz ve kuru olmalıdır. Temiz yem kullanılmalı, küflü ve bayat yem kullanılmamalıdır. Kümeslere kapasitenin üzerinde hayvan konmamalı, koruyucu aşıları zamanında yapılmalıdır. Kümeste hastalık görüldüğünde veteriner kontrolünde tedavi edilmelidir. Zaman zaman sularına koruyucu olarak vitamin veya antibiyotik türü ilaçlar verilmelidir.

    Hindi palazları çok hassas olup en ufak ihmalde çeşitli hastalıklar ve ölümler görülebilir. Düzensiz ısı nedeniyle sık sık ishal olurlar. Bu ishallerde neoterramicin veya neomix 325 türü ilaçlar içme suyuna karıştırılarak verilmelidir.

    ETLİK PİLİÇ YETİŞTİRİCİLİĞİ

    Günümüzde tavukçuluk, sektörde büyük bir endüstri haline gelmiştir. Entansif yetiştirme ve artan otomasyon sayesinde, küçük bir alanda çok sayıda tavuk yetiştirilmesi ve daha az iş gücüyle büyük kapasitelerle çalışılması ile sağlanan yüksek üretim, etlik piliç yetiştiriciliğini daha kârlı hale getirmiştir. Yemin ete dönüşüm oranının çok uygun olması nedeniyle, protein talebini karşılamada tavuk ürünleri, kırmızı et ve süt mamülleri gibi protein kaynaklarından daha çok tercih edilmektedir. Bunun yanı sıra Tavuk işleme teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak değişik tavuk ürünleri tüketicinin beğenisine sunulmaktadır.

    Tavukçuluk, hayvansal proteinin en ucuz ve en kolay sağlanabildiği hayvansal üretim kolları arasındadır. Nitekim, bugün üretimi yapılan kasaplık piliçler 7 ila 8 haftada 1.8-2.0 kg’a kadar canlı ağırlığa ulaşmakta ve 1 kg canlı ağırlık için ileri ülkelerde, 2 kg civarında yem tüketilmektedir.

    Etlik piliç yetiştirmede 3 sistem vardır.

    1- Hepsi içeri-hepsi dışarı (doldur-boşalt) sistemi:

    Bu sistemde tüm civcivler, aynı gün alınır ve belli bir süre büyütüldükten sonra aynı gün kesime gönderilirler. Kümesler temizlenip dezenfekte edildikten ve bir süre boş bırakıldıktan sonra yeni bir parti konur ve bu işlem böylece sürdürülür. Bu sistemde, eldeki tüm hayvanlar aynı yaştadır. Her partide kümesler temizlenip dezenfekte edildiği için, sistem hastalık açısından büyük güven sağlar.

    İki parti arasında boş kalan sürede 7 ila 14 gün arasında değişir. Bu sistem fazla iş gücü gerektirmez.

    2- Haftalık Süreli Devre Sistemi:

    Bu sistemde işletmeye her hafta günlük civciv gelir ve her hafta da piyasaya beslenmiş piliç verilir. Bu sistemde, genellikle besi yapılacak hafta sayısından bir fazla kümes veya kümes bölmesine ihtiyaç vardır. Örneğin, hayvanlar 8 hafta elde tutulacaksa, 9 kümes bölmesi gerekir. Böylece, boşalan kümesin temizlenip havalanması için bir haftalık bir süre sağlanmış olur. Bu sistemde 1 ile 8 haftalar arası hayvanların bir arada bulunmaları, sağlık yönünden sakıncalı olduğu gibi, bakım ve yönetimde güçtür. Bu nedenle tavukçuluğu ileri ülkelerde bu sistem bırakılmış olup biz de tavsiye edilmemektedir. Ancak; piyasa talep kapasitesi yüksek olmayan yerlerde, paketleme ve soğuk hava tesisleri bulunmayan işletmeler için uygundur.

