Oluşturulan forum yanıtları
- YazarYazılar
-
Bayan Pati
ÜyeHer guzel şey ıcınde mutlata bır zorluk barındırır
Bayan Pati
Üyesaol Mahmutta bence koyma kalbıme yazık soker cıkarır o benı
Ben sana fıkra anlatırdım gülmen ıcın anatomıden sıkıldın yaaBayan Pati
ÜyeBı opucuk yollardım mucuk
Bayan Pati
ÜyeZıp Zıp altıın top bundan başka oyun yok
Bayan Pati
ÜyeHosgeldınız sımdıden ıyı dersler
19 Eylül 2008: 16:41 yanıtla: Süper Kangal Resimleri , Sivas Kangallar, Yavru kangal resimleri, Kangal Köpekleri #53588Bayan Pati
ÜyeKANGAL ÇOBAN KÖPEĞİNİN EĞİTİLMESİ
Köpek eğitimi, köpeğin insanla buluşup kaynaştığı günlerde başlamıştır. Köpek eğitiminin temel kaidesi insan- köpek ikilisinin psikolojik yönden anlaşmasıdır. Bu nedenle köpek eğiticisi, köpeğin anatomisini, fizyolojisini ve psikolojisini öğrenmeli ve eğitim uygulamalarını bu doğrultuda yapmalıdır.
Bütün köpekler ırk özelliklerinin gerektirdiği görevleri hiç eğitilmeden yaparlar. Örneğin bir çoban köpeği, eğitilmeden hayvanların korunmasını bilir. Av köpeği de aynı şekilde eğitilmeden, avın izini bulmakta ve çıkardığı seslerle onu izlemektedir. Yalnız ırk özelliği dışındaki görevleri yapabilmesi için köpeklerin özel bir eğitimden geçmesi gerekir.
Köpeklerden daha çok yararlanılmak amacıyla 1930 ‘lu yıllarda özel eğitim yöntemleri geliştirilmiştir. Özellikle askeri amaçla (bekçi, devriye, keşif ve benzeri gibi) hizmetlerde eğitilen köpekler Almanlar ve Ruslar tarafından birinci ve ikinci dünya savaşında kullanılmıştır. Amerika’da da 1942 yılında bu amaçla köpek eğitimi okulu açılmıştır.
Bugün bütün medeni ülkelerde askeri ve polisiye ve diğer amaçlarla köpek eğitim okulları mevcuttur.
Türklerde köpek eğitimi av köpeğinin eğitilmesiyle başlamıştır. Bunun dışında koyun sürülerini korumak amacıyla köpek eğittikleri bilinmektedir.
EĞİTİMDE ROL OYNAYAN FAKTÖRLER
Eğitimde insan ve köpek ilişkisinin rolü : İnsan ve hayvanın gerek eğitim gerekse sportif faaliyetlerdeki çalışmalardaki başarıları birbirleri ile kurdukları ruhsal ilişkiye bağlıdır. Köpek eğiticisinin herhangi bir köpeği eğitebilmesi için, çok iyi bir psikolojik yapıya sahip olması gerekir. Kendisi ile köpeğin en iyi şekilde nasıl uyum sağlayacağını anlamalı ve bu nokta üzerinde önemle durmalıdır. Köpekte de bazı özellikler bulunmalıdır. Örneğin, bir köpek bedenen ve psikolojik yönden sağlıklı olmalı ve normal bir zeka, dikkat ve cesarete sahip olmalıdır.
Eğitimde kalıtımın rolü : Her köpek ırk özelliklerini yavrularına kalıtsal olarak verir. Bir yavru köpek gelişme çağını tamamladıktan kısa bir süre sonra ana ve babadan gördüğü tüm hareketleri taklit eder.
Köpeğin özel yeteneklerinin rolü : Köpeklerin koku alma duyuları hiçbir canlı ile kıyas edemeyecek kadar gelişmiştir. Eğitimde köpeğin bu özelliğinin rolü büyüktür. Çünkü köpekler kokusunu aldığı bir canlıyı asla unutmazlar.
Her canlı kendine has bir vücut kokusu çıkarır ve bu koku parmak izi gibi her canlıda ayrı özellikler gösterir. Örneğin, hiçbir insanın kokusu diğer insanlarla en ufak bir benzerlik göstermez.
Koku alma duyusu çok gelişmiş olan köpek, herhangi bir yere saklanmış bir kişiye, ona ait bir eşyayı koklattıktan sonra geçtiği yerleri izleyerek onu ortaya çıkarır. Kangal köpeğinde koku alma duyusu çok iyi gelişmiştir. Bu sayede sürüye yaklaşan kurt veya başka bir zararlının (hırsız vs) kokusunu daha uzaktayken müdahale ederek sürüyü korur.
