Oluşturulan forum yanıtları
- YazarYazılar
- 1 Haziran 2011: 11:29 yanıtla: Türkiye’deki Veteriner Hekimliğin Sorunları ve Çözüm Önerileri #99486
Mehmet AKIN
ÜyeVETERİNER HEKİMLERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Yrd. Doç. Dr. Orhan ÖZBEY/ Elazığ Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı
Türk Veteriner hekimliğinin temel problemlerinin ve çözüm önerilerinin belirlenmesi için kısaca SOR-SAP-ÇÖZ metodu bir anket değerlendirilmesi yapılmıştır. Veteriner hekimlerin en önemli gördükleri mesleki sorunlardan iki tanesi ve bu sorunlara ait çözüm önerilerinin sorulması ile aşağıdaki sonuç elde edilmiştir. Katılımcılar tarafından belirtilen sorunlar ve çözüm önerilerinin çoğunluğu aynı olduğu için genel olarak aşağıda belirtilen ana başlıklarda sınıflandırma yapılmıştır. Sıralama yüzdelik olarak en fazla tercih edilen sorun ve çözüm önerilerinin önem sırasına göre yapılmıştır. Sorunlar ve Çözüm Önerileri 1. Organizasyon ve mesleki yapılanma ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 30) 2. Eğitim ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 23.57) 3. Medya ve iletişim ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 17.14) 4. Mevzuat ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (%1 0.71) 5. İstihdam ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 8.56) 6. Serbest veterinerlik hekimlik ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 7.14) 7. Özlük hakları ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 2.86) 1. Organizasyon ve mesleki yapılanma ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 30) 1.1. Mesleki örgütlenme ve mesleki haklar konusunda eksiklikler (% 10) 1.2. Kamuda mesleki yapılanmanın yetersizliği (% 9.29) 1.3. Ülke hayvancılığının mesleğimizi olumsuz etkilemesi (% 6.43) 1.4. Mesleki planlama ve politika yetersizliği (% 4.28) 1.1. Mesleki örgütlenme ve mesleki haklar konusunda eksiklikler Mesleki örgütlerin kurumsallaşmaması sonucu üye, oda ve birlik arasındaki ilişkilerin kurumsal zeminde olmaması, Meslek örgütleri arasında işbirliği yetersizliği, Gündem oluşturmak için odaların ve TVHB’nin gelir kaynaklarının sınırlı olmasına bağlı olarak ekonomik gücünün zayıf olması, Veteriner hekimler kendi yetkileri ve meslek odalarının görevleri ve sorumlulukları hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, Mesleki haklar ile ilgili yıllık eylem ve toplantı planlarının yapılmaması, Meslek örgütü ile ilgili kurumlar arasında güçlü diyalogların olmaması, Veteriner hekimlerin görev alanlarının net bir şekilde belirlenememesi. Çözüm olarak; Serbest Veteriner hekimler arasında meslek ahlakını ve etik kurallarını zedeleyici, saygınlığı azaltıcı, meslek deontolojisine uygun olmayan davranışlarda bulunanlara karşı Veteriner Hekim Odaları ve dolayısıyla TVHB Merkez Konseyi kontrol görevini yerine getirmeli ve disiplin kurullarını çalıştırılmalı, Odaların aidatları yasal çerçevede günün gereklerine göre düzenlenmeli ve oda hizmetlerinin verildiği kişi, kurum ve kuruluşlardan ücret alınmasının yasallaştırılması, THVB Merkez Konseyi ve Veteriner Hekim Odaları profesyonel anlayış ile yönetilmeli ve Merkez Konseyi odalar arasında eşgüdüm ve birörnekliği sağlamalı, Ülkemizdeki tüm veteriner hekimlerin aynı amaç etrafında birleştikleri mesleki örgüt yapısı olan TVHB Merkez Konseyi ve Veteriner Hekim Odaları mesleği temsil noktasında sosyal ve ekonomik açıdan yapısal olarak güçlendirilmeli, Odalara serbest Veteriner hekimleri denetleme ve ceza verme yetkisi verilmeli, TVHB ve Veteriner Hekim Odalarının kurumsal yapılarının tamamlanarak profesyonel olarak yönetilmelerinin sağlanması ve AB standartlarında yapılandırılması, Akredite ve yetkilendirilmiş veteriner hekimliğin etkin yapıya kavuşturularak mesleki konum yeniden yapılandırılmalı, Odaların mesleki konularda bölgesel çalışmalar yapması, TVHB öncülüğünde tüm meslek kuruluşları arasında sürekli işbirliği ve koordinasyon sağlanmalı ve mesleki konularda konsensüs sağlanmalı Odalara TVHB’de oluşturulacak çalışma komisyonlarında görev verilerek aktivite kazandırılmalı. 1.2.Kamuda mesleki yapılanmanın yetersizliği Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde gıda kontrolör ve resmi denetim görevinde Veteriner hekim teşkilat yapısının yetersizliği, Veteriner hekimlik mesleğinin sadece hayvan sağlığı konusuna odaklanarak ‘’temel sağlık‘’ ve ‘’ halk sağlığı’’ alanlarında olacak şekilde yapılanmaması, Kamuda başka meslek gruplarının meslek taassubu ile mesleğimizin çalışma alanlarında yer alması, Kamudaki yapılanmada ve sorunlara bakışın dar ideolojik perspektiften bakılması. Çözüm olarak; TKB bünyesinde hayvansal üretim ve bitkisel üretim hizmetlerinde ayrı ayrı sektörel bazda (gıda , ıslah, hayvan sağlığı ve su ürünleri) örgütlenme ye gidilmeli, ve bu örgütlenme taşra teşkilatlarına kadar ulaştırılmalı, TKB teşkilat yapısı FVE kapsamında yeniden yapılandırılmalı, Tarımın alt kolu ve ikinci sınıf bir meslek olarak görünmekten kurtarılmalı ve yönetilen yerine yöneten olmak için aktivite kazandırılmalı, İlgili kurumlarda Veteriner Halk Sağlığı birimi oluşturulmalı, Tarım bakanlığında mesleğin ve meslektaşlarımızın daha etkin ve öne çıkarılması, Sağlık, Çevre ve Orman ve İçişleri bakanlıklarında Veteriner Hizmetleri daire başkanlıkları kurulmalı, koruyucu hekimlik ve halk sağlığı alanlarında hizmet veren sağlık, çevre ve yerel yönetimlerde Veteriner hekim istihdamı için yapılanmaya gidilmeli, Belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlükleri zorunlu hale getirilmeli, Mesleki konularda kurumlar arası birlikteliğin sağlanması. 1.3. Ülke hayvancılığının mesleğimizi olumsuz etkilemesi Ülke hayvancılığına ilişkin sorunların çözümünde yeterli bilinç ve altyapı eksikliği, Sürekli ülke hayvancılığının kan kaybetmesine bağlı olarak sorunların analizinin yapılmaması, Hayvancılığın sorunlarının mesleğimizi olumsuz etkilemesi, AB konusunda olumlu gelişmelerin çok az olması, Tarım alanlarının daraltılması ve yabancılara satışı ile hayvancılığın sıkıntıya girmesi, Hayvancılık ile veterinerlik hizmetlerinin tarımın yan kolu olarak görülmesi. Çözüm olarak Ülke hayvancılığı AB standartlarında desteklenmeli, Ülke hayvancılığı ile ilgili sorunların tespiti ve çözümü noktasında veteriner hekimlere görev verilmeli, Hayvancılıkla ilgili spekülasyonlara karşı işletme sahipleri korunmalı. 1.4. Mesleki planlama ve politika yetersizliği Meslek politikasının yetersizliği, Mesleki konularda tek sesliliğin, birlikteliğin ve dayanışmanın olmaması, Lobi faaliyetlerinin yetersizliği. Çözüm olarak; Veteriner hekimlikle ilgili sorunların çözüm noktasında yönetim yetersizliğine çözüm olması için veteriner hekimlerin yönetici olmaları desteklenmeli, Meslek taassubuna bağlı olarak bilinçli bir dışlanmaya karşı veteriner hekimler korunmalı, Akredite ve yetkilendirilmiş veteriner hekimliğin etkin yapıya kavuşturulması Mesleki politikaların belirlenmesinde TVHB öncülüğünde tüm mesleki ve kamu kuruluşlarımız arasında ortak konsensüs sağlanması, Mesleğimiz adına kamu oyu oluşturulmasında ve hayvancılık politikalarının daha sağlıklı yürütülmesi için mecliste daha fazla sayıda, daha etkin olarak temsili noktasında veteriner hekimlerin yer alması. 2. Eğitim ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 23.57) 2.1. Fakülte sayısının çok olması (% 9.29) 2.2. Eğitim ve öğretimin planlanmaması (% 7.14) 2.3. Sürekli eğitimin yapılmaması (% 4.28) 2.4. Uzmanlık eğitiminin olmaması (%2.86) 2.1.Fakülte sayısının çok olması Fakülte sayısının fazla olması, Öğrenci sayısının fazlalığı ve niteliğinin düşük olması, Fakültelerin bazılarında fiziki mekân yetersizliğine bağlı olarak yetersiz eğitim-öğretim. Çözüm olarak; Fakülte sayıları azaltılmalı ve coğrafi olarak birbirine yakın olanlar birleştirilmeli, Öğrenci sayıları kaliteli eğitim verilebilecek oranda azaltılmalı, İstihdam imkanları ile öğrenci sayıları arasında planlama yapılmalı. 2.2. Eğitim ve öğretimin planlanmaması Fakülteler arası eğitim planlanması koordinasyonun yapılmaması, Eğitim öğretimin günümüz şartlarına göre güncellenmemesi, Uygulamaların yetersiz olmasından dolayı mesleki becerinin düşük olması, Mesleki deontoloji eğitiminin yetersizliği ile veteriner hekimlerin iş hayatında ciddi sorunlar, görülebilmektedir. Stajların süresinin kısa olması ve staj alanlarının sınırlı tutulması. Çözüm olarak; Tüm fakülteler arasında koordinasyon sağlanarak derslerin içeriği günceleştirilmeli ve gereksiz tekrarların önlenmesi için planlama yapılmalı, Uygulamalı eğitim-öğretime ağırlık verilmeli, Uygulama oranlarının yükseltilmesi sadece kağıt üzerinde kalmamalı, uygulamaların içerikleri belirlenmeli, uygulama imkanları geliştirilerek, uygulamaya ayrılan saatlerde öğrencilere gerçek uygulama imkanları sunulmalı, Fakültelere bağlı Eğitim-Araştırma ve Uygulama Çiftliklerinin imkanları geliştirilerek uygulama imkanları zorlanmalı, Öğrencilerin staj alanları genişletilmeli ve fakültelerin sağlayamadıkları veya yetersiz kaldıkları uygulama alanlarında staj imkanları oluşturulmalı. 2.3.Sürekli eğitimin yapılmaması Değişen teknoloji ve gelişen bilimsel yaklaşımların meslektaşlarımıza aktarılmaması, Veteriner Hekimliği eğitimi sadece beş yıllık fakülte süresi ile sınırlı kalmayacak, yeni teknoloji ve bilimsel yaklaşımların ortaya çıkmasıyla sürekli eğitimin yapılmaması. Çözüm olarak; TVHB organizasyonunda fakültelerin desteği ile sertifika programları, yaz dönemi meslek içi eğitim kursları düzenlenmeli, Bölgesel olarak özellikle Veteriner Fakültelerinin bulunduğu illerdeki Veteriner Hekim Odalarının organizasyonunda toplantılar, sempozyumlar, seminerler ve konferanslarla meslek içi eğitimler verilmeli, Özellikle serbest Veteriner Hekimlerin yapılacak aktivitelerle meslek içi eğitimlere katılımları özendirilmeli ve zorunlu kılınmalı. 2.4.Uzmanlık eğitiminin olmaması Kamuda ve özel sektörde eksikliği önemli derecede hissedilen veteriner hekimliği uzmanlık eğitiminin olmaması, Uzmanlık eğitiminin olmamasına bağlı olarak Araştırma Enstitülerinde belli konularda uzmanlık eğitimi almış veteriner hekim sayısının azalması. Çözüm olarak; Tıpta Uzmanlık Sınavına benzer merkezi bir sınav uygulaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılarak uzmanlık eğitimi verilmeli, Uzmanlık eğitiminden mesleğini serbest veteriner hekim olarak yerine getiren meslektaşlarımızın da faydalanacağı düzenlemeler yapılmalı. 