Oluşturulan forum yanıtları
- YazarYazılar
-
FeeLinG
Üyeburda oyun ama derste lazım arada tabi
rock mı metal mi
FeeLinG
Üye😀 yoo sen aldıktan sonra ben nasıl ola geri alıcam sorun değil
FeeLinG
Üyebu yaz değil geçen seneki yazın gittim
en son ne zaman uykun geldi
FeeLinG
Üye+15 hoşgeldinn
FeeLinG
ÜyeAziz Nesin, asıl adı Mehmet Nusret, 1915 yılında İstanbul’da doğdu.
Türk gülmece yazarı. Gazetecilik, yayıncılık yaptı. Toplumun kimi tiplerini olağanüstü bir ustalıkla karikatürleştiren, bürokrasiyle alay eden, devlet çarkının işleyişindeki bozuklukları gülünçleştiren yapıtları, adının yurt sınırlarını aşarak başka ülkelerde de tanınmasını sağladı. Buna karşılık, savunduğu görüşlerden dolayı sık sık kovuşturmaya uğradı; yargılandı; hapis ve sürgün cezaları çekti. Toplumun her kesiminde, her gün yaşanan olayların çelişkili yanlarını, bunların doğurduğu gülünç durumları, her çevrede rastlanan tipleri konu edinen gülmece, romanlar yazdı.
Yapıtlarında toplumsal bozuklukları, haksızlıkları, fırsatçılığı, bürokrasiyi, yanlış değer yargılarını kıyasıya eleştirdi. Çok geniş toplulukların kolayca sevebileceği canlı, hareketli, dolambaçsız bir anlatım yolu izledi. Bir yandan güldürürken, bir yandan da duygulandıran ve düşündüren bir yazar oldu. Onun anlattıklarına benzer terslikler, güldürücü olaylar, küçük insanı, ilerici aydını ezen bozukluklar geniş topluluklarca “Aziz Nesinlik olay” diye adlandırılmaya başlandı. Günlük olaylardan, gazete haberlerinden, politikadan esinlenen A. Nesin’e zaman zaman masallar ve halk hikâyeleri de çıkış noktası oldu. Hikâye ve romanlarındaki bu tür konular ve somut insan ilişkilerine karşılık, oyunlarında insanın kişiliği, ahlaksal, toplumsal konumu gibi temaları yer yer somutlamalara yönelerek işledi. Ancak alışılmış yapıtlarının çizgisini sürdüren oyunlar da yazdı; kimi yapıtları sahneye aktarıldı. Yapıtlarının geliriyle, kimsesiz ve yoksul çocukları meslek edininceye kadar yetiştirmek üzere Nesin Vakfı’nı (Çatalca) kurdu (1972). Mayıs 1993’te Aydınlık gazetesini çıkaran Aziz Nesin gazetenin başyazarlığını da üstlenmişti. 5 Temmuz 1995’de Çeşme’deki imza günü sonrası, saat 01.05’te öldü.[hr]
İsmet İnönü
İnönü, ‘Aziz Nesin’in her yazısını yeni Türkçe’nin bir ileri eseri olarak görmeye çalıştığını, bu inançla ve zevkle okuduğunu ‘ belirtikten sonra şunları söylemiştir: ‘Siyasi bakımdan bir yazısı aleyhimde olsa bile, onu da Türk Edebiyatı’nın ve dil devriminin bir başarısı sayarak değerlendiririm. Dilimizin, büyük amacına, az çok zaman geçse de mutlaka erişeceğine inanıyorum. Bu amaca varmada, Aziz Nesin adı, safta saygı kaplayanlardan biri olacaktır.(Akşam, 24.5.1969)Leonid Lenç
Aziz Nesin, bugün, yazdığı ve yazmakta olduğu öyküler, anlatılar, yergi romanları ve oyunlarla ülkesinin onurudur. Fakat o sadece yazar değil, tıpkı yazarlık yeteneğinde olduğu gibi, zaptolunmaz bir toplumsal canlılığa sahip toplum eylemcisidir de.(Literaturnaya Gazetta, 16.3.1983)Cemal Süreya
Aziz Nesin’in, çağdaşları arasında tek kaldığı kanısındayım.(…) Kısacası, Aziz Nesin sivri, ama tek nitelikteki sanatıyla benzersiz kalıyor, tek kalıyor. Her olay, her yeni gereç onun için bir öykü kapısıdır. (Politika, 26.2.1976)Yaşar Kemal
Aziz Nesin’in bütün özellikleri, daha da çok direnme gücü, onu, çağımızın büyük bir güldürü yazarı yapmıştır. Gülmesini bilen yaratık, sevmesini de, düşünmesini de, oynamasını da bilir. Aziz’de tıpkı Nasrettin Hoca gibi güldürürken düşündürür de.(Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı, 1976)Server Tanilli
O bir bayraktı… Büyük bir uyarıcıydı! Sarsıp silkeleyen bir aydındı! Türkiye’nin de bir şansıydı.. Böylesi bayrak açan aydınların kıtlığını yaşıyor dünyamız da.(11 Temmuz 1995, Cumhuriyet Aziz Nesin Özel Eki)kaynak:aziznesin.net[hr]
– 1935’te Kuleli Askeri Lisesi’ni bitirdi.
-1937’de Ankara’da Harp Okulu’nu bitirip asteğmen oldu.
-1939’da Askeri Fen Okulu’nu bitirdi. Bu dönemde bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’ne devam etti. Bir röportajında ona bu eğitim hayatının ‘Fikri takip’ dedikleri şeyi getirdiğini belirtmiştir. Yaşamı boyunca sürdürdüğü ciddiyet ve iş disiplinini aldığı askeri eğitime borçludur.
-1941’den başlayarak 2. Dünya Savaşı yıllarında 2 yıl Trakya’da çadırlı ordugahta görev yaptı
-1945 yılında gazeteciliğe başladı
-1946’da Sabahattin Ali’yle birlikte “Markopaşa” mizah gazetesini çıkardı.hararetle eleştirdiği Amerikan yardımının Türkiye üzerindeki emellerine değindiği henüz yayınlanmamış olan “Nereye Gidiyoruz?” adlı yazısı nedeniyle; 12 Ağustos 1947’de on ay ağır hapis ve üç ay on gün de Bursa’da “emniyet-i umumiye nezareti” altında bulundurulma cezasına çarptırıldı.
-1948’de 2. kitabı olan ‘Azizname’ yi çıkardı.aşlamalardan oluşan bu kitap için İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. 4 ay tutuklu olarak süren dava sonunda mahkumiyet almadı; ancak 1949 yılında İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi, Mısır Kralı Faruk birlikte Ankara’daki elçilikleri aracılığıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na resmen başvurarak, bir yazısında kendilerini aşağıladığı iddiasıyla aleyhine dava açınca 6 ay hapse mahkum edildi
-1952’de İstanbul’da Levent’te bir dükkan kiraladı ve Oluş Kitabevi’ni açtı
-Dolmuş”, (1955); “Yeni Gazete” (1957), “Akşam” (1958), “Tanin” (1960), “Günaydın” (1969), “Aydınlık” (1993) gibi dergi ve gazetelerde yayımlanan gülmece öyküleri, röportajlar ve fıkralarla Çağdaş Türk edebiyatının tanınmış ve en verimli kalemlerinden biri durumuna geldi.
-1956’da Kemal Tahir’le birlikte Düşün Yayınevi’ni kurdu.1958’de “Dolmuş-Karikatür” dergisi ile birleşerek 1963’e dek yayıncılığı tek başına sürdürdü. Bir yandan da Yeni Gazete, Akşam ve Tanin’de günlük köşe yazıları yazdı. 1962’de 42 sayı yaşayacak olan “Zübük” adlı mizah dergisini çıkardı.
-1956 yılında İtalya’da (Bordighera’da) yapılan ve 22 ülkenin katıldığı Uluslararası Gülmece Yarışmasında ilk ödülü olan Altın Palmiye’yi ‘Kazan Töreni’ adlı öyküsüyle kazandı. Ertesi yıl aynı ödülü ‘Fil Hamdi’ adlı Öyküsüyle ikinci kez kazandı. İlk ödülünü 1960 yılında devlet hazinesine bağışladı.
-Şubat 1963’te Yayınevinin yanması üzerine yazarlığı tek uğraş edindi.
-1966’da Bulgaristan’da yapılan uluslararası gülmece yarışmasında birincilik ödülü olan Altın Kirpi’yi “Vatani Vazife” adlı öyküsüyle kazandı.
-1968’de Milliyet Gazetesi’nin açtığı Karagöz oyunu yarışmasında “Üç Karagöz” oyunuyla birincilik ödülü aldı.
-1969’da Moskova’da yapılan uluslararası gülmece yarışmasında “İnsanlar Uyanıyor” adlı öyküsüyle Krokodil birincilik ödülünü kazandı.
-1970’de de Türk Dil Kurumu’nun oyun ödülünü “Çiçu” adlı oyunuyla kazandı
-1972’de Nesin Vakfı’nı kurdu. Vakıf’ta, her yıl belirli sayıda alınan kimsesiz ve yoksul çocukların bakım ve eğitimlerini üstlendi.Kitaplarının tüm gelirini vakfa bıraktı
-1974’te Asya-Afrika Yazarlar Birliği’nin Lotus ödülünü kazandı
– 1976’da Bulgaristan’da Gabrovo kentinde düzenlenen gülmece kitabı uluslararası yarışmasında birinciliği elde ederek Hitar Petar ödülünü kazandı.
-1977’de Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı seçilen Nesin, bu göreve uzun yıllar devam etti
-1978’de “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” adlı romanıyla Madaralı roman ödülünü kazandı.
-1982 Vietnam’daki Asya-Afrika Yazarlar Birliği toplantısından dönüşte Moskova’da kalp hastalığından hastaneye kaldırıldı. ‘Kalp Hastalıkları Araştırma Merkezi’nde bir ay kalarak tedavi gördü.
-1983’de Amerika Birleşik Devletleri’nde Indiana Üniversitesi’nin düzenlediği uluslararası toplantıya çağrılan Nesin, pasaportu geri alındığı için bu toplantıya katılamadı
-1984te Aydınlar Dilekçesi girişiminde bulundu
-1985te İngitere’de PEN Kulüp onur üyeliğine seçildi.
-1985te TÜYAP’ın düzenlediği ‘Halkın Seçtiği Yılın Yazarı’ ödülünü kazandı.
-1989’da Sovyet Çocuk Fonu’nun ilk kez verilen ‘Tolstoy Altın Madalyası’na değer görüldü.
-söyleşi ve imza günü için gittiği Çeşme Alaçatı’da, (Sivas Katliamı”nın 3. yıldönümünden 3 gün sonra) 5 Temmuz’u 6 Temmuz’a bağlayan gece sabaha karşı geçirdiği kalp kriziyle yaşama veda etti. Cenazesi Çeşme Cumhuriyet Savcısı’nın isteğiyle otopsi yapılmak üzere 6 Temmuz’da İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ne getirildi. 7 Temmuz 1995’de vasiyeti gereği hiçbir tören yapılmaksızın ve yeri belli olmayacak şekilde Çatalca’daki Nesin Vakfı’nın bahçesine gömüldü[hr]
ACILI GECENİN BİTİMİNDEYaşadığımı işitmek istiyorum
Bir ses uzaktan yakından ya da içimden
Düşen yaprak örneğin
Kağıt hışırtısı olsun
Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı
Bir inilti derinden
Damlayan su
Bir elektrik düğmesi çıt diye
Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ses
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı görmek istiyorum
Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden
Sesindeki pırıltıya
Gözündeki ışıltıya benzer
Bir kibrit çakımı
Bir yanıp sönse yeter
Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak
Ya da gün batımı pembesi dudak
Bir yıldırım hızında çizilsin
Bir şimşekçe yazılsın karanlığım
Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen
Bir yıldız parlayıp sönen
Dişlerinin aydınlığını
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ışık
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı duymak istiyorum
Bir ısı uzaktan yakından ya da içimden
Tenine ilk dokunduğum zamanki
Elini ilk tuttuğum
Yüreğimi kanatlandıran o titreşim
Kanı geçiyor kanıma sandığım
Öyle bir değdin ki varla yok arası
Ve yanarken ateşten ellerim
Yatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlik
Ve sevgiyi sende bulduğum ilk
O ılıklığa değinmek yerine
Uzak düşlerde olsa da yeter
İçindeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir değini
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı koklamak istiyorum
Bir koku uzaktan yakından ya da kendimden
Kulak memelerinde şebboy
Saçlarında o koku
Ki öptükçe öpüldükçe büyüyen
Her yel estikçe getirir düşlerime
Koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi
Bir yel esmiş mi esmemiş mi
Bir kıpı dal oynasa
Bir yaprak kıpırdasa
Duyulur duyulmaz olsa da
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir koku
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı tatmak istiyorum
Bir tat ki uzaktan yakından ya da kendimden
Ağzımda dilimde damağımda
Bir buruksu mutluluk sandığım
Salt benim diye aldandığım
Kendi yalanlarıma kandığım
Arttı yaşadıkça duyduğum acı
Yitirmemek için o acıyı çoğaltırım
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir tat
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımıAZİZ NESİN
FeeLinG
Üyeıyyy iğrenç ötesi ikisidee
hiçbiri deil tabiki
msn mi burda oyunmu
FeeLinG
Üye+14 teşekürlerr
byee görüşrüz
FeeLinG
Üyehayır açmadım
alttaki agresif
FeeLinG
Üye😀 al bende sabah alırım hiç farkmaz
FeeLinG
Üye+13 sanada iyi eğlenceler
gerçi sen gidersen oyun oynıycak kimse kalmıyo ama olsun
FeeLinG
Üyeaslında istemiyorum zorundayım
alttaki msnde sohbet ediyo
FeeLinG
Üyeoluurr ya evet çok inatım benle uğraşamazsın
FeeLinG
Üye+12 sence hayatımda değişen bişey olurmu konuşmazsan:D hiç sanmıyorum
FeeLinG
Üyehayır olurrrrr
FeeLinG
Üye+11 bakarız:D
- YazarYazılar