    3- Serbest Sistem:

    Bu sistem büyük kuluçkahanelerin bulunduğu şehirlerden uzak ve büyük tüketim merkezleri bulunmayan yerlerde yaygındır. Kesime genelde 7. haftada başlanır ve her gün sürünün en irileri seçilerek kesime gönderilir. Bu işlem bazen 12. haftaya kadar sürdüğü için bir yılda konabilecek parti sayısını azaltmakta yem tüketimi arttırmakta yemden yararlanma düşmektedir.

    Besi Süresi ve İşletme Büyüklüğü:

    Etlik piliçlerin besi süresi; civcivin ve yemin kalitesi ile pazarlama durumuna bağlıdır. Ülkemizde besiye alınan etlik civcivler 7 ila 8 haftalık iyi bir bakımla, istenilen ağırlığa ulaşmaktadır. 8 haftadan fazla süren besi ekonomik olmamaktadır.

    CİVCİV SEÇİMİ:

    Başarılı etlik piliç üretimi; yemi ete en ekonomik şekilde çeviren istenilen canlı ağırlığa kısa sürede ulaşan hastalıksız civciv seçimi ile başlar. Doğru seçim yapabilmek için, en kârlı ırk veya hatların seçimi en önemli hususlardandır. Ayrıca;

    – Satılan civcivlerin kalitesi ve büyüklüğü

    – Civcivler henüz kuluçkahanede iken aşı cinsiyet tayini gibi işlerin yapılmış olmasına dikkat edilmelidir.

    Civciv aldığımız damızlık müessese, yumurta ile yavruya geçebilen beyaz ishal pullorum, tavuk tifosu, kronik solunum yolları hastalığı gibi tehlikeli hastalıklarla bulaşık olmamalıdır.

    Erkek ve dişi broylerlerin, kuluçkahane de cinsiyet ayrımı yapıldıktan sonra ayrı olarak yetiştirilmeleri giderer yaygınlaşan bir pratik halini almaktadır.

    Erkek ve dişilerin ayrı ayrı yetiştirilmesinde kesim yaşında daha üniform bir sürü elde etme olanağı doğar. Böylece daha küçük broylerlerin istendiği gıda, yani fastfood piyasası için dişiler uygun düşerken, erkeklerde karkasın öğelerine ayrıldığı veya kemiğin etten ayrılarak işlendiği gıda sanayine verilir. Çünkü erkeklerde daha fazla kas ve daha az yağ dokusu oluştuğundan, bunların pazarlandığı piyasalarda değişmektedir.

    KONACAK HAYVAN SAYISI

    Kümesteki hayvanlar kalabalıklaştıkça o kümesten yıl boyu daha fazla ürün elde etmek mümkün olmakta: ancak, verim düzeyi düşmekte ve kayıplar artmaktadır. Bu nedenle, kümeslere konacak hayvan sayısı bir yandan mümkün olduğu kadar fazla piliç yetiştirmeyi amaçlarken, öte yandan da verimi çok düşürmemeli, kayıpları arttırmamalı, ölüm oranını artırmamalı, büyümeyi azaltmamalı ve göğüste yaralanmalara sebep olmamalıdır.

    Metrekareye konacak hayvan sayısı 12 ila 15 adet arasında değişir. Yerleşim sıklığı kış aylarında yüzde 10 arttırılabilir, yazın ise yüzde 10 azaltılabilir.

    SAĞLIKLI KORUMA ÖNLEMLERİ

    Broyler besisinde hastalıklara karşı önlem alma başarılı bir üretimin ön koşuludur. Bunun için;

    – Kümesler mümkün olduğu kadar meskün çevreden ayrılmalıdır. Bunun için araziyi tel örgülerle çevirerek çevreye karşı korunmalıdır.

    – İşletmeye ziyaretçilerin girişine izin verilmemelidir.

    – Ölen hayvanları yakma veya imha çukuruna kapatarak çevreye hastalık bulaşmasına meydan verilmemelidir.

    – Diğer kanatlı hayvanlar (ördek, hindi v.s.) işletme dahilinde bulundurulmamalıdır.