3.Medya ve iletişim ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri. (% 17.14) 3.1. Mesleki tanıtımın yapılmaması (% 5) 3.2. Mesleğimizin imaj ve vizyonunun yetersizliği (% 5) 3.3. Kamuoyu ile iletişimde yetersizlik (% 4.28) 3.4. Meslektaşlar arası iletişim (% 2.86) 3.1.Mesleki tanıtımın yapılmaması Medyanın hayvancılıkla ilgili yeterli miktarda hayvancılık ve veteriner hekimlik mesleği ile ilgili haber ve programlar yapmaması, Mesleki tanıtım için meslektaşlarımızda yeterli bilincin olmaması, Mesleki saygınlığın azalmasına bağlı olarak medyanın gereken önemi vermemesi, Toplumda veteriner hekim imajının tanıtımda etkili olması, Hayvancılık ve veteriner hekimlikle ilgili konularda mesleki duruşun sağlanamaması. Çözüm olarak; Medyada özendirici veteriner hekimliği tanıtıcı programların yapılması, Veteriner hekimlik mesleğinin kamu oyuna tanıtılması için yazılı ve görsel medya organları ile çok iyi bir diyalog kurulmalı, Hayvancılık ve mesleğin görev ve yetkilerine ilişkin konularda radyo ve televizyon programları yapılmalı, Mesleki konuların TVHB WEB sayfasından tartışma platformunun açılarak ortak bir karara varılarak açıklanması, Mesleki tanıtımın profesyonelce yapılarak Veteriner Fakültesini tercih edecek öğrenci kalitesinin arttırılması, AB veteriner hekimlik kongresi düzenlenerek uluslararası boyutta tanıtım yapılmalı, Meslek tanıtımı için tüm ilgili kurumlarla iletişim kurularak ortak hareket edilmeli, Tanıtım noktasında veteriner hekimler sadece hayvanın sağlığıyla uğraşan bir meslek grubu değil, sağlık gıda ve sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi olduğu anlatılmalı. 3.2.Mesleğimizin imaj ve vizyonunun yetersizliği TVHB’nin vizyon ve misyonunun olmadığı, Veteriner hekimlik imajının yetersizliği, Veteriner hekimlerin vizyon ve misyonunun eksikliği, Mesleki imajın düzeltilmesi için gerekli çalışmaların yapılmadığı, Mesleki saygınlığın toplum nezdinde azalması, Meslektaşlarımızın veteriner hekimlik vizyonuna yeterli katkı sağlamaması. Çözüm olarak; Türk Veteriner Hekimliği’nin vizyon ve misyon çalışması TVHB tarafından yapılmalı, Mesleğimizin felsefesi imaj için yeniden tanımlanmalı, Toplumdaki saygınlık için ortak vizyonun ortaya konulması, Hayvancılık ve mesleğimizle ilgili AB standartları örnek alınarak vizyon ve misyon belirlenmeli. 3.3.Kamuoyu ile iletişimde yetersizlik Katılımcılar kamuoyunda etkinlik ve saygınlığın eksik olması, Mesleği ilgilendiren konularda kamuoyunda veteriner hekimlerin aktif olamaması, Veteriner hekimlerin mesleğinin yetki ve sorumluluklarını kamuoyuna tam olarak anlatamaması, Kamuoyu oluşturmada iletişim eksikliği ve medyanın yeterli olarak kullanılmaması, Kamuoyu oluşturmada mesleki duruşun sağlanamaması. Çözüm olarak; Her meslek kendi saygınlığını meslek mensuplarının toplum içindeki davranışlarıyla belirleyeceği gerçeği ile meslektaşlarımız hekim olduklarını ve toplum sağlığı için önemini kamuoyuna ifade edilmeli, Kamuoyunun dikkatini çekecek organizasyonlar (kongre, panel, konferans) yapılmalı, Meslek topluma doğru anlatılmalı ve yeterince bilgilendirilmeli, Her veteriner hekim mesleğinin önemini çevresine anlatarak kamuoyu ile iletişim kurmalı. 3.4.Meslektaşlar arası iletişim Meslektaşlar arası iletişim yetersizliği, Meslektaşlarımız arasında mesleki birlikteliğin eksikliği, Veteriner hekimlerle odalar arasında iletişim eksikliği, Veteriner hekimler arasında yetersiz iletişimin olmamasına bağlı olarak mesleki konularda ortak tavır ve mesleki duruşun olmaması. Çözüm olarak; Mesleki toplantıların ve tanıtımların sıklaştırılarak meslektaşlarımız bir araya getirilmeli, Mesleki teknolojinin uygun kullanılması ve yaygınlaştırılması ile iletişim sağlanmalı, TVHB, diğer mesleki kuruluşlar ve odaların periyodik olarak yapacağı sosyal aktivitelerle meslektaşlarımız bir araya getirilmeli, Üniversite, bakanlık ve özel sektörde görev yapan meslektaşlarımız ortak aktivitelerle ve mesleki tavır noktasında bir araya getirilmeli, Toplumun üzerinde mesleğimize güvenin azalmasına neden olan serbest veteriner hekimler arasında birlik, beraberlik ve dayanışmanın tesis edilmesi. 4. Mevzuat ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 10.71) 4.1. 6343 sayılı yasanın günümüz koşullarına cevap vermemesi (% 5) 4.2. Dörtlü kanun (dörtlü hijyen) paketi ilgili yetersizlikler (% 2.86) 4.3. Diğer kanun ve mevzuatlardaki eksiklikler (% 2.86) 4.1.6343 sayılı yasanın günümüz koşullarına cevap vermemesi 6343 sayılı yasanın günümüz koşullarına cevap vermemesi, 6343 günümüz şartlarına yetersiz oluşu, mesleki beklentilere cevap verememesi ve güncelleştirilmemesi. Çözüm olarak; TVHB Veteriner hekimliği mesleğini ve veteriner hekimleri ilgilendiren her yasal düzenlemede etkin taraf olarak kabul edilmeli, Değişen ve gelişen ülke şartlarına göre yetersiz kalan 6343 sayılı yasanın yeniden gözden geçirilerek daha çağdaş hale getirilerek mesleğin var olan haklarının korunarak, yeni hak ve yetkilerle donatılması, 6343 sayılı meslek mevzuatının mesleki standardizasyon ve akreditasyon açısından FVE stratejisi çerçevesinde ele alınması, 6343 sayılı yasada belirtilen görevler dışında yasal düzenleme yapılarak yeni görev alanları belirlenmeli ve yeni gelir kaynakları meydana getirilmeli, Veteriner hekimlerin Odalara üyeliğinin yasal mevzuat ile mecburi kılınması. 4.2.Dörtlü kanun (dörtlü hijyen) paketi ilgili yetersizlikler Dörtlü hijyen paketi diye adlandırılan gıdaların üretilmesinden tüketilmesine kadar tüm aşamaların, AB’de olduğu gibi veteriner hekimler tarafından denetlenmesinin yasal olarak düzenlenmesi ile ilgili eksikliklerin devam etmesi. Çözüm olarak; Dörtlü kanun paketi AB standartlarına göre düzenlenmesi, Hayvansal ürünlerin üretimi, işlenmesi, depolanması, satışı ve toplu tüketim yerlerine ilişkin yasal mevzuatlardaki denetim yetkisi sadece Veteriner hekimlere verilmeli. 4.3. Diğer kanun ve mevzuatlardaki eksiklikler 6343 sayılı yasa ve dörtlü hijyen paketi dışında kalan kanun ve mevzuatlarda görülen eksiklikler, Katılımcılar mesleki mevzuatların hizmete özel günümüz şartlarına göre yenilenmemesi, Medyanın hayvancılık ve veteriner hekimlikle ilgili çok kısa programlar yapması yönünde yasal mevzuat eksikliği, Mesleki temsil, yetki ve sorumlukların mevzuatlarla kısıtlanması. Çözüm olarak; Veteriner hekimlikle ilgili diğer mevzuatların AB standartlarına göre düzenlenmesi, Hayvancılık Sigortası Kanununun genişletilmesi ve veteriner hekimlerin etkinliklerinin arttırılması, Kooperatif ve Birliklere alınan veteriner hekimlerin belli bir mevzuat çerçevesinde istihdam edilmeleri mevzuatın düzenlenmesi, Mevzuat konusunda siyasi ilişkilerin ciddi tutulması, Mesleki hakların kazanımı, özlük hakları, çalışma şartları ve mesleki kapsam mevzuatının oluşturulması için TVHB güçlü bir hukuk bürosu kurmalı. 5. İstihdam ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 8.56) 5.1. Kamuda istihdam (% 5) 5.2. Özel sektörde istihdam (% 3.56) 5.1.Kamuda istihdam Katılımcılar kamuda istihdam alanlarının tam olarak belirlenmemesi, İstihdam alanının sürekli daraltılması, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı dışında Sağlık, Çevre ve Orman ve İçişleri Bakanlıklarında istihdamın yapılmaması, İlgili bakanlı teşkilatlarında mesleki istihdam alanlarının farklı meslek grupları tarafından işgal edilmesi, Yerel yönetimlerde norm kadro uygulaması, Ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısına göre mesleğimizin kamuda faaliyet alanı ve önceliklerinin belirlenmemesi. Çözüm olarak; Veteriner hekimlik mesleğinin istihdamı ile ilgili olarak Tarım Bakanlığının yeniden yapılandırılması Gıda güvenliği ve halk sağlığı, su ürünleri, kontrol laboratuarları gibi kamuda mevcut istihdam alanlarına veteriner hekimlerin görevlendirilmesi veya özendirilmesi, Gıda güvenliği konusunda politikalar üretilmeli ve istihdam bu alanlara kaydırılmalı, Belediyelerde norm kadro keyfiyetine son verilerek belediyelerde istihdam eskisi gibi zorunlu hale getirilmesinin sağlanması, Veteriner hekim istihdamı için kamuoyu desteğinin oluşturulması, Kamudaki veteriner hekim sayısının arttırılarak Gıda güvenliği, Veteriner Halk Sağlığı, Hayvan Sağlığı ve Hayvan Refahı hususlarında kamuda ciddi çalışmaların yapılması, Sağlık bakanlığında zoonoz hastalıklarla mücadele konusunda daha etkin rol verilmesi. 5.2.Özel sektörde istihdam Özel sektörde istihdam alanlarının tam olarak belirlenmemesi, İstihdam alanının sürekli daraltılması, Kamudaki veterinerlik hizmetlerinin özel sektöre özelleştirilmemesi, Özel sektörün AB normlarında teşvik edilmemesi, Ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısına göre mesleğimizin özel sektörde faaliyet alanı ve önceliklerinin belirlenmemesi. Çözüm olarak; İstihdam alanları tam olarak tanımlanmalı, Hayvansal ürünlerin üretilmesinden tüketilmesine kadar her aşamada veteriner hekimlerin tam olarak görev alması, Veteriner Hekim özel sektörde istihdamı için kamuoyu desteğinin oluşturulması, Hayvan sigortası kanunu mutlaka genişletilmeli ve veteriner hekimler bu alanda etkin olarak görev olmalı, Üretim, kontrol ve teşhis hizmetlerinin meslektaşlarımız lehine özelleştirilmesi, Kooperatiflere ve birliklere alınan veteriner hekimlerin odaların koordinatörlüğünde belli kurallar çerçevesinde istihdam edilmesi, Meslekte özel sektör teşvik edilmeli. 6.Serbest veteriner hekimlik ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 7.14) 6.1. Mesleğin faaliyet alanı ve önceliklerin belirlenmemesi (% 2.86) 6.2. Veteriner sağlık ürünleri (ilaç, aşı ve biyolojik maddeler) ile ilgili sorunlar (% 1.43) 6.3. Serbest veteriner hekimlik mevzuatının yetersizliği (% 1.43) 6.4. Mezuniyet sonrası staj olmaması (% 1.43) 6.1. Mesleğin faaliyet alanı ve önceliklerin belirlenmemesi Mesleğin faaliyet alanı ve önceliklerin belirlenmemesi, Veteriner sağlık ara elemanlarının veteriner hekimlik mesleği icra etmeye çalışması, Mesleki uygulamalarda kamuda çalışan veteriner hekimlerle karşı karşıya gelmesi, Suni tohumlama hizmetlerinde Yetiştirici Birlikleri ile sorun yaşaması, Kamudaki veterinerlik hizmetlerinin özelleştirilmemesi. Çözüm olarak; Serbest Veteriner hekimler koruyucu hekimlik hizmetlerinde sözleşmeli olarak görevlendirilmeli, Serbest Veteriner hekim olarak mesleğinin icra eden meslektaşlarımız için meslek içi eğitim alma zorunluluğu getirilmeli ve uzmanlık yapma imkanları geliştirilmeli, Serbest Veteriner Hekimliğin standardizasyon ve akreditasyonu için kongre düzenlenmeli, Akredite ve yetkilendirilmiş veteriner hekimliğin etkin yapıya kavuşturulması, Suni tohumlama uygulama alanlarındaki problemlerde Merkez Konseyi ortak bir tavır belirlemeli, Küpeleme işinin merkez konseyi organizasyonunda serbest veteriner hekimlere yaptırılması, Serbest çalışan veteriner hekimlere sosyal güvenceler kazandırılmalı, Serbest veteriner hekimlerde uzmanlık yada branşlaşma yoluna gidilmeli. 6.2. Veteriner sağlık ürünleri (ilaç, aşı ve biyolojik maddeler) ile ilgili sorunlar Serbest veteriner hekimlik klinik ve polikliniklerinde satılan veteriner sağlık ürünleri etiketleri üzerinde fiyat istikrarının sağlanamaması, Bilinçsiz veteriner sağlık ürünleri tüketimi ve yetersiz denetim sorunları. Çözüm olarak; Veteriner ilaçlarının satışlarında mevzuat düzenlemelerinin yapılması, Veteriner sağlık ürünlerinin elden ve hekim olmayan kişiler tarafından değil veteriner hekim kontrolünde yapılması, Bazı serbest veteriner hekim meslektaşlarımızın asli görevlerini yapmayıp, ilaç satıcısı gibi çalışmaları kamuoyu nezdinde prestij kaybına neden olmuştur. Bu olumsuzlukların ortadan kalması için odalar daha etkin ve duyarlı çalışmalı. 