Oluşturulan forum yanıtları
- Yazılar
-
[size=large]Arı Ölümleri Projesi Tubitakta[/size]
Dünyada ve Türkiye’de meydana gelen arı ölümleri ve kayıpları nedeniyle “Türkiye’de Bal Arısı Kolonilerinde Hastalıkların, Kayıpların ve Ölümlerin Araştırılması, Hastalıklarda ve Zehirlenmelerde Genetik Değişmelerin Belirlenmesi Projesi” tübitağa sunuldu..
Pendik veteriner kontol ve araştırma enstitüsü liderliğinde planlanan Ortadoğu teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Etlik Samsun ve Bornova Veteriner Kontrol araştırma enstitülerinin katılımıyla planlanan proje TUBİTAK a sunuldu.
Projede araştırma ekibi, arı ölümü salgınlarının tanısı, etkenlerinin belirlenmesi ve önlemi için gereken temel araştırmaların yapılması ve etkin bir tarama sisteminin oluşturulmasını amaçlıyor. Projenin ilk bölümünde ulusal bir arı sağlığı tarama sisteminin prototipi oluşturulacak. Çalışmada görev alacak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bağlı Pendik, Bornova, Etlik ve Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerinin laboratuarlarında arı hastalıkları, toksikolojik analizleri üzerine yetişmiş kadroları, alt yapı imkânları ile çalışmaya katkı sağlayacak.
Projede farklı disiplinlerin ortak çalışması bal arısının davranışı, yaşayabilirliği, fizyolojisi ve gelişimi üzerindeki etkileri araştırılacak. Bu amaçlar doğrultusunda TÜBİTAK tarafından projenin kabul edilmesi halinde, başta Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi ve diğer araştırma enstitüleri ile işbirliği yapılacak.
Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Arı Hastalıkları Laboratuar Şefi Uzman Veteriner Hekim Mitat Kurt, 2006 yılından bu yana Türkiye’de ve dünyada olağanüstü düzeyde arı ölümleri gözlendiğini, bu durumun dünyada ‘koloni çökme bozukluğu’ olarak tarif edilen ve içinde pek çok nedeni barındıran bir olumsuzluklar bütününü oluşturduğunu söyledi. Uzman Veteriner Hekim Mitat Kurt, “Bu ölümler ülkemizde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Arı Yetiştirici Birlikleri ve üniversiteler tarafından ayrı ayrı çalışmalarla bildirilmiştir. Acil olarak arı ölümlerinin, kayıplarının, olası hastalıkların tanısı ve nedenleri ile çevresel etkileri araştırılması amaçlı proje hazırlandı. Bu sorun yalnız ilgili kişi ve kurumların değil, tüm ülke insanının sorunudur.
Türkiye’deki Araştırma Enstitüleri, ODTÜ ve İstanbul Üniversitesi ile işbirliği içerisinde hem arı kayıp ve ölümlerinin nedenleri araştırılırken, hem de sahada olayın sosyolojik açıdan boyutları, tarımsal ekonomiye etkileri, arı yetiştiricilerinin teknik eğitimleri, modern arıcılığın hizmet, malzeme, ekipman, ürün ve ekonomik standartları hakkında da büyük bir veri elde edilmesine ihtiyaç olduğu belirlenmiştir. Aynı zamanda Amerika ve diğer bazı gelişmiş ülkelerde arıcılık konusunda benzer sorunlarla mücadelede alınan önlemler ve araştırma faaliyetleri de dikkatle izlenerek ve belirli konularda işbirliği imkanları oluşturarak bilgi alışverişi ve analitik çalışmalarda işbirliği imkanlarının sağlanması gerekmektedir. Çünkü sorun bir ülkeye özgü olmaktan çıkmış tüm ülkeleri, tarımsal üretimi ve doğal olarak ekonomi, halk sağlığı gibi doğal yaşam siklusunu tehdit eder hale gelmiştir” dedi.
Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Viroloji Laboratuvar Şefi Harun Albayrak, projenin viral boyutuyla ilgili olarak, projeyle tüm Türkiye’nin arıların viral hastalıklarının yükünün tamamını Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Viroloji Laboratuarı’nın çekeceğini, Türkiye’deki en arı numunelerinin toplanarak virüsün neden olduğu hastalıkların belirleneceğini ve projenin akışının bu doğrultuda gelişeceğini ifade etti.
[size=large]Keneyle biyolojik mücadele[/size]
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekolojik dengeyi bozmadan keneyle mücadele konusunda yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor..
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekolojik dengeyi bozmadan keneyle mücadele konusunda yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor. Kentin belli noktalarına kuş yuvaları yerleştirerek kene başta olmak üzere böcekçil hayvanların üremesinin önüne geçmeye çalışan Büyükşehir Belediyesi, insanların sağlığını tehdit edecek bulaşıcı hastalıklara yönelik aldığı önlemleri düzenlediği basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaştı.
İLGİLİ KURUMLARIN YETKİLİLERİ
Antikkapı Restaurant’ta gerçekleştirilen toplantıya Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Dr. Osman Poyraz, Veteriner Şube Müdürü Fatma Dilber, Sağlık İşleri Şube Müdürü Yılmaz Oktay, İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürü Mehmet Yılmaz, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Doğa ve Milli Parklar Şube Müdürü Nevzat Algan, İl Tarım Müdürlüğü’nden veteriner hekim Metin Durmuşlar katıldı.
NİSAN İLE EYLÜL DÖNEMİ
Osman Poyraz yaptığı açıklamada, kene ısırmasıyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığıyla ilgili bilgiler verdi. Poyraz, “Kırım Kongo, etkeni virüs olan ve ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama ile seyreden kene kaynaklı bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık etkeni olan virüsün taşıyıcısı keneler, yabani hayvanlar, evcil hayvanlar ve insanlar arasında virüsün taşınmasına ve çoğalmasına aracılık etmektedir”dedi. Hastalığın Kocaeli’nde geçen yıl görülmediğine dikkat çeken Poyraz, “Kenelerin görülme dönemi Nisan ile Eylül ayı arasındadır. Bu nedenle Büyükşehir Belediyesi olarak aldığımız önlemleri ve alınması gereken tedbirleri kent halkıyla paylaşmak istiyoruz. Amacımız, halk arasında yapılan yanlış bilgilerin çürütülmesi ve doğru tekniklerin anlatılmasıdır”diye konuştu.
İLAÇLAMA DOĞRU DEĞİL
Doğal yöntemlerle ekolojik dengeyi bozmadan proje üreterek uyguladıklarını kaydeden Poyraz şunları söyledi: Kenelere karşı açık alanların ve meraların ilaçlanması doğru değil. Bu tür ilaçlamaların sadece ergin keneye etkisi olup, kenelerin yanında diğer faydalı böcek, karınca türlerinin ölmesiyle doğal dengenin bozulması ve ekolojik sistemde kırılmalara neden olmaktadır. Bu tür ilaçlamalar kene yumurtasıyla beslenen diğer faydalı canlıları da ortadan kaldırdığı için kene sayısının artmasına neden olmaktadır. Ancak kişisel gerekli önlem ve tedbirleri alarak kenelerin sayılarını azaltmak mümkündür”Poyraz söyle devam etti:
KUŞLARLA ÇÖZÜM
Hastalığın önüne geçebilmek için şehre yakın mesire alanlarına kuş yuvaları yerleştirdik. Buralarda üreyen kuşlar, kene ve diğer böcekçil hayvanları yiyerek besleniyor. Bu da kene sayısının azalmasına etki ediyor. Yani ekolojik dengeyi bozmadan kenelerle mücadele ediyoruz. Bu konuda eğitimler vererek halkımızı bilinçlendiriyoruz. Vatandaşlar da beslenmelerine ve el temizliğine önem vermeliler”
500 ADET KUŞ YUVASI
Nevzat Algan ise Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmalarla hastalığa karşı önemli tedbirlerin alındığına işaret etti. Algan, “Büyükşehir Belediyesi’nin katkısıyla 12 adet mesire alanı ve 2 adet doğal parka 500 adet kuş yuvası yerleştirdik. Kuşların sayısını artırarak, kenelerin üremesinin önüne geçeceğiz”dedi. Kuş yuvalarının 4 ay önce asıldığını belirten Veteriner Şube Müdürü Fatma Dilber de, çalışmanın yeni ve Türkiye’ye örnek olduğunu belirterek, “Gelişmeleri kamuoyuyla paylaşacağız. Kuşların üreme sayısını ve bölgedeki böcekçillerin sayılarının azalmasını takip edeceğiz”bilgilerini verdi.
ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Kenelerle mücadele konusunda diğer ilgili kurumlar da yaptıkları çalışmaları ve halkın alması gereken tedbirleri belirttiler. Açıklamalara göre; Vatandaşların otların, çimlerin ve çalılıkların bulunduğu yerlerde gezinirken dikkatli olmaları gerekiyor. Kenelerin yaşam alanlarında bulunabilecek kişiler, böcek kovucu ilaçları vücutlarına sürerek korunabiliyor. Kenelerin görülebilmesi için bu dönemlerde açık renk kıyafetlerin giyilmesi öngörülüyor. Eve dönüldüğünde kene kontrolünün yapılması gerekiyor. Hayvancılıkla uğraşan kişilerin hayvanlarını kene yönünden ilaçlatmaları zorunlu tedbirler arasında görülüyor. Üzerinde kene bulunan vatandaşın panik yapmadan en yakın sağlık kuruluşuna giderek muayene olması gerekiyor.
SIK SIK SINIRLAR DENETLENİYOR
Basın mensuplarının domuz gribiyle ilgili sorduğu soruları da yanıtlayan ilgili kurum yetkilileri, sınır kapılarında bu konuda sürekli denetleme yapıldığını belirttiler. Domuz yetiştiriciliğinin şartlı olduğunu kaydeden yetkililer, kentte domuz çiftliğinin bulunmadığını ve şu anda hastalıkla ilgili bir risk olmadığını belirttiler.
Bu ödevi yaparken biraz araştırmacı olmalısın. Bulunduğun yerdeki belediyelerin veteriner işlerine gidersen daha açıklayıcı ve kesin bilgilere ulaşabilirsin;)
O zaman sana Egem yayınları yada Murat yayınlarının yardımcı kitaplarını tavsiye edeceğim;)
Bizim ders notları sana biraz ağır gelebilir yoksa onlardan yardımcı olmaya çalışırım.