    – Aynı yaş grubunda olan hayvanlar bulundurulmalıdır.

    – Personelin iş elbisesi ve ayakkabılarının işletme alanı içinde giyilmesi sağlanmalıdır.

    – Fare, sıçan ve yabansı kuşların tesislerden uzak tutulması sağlanmalıdır.

    – Kümes tabanına temiz, nemsiz ve küfsüz yataklık serilmelidir.

    – Mümkünse, dökme yem kullanılmalıdır. Kamyon şoförlerinin tesis içine girmesine izin verilmemelidir.

    – Kümese girişte, ayakkabıların batırıldığı bir ilaç kabı, lavabo ve elbise ve ayakkabıların değişebileceği ilaçlama bölmesi olmalıdır.

    KÜMES VE EKİPMAN

    Civciv Yemlikleri: Besinin ilk günlerinde özel civciv yemlerinin kullanılması gerekir. Civciv yemlikleri, plastik veya saçtan yapılmış tepsi yemlikler şeklinde olabildiği gibi; temiz hiç kullanılmamış yumurta violleri kenarları 4 cm kadar kesilip, iç bölmeleri çıkarılıp içleri temizlenmiş civciv kutuları veya askılı yemliklerin alt tablaları da bu amaçla kullanılabilir.

    Tepsi şeklinde, 42 cm çapındaki, bir civciv yemliği 60 civcive yeterlidir. Yumurta violleri kullanılıyorsa 40 ila 50 civcive 1 adet hesaplanmalıdır.

    Sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 yemleme yapılmalı; gece için yemliklerde yeterli yem kalması sağlanmalı; gece için yemliklerde yeterli yem kalması sağlanmalıdır. Yemliklerde yem seviyesi 1 cm’den fazla olmamalıdır.

    Normal Yemlikler: Etlik piliçler için otomatik yemlikler yarı otomatik askılı yemlikler veya basit yemlikler kullanılır. Otomatik yemlikler işçi ücretlerinin fazla olduğu ve büyük kapasiteli işletmelere önerilir. Küçük işletmelerde ise genellikle yuvarlak depolu yarı otomatik askılı yemlikler veya uzun basit yemlikler kullanılmaktadır.

    Suluklar: Civcivler için özel suluklara ihtiyaç vardır. Kenarlı bir tabak üzerine ters çevrilmiş içi su dolu kavanozlar bu iş için kullanıldığı gibi piyasada 4 ila 5 lt lik depolu özel civciv sulukları kullanılabilir. 4 ila 5 lt’lik bir depolu suluk, 80 ila 100 civciv için yeterlidir. Su ilk 3 gün yeteri kadar ılık olmalıdır. Günümüz etlik piliç üretiminde ana bir su deposuna bağlı olarak çalışan otomatik suluklar daha yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

    Isıtıcılar: Ülkemizde etlik piliç yetiştiriciliğinde kümes ısıtılmasında değişik ısıtıcılar kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları kömür, odun v.b. sobalar gaz ile çalışan radyan ısıtıcılar merkezi kalorifer sistemi gibi ısı kaynakları yaygın olarak kullanılmaktadır.

    KÜMESTE BAKIM ŞARTLARI

    Sıcaklık: Kümes sıcaklığı, yemden yararlanmayı etkileyen faktörlerden biridir. Çünkü üşüyen civciv veya piliç vücut sıcaklığını koruyabilmek için daha fazla yem yeme zorunda kalır. Böylece yem maliyeti yükselir. Çok sıcakta tutulan hayvanlar daha az yem yiyerek sıcağa karşı kendilerini korurlar. Bu durum canlı ağırlık artışını önler uygun sıcaklık bu bakımdan önem taşır.

    Kümesin değişik yerlerine termometreler asılarak sıcaklık değişimleri sürekli izlenmelidir.

    Havalandırma: Etlik piliç yetiştiriciliğinde, havalandırma önemli bir husustur. İyi bir havalandırma ile

    – Amonyak, hidrojen sülfit, karbon monoksit ve su buharının kümes içinde aşırı derecede kalması önlenir.