6.3. Serbest veteriner hekimlik mevzuatının yetersizliği Serbest veteriner hekimlik mevzuatının günümüz koşullarına yetersizliği ve güncelleştirilmemesi. Çözüm olarak; İşyeri açmak isteyen veteriner hekimlere, ruhsat verme ve denetleme yetkisi Veteriner Hekim Odalarına verilmeli, Kamu kurum ve kuruluşlarındaki muayenehane, poliklinik ve hastaneler ilgili mevzuata göre ruhsatlandırılmalı, Hizmet noktasında serbest veteriner hekimlerle haksız rekabet oluşturacak ücret tarifesi uygulamaması için odaların belirlediği asgari ücret tarifesine uymalı, Serbest Veteriner hekimlerin muayenehane yönetmenliğinin değiştirilmesi ve denetimlerde odaların yetkilendirilmesi. 6.4. Mezuniyet sonrası staj olmaması Mezuniyet sonrası herhangi bir tecrübe kazanmadan veya uzun süre klinik hizmetleri dışında görev yapan veteriner hekimlerin klinik açması mesleki uygulama sıkıntılarına sebebiyet vermesi, İlk defa klinik açacak tecrübesiz veteriner hekimlerin mesleki tecrübe kazanacakları stajın olmaması, Çözüm olarak; Muayenehane açmadan önce serbest olarak çalışacak veteriner hekimlerin tecrübe kazanmak için odaların uygun göreceği kliniklerde belli bir süre staj görmesi. 7. Özlük hakları ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri (% 2.86) 5.1.Kamuda özlük hakları (% 1.43) 5.2.Özel sektörde özlük hakları (% 1.43) 7.1.Kamuda özlük hakları Kamuda çalışan veteriner hekimlerin aldıkları maaşın son yıllarda diğer meslek gruplarının çok gerilerinde kalması, Sürekli kırsal alanda görev yapmalarına rağmen hakkettikleri ücreti alamamaları. Çözüm olarak; Özlük haklarının düzeltilmesinin sadece Tarım ve Köyişleri Bakanlığından beklenmemeli, her kesimdeki veteriner hekimlerin mesleklerine sahip çıkıp kamuoyu oluşturmalı, -Özlük hakları ile ilgili olarak Tarım Bakanının ve meslektaşımız bürokratların aktive edilerek motive edilmesi. 7.2.Özel sektörde özlük hakları Özel sektörde düşük ücretlerle veteriner hekimlerin istihdam edilmesi, Veteriner hekim olmayan şahısların veterinerlik hizmetleri yaparak haksız rekabet sonucu piyasayı olumsuz etkilemesi. Çözüm olarak; Özel sektördeki ücret tarifesi odaların kontrolünde olmalı, Özlük haklarının iyileştirilmesi için her alanda çalışan veteriner hekimler mesleğine sahip çıkmalı ve duyarlı olmalı, Özel sektörde özlük haklarının iyileştirilmesi için kamuoyu oluşturulmalı. Sonuç olarak; Veteriner hekimlik mesleğinin sorunlarını, bizzat mesleği çeşitli alanlarda icra ederek yaşayan veteriner hekimler ortaya koymuş ve bu sorunlara ait çözüm önerilerinde de bulunmuşlardır. Veteriner hekimlik mesleğinin kamuoyu gözünde kaybettiği kanı yeniden kazanmak zorunda olduğu ve bunun meslek onuru için gerekli olduğu kadar, ülkemiz insanının sağlıklı yaşamı içinde çok önemli olduğu bilinen bir gerçektir. Genel olarak veteriner hekimliğin kamuoyu vitrinine dünyanın en saygın bir mesleği olduğu vizyonuyla çıkması ve bu vizyonu gerçekleştirmek için ortaya koyacağı hedeflerle misyonunu gerçekleştirmek zorunda olduğu STRATEJİK PLANINI, Türk Veteriner Hekimleri Birliği önderliğinde en kısa zamanda gerçekleştirilmek zorundadır.1 Haziran 2011: 11:27 yanıtla: Türkiye’deki Veteriner Hekimliğin Sorunları ve Çözüm Önerileri #99485Mehmet AKIN
ÜyeANADOLU’DA VETERİNER HEKİM OLMAK
Kar-kış, kilometrelerce mesafe demeden hastanın ayağına giden, ancak hastaya ulaşabilmek yeri geldiğinde 1 gününü harcayan, karşılığını bile alamayan, mücadeleci bir meslek grubu veteriner hekimler. Sivas, Malatya, Elazığ, Konya, Ağrı, Adana, Burdur illerine yaptığımız seyahatte, bu bölgelerdeki serbest veteriner hekimlerle görüştük, beraber doğuma girdik, suni tohumlama yaptık, hem sorunları dinledik, hem de çalışma koşullarını izledik. Veteriner Hekimlerin dile getirdikleri ve düzelmesi için uğraşı verdikleri birçok sorunları var. Doğu ile Batı arasındaki coğrafi farklılıklar göz önüne alındığında Batı’ya oranla birçok dezavantajları var. Doğu’da merkezden ilçeye veya köye en yakın mesafe 70-80 km. Hastaya çağrılan bir veteriner hekim kimi zaman geliyor ki 3 saatini köye varabilmek için harcıyor. Yetiştiricilerin hekimlere bakışı ve ilişkileri istenilen düzeye getirilememiş. Hayvan sahibi yapılması gerekeni hekime bırakmak yerine kendi istediğini yapması için hekimi zorluyor. Dolayısıyla ne kadar doğru olan yapılabilir, ne kadar etik hareket edilebilir herbiri birer soru işareti… Bu bölgelerde yaşayan veteriner hekimlerin sosyal yaşantısı çok kısıtlı. Bayram, tatil demeden hastaya koşuyorlar. Bunun karşısında beklentileri daha fazla saygı. İnsan hekimine duyulan saygı nedense veteriner hekime çoğu zaman duyulmuyor.
Kayıtdışı hayvan sayısı o kadar fazla ki, salgın bir hastalıkta veteriner hekim hastalığın kaynağını bulmakta zorlanıyor. Devletin öncelikle aşılama konusunda kontrolleri sıkılaştırması, aşılama esnasında prosedüre uyulması ve kontrol mekanizmasının iyi kontrol edilmesi gerekiyor. Birçok ilde tahlil yapabilecek bir laboratuvar yok. Hasta bir inekten alınan kanın ilgili ile gönderilmesi ve sonucun gelmesi yaklaşık 1 hafta -10 gün sürüyor ve sonunda hayvan sağ kalırsa….
Kimi zaman muayene ve tedaviye karşılık veteriner hekime verilen bir kova süt veya yoğurt. Kulaktan dolma ilaç kullanımı çok yaygın, veteriner hekimin ücretini karşılayamayacağı korkusuyla “komşunun ineğine iyi geldi sen de kullan” şeklinde gereksiz ilaç kullanımı yapılıyor ve bu yanlış tedaviler sonucunda çağrılan veteriner hekimden hayvanı kurtarması bekleniyor. Bunların sonucunda veteriner hekimi suçladıkları ve güven duymadıkları birçok olay gerçekleşiyor. Örneğin suni tohumlamada hayvanın gebe kalmamasından veterineri suçlayanlar, kimi imkansız durumlarda mucizeyi bekleyen, veteriner hekimsin nasıl yapamazsın diye çıkış yapan hayvan sahipleri… Bunların herbiri veteriner hekimlerin mücadele verdikleri şartlar.
Serbest Veteriner Hekimlerin yurt genelinde, yerleşim alanlarında dengeli bir dağılımı söz konusu değil. Uzmanlık eğitimi aradan yirmialtı sene geçmesine rağmen çözülememiş durumda. Serbest Veteriner Hekimler arası haksız rekabet önlenemediği gibi devlet Tarım Danışmanı adı altında aldığı elemanların ne şekilde çalışacağını belirlememesi nedeniyle haksız rekabete neden oluyor. Birçok yerde Serbest Veteriner Hekimler geçim derdine düşmeleri nedeniyle hekimliği bırakıp adeta eczacı gibi ilaç satar hale gelmişler. Tarımdaki yapısal sorunların çözülmemesi nedeniyle hayvancılık sektöründe sağlıklı yapılanma yapılamamakta dolayısıyla serbest veteriner hekimlerin sektördeki etkinliğini ve hizmetini olumsuz etkilemeğe devam etmektedir. Aynanın diğer yüzünü çevirip veteriner hekimlerin yaptıkları yanlışlara bakarsak, kimi zaman deontolojinin, meslek etiğinin doğru işlemediğini görüyoruz. Bunun içinde gereksiz ilaç kullanımı, kontrol mekanizmasının doğru işlememesi gibi birçok sebep var. Serbest Veteriner Hekimlerin sorunları; ilk serbest veteriner hekim muayenehanesinin Konya’da açılması nedeniyle 26 Nisan 1986 tarihinde Konya’da düzenlenen Serbest Veteriner Hekimler I.Ulusal Kongresinde, daha sonraları 25 Nisan 1987 İstanbul ve 16-17 Nisan 1988 tarihinde Bursa, Uludağ’da düzenlenen Ulusal Toplantılarla tartışılmış fakat bu toplantılarda bir çok kararlar alınıp Bakanlık yetkililerine iletilmesine rağmen yabancı ülkelerdeki özellikle AB müzakerelerinin gündemde olduğu şu günlerde AB normlarında bir Serbest Veteriner Hekimlik Hizmetinden bahsetmek çok zor. Ciddi anlamda bir kargaşa ve düzensizlik yaşanmakta, bu alanda sorunlar gittikçe artmaktadır.
AB ülkeleri incelendiğinde serbest veteriner hekimlere yönelik uygulamalar ülkelere göre değişmektedir. Bu yapısal farklılıkların giderilebilmesi ve veteriner hekimlerin mesleki denetim ve ruhsatlandırmayı yapacak yapısal kurumların benzer yapıda oluşturulabilmesi için FVE tarafından çalışma yürütülmektedir. AB’de serbest veteriner hekimler çalışmaları yanında kamudan bazı sorumlulukları ve yetkileri almak suretiyle faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tabii ki uzmanlık gerektiren sorunun çözümü için konunun uzmanı kuruluşun olmaması, çok sayıda yasa ve yönetmelik çıkarılmasına rağmen serbest veteriner hekimlik hizmetleriyle ilgili sorunların çözülmeyip ertelenmesine ve daha doğrusu her seferinde bir başka bahara kalmasına neden olmaktadır.
Bu sorunlara göz attığımızda;
• Serbest Veteriner Hekimlerin yurt genelinde, yerleşim alanlarında dengeli bir dağılımı söz konusu değildir,
• Uzmanlık eğitimi aradan yirmi altı sene geçmesine rağmen halen çözülebilmiş değildir,
• Serbest Veteriner Hekimler arası haksız rekabet önlenemediği gibi devlet Tarım Danışmanı adı altında aldığı elemanların ne şekilde çalışacağını belirlememesi nedeniyle haksız rekabete neden olmaktadır,
• Serbest Veteriner Hekimlerin geçim derdine düşmeleri nedeniyle hekimliği bırakıp adeta eczacı gibi ilaç satar hale gelmişlerdir,
• Tarımdaki yapısal sorunların çözülmemesi nedeniyle hayvancılık sektöründe sağlıklı yapılanma yapılamamakta dolayısıyla serbest veteriner hekimlerin sektördeki etkinliğini ve hizmetini olumsuz etkilemektedir,
• Sosyal güvence yönünden ileriye dönük güvenli bir gelecek yok.
• Serbest Veteriner Hekimlerle ilgili bürokratik yaptırımlar hala kamuda muhafaza edilmektedir, oysa bu yetkiler meslek odalarına devir edilebilir, denetim kamu tarafından yürütülebilir.
• Muayenehane açacak Veteriner Hekim’e mesleğini belli standartta icra edebilmesi için kaynak sıkıntısının giderilebilmesi amacıyla ucuz meslek kredisi sağlanmalıdır, yeterli finansman bulamayan veteriner hekimler belli standartta muayenehane açıp gerçek anlamda hizmet veremiyor.
• Reorganizasyon sonucu Bakanlıkta serbest veteriner hekimlerin sorunlarına çözüm getirecek bir birimin olmaması sıkıntıyı arttırıyor,
• Kamuda hangi ad altında olursa olsun kamu Veteriner Hekimlerine tatminkar ücret ödenerek sadece oto kontrol hizmeti vermeleri sağlanmalı, klinik faaliyetlerine son verilmeli,
• İl Müdürlükleri yerine, Meslek odalarının eğitim faaliyetlerini arttıracak şekilde düzenlemelere gidilmeli, bu konuda bazı yaptırımlar getirilmelidir.
• Ruhsat iptalleri v.s serbest veteriner hekimlerle her türlü bilgiler ilgili Veteriner Hekim Odasına bildirilmelidir.
Tüm bu sorunlar bugüne kadar süre gelen sorunlardır. Sahada görev yapan serbest veteriner hekimlerle yapmış olduğumuz görüşmelerde hekimlerin sorunlarını dinledik ve bu yazımızda sizlerle paylaştık. Veteriner Hekim kimdir, ne iş yapar, nasıl iş yapar? Hekimlerin kendi ağzından dile getirdiklerini okuyalım.
ANADOLU’DA BAYAN VETERİNER HEKİM KABUL EDİLMİYOR
Fatma Güçlü
Veteriner Hekim |Sivas|
1991 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Fatma Güçlü, meslektaşı ve eşi Kadir Güçlü ile aynı klinikte veteriner hekimlik yapıyor. Fatma Güçlü, Anadolu’da bayan veteriner hekim olmanın zorluklarını anlattı.
Anadolu’da bayan veteriner hekim olmanın en büyük zorluğunu ben yaşamışımdır. Köylü, burada kesinlikle bir bayanın veteriner hekim olabileceğini kabullenemiyor. Beni klinikte görüp, hekim beyin eşi burada rahatsız etmeyeyim diyerek dışarı çıkanlar, ahırdan içeri sokmayanlar, ahıra girerken bayansınız siz oturun diyerek altıma sandalye taşıyanlar… Bir bayanın veteriner hetim olabilceğini veya hekimlik yapabileceğini kabul edemiyorlar. Bayan olarak iletişim kurabilmeniz çok zor, tek başıma bir hastaya gitme şansım yok, ya müdahale ettirmezler ya da söylediğime inanmazlar.
Bir süre mezbahada veteriner hekimlik yaptım. İnsan sağlığına zararlı, imha edilmesi gereken sakatatı ayırıyordum. Birgün kesinlikle imha edilmesi gereken sakatatları bir kenara ayırırken orada görevli bir kişi elinde bıçakla gelip, milli serveti yokediyorsunuz, hepsine sağlıklı raporu vereceksiniz diyerek karşı çıktı, olay mezbaha müdürüne yansıyarak yatıştırıldı ve bu işi bırakmama sebep olan bu olayı yaşadım. Şu anda klinikte sadece klinisyen olarak çalışıyorum, eşimin aynı meslekten olması benim için avantaj, yoksa tek başıma arabaya binip hastaya gitmem gibi bir ihtimal yok. Aşı alacaklar bile beni gördüklerinde dikkate almayıp hala Kadir Bey’i veya görevli kişiyi sorarlar. 15 yılda yavaş yavaş bir güven oluşturmaya başladık ve hekim olabileceğimi az da olsa kabul etmeye başladılar. Ayrıca bir bayan için veteriner hekimlik güç isteyen bir iş. Doğuma gittiğimde 3 gün kollarımı kaldıramam. Burada Kangal köpekleri çok gelir. Bir bayan olarak kimi yerde gücünüz yetmiyor. Bunu erkekler de yaşıyor, ancak daha çabuk tolere edebiliyorlar.
EKONOMİK KAYGI VAROLDUĞU SÜRECE DOĞRU TEDAVİ YAPILAMAZ
KADİR GÜÇLÜ
Veterİner Hekİm |Sİvas|
1991 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
1991 yılından bu yana Sivas’ta serbest veteriner hekim olarak hizmet veren Veteriner Hekim Kadir Güçlü ile görüşmeye gittiğimizde Kadir Bey, Hayribey Köyü’nden bir doğum için çağrıldı, yaptırdığı doğumu beraber izleme şansını yakaladık. Çalışma ortamını birebir görme fırsatını yakalarken, Sivas’ta bir veteriner hekim nasıl çalışır, en çok hangi vakalarla karşılaşır hem gördük, hem de ardından Kadir Güçlü’den dinledik.1991 Kasım ayından beri Sivas Merkez’de serbest veteriner hekimlik yapıyorum. Gelir kaynağımın %70’i ilaç satışı, %30’u veteriner hekimlik hizmeti oluşturmak üzere ağırlıklı olarak büyükbaş hayvanlara hizmet veriyorum. Yaşadığımız sıkıntıların başında şehir merkezi ve köyler arası mesafelerin uzunluğundan dolayı ulaşım zorluğu ve maddi kazancın kısıtlı olması geliyor. 20 km uzaklıktaki bir köye hastaya çağrıldığımız zaman köye ulaşmamız kimi zaman 3 saati geçiyor. Ulaşım sıkıntısından dolayı vakaların %60’ına gidemiyoruz. Bir hastaya çağrıldığımız zaman 2. veya 3. vakaya baktığımızda bu hastalar için ücret alamıyoruz. Bir kez çağrıldığınızda 1 hastaya da bakarsınız, 2 veya 3 hastaya da ama aldığımız ücret bir hastaya bakma ücretidir, onu da alabilirsek… Kısacası ekonomik yönden yaşadığımız sıkıntılar oluyor, ki bu ülkenin genel ekonomisiyle bağlantılı bir durum.
Veteriner hizmeti verirken yaşadığımız en büyük sıkıntı ticari düşünmek zorunda kalmak. Özelleştirme ile hizmetin daha güzel olacağını düşünmekle beraber alacağımız ücretlerin kısıtlı olacağından yine de geçim sıkıntısı getireceği endişesi var. Mesleğimiz her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Ekonomik kaygı var olduğu sürece gerçek ve doğru tedavi yapılmıyor, yapılamayacak da. Mesleğin uygulanmasında deontoloji taraftarıyım. Mesleğimizi hak ettiği yere getirmek için etik kurallara uymamız gerekli. Örneğin bilindiği gibi Şap aşısının hayvanların sevkinden en az bir ay önce yapılması zorunluluğu var. Yapmış olmak için yapılan durumlar var. Brucella, çiçek, tuberkuloz testleri ve aşıları yapılma zorunluluğu var ve usulüne uygun olmayacak şekilde yapmış olmak için uygulama yapılıp hayvan gönderiliyor. Geçmişte de IBR hastalığı 1996-97’lerde ithal hayvanlardan bu hastalıklar geldi o zamanlar ithal hayvanlara aşılama yapılsaydı, IBR hastalığı ülkemize gelmezdi. O dönemde Sivas’ta köylünün cebinde IBR aşısı gördüm.
İthal edilen hayvanlara yapılması gerekiyormuş ve siz yapın diye sınırda verildi denildi. Yaptığımız işi tedavi ve kontrol etmek için yapmamız gerekli.DOĞRU AŞILAMA YAPILMALI
Geçen yıl tüm Sivas’ta Şap aşılaması yapıldı ancak 1 ay sonra hastalık çıktı. Böyle olaylar sonucunda doğal olarak köylünün veteriner hekime güveni kalmıyor. Köylünün güveni kalmayınca, veteriner hekimin hizmet amacıyla geldiği imajı kayboluyor. Köylünün gözünde veteriner hekim para kazanmak amacıyla kendisine geliyor şeklinde bir imaja bürünüyor. Devletin bugün hayvancılık kooperatifleri var. Bir diğer hayvancılığı çökerten sorun da bununla ilgili yaşanıyor. Müteahhitlere ihale açılıyor, şart koşuluyor 400 kg canlı ağırlık olacak, 2 yaşını geçmeyecek, 3- 7 aylık arası gebe düve olacak şeklide hayvan getirileceğine dair. Köylü borçlandırılıyor ancak bakıyorsunuz köylünün kapısına 150 kg.lık kaşektik hayvanlar getiriliyor ve vatandaş borçlanıyor, kapısına getirilen bu hayvanları almak zorunda bırakılıyor. Bu hayvanların 85 tanesi IBR’den öldüler. Hekime sigorta şirketlerinden baskı yapılıyor, 400 kg’lık hayvana nasıl 150 kg yazarsın diye. Bunu verirken kontrol edin ediyorum. Sigortacı sigorta yaparken sormuyor. Olan vatandaşa oluyor ve hayvancılık böylece daha da çöküyor.HEKİMLİK HAYATIMDA YAŞADIĞIM İLGİNÇ OLAYLAR
2 başlı 6 ayaklı bir danaya doğum yaptırdım. Genetik bozukluk oluşmuş enteresan olaylarla karşılaşıyorum. İkiz doğum denildi, olay Sivas’ın Eski köyünde 1992 yılında oluyor. Arkadan baktığımda tek, önden baktığımda çift buzağı görünüyor. Sezeryan yaptım, hayvan canlı doğdu, ancak önce bir tanesinin kafası düştü, sonra diğerinin… Böyle bir olaydan o zaman için çok etkilenmiştim.
Yaşadığım bir diğer ilginç olay 150-200 kg’lık bir ineğe doğuma gittiğimde yaşadım. Pozisyon çok güzel, çengeli takıp kanala getirdiğimde kanalın çapının dar olduğunu gördüm, hayvanın çıkması imkansız, bu hayvanın yaşama şansı olmadığını sezeryan gerektiğini söyledim. Dana canlı ayaklar hareket ediyor, ancak hayvan çıkmıyor. Hekimsen çıkar dediler. Dananın kafasını kesip çıkarmam gerektiğini söyledim, zorla canlı dananın kafasını kesmek zorunda bıraktılar, kestim . Mesleğinizden ve yaptığınız işten utanıyorsunuz. Bu olayı bugün yaşasam hiçbir müdahele etmeden, oradan çıkar giderdim.
VETERİNER HEKİMLERİN ÇABALARI TAKDİRE ŞAYANDIR
OSMAN GÜDER
Veterİner Hekİm |MALATYA|
1992 FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Osman Güler, 1993 yılından bu yana Malatya’da sahada serbest veteriner hekim olarak çalışıyor. Osman Güler, veteriner hekim ile vatandaş arasındaki kopuk diyaloğun sebeplerini kendi gözlemleriyle şöyle anlattı.Genelde Malatya’da bulunan veteriner hekimlerin gelirleri klinik çalışmalarıdır. Malatya’da serbest veteriner hekimlik 1979-80 yıllarında devreye girmiştir. Üniversitelerde yeterli deontoloji dersi alamamalarından dolayı, mesleğin nasıl icra edileceğini bilememelerinden dolayı vatandaş ile diyalog belirli bir düzeyde tutulamamıştır. Böylece veteriner hekimlerin vatandaşla dialogda gerekli seviyeyi koruyamamaışlardır. Eğitim ve kültür seviyesi düşük bir toplumda yaşadığımızdan dolayı, üniversite tahsili yapmış kişiler bile entellektüelitisini geliştirecek çalışmalar yapmazken halktan bunu beklemek yanlış olur. Bunu düzeltmek için birçok arkadaşımızla gayret sarfediyoruz.
HALA KATIR SIRTINDA GİTTİĞİMİZ MESAFELER VAR
2007 yılında hala katırla gidip geldiğimiz mesafeler var, coğrafi olarak ve Malatyalılar olarak dezavantajımız diğer bölgelerde kıyaslandığında hayvancılık 1. derecede geçim kaynağını oluşturmuyor. Böylece veteriner hekimliğin önemi de 2., 3. dereceye düşüyor. Malatya’nın birinci geçim kaynağı kayısı. Birinci derecede bu önemli olduğundan çiftçi tüm dikkatini bu alana veriyor.
Ülkemiz gelişme gayreti içine olan bir ülke. Ülkemiz siyasi açıdan şimdiye kadar iyi yönetilmedi. Bunların faturasını diğer sektörlerle birlikte hayvancılık sektörü de ödedi. Gelişmiş dünya ülkelerinde örneğin bir iş kolu geri ise, o konu süspanse edilerek geliştiriliyor. Türkiye’de rekabet etme şansımız yok. Hayvancılığın devlet politikası haline getirilip ülke hayvancılığının diğer ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye getirilmesi gerekir.
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hayvancılığa çok uygun bölgeler var. Bu tür bölgelere ağırlık verilirse hem göçler engellenmiş, hem de insanımızın yaşam seviyesi yükselmiş olacaktır. Suni tohumlamada sağlanan destekleri çok takdir ediyorum. Veteriner hekimlerin çabaları takdire şayandır. 24 saat, saatlerce yol giderek hizmet vermesi, tohumlama yapması hem ülkeye hem hayvancılığa karşı fedakarlıkla yapılan hizmetlerdir.
MESLEK HAYATIMIZ BOYUNCA HEKİM OLMAYA ÇALIŞTIK
FatİH MEHMET AVCI
Veterİner Hekİm |MALATYA-ELAZIĞ|
1992 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Avcı, 1992 İstanbul mezunu. Fatih Mehmet Avcı ile, midesine çivi girmiş bir ineğe müdaheleye ve suni tohumlamaya beraber gittik ve Mehmet Avcı, hekimliğin gerektirdiği fedakarlıkları anlattı.
Herşeyden önce hekim olmaya çalıştık. Esnaf olmaya çalışsaydık daha verimsiz bir insan olurduk. Herşeyden önce hekimiz. Elbette ki geçimimizi sağlamak için gelire ihtiyacımız var ancak hem ülke ekonomisine, hem hayvancılığın ilerlemesine faydalı olabilmek için hekimliğimizi konuşturmamız gerekli. Sahada tamamen bilim ve becerimizle, potansiyel birikimimizle hastaları tedavi etmek durumundayız. Bu sahadaki bilgi birikimiyle edinilen bir uzmanlıktır.
Ekonomik sebepler, zorlukların en başında gelir. Maddi bakımdan sıkıntısı olmayan bir hasta sahibiyle daha rahat çalışabiliyoruz. Uzun mesafelerden dolayı yaşadığımız zorluklar bir diğeri. Meslek aşkıyla tüm zorluklara rağmen km.lerce uzaktaki hastaya koşan, maddi karşılığı olmadan fedakarca çalışan bir meslek grubudur veteriner hekimler. Kurban bayramında dahi bir hayvan keserken bir doğuma çağrılırız, hangisine yetişeceğinizi şaşırırsınız. Sosyal yaşantımız kalmaz. Veteriner hekimlik fedakarlık gerektirir.
İlaç satışından para kazanılmıyor, desteklemelerden dolayı suni tohumlama ile biraz para kazanmaya başladık. Avrupa’daki veya Amerika’daki meslektaşlarımızla aynı gelir düzeyine sahip olmamız imkansız. Avrupa’da yıllık 200 bin dolar net kazancı olan veteriner hekimin Kanada’da 200 bin dolar net kazancı varken, Türkiye’de bir veteriner hekim hayatı boyunca belki bu rakamı kazanamamaktadır. Dünyada mesleki sıralamalarda Avrupa’da veteriner hekimler 1. sırayı, diş hekimleri 2. sırayı, beşeri hekimler 3. sırayı alır. Türkiye’de bu maalesef tam tersi. Türkiye’de veteriner hekimlik mesleği hak ettiği seviyeye ulaşamamıştır. Avrupa’da veya Amerika’da veteriner hekimlik mesleğinin saygınlığı ne yazık ki ülkemizde kazanılamamıştır.
ÜLKEMİZDE GEREKLİ ALT-YAPI OLUŞTURULAMADI
ABUZER GÖĞÜS
Veterİner Hekİm |MALATYA
1990 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Malatya-Adıyaman bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Abuzer Göğüs ile mesleki sorunları ve odanın mesleğe sağlamaya çalıştığı katkıları konuştuk.Konya Veteriner Fakültesi 1990 yılı mezunuyum. 1990’dan beri serbest veteriner hekim olarak çalışıyorum. Hayvan hizmetleri ve tarım ile ilgili ortak çalışmak amacıyla 1996’da 11 veteriner hekim, 1 beşeri hekim, 1 de ziraatçi olmak üzere 13 ortaklı bir şirket kurduk. Ancak belli bir noktadan sonra bu ortaklık yürümedi. Devletin yapmadığını yapmayı planladık, ancak maddi sorunlar ve bireylerin birbirine bağlılığı olmadığından bu ortaklık yürümedi. O yıllardan beri serbest hekim olarak çalışıyorum. Bu ülke bizim ülkemiz, herkes verimli bir vatandaş olmaya çalışmalıdır. Bir Fransız “İnsanlara hergün balık vereceğinize balık avlamayı öğretin” demiştir. Aynı şekilde bizim de devletten beklentilerimiz, hibe sağlaması, dilenci örneği değil, vatandaş ve meslek temsilcisi olarak orta hareket ederek yapabileceklerimizi saptamaktır. Verilen destekler verim amaçlı olmalıdır. İnsanlarınn %35-40’ı tarımla geçinen bir ülkede devletin bu konuda politikaları olmalıdır. Hazine arazilerini hayvancılığın hizmetinde nasıl verimli hale dönüştürebilirizi devlet, bilim adamları, vatandaş ortak hareket ederek oluşturabilmelidir. Tarladan sofraya her işlemin yapılabileceği bir entegrasyon kurulabilmelidir. Hem istihdam sağlanabilecek, hem üretime dönüşebilecek, hem bu insan gücü ülkeye faydalı olabilecektir. Maalesef ülkede tarıma dayalı bir alt yapı oluşturulamadı.
ADIYAMAN VE MALATYA BÖLGESİ’NDEN 262 ÜYEMİZ VAR
Adıyaman ve Malatya Bölgesi bizim Odamıza bağlı, 262 üyemiz var. Odamız 1992 yılında kuruldu. Firmaların toplantılarını oteller yerine Odamızda yapmalarını teşvik ederek karşılıklı katkı sağlamayı amaçladık. 85 kişinin oturabileceği bir konferans salonumuz var. Bundan sonraki dönemde de istihdam konusunun verimli hale dönüştürülmesi için çalışmalar yapmak, hastalıklar konusunda bilinçlendirme yapmak gibi amaçlarımız var.
BATI’DAKİ MODEL DOĞU’YA UYGULANMAMALIDIR
MURAT KEBUDE
Veterİner Hekİm |SİVAS|
1989 FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Murat Kebude 1989 mezunu, 16 yıldır Sivas Merkez’de serbest veteriner hekim olarak çalışıyor. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan ağırlıklı çalışıyor. Kebude, bölgede leptospirosis, babesiosis, Şap hastalığı, Brucella ve IBR’nin en çok rastlanılan hastalıklardan olduğunu belirtti.Birçok zorlukları olmasına rağmen, emeğimizin karşılığını alamamak, saha koşullarının zorlukları hariç meslekle ilgili bir sıkıntımız yok. Muhattap olduğumuz kişilerin cahil olması ve hasta size gelmeden birçok müdahele yapıldığı için tedavinin uzaması yaşadığımız en büyük sıkıntılar. Müşterimizin cahil olması en büyük sıkıntımızdır. Bundan 15 yıl öncesine göre az da olsa bir mesafe katedildi. Ayrıca bu bölgede mesafelerin çok uzak olması büyük sıkıntı. 100 km uzaklıkta köylerimiz var. Bu mesafede bir köye gittiğimde tüm günümüz gidiyor. Örneğin mesafelerin uzak olması bizi suni tohumlamadan uzaklaştırdı. Devletten beklentimiz, Ankara’dan harita üzerinden coğrafi duruma bakılarak karar verilmemesidir. Batıdaki mesafelerle Doğudaki mesafeler aynı değil. Yaptığımız hizmetlerin buna göre değerlendirilmesi gerekli. Her ilin coğrafi yapısına bakılarak değerlendirilmelidir. Sivas’ın bir tarafından diğer tarafına 400 km mesafe vardır. Batıda bu kadar mesafe katedildiğinde 3-4 yere uğrayabilirsiniz. Batıdaki model Doğu’ya uygulanmamalıdır. Devletin yapabileceği en iyi şey hangi bölgede uygulama yapılacaksa o bölgenin coğrafi, ekonomik, sosyal yapısı göz önüne alınarak ve bölgedeki insanların görüşü alınarak karar vermektir.
MESLEK BEKLENTİLERİMDEN FAZLASINI KARŞILADI
CUMALİ YAKUT
Veterİner Hekİm |AĞRI|
2003 FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Ağrı ili Eleşkirt ilçesinde bugün itibariyle kamuda 4 veteriner sağlık teknisyeni, 3 veteriner hekim ve 3 özel veteriner hekim görev yapmaktadır. Kamuda çalışan hekim ve teknisyen sayısı Mayıs 2006’da yapılan atamalarda bu rakama ulaşmıştır. Ancak yoğun hayvancılığın olduğu ilçede hala ekipman ve eleman eksikliği yaşanmaktadır. Bu ilçede görev yapan Veteriner Hekim Cumali Yakut, mesleğiyle ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi.İlçede yaklaşık olarak 40-45 bin civarı büyükbaş hayvan ve 60-80 bin civarı küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Ticari manada kanatlı hayvan üretimi yapılmamaktadır. Hekimlerin en eskisi 7 yıldır ilçede bulunup, diğer hekimler 1 veya 2 yıldır ilçede görev yapmaktadırlar. Ben, 2 yıldır ilçede özel veteriner hekim olarak çalışmaktayım. 2003 yılında Fırat Üniversitesi’nden mezun oldum. Bu mesleği isteyerek ve severek seçtim. Bunda en önemli faktör dayımın da veteriner hekimi olmasıdır. Hekimliğin, beklentilerimden daha iyi olduğunu gördüm. Tedavi ağırlıklı olmak üzere aşılama ve suni tohumlama hizmetleri vermekteyim. En büyük sıkıntılarımız bölge halkının eğitim ve gelir düzeyinin düşük olması nedeniyle emeğimizin karşılığını tam alamamak ve yetiştiricilere verdiğimiz tavsiyeleri yerine getirmemeleridir. Yine bölgenin kış şartlarının çok ağır olmasından dolayı ulaşım ve çalışmalarımızda büyük sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Seminer ve kongre gibi aktivitelere iş yoğunluğu ve mesafelerin uzunluğundan dolayı katılamamaktayım
DERDİNİ ANLATAMAYAN BİR CANLIYI TEDAVİ EDEBİLDİĞİM İÇİN MUTLUYUM
TEOMAN TOYMAN
Veterİner Hekİm |BURDUR|
2000 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Akdeniz’de ki durağımız Burdur ili idi. Burdur’da görüştüğümüz, 2002 yılı ağustos ayında Burdur ilinde özel veteriner hekim olarak mesleği uygulamaya başlayan Teoman Toyman, 2000 yılı İstanbul Üniversitesi mezunu. Toyman, veteriner hekimlik mesleğini seçme nedenini anlatarak başladığı sohbetimizde yaşadığı mesleki zorlukları ve acı-tatlı tecrübelerini anlattı.
Çocukluğumdan itibaren hayvanlara karşı ilgim, sevgim vardı (annem, babam çalıştığı için). Anneannemin yanında geçti zamanım, anneannemin hayvanları vardı. Onlarla vakit geçirir, onları çeşmeye sulamaya götürürdüm. Meslek tercihim o zamanlardan kalma. Para kazanıyor, hem de bu işten zevk alıyorum. Ancak her zaman dileklerim yerine gelmiyor. İnişli çıkışlı zamanlar oluyor.TEKER NASIL DÖNÜYOR?
Şükür geçinip gidiyoruz, teker dönüyor. Yani yetiştirici arıyor. İneğim hasta, yemiyor içmiyor, deyince gidip tedavi ediyorum. Yetiştirici yine arıyor, ineğim boğasadı diyor, yine gidiyorum. Sun’i tohumlama yapıyorum. İnşallah gebe kalır. Arada bir kliniğe kedi, köpek getiriliyor. Kuduz aşısı, karma aşı v.b. için. Burdur’da süt sığırcılığı hâkim, hastalar da sığır ağırlıklı. Tedaviden ve tohumlamadan para da kazanıyorum; ama kazanç yönünden tedavi daha iyi. Mesleğimiz zor, diğer sağlık sınıfı meslekler gibi değil. Hasta onlara gidiyor, ama biz hastalara gidiyoruz. Kar, çamur, yağmur dinlemeden, gece gündüz… Bu yüzden sosyal hayatımız yavaşlıyor. İşimizden taviz verip zaman ayırıyoruz. Ancak en çok üzüldüğüm durumlar: güzel giyinemiyorum, parfümler fıslayıp etrafa güzel kokular yayamıyorum (eczacılar gibi örneğin). Mesleğin cilvesi su ve sabunla bol bol buluşuyoruz. Hitap ettiğimiz insanlar üzücü de olsa eğitim seviyesi düşük bir kesimde. Bu durumda anlaşmak zor oluyor. Bazen yetiştirici hatalı anemnez veriyor, saklıyor, ne olacaksa, eğitimsizlik işte, tedavi uzuyor. Yetiştirici bizi arkadaş gibi görüyor seviyeyi ve sınırları aşağıya çekiyor şakalaşma, dalga geçme, argo kelimeler, bu kişileri uyarıyorum. Bir garip oluyor, sonra aklıma geliyor; biz ticaret yapıyoruz hekimlik değil! Meslektaşlarımız bu konularda taviz vermişler herhalde ki böyle oluyor, tepki verince şaşırıyor yetiştirici, meslektaşlar arası iletişim zayıf, dolayısıyla birlik olup karar alamıyorsun, alsan da uygulayan yok.DEVLETTEN NE BEKLİYORUZ?
Devlet, bize bıraksın, bizler en iyisini yaparız. İşimiz bu zaten. Devlet bize daha fazla önem versin, işimiz insanlara daha sağlıklı hayvansal ürünler sunmak. Kalkınmanın en önde giden neferleriyiz. Devletin veteriner hekimlere bakışı değişmeli, veteriner hekimlerin olması şart. Öğrenmeli, öğretilmeli. Gıdaya bakarız, suya da bakarız, sun’i tohumlama da yaparız, hayvanları da tedavi ederiz; tedavi ederken de öğretiriz. Ben konuşamayan, derdini anlatamayan bir canlıyı tedavi edebildiğim ve bundan dolayı eğitim aldığım için çok mutluyum. Bütün meslektaşlarım gibi. Her meslekte olduğu gibi bizde de maddi endişeler olsa da!
MADDİ YÖNDEN YETERLİ, SOSYAL YÖNDEN YETERSİZ BİR MESLEK
RIZA TEMİZCİ
Veterİner Hekİm |KONYA|
1981 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
23 yıldır Konya’da serbest veteriner hekimlik yapan Rıza Temizci, hayvancılıkla uğraşan bir aileden geliyor. Mesleğin kaliteli yapıldığı zaman hiçbir zorluğu olmadığını söylüyor. Temizci, mesleği ile ilgili düşünceleri şöyle aktardı.1983 yılından beri Konya Merkez’de serbest veteriner hekimlik yapıyorum. Hayvancılıkla uğraşan bir aileden geliyorum. Dedem atçı idi, babam ise besicilikle uğraşıyordu. Bundan dolayı ben de kendimi hayvancılığın icinde buldum. Maddi olarak beklentilerimi karşılayan hekimlik mesleği, sosyal yönden yetersizdi. Büyükbaş hayvan klinisyenliği ve veteriner ilaçları, premiks ticaretine aktif olarak devam ediyorum. Ayrıca ulusal anlamda üretim ve pazarlama yapan bir boya şirketinin ortağıyım ama klinisyenlik asıl işimiz olmaya devam ediyor. Veteriner hekimlik mesleği, çileli ve zor bir meslektir. Ama severek, kaliteli hizmet verip karşılığını da alıyorsanız hiçbir zorluğu olduğuna inanmıyorum. Mesleğin etik kurallarına ve deontojiye uyduğumuz müddetçe hem mesleğimiz saygınlığını artıracak, hem de mesleğimizi hak ettiği şekilde icra edebileceğiz. Devletin sahada aktiviteden çekilmesi gerektiğine inanıyorum. Kontrol unsuru haline dönüşmelidir. Bu değişim başladı, zaman içerisinde de oturacağına inanıyorum.
BUZAĞIDA SCHİSTOSOMA REFLEXUM OLGUSU VARMIŞ
Mesleğe ilk başladığım yıllar, doğuma çağrılmıştım. Müdahele ettiğimde doğum kanalında elime yumuşak dokular geldi. Çektiğim zaman bunların bağırsak, karaciğer vs. olduğunu gördüm. Daha önce yaşadığım bir olay değildi. Ama o anda teratolojik oluşumlardan schistosoma reflexum olabileceği aklıma geldi. Buzağıyı düzeltip çıkardım. Doğum kitaplarında resimlerini gördüğüm schistosoma reflexumlu buzağıyı görmüş oldum. İnsan için bilgi birikimi rolü önemlidir. Bunu zamanı geldiğinde işinize yaradığı zaman daha çok anlıyorsunuz.Kaynak : İnfovet
Mehmet AKIN
ÜyeBilgiler için teşekkürler Alper, Gerçektende çok güzel Akhal Tekeler
19 Mayıs 2011: 10:08 yanıtla: 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu olsun…!!! #99350Mehmet AKIN
ÜyeTeşekkürler. Herkesin Bayramı kutlu olsun
Mehmet AKIN
ÜyeTüm ANNELERİMİZİN ve ANNE adaylarının Anneler günü kutlu olsun
Mehmet AKIN
ÜyeGüzel haber
Mersin Valiliğine teşekkürlerMehmet AKIN
ÜyeTeşekkürler bildilendirme için, Geçen gün kök hücreden böbrek üretildi haberini görmüştüm haberlerde.
Bakalım, tıp için daha güzel bir gelecek bizleri bekliyor anlaşılan..Mehmet AKIN
ÜyeNekropsi bulguları nelerdir ? Hastalık hakkında teşhis ve tedavi için en önemli bulguları nekropsi bilgilerinden çıkarılmasını tavsiye ederim. Akciğer, kalp ve karaciğer incelenip nekropsi için örnekler alınıp, yada ekimler yapılıp kontrol edilmesi, bağırsak ve bağırsak içeriğinin incelenip, mikroskopta incelenmesi gibi yöntemlerle, yavruların derisinin durumu nasıl, kasları inceleyebilirsiniz, yada tekrar Üniversiteye ölen keçi yavrularını götürerek daha kesin tedavi yöntemi seçilebilir, farklı ilaç tedavileri denenmektense.
– Anne sütünün durumu nedir ? Ağız sütünü aldıktan sonra, gerekirse anne sütünden uzaklastırılabilir. Annelerin sütleri toksik etki yaratabilir, yavruları ayırıp farklı beslenme yollarına gidilmesi denenebilir.
– Beyaz kas hastalığı ihtimaline karşı enjeksiyon yapılıyormu ? (yeldif)
– Altlık durumu ve dezenfeksiyon durumu ile ilgili çalışmalarda bulunabilinir.
Aslında söylenebilecek çok şey olsada tavsiyem:
– Nekropsi bulgularından yola cıkmanız olacaktır. Telefonu cekiyorsa, ki köydeki ev telefonunuda almanız iyi olacaktır bu tarz ulasımı zor araziler için, ölen bir yavruyu kliniğinize getirilmesini talep edebilirsiniz, yada yolunuzun üzeriyse yerinde bir kontrol de iyi olabilir.
Çok fazla antibiyotik denenmesi ile diğer hastalıklarında direnç oranıyla oynanmazmı ?
Sürünün ve yavruların genelinde bu hastalık varsa daha fazla zaman kaybetmeden nokta atışları ile teşhis ve tedaviye gitmenizi öneririm.
Birde mümkünse özel ilaç isimlerini ve tedavileri mesajlarınızda direk belirtmesseniz iyi olacaktır diye düşünüyorum. İnternetten arama ile gelen tam olarak sorunu anlamadan bir hayvan sahibini yanlış şekilde yönlendirmiş olmayalım, doğru tedavi yöntemi olsa bile Bu şekilde bir cevap ile sahadaki veteriner hekimlerin önüne geçmiş olmayalım. Herkes hekimlik yapmaya kalkmasın, hayvan sahiplerini direk yönlendirmiş olmayalım demye getiriyorum.
İyi çalışmalar.Mehmet AKIN
Üyecengiz67 wrote:1- mademki bu site veterinerlere ait o zaman üye ol bölümüne yazsaydınız veteriner harici üye olmasın veya veteriner harici yazı yazmasın diye
2- bu sitede yararlı bilgiler yokmu var ama bir çoğu ordan burdan bulunup kopyalanıp yayınlanan yazılar bu yazıları yazanların çoğu daha gidip bir ineğin ve başka bir hayvanın başını okşamamış belkide muayene bile etmemiştir.
3- bu siteye kayıt oldukki bazı dertlerimizi sorunlarımızı bir nebzede olsun sizden dinleyelim öğrenelim diye ama soru soruyoruz cevap vermiyosunuz başka saçma sapan sorulara bakıyorum 100 tane cevap var bu ne böyle
4- artı siz veterinersinizi bu işi meslek edinmiş okumuş kişilersiniz diye biz sizlere itimat ediyoruz sen kalkmışın bana haddini aşan yazılar yazma diosun yazarsam ne olur sitedenmni atarsınız atınnn kardeşimmmMerhabalar açmış olduğunuz konu hala konu dışı ve olması gereken yerde değil.
70.000 kullanıcının hepsi tabikide veteriner hekim değil, hayvan sever ve hayvan sahipleride bulunuyor içinde.
Ama sizden başka kimse madem profsunuz adam gibi iş yapın, tarzında cumleler kullanmıyor. Hemde ders notlarının paylasıldıgı alanda.Bu mesajınızdaki bazı konulara hak veriyorum. Ancak eleştiri tarzınızdan dolayı haddinizi aşmayın diye bir cümle kullandım.
Hernekadar yeni veteriner hekimler sizin dediginiz asamada olsada bizlerden yaşca ve tecrubece büyük bir cok büyüğümüz var.
Daha öncede soyledigim gibi sorunuzu veteriner hekimlere sorun forum kategorilerine acın orda cevabını alamassanız ondan sonra ders notu paylasım bolumunde yakarın.
Ders notları ile ilgilenlerin cogunun öğrenci oldugunu düsünürseniz sizin konunuz ile ilgili haklıda oldugunuzu tahmin edersiniz.
Mehmet AKIN
Üye[size=large]Nesli Tükenen Canlılar[/size]
2008 yılında hazırlanan Yaşayan Gezegen Endeksi raporuna göre 1970 ve 2005 yılları arasında karada yaşayan canlıların %25, suda yaşayan canlıların ise %29 azaldı.
Nesli Tükenme Tehlikesiyle karşı karşıya olan Kelaynak Kuşlarının genel yaşam alanı Fas, Cezayir ve Türkiye’dir.
1974 yılında çekilen bu fotoğrafta Anadoluda rastlanan son leoparın nasıl “etkisiz hale” getirildiği anlatılıyır. O zamanın Hürriyet Gazetesi bu hayvanları “İnsan Parçalayan” olarak nitelemesi durumun vehametini ortaya koyuyor.
Tek besin kaynağı okaliptüs olan koalalar çok hassas biyolojik bir yapıya sahip oldukları için türleri tehlike içindedir.Dinozorların yok oluşunun ardından yüzyıllar sonra, insan kaynaklı faktörlerden ötürü yüzlerce canlı türü ya yok oldu, ya da varlığı tehlike içinde yaşıyor.
Canlı Türlerinin Yok Olmasına Neden Olan Faktörler:
* Küresel Isınma
* Kimyasal zirai ilaçlar
* Doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi
* Bilinçsiz avlanma
* Çevre kirliliği
* Barajlar
* Erozyon
* Sulak alanların kurutulmasıBu sayılanlara ek olarak sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği birçok yan neden canlı türlerinin yok olmasında etkili oluyor. 2020 – 2030 yıllarına kadar dünyadaki canlı türlerinin en az %20’sinin yok olabileceği düşünülüyor. Olası bir nükleer savaşta dahi neredeyse aynı sonuçların ortaya çıkacağını belirten yetkililer, yaşanan kirlenme ve diğer faktörlerin ne derece ciddi boyutlara ulaştığının altını çiziyor.
Nesli Tükenen Canlılar İçin Neler Yapılıyor?
Türleri Yaşatma Komisyonu’ (Species Survival Commission – SSC); türleri, neslinin tükenme tehlikesi açısından sınıflandırmak amacıyla, çeşitli tehdit kategorileri oluşturmuştur. Bu kategorilerden herhangi birine ait olan canlılar Kırmızı Bültenlere ve Kırmızı Veri Kitaplarına (kırmızı-alarm verilen türler için) dahil edilmektedir. Bu sayede nesli tükenme tehlikesi altında olan canlılar daha yakından takip edilmektedir.
Bu kategoriye dahil olan canlılar için aşağıdaki belirtilerin görülmesi gerekiyor.
– Popülasyon ve Habitat Azalması,
– Habitat Alanında azalma,
– Popülasyon Bölünmesi veya Ayrılması,
– Popülasyon sayısında azalma
– Popülasyon Yaşam şartlarının değişmesi.
– Türün yetişkin birey sayısının 50’nin altına düşmesi.Türkiye’nin Tür Potansiyeli:
Türkiye faunasında (hayvan toplulukları), 134 memeli, 450 kuş, 105 sürüngen, 22 kurbağa, 127 tatlı su balığı, 384 deniz balığı olmak üzere toplam 1220 omurgalı tür olduğu biliniyor.Türkiye’de Nesli Tükenme Tehlikesinde Olan Canlılar:
Ülkemizde bukalemun, kurt, kelaynak, deniz kaplumbağası, akdeniz foku, tilki, step tavşanı, yaban kedisi gibi hayvan türlerinin yanında;
kardelen, gül soğanı, sıkleman ve karçiçeği gibi bitki türlerinin nesli tükenme tehlikesi altındadır.Türkiye’de Nesli Tükenmiş Canlılar:
Kaplan, panter, aslan, Asya fili, yaban öküzü ve çıta, başı çekiyor. Türkiye’de kaplan türü hakkında son kayıt, 1970’de Hakkari Uludere’deki avlama sonrasında tutuldu. Anadolu’da İ.Ö. 51 yılından beri yaşadığı bilinen parsla ilgili 1946’da İzmir’de kayda alınan fotoğraf, son örnek oldu. Anadolu’nun Batı, Orta, Güney ve Güneydoğu bölgelerinde 12. yüzyılın sonuna kadar yaşadığı bilinen aslan ise en son 19. yüzyılın ikinci yarısında görüldü. Asya fili ve yaban öküzü, Anadolu’da, İ.Ö 1. yüzyıl başlarına kadar yaşadı. Güneydoğu Anadolu’da yaşayan çita ise 19. yüzyıldan sonra görülmedi.Dünyada Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Canlılar:
Dünya üzerinde Koala, deniz kaplumbağası, flamingo, yunuslar, pandalar, leopar, caretta caretta kaplumbağası, mavi balina* Kutup ayısı (Ursus maritimus), 2006 yılında hassas türden tehlike altındaki tür kategorisine geçti. Kutup bölgesindeki buzulların erimesiyle yaşam alanı tehlike altına girmiştir. Tahminlere göre kutup bölgesindeki bu durum değişmezse önümüzdeki 45 yıl içinde türde yüzde 30’luk bir azalma olacak ve sonunda da tümüyle yok olacak.
* Vatoz (Manta birostris), belgesellerden aşina olunan eşsiz bir canlıdır. Suda kanat çırparcasına süzülen bu deniz canlısının türü, denizlerdeki kirlenme, avlanma vs. nedenlerle tehlike altındadır.
* Verreauxus sifaka lemur (Propithecus verreauxi), Madagaskar’a özgü bir türdür ve kararlı bir orman habitatında yaşayabilmektedir. Kömür üretimi ve orman kesimi ile yaşadığı bölge tehlike altına girmiştir. Aynı zamanda adanın bazı bölgelerinde avlanmaktadır.
* Gri balina (Eschrichtius robustus), Kuzeybatı pasik gru balina. Halen 50 yetişkin bireyden daha az kaldığı düşünülmektedir. Bu tür tamamen yok olacak derecede avlanmıştır.
* Siyah çizgili albatros (Thalassarche melanophrys), 21 albatros türünün hepsi neslinin tükenmesi tehdidiyle karşı karşıyadır. Balıkçı ağları tür için ciddi tehdit oluşturmaktadır.
* Kısa gagalı yunus (Delphinus delphis), Akdeniz alttürüdür. Son 40 yıl içinde türün nüfusu aşırı avlanma ve yaşam alanlarının bozulması sonucu %50 düşmüştürMehmet AKIN
Üye[size=large]Kurtarılmayı bekleyen hayvanlar[/size]
5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla, NG KIDS, dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde nesli tehlike altında olan hayvan türlerine yer verdi. Çünkü bu canlılara sağlıklı yaşam alanları sunamazsak, çoğu tıpkı dinozorlar gibi artık dünyamızda olmayacaklar.Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)’nın “tehlike altında” ilan ettiği bu hayvanları kurtarmak için var gücüyle çalışıyor:
Dev Panda
Dev panda, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) için ayrı bir anlam taşır, çünkü bu sevimli hayvan 1961 yılından beri vakfın sembolü. Dev panda ayrıca anavatanı olan Çin’in de milli amblemi. Siyah-beyaz kürküyle dikkat çeken dev pandaların boyu yaklaşık 1,5 metre, ağırlığı ise 100-150 kg arasındadır. Bambu ormanlarında yaşayan dev pandalar, günde 12-38 kg kadar bambu ağacı yiyerek hayatta kalır.
Dev panda Çin’in Yangtze Havzası’ndaki bambu ormanlarında yaşar. Bu havza, biyoçeşitlilik açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biridir. Burada nesli tehlike altında olan pek çok hayvan ve bitki türü barınır. Bu açıdan Yangtze Havzası’nın mutlaka korunması gerekiyor.
Çin’de yaşayan pandaların sayıları bugün sadece 1.600 civarında. Çin’deki bambu ormanlarının giderek yok olması, pandaların hayatını da tehdit ediyor. Özellikle Çin hükümetinden yardım çağrısı alan WWF,
1980 yılından beri pandaların korunması için önemli çalışmalara imza atıyor. Pandalar bugüne kadar 50 doğal rezerv kurularak korumaya alındı.Bengal Kaplanı
Bengal kaplanı, yaban hayatında en sık rastlanan kaplan türüdür. Bangladeş, Bhutan, Çin, Hindistan, Myanmar ve Nepal’de yaşayan Bengal kaplanı, en fazla Hindistan’da görülür. Kükremesi üç km öteden duyulan bu yırtıcı hayvanın postu da çok değerlidir.
Başından kuyruğunun ucuna kadar üç metre uzunluğa ulaşan Bengal kaplanı, 250 kg’den fazla ağırlığa sahiptir. Geceleri avlanmayı tercih eden bu hayvan, bir oturuşta 30 kg et yiyebilir. Çoğunlukla kuru ve nemli ormanlarda, mangrov ormanlarında ve savanalarda yaşayan Bengal kaplanının da nesli tehlike altında.
Bengal kaplanları genellikle değerli postları için avlanır. Bugün dünyada sadece 4.000 Bengal kaplanının kaldığı tahmin ediliyor. WWF, 40 yıldır kaplanları koruma çalışmaları yapıyor. 2002 yılından beri yasadışı ticaret yapanlara karşı savaş açan WWF, çalışmalarını özellikle Nepal ve Hindistan’da gerçekleştiriyor.Şempanze
Şempanzeler, sosyal hayvanlardır. Bütün gün oyunlar oynar ve birlikte olmanın keyfini çıkarırlar. Arkadaşlık şempanzeler için önemlidir. Çoğu şeyi paylaşarak yaşamayı severler.
Şempanzelerin kolları, diz kapaklarını geçecek kadar uzundur. Ayakta durduklarında boyları 1,7 metreyi, ağırlıkları 35-70 kg’yi bulabilir. Yüzlerinde, gözlerinde, avuçlarında ve ayak tabanlarında tüy yokken, vücutlarının geri kalanı kahverengi ve siyah tüylerle kaplıdır.
Şempanzeler bir zamanlar yaşamlarını 25 Afrika ülkesinde sürdürürdü. Şimdi bu ülkelerin dördünde hiç şempanze yaşamıyor, diğerlerinde ise nüfusları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Kesilen ormanlar, ormanlık alanların içine açılan yollar, kontrolsüz avcılık ve hayvan eti ticareti, şempanze nüfusunu tehdit eden temel faktörler arasında.
WWF, özellikle hayvan eti ticaretini durdurmak için pek çok Afrika ülkesinde çalışmalar yapıyor. Böylece gelecekte şempanze ve diğer maymun türlerinin etleri için kesilmesine son verilebilir.Siyah Gergedan
19. yüzyılda Avrupalılar doğu ve güney Afrika’ya yerleşmeye başladığında, yaban hayatı üyelerinin çoğu kalabalık nüfuslarıyla savanalarda boy gösterirdi. O dönemde siyah gergedanlar öyle çoktu ki, bir günde onlarcasını görmek anormal sayılmazdı.
Siyah gergedanın en dikkat çekici özelliği, uzunlukları yaklaşık 50 cm’yi bulan boynuzlarıdır. Genellikle çamurun ya da suyun içinde vakit geçirirler, çünkü Afrika sıcağında serinlemek en çok ihtiyaç duydukları şeydir. Gün ortasında uyumayı tercih eden gergedanlar, yemeklerini ya sabahın erken saatlerinde ya da akşam üzeri yerler. En sevdikleri yiyecek, bitkilerdir.
Siyah gergedanlar, geleneksel Çin tıbbında ateş düşürücü ilaçların yapımında kullanılan boynuzları için avlanır. Yıllar süren yasadışı avlanmalar sonucunda bugün siyah gergedan nüfusunun yüzde 96’sı yok olmuş durumda. Yaban hayatında sadece 3.600 siyah gergedan yaşıyor. WWF, 40 yıldır Afrika Gergedan Programı’nı destekleyerek gergedan neslinin devamlılığının sağlanmasına katkıda bulunmaya çalışıyor.Mavi Balina
Mavi balina, dünyadaki en büyük hayvandır. Boyu 30 metreyi, ağırlığı ise 200 tonu bulan mavi balina, 25 filden daha büyüktür. Kalbi, bir Volkswagen Beetle boyutlarındadır. Midesi bir seferde bir ton karides alabilir ve beslenmesi için her gün dört ton karides yemesi gerekir.
Dünyadaki bütün okyanuslarda rastlanabilen mavi balinalar, genellikle yalnız ya da ikili-üçlü gruplar halinde dolaşmayı tercih eder. Soğuk sularda yaşarken, çiftleşmek ve doğum yapmak için sıcak sulara göç ederler. Genellikle 2-3 yılda bir yavru dünyaya getiren mavi balinaların bebekleri de doğal olarak dünyanın en büyük bebekleridir. Doğduklarında 8 metre uzunluğunda, 4 ton ağırlığındadırlar.
Mavi balinalar, yaşam alanlarının yok olması ve Antarktika’daki iklim değişikliği yüzünden tehdit altında. Bugün sayıları sadece 10.000-14.000 civarında. Yıllardır etleri ve yağları için yasadışı yöntemlerle avlanan mavi balinalar, gerekli önlemler alınmazsa, yok olacak.
WWF, okyanusların ve mavi balinaların korunması için birçok ülkeyle ortak çalışmalara imza atıyor.Yeşil Deniz Kaplumbağası
Bir yeşil deniz kaplumbağasını “ağlarken” görürsen, şaşırma. Bu durum onun üzgün olduğunu göstermiyor. Sadece vücudunda biriken tuzlu suyu dışarı atmaya çalışıyor. Bunu da gözlerinin arkasındaki tuz bezlerinin yardımıyla yapıyor.
Yeşil deniz kaplumbağası, çoğunlukla tropikal ve subtropikal sularda yaşar. Boyu 1,5 metreyi, ağırlığı ise 200 kg’yi bulabilir. En sevdiği yiyecek deniz çayırları ve yosundur. Bu hayvan deniz çayırlarının işlevselliğini sürdürmesine büyük katkıda bulunur. Deniz kaplumbağası tarafından kolaylıkla sindirilen deniz çayırları, bölgelerinde yaşayan bitki ve hayvanlara yeni besinler olarak geri döner.
Dünyada bir zamanlar birkaç milyon yeşil deniz kaplumbağası vardı. Bugün sadece 200.000 dişi yeşil deniz kaplumbağasının kaldığı belirtiliyor. Bunun en büyük nedenleri, aşırı avlanma ve hatalı balıkçılık yöntemleri. İnsanlar bu kaplumbağayı eti, yumurtası ve mücevher yapımında kullanılan kabuğu için avlıyor. WWF’nin amacı yasadışı avlanmaya son vermek.Türkiye’nin Yok Olan Canlıları
Tilki
Köpekgiller ailesinden olan tilkinin sivri burnu, büyük üçgen kulakları, ince kısa bacakları ve uzun, tüylü kuyruğu vardır. Çoğunlukla boyu 60-90 cm, kuyruğu 30-50 cm, ağırlığı ise 4-7 kg’dir. Renkleri coğrafi bölgelere göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak burun ucundan kuyruk sokumuna kadar olan kısımları sarıdan kestane rengine kadar değişebilir. Böcek, kemirgen ve meyvelerle beslenen tilkilerin nesli tehlike altında.TEHDİTLER
Doğal yaşam alanları orman, bozkır ve dağlık alanlar olsa da Türkiye’de özellikle insan yerleşimlerinin etrafında tilkilere rastlayabilirsin. Yarık, kovuk ve toprakta kazdıkları inlerde yaşayan tilkiler, yasal olmamasına rağmen, özellikle kürkleri için avlanır. Ayrıca kümes hayvanlarına zarar vermesi nedeniyle de insanlar tarafından zarar görürler.YARDIM YOLDA
Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri, Türkiye genelinde hayvanları korumak için bazı çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalarla sadece tilkilere değil, diğer tüm türlere büyük zararlar veren faaliyetleri engellemeyi amaçlıyorlar. Ayrıca tilkilerin bilinçsizce avlanmasının ya da zehirlenmesinin önüne geçilmesi de hedefleniyor.BU HAYVANLARA DİKKAT!
Türkiye’de nesli tükenmiş, tükenme tehlikesi altında olan birçok memeli bulunuyor. Örneğin Hazar kaplanı, aslan, leopar gibi memelilerin nesli tamamen tükendi.
İşte Türkiye’de korunması gereken memelilerden bazıları:Siyah yunus
Tırtak
Beyaz burunlu yunus
Mutur
Kurt
orman kedisi
Step vaşağı
Yabankedisi
Vaşak
Bozayı
Sırtlan
Susamuru
Akdeniz foku
Ulugeyik
Anadolu
Yaban koyunu
ÇakalMehmet AKIN
Üye[size=large]Soyu tükenen canlılar[/size]
Hem karada hem suda yaşayabilen amfibiler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda bu tür canlıların yüzde 30’unun soyunun tükenmek üzere olduğu, 2004’ün en önemli ekolojik çalışmalarından biri olarak gösteriliyor.
Bu sonuca, ilk kez küresel bağlamda ortaklaşa çalışan 500 sürüngen araştırmacısı, amfibiler üzerindeki incelemeleriyle ulaştı. Uluslararası verilere göre, tür sayısı 5 bin 700 olarak belirlenen amfibilerin önümüzdeki yüzyılda nesillerinin yarı yarıya azalacağı öngörülüyor.
Ekolojik çalışmalar yalnızca amfibilerle sınırlı değil. Bitki, kuş ve böcek türleri üzerinde sürdürülen araştırmalar da çok kötü sonuçlar veriyor.
Örneğin İngiltere’de her yıl 10 km’lik bir alanda yapılan araştırmalar sonucunda, kelebek türlerinde yüzde 13 azalma olduğu ortaya çıktı.
Bitki türlerinde de yüzde 28 azalma görüldü. Türlerin sayıları azalırken, iklim değişikliklerine bağlı olarak örneğin bitkilerin daha erken çiçek açtığı, kuşların göç alışkanlıklarını değiştirdiği anlaşıldı.27 Temmuz 2004 — Frozen Ark (Nuh’un Dondurulmuş Gemisi) adı verilen proje ile, hayvanların soyu tükense dahi genetik kodları donuk olarak gelecek kuşaklara aktarılabilecek. Nottingham Üniversitesi, Londra Natural History Museum ve Londra Zooloji Cemiyeti tarafından desteklenen proje, gelecekte soyu tükenen hayvanların yeniden canlandırılmasına olanak verecek.
Yeşil Ekonomi / Doğa DüzeniEndüstriyel kapitalizmin ilk dönemleri gıda, barınak, giyim, temel altyapı gibi vazgeçilmez unsurlarda elle tutulur bir iyileşme ve bolluk getirmişti. Bu iştahla doğal kaynaklar kullanılmaya başlandı. Ancak göz ardı edilen bir gerçek sonu yaklaştırıyordu. Yerküre, doğal kaynakları kısıtlı olan kapalı bir kutuydu. Ekonomi, kaynağını görmeli, onun aynası ile yeşil olmalıdır. Yeşil ekonomi kuramı, yeni şeyler söylemenin bir zorunluluk olduğu çağımızda zümrüt gibi parlıyor, harekete geçmek için insanın uyanmasını bekliyor.
Toy / Bozkırda AşkDoğal bozkırların kadim sakini, son yurdu tarım alanlarında çiftçiyle dost yaşıyordu. Ama artan tarım faaliyetleri her geçen gün toyların yaşam alanını daraltıyor. Hayatta kalıp bozkırdaki aşkını sürdürebilmek için yurttaşlarından bir el bekliyor.
Anadolu’nun Bukalemunları / Tendeki CümbüşDeğişebilen renkleri, vücut boyları ile aynı uzunluktaki dilleri, farklı yönlere doğru hareket edebilen gözleriyle bukalemunlar Türkiye coğrafyasının en sıradışı canlılarından biri. Akdeniz ve Ege bölgelerinin denize yakın ve nemli makilik alanlarında yaşıyorlar. Doğadan toplanması ve yaşadığı alanların yok edilmesi gibi nedenlerle bukalemunların nesli tehlike altında.
Türkiye’nin Önemli Memeli Alanları / Son SığınaklarTürkiye’nin memeli hayvanları bu toprakların en az bilinen canlı topluluklarından biri. Büyük bir kısmının nesli tehlike altında olmasına rağmen onların korunması ve araştırılması için yalnızca bir avuç çalışma yürütülüyor. Türkiye’nin Önemli Memeli Alanları çalışması, bu güzel varlıkların Anadolu topraklarından silinmemesi için atılmış en somut adımlardan biri.
Kanadanın Kuzeyinde yapılan çalişmalarda Kuzey Kanada kurtlarının geyiklerin neslinin tükenmesine neden oldukları gerekçesi ile hükümet tarafından av yasağı kaldırılarak kurtların tamamen ortadan kaldırılması kararı alınır.Sonuç ilginçtir,çünki yok olan kurtlardan sonra okadar çok geyik türerki geyiklerin beslenme arzularından dolayı dogal bitki örtüsü tamamen yok olur ve geyikler bu kez açlıktan ölmeye başlar. İnsanlar yaptıkları hatanın farkıkna varırlarve kurt neslinin gelişimi için tekrar kolları sıvarlar.Uzun ve zor geçen çalişmalardan sonra (10-15 yıl)ekoloji dengeye gelir….
İNSANOĞLU ne diyeceksinMehmet AKIN
Üye[size=large]Büyük yokoluş kutuplardan çöllere artarak sürüyor..[/size]
Gezegenimiz üzerinde bilim insanları tarafından belirlenen her beş canlı türünden ikisinin soyu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya!.. Son dünya raporu, yeryüzünün hemen her köşesinde giderek çok daha fazla sayıda canlı türünün yeryüzünden silinme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösterdi.Gezegenimiz üzerinde bilim insanları tarafından belirlenen her beş canlı türünden ikisinin soyu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya!
Bu çarpıcı saptama Dünya Doğal Varlıkları Koruma Birliği (IUCN) tarafından kısa bir süre önce yayımlanan “Soyları Tehlikede Olan Canlılar ile ilgili Kırmızı Liste” verilerinden kaynaklanıyor.
Yeryüzündeki toplam 16,119 hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Her 8 kuş, 4 memeli ve 3 ikiyaşamlı canlı türünden birinin soyu yok olmaya yüz tutmuş durumda.
Kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana, 784 canlı türünün yeryüzünden silinip yok olduğu belirtiliyor. IUCN genel başkanı Achim Steiner, “Biyolojik çeşitlilik artacağına, giderek azalıyor,” diyor.
Bunun başlıca nedenlerinden biri, her zaman olduğu gibi, biz insanlar. İnsanoğlu yeryüzündeki bitey ve direyi hem doğrudan, hem de dolaylı olarak etkiliyor.
Avcılık ve yetişme ortamlarının (habitat) yok olması canlı türlerini olumsuz etkilerken, küresel ısınma da ciddi bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor.[size=large]Geri dönüşü yok[/size]
Steiner bu eğilimin artık geriye dönüşü olmadığına, bu yüzden de korumanın işe yarayabileceğine dikkat çekiyor. 1990’larda sürdürülen koruma çalışmaları beyaz kuyruklu kartal (Haliaeetus albicilla) sayısının iki katına çıkmasını sağladı.
Hint Okyanusu’ndaki Noel Adaları’na özgü bir kuş türü olan ve sayıları gerek yaşam ortamının yok olması gerekse bölgeyi sarı deli karıncaların (Anoplolepis gracilipes) basması yüzünden her geçen gün azalmaya başlayan Papasula abbotti’ler artık yeniden çoğalıyorlar.
Bu kuşlar şimdi durumları kritik canlılar arasında değil, tehlikede olan türler arasında yer alıyor.
Steiner yeryüzündeki biyolojik çeşitliliğin salt çevrecilerin çabalarıyla kurtarılamayacağına, güç ve kaynaklara sahip herkesin bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğine inanıyor.Kutup Bölgeleri: Kutup Ayılarının sayısı azalıyor
Kutup ayıları öylesine güçlü yüzücüler ki, dirimbilimcilerin büyük bir bölümü bunların karadan çok denizde yaşayan canlılar kapsamında ele alınmaları gerektiğine inanıyor. Ne var ki, küresel ısınma Kuzey Kutbu’ndaki buzulları erittikçe bu hayvanların büyük bir çoğunluğu açlıktan ölecek ya da sularda boğulup yok olacak.
Kutup ayıları: Kutup ayılarının bel bağladığı yaz mevsimindeki deniz buzları her geçen günhızla azalıyor. Yapılan ölçümler buzulların yüzölçümünün önümüzdeki yüzyıl içinde en az yarı yarıya azalacağını, hatta tümden yok olabileceğini ortaya koyuyor.
IUCN Kırmızı Liste ofisi görevlilerinden Craig Hilton-Taylor bu durumun kutup ayıları üzerinde feci bir etki yaratacağına parmak basarak, “Bunlar yılın büyük bir bölümünü buzun üzerinde avlanarak geçiriyorlar. Buzların erimesi durumunda kutup ayıları nüfusunun önümüzdeki 45 yılda 25 binden 17,500’e düşmesi bekleniyor,” diyor.
Uyarı sinyalleri: Uyarı sinyalleri şimdiden geliyor. Alaska’nın kutuplara açılan kıyısında kısa bir süre önce havadan yapılan bir inceleme sonucunda Beaufort Denizi’nde yüzen dört ölü kutup ayısına tanık olundu. A.B.D İçişleri Bakanlığı Maden Araştırma Bölümü yetkililerinden Charles Monnett 16 yıldır yapılan bu tür incelemelerde ilk kez cansız kutup ayılarına rastlandığına dikkat çekiyor.
Monnett çoğu kişinin ayıların buzlardan kıyıya yüzerken güçten düşüp boğulduklarına inandığını, ancak kendisinin bu görüşe katılmadığını belirtiyor. Açık sularda yaşam koşullarının giderek güçleşmesinin bunda çok daha etkili olabileceği sanılıyor.
Uzmanlar kutup ayısının (Ursus maritimus) geleceğinin, görünüşe bakılırsa, buz denizinin geleceğiyle yakından bağlantılı olduğunu düşünüyorlar.
IUCN Kırmızı Liste’ye göre, son on yılda nüfusunun yaklaşık %80’i yok olan dama ceylanlarının günümüzdeki sayısı 300’ü bile bulmuyor. Şimdi yok olma tehlikesi ciddi boyutta olan türler arasında yer alan dama ceylanlarının bir zamanlar 12 Sahel ülkesi ve çevresinde çok yaygın oldukları belirtiliyor.
Bir antilop türü olan kılıç boynuzlu oryx’in soyu yeryüzünden artık tükendiği gibi, bir zamanlar Moğolistan’dan Orta Asya’ya, Türkiye’den Arap yarımadasına dek uzanan topraklarda yaşayan en yaygın canlı türlerinden biri olan guatrlı antilopların sayıları da hızla azalıyor.
IUCN antilop uzmanlarından ve Manchester Metropolitan Üniversitesi görevlilerinden David Mallori bu durumun öncelikle avcılık ve habitat yitiminden kaynaklandığına dikkat çekiyor.
Antilop avcılığının bir bölümü geçim amaçlı olsa da, büyük bir bölümünün eğlence amaçlı olduğu belirtiliyor. Mallori Körfez ülkelerinden buralara akın eden insanların düzenledikleri kitlesel av eğlencelerinin bölgenin doğal dengesini altüst ettiğine parmak basıyor.Iımak ve Okyanuslar
Deniz ürünlerine ve suya duyduğumuz açlığın giderek yoğunlaşması gezegenimizde yaşayan su canlıları için giderek ciddi bir tehlike oluşturuyor. Sığ suda yaşayan balık türleri azaldıkça, balıkçılar da gözlerini derin sulara dikiyorlar ve böylece oralarda yaşayan canlıların geleceğini tehlikeye sokuyorlar.
IUCN’nin son listesinde en az %20’sinin soyu tükenmekte olan 547 köpekbalığı ve vatoz türü yer alıyor. IUCN köpekbalığı uzmanı Sarah Valenti bu türlerin çok yavaş büyüyüp olgunlaştıkları için özellikle duyarlı olduklarına dikkat çekiyor.
Söz gelimi, yaklaşık 16 yılda olgunluğa erişen dişi köpekbalığı türü nüfusunun aşırı avlanma nedeniyle kimi bölgelerde %95 oranında azaldığını belirtiyor.
Tatlı su balıklarının durumu ise biraz daha iyi. Akdeniz ülkelerinde içme suyu ve sulama amaçlı su kullanımının yanı sıra, kimi öldürücü canlı türlerinin ortaya çıkması yüzünden bu balıkların yaşam ortamları giderek yok oluyor. Yöreye özgü türlerin yaklaşık %53’ünün tükenme tehlikesiyle karşı karşıya oldukları belirtiliyor.
Afrika’da içme suyuna duyulan gereksinimin daha nice canlı türünün de geleceğini tehlikeye atması bekleniyor. Uzmanlar bu bölgelerde köklü önlemlerin alınmaması durumunda balık kaynaklarının ve bunların sağladığı besinlerin de giderek yok olacağına dikkat çekiyorlar.
Çöller: Çöl Canlıları zor durumda
Yeryüzündeki çöller giderek genişlese de, bu çöllerde ya da yakınlarında yaşayan hayvanların durumu hiç de iç açıcı değil.
Çöl ortamına elverişli beden yapıları ve metabolizmalara sahip çok sayıda ceylan ve antilop türü şimdilerde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.Mehmet AKIN
ÜyeMerhabalar,
Bu sitede gördüğünüz linkleri paylaşımları başka sitelerde görüp kıyaslıyorsanız acılan konuların tarihlerini inceleyin kim kopyalamıs kim almış diye.
Paylaşılan programlardan bilgilerden Veteriner Hekimler anlar, ona göre kişiye isteğe göre rasyon hazırlar.
Burda paylaşılan 3-5 şeyler birileri veteriner hekim ilan edicekse kendini, yada herşeyden anlar duruma gelecekse veteriner fakülteleri kapatılsın gitsin.
Bu sitenin asıl amacı Veteriner hekimler arasında bilgi paylaşımıdır. Paylaşılanlarıda veteriner hekimler anlar uygular.
He siz anlamıyor olabilirsiniz, hazırlayamıyor olabilirsiniz, ozaman veteriner hekiminizden yada hekimlerden yardım isteyebilirsiniz.
Kimse size yada başkalarına tutupta tek tek rasyon hazırlayıp, birilerininde bu işine yararmı diye paylasmak zorunda degil.Rasyon programlarında ve rasyonların hazırlanmasında bilgi ve yorumlama gerekir. Oyle herkese ayrı hazır rasyon hazırlanmaz. Gerekirse özel rasyonlar hazırlanır.
HADDİNİZİ AŞAN CÜMLELER KULLANMAYIN. ADAM GİBİ RASYON YAZIN VS DİYE. BİZ OKUYARAK ANLAYARAK BU ŞEYLERİ HAZIRLAYABİLİYOR, HAYVANLARINIZIN DURUMUNU ANLIYORUZ, SİZE ÇÖZÜM VE TEDAVİ HİZMETİ VERİYORUZ. MADEM COK BİLMİŞ COK YASAMISSINIZ NE İŞİNİZ VAR BURLARDA !!!
Konuyu kapatıyorum. Dikkat cekmek için bu mesajı bu sekilde elestiriyle yazmanıza hak tanımıyorum.
Gidipte programın altına konu acarsan, fizibilite raporlarına konu acarsan, DERS NOTLARINA KONU ACARSAN tabikide kimse dikkat cekmez. Kişilerin paylasılan nota , programa teşekkür yazması kadar dogal bişey olamaz heralde. Buna nasıl karısabiliyorsunuz anlamıs degilim.
Destek alabilmeniz için olusturdugumuz kategoriye mesaj yazsaydınız, belkide coktan cevabınızı almıstınız.Mehmet AKIN
Üyemerhabalar,
Tek tek herkesle msn den iletişime geçmek yerine, dilerseniz buraya ekleyebilirsiniz elinizdeki kaynakları.
Böylelikle herkes faydalanmış olur.
iyi çalısmalar. - YazarYazılar