- Bu konu 5 yanıt içerir, 6 izleyen vardır ve en son 13 yıl 1 ay önce
tarafından güncellenmiştir.
-
Zir. Müh. Korkmaz MERT
Şükür koyunculuğu bitirdik!Tarım bakanlığının illerden toplayıp verdiği istatistiklere göre Ülkede 25 milyon civarında koyun varmış. Bu rakam bana göre külliyen gerçek dışı. Son 3 ay içersinde yaklaşık 30 ile yakın yer gezdim. Ben doğru dürüst bir koyun sürüsü görmedim. Dahası her gittiğim yerde de özellikle köylülere sorduğum 3-4 sorudan birisi de “Neden köyde koyun yok” sorusu olmuştu
En son geçen hafta Milas Dörttepe Beldesinin bağlı Sığırtmaç köyünün dağlarında bir koyun sürüsü gördüm. Koyun kuzu birbirine karışmasına şaşırmama mal sahibi Selahattin Bey hemen sen nerelisin diyerek yabancı olduğumu anladı. Buralar için kuzuların doğum zamanıdır diyerek merakımı giderdi. Selahattin bey fazla uzak değil bundan 20-25 yıl önce bu köyde 45 bin koyun olduğunu bugün ise sadece köyde 200 adet kendi koyunundan başka kalmamış.
Evet 45 binden 200 adete düşmüş. Oysa dağlar ve iklim koyunculuk için son derece uygun. Koyunculuğu ülkemizde bitiren ana neden Çoban meselesi. Çoban yok. Kimse çoban olmak istemiyor. Bunda da baş sorumlu Köydeki kadınlarımız. Çobanı aşağılık ve işe yaramaz gören köydeki kadınların iş bilmez lafları. Sürekli evdeki beyine “ Şehre gitmedin köyde kalıp çoban oldun falanca gitti bak karısı hanım oldu” lafı hiçbir babayiğidi koyun peşine gidemez etti.
Beklide kadınlarımıza bunu söyleten, Çobanlığın gerçekten çok zor ve yorucu olmasından ve akşama kadar dağ taş demeden koyunların arkasında koşmanın verdiği zahmeti ve sıkıntıyı kocasına veya oğluna münasip görmemesinden olabilir.
Sivas’ın, Yozgat’ın onca geniş yaylaları bomboş kalmış. Tek sebep bu olmasa da Çoban bulamama ve çoban olmama işi en büyük dert koyunculuk önünde.
Koyunculuk hayvancılık içersinde en karlı olanların başında gelir. Hayvanın her şeyi para. Şu işe yaramaz atalım denilecek bir yeri yok. İş yok, krizdeyiz, bunalımdayız diyen gençler neden bu işe yönelmiyor. Meralarımız, yaylalarımız ve ovalarımız diz boyu ot. Geçen yıl birçok köylerimizin arazilerinde çıkan otların değerlendirilememesi yüzünden kaç tane yangın çıktı. Bazı köylerin etrafında ki otlar ilaçlanarak öldürüldü ki büyüyüp kuruyunca yangın çıkar köy için tehlike olur diye. Yani otlarımızı yedirecek hayvan yok.
Bazı hocalarımız Çoban Okulu açılsın Çağdaş Çoban yetiştirilsin diyor. Bu lafı okuyunca çok gülüyorum ve kendi kendime “Acaba bu hoca kendi dediğine inanıyor mu”.Mesela böyle bir okul açılsa kendi çocuğunu bu okula yollar mı”. Düşünebiliyor musunuz bir Profesörün oğlu çoban okulunu kazanmış çoban olacak mış. Annesi kadınların içersine nasıl çıkar! Koskoca Profesörün böyle ipe sapa gelmez laf etmesini anlamış değilim. Her halde laf olsun torba dolsun babından konuşuyor.
Geçen yıl Ankara’da tarım bakanlığında ki bir toplantıda bu konu şakavari ortaya atıldı. Bende orada bu konunu tek çözümünün yurt dışından çoban getirmek olduğunu söyleyince bir daire başkanı bana “O parlak fikrini kendine sakla” deyince kimse tartışmaya bile cesaret edemeden konu kapandı.
Peki, şimdi ne oldu sorun çözüldü mü? Şükür kendi elimizle Koyunculuğu bitirdik. Kafadan atma rakamlarla 25 milyon koyunumuz var diye rapor dolduruyoruz. Sonra da kaçak et girişinden ve et fiyatları bu gidişle 50 lirayı bulacak diye dert yanıyoruz.
Bakanlık yurt dışından çoban getirsin. Bu işi severek, isteyerek hem de asgari ücrete yapacak yurt dışında binlerce insan var. Madem kendi insanımız yapmıyor neden başkasına yaptırmayı düşünmüyoruz. Hükümet dışarıdan Doktor getirmeyi düşünüyor da bizim Tarım bakanlığımız neden bunu düşünmüyor.
70 bin Ermeni gelip bu ülkede çocuk bakıcılığı yapıyor, hem de en değerli varlıklarımızı onlara teslim ediyoruz da, neden dağdaki koyunları teslim etmiyoruz.. Bence bu da bir çözüm
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.