    Hava yolu ile bulaşacak virüs ve bakterilerin bozuk kümes havasında yoğunluk kazanıp etkin hale gelmelerine mani olunur.

    – Islak altlık nedeniyle meydana gelebilecek, koksidiyoz vakalarının çıkışını hafifletilir.

    Nem: Kümeste nem oranı %65 ila 70 olmalıdır. Aşırı nem kümeste hastalık için uygun bir ortam sağlar. Nem artışı üzerine; hayvanların solunumla çıkardıkları ısı miktarı, gübredeki suyun buharlaşması, hava sıcaklığı nedeniyle su tüketiminin artması ve suluklardan taşan su miktarı etkili olmaktadır.

    Aydınlatma: Hayvanların, yem yeme sürelerini uzatarak istenilen canlı ağırlığa, erken ulaşmak için kümesi aydınlatmak gerekir. Gün ışığından yararlanılan pencereli kümeslerde, ışıklar gün batınca yakılır, gün doğmadan bir saat önce söndürülür. Böylece aydınlatma süresi 23 saat olur. 1 saatlik karatmanın nedeni ise hayvanları karanlığa alıştırmak herhangi bir elektrik kesintisinde panige meydan vermemektir.

    YETİŞTİRME DÖNEMİNDE YAPILACAK

    GÜNLÜK İŞLER

    Civcivler kümese gelmeden önce kümesi ve bir önceki besi döneminde kullanılmış olan tüm ekipmanı; yıkanmış, temizlenmiş, dezenfekte edilmiş, kurutulup havalandırılmış ve en az bir hafta dinlendirilmiş olarak hazır hale getirilir.

    – Kümes tabanına temiz yataklık serilmeli

    – Yemlikler, suluklar, ana makinesi ve elektrik ampulleri kontrol edilerek sağlam olup olmadıklarına bakılmalı, bozuk olanlar onarılmalı veya değiştirilmeli.

    – Aspiratörler kontrol edilmeli, tozlanmış ise temizlenmelidir.

    – Civcivler gelmeden en az 24 saat önce veya dış sıcaklığa bağlı olarak daha önceden, ısıtıcılar çalıştırılmalı, civcivler geldiğinde gerekli sıcaklık sağlanmış olmalıdır.

    – Suluklar doldurularak suyun ısınması sağlanmalı, ilk gün su sıcaklığı oda sıcaklığında olmalı, eğer civcivler, uzun mesafeden gelmiş veya strese maruz kalmışlarsa, 50 lt suya 1 ila 2 kg şeker katılarak, bu şekerli su ilk 2 ila 3 gün içirilmelidir.

    – Yemlikler, ana makinelerinin etrafına, eşit aralıklarla konulmalı ancak hemen yem konulmamalıdır.

    Civcivler Kümese Geldikten Sonra :

    İlk iki gün:

    – Kümesler yeterli derecede sıcak tutulmalı,

    – Tüm civcivlerin su içmeleri ve yem yemeleri sağlanmalı,

    – Civcivlerin ana makinalarında yığılmaları önlenmeli,

    – Yem, sık ve taze olarak verilmeli,

    – Civcivler mümkün olduğu kadar sık kontrol edilmeli,

    – Suluklar temiz tutulmalı,

    – Yem yemeyenlerin durumları izlenerek, zayıf, sakat, hasta görünümlü civcivler sürüden uzaklaştırılmalı,

    – Kümes ve ana makinelerinin ısısı sık sık kontrol edilmeli,

    – Koksidiyoz ve sağlık kontrol programı mutlaka uygulanmalıdır.

    3. ve 4. günler:

    – İlk iki gün her metrekareye 2,5-3 volt düzeyinde, kuvvetli ışıkla uygulanan sürekli aydınlatmaya son verilerek günde, 14 saat süreyle metre kareye, 1,5 volt düşecek şekilde, yeni bir aydınlatmaya geçmeli ve bu, kesimçağına kadar sürdürülmelidir.

    – Ana makinelerinin etrafındaki çevirmeler her gün biraz daha genişletilmeli,

    – Ana makinelerinin ısıları, gece kontrol edilmeye devam edilmeli,

    – Suluklar her gün temizlenmeli, haftada 1 dezenfekte edilmeli,

    – Dördüncü gün normal yemliklerin kullanılmasına başlanmalı ancak ilk yemlik olarak konan kutu kapakları da çıkarılmalıdır.

    – Yemin sık sık ve taze olarak verilmesi sürmelidir.

    5. ve 7. Günler:

    – Ana makinelerinin ısısı ve gece kontrolleri sürdürülmeli,

    – Çevirmeler kaldırılmalı,

    – İlk suluk ve yemlikler kaldırılarak, esas yemlik ve suluklar yerleştirilmelidir.

    – Kümes içinde havalandırma arttırılmaya başlanmalıdır.

    – Bütün yemlik ve sulukların içlerine, altlık ve girpislik girmemesine ve daima temiz olmasına dikkat edilmelidir.

    2. ve 4. Haftalar:

    – Yemlik ve sulukların yükseklikleri gerektiği şekilde ayarlanmalı,

    – Kümesin hava şartlarına civcivlerin davranışlarına göre, her hafta ısı 2 derece düşürülerek yavaş yavaş 21 dereceye kadar indirilmeli,

    – Havalandırma arttırılmalı,

    – Aşı programı başlatılmalı,

    – Koksidiyoza karşı dikkatli olmalı,

    – Günlük yem tüketimleri kaydedilerek kontrol edilmeli,

    – Suluklar her gün temizlenip haftada bir dezenfekte edilmelidir.

    5. ve 6. Haftalar:

    – Suluk ve yemliklerin yükseklikleri yeniden ayarlanmalı,

    – Yem tüketimi kontrol edilmeli, elle yemleniyorsa günde 2 ila 3 kez yemleme yapılmalı,

    – Hava sıcaksa aydınlatma süresi 16 saate çıkarılarak hayvanların yem yeme saatleri artırılmalı,

    – 6. Haftanın başında piliç geliştirme yemine geçilmeli,

    – Havalandırma arttırılmalı, hava cereyanından sakınılmalı,

    – Hastalıklara karşı dikkatli olunmalıdır.

    7. ve 8. Haftalar:

    – Suluk ve yemlik yükseklikleri ayarlanmalıdır.

    – Suluklar her gün yıkanıp, haftada bir dezenfekte edilmelidir.

    – Hava cereyanına neden olmadan, havalandırma arttırılmalıdır.

    – Bu haftalar için kümes ısısı düşürülerek 20 derecede sabitleştirilmelidir.

    – Her türlü hastalığa karşı dikkatli olunmalıdır.

    – Kesimden önce ilaç verilmesine, zamanında son verilmelidir.

    – Piliçleri pazara gönderme zamanlarına yakın fazla rahatsız etmemeli, hayvanları gece yakalamalı, bu sırada mavi veya kırmızı ışık kullanılmalıdır.

    Her sürü için ilk günden itibaren, günlük yem tüketimi ve ölüm raporlarının, ilaç ve aşı uygulamalarının işlendiği, kart tutmayı ihmal etmemek gerekir. Sürü kesime gider gitmez toplam yem tüketimi hesap edilir.

    ÜRETİM MALİYETLERİ VE KAYITLAR

    Etlik piliç yetiştiriciliğinde üretim maliyetleri içerisinde en büyük payı yem masrafları ile civciv alım masrafları tutmaktadır. Yem masrafları toplam harcamaların yaklaşık %65’ini, civciv alımı da %15 ila 20’sini oluşturur.

    Eğer yem masrafları pahalı ise piliçler, mümkün olduğu kadar erken kesime gönderilmeli buna karşın civciv fiyatları pahalı ise hayvanlar daha geç pazarlanmalıdır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.