Eğitimde Eğitici Personelin Rolü : Köpek eğitimini yapacak kişinin en başta hayvanları sevmesi, sabırlı ve köpeklerden korkmayan, otoritesini hayvana kabul ettirebilecek birinin olması gereklidir. Eğitici köpeği sevmelidir. Köpeğin hareketlerinden, jestlerinden, bakışlarından veya ses tonundan ne istediğini anlamalı ve davranışlarını ona göre ayarlamalıdır. Köpek eğiticisi ani ve kesin kararlıdır. Bir emrin uygulanmasında nerede, ne zaman ve nasıl karar vereceğini mutlaka bilmelidir. Köpek eğiticisi korkak, çekingen ve tehlike karşısında görevi terk eden bir yapıda olmamalıdır. Aksine cesur, kararlı ve kendisi kadar köpeği de düşünen ve koruyan bir karaktere sahip olmalıdır.
Eğitici, karşısındaki canlının kendi düzeyinde bir beyin ve anlayış gücü olmadığını bilmeli ve onu eğitirken bir konuyu bir çok defa tekrarlamak zorunda kalacağını unutmamalıdır. Bu durumda asla sinirlenmemeli ve köpeğe kötü davranışlarda bulunmamalıdır. Köpek eğiticisi son derece sabırlı ve yüksek tahammül gücüne sahip olmalıdır.
KÖPEK EĞİTİMİNİN TEMEL KURALLARI
Köpeğe komut verirken bununla ondan ne istendiğini anlayabileceği şekilde açıklanmalıdır. Köpek ile insan arasında bir iletişim eksikliği bulunmaktadır. Konuştuğumuz dil köpek için geçersizdir. Bu nedenle, verilen komutun ne anlama geldiğini işaret ederek , göstererek, yaptırarak ona anlatmalıyız.
Komutlar; kısa, açık ve kesin olmalıdır. Daima klişeleşmiş biçim ve tonda verilmelidir. Köpekten istenen yaptırımlarla ilgili komutlar, genellikle tek heceli olmalı aynı zamanda aynı ses tonuyla söylenmelidir.
Komutlar verilirken sesli emirler uygun bir hareketle desteklenmelidir.
Komutların iyi bir şekilde öğrenilmesi için sürekli tekrarlar yapılmalıdır. Köpek bazen öğretilmek istenen yaptırımı kavramakta güçlük çeker.Bu gibi durumlarda usanmadan tekrarlamak ve istenen davranışı yapmasını beklemek gerekir. yaptırımdan vazgeçerek eğitimi bırakmak yanlış olur.
Eğitim süreleri köpeğin ilgisini sürdürmesine göre belirlenmelidir.Bu süre genellikle 10-20 dakika arasında değişmektedir.
Başarılı hareketlerinden sonra köpekler ödüllendirilmelidir.
Eğitici köpeğin her başarılı davranışından sonra onu adıyla çağırarak ,sevgiyle okşarsa ,köpek istenileni yerine getirmek için daima büyük çaba gösterir.başarılı bir hareketten sonra köpeğin hoşlandığı etkinliklerde bulunmak,onunla oynamak,serbest bırakmak,dinlendirmekte birer ödüldür.
Köpeğin hoşlanmayacağı her türlü davranış onun için bir cezadır.İstenmeyen yanlış bir davranış karşısında sertçe söylenen hayır sözcüğü ,köpeğe o davranışın yapılmaması gerektiğini anlatır.Sebebi ne olursa olsun köpek dövülmemelidir.
Köpek eğitiminde; köpeğin sahip olduğu yetenekler göz önüne alınarak ve köpeğin özelliklerine göre saptanması gerekir. Bu özellikler:
Köpeğin bedensel özelliklerine
Duyu ve algılamalarıyla ilgili yeteneklerini (görme, işitme, koku alma)
Mizacı ile ilgili özelliklerine
Zekası ile ilgili özelliklerine göre yapılmalıdır.
KANGAL ÇOBAN KÖPEKLERİNİN EĞİTİMİ
a) 0-6 AYLIK YAVRULARIN EĞİTİMİ
İlk olarak kendimizi onun dostu olduğuna inandırmak gerekir.Köpekle her an yakın bir ilişki içinde bulunmalıyız.Köpekler ,sevgi veya azarlama ifade eden ses ve hareketlerden etkilenen canlılardır. Köpek eğitiminde temel kural köpeği sevmek ve onunla dost olmaktır.Yavru bir aylıkken ele alınıp sevilmelidir.dört aylıktan sonra sevilen yavrular çekingen ve korkak olurlar.
Yavru Köpeklere İsim Vermek : Yavru köpek ile dostluk kurduktan sonra ilk görevimiz ona isim vermektir. Köpeğin isminin tek veya en çok iki heceli olması gerekir.ona karşı daima bu isim kullanılmalıdır. Başlangıçta kararsızlık ve tereddüt hali görülür.Yalnız bu durum kısa sürede geçer. Köpek, adını kısa süre içerisinde benimser.
Yavru Köpeklere Düzenli Bir Yeme, İçme Alışkanlığını Kazandırmak : Gelişi güzel beslenen,belirli bir yemek saati bulunmayan,günde birçok defa yiyecek verilen köpekler bütün yiyeceklere karşı ilgi duyarlar.Köpek sürekli bir şeyler yemek ister. Köpeğin yiyeceğini kendi yiyecek kabında,belirli yer ve zamanda belirli oranda yemesi,genel sağlık, sindirim ve boşaltım düzeninin yanı sıra,eğitimi üzerinde etkisi olumludur.
Köpeklerin Tasmaya Alıştırılması : Köpeğin tasmaya yavru iken alıştırmak gerekir.Çünkü ergin hale gelmiş ve hiç tasma takmamış köpekleri tasmaya alıştırmak oldukça zordur.Bunun için yavruyu gözleri açılır açılmaz,yumuşak deriden yapılmış hafif bir tasma takılmalıdır.Daha sonra buna çok ince ve hafif zincir takılarak yavrunun zincire de alışması sağlanır.
Yavru Köpeklerin Duyu Organlarını Geliştirmek İçin Uygulanacak Egzersizler :
Koku alma duyusunun geliştirilmesi
Gıda maddeleri ile uygulanan egzersizler
Oyuncaklarla uygulanan egzersizler
Sevdiği kişi ve eşyalarla uygulanan egzersizler
İşitme duyusunun geliştirilmesi
Bayan Pati
Üyeheheheh hıc guleecegım yoktu tşkler benı guldurdunuz
Bayan Pati
ÜyeGiriş
Lyme hastalığı neredeyse bir yüzyıldır Avrupa’da tanınmaktadır ancak 1975 yılına kadar ABD’de insanlarda tarif edilmemiştir. Hastalık ayrıca köpek, at, sığır ve kedide oluşurken, birçok vahşi memeli ve kuşlar da enfekte olur ve kene enfeksiyonu için rezervuar olarak görev yapar. 1980’lerde, hem köpeklerde hem de insanlarda rapor edilen hastalık insidansı dramatik şekilde artmıştır. Artık Lyme Borreliozis (LB) dünyada en yaygın artropod kaynaklı hastalıktır.Epidemiyoloji
Lyme hastalığı, Borrelia burgdorferi sensu lato denilen bir grup Borrelia cinsi spiroketlerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Sadece bir türün, B.burgdorferi sensu stricto ‘nun ABD’de varlığı bilinirken, en az dört patojenik tür, B.burgdorferi sensu stricto, B.afzelii, B.garinii, B.japonica Avrupa ve Asya’da izole edilmiştir. İki yeni Borrelia genotipi olan Borrelia afzelii ve Borrelia garinii’nin de insan patojenleri olduğuna dair kanıt sağlanmıştır. Bu genotipler Avrupa ve Asya’da oluşur ancak Kuzey Amerika’da oluşmaz. ABD tipi B.burgdorferi sensu stricto (s.s.) olarak adlandırılır ve tüm genotip kompleksini kapsayan terim B.burgdorferi sensu lato (s.l.) dur.
Borrelia burgdorferi sensu lato organizmaları spiral şekilli, hareketli, Spirochaetales sınıfındaki mikroaerofilik bakterilerdir. Mikroorganizma, kan emen kenelerle bir konakçıdan diğerine nakledilir. Hastalığın yayılmasında öncelikli vektör Ixodes keneleridir. Kene konakçıya yapıştığında, Lyme etkeni sindirim sisteminden kenenin ağız organellerine göç eder ve buradan konakçıya geçer. Yapışan kenenin hastalığı bulaştırma işlemi yaklaşık 12 saat içinde olur.Ixodes cinsi sert keneler, birçok memeli, kuş ve sürüngen konakçıya yapışarak ve onlardan beslenerek Borrelia’yı nakleder. Avrupa ve Asya’da I.ricinus ve I.persulcatus Borrelia nakli için başlıca vektörlerdir. Diğer kan emen böcekler de organizmanın nakline dahil olabilir ancak bunların önemli vektörler olduğuna dair çok az kanıt vardır. Bir insanı veya hayvanı enfekte eden en önemli yol kene ısırığı iledir.
Bir kenenin yapışıp kan emmeye başladığı anda, spiroketler kenenin orta bağırsağında bulunur. Emilen kanın kendilerine ulaşmasının uyarıcı etkisiyle spiroketler kenenin tükürük bezlerine göç etmeye başlarlar. Buradan, konakçının derisine nakledilirler. Lyme hastalığını nakleden Ixodes kenelerinin yaşam siklusu dişilerin ilkbaharda yumurtlamasıyla başlar. Olgunlaşmamış larvalar farelerin kanıyla beslenir. Bu farelerin çoğu Borrelia ile enfektedir ve borreliayı bu olgun olmayan larvalara geçirirler. Larvalar farelerin üzerinden düşer ve kış dönemini nimf oluncaya kadar toprakta geçirir. Bu nimflerin çoğu enfekte olarak ilkbaharda ortaya çıkar. Bu nimfler fare dışında köpekler ve insanlar gibi diğer memelilerden de kan emer. Bir sonraki sonbahar yine ilkbaharda organizma ile enfekte yetişkin olarak ortaya çıkacakları zamana kadar toprakta durur. Yetişkin erkek ve dişi kene, insandan veya köpekten ve diğer büyük hayvanlardan kan emer. İyice doyan dişi kene konakçıdan toprağa düşer ve çevreye birçok yumurta bırakarak yaşam siklusunu tekrar başlatır.İnsanlarda Lyme Hastalığı
İnsanlarda Lyme hastalığı, deriyi, eklemleri, sinir sistemini ve diğer organ sistemlerini etkileyerek yangısal hastalıklara sebep olur. Semptomlar genellikle enfeksiyonun ilk haftasında oluşur ancak kene ısırdıktan sonra 30 gün içinde de gelişebilir. Bazı vakalarda semptomsuz seyreder.
Erken Lyme hastalığında (erken lokalize dönem) kırmızı halkalı boğa gözü diye tarif edilen şekilde kızarık (erythema migrans) ile kendini gösteren tipik semptom görülür. Lyme hastalığına yakalanmış birçok hastada gelişen bu kızarıklık, hastalık bulaştıktan sonra genellikle 1-2 haftada görülür ve 3-5 hafta süreyle kalıcı olabilir. Dokunulduğunda sıcak olabilir ve genellikle ağrısız veya kaşıntısızdır. Erken dönemde görülen diğer semptomlar; kene ısırığının yakınındaki lenf bezlerinde şişkinlik, yorgunluk, baş ağrısı, ağrı, eklem ağrısı, titreme-ürpertidir. Lyme hastalığının sonraki aşaması (erken yayılma dönemi) genellikle kenenin ısırmasından sonra genellikle 2 hafta ila 3 ay arasında oluşur. Isırık bölgesinden uzakta 2 veya daha fazla kızarık alan, şiddetli baş ağrısı, aşırı yorgunluk, büyümüş lenf nodülleri, tutulma (özellikle eklemlerde ve boyunda), ışığa duyarlılık, yüz felci (facial paraliz), ekstremitelerde titreme veya uyuşukluk, düzensiz kalp ritmi, 38-39°C ateş, meningitis görülür.
Lyme hastalığının son aşaması (geç dönem) eğer erken dönemde hastalık saptanamadıysa veya doğru şekilde tedavi edilmediyse oluşabilir. Geç dönem semptomları, enfekte kene ısırdıktan sonra haftalar veya yıllar içinde herhangi bir zamanda oluşabilir. Özellikle dizlerde arthritis, genellikle yetişkinlerde görülen idrak bozukluğu görülür. Bu hastalarda en göze batan değişiklikler, kronik arthritis, kronik MSS bozukluğu ve acrodermatitis chronica athropicans (ACA) dır.Bayan Pati
ÜyeBıde kendıme bulsam
Unutuldunusandıgında gozlerını kapa en sevdıgın kısıyı dusun sonra gozlerını ac bak oldu gulumsuyosun:)Bayan Pati
ÜyeOzaman bol bol calıs hafıf muzık eşlıgınde
Bayan Pati
ÜyeIcımde bı sıtıntı var olcaktı o yanlıs yazmısım ne aşkı o bana uzak olsun kıtabı atma okumaya araver
Bayan Pati
ÜyeVanda heryer donmuş
Y Z EBayan Pati
ÜyeMerhaba arkadaşlar
Bayan Pati
ÜyeAma dedımı yapmassan bulanır tabı
İcimde bı aıkıntı var Dr?Bayan Pati
Üye - YazarYazılar