blank
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #19271

    Oyunların,kuralların,kural koyucuların olmadığı bir çayır yok mu bir yerde?

    Aliye bu kadar güzel olmasa yine sever miydi doktor Deniz onu?

    Makyajsız görseydi bir sabah vakti,topuksuz ayakkabılarla,banyodan çıkmış saçlarla,uykusuz,yorgun,umutsuz görse sever miydi yine?

    Ne dersiniz,o zaman da bu şarkılar bu kadar içlendirir miydi bizi?

    Niye erkekler sevdikleri bedenin benliğinden giremez içeri?

    Neden dışarıda kalır kimileri?

    Neden bu kadar önemlidir kadınların dış yüzeyleri?

    Siz istemez miydiniz…

    Ansızın çalıverse kapı…

    Ansızın,hiç beklenmeyen o mektup,o haber,o çiçek,o suret giriverse içeri…

    Şaşırtıverse umutsuzca beklemiyorum sanmaktayken için için bekleyeni…

    Gece yarısı uyandırıverse uykudan…

    Ya da yeniden,birden,aniden,gizliden çıkıverse ortaya aşk adına unutulan ne varsa…

    İyi ki var dedirtecek yepyeni bir yol…

    Bilirsiniz,bilirim…

    Sanki balmumuyla kaplanır bazen insanın bazı inançlarının tüm uçları…

    En uyuşmuş yerlere bazen bir “tırnak” atar birileri…

    Ama hissettiğiniz şey o inançların yaşam habercisi değildir aslında…

    Yaşıyor mu acaba,açılır mı bir daha diye umutlanırsınız körelmiş hissizleşmiş yerleriniz için kısacık bir an…

    Hayır,kalbinizi daha da sızlatacak bir hatırlatıcı darbedir o “tırnak” hepsi bu…

    Bilirsiniz bir kez daha..

    Uçsuz bucaksız bir beton zeminde size benzeyen bir dolu yanlız insanın yanında siz de onlara benzeyen bir yalnızsınızdır…

    İclal AYDIN


    #56040
    FeeLinG
    Üye

    ”Uçsuz bucaksız bir beton zeminde size benzeyen bir dolu yanlız insanın yanında siz de onlara benzeyen bir yalnızsınızdır…”

    güzel eline sağlık…

    #56048

    Kıskançlıkla gıpta arasında gidip geldiğiniz, birlikte ağladığınız ve hayaller kurduğunuz aynadaki aksiniz gibidirler kız arkadaşlar.

    Aslında yaşam içinde en anlayışlı ve en hareketli ilişki onlarla yaşanır. Yani birlikte olduğumuz insanlarla aynı hoşgörüyü taşısak belki bu kadar iniş çıkış yaşamayız.

    Mesela aşık olursunuz. İlk anlattığınız kişi kimdir? Tabi ki kız arkadaşınız. Bir süre ihmal edersiniz onu, yada gece gündüz sevdiğiniz insandan söz ederek hayatını karartırsınız. Sonra sevdiğinizden ayrıldığınızda aynı bitimsiz saatler bekler arkadaşınızı. Sizi çekmek durumundadır, çünkü en yakın kız arkadaşınızdır. Kıskançlıkla gıpta arasında gidip geldiğiniz, ilk gençlik günlerinde yabancı film yıldızlarına aşkınızı paylaştığınız, birlikte ağladığınız ve hayaller kurduğunuz aynadaki aksiniz gibidirler kız arkadaşlar.

    Sınırlar ötesinde bile devam eder arkadaşliğınız. Güven duygusu çok yakışır arkadaşlara. Bilirsiniz ki o hep vardır ve hep var olacaktır.

    Dedikodu denen tatlı kurabiye birlikte yenecektir ve sevilenlerin vedası birlikte göğüslenecektir. Yıllar geçer minik kızlar büyür ve anne olurlar. Ne yakışıklı şarkıcıların ne film yıldızlarının suretleri kalır hafızalarında, nede ezberledikleri ilk şarkılar. Ta ki bir gün bir yerde tekrar karşılaşıncaya kadar. İşte o gün yine küçük birer kız olup elele tutuşur, fotoğraf çekilirler. Fonda sevdikleri artistlerin göz rengi ve ezberledikleri ilk şarkıların sözleri.

    İclal Aydın